Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

28 SİVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:06

20:29

-----

Yeruşalayim

19:08

20:31

Tel Aviv

19:27

20:32

17 HAZİRAN

Tel Aviv

19:29

20:33

İstanbul

20:23

21:05

2023

İstanbul

20:25

21:07

İzmir

20:16

21:07

İzmir

20:18

21:08

ŞELAH LEHA-שלח לך


19-20  HAZİRAN 2023 ROŞ HODEŞ TAMUZ

 


Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bamidbar 13:1-15:41)

Moşe, Kenaan ülkesine on iki casus gönderir. Casuslar kırk gün sonra ellerinde devasa bir üzüm salkımı, bir nar ve bir incirle dönerek, ülkenin bereketli ve bolluk içinde olduğunu bildirirler. Ancak casusların on tanesi, ülkede yaşayanların "bizden daha güçlü" devler ve savaşçılar olduğu konusunda uyarıda bulunur; sadece Kalev ve Yeoşua, ülkenin, Tanrı'nın söz verdiği şekilde fethedilebileceği konusunda ısrar ederler.

Halk ağlayarak Mısır'a geri dönmelerinin daha iyi olacağını söyler. Tanrı, Bene-Yisrael'in ülkeye girişinin kırk yıl boyunca ertelenmesine ve bu süre içinde o neslin tümünün çölde ölmesine karar verir. Bir grup pişman Yahudi, ülkenin sınırındaki dağa çıkar ve Amalekler ile Kenaaniler tarafından bozguna uğratılır.

Menahot (un, şarap ve yağ korbanları) kanunları ve ekmek yaparken bir hamurdan bir parçanın Tanrı'ya adanması mitsvası (Hala) verilir. Bir adam çalı çırpı toplayarak Şabat'ı ihlal eder ve idam edilir. Tanrı, mitsvaları (İlahi emirler) yerine getirmeyi hatırlamamız için giysilerimizin dört ucuna tsitsit (püsküller) koymamız talimatını verir.


Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

BİR GÜN BAZEN FARK YARATIR

Ana tema: Şelah Leha peraşasının ana teması “meragelim” olarak bilinen casusların veya öncülerin Erets Yisrael’e giriş yapmadan gerçekleştirdikleri inceleme seyahatinin detaylarıdır. Öncüler Erets Yisrael’i yanlış algılatmak amacını güderek halkı korkutacak bir profil çizmişler, gördüklerine kendi olumsuz yorumlarını katmışlardır. Bu yorumlar içinde oradaki halkın ne kadar güçlü olduğu, şehirlerin fethedilmez konumda oldukları kısacası Bene Yisrael’i kendi topraklarına girmemeleri için ellerinden geleni yapmaktan geri kalmamışlardır. Doğal olarak da Bene Yisrael oraya girmemek için bir kez daha Tanrı’ya isyan eder ve sonu bir başka trajedi olur. Kısacası “meragelim” planı başarılı olmuş ve Bene Yisrael orada gitmek istememiştir.

Kaçınılmaz bir şekilde Bene Yisrael Tanrı tarafından cezalandırılır. Bene Yisrael çölde otuz sekiz buçuk yıl daha dolaşacak ve toplam çöl yolculuğu kırk sene olacaktır. Öncülerin toprağı inceledikleri kırk günün karşılığı olarak kırk yıllık bir süre çölde dolaşılacak var olan kötü nesil ebediyete intikal edecek ve yeni nesil Erets Yisrael ile tanışacaktır. Öncülerin her günü için bir yıl çölde dolaşma cezası verilmiştir.  

Doğal olarak düşünmeye başlayabiliriz. Bu nasıl bir cezalandırma yöntemidir. Nasıl bir eşitlikten hareket edilerek bu sonuca varılmıştır? Akla gelen ilk cevap Tanrı’nın atalarımıza önemli bir ders vermek istemesi olabilir. Çünkü hayatımızın her günü büyük bir önem taşır. Her gün birçok şey ifade edebilir. Her geçen gün hayatımıza olumlu bir şeyler katabilmek için bulunmaz bir fırsattır. Ancak casuslar geçirdikleri her günü Bene Yisrael’i olumsuz etkileyebilmek için harcamışlardır.

Altı ayda bir gün: Gemara Masehet Hagiga’da tuhaf bir programa sahip bir bilgeden söz edilir. Bilge üç ay boyunca seyahat eder ve sonunda yeşiva’ya gelerek orada sadece bir gün geçirir. Yani akademide bir gün geçirmek için bu bilge altı ay boyunca seyahat etmektedir.  

Yeşiva’da bulunan diğer Rabiler kendisini “bar be rav dehad yoma – bir günlük yeşiva öğrencisi” olarak tanırlar. İlk bakışta akademideki diğer bilgelerin bu bilgeye “takılmak” amacıyla bu ismi taktıkları düşünülebilir ancak gerçek bundan farklıdır.

Gün neye benzer? Aslında Gemara bizlere bir günün neye benzediğini anlatmak için bu öyküyü misal olarak vermektedir. O günde o bilgenin nasıl bir titizlik, ilgi, heves, tutku ve konsantrasyonla öğrenebildiğini bir hayal etmeye çalışalım. Oraya varmak için üç aylık bir seyahat gerçekleştirmiş olan bilge o günün bir anını dahi boşa harcamamak için nasıl bir çalışma yapmış olabilir?

Aslında her güne bu şekilde yaklaşmak mümkün olabilir. Her gün bizler için ayrı bir önem ayrı bir değer ifade edebilir. Hatta hayatımızın tüm yörüngesi bir günde bile değişebilir.

Bu aslında öncülere verilen bir mesajdır. Kırk günün her biri büyük önem arz etmektedir ve Tanrı onlara bu görevi kolaylaştırmak için her şeyi hazırlamıştır. Oradaki büyük ve önemli kişilerin cenazelerinin kalkması öncülerin fark edilmemesi konusunda yardımcı olmuştur. Zamanın meyve toplama zamanı olması alınan örneklerin güzelliğini gözler önüne sermiştir. Ancak öncüler her günde insanları nasıl olumsuz etkileyebilecekleri konusunda kafa yormayı tercih etmişlerdir. Her gün Bene Yisrael için hazırlanan bir felaket senaryosu hazırlanmaktadır. Ancak bu, bunun tersinin de doğru olduğu anlamına gelir. Her gün bizler için paha biçilmez bir mücevher olabilir.

Öncülerin bu düşünce tarzı korkutucudur. Aslında bizler uyandığımız her günün değerini bilmeden çoğunlukla yaşamaya devam ederiz ve bu düşünce tarzı da her günün önemini derinlemesine düşünmekten daha kolaydır. Ancak asıl olan akademide bir gün geçirmek için üç aylık bir seyahati göze alan bilge gibi her günün değerine odaklanmak gerekir. Bu bizlerin Tanrı tarafından sunulan olağanüstü bir fırsattan tam olarak yararlanabilmek demektir.

Bir gün bazen fark yaratır. Bu doğrultuda gelin şöyle düşünmeye çalışalım. Hadi kırdığımız bir arkadaşımızın gönlünü almak için mesela bir telefon açalım. Onu kazanmaya çalışalım. Ya da bir hastanede kalan bir yakınımızı, yaşlılar yurdunda bulunan kimsesizleri veya matem durumunda olan bir yakınımızı arayarak ona teselli sözleri söylemeye çalışalım. Ya da birine bir hediye vererek, yardım teklif ederek hem onun hem de kendimizin hayatına bir anlam katmaya çalışalım. Basit değil mi? Ama bu basit hareketler bile bir kişinin hayatının dönüm noktası olabilir. Ya da bir Tora kitabı okuyarak, bir ders dinleyerek, Şabat günü için özel bir şeyler planlayarak kendi maneviyatımızı güçlendirmeye çalışalım.

Bu gün anlamlı bir sohbet, değerli zaman geçirmek, bir içten gülümseme ile eşimize sevgimizi göstermeye çalışalım. Gelin çocuklarımızla verimli vakit geçirmek suretiyle onlara her günün ne kadar anlamlı olduğunu öğretelim. Aramızdaki güzel ilişkiyi daha da güzelleştirelim.

Bir gün bir dünya fark yaratabilir. Bu kavramdan korkmayalım tam tersine onun enerjisiyle hareket edelim ve her günü dolu dolu yaşamak için elimizden geleni yapalım.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

TEVAZU BAZEN TEHLİKELİ OLABİLİR 

“VAYİKRA MOŞE LEOŞEA BİN NUN YEOŞUA”

“MOŞE OŞEA’NIN ADINI YEOŞUA OLARAK DEĞİŞTİRDİ” 

Moşe, göndereceği casusların görevlerinde başarılı olamayacaklarını hissetti. Moşe çok sevdiği öğrencisi Yeoşua’nın, bu grubun içinde sıkıntı çekeceğini düşünerek, ona güç vermesi adına mevcut ismine bir “yud” harfi ekleyerek “Yeoşua” olarak değiştirdi. Bu isim ona manevi bir güç katacaktı.

Targum Yontan adlı kaynağa göre bu konu farklı yorumlanır. Ona göre “Moşe, Oşea’nın aşırı tevazu sahibi olduğunu gördü ve adını Yeoşua yaptı” şeklinde ifade eder. Targum Yonatan’a göre tevazu, Yeoşua’yı riske atacaktı ancak burada bir soru sormamız lazım tevazu istenilen bir meziyet değil midir?

Avne Şoam adlı kaynak, bu soruya Gemara şabat 17:4 te Tosafot açıklamasına göre bir cevap verir. İki önemli Tora ekolü sayılan Bet Şamay ve Bet Hilel, şabatla ilgili olarak yenen bir et yemeğinden sonra artan kemiklerin, taşınıp, taşınamayacağını yani “muktse” sayılıp, sayılmadığını tartışıyorlardı. Bet Hilel’e göre taşınabilirdi ancak Bet Şamay’a göre bu kemikler muktse sayıldığı için kemiklere dokunulamaz ve ancak onların bulunduğu masa sallanarak onlar masadan uzaklaştırılabilirdi. Rabi Zeharya ben Avkilos, bu iki  görüşü birlikte uygulamayı seçti kemikleri eliyle alıp, arkasına fırlattı. Bu Gemara’ya yorum yapan Tosafot, bu tutumun Bet Amikda’şın yıkımına sebep olduğunu belirtir.

Bu ne anlama geliyor? Tosafot bu yorumu, Talmud Gitin 56 A’ da geçen hikayeye göre yaptığını ekler. Bu hikayede Hain bir Yahudi, Romalı valiye giderek Yahudilerin ona karşı isyan başlatacaklarını söyler ve bunu kanıtlamak için Bet Amikdaş’ta onun adına kurban olarak sunulması için bir buzağı göndermesini ancak Yahudilerin bunu red edeceklerini  de iletir. Romalı vali bir buzağı seçtirir ve bir rica mektubuyla birlikte Mizbeahta kurban edilmesi üzere bizim hain Yahudi ile bunu gönderir. Yolda gizli bir şekilde hain, bu hayvanın kurban olarak sayılmasını geçersiz kılacak zararlar verir amaç bu kurban yapılmasın, Romalılar saldırsın ve Bet Amikdaş yıkılsın…

Talmud, bilgelerin bu durum karşısında kurbanı hemen reddetmediklerini ancak bir ikilemde kaldıklarını yazar. Belki bu özel durumdan dolayı bu seferlik sakat ta olsa bu kurbanı kabul edebiliriz diye düşündüler ancak Rabi Zaharya be Avkilos karşı çıktı ve dedi ki’’ bu kurbanı sunarsak halk sakat hayvanların da mizbeahta sunulabileceğini sanacaklar yanlış öğrenecekler.’’ Rabiler bu sefer bu haini idam edelim diye düşündüler bazı özel durumlarda seni öldürmeye çalışan birini kendini korumak için yok edebilirsin. Bu seferde Rabi Zaharya ben Avkilos ‘’ mizbeahta sunulmak üzere sakat kurban getirmenin cezası ölümdür şeklinde bir yanlış öğreti verebiliriz halka’’ dedi ve karşı çıktı. Sonuçta kurban yapılamadı ve büyük kayıplarla birlikte Bet Amikdaş yıkıldı. Bu olay üzerine Rabi Yohanan ‘’Rabi Zeharya’nın tevazusu Bet Amikdaş’ı yıktı ve toprağımızdan sürülmemize sebep oldu’’ demiştir.

Alçakgönüllülük, tevazu her zaman aranan meziyetlerdir ancak bazı özel durumlarda diğer nitelikler daha uygundur. Sorumluluk alınması gereken yerlerde birileri üzülecek diye tevazu göstermek büyük yıkımlara sebep olabilir. Rabbi Zaharya gibi abartılırsa bugün bile sıkıntılarını yaşadığımız sürgüne neden olabilir.

Targum Yonatan’a göre, Moşe tam olarak Oşea’nın bu özelliğinden korkuyordu. O oldukça iyi, ağırbaşlı ve tevazu sahibiydi. Ancak bu işte, içten pazarlıklı, kötü niyetli casuslar içinde bu meziyetler problemdi. Oşea’nın bunlarla başa çıkması mevcut meziyetleriyle çok zor olacaktı bu yüzden ismine eklediği “yud” harfi ona hain planlara karşı dik durması için güç verecekti.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Şomer Şabat olmayan kişi “Avdala” yapabilir mi?

Şabat’ı ihlal eden kişiler dahi “Avdala” yapmak ile yükümlüdür. Şabat ihlalleri Şabat’ın kutsal seviyesini düşürse bile bu Şabat çıkışının kutsallıkla hissedilmesine engel değildir. Avdala yapıldıkça Şabat’ı gereği gibi kutsama potansiyeli artacaktır. 

AKLIMIZA GEÇENLER

Rav İsak Alaluf

Günümüzün en popüler sorularından biri astroloji ile ilgili sorabileceklerimizdir. Bu konuda bir açıklama yapmak istedik ve Rabi’mizin bu konudaki öğrendiklerini paylaştık.

Her insan, yaşamın birçok özelliğini belirleyen sözgelimi özel bir enerji akışı, kişilik, koşullar ve potansiyeli olan bir astrolojik alanın altında doğar.   İbranice'de buna "mazal" denir. Bu sözcük kelimenin tam anlamıyla yıldızların hizalanması olarak açıklanabilir. Ama birisine Mazal Tov dilediğimizde olduğu gibi "şans" anlamına da gelebilir.

Bir kişinin labirenti doğumdan itibaren önceden programlanmıştır. Ama Leh Leha peraşasında Tanrı Avraam’ı dışarı çıkarır ve ona "yıldızları sayabiliyor musun bir bak" sorusunu yöneltir. Tanrı, Avram’ın adını Avraam olarak değiştirir ve kaderini yeniden hizalamak için onu mecazi anlamda yıldızların üzerine kaldırır.

Avraam neden bu kadar özeldir? İlk cevabımız genel durum ile ilgilidir. O zamanlar hüküm süren dünya sistemi putperestliktir. Avraam bu fikrin yanlışlığını görür ve kendisini toplumsal normların üzerine çıkarır. Bu aşkınlık eylemi için, Tanrı, Avraam’ı doğal sistemin dışına - "yıldızların üstüne" kaldırarak karşılık verir.

Bu, sonsuza dek bir ilke haine gelir. Yahudi toplumu mazal yani yıldız dizilişlerinin üzerindedir. Basit bir deyimle yıldızlar Yahudi inançlısının yaşamına doğrudan etkili değildir. Yıldızların ne söylediği bizim için hiç de önemli değildir. Tarih bunu doğrular. Yahudi halkı, Yunanlılar ve Romalılar gibi tüm büyük imparatorluklar tarihe gömülürken var olmaya devam eder. Günümüzde de Yahudiler aynı şekilde var olmaya devam etmektedirler. Tanrı’nın yardımı ile de yıldızlardan bağımsız bir şekilde varlıklarını ebediyen sürdüreceklerdir.  

HAFTANIN SÖZÜ

"Ne zaman kendini kötü hissetse, her insan hayati bir şekilde hatırlamalıdır, 'bütün dünya benim için yaratıldı.'” (Baal Şem Tov)