Bu Hafta İçin Saatler

13 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5782

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:48

20:08

-----

Yeruşalayim

18:52

20:14

Tel Aviv

19:08

20:11

14 MAYIS

Tel Aviv

19:13

20:16

İstanbul

19:58

20:40

2022

İstanbul

20:05

20:45

İzmir

19:53

20:44

İzmir

19:59

20:50

EMOR-אמור


19 MAYIS 2022 LAG BAOMER

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 21:1-24:23)


Emor ("Söyle") peraşası, Koenler, Koen Gadol ve Bet-Amikdaş'taki ibadet ile ilgili özel kanunlarla başlar. Bir insan, ölüyle temas ettiği takdirde, manevi saflığını kaybeder ("Tame" olur). Bu, kötü değil, aksine bazı durumlarda kaçınılmaz bir durumdur; sadece belirli bir arınma sürecini gerektirir.

Normal Yahudiler'den farklı olarak, bir Koen'in ise, yakın bir akrabasının ölümü vesilesi dışında, bir cesetle temas ederek Tame olması yasaktır. Bir Koen boşanmış ya da karanlık bir geçmişi olan bir kadınla da evlenemez. Koen Gadol ise ancak bir bakire ile evlenebilir. Fiziksel bir kusuru olan bir Koen, Kutsal ibadette aktif olamaz. Kusurlu bir hayvan, korban olarak getirilemez.

Yeni doğmuş bir buzağı, kuzu veya oğlak, yedi gün boyunca annesiyle bırakılmalıdır. Bir hayvanı, yavrusuyla aynı gün içinde kesmek yasaktır.

Emor'un ikinci kısmı, yıllık "Kutsiyet İlanı" Günleri'ni, yani Yahudi takviminin bayramlarını listeler: 14 Nisan'da Pesah korbanı getirilir; Pesah'ın 2. günü ilk arpa hasadından Omer korbanı getirilir. O gün Omer sayımına başlanır ve 50. günde Şavuot bayramı kutlanır. 1 Tişri'de "Şofar sesinin hatırlanması" gerçekleştirilir; 10 Tişri'de kutsal bir oruç günü (Yom Kipur); 15 Tişri'de ise yedi gün boyunca çardaklarda yaşamamız ve dört tür bitki ile bazı işlemler yapmamız gereken Sukot Bayramı vardır.

Emor, Tanrı'ya küfrettiği için idam edilen bir adamla ilgili olay, adam öldürmenin cezası (idam) ve bir kişiyi yaralamanın veya malını mülkünü yıkmanın cezası (parasal tazminat) ile sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
ŞİDDET

Giriş: Eğer haber okumaya meraklı iseniz veya televizyonda akşam haberlerini dinleme âdetiniz varsa son zamanlarda gerek yazılı gerekse sözlü basında sıklıkla “şiddet” haberlerine yer verildiğini görebiliriz. Bu olay bazen bir aile içi şiddet olarak karşımıza çıkarken bazen de kendisini tedavi etmeye çalışan doktorların bıçaklandığını veya saldırıya uğradığını görürüz. Bazen bir öğretmenin öğrencisine şiddetinden bahseden haber bazen de bir kadına karşı nedense önlenemeyen saldırı ve şiddetten söz etmektedir. Bir süre sonra içimiz acımaya devam etse de bu tür haberler bir alışkanlık haline gelmekte ve ilk zamanlarda hissettiğimiz duygular zayıflamaktadır. Şiddet söz konusu olduğunda nedense alınan tedbirler pek de işe yarar görünmemektedir. Aslında burada söylenmesi gereken yasaların yaptırım gücü değil uygulanabilirliğidir. Eğer şiddete karşı yasalar gereğince uygulanırsa şiddetten söz etmek o kadar da kolay olmayacaktır. Ancak “hafifletici sebep” adı altında şiddeti önleyecek yasaların uygulanabilirliği zayıfsa bu konuda alınması gereken yol daha çok uzun anlamı çıkmaktadır.

Örneklerle şiddet: Rabi Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) Tohahat Hayim kitabının Emor peraşasını açıkladığı bölümüne şiddetin Yahudilikte ne anlama geldiğini anlatarak başlar. Bazı ülkelerdeki yasalara göre sözlü tartışmada her iki taraf da eşit değerlendirilirken eylemsel olarak şiddete başvuran taraf anında suçlu duruma düşmektedir. Rabi Palaçi bunu Tora’dan bir örnekle açıklar.

Moşe Rabenu Mısır içinde dolaşırken bir Mısırlı’nın bir İbrani’yi darp ettiğini görür ve gerekeni yapar. Ertesi gün ise iki İbrani’nin birbirleriyle tartıştığına tanık olur. Tora “vayomer laraşa lama take reeha – kötü olana neden arkadaşına vuracaksın” şeklinde hitap eden Moşe Rabenu hangisinin “raşa” yani kötü olduğunu neren bilmektedir sorusuna yapılan açıklamalarda Moşe’nin arkadaşına vurmak için elini kaldırana “raşa” yani kötü olarak hitap ettiği sonucuna varır. Rabi Palaçi insanın sadece bir başka insana değil herhangi bir yaratılana da vurmasının yasak olduğunu yazısında dile getirmektedir. Rabi şiddete meyletmenin “ahzariyut – zalimlik” olarak nitelendirildiğini şiddete karşı olmanın ise “rahmanut – merhamet” özelliğini açığa çıkardığını anlatır.     Peraşamızın sonlarında yer alan bir hayvanı yaralayanın bile ceza gördüğü anlatılmaktadır. O halde yazımızın başından beri ifade etmeye çalıştığımız gibi şiddete başvurmak Yahudi kanunlarına göre kabul edilemez bir durum olarak kabul görmektedir.

Merhamet: Kipur gününde Tanrı’ya karşı günahlarımızı affettirmek için altın buzağı günahı sonrasında Moşe Rabenu’nun kullandığı on üç merhamet prensibini yirmi altı kez dile getiririz. Rabiler merhamet ile yargılanabilmek için kişinin karşısındakine merhametli olmasının gereğini defalarca vurgularlar. Merhametli olmayan şiddete meyilli bir kişinin merhametle yargılanması da çok mümkün değildir.

Aile içi şiddet: Peraşa açıklamalarına devam eden Rabi Palaçi kişinin eşine şiddet uygulamaya kalkmasının birine karşı şiddeti tercih etmesinden çok daha ağır bir suç olduğunun altını çizer. Bir kişi eşine kendine verdiği önem ve saygıdan daha büyük bir saygı duymalıdır. Hayatını birleştirdiği eşi birlikte yukarılara çıkmak ve mutlu olmak için vardır. Eşlerimiz bizimle birlikte yaşamak için evlenirler. Bir erkeğin en önemli görevlerinden biri eşini onurlandırmak ve yaşam kalitesini yukarıya taşımaktır. Eşine karşı şiddete başvuran kişinin “avera – günah” işlediği açık ve nettir.

Nereden nereye: Rabi Palaçi’nin sözlerini okurken kitabın hangi yılda yazılmış olabileceğine bakmak istedik. Rabi’nin her kitabında olduğu gibi o zaman hüküm süren sultanın ismi yine kitabın başında yazılıdır. Sultan Abdülaziz döneminde yazılan bu kitap insan ilişkileri, şiddete nasıl baktığı ve özellikle günümüzde her zaman konuşulan ama nedense gerekli adımların atılmadığı “kadına şiddet” konusunda zamanımızın çok ilerisinde tavsiye ve öğretiler sunmaktadır.

Buradan çıkarılacak bir sonuç da Tora’nın ne kadar güncel ve her devirde ışık olacak bir kaynak olduğunun görülebilmesidir. Her gün okuduğumuz şiddet olayları artık günümüzün güncel ve artık fazla da önemsenmeyen haberleri haline gelmesine rağmen on dokuzuncu yüzyılda bilgenin kaleme aldığı kitabında olağanüstü ifadeler yer almaktadır.

Tora yolunu esas edinen, Tora öğrenen ve kuralları yaşam tarzı haline getirenlerin her zaman ve her yerde güncel, merhametli, şiddetten uzak, dürüst ve çağdaş bir yaşam sürmeleri mümkündür.  

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Peraşamız Koenlerin yaşantılarında daima temiz pak olmaları manen ve madden mekruh olmamalarından söz eder. Tanrı, Moşe Rabenu’ya Koenlere hiçbir zaman, hiçbir nedenle mekruh olmamalarına çok dikkat etmelerini hatırlat Koenlerin her zaman Kutsal olmalarını, kutsal bir yaşam sürdürmelerini Tanrı’nın adını ihlal etmemelerini önemle hatırlat. Çünkü onlar bütün halkın adına kutsal mabedde ibadet edecekler, korbanlarını yapacakalr. Toplumun dini liderleri olmaları bakımından Tanrı huzurunda sorumlu ve de halka örnek insanlar olacaklardır. Her şeyden önce, aile kuracakları zaman, seçecekleri eşlerin yaşantılarına mütenasip eşler olmalarına çok itina gösterecekler. Bilhassa Koen Gadol yani Koenlerin en büyüğü, yani Koenlerin başı. Giyiminde, yaşam tarzında, Tanrı’nın emrettiği gibi kusursuz olacaktır. Toramızın sözleri Tanrı tarafından bizlere verilmiş ve de pak ve temizdir. Bunu David Ameleh Teilim Kitabında şöyle dile getirmiştir. “ imrot Aşem amorot teorot.” Bu nedenle Tanrı bizlerin temiz ve kutsal insanlar olmamızı ister. Bu nedenle mekruh olan her şeyden uzaklaşmamızı arzu eder. Yiyeceklerimizden, bulunacağımız mekanlara kadar temiz ve pak olmasına çok dikkat etmemiz gerekir. Herhangi bir kişi yaptığı adak nedeniyle mabede getireceği korban, seçeceği korban, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan olması gerekir. Korban edilecek hayvanlarda aranacak özellikler; sağlıklı olması, herhangi bir sakatlığı olmamasıdır. Korban edilecek hayvanlarda dikkat edilecek bir nokta ana ve yavru aynı anda korban edilmemesi. Tanrı şöyle diyor: Benim kutsal adımı ihmal etmeyin. Aranızda beni kutsallaştırın çünkü ben sizleri kutsallaştırıyorum. Mısır esaretinden sizleri kurtaran ben, sizin Tanrı’nızım. Peraşamızın bu bölümünden sonra bir yıl içinde kutladığımız bayramlarımızı ve bu bayramlarımızda yapılacak ibadetleri görmekteyiz. İlk olarak Şabat’ın kutsallığından söz ettikten sonra Pesah bayramını Nisan ayında yedi gün olarak (bizler sekiz gün kutlarız) Pesah bayramından 49 gün saydıktan sonra Toramızı aldığımız Şavuot bayramını Nisan ayından 7 ay sonra, yani Tişri ayında üç bayram görmekteyiz. Ayın birinde Roş Aşana – yılbaşı, onunda Yom Kipur, on beşinde Sukot. Roş Aşana da şofar çalınacak, Kipur’da Taanit-oruç yapılacak. Sukot’ta sukalarda yani Tanrı’nın bizleri Mısır’dan çıkardıktan sonra 40 yıl Kenaan topraklarına girinceye kadar çardaklarda oturtması, yaşatması ve bizleri bulutlar altında koruması anısına “sukot” çardaklarında oturmamız. Pesah bayramı bizlere Mısır’dan çıkışımız, Sukot bayramı yine aynı amacı taşır. Niye Pesah bayramında Sukalarda oturmuyoruz da Sukot bayramında sukalarda oturuyoruz? Pesah, Nisan ayında havaların ısındığı, ısınmaya başladığı günlerdir. O normal karşılanır. Sukot Bayramı ise, Eylül sonu ve Ekim başlarına rastlar. Bize Tanrı’ya inancımızı göstermek amacı ile herkesin evine sığındığı günlerde çardaklara geçip, bize yaptığı mucizelere teşekkür edip, inancımızı açıkça gösteriyoruz. Şunu demek istiyoruz, koruyucumuz sensin. David Ameleh’in teilimde dediği gibi Esa enay el earim, meayin yavo ezri. Gözlerini dağlara kaldırıyorum, bana kim yardım edecek? Yardımım dünyayı yaradan Tanrımızdan gelecektir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Kadınlar omer saymalı mıdır?

Kadınlar omer saymaktan muaftırlar. Zamana bağlı mitsva olması sebebiyle. Sefaradi kadınlar berahasız saymak isterlerse, sayabilirler çocuklar eğitim amaçlı beraha ile sayabilirler. Bir gün saymayı unutsalar bile eğitim amaçlı beraha ile saymaya devam edebilirler.

 

YAHUDİ BESTEKÂRLAR
Rav İsak Alaluf

Rabi Şimon Lavi

Rabi Şimon Lavi on beş ve onaltıncı yüzyılda yaşamış bilge, Kabalist, hekim, astronomi bilgini ve şairdir. Libya’nın Trablus kentinde yaşamıştır. 1492 yılındaki İspanya sürgününden sonra önceleri Fas’a yerleşmiş zaman içinde Libya tarafına geçmiştir. Rabi Lavi aynı zamanda “dayan” dediğimiz bir yargı mensubu olduğundan cemaatini hakkaniyetle idare etmiştir. Rabi Şimon bar Yohay’ı övmel amacıyla yazmış olduğu “Bar Yohay adlı şiir çeşitli şekillerde bestelenmiştir. Rabi Şimon Lavi yaklaşık bir asırlık ömrünü Trablus şehrinde tamamlar.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Para Aduma – Kızıl İnek

Para Aduma. Bu mitsva anlaşılması en zor emirlerden bir tanesidir. Kızıl ineğin külleri bir su tankında bulunur. Ölü ile temas eden kişilerin arınmaları için bu sudan üzerlerine serpilmesi gerekir. Tarih içinde birkaç tane Para Aduma yani kızıl inek görülmüştür. Geleneğe göre en son “Para Aduma” Maşiah döneminde ortaya çıkacaktır.

HAFTANIN SÖZÜ

Su onların sağında ve solunda bir sur gibiydi. (Şemot)