Bu Hafta İçin Saatler

11 ADAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5783

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:58

18:15

-----

Yeruşalayim

17:03

18:20

Tel Aviv

17:18

18:17

4 MART

Tel Aviv

17:23

18:22

İstanbul

18:43

19:26

2023

İstanbul

18:50

19:33

İzmir

18:46

19:37

İzmir

18:53

19:44

TETSAVE- תצוה


ŞABAT ZAHOR
6 MART 2023 TAANİT ESTER
7-8 MART PURİM

Peraşa Özeti

[www.chabad.org]
(Şemot 27:20-30:10)

Tanrı, Moşe'ye Menora'daki "daimi kandili" besleyecek saf zeytinyağını Bene-Yisrael'den almasını söyler. Aaron bu alevi her gün, yakacak ve kandil "akşamdan sabaha" yanacaktır.
Koenler tarafından Mişkan'da hizmet ederken giyilmesi gereken giysiler tarif edilir:
Tüm Koenler:
1) Ketonet - ketenden uzun bir entari;
2) Mihnasayim - keten don;
3) Mitsnefet ya da migbaat - keten bir sarık ve
4) Avnet - bele sarılan uzun bir kuşak giyerdi.
"Koen Gadol - Baş Koen" buna ek olarak şunları giyerdi:
5) Efod - mavi, erguvani ve kırmızıya boyanmış yün, keten ve altın ipliklerle dokunmuş, önlüğe benzer bir giysi;
6) Hoşen - üzerinde Yisrael'in on iki kabilesinin isimlerinin yazılı olduğu on iki değerli taş bulunan bir göğüslük;
7) Meil - eteğinde altın çanlar ve dekoratif narlar bulunan mavi yünden bir üstlük;
8) Tsits - alında taşınan ve "Tanrı için Kutsal" yazısını taşıyan altın bir levha.

Tetsave peraşası ayrıca Aaron ile dört oğlu Nadav, Aviu, Elazar ve İtamar'ın, yedi günlük Koenlik'e atanma törenlerini ve tütsünün (Ketoret) yakıldığı Altın Mizbeah'ı yapma konusundaki ayrıntılı talimatları da içerir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

KONSANTRASYON VE ADAMAK

Kılık kıyafet: Tetsave peraşası Kohen Gadol ve Kohenler’in kıyafetlerinin tarifi ile ilgilidir. Peraşamızda bu kıyafetler birer birer neden ve niçinleriyle ifade edilmekte ve her kıyafetin bir günah veya olumsuzluğu “kapara” etme görevi bulunmaktadır. Bu yüzden de Tora Tetsave ve Pekude peraşalarında kıyafetler konusuna büyük yer vermiştir.

Tora kıyafetlerden söz ederken bunların Kohenler’e “kavod – onur” ve “tiferet – güzellik” katacağını öğretmektedir. Bu son derece doğaldır. İhtişamlı kıyafetler veya ihtişamlı bir mekan o kişiyi onurlandırır. Ancak Rabiler daha farklı bir noktaya da dikkat çekerler. Aslında kişi kıyafetlerini ve bulunduğu makamı onurlandırmalıdır. Kıyafet veya makamın etkisi geçici iken kişinin yaratacağı etki çok daha kalıcı hatta ebedidir.

Her kıyafet bu kadar özen ve detay gerektirirken Rabi Ovadya Sforno kıyafetlerin Kohen Gadol’a bir kutsallık kazandırması gerektiğini de ifade eder. Nasıl ki Mişkan için toplanan “Teruma” tamamen Kaşer ve gönüllü bağışlar ile gerçekleştirildiyse kıyafetler için toplanacak bağışların da aynı şekilde olması gerekir. Her aşamada bu konsantrasyonun sağlanması o kıyafetin kutsallığının oluşturulması ve korunması için önemlidir.

Özel kalaslar: Mişkan peraşalarında her detay önemli olduğu gibi anlatımında her harfin mutlaka bir açıklaması vardır. Teruma peraşasında Mişkan’ın etrafındaki kalaslarda bahsederken “keraşim” ifadesi yerine “akeraşim” ifadesini kullanan Tora belli kalaslardan söz ettiğini açıklar. Rabiler buradan hareketle Gemara’nın öğretisine dayalı bir tespit yaparlar.

Eylemlerle hayat bulmak: Yaakov Avinu Mısır’a giderken Hevron’dan Beer Şeva’ya geçer. Orada Tanrı ile konuşur bazı güvenceler alır. Bu konuşma Tanrı’nın atalarla olan son temasıdır. Soru Hevron’dan doğrudan Mısır’a geçmek varken Yaakov’un neden Beer Şeva’ya uğradığı ile ilgilidir. Midraş Raba ve Gemara Yaakov’un Mişkan inşasında kullanılacak kalaslar ile ilgili ağaçların teminini oradan yaptığını ve beraberinde Mısır’a götürdüğünü paylaşır.

Erets Yisrael de Mısır da kalas temini için yeterli sayıda ağaç barındırırlen bu kalasları Mısır’a taşımaya ne gerek vardır sorusu daha da ilginç bir anlatımla yanıt bulur.

O ağaçlar gelişi güzel seçilmemiştir. O ağaçlar bu amaçla kullanılmak üzere Avraam Avinu tarafından özel olarak dikilmiş, Yaakov tarafından Mısır’a taşınmış ve sonunda da Mişkan inşasında kullanılmıştır.

Nasıl ki kıyafetlerin temini, dikilmesi, oluşturulması için her aşama belli bir “kavana” gerektiriyorsa Mişkan’ın inşasında kullanılacak kalaslar bile özel olarak bu amaçla “kavana” tutularak hazırlanmıştır.

Yahudilik sözle değil eylemle hayat bulan bir inanç sistemidir. Sadece söz yetiştirmek ve oturduğu yerden ahkam kesmek kişiyi iyi ve inançlı bir Yahudi yapmaz. İnanç kalpte taşınsa bile eylemlerle gösterilir. Bu eylemler “kavana” dediğimiz konsantrasyon ve adamayla daha anlamlı işler yapmak için bizlere güç verir.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Bu Şabat günü uzak bir yörede oturmasına rağmen ve yakın bir tehdit altnda olmamasına rağmen, Amalek’in Mısır’ı henüz terk etmiş olan Bene Yisrael’e yaptığı ani saldırıyı anlatan Zahor peraşası okunduğu için Şabat Zahor olarak adlandırılır. Maftir olarak, Amalek’in yok edilmesini emreden özel bir kısım okunur. Aftara da bu konuya uygundur ve Kral Şaul’unAmalek’e karşı giriştiği savaşı anlatır. Büyük bir zafer kazanır; ama Amalek kralı Agag’a merhamet gösterip onu öldürmek yerine esir alır. Ertesi sabah Peygamber Şemuel, Şaul’u, Tanrı’nın  Amalekler’i  tamamen yok etmekle ilgili emrini tam olarak yerine getirmediği için azarlar; krallığın onun soyunun elinden alınacağını bildirir. Bundan sonra  Şemuel Amalek kralı Agag’ı öldürür. Talmud, bunun bir gece öncesinde, Agag’ın karısının hamile kaldığını ve daha sonra bir çocuk doğurduğunu belirtir.  O gece Şaul savaş yerinde öldürmediği için hayatta olan Agag, bu şekilde Amalekhalkının soyunu sürdürmeyi başarır. Bunun sorumlusu Şaulolarak görülür. Bu nedenle Agag’ın soyundan gelen Aman’lasavaşmak işi, Şaul’un soyundan gelen Mordahay’a kalır. Bu maftir ve aftara, Amalek ve bu halka mensup Amanı’ınhikayesini bağlamak için, her zaman Purim’den önceki Şabat günü okunur. 

Amalek neden saldırmıştır? Tora, Amalek’in saldırısı hakkında ‘’Aşer Kareha – Sana Rast Geldi  ‘’ sözcüğünü kullanmaktadır. Başka bir deyişle saldırı rastlantı konusunu ön plana çıkarır nitelikteydi. Amalek’in tüm felsefesi dünyada Tanrısal bir planın veya takdirin bulunmadığı yönündedir. Bu felsefeye göre, her şey bir tesadüftür; talih, şans ve kader tarafından dikte edilir. BU nedenledir ki, Amalek’in doğrudan torunu olan Aman, Yahudileri öldürmeye karar verdiğinde rast gele zar atmıştır ve “Purim” ismi de oradan gelmektedir.

Felsefi olarak Amalek ve Yahudiler yelpazenin karşı uçlarında dururlar. Yahudilik dünyada bir amacın, bir anlamın var olduğuna ve Tanrı’nın yakından hayatımızla ilgilendiğine inanır. Esasında Purim’in öğrettiği de budur. Her şey kasvetli göründüğü zaman bile, Tanrı oradadır ve olaylara yön vermektedir. Aman’ın kararı ile Yahudilerin yok olmaya mahkum olduğu şeklinde bir görüntü ortaya çıkmıştı. Ama sonrasında dramatik bir şekilde olaylar tam tersine dönmüştür. 

Kendi hayatımızda, Tanrı’nın ilgisinden kuşku duyma düzeyimiz ne kadar yüksekse, Amalek’in rastlantıya dayanan felsefesi de bizim o düzeyde bir parçamız haline gelmiş demektir.

Kabalistler Amalek sözcüğünün sayısal değeri olan 240’a dikkat çekerler. Bu sayı, Safek yani kuşku kelimesinin sayısal değeri ile aynıdır. Amalek’in rolü, bu dünyada neyin gerçek olduğu ve Tanrı’nın olayların gelişimindeki rolü hakkında kuşku yaratmaktadır. 

Bu kavram o kadar önemlidir ki, 613 mitsvadan bir tanesi Amalek’in yaptıklarını anımsamaktır. Ve her sene Purim’den önce Şabat’ta bizim yaptığımız budur. O halde bu mesaja önem verelim ve payımıza düşen görevi yaparak, Amalek’in rastlantı dolu bir dünya fikriyle mücadele edelim.

Tora’da ‘’Amalek’in sana yaptığını hatırla’’ denmektedir. Pasuk ‘’sana ‘’ diyerek tekil hitap şekli kullanmaktadır. Bu, Amalek ve onun temsil ettiği kültürün, sadece kendisini Yahudilik’ten ayıran ‘tekil’ kişiler üzerinde etkili olabildiğini gösterir. Ancak kendi kültürüne bağlı kalmış ve toplumla birlikte yaşayan bir kişinin, Amalek’in olumsuz etkilerinden korkmasına gerek yoktur.

Bir Purim kutlamasında öğrenciler, Megila’da anlatılan olayları canlandırmışlardı. Aman rolünü oynayan öğrencinin, Mordehay rolüne göre çok daha başarılı olduğu görüldü. Öğretmenleri buna hemen bir açıklama getirdi. Aman rolünü oynamak her zaman kolaydır. Ne de olsa hepimizde ondaki gurur düşkünlüğü ve kötü karakterden bir nebze olsa da vardır. Oysa Mordehay rolünü başarıyla canlandırmak imkansızdır. Zira Mordehay’ın yüksek düzeydeki özelliklerini taklit etmek çok zordur. Bunu başarmak için gerçekten onun düzeyinde olmak gerekir.

Megilat Ester’de Modehay Aman’ın önünde ne diz kırdı, ne de eğildi denmektedir. Bu sözcüklerin cümledeki yapısı gelecek zamana göredir. Başka bir deyişle “Mordehay ne diz kıracak ne de eğilecek” denmektedir. Her nesilde Yahudilerde, boyun eğmeyecek bir lider mutlaka çıkacaktır. Aman bunu bilmekteydi; bu sebeple Mordehay’ın tüm halkını yok etmek istedi. Zira bir Mordehay’ı öldürse, başka bir yerden bir başka Mordehay’ın ortaya çıkacağını bilmekteydi. Ve o çıkacak olan Mordehay da ‘ne diz kıracak, ne de eğilecekti’ Amacına ulaşamadı. Her dönem aramızdan Mordehay gibi inançlı insanlar çıkar ve  Yahudiliğimizi sona kadar gururla ilerdeki nesillere aktarılmasına vesile olurlar.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Avel senesinde hediye alıp vermek mümkün müdür? 

Bir avel için hediye almak ile ilgili bir yasak yoktur. Purim Sefarad geleneğinde “Mişloah Manot” gönderebilir. Ancak Aşkenaz kardeşlerimiz bu konuda daha katıdır.

AKLIMIZDAN GEÇENLER
Rav İsak Alaluf

Adam ve Hava'nın hikayesindeki Yılan tam olarak neydi? Düşündüğümüz gibi bir yılan mı yoksa efsanevi bir yaratık mıydı? Tora ayrıca bize, insanı günah işlemeye ayarttığı için lanetlendiğini de öğretir. 

Rabi David Rosenfeld yanıt verir.

Derin sorularınız için teşekkür ederim. Yılan, doğal dünyanın bir parçası olan fiziksel bir hayvandı. Aslında, Gemara Sanhedrin 59/B’ye göre, günahtan önce çok daha insansıdır. Bununla birlikte, ona Tanrı tarafından insanı günah işlemeye teşvik etmek, Adam ve Hava'nın kendilerine verilen tek emri çiğnemesine neden olmak şeklinde anladığımız bir görev verilir.

Adam ve Hava günah işlemeden ve Bilgi Ağacından yemeden önce, günah işlemek için içsel bir arzuları yoktur. Onların "kötü eğilimleri", Yılan'da cisimleşen bir dış güçtür. Adam ve Hava günah işledikten sonra içlerine kötülük arzusu girer ve insan iyiyle kötünün karışımı olur. Artık insanı günah işlemeye ikna etmek için dışarıda fiziksel bir varlığa ihtiyaç yoktur. O andan itibaren, kendi kafamızın içinde küçük bazen de büyük bir ses bizi kötülüğe çekiyor.

Günahtan sonra insana ölümün takdir edilmesinin bir nedeni de budur. İnsanlar artık tamamen saf yaratıklar değildir. Kötülük içimize girmiştir. Ve böylece, insan vücudu artık mükemmellik için çabalayamaz.  Bedenlerimiz artık ebedi değildir. Mesilat Yeşarim’e göre dirilişte daha yüksek bir seviyede yeniden yaratılmak için önce ölmeleri ve çürümeleri gerekecektir. Ancak o zaman sonsuza dek yaşayabilmek mümkün olacaktır.

Eğer Yılan sadece Tanrı'nın bir temsilcisiyse, tabiri caizse işini yapıyorsa, neden cezalandırılır? Cevap, ona yapılanın kendi başına bir ceza olmadığıdır. Tanrı'nın yaptığı, onun gücünü azaltmaktır. Kötü eğilim, varlığımızın içinde olacağından, ona direnmek çok daha zor olacaktır. İnsan bundan böyle kendi içinde iki sese sahip olacak ve çoğu zaman hangisinin iyiliğin, hangisinin kötülüğün sesi olduğunu zorlukla ayırt edecektir. Hayatta kalmak için tek umudumuz, Satan'ın daha zayıf olmasıdır. Yılanın bacaklarını kesmek, azalan gücünün ve hareketliliğinin simgesidir ve insana galip gelme şansı verir.

HAFTANIN SÖZÜ

Tefilin mitsvasında olduğu gibi, baş ve kolda onlar için belirlenmiş bir yer vardır. Kişi baş Tefilin’inin ağırlığını ve kol Tefilin’inin sıkılığını hisseder. Bu birine karşı duyduğu sevgide de öyledir.  Sadık bir arkadaşla karşılaştığında insanın hissettiği sevgi gibi, Tanrı korkusu bu mitsvotların yerine getirilmesi, bedensel bir duyum olması, kalbin ve vücudun gerçekten hissetmesi demektir. (“Ayom Yom” Habad dergisi)