Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

 8AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:10

20:25

-----

Yeruşalayim

19:06

20:21

Tel Aviv

19:27

20:28

17 TEMMUZ

Tel Aviv

19:23

20:24

İstanbul

20:19

21:01

2021

İstanbul

20:14

20:55

İzmir

20:13

21:02

İzmir

20:08

20:57

DEVARİM-דברים


18 TEMMUZ 2020 PAZAR TİŞA BE AV

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Devarim 1:1-3:22)

Bu peraşa, Tora'nın Beş kitabının sonuncusunun başlangıcıdır. Devarim kitabı aynı zamanda "Mişne Tora - Tora'nın Tekrarlanışı" olarak da bilinir. Bu kitap Moşe'nin, hayatının son beş haftasında, Yarden (Ürdün) Nehri'ni geçerek Erets-Yisrael'e girmeye hazırlanan Bene-Yisrael'e söylediklerini kaydeder.

Moşe mitsvaları tekrar gözden geçirerek, halkın yeni ülkelerine girince başlayacağı yeni yaşam tarzını vurgular: Moşe'nin rehberliğindeki doğaüstü çöl yaşantısından, Yeoşua'nın yönetiminde, Erets-Yisrael'de, bildiğimiz yerleşik normal yaşam düzenine geçeceklerdir.

Bu hafta, peraşanın merkezi teması, casusların (Meragelim) işledikleri günahtır. Peraşa, Moşe'nin, çölde ölen bir önceki neslin günahlarına gönderme yapmasıyla başlar. Moşe casusları Erets-Yisrael'e göndermemiş olsalar ne olacağını halka açıklar. Böyle olsaydı, Tanrı, tüm ülkeyi, Akdeniz'den Fırat Nehri'ne kadar, Amon, Moav ve Edom'un toprakları da dâhil olmak üzere, hem de hiçbir çarpışmaya gerek kalmadan Bene-Yisrael'e verecekti. Moşe daha sonra, casusların günahının dolaylı olarak sebep olduğu diğer günahları açıklar ve konuyu özetler: Tüm nesil çölde ölecek ve Moşe, Erets-Yisrael'e giremeyecektir.

Moşe daha sonra, halka, Tanrı'nın kararını duydukları andaki ilk tepkilerinin, günahı affettirme amacıyla "gidip savaşma isteği" şeklinde gerçekleştiğini hatırlatır. Moşe onlara, artık düşmanlarını mucizevi bir şekilde yenme haklarını kaybettikleri gerekçesiyle gitmemelerini öğütlemiş, ancak onu dinlemeyen topluluk, toplu bir katliama maruz kalmıştır.

Moşe devam eder: Bene-Yisrael'e, Esav (Edom), Moav ve Amon milletleriyle savaşmaması emredilmiştir - zira bu topraklar o dönem için Erets-Yisrael'in parçası olarak öngörülmemişti. Kenaan'ın fethi Sihon ve Og savaşlarıyla başladığında ise, savaş doğal yollarla gerçekleşecekti.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
DUALARDA BLOKAJ

Maşiah gelene kadar: Her sene Tişa be Av öncesinde okunan Devarim kitabının aynı adı taşıyan ilk peraşası sanki yaşanan bu büyük yıkımı haber verir niteliktedir. Rabilerin Peraşa düzeni oluştururken bu peraşanın burada okunmasını sağlamaları elbette tesadüf değildir. Her sene Maşiah gelene kadar oturup ağladığımız ancak ağlamak yerine üzerinde çokça kafa yormamız gereken şey Bet Amikdaşlar’ın neden yıkıldığı ile yeniden inşa olunabilmesi için gerekenlerdir.

Dualara Blokaj: Megilat Eha “gam ki ezak vaaşeva satam tefilati – haykırdığım ve savunduğum zamanda bile dualarım engellendi” ifadesini kullanır. Her zaman diliminde olduğu gibi yıkımın gerçekleştiği günlerde de Tanrı’ya haykıran, dua eden ve Bet Amikdaşlar’ın yıkılmaması için yakaran dürüst insanlar vardı. Dualarının temeli Tanrı’nın Bet Amikdaş ile ilgili verdiği yıkım kararını iptal etmesiydi. Ancak ne yazık ki bu dualar bloke edilir ve Tanrı katında karşılık bulmaz. Duaların neden engellendiğine Kabala kaynaklarının ışığında daha yakından bakmaya çalışalım:

Olumsuz güçler: Kabala’ya göre bütün olumsuz güçler iki temel varlığın otoritesi altındadır. Bunların ismi bilinse de bu yazımızda isimleri zikretmemeyi uygun gördük. Öğretiye göre bu iki yıkıcı melek birbirleriyle sürekli mücadele halindedir ve bu mücadele bizler için yıkımı engelleyen bir faktördür. Birbirleriyle sürekli mücadele ile meşgulken Bene Yisrael’in üzerine bir yıkım getirmekten acizdirler. Ne yazık ki yıkımın gerçekleştiği günlerde bu iki zarar verici melek aralarındaki tartışmayı ve mücadeleyi bir kenara bırakırlar ve güçlerini Bene Yisrael’in üzerine yıkım getirmek için birleştirirler. Bu birleşme dünyayı “tuma” dediğimiz safsızlıkla doldurur ve bu nedenle tsadik olarak nitelendirdiğimiz kişilerin ibadetleri ve duaları bloke edilir. Bu nedenle de dualar Tanrı katına ulaşamaz. Tsadikler tarafından saf bir kalple gerçekleştirilen duaların amacı yıkımın iptalidir ancak duaların engellenmesi nedeniyle dualar amacına ulaşamaz.

Barışı sevmek ve izlemek: 16. yüzyılda Tsfat kentinde yaşayan büyük Kabala bilgini Rabi Moşe Galanti Pirke Avot’ta yer alan çok bilinen bir Mişna’nın açıklamasını bu yönde inceler. Mişna bizlerin Aaron Akohen gibi “oev Ş.alom ve rodef Ş.alom – barışı seven ve onu izleyen” olmamızı salık vermektedir. Rabi’nin görüşüne göre bizler toplum olarak barışı seven ve içimizde barışı tesis eden bir toplum olduğumuzda Tanrı da bu iki yıkıcı gücün barış yapmaması için takip eden olmaktadır. Bizler barış içinde yaşadığımızda yıkım melekleri birbirleriyle mücadelelerine devam edecek ve başka bir şeyle ilgilenme fırsatı bulamayacaklardır. Ancak aramızda barış yerine çekememezlik ve kavga olduğunda yıkıcı melekler aralarında birliği sağlayacak ve dünyayı tahrip edici güçlerini kullanabileceklerdir.

İnsanlar arasında herkesin aynı fikirde olması beklenemez. Bu olanak dışıdır. Herkesin birbirini sevmesi de çok akla yatkın değildir. Ancak kurtuluşun anahtarının birbirimiz arasında birlik ve barıştan geçtiği akılda tutulacak olursa birbirimizi sevmenin ne demek olduğunu daha iyi anlamamız gerekir. Rabiler Tora’da yer alan “veaavta lereaha kamoha – yakınını kendin gibi sev” emrinin uygulanmasının çok zor olduğu konusunda hemfikirdirler. Ancak birçok Rabi kendimiz için istediğimiz iyi şeyleri toplum için de istemenin, kendimiz için istemediğimiz olumsuzlukların toplum için de uzak olmasını dilemenin bu emri yerine getirmek konusunda atılan büyük bir adım olduğunu öğretirler.

Bir öykü: Amerika’daki Şaare Tsiyon sinagogunda dua etmeye gelen bir adamdan söz edilir. Bu kişi Tora emirlerini yerine getirmek konusunda yetersiz olan kişilerin Tora okumaya davet edilmesi konusunda ısrarcı bir karşıtlık sergilemektedir. Adam böyle bir kişinin Tora okumaya davet edilmesi yerine (Sefertora’ya çağrılmak) daha dindar kişilerin çağrılması konusunda gitgide daha yüksek sesle ısrar etmektedir. Sonunda sinagogun Rabisi Haham Baruh ben Hayim duruma müdahale eder ve ona bir öykü anlatır.

Öyküye göre yıllar önce bu sinagoga gelmeye başlayan ancak Tora emirleri konusunda uygulaması zayıf olan bir kişi o zamanın Rabisi Haham Yaakov Kassin tarafından Tora okumaya davet edilir. Bu kişinin Tora okumaya davet edilerek onurlandırılmasının reddedilmesinden çok daha anlamlı ve yapıcı olduğuna kanaat getirmiştir. Rabi bir insanı reddetmenin kolay olduğunu ancak arkadaşça ve iyi niyetle atılan adımların uzak olan kişileri yakınlaştırmak konusunda etkili olduğunu paylaşır. Bu kişi yukarıda sözünü ettiğimiz itiraz edenin babasından başkası değildir. Haham Baruh şunları da ekler. “Eğer sen bu gün Tora’ya yakın ve emirleri yerine getiriyorsan bu zamanında babanı cemaate kazandırmak için Rabilerin yakın ve içten davranışları sayesinde gerçekleşmiştir.

Yakınlaştırmak: Günümüzde de zaman zaman Tora kurallarına çok uymayanların Sefertora okumaya davet edilmeleriyle ilgili çeşitli itirazlar mevcuttur. Bir kişiyi uzaklaştırmak için onu dışlamak en etkili yöntemdir. Sabırla iyi niyetle ve eğiterek; azarlamadan doğruyu göstererek doğru yolu bulmasını beklemek ve yol göstermek bu gün de doğru bir metottur.

İçinde bulunduğumuz ve Bet Amikdaşlar’ın yıkılışı için yas tuttuğumuz bu dönem aynı fikirde veya hayat görüşünde olmasak da toplumda sevgi, saygı ve hoşgörüyü arttıracak adımlar atmanın tam zamanıdır. Herkesin yaşam tarzının başkasına uyması beklenmeyen bir durumdur. Bu şartlarda daha birlikte bir olarak bir şeyler yapmanın çarelerini aramak gerekir. Alaha konusunda titiz davranmayan kişileri gördüğümüzde doğal olarak bu davranışlarından rahatsızlık duyarız. Ancak öfke, düşmanlık ve ayrımcılık doğru bir yol değildir. Dini gevşekliklerinden dolayı karşımızdakini kibirle, küçümseyerek eleştirmek bizlere hiçbir şey kazandırmaz. Aksine Tanrı’nın asla benimsemediği kibir ve gurur dolu çirkin sözlerle davranmamız bizi yanlışa iter. Değişimi hızlandırmak istiyorsak, bu sadece sıcaklık, dostluk ve sevgi ile elde edilebilir.

Eğer kendi toplumumuz içinde ve Am Yisrael'deki çeşitli topluluklar arasında barışçı ilişkiler kurmayı ve sürdürmeyi başarırsak, lüzumsuz güçlerin arasındaki birliği kırmayı da başarabiliriz. Böylece Geula dediğimiz kurtuluşu getirmesi için olan yakarışlar ve dualar engellenemeyecek ve peygamberlerin satırlarında olduğu gibi elem ve keder dolu oruç günleri sevinç ve bayram günlerine dönüşecektir.



DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

KAMTSA ve BAR KAMTSA

Bet Amikdaş’ın var olduğu dönemlerde, Yeruşalayim’de çok zengin bir adam yaşardı. Günlerden bir gün bu zengin adam evinde büyük bir Seuda ( ziyafet )  düzenledi. Bu ziyafete, zengin adamın bütün arkadaşları ve şehirdeki Büyük Ravlar ve Hahamlar  davet edilirler. 

Zengin adam, çok sevdiği yakın arkadaşı Kamtsa’yı da ziyafete davet etmek için hizmetkarını özel olarak ona yollar. Fakat hizmetkar yanlışlıkla, düzenlenen ziyafete Kamtsa  yerine,  zengin adamın nefret ettiği Bar Kamtsa’yı  davet eter. Bar Kamtsa aldığı davete çok sevinerek,  ziyafete gider. Ancak ev sahibi, Bar Kamtsa’nın  ziyafete geldiğini görünce çok sinirlenerek, Bar Kamtsa’ya evini derhal terk etmesini söyler. Bar Kamtsa çok üzülmüştür.  

Bar Kamtsa büyük Ravların ve Hahamların bulunduğu ziyafette utanmamak için zengin adama ziyafette kalmasına izin verdiği takdirde yediği yemeğin parasını ödeyeceğini söyler. Fakat zengin adam “hayır ” der.   

Bar Kamtsa : “Eğer kalmama izin verirsen ziyafetin yarısını ben ödeyeceğim”

Zengin adam yine : “ Hayır !!” cevabını verir. 

Son olarak Bar Kamtsa : “Eğer evinde kalmama izin verirsen, buradaki ziyafetin tüm parasını ben karşılayacağım” der.

Ama Zengin adamın cevabı aynıdır “ Hayır!!” ve  Bar Kamtsa’yı evinden kovar. 

Bar Kamtsa olup bitenlere çok kızar ve öç almak ister.  Bar Kamtsa Roma kralına giderek Yahudilerin kendisine karşı ayaklandıklarını ve Kral olarak onu başlarında istemediğini anlatır.  

Kral Bar Kamtsa’ya : “Bunu nasıl biliyorsun” diye sorar.  

Bar Kamtsa; Kral’a, bir koyun alıp bunu Kurban etmeleri için Yahudilere yollamasını ister. Eğer Kralın yolladığı kurbanı kabul etmeyecek olurlarsa bu Kralı sevmedikleri ve ona karşı ayaklandıkları anlamına gelecektir. 

Bunun üzerine Kral, Bar Kamtsa ile bir koyun yollar. Bar Kamtsa’nın içi öyle nefretle dolmuştur ki, Yahudilerin sakat bir koyunu korban edemeyeceklerini bildiği halde  koyunun gözüne bir çizik atarak sakatlar. 

Bar Kamtsa Yeruşalayim’e geldiğinde, koyunu kurban edilmesi için Yahudilere götürür ancak koyunun sakat olduğunu gören Yahudiler koyunu korban etmeyi reddederler. 

Bar Kamtsa Krala giderek Yahudilerin koyunu kobran etmediklerini anlatır. Bunun üzerine Romalılar Yahudilere karşı savaş ilan ederler. 9 Av tarihinde Romalılar Bet Amikdaş’ı yakarlar.  

Tanrı Bet Amikdaş’ı Sebepsiz nefret yüzünden yıktı. 

BET AMİKDAŞ’IN TEKRAR İNŞA EDİLMESİNDE BİZE DÜŞEN VAZİFE 

Günümüzde dünya, kıskançlık, açgözlülük, hırsızlık, şiddet, yalan, sabırsızlık, toleranssızlık, hile, aldatma ile çevrelenmiş durumda. Komşularımızdan  ve liderlerimizin iyiliğinden şüphe duymaktayız.  Birbirimize yardım etmek yerine, yarışmaktayız. Kendi amacımız doğrultusunda hareket etmekte ve başkalarından avantaj elde etmeye çabalamaktayız. Her koyun kendi bacağından asılır misali herkes kendini düşünmekte. İnternet ve hazır yiyeceklerin oluşturduğu yapay bir uydu perdesinin arkasındaki evimize geri çekilmekteyiz.  Acı gerçeklerden kendimizi saklamakta ve en kötüsü, her şeyin daha iyi olması gerektiği fikrinden umudumuzu yitirmiş durumdayız.  Omzumuzu silkmekte ve “ Hayat budur” demekteyiz.

Ekosistemin mükemmel çalışması  – ağaçların karbondioksit soluması ve bulutların yağmur taşıması gibi, tüm insanlığın uyum içinde birlikte çalıştığı bir dünyayı aramaktayız. Bu hepimizin aynı şekilde hareket etmesi ve farklılığımızı görmezden gelmek anlamında değildir. Bu sözde denildiği gibi : “ İki Yahudi, üç fikir.” Ancak  farklı olmamıza rağmen “Yahudilik’in  yaşaması”  için birbirimizi sevmemiz, birlikte öğrenmemiz ve birlikte çalışmamız gerekir. 

Savaş öncesi Avrupa döneminin büyük rabilerinden biri Rabi Baruh Ber Leibowitz şöyle demiştir :“ Göklerde yargılanacağım zaman bana “ Burayı hak edecek ne yaptın? Diye sorulduğunda ne cevap vereceğim? Tora? Benim Tora bilgim yeteri kadar değerli mi? Tanrı korkusu? Yaptıklarım bu tanıma uyacak şekilde midir?  Bir tek şey için hak iddia edebilirim – Her Yahudi’yi tüm kalbimle sevdiğim için. Sokakta her yürüdüğümde gördüğüm her Yahudi için, tek düşüncem olur: Onu kutsamak!” 

Midraş der ki 3.Bet-Amikdaş göklerde hazırlanmış ve bizim dünyada hazır olmamızı bekliyor. Kral David’in Teilim’de (95:7) yazdığı gibi : “ (Kurtuluş gelecek) Bugün- Tanrı’nın sesine kulak verirseniz”.  

Eğer bizler içimizdeki sebepsiz nefretimizi sebepsiz “sevgiye” dönüştürebilirsek Tanrı üçüncü Bet Amikdaş’ı belki günümüzde tekrar inşa edecek.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Hasta yakınları kötü durumda olan hastalar için nasıl dua etmeli?

Pirke Avot 4. Bölümde “yafe şaa ahat baolam aze im tora umaasim tovim behol haye olam aba -  bu dünyadaki bir saat Tora ve iyi edimler bütün gelecek dünyadan daha güzeldir” ifadesi yer almaktadır. . Soruyu aslında çok sıkıntısı olan bir hasta için yaşamı sonlansın diye (doktorlar ümit yitirdiklerinde ve hastada ümidini yitirdiğinde)  diye dua edilir mi şeklinde sormamız gerekir. Konuyu bir öyküye bağlayalım:

Rabenu Akadoş son zamanlarında çok hastaydı ve İsrael’in bütün bilgeleri, nöbetleşe ölmesin diye kapısında Tora öğreniyorlardı. Bakıcısı Rabi’nin çok sıkıntısı olduğunu fark eder ve bir kova su alarak sokağa döker. Bu gürültüye  bilgeler Tora öğrenimini keser  ve Rabenu Akadoş vefat eder.  

Bilgeler bakıcıya hiç ceza vermezler.  Ribi Nesim bu durumda dua edilebileceğini ancak aile efradının bu duayı edemeyeceğini altını çizerek vurgular.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
כוונה – KAVANA

Sıklıkla telaffuz edilen bu sözcük aslında “konsantrasyon” veya “odaklanmak” olarak çevrilebilir. Duaların esası okuduğumuz duanın neden ve niçin okunduğuna odaklanmayı gerektirir. Ağızdan çıkan sözcüklerin anlamı ve neler ifade ettiği düşünülmelidir. Özellikle Amida duasında bu konuda çok daha özenli davranmak gerekir. Bu hiç de kolay değildir. Çünkü odaklanmamızı engelleyecek birçok düşünce ve engelleyici ajan vardır. İşte bu yüzden de “Kavana” dediğimiz odaklanmak ile ilgili çalışmaların yapılması ve özen gösterilmesi gereklidir.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf
YAKININI KENDİN GİBİ SEV

Sefer Ahinuh iki yüz on dokuz numara ile bu mitsvayı işaret eder. Mitsva Rabi Akiva tarafından Tora’nın büyük bir ilkesi olarak tanımlanır. Bene Yisrael’in tamamını kalbinde sevmek ve onlar için endişe etmek anlamını taşır. Bu mitsvanın kin tutmamak, intikam almamak emirleriyle de bağlantısı vardır. Son derece zor olan bu mitsvayı yerine getirmek oldukça gayret gerektirir. RaMBaM bu mitsvanın kapsamını daha da genişleterek her yaratılanı kalbinde sevmenin gereğinden söz eder.

HAFTANIN SÖZÜ

Çocukların güzelliği anne babalarıdır. (Mişle 17/6)