Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

13 ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:41

19:53

-----

Yeruşalayim

18:33

19:45

Tel Aviv

18:58

19:26

21AĞUSTOS

Tel Aviv

18:50

19:47

İstanbul

19:41

20:22

2021

İstanbul

19:31

20:11

İzmir

19:37

20:26

İzmir

19:27

20:16

Kİ TETSE- כי תצא



Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 21:10-25:19)

Savaşta esir alınmış bir kadınla evlenmenin tek yolu açıklanır. Bir kişi iki kadınla evlenirse ve ilk doğan (Behor) oğlu, daha az sevdiği eşinden ise; bu oğulun, babasının mirasından diğer kardeşlerine göre iki kat pay alma hakkı, babanın, daha çok sevdiği eşinden olan çocuğuna iltimas gösterme ihtimaline karşı koruma altındadır.

Canavar bir suçlu haline gelmesi kaçınılmaz olan isyankâr bir oğul için öngörülen ceza, taşlamadır. İdamdan sonra, bir ceset gece olmadan önce darağacından indirilmelidir; zira suçlu da olsa, kutsal bir ruha barınak olmuştur. Kayıp bir eşya sahibine iade edilmelidir. Erkeklerin kadın, kadınların da erkek kıyafeti giymesi yasaktır. Anne kuş, yumurtalarıyla birlikte alınmamalıdır. Bir evin çatısı etrafına korkuluk yapılmalıdır. Tohumları karıştırarak ekmek, bir boğa ile bir eşeği birlikte sabana sürmek, bir kıyafette yün ve keteni birlikte dokumak yasaktır. Dört köşeye sahip bir elbisenin köşelerine Tsitsit bağlamak gerekir. Yasak evlilikler listelenir. Bene-Yisrael savaşa gittiği zaman, ordu kampı manevi saflık kurallarına uygun bir şekilde yönetilmelidir. Kaçak bir köle, sahibine iade edilmemelidir. Bir Yahudi'den, kendisine verilen borca karşılık faiz almak yasaktır. Bene-Yisrael adak tarzı sözler vermemelidirler. Bahçede çalışan bir işçi, toplamakla görevli olduğu meyveleri yiyebilir. Boşanma ve tekrar evlilik kuralları verilir. Evliliğin ilk yılında, damat askerlik görevinden muaftır; evde durup eşiyle mutlu olur. İş araçları rehin tutulamaz; zira bu, borçlu kişinin hayatını kazanmasını engelleyecektir. Fidye için adam kaçırmanın cezası ölümdür. Tsaraat (cüzzam benzeri manevi bir rahatsızlık) işaretlerini ortadan kaldırmak yasaktır. Gecikmiş bir borç için bile olsa, borç veren kişi rehin aldığı eşyayı, borçluya her gün geri vermelidir. İşçilerin ücretleri geciktirilmemelidir. Suçlu bir kişinin cezası, masum bir yakınına çektirilemez. Kolay incine bilirlikleri sebebiyle Ger'lerin (Yahudiliği kabul etmiş kişi) ve yetimlerin özel korunma hakları vardır. Fakirlerin hasattan payları vardır. Bir mahkeme, kırbaç cezası verme yetkisine sahiptir. Harman yapıldığı sırada öküze ağızlık takılmamalıdır. Bir kişi çocuksuz olarak ölürse, erkek kardeşinin, ölenin dul eşiyle evlenmesi mitsvadır. Tartılar ve ölçüler ayarlı olmalı ve dürüstçe kullanılmalıdır. Peraşa, Mısır'dan yeni çıkmış olduklarını bilmesine rağmen Bene-Yisrael'e saldırmakta mahsur görmeyen Amalek'in hatırasının silinmesini gerektiren mitsvayla sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

PROVOKATİF SÖYLEMLERE CEVAP

Amalek peraşası neden burada? Ki Tetse peraşası en çok mitsva içeren peraşalar içinde başı çeker. Bir mitsva sağanağının yaşandığı bu peraşa finalini Amelek saldırısının anıldığı “Zahor” peraşasıyla yapar. Zahor peraşasının hemen öncesindeki pasuklar hilekârlık yapılmaması ile ilgili uyarıları içerir. Bilgelerimiz iki konunun Tora’da birbirine yakın işlendiği durumlarda önemli ipuçları bulabileceğimizi hatırlatır. Özellikle ticari konularda dürüst ve şeffaf olunması gerektiğinin anlatıldığı pasuklar Yahudi toplumunun birbirine güvenen ve toplumlara güven veren, hilekârlıktan uzak, yüksek ahlaki değerlere sahip, başkalarının hak ve duygularına saygılı ancak kendi hak ve çıkarlarını koruyan bir konumda olmalarını ister. Bu yüksek değerler aslında hepimizin gelmekle sorumlu olduğu seviyeyi işaret etmektedir. Bu çizgide yürüyen bir toplum sadece kendi içinde değil diğer toplumların gözünde de değerli olmayı başaracaktır. Bu kolay bir yol değildir. Meşakkatli ve ilerlemesi engellerle dolu olan bir patika gibidir. Ancak ulaşılması gereken hedef çok yüksek ve anlamlıdır.

Rabiler bu pasukların Amalek’in saldırısını anlatan bölümle birleşik olmasını da Amalek toplumunun yaşam tarzını ve felsefesini vurgulayarak izlenmemesi gereken yolun temsilcilerinin bu zihniyette olduğunu anlatarak gösterirler. Kalleşliği bir yaşam tarzı olarak benimsemiş, başkalarının duygu ve inançlarına her zaman karşı olan, olumsuzluğu bir yaşam felsefesi olarak benimsemiş olan bu toplum ile tam tersi konumdaki Yahudi toplumu arasındaki mücadele sonsuza kadar sürecektir.

Biraz geçmişe bakalım: Amalek toplumu kimdir sorusunun yanıtını almak için Yaakov ile Esav arasındaki “beraha” yüzünden çıkan tartışmaya dönmemiz gerekir. Esav bütün gücüne ve mücadele yeteneğine rağmen manevi açıdan çok yukarılarda olan Yaakov ile baş etmesinin mümkün olmadığının bilincindedir. Esav’ın koruyucu meleği bile Yaakov ile güreşirken ancak onun dikkatini başka yönlere yöneltmesi sonucunda uyluğuna zarar verebilmiştir. Esav’ın bu konuda Yaakov karşısında şansı yoktur. Hele hele kıyaslandığında Esav’ın yanında son derece masum kalacağı Lavan gibi birinin yanında zarar görmeden yirmi yılını geçiren Yaakov Esav ile baş edebilecek güçtedir. İşte bu yüzden Esav en güvendiği torunu olan Amalek’e bir miras bırakır. Bu miras en sıkıntıda olduğu zamanda Yaakov’un çocuklarına saldırmak ve onlara zarar vermektir. Amalek uzun zaman bu fırsatı kollar. Fırsat eline Mısır çıkışında yorgun, bitkin esaretten yeni çıkmış toplumu arkadan vurmak suretiyle geçer. Amalek bu fırsatı acımasızca kullanır. Hatta katlettiği kişilere uyguladığı iğrenç şeylerle Yahudi toplumunun aslında Tanrı’nın koruması altında olmadığını göstermeye onların inancını ortadan kaldırmaya çalışır. Zahor bu davranışı “velo yare E.loim – Tanrı’dan korkmadı” ifadesiyle öğretir.  Birçok toplumun saldırmaya cesaret gösteremediği Yahudi toplumuna saldırarak hem onların “dokunulmaz” olmadığını gösterir, kendi zarar görmesine rağmen bunu politika malzemesi olarak kullanır. 

Aslında Bene Yisrael’in dokunulmazlığını bozan yine kendileridir. Su bulamadıkları bir yerde genelde yaptıkları gibi Tanrı’ya isyan eden “ayeş Ad… bekirbenu im ayin – Tanrı kalbimizde mi değil mi” şüphesini kendi içlerine yerleştiren yine kendileridir. Bu iman eksikliği Amalek için bulunmaz bir fırsattır ve bunu kullanır.

Provokatif söylemler: Günümüzde Amalek adı altında bir toplum yoktur. Ancak onun düşüncesi var olmaya devam etmektedir. Yahudi toplumunun inancını, Tanrı’ya güvenini ve izlemesi gereken yolu sekteye uğratmak isteyenler az değildir. Söylemler hiç birimize yabancı değildir.

“Tanrı sizi bu kadar seviyorsa neden Soykırım’dan kurtarmadı?”

“Bu kadar pogrom, katliam ve sıkıntı çekiyorsunuz hala inancınızda ısrar mı ediyorsunuz?”

“ O beklediğiniz Maşiah nerede? Neden gelmedi daha?”

Tanıdık değil mi? Bu ve buna benzer sayısız söylem her an inancımızı baltalamak, ışığımızı söndürmek ve bizleri gitmemiz gereken yoldan alıkoymak için söylenir durur. Bene Yisrael’in “bitkin ve yorgun” olması aslında inancının bu durumda olmasını işaret eder.

Bunlara en güzel cevap: Bütün bu ifadelere, alaycı sözlere, provokatif söylemlere verilecek cevap Tora’nın satırlarında net ve açık bir şekilde yer almaktadır.

“Timhe et zeher Amalek mitahat aşamayim lo tişkah – Amalek’in zikrini gökyüzünün altından sil, unutma.”

Evet silinmesi gereken şey fiziksel değildir. Bene Yisrael’in kılıçla, topla, tüfekle, savaşla işi yoktur. Savaş sadece savunmak içindir. Öncelikle silinmesi gereken şey kendi bilincimizden “zayıf ve bitkin” olduğumuz inancıdır. Tanrı’nın yardımı bizlerle olduğu sürece inancımızın zayıf ve bitkin olması kabul edilemez. Silecek olduğumuz sahip olunan manevi değerlerin yüksekliği ile manevi değerlerin yüksekliği ile diğer toplumların hakkımızdaki düşünceleri olmalıdır. Silinmesi gereken; bilimde, teknolojide, sanatta ve bütün dallarda gösterilen üstün başarıyla bu toplumun dünyaya zarar vermekte olduğu safsatasıdır. Silinmesi gereken insanlığa ahlaki değerlerden ilk on tanesini hediye etmiş olan bu toplumun insancıl ve yüksek değerleriyle geldiği seviyenin insanlığa ışık olduğuna inanmayanların zararlı düşünceleridir.

Şemuel kitabında Amalek’i yok etmesi için Tanrı’nın emrini kral Şaul’a bildiren peygamber Şemuel, Amalek fikirlerinin yok edilmesini de buyurmuş bu dünyanın ancak bu zararlı düşüncelerin olmadığı yerde barış ve esenlik içinde yola devam edebileceğini göstermiştir. 

Yaakov güreşten sonra ayağı sakatlandığı için hemen sekmeye başlamaz. Çünkü bulunduğu yer Tanrı ile yüz yüze kendisini hissettiği Tanrı’nın yolunu görebildiği “Peniel”dir. Halbuki oradan ayrılıp başka tarafa saptığında ki Tora bunu “sapma – lifnot” fiilini kullanarak verir yerin adı “Penuel”dir. Sekme, topallama Tanrı’dan yüzümüzü çevirdiğimizde başlar.

Elul ayında yeniden Peniel’e erişmek için çaba göstermek yeni senede bu yoldan yürümek hepimiz için ideal yol olacaktır.

DİVRE TORA
Rav Selim Eskinazi

"Bir adamın yoldan çıkmış ve asi bir oğlu varsa ve bu oğul, annesinin ve babasının sözünü dinlemiyorsa, bu oğlu disipline sokmak için, ona sıkıntı vermelerine rağmen, eğer onların sözünü dinlememeye devam ediyorsa, babası ve annesi onu yakalayıp şehrin ileri gelenlerine ve bulunduğu yerin mahkemesine çıkaracaklar.

Ve şehrin ileri gelenlerine şöyle diyecekler: Şu oğlumuz yoldan çıkmış ve asidir, sözümüzü dinlemiyor: Obur ve ayyaş biri haline geldi.

Mahkeme bu oğlu suçlu bulursa, onu şehrin tüm insanlarının huzurunda taşa tutacaklar ve ölecek. İçinden kötülüğü yok edeceksin.

Tüm Yisrael duyacak ve korkacak." 

Talmud Sanedrin 71a'da şöyle diyor: "Ben sorer umore lo aya velo yiye"

"Böyle bir vaka hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır."

Hangi anne baba sırf bu sebeplerden dolayı oğlunu idama gönderir ki?! Ayrıca talmud, bu durumun gerçek olabilmesi için çok fazla şarttan bahsetmektedir, bu şartların hepsinin beraberce yerine gelmesi ihtimali yoktur. O zaman neden Tora böyle bir durumdan bahsetmiştir? 

Talmud cevap veriyor: "Deroş veKabel Sahar" 

"Tora'yı derinlemesine öğren ve ödül kazan" 

Tora, belki de burada çocuklardan fazla, anne babalara bir mesaj vermektedir. Acı ama gerçek: Eğer bir çocuk böyle bir duruma düşüyorsa, bunun suçlusu anne babalardır.

Talmud diyor ki: Böyle bir durumun yaşanması için şartlardan bir tanesi anne ve babanın eşit ses tonunda ve tınısında çocuklarını eğitmemeleridir. 

Erkek ve kadın sesleri doğaları gereği farklıdır. Fakat anne babalar, çocuklarının eğitiminde fikir birliği yapmak zorundadır. 

Çocuk ebeveynlerine sorar: Bowling oynamaya gidebilir miyim?

Baba der ki: Saat çok geç oldu bu saatte çıkmasan daha iyi olur. 

Anne der ki: Bırak çocuğu çıksın bütün hafta ağır bir şekilde dersleriyle ilgilendi. 

Çocuk der ki: Ya baba, bak annem izin veriyor ama. 

Kim haklı? Hem anne hem baba.

Kim yanlış yaptı? Maalesef ikisi de yanlış yaptı. 

Evde "şlemut", yani harmoni ve tek bir yürek olma, tek bir düşünceyle hareket etme davranışlarını görmeyen, tam tersine anne baba arasındaki çelişkide her zaman kendine kolayı seçen bu çocuğun, ilerideki yapacakları yanlış hareketlerin sorumluluğu anne babasına aittir. 

Baba, oğluna diyor ki: Gel sevgili yavrum, gel beraber kala gidelim, 

Anne diyor ki: Yazıktır, bırak çocuk uyusun çok yorgun büyüdüğü zaman gider.

Şahrit duasına gitmeyi hedeflerken, minha duasına kadar kavga ederler. Çocuk da mışıl mışıl uyumaya devam eder. 

Bu çelişki sadece sosyal hayatımızda değil maalesef ruhani hayatımızda görülmektedir. 

Baba kaşeruta bakıyor, anne bakmıyor, 

Anne mikveye gitmek istiyor, baba istemiyor. 

Ebeveynlerden biri Şabat'a bakmak istiyor diğeri ona destek olmadığı gibi köstek olmayı tercih ediyor.

Burada yapılan hata sadece o mitsvayı yerine getirmemek değil, ortaya çıkan bu çelişki, çocuğun ruhani gelişimini kötü yönde etkilemektir. 

Anne babalar olarak sorumluluğumuz büyüktür. Yaptığımız küçücük bir hareket,  bizden sonra gelecek tüm nesillere etki etmektedir. 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Fikren aldatmak “ÇALMAK” olarak kabul edilir mi?

Vayikra 19’da çalmamak ile ilgili çok net bir emir vardır. Bu emir aslında On Emir içinde de yer alır.  Gemara Bava Metsia’da yer alan bir örneği öğrenelim: Kölesini satmak isteyen kişi yaşını örtebilmek için türlü yollara başvurabilir. Bu durumda karşıdakini fikren aldatmaktadır. Bu durum da Tora’da “çalmak” yasağı ile aynı kategoride kabul edilir.

Benzer bir şekilde tsedaka toplarken asıl amacından farklı bir şekilde bunu yapmak yasaktır. Örneğin Tora öğrenimi amacıyla para toplamayı amaçlayan bir kişi daha fazla para toplamak için bir hasta için para topluyormuş havası yaratamaz. Tsedaka vermek isteyenleri fikren aldatamaz. Bu Tora’da yer alan bir yasaktır.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

İBRANİ TAKVİMİ

İbrani takvimi aslında hem güneş yılını hem de ay yılını takip eden “luni solar” dediğimiz karmaşık bir takvimdir. Aylar “ay takvimi” gereği yirmi dokuz ve otuz gün çeker. Yıl üç yüz elli dört gündür.  Yirmi dokuz günlük aylardan sonra gelen ayın ilk günü “Roş Hodeş” aybaşı olarak kutlanır. Otuz günlük ayların son günü ile onu takip eden ayın ilk günü de aynı şekilde “Roş Hodeş” olarak bilinir. Yahudi takviminde bazı bayramların belli mevsimlere denk gelmesi çok önemlidir. Buna göre Pesah bahar, Şavuot yaz girişi ve Sukot da sonbahar mevsiminde kutlanmalıdır. Ay takvimi ile güneş takvimi arasında olan on bir günlük mesafeden dolayı bunu sağlamak mümkün değildir. Talmudik dönemlerde bunun çaresini bulmak için bilgeler her on dokuz yılda tam yedi kez yıla bir ay daha eklerler. “Şana meuberet” ifadesi bir anlamda artık yıl demektir. Bu yıllarda on iki yerine on üç ay yer alır. Ek ay da Tora’ya göre senenin son ayı olan Adar ayından sonra “veadar” ismi ile eklenir.  Böylelikle bayramların mevsiminde kutlanması sağlanmıştır. RaMBaM tarafından bu hesabın matematiksel açıklaması yapılmış aynı açıklama son yıllarda NASA tarafından da bir kez daha hesaplanmıştır.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

“Pea” tabir edilen tarla köşelerini biçmemek

Tarımsal anlamda fakirlere yardımcı olmak amacıyla Tora’da birçok emir vardır. Tarlada belirli köşeler “pea” olarak ayrılır. Bu köşelerin hasat sırasında biçilmesi yasaktır. Bu bölgede sadece yoksul dul ve yetimlerin hasat yapma serbestisi vardır. Sefer AHinuh bu mitsvayı iki yüz yirmi sekiz numara ile verir.

HAFTANIN SÖZÜ

Suyun yüzü yüze cevap verdiği gibi, insanın kalbi de insana cevap verir. (Mişle 27/19)