Yazdır

aile perasasi

Bir çok insan kendi istek veya ihtiyaçlarıyla ilgilenir ve bu konuda sorun yaşamaz.

Acıktığımız zaman yemek yeriz. Yorulduğumuz zaman dinleniriz. Ama başkalarının istek ya da ihtiyaçları söz konusu oldu mu, duygular o kadar kolay oluşmaz.

Bu haftanın Peraşası'nda, Tanrı, bizlere, "Komşunu da kendin gibi seveceksin" der. Bu da çevremizdeki insanlara karşı, sevgi dolu ve duyarlı olmamız gerektiğini, o kadar ki, onların da ihtiyaçlarını tıpkı kendi ihtiyaçlarımız kadar doğal ve içten bir biçimde karşılamamız gerektiğini anlatır. Bu şekilde davrandığımız zaman, başkalarına yardım etmek için kendimizden çok daha fazlasını verebileceğimizi görürüz. Tora, bizlere, aslında hepimizin çok derinden birbirimize bağlı olduğunu bildirmektedir. Bunun farkında olarak yaşamak, dünyaya ve yaşamımıza çok büyük bir sevginin yayılmasını sağlayacaktır.

HİKAYE
Hikayemizde, bir kız sevmek hakkında önemli bir ders öğrenir.

"SEVGİ KAZAĞI"
Şirli, nasıl güzel görüneceğini iyi bilen bir kızdı. Doğal giyinmeyi çok severdi ve her durum için seçtiği kıyafetler çok güzel ve uygun olurdu. Bu nedenle, arkadaşı Rahel, onu önceki günkü okul toplantısında giydiği kazağı çok beğendiğini söylemek için aradığında, Şili çok şaşırmamıştı. Ama Arkadaşı, haftasonu gerçekleşecek önemli bir aile toplantısı için o kazağı ödünç alıp alamayacağını sorduğunda Şirli şaşkına dönmüştü.
"Şey...bilmiyorum. Ben seni arayacağım, tamam mı? " diyebilmişti sadece.
Rahel'in ödünç almak istediği kazak, Şirli'nin en sevdiği kazaklardan biriydi. Koyu pembe, üstünde harika güller olan çok güzel bir kazaktı. Kazağı, geçen kış Suzi Teyze hediye etmişti. Şirli için, o kazaktan bir günlüğüne bile uzak kalmayı düşünmek çok zordu. Rahel'in kazağa zarar vereceğinden değildi bu.Rahel'in çok sorumluluk sahibi ve dikkatli bir kız olduğunu biliyordu. Ve Şirli kendi kendine, o kazağı Rahel'e çok yakışacağını itiraf etmişti bile. Ancak kendisi için bu kadar özel olan bir şeyi başkasıyla paylaşmak fikri Şirli için alışması zor bir şeydi.
Şirli yukarı çıktı ve ödevlerini yapmak için masasına oturdu. Ama kafasında bu soru işareti varken, derslerine konsantre olmakta zorlanıyordu. Şirli, geometri kitabını kapadı, kalemini masaya koydu ve kıyafet dolabına doğru yürüdü. Düzgün bir şekilde yerleştirilmiş kazaklarına bakarken "Keşke Rahel, şu eski, düz kazaklardan birini ödünç almak isteseydi...O zaman hiç problem olmazdı..." diye içini çekti.
Daha sonra eline pembe kazağını alıp parmaklarını üzerinde gezdirdi. Bu sırada, küçük iç ceplerinin içinde bir kağıt parçasının olduğunu fark edince "Bu nedir? " diye sordu kendi kendine. Merakla katlanmış kağıdı aldı ve açarak içinde yazanı okudu:
"Çok Sevgili Yeğenime,
Bu kazağı kendime almıştım. Ancak senin üstünde ne kadar da güzel duracağını hayal edince sana armağan etmek istedim. Kazağı çok sevdim ama seni daha da çok seviyorum.... Sevgiler, Suzi Teyze.
Şirli şakına dönmüş bir şekilde kağıda bakıyordu. Şaşırmıştı, çünkü hem bir çok kez giydiği halde bu notu yeni görmüştü, hem de bu not sanki tam da ihtiyacı olan mesajı kendisine söylemekteydi! "Bu kazağı, benim ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyan birinden, bir sevgi armağanı olarak aldım. Teyzem gerçekten beni düşünmüş. Rahel'in de aile toplantısı için bu kazağa çok ihtiyacı var, yoksa bana sormazdı. Suzi Teyzenin yaptığı gibi kazağı ona hediye edemesem bile, en azından Rahel'in ihtiyaçlarını da göz önüne alıp, birkaç günlüğüne kazağımı ona ödünç verebilirim."
Şirli rahatladı. Arkadaşına telefon açarken kararlıydı.
"Gerçekten mi....Alabilir miyim? Çok çok teşekkür ederim!" diye bağırdı Rahel, arkadaşı ona iyi haberleri verirken. Şirli şimdi, sakin kafayla ödevlerinin başına oturdu. İçi rahatlamıştı. Arkadaşının ihtiyaçlarını da düşünmüş ve o gün gerçekten sevgi dolu bir iş yapmıştı.

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Arkadaşı ondan kazağını ödünç almak istediğinde, Şirli neler hissetti?

Cevap: Kazağını onunla paylaşmak istemediğini hissetti.

Soru: Teyzesinin notunu okuduktan sonra neler hissetti?

Cevap: Arkadaşına yardım etmek ve onunla bir şeyleri paylaşmanın, sevginin başka bir türü olduğunu fark etti. Ona kazağını ödünç vermeye karar verdi ve bunu yaptığına mutlu oldu. QUESTIONS

6-9 YAŞ

Soru: Sizce, "başkalarını da kendin gibi sev" anlayışını içimizde geliştirirsek, neden sahip olduklarımızı başkalarına vermemiz kolaylaşır?

Cevap: Konu kendimiz olunca, kendi ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi karşılamak için içimizde doğal bir dürtü hissederiz. Bu, doğal, "öz-sevgi" duygusudur. Başkalarını da düşünüp onların ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarımız gibi değerlendirmeye başladığımızda,, onlara yardım etmemiz daha kolaylaşır.

Soru: Başka insanları kendimiz kadar sevmenin pratik yolları nelerdir?

Cevap: Kendimizi onların yerine koymak, ihtiyaçlarını düşünmek ve buna göre davranmak yardımcı olabilir. Örneğin, biri uzaklardan bizi ziyaret etmeye gelmişse, yolculuğun uzun ve zorlu olduğunu düşünebilir, misafirin yiyecek bir şeylere ve iyi bir dinlenmeye ihtiyacı olduğunu tahmin edebilir ve bunları misafirimize teklif edebiliriz. Yağmurlu bir günde, arkadaşımız okula şemsiye getirmeyi unutmuşsa, ıslanmamaktan ne kadar mutlu olacağını düşünüp, kendi şemsiyemizi onuna paylaşabiliriz.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Sevgiyi nasıl tanımlarsınız? Sizce bu asıl duygulardan birimidir yoksa bir eylem midir?

Cevap: Sevgiye bağlı olarak sıcak bir duygu da oluşsa da, işin özü bu değildir. Basitçe açıklanırsa, sevmek, vermek demektir. Başkalarının fiziksel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarıyla ilgilenirsek, sevgiyle hareket etmiş oluruz. Bazen sevgi, verme eylemiyle ifade edilir. Bazen güzel bir söz ya da başkaları hakkında iyi düşünmek bile bir sevgi hareketidir. Sevgi, bu tanımlama ile, daha az bencil ve başkalarını daha çok düşünen biri olmamızı sağlar. Bu da
maneviyatın özüdür.

Soru: Yahudilik, Tanrı sevgisinin en yüksek derecedeki sevgi olduğunu öğretir. Sizce bunun nedeni nedir?

Cevap: Her şeyi yaratan ve kontrol eden Tanrı'dır. He şey O'na aittir ve O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Zaten her şey O'nun olduğundan, Tanrı hiçbir zaman "almaz". Tanrı her zaman, verir. Bizim varlığımız da O'nun bize verdiği bir sevgi armağanıdır. Vermek de sevmek olduğundan, sadece veren ve hiçbir zaman Tanrı, en büyük sevgi vericidir.