Yazdır

aile perasasi

Bu haftanın Peraşasında, Tanrı, Yahudi insanlara her yedi yılda bir, tarlalarını dinlendirmelerini ve tohum ekmemelerini söyler.

Bunu yaparlarsa, kayba uğramayacaklarına söz verir ve çift ürün almaları için bir mucize gerçekleştireceğini açıklar.

Bu insanların güvenini sınamak için yapılan çok büyük bir testti, zira o günlerde ekin olmaması, yiyecek olmaması anlamına geliyordu! Her insanın testle yüzleşmesi gerekecek, yaptığı seçim Tanrı'ya ne kadar güvendiğini veya güvenmediğini açık

biçimde ortaya koyacaktı.

Bu fikri hayatlarımıza da uygulayabiliriz. Etik ya da doğru bir hareketi yapmanın bizi kayba uğratacağını düşünerek çelişkiye düştüğümüz bir durumda, Tanrı'ya güvenmeyi seçebiliriz. Doğru olanı yaparsak, sonunda hiç bir zaman kayba uğramayız.

HİKAYE

Hikayemizde, bir kız bir "güven" seçimiyle karşı karşıya kalır ve kazançlı çıkar.

UZUN KESTİRME YOL

Çok sıcak bir gündü ve Nensi ile arkadaşları, havuzdan evlerine giden yolun ne zaman sona ereceğini düşünüyorlardı.

"İyi ki su şişelerimizi yanımıza almışsız. " dedi Nensi, kız kardeşi Diana'ya.

Çocuklar yollarına devam ederlerken, içlerinden biri, yolun öteki tarafında, tel örgünün bir yerde kırılmış olduğu fark etti.

"Hey! Çok şanslıyız!" diye bağırdı Diana "Şu kestirme yoldan gidersek, çok daha çabuk varacağız evimize"

"Haydi gidelim!" diye anlaştılar yorgun kızlar. Hemen tozlu sokağın karşı tarafına geçmeye hazırlandılar.

Ama yaklaştıklarında, hevesleri söndü.

Kopmuş tellerin tam yanında "GEÇİS YASAKTIR" diyordu eski, paslı tabelada.

Çocuklar birbirlerine baktılar. "Haydi "dedi Diana, "Bu tabela eminim burada on senedir asılı. Kimse dikkat etmiyor bile, biz niye edelim ki?"

"Diana haklı" diye çıkıştı Sara "Ne kadar çok insanın buradan geçtiğine baksanıza. Boş arazide ayak izlerinden bir yol oluşmuş bile!"

"Ayrıca" diye ekledi Diana, "Kim bilecek ki? Kim dikkat ediyor ki buraya?

Terlemiş, yorgun çocukları ikna etmek zor değildi, bir anda hep beraber çitten geçmeye başladılar. Ama Nensi, geçmek için eğildiğinde, içinde kötü bir his kapladı. Sanki her şey yolunda değildi. Doğru, çok terlemişti ve yorgundu ama bu onlara yasak bir yerden geçme iznini verir miydi?

Yerinde durdu ve arkadaşlarını çağırdı. "Hey, bir dakika beklesenize. " Kızlar arkaya döndüler. "Başka insanların malı olan bu araziden geçmeye ne hakkımız var?" diye sordu Nensi. "Çok uzun bir yol olduğunu biliyorum, ama bir şey zor olsa bile doğruysa doğrudur, değil mi?"

Diana kız kardeşine dönüp, "Dinle, bizler kestirmeden gitmeye karar verdik. Bir problem olmadığına eminim. Ama sen ter içinde uzun yoldan gitmek istiyorsan,
sen bilirsin. Seni, elimde serin limonatamla evde bekliyor olacağım."

Nensi, Diana ve arkadaşlarının, mutlu bir şekilde oradan uzaklaşmalarını seyretti. Tek başına yürümeye başladı. Şimdi yol sanki daha da uzamıştı.

"Belki de aptallık ettim" diye düşündü. "Diğerleri çoktan klimalı, serin evlerine ulaşmıştır bile. Uf, ben de neredeyim ki?"

Bir ya da iki kez, Nensi, neredeyse geri dönüp onlara katılmayı ya da çitteki deliklerden birinden kestirmeye sapmayı aklından geçirdi. Ama her seferinde kendi kendine, "Doğru olan doğrudur, zor olsa bile." diyor, genelde yaptığı gibi, kendine doğru kararı yaparak hiç bir zaman kayba uğramayacağını hatırlatıyordu.

Nensi, kısa bir süre sonra, güzel düşüncelere daldı ve fark etmeden, evine ulaşıverdi. Kapıya doru yürürken içerde, klimanı serinliğinde oturan Diana'yı bulacağını
düşünüyordu. Ama ev boştu. Sabahtan beri eve kimsenin girmediği belliydi.

"Bu çok tuhaf diye düşündü. "Belki de Diana, arkadaşlarının birinin evine gitti." Klimayı açtıktan sonra, Nensi öğleden sora okuyacağı bir dolu kitapla koltuğa
yerleşti

Uzun bir süre sonra, Nensi posta kutusunu kontrol etmek için dışarı çıktığında, garip bir şey gördü. Diana ve arkadaşları geliyordu. Mutlu görünmedikleri kesindi. Oflaya poflaya gelen kızların bazılarının bacakları çizilmişti. Hatta Diana
topallıyordu!

"Hey size neler oldu?" diye şaşkınlıkla sordu Nensi.

Kızlar, şaşırmış biraz da utanmış bir halde baktılar. "Şey.." diye içini çekti Diana, "Kestirmeden gitmek pek de iyi bir fikir değilmiş. Bütün yol dikenlerle doluydu!"

"Ve ısırgan otlarıyla!" diye ekledi Sara. "Yolu hiç bitiremeyeceğimi düşündüm. O kadar zordu ki yürümek!"

"Bizimle gelmediğin için çok şanslısın" dedi Diana.

Nensi, kız kardeşine ve arkadaşlarına bakıp başını salladı, "Şanslıydım" diye düşündü kendi kendine, "çünkü doğru olanı yapmak için yeterince güvendim."

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Nensi, kestirmeden gitmek hakkında ilk başta ne hissetti?

Cevap: Bunu yapmak istediği halde, doru olmadığını fark etti.

Soru: Arkadaşlarının başına gelenleri gördükten sonra neler hissetti?

Cevap: Onlar için üzüldü ama doğru olanı seçtiği için korunduğunu fark etti.

6-9 YAŞ

Soru: Nensi'nin arkadaşları evlerine daha çabuk ve daha rahat ulaşsalardı, bu onların doğru, Nensi'nin ise hatalı olduğunu mu gösterecekti?

Cevap: Tabii ki de hayır. Çoğu zaman, doğru şeylerin hayatlarımıza nasıl iyilik kattığını görürüz, ama bazen bunu hemen görmeyiz. Önemli olan, iyi olanı yapmaya devam etmek ve sonunca kazançlı çıkacağımıza güvenmektir.

Soru: Nensi için kestirmeyi reddetmek kolay değildi. Neden çoğu zaman, doğru olanı yapmak zordur?

Soru: İnsan, genellikle kolay yolu seçmeyi tercik eder ve bu her zaman etik olan seçim değildir. Ve bu seçimler genellikle, karakterimizi sınamamıza ve zor olsa da doğru olanı seçerek büyümemize yardım eder.

Soru: Doğru olanı yaptığınız için kayba uğramadığınız bir zamanı hatırlıyor musunuz?

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: İnsan, Tanrı'ya güvenerek ne kazanır?

Cevap: Tanrı'ya güvenmyee, İbranice, "bitahon" denir ve bir insanın sahip olabileceği en değerli şeydir. Buna sahip olan biri, hayatının her anında tam anlamıyla mutlu ve sakin olur. Çünkü o hiç bir zaman yalnız olmadığını ve hiç bir şeyin şans eseri başına gelmediğini bilir. Tanrı'nın istemediği hiç bir şeyin kendisine yardım etmeyeceğini ya da zarar vermeyeceğini bildiğinden, hiç bir şeyden veya hiç kimseden korkmasına gerek yoktur. Kimseye, yardım umarak iltifat etmek zorunda değildir. Tanrı'ya güvenmek, hayatımızı değiştirir ve bizleri tamamen farklı bir düzleme yerleştirir. Buna sahip olmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Soru: Tanrı'ya güvenirsek, her şey olmalarını istediğimiz şekilde mi olur?

Cevap: Tanrı'ya güvenmek, Tanrı'nın bizi sevdiğini, bizim için en iyisini istediğini ve o anda neye ihtiyacımız varsa onu gönderdiğini bilmektir. Ama bizim bakış açımız sınırlıdır ve bazen Tanrı'nın bizim için en iyisi olduğunu düşündüğü şeyler, bizim düşündüklerimizle aynı değildir. Tanrı'ya güvenmek, gerçekleşen her şeyin bizim iyiliğimiz için olduğunu bilmektir.