uygulanabilir

Günümüzde uygulanabilir

Yapılması öngörülen (Pozitif) Emirler ve

Yapılmaması öngörülen ( Negatif) Emirler

The Concıse Book of Mitzvoth : The Chafetz Chayim kitabından çevrilmiştir.

YAPILMASI ÖNGÖRÜLEN (POZİTİF) MİTSVALAR

1. Tanrı’nın varlığına inanma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ben senin Tanrı’n Aşem’im…” (Şemot 20:2)

Ve O, Mübarek ve Ulu, varolan her şeyi ve dünyaları, mübarek istediği ve arzusuyla var eden ve her şeyi denetleyendir. Bu inanç dinimizin esasıdır. Buna inanmayan bir kişi Yahudiliğin temelini reddetmiş olur ve Bene-Yisrael arasındaki payını ve hakkını kaybeder. Bu inanç, uğruna can ve malın bile feda edilebileceği derecede gerçekleşmelidir. Dolayısıyla kişi, bu inancı ruhuna kesin bir şekilde yerleştirmelidir.

Bu emir her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

2. Tanrı’nın Tek olduğunu bilme, O’nun hiçbir ortağı olmaksızın Tek oluşuna tam bir inanç ile inanma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Dinle Yisrael! Aşem Tanrı’mızdır ve Aşem ‘Bir’dir!” (Devrim 6:4)

Dinimizin temel esası budur. Kainatın yaratıcısı ve Tanrı varlığı bilgisine ek olarak, O’nun fiziksel bir varlık olmadığı, bir bedene sahip olmadığı, fiziksel veya bedensel olarak O’na ulaşılamayacağı, O’na benzer bir başka tanrının bulunmadığıdır.

Bu inanç, gerek kadın gerek erkek olsun, tüm Bene-Yisrael tarafından her an, sarsılmaz bir şekilde taşınmalıdır.

3. Tanrı’yı tüm kalbimiz, ruhumuz ve varlığımızla sevme emri

Tora’da belirtildiği gibi;
“Tanrı’n Aşem’i tüm kalbin, tüm ruhun ve tüm varlığında seveceksin. (Devarim 6:5)

Tanrı’yı sevmek O’nun yaptıklarını algılamaya çalışarak kalbimizin O’nun sevgisiyle dolmasını sağlamaktır. İnsanın Tanrı’yı sevmesi de ancak O’nun hakkındaki bilgisi ile mümkündür. Bilgi az ise az, çok ise çok sevgi oluşur. Bu yüzden insan, kapasitesi oranında, O’nu anlamaya ve bilmeye yönelik bilgi kaynaklarına başvurarak kendisini yetiştirme çabası içinde olmalıdır.

Bu emir her zaman uygulanması gereken emirlerden biri olup, aynı kapsamda olan bir diğer emir de büyük aramız Avraam gibi, insanları Tanrı sevgisine ve hizmetine yakınlaştırmaktır. Tora’da Avraam ve karısı Sara’ya atfen “Haran’da oluşturdukları ruh” (Bereşit 12:5) ifadesi kullanılmaktadır. Bu sebeple Tanrı Avraam’ı (Tanrı’yı) Seven” olarak çağırmıştır. Bu durum Tanah’ta da “Avraam; Beni Seven” (Yeşaya 41:8) sözleriyle kendisini görmektedir.

4. Tanrı korkusu duyma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tanrı’n Aşem’den korkacaksın. ” (Devarim 6:13)

O’ndan korkma, O’na duyulan sevgiyle aynı yolda gerçekleşir. Bir günah işleme durumunda, Tanrı’nın insanın tüm yaptıklarını denetlemekte olduğuna dair ikazı kendi vicdanında yapmalıdır.

Bu emir de daima uygulamamız gereken emirlerden biridir ve “Tanrı’nın İsmi’ni Boş yere anmama emri”ni de kapsar. Hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

5. Tanrı’nın İsmi’ni topluluk önünde kutsal kılma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve Bene-Yisrael arasında kutsanacağım” (Vayikra 22:32)

Tanrı inancını, canımızı ve malımızı vermek zorunda kalsak bile ilan etmemiz gerekir. Bu inancımızdan zorla vazgeçirilmek istenirsek, bu uğurda canımızı vermek zorunda kalsak dahi kabul etmemeliyiz. Bir Yahudi kendisini bundan vazgeçirmek isteyen kişinin yanlış düşünmesine sebebiyet verecek şekilde bile hareket etmemelidir. Her ne kadar o Yahudi’nin kalbindeki Tanrı inancı devam ediyorsa da, vazgeçirmeye çalışan kişinin zihninde amacına ulaştığına dair bir düşünce oluşmasından kaçınmalıdır. Eğer bir Yahudi bir topluluk (On Yahudi) önünde dinini inkar etmesi için zorlanırsa, dininin herhangi bir yasağını çiğnetmek için bile olsa, bunu kabullenmeyip ölümü dahi göze almalıdır.

Toplumun bütün fertleri dinlerini inkar ettirilme durumunda ise, on kişi önünde değilse bile, şahsi olarak öldürülmeye razı olup yasağı çiğnememelidir. Ancak putperestlik, cinsel ahlaksızlık ve öldürme suçlarında herhangi bir katliam olmasına veya tek başına olması durumuna bakılmaksızın, zorlayan kişinin niyeti dinden vazgeçirmek değil de yalnızca eğlenmek bile olsa, bu yasakları çiğnemeyip öldürülmeyi tercih etmelidir. O kişi o anda topluluk önünde bulunuyorsa Tanrı’nın İsmi’ni toplum önünde yüceltmiş sayılacaktır ve dünya üzerinde bundan daha üstün bir konum yoktur. Böyle bir durumda, yani Tanrı’nın İsmi’ni yüceltmek zorunda kalındığında, bu yönde davranmamak, hem sözü geçen Tanrı’yı kutsama emrinin, hem de “Tanrı’nın İsmi’ni kötülemeyeceksin” (Vayikra 22:32) emrinin ihlali anlamına gelir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

6. Tüm gücüyle Tanrı’nın yolunda gitme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“O’nun yollarında yürüyeceksin” (Devarim 28:9)

Hahamlarımız bu emri şöyle açıklamışlardır (Sifri, Devarim 11:22): Tanrı’nın merhametli olduğu gibi sen de merhametli ol, iyilikseverliği gibi sen de iyiliksever ve hürmetli ol. İnsan böylece Tanrı’nın sahip olduğu bütün vasıflarla özdeşleşmeli ve O’nun yollarında yürümelidir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

7. Her gün Tanrı’ya dua etme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve O’na kulluk et” (Devarim 6:13)

Hahamlarımız da bu hizmetin dua olduğunu yine Tora’dan öğrenmişlerdir. “Tüm kalplerinizle O’na çalışacaksın” (Devarim 11:13) pasuğunda belirtildiği gibi, kalpteki çalışmayı ”Tefila”, yani dua olarak açıklamaktadırlar. Dua etme şekli şöyledir: Kişi, öncelikle Tanrı’nın yüceliğini vurgulamalı, ardından kendi isteklerini, son olarak da saygı ve teşekkürlerini belirtmelidir. Dua, kalpten, içtenlikle ve kalbin her türlü düşünceden arındırılmış halde Tanrı’nın huzurunda bulunulduğunu hissedilerek edilmelidir. Dua taşımakta olduğu bir yükü boşaltıp gider gibi yapılmamalı ve dua eden kişinin zihni meşgul veya karmaşık olmamalıdır.

Bu emir her yerde, her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

8. Kola Tefilin bağlama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onları işaret olarak eline bağlayacaksın” (Devarim 6:8)

Tefilin’in deri kutusunun yerleştirildiği yer, kolda, pazı üzerindeki yüksek yerdir.

9. Başa Tefilin bağlama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve gözlerinin arasında olacaklar” (Devarim 6:8)

Deri kutunun konulduğu yer bir bebeğin başındaki yumuşak olan bölgedir. Bu kutuda dört adet peraşa (Tora’dan dört bölüm) yer alır: Kadeş, Veaya ki yeviaha, Şema, Veaya im Şamoa. Bu peraşalarda evrenin krallığının kabulü, Atalar’ımızı Mısır’dan çıkarırken Tanrı’nın yapmış olduğu mucizelerin hatırlatması ve bizi O’na dua etmek suretiyle yakınlaşmamızdan bahsedilir. Bu dört peraşa koldaki Tefilin’de beraberce aynı kutunun içinde olup, başa takılan Tefilin’de ise aynı kutunun içinde dört ayrı odacıkta ayrı ayrı bulunurlar. Tefilin’de ise aynı kutunun içinde dört ayrı odacıkta ayrı ayrı bulunurlar. Tefilin takmayan kişi (Her peraşa kendi başına bir pozitif emri teşkil ettiğinden) sekiz pozitif emri uygulamamış sayılır.

Tefilin takıldığında temiz olunması ve Tefilin takılı iken gaz çıkarmamaya dikkat edilmesi gereklidir. Sabahleyin Tefilin takmadan Şema’yı okuyan kişi kendi adına yalancı şahitlik yapıyor gibidir. Temizliğine özen göstererek Tefilin takmaya alışık olan kişi ömrünü uzatır. Tanah’ta belirtildiği gibi;

“Üzerlerinde Tanrı olanlar yaşar”(Yeşaya 38:16)

Tefilin takılı olduğunda, kişi dikkatini onun üzerinde yoğunlaştırmak amacıyla, zaman zaman büyük bir kutsiyete sahip olan tefiline dokunmalıdır. Tefilinler kolda ve başta oldukları zaman kişi Tanrı korkusunu hissetmeli, alçakgönüllü olmalı, boş sohbetlere, oyunlara ve kötü düşüncelere kapılmamalı; kalbini gerçekçi konuşmalara açmalıdır.

Bu emir her yerde, her zaman erkekler için geçerli olup kadınlar için geçerli değildir.

10. Elbiselerin köşelerine tsitsit (püskül) yapma emri

Tora’da yazılı olduğu gibi;

“Ve elbiselerinin köşelerine tsitsit yapsınlar” (Bamidbar 15:38)

Kişinin gündüz giydiği elbise dört köşeye sahip ise Tora’nın emirlerine göre tsitsit gerektirir.

Dört köşesi olan bir kumaşla örtünen kişi giysisine tsitsit koymamışsa bu pozitif emri uygulamamış olur. Kendi başına Tallet giymesini bilen çocuklar da tsitsit emrinin getirdiği zorunlulukları yapmalıdır çünkü Tora bütün emirleri bu emre bağlamıştır: “Onu görecek ve Tanrı’nın tüm emirlerini hatırlayacaksınız” (Bamidbar 15:39)

Bu emir her yerde, her zaman erkekler için geçerlidir.

11. Sabah ve akşam dualarında “Şema” duasını okuma emri

Tora’da yazılı olduğu gibi;

“Onlar hakkında konuşacaksın… Yattığında ve kalktığında” (Devarim 6:7)

Bu, Şema’nın, yatış ve kalkış zamanında okunması gerektiği anlamındadır. Şema, üç peraşadan (bölüm) oluşur: Şema, Veaya İm Şamoa ve Vayomer.

“Şema” peraşasında Tanrı sevgisi, Tanrı’nın “Bir”liği ve Tora öğreniminden bahsedilir. “Veaya” peraşasında da diğer mitsvaların yükümlülüklerinin kabulü konu edilir. “Vayomer”peraşası “Tsitsit” hakkında olup, içinde tüm mitsvaların ve özellikle Mısır çıkışının hatırlanması yer alır. Tora’da belirtildiği gibi; “Hayatınızın her gününde Mısır’dan çıktığınız günü hatırlayacaksınız. (Devarim 16:3)

Bu emir her yerde, her zaman erkekler için geçerlidir.

12. Evin kapısına “Mezuza” koyma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onları Evlerinizin pervazlarına ve kapılarınıza yazacaksınız” (Devarim 6:9)

Mezuza’nın içinde iki peraşa yer alır: “Şema” ve “Veaya İm Şamoa”. Kişi mezuza bulundurma konusunda çok duyarlı olmalıdır. Evine her girişinde ve çıkışında Tanrı’nın “Bir”liğiyle karşılaşıp O’na sevgisini hatırlayacak ve boşa vakit geçirme yanlışlığından ve uykusundan uyanarak, dünyayı yaratanı bilmek dışında hiçbir şeyin sonsuza dek kalıcı olmadığını anlayacaktır.

Bu emir her yerde, her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

13. Ekmek yenen her öğünün ardından yemek duası okuma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yiyecek ve doyacak ve Tanrı’n Aşem’i kutsayacaksın” (Devarim 8:10)

(Yazılı) Tora’ya göre kişinin sadece doyması halinde yemek duası etmesi gereklidir.
Ancak Hahamlarımıza göre, belli ölçüde ekmek parçası yenmişse de yemek duası söylenmesi gereklidir. Yemekten önce de dua edilmelidir çünkü insan doymuşken bile dua ediyorsa, elbette aç iken de dua etmelidir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

14. Tora öğrenme ve öğretme emri

Tora’da belirtildiği gibi;
“Ve bunları oğullarına öğreteceksin” (Devarim 6:7)

Tora hakkında yapılan konuşmalar net ve açık olmalı, kekeleyerek konuşulmamalıdır. Kişi zengin veya fakir, genç veya yaşlı, hasta ya da bağışla geçimini sağlayan biri bile olsa, gündüz ve gece Tora öğrenimine zaman ayırmakla yükümlüdür. Tora’da belirtildiği gibi; “Gündüz ve gece onunla düşüneceksin” (Yeoşua 1:8). Kişi Tora öğrenimine ölünceye kadar devam etmek zorundadır. Tora’da belirtildiği gibi; “Ve onları hayatının tüm günleri boyunca kalbinden ayırma” (Devarim 4:9)

Bir Baba oğluyla Tora öğrenmek zorunda olup, oğlu diğerlerine göre önceliklidir. Aynı zamanda torunuyla da öğrenmek zorundadır. Tora’da belirtildiği gibi; “Oğullarına ve onların oğullarına onları bildireceksin” (Devarim 4:9)

Çocuğun konuşmaya başlamasıyla birlikte Tora öğrenimi başlar ve babası bu cümleyi onunla birlikte söyler:

“Moşe bize Tora’yı emretti” (Devarim 33:4) Baba oğluna Tora’yı öğretecek bir öğretmen tutmakla yükümlüdür. Kadın ise Tora çalışmasından muaftır. Ancak oğulların Tora’dan bihaber olarak yetişmemelerine gayret etmesi gereklidir. Tora öğrenimi diğer tüm mitsvaların toplamına eşdeğerdir çünkü Tora öğrenimi icraat gerektirir.

Bu emir her yerde ve her zaman erkekler için geçerlidir.

15. Her Yahudi’nin kendisi için bir “Sefer Tora” yazma emri

Tora’da belirtildiği gibi;
“Kendinize bu şarkıyı yazınız” (Devarim 31:19)

Hahamların açıkladığı gibi, içinde bu şiirin (Aazinu peraşası) bulunduğu Tora’yı yazın çünkü Tora ayrı bölümler halinde yazılmaz. Kişi eğer Tora’yı kendi eliyle yazarsa Sinay Dağı’ndan almış gibi sayılır. Kendisinin yazması mümkün olmadığı durumlarda ücretini ödemek suretiyle yazdırması veya satın alması gerekir. Aile büyüklerinden kalmış Sefer Tora’sı varsa dahi kendisininkini yazmak zorundadır. Eğer Sefer Tora’da bir harf bile düzeltirse bütün Tora’yı yazmış gibi sayılır. Büyük Rabiler’den R. Aşer’e göre Sefer Tora yazma işi “Rişonim – İlkler”in devrinde en yüksek düzeydeydi, çünkü o devirde Sefer Tora yazıp pradan öğrenim görürlerdi. Ancak günümüzde yazılan Sefer Tora’lar dualarda cemaate okunmak üzere Sinagoglar’da muhafaza edilir. Kişinin kendisi ve çocuklarının öğrenim görüp üzerine düşünmesi için Mişna, Talmud ve yorumlarını okuması gereklidir. Bu şekilde mitsvaların ve kanunların açıklamalarını bilecektir. Bu yüzden günümüzde yazılması veya yayınlanması gereken kitaplar bunlardır. Her ikisini gerçekleştirme gücünü gösteren kişi kendi payında şanslıdır.

Bu emir her yerde ve her zaman yalnız erkekler için geçerlidir.

16. Hahamlar’a ve Tora öğrenenlere bağlanma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve O’na bağlan” (Devarim 10:20)

Hahamlarımız şu açıklamayı yapmışlardır: Tora öğrenen ve öğretene bağlı olan kişi Tanrı’ya bağlanmış gibidir. (Talmud Bavli; Ketubot 111b). Bu yüzden bir kişinin bir din bilgininin kızıyla evlenmesi ve kendi kızını da bir din bilginiyle evlendirmesi; onunla yemesi ve bereketinden faydalanması tavsiye edilir. Kişi Hahamların sözlerini susamışçasına içmelidir. (Pirke Avot)

Bu emir her yerde ve her zaman erkek ve kadın için geçerlidir.

17. Yaşlılar ve Hahamlar önünde ayağa kalkma ve Hahamlar’a saygı gösterme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Seva önünde ayağa kalk ve Zaken’e karşı saygılı ol” (Vayikra 19:32)

Seva – Haham değilse bile yaşı oldukça ilerlemiş kişidir ve onun karşısında olan bir Haham, çocuk yaşta olsa dahi kalkmak zorundadır, ancak boylu boyunca kalkmaya gerek yoktur; onu onurlandıracak şekilde bir kalkış yeterlidir. Zaken ise “ Ze Şekana Hohma – Bilgi Sahibi Olmuş Kişi”dir. Çocuk yaşta bile olsa, onun önünde boylu boyunca ayakta durulur. Dört adım yakınına gelmesinden itibaren kalkılır ve önünden geçmesine kadar ayakta beklenmesi gerekir. Kişi Rabi’sine de saygı göstermelidir. Bu saygıyı, Tora bilgisinin çoğunu ondan öğrenmemişse bile göstermek zorundadır. Kendisine gösterilen saygıya boş veren bir Rabi’ye de saygı kalmaz. Hahamları aşağılamak veya onlardan nefret etmek büyük bir günahtır ve bunu yapanların gelecek dünyada yerleri yoktur.

Bu emir her yerde, her zaman erkek ve kadın için geçerlidir.

18. Bet-Amikdaş’a yönelik saygı duyma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Mabedime karşı korku duyun” (Vayikra 19:30)

Sinagoglarımız ve Tora öğreniminin yapıldığı mekanlar küçük birer Bet-Amikdaş sayılırlar. Tanah’ta belirtildiği gibi; “Ve onlara küçük birer mikdaş olacağım” (Yehezkel 11:16). Bu kutsal yerlerde boş şeylere vakit geçirmekten ve boş şeyler konuşmaktan sakınmak gerekir. Oradan hesap işleri yapılmaz ve uyumak için kullanılmaz çünkü kutsallıkları çok yoğundur.

Bu emir her yerde ve her zaman erkek ve kadın için geçerlidir.

19. Sözlerle Şabat gününü kutsal kılma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Şabat gününü kutsamak amacıyla hatırla” (Şemot 20:8)

Hahamlarımız şöyle demişlerdir (Sifra, Behukotay 1; Rambam, Yad Ahazaka – Şabat) : “(Şabat’ı) sözlerle kutsa – Şabat’ın girişinde Kiduş duası ile, çıkışında da Avdala duası ile kutsa. ” Bazı Hahamlara göre Kiduş şarap veya ekmekle, Avdala da şarap ile yapılmalıdır. Kiduş ve Avdala dualarından önce de hiçbir şeyin yenmemesi gerekir.

Peygamberlerimiz tarafından Şabat günü yapmamız istenen iki mitsva vardır: (a) “Oneg – Keyif almak” ve (b) “Kibud – Şabat’ı saygı ile ağırlamak”. Tanah’ta belirtildiği gibi;

“Tanrı’nın kutsallığı için Şabat’ı ‘Oneg’ olarak adlandırın” (Yeşayau 58:13).

Kibud, yüzün ve ellerin sıcak su ile yıkanması ve temiz elbiseler giyinmesidir. Oneg de yiyip içerek keyif almaktır. Şabat’ta üç öğün yemek zorunluluğu vardır. Kişi Şabat için imkanları dahilinde ne kadar harcamada bulunuyorsa, mitsvası da o kadar değerlidir. Şabat’tan keyif alan kişiye Tanrı katında sınırsız ödül verilir, kalbinin istekleri yerine getirilir ve başka güçlerin etkisinden kurtarılır.

Şabat çıkışında da masa düzenlemek mitsvadır. Ancak sadece Beraha (mübarek kılma) söylenecek miktarda yemek yeterlidir. Ramban’a göre ŞAbat’ı hatırlama emri Şabat’ı her gün hatırlamayı gerektirir. Bu yüzden haftanın günlerden, “Kutsal Şabat’a yönelik birinci gün” (Pazartesi), “Kutsal Şabat’a yönelik ikinci gün” vs olarak bahsedilir. Başka konularda da, kişi eline iyi bir fırsat geçtiğinde, örneğin hafta içinde iyi bir yiyecek satın aldığında, onu Şabat için düşünmeli ve açıklıkla “Bu Şabat içindir” demelidir.

Bu emir her yerde ve her zaman erkek ve kadın için geçerlidir.

20. Şabat gününde çalışmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci gün işlerini durduracaksın” (Şemot 23:12),bu mitsva hayvanlarımızı çalıştırmamayı da kapsar. Yahudi olmayan birine Şabat günü iş yapmasını söylemek de Hahamlarımız tarafından yasaklanmıştır ve bu, “Şevut” olarak adlandırılır. (Bkz. Negatif mitsvalar – 6)

Bu emir her yerde ve her zaman erkek ve kadın için geçerlidir.

21. Bayramlarda sevinç duyma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bayramlarında neşeleneceksin” (Devarim 16:14)

Bet-Amikdaş zamanında, bu sevinç “Şelamim” adı verilen bir kurbanın bayram kurbanına ek olarak kesilmesi ve ona “Sevinç Şelamimi” adı verilmesiyle gösterilirdi ki bu sevince kadınların da katılımı zorunluydu. Günümüzde ise, kutlama et ve şarap ile yapılmaktadır. Erkek eşine güzel elbiseler alarak onu sevindirmeli, aile fertlerine tatlı çeşitleri dağıtımı ve fakirleri sevindirmelidir. Fakirleri sevindirmeyen kişinin yapmış olduğu kutlama bir mitsva olmaktan çok midesini doldurmanın sevinci sayılır ve bu kutlama şekli değerli değildir.

Her ne kadar bayramlar için yeme ve içme gerekliliği varsa da, şarabın lezzetine kapılarak sarhoş olup gülünç duruma düşecek davranışlarda bulunulmaması gerekir. Tanrı’ya ibadet olan bir neşe için sorumlu olunduğundan boş eğlence, kontrolsüz hareketler veya sarhoş bir durumda iken Tanrı’ya ibadet mümkün değildir. Mitsvanın uygulanışı ile duyulan coşku da büyük bir ibadet şeklidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

22. On dört Nisan günü “Hamets” yiyeceklerin kaldırılması emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birinci gün evimizde unlu yiyecekleri kaldıracaksınız. ” (Şemot 12:15)

Sözlü Tora’dan edindiğimiz bilgilere göre “birinci gün” Nisan ayının 14’ü olup, aynı zamanda da “Hamets” yeme yasağının başlamasından öncedir. “Hametsi kaldırma” emri, mülkiyet dahilinde bulunan ve bilinen hamets yiyeceklerin yok edilmesini, bilinmeyenlerin ise, kalpten yok sayılarak bunlara ihtiyaç duyulmadığının ilan edilmesini kapsar. Hahamlarımızın koymuş olduğu kurallara göre 13 Nisan akşamının başlangıcından itibaren “Hamets” arama ve yok etme çalışmalarını mum ışığı ile yapmak gerekir. Çünkü akşam saatleri herkesin evde olduğu bir zamandır. Mum ışığı ise aramak için iyi bir ışık kaynağıdır.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

23. Pesah Bayramı’nın ilk gecesinde “Matsa” yeme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Akşamleyin ‘Matsa’ yiyeceksiniz” (Şemot 12:18)

Matsa’nın, buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi tahıl ürünlerinden yapılması gerekir. Kadınlar da “ matsa” yemekle yükümlüdür. Yemek yiyebilecek durumda olan bir çocuğa da alışması için bir parça verilir. Hahamlarımız tarafından konulan kurala göre Pesah gecesinden önceki gün içinde Matsa yememek gerekir. Bunun sebebi akşam Matsayı iştahla yiyebilmek ve Şeeheyanu berahası söylemektir. Maror ve Haroset de Hahamlarımıza göre yenilmeleri gereken yiyeceklerdir. Maror yemeden önce “Baruh Ata Ad… Elo-enu Meleh Aolam Aşer Kideşanu Bemitsvotav Vetsivanu Al Ahilat Maror – Bizleri emirleriyle kutsayan ve bizlere Maror yeme üzerine emir veren Evrenin Kralı, Sen, Tanrı’mız Aşem; Mübareksin” duasının söylenmesi gereklidir. Ancak Haroset için hiçbir dua söylenmesine gerek yoktur.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

24. On dört Nisan gecesinde Mısır’dan çıkışı anlatma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“O gün oğluna anlatacaksın” (Şemot 13:8)

Mısır çıkışı çocuklarına anlayabilecekleri ölçüde anlatılmalıdır. Ancak kişinin çocuğu yoksa bile anlatılması gerekir. Mısır çıkışı hakkında ne kadar çok anlatılırsa o kadar değerlidir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

25. Pesah Bayramı’nın ilk gününde iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birinci gün kutsal gündür” (Vayikra 23:7)

Yemek ihtiyacına yönelik olarak yapılan çalışmalar yalnızca Bene-Yisrael için yapılması şartıyla serbesttir. Yemek, sadece bayram içindeki yeme ihtiyacı için pişirilebilir. (Şemot 12:6) bu gereksinim dışında bir iş yapan kişi bu pozitif emirle birlikte iş yapmama emriyle ilgili başka bir negatif emri de ihlal edilmiş sayılır.

Negatif mitsva 145 “Her tür işi yapmayacaksın” (Vayikra 23:7). Ateş yakma ve yemek hazırlama için olsa bile taşıma yapılması serbesttir. Hahamlarımızın koyduğu kurallara göre bayramların Erets-Yisrael dışındaki ülkelerde iki gün, Erets-Yisrael’de ise bir gün olarak kutlanması öngörülmüştür. Ancak Roş Aşana bayramı Erets-Yisrael’de de iki gün olarak kutlanır.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

26. Bet-Amikdaş’a Omer’in (senenin ilk arpa hasadından bir demet) getirilmesinden itibaren 7 tam hafta sayma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendinize yedi tam hafta sayacaksınız” (Vayikra 23:15)

Haftalarla birlikte günleri de saymak gereklidir. Tora’da belirtildiği gibi; “Elli gün sayacaksınız” (Vayikra 23:16). Saymaya 16 Nisan gecesinden itibaren başlanır. Bu sayım ayakta iken ve dua ederek söylenmelidir. Ancak bir kişi dua etmemiş veya oturarak saymışsa da geçerlidir.

Bu emir her yerde, her zaman yalnız erkekler için geçerlidir.

27. Pesah Bayramı’nın yedinci günü iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci gün kutsal gündür” (Vayikra 23:8)

Pesah Bayramı’nın ilk gün kuralının aynısını içerir. (Bkz Madde 25)

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

28. Şavuot Bayramı’nda iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Aynı günü kutsal gün olarak ilan edeceksiniz” (Vayikra 23:2)

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

29. Tişri ayının birinci günü olan Roş Aşana Bayramında iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci ayın biri sizler için Şabat günü gibi olup, Şofar sesini hatırlatan kutsal gündür” (Vayikra 23:24)

Çalışma ile ilgili kurallar Pesah Bayramı’nın ilk günündekiler gibidir. Hahamlarımız tarafından hem Erets-Yisrael’de hem de diğer ülkelerde Roş Aşana bayramının iki gün kutlanması ön görülmüştür.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

30. Roş Aşana olan Tişri ayının birinde Şofar sesini dinleme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sizin için Şofar dinleme günü olacaktır” (Bamidbar 29:1)

Şofar kavisli bir keçi boynuzundan yapılmalıdır. Roş Aşana’da Şofar’ın 9 sesini dinlemek zorunludur. 3 kez “Tekia” (Açık ve düz bir ses serisi), “Terua” (Kesik kesik çalınan bir seri) ve “Tekia”… Ancak “Terua” sesinin ne olması gerektiği konusunda emin olmadığımızdan, 3 kes T. Ş. R. T. (Tekia, Şevarim [uzatılmış olarak kesik çalınan bir seri], Terua, Tekia); 3 kes T. Ş. T (Tekia, Şevarim, Tekia) ve 3 kez de T. R. T. (Tekia, Terua, Tekia) çalarak şüphemizi gidermiş oluruz.

Bu emir her yerde, her zaman yalnız erkekler için geçerlidir.

31. Kipuar gününde iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sizin için Şabat gibi bir gündür” (Vayikra 23:32)

Kipur gününde iş yapan kişi, bir pozitif emirle birlikte bir negatif emri de ihlal etmiş sayılır (Negatif emir – 149). Şabat gününde yasaklanmış olan her türlü iş Kipur gününde de yasaklanmıştır.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

32. Kipur gününde oruç tutma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci ayın onunda affedilme günü olup… ruhlarınıza eziyet edeceksiniz. ” (Vayikra 23:27)

Bu oruç akşamdan başlanıp ertesi günün akşamının bitimine kadar sürdürülür. Oruç akşam olmadan bir süre önce başlamalı ve Kipur günü bitiminden bir süre sonra bozulmalıdır. Böylece diğer günden alınan bu süre Kutsal Kipur gününe eklenmiş olacaktır. Oruç alma yemeğini elinden geldiğince uzatan kişi ayın dokuzu ve onunda (Kipur ve önceki gün) oruç tutmuş gibi sayılır (Negatif mitsva – 150)

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

33. Günah işleyenin günahından dönmesi ve Tanrı huzurunda günahlarını itiraf etmesi emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kadın veya erkek günah işlediklerinde… günahlarını itiraf edecekler” (Bamidbar 5:6-7)

Bu, Tanrı huzurunda yapılan sözlü itiraftır. Kişi içtenlikle itirafını şu şekilde söylemelidir. “Tanrı’m sana yalvarıyorum, hata ettim ve karşında günah işledim. (Burada günahlarını detayları ile anlatmalıdır) Ancak pişman olup yaptıklarımdan utanç duydum ve asla bunu tekrarlamayacağım. ” Esas olan da, kalben ve içtenlikle geçmişe ait duyulan pişmanlık ve bu şekilde bir daha böyle bir hatayı tekrarlamayacağını üstlenmektedir. (Teşuva) Tanrı’ya yapılan dönüşün esası budur. İtiraflarını kim ne kadar çoğaltırsa o kadar takdir edilir. Ölüm ve Kipur günündeki itiraflar bile “Teşuva” ile birlikte olmazsa insanın affedilmesi için yeterli değillerdir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

34. Sukot Bayramı’nın ilk gününde iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birinci gün kutsal gündür. ” (Vayikra 23:35)

Kuralları Pesah Bayramı’nın birinci gün kuralları gibidir (Bkz. Mitsva 25).

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

35. Sukot Bayramı’nın yedi gününde Suka’da oturma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedi gün Sukalar’da oturacaksınız. ” (Vayikra 23:35)

Yedi gün boyunca Suka’da yenmeli, içilmeli ve yaşanmalıdır. Bu süre içinde kişi evini geçici, Suka’yı ise sürekli kullanmalıdır. İlk gece Suka’nın dışında yemek yenmemeli ve en azından “Kazayit” (iri bir zeytin = 26gr) kadar ekmek yenmesi gereklidir. Diğer günlerde kişi ekmek yemek istediğinde Suka’dan yemelidir, meyve yemek istediğinde ise Suka dışında yiyebilir. Eğitim çağına gelmiş çocuklar da Hahamlarımızın düzenlemesi gereği bu mitsvadan sorumludur.

Bu emir her yerde, her zaman yalnız erkekler için geçerlidir.

36. Sukot Bayramı’nda 4 bitki çeşidini birlikte tutma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birinci günde kendinize hoş ağacın meyvesini (Etrog), hurma ağacı dallarını (Lulav), kıvrımlı ağacın yapraklarını (Adas = Mersin dalları) ve dere söğüdünü (Arava) alacaksınız. ” (Vayikra 23:40)

Bu bitkiler bir “Lulav”, bir “Etrog”, üç tane “Adas” ve iki tane “Arava”dır. Bu ürünlerin çok taze olmasına dikkat edilmelidir. Bunları topluca tutup yukarı doğru kaldırmakla mitsvayı yerine getirmiş oluruz. Bu hareketi bayramın yedi günü süresince her gün tekrar etmek gerekir. Ancak Şabat günü bu ürünleri tutmanız, Hahamlarımız tarafından (Şabat günü umumi bölgelerde 4 adımdan fazla taşıma yasağının [Tiltul] çiğnenmemesi için) yasaklanmıştır. Bu yasak bayramın ilk gününün Şabat’a rastlaması durumunda geçerlidir. Ödünç alınan ürünler ilk gün mitsvayı yerine getirme açısından yeterli olmamalarına rağmen diğer günlerde kullanılabilirler. (Zira pasuk “kendinize alacaksınız” diyerek, açık olarak, bu bitkilerin sahibi olmamızı istemektedir. ) Ancak çalıntı olan ürünler tamamen geçersizdirler. Bu ürünleri doğru şekilde tutup sallayabilen çocuklar da öğrenmeleri açısından bu mitsvadan sorumludurlar.

Bu emir her yerde, her zaman yalnız erkekler için geçerlidir.

37. Şemini Hag Atseret gününde (Sukot’un sekizinci günü) iş yapmama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sekizinci gün kutsal gündür. ” (Vayikra 23:36)

Kuralları Pesah’ın birinci gününde geçerli olanlarla aynıdır. (BKZ. Mitsva 25)

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

38. Bene – Yisrael’in yoksullarına yardım etme (Tsedaka) emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Elini açacaksın…” (Devarim 15:8)

Hahamlar bu sözleri “Elbette elini açacaksın”- defalarca dahi olsa- şeklinde açıklamışlardır. Tora’nın başka bir yerinde de “Yabancılara ve geçici olarak topraklarında ikamet edenlere (bu kişiler Noah zamanında insanlara verilen 7 emri [Putperest olmamak; Tanrı’nın İsmi’ni mübarek kılmak; Öldürmemek; Cinsel ahlaksızlık yapmamak; Hırsızlık yapmamak; Bir yasa düzeni kurmak; Bir hayvanı canlı iken yememek] kabul eden kişiler olmaları şartıyla), destek olacaksınız ve onlar da sizlerle beraber yaşantılarını sürdüreceklerdir” (Vayikra 25:35) ve devamında da “Ve kardeşin de seninle birlikte yaşayacak” (Vayikra 25:36) denmektedir.

Fakire yardım eden de ona uygun olanı vermeli ve onun ihtiyacı doğrultusunda yardım edilmelidir. Elbisesi yoksa giydirilmeli ve diğer ihtiyaçları da karşılanmalıdır. Veren kişinin maddi gücü hepsini karşılamaya yeterli değilse yettiği kadar vermelidir. Yardımlarla geçimini sağlayan bir fakir bile başka bir fakire “Tsedaka” vermek zorundadır. Bir kişinin bir yakını fakirse, tsedaka konusunda öncelik ona aittir. Kişinin evinin fakirleri şehrin fakirlerine, şehrin fakirleri de başka bir şehrin fakirlerine önceliklidir. Tora’da belirtildiği gibi; “Kardeşlerine, fakirlerine ve ülkendeki yoksullarına” (Devarim 15:11).

Yardım istemekte olan bir fakiri görüp de görmezlikten gelerek Tsedaka vermeyen bir kişi bu pozitif emrin yanında negatif bir emri de ihlal etmiş sayılır. (Bkz. Negatif emirler 62) Bu, çok ciddi bir günah olup kişi kötü ve günahkar bir insan olarak anılır. Bizler Tsedaka emrine diğer emirlerden daha çok önem vermek ve dikkat etmekle yükümlüyüz. Çünkü Tsedaka Avraam’ın soyunun kendine has ayırt edici özelliğidir. Tsedaka olmazsa Yisrael’in tahtının ayakta durması ve gerçeğe olan inanışın sürmesi mümkün olamaz. Zalim bir yapıya sahip olan kişinin köklerinden şüphe duymak gerekir; çünkü zalimlik putperest milletlerde bulunan bir olgudur. Tanah’ta belirtildiği gibi; “Onlar zalimdir ve merhamet duymazlar” (Yermiyau 50:42). Bütün Bene-Yisrael kardeş gibidirler. Tora’da belirtildiği gibi; “Sizler Tanrı’nız Aşem’in oğullarısınız” (Devarim 14:1). Bir kişiye kardeşinden merhamet gelmezse ona kim merhamet eder? Bene-Yisrael’in yoksulları kimlerden yardım bekleyebilirler? Onlardan nefret eden ve arklarından kovalayan putperest milletlerden mi? Bu yüzden onların gözü yalnız kardeşlerine çevrili olmalıdır.

Tsedaka verirken içten ve güler yüzlü olunmalıdır. Tsedaka vermekten kötü bir şey çıkmayacağı gibi, onu vermekten dolayı da kimse fakir olmaz. Tanah’ta belirtildiği gibi; “Tsedaka çalışması barışa dönüşür” (Yeşayau 32:17)

Bir fakiri tatlı sözlerle teskin ve teselli etmek gereklidir. Onu azarlamak veya ona karşı bağırır şekilde ses tonunu yükselterek konuşmak yasaktır, çünkü kalbi kırılır. Bir fakiri utandırmak ise o derece günahtır.

Başkalarını da Tsedaka vermeye teşvik edenin ödülü verenden daha büyüktür. Her kim merhamet ederse ona da merhamet ederler. Tora’da belirtildiği gibi; sana merhamet, şefkat gösterecek ve seni çoğaltacak” (Devarim 13:18)

Esirleri kurtarmak için verilen bağışlar – bundan daha büyük bir mitsva yoktur. Bunu göz ardı edenler birçok pozitif ve negatif emirleri ihlal etmiş sayılırlar.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

39. Adak veya yemin olarak ağızdan çıkarmış olduğu sözü yerine getirme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Dudaklarından çıkanı muhafaza et ve adak etmiş olduğun gibi yap” (Devarim 23:24)

Ayrıca Tora’da belirtildiği şekilde “Her ağzından çıkardığına uygun olarak yapılacaktır” (Bamidbar 30:3) davranmak gereklidir.

Bu emir her yerde, her zaman, hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

40. Adak ve yeminleri geçersiz kılmak üzere bir anlaşma yapma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tanrı’ya adak adamış olan bir kişi. . . ” (Bamidbar 30:3)

Eğer adak adamış olan kişi yemin ettiği pişmanlık duyuyor ve geçmiş olaydan dolayı üzüntü duyuyorsa, uzman bir Rabi’ye veya uzman birinin olmadığı yerde, sıradan üç kişiye gelip şunları söyler: “Şu veya bu sebepten adadım veya yemin ettim ve pişman oldum. Bu olaydan dolayı üzüleceğimi veya başıma bunların geleceğini bilseydim adak adamaz veya yemin etmezdim. ” Uzman Rabi veya sıradan üç kişi sorar: “Artık pişman mısın?” Ve o, “evet” diyerek yanıtlar. Bunun üzerine ona; “Bu konuda affedildin” veya “Bu konuda izinlisin” veya “Bu konuda serbestsin” derler. Böylece adak veya yemin geçersiz kılınır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

41. Anne ve babaya saygı gösterme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babana ve annene saygı göster” (Şemot 20:12)

Burada bahsedilen saygı, babasının parası ile onu yedirmesi, içirmesi, giydirmesi ve ona koruma sağlamasıdır. Ancak babasının parası yoksa ve oğulda varsa, oğul gücü yettiğince babasını geçindirmeye gayret etmelidir. Anne ve babaya bir kölenin sahibine hizmet ettiği gibi hizmette bulunulmalıdır. Ölümlerinden sonra bile saygı göstermeye devam edilmelidir. Eğer bir baba oğluna “Se ver” demiş ve oğul o anda başka bir mitsva ile meşgul ise ve o mitsvanın başkaları tarafından yapılması mümkünse babasının isteğini yerine getirmelidir; ancak yapmakta olduğu mitsvanın başka biri tarafından yapılması olası değilse mitsvayı bitirmelidir. Yine de, bir baba oğluna bir günah işlemesini söylerse – bu Hahamlar’ımız tarafından öngörülmüş bir yasak olsa bile- babasını dinlememelidir; çünkü herkes Tanrı’nın kanunlarına saygı göstermekle yükümlüdür.

Babaya saygı anneye saygı karşısında önceliklidir çünkü hem o hem de annesi, babasına saygıyla yükümlüdür. Anne ve babaya saygı hafife alan kişi bu pozitif emri dışlamış veya hükümsüz kılmış sayılır. Ancak bu yaptığı, anne ve babanın bilgisi ve rızaları dahilinde ise mümkündür. Kadının da zorunluluğu olsa bile kocasının engellemesi durumunda bu zorunluluk geçersizdir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

42. Anne ve babadan korkma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Anne ve babanızdan korkun” (Vayikra 19:3)

Burada bahsedilen korku şu şekilde açıklanır: kişi, babasının yerinde durmasın ve oturmasın; sözlerini çürütmesin veya yorumlamasın; ona ne hayatta ne de ölümünden sonra ismiyle hitap etmesin. Babasından “Saygıdeğer, babam” diye bahsetsin. Baba ve anne her ikisi de saygı ve korku duymada eşit ağırlıktadır. Tora’mız anne ve babaya duyulan korku ve saygıyı Tanrı’ya karşı duyulan ile eşdeğerde tutmuştur. Bu mitsvayı önemsemeyip hafife alan, pozitif bir mitsvayı ihlal etmiş sayılır ancak ebeveynlerin rızası ve müsaadesi ile önemsememişse ihlal etmiş sayılmaz.

Bu emir her zaman ve her yerde hem kadın hem de erkek için geçerlidir.

43. Bir kadınla evlenip çocuk yaparak çoğalma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve Tanrı onlara verimli olun ve çoğalın dedi. ” (Bereşit 1:28)

Kişi neslin devamı için niyetlenmelidir. On sekiz yaşına gelen bir genç, çoğalma emrinin sorumluluğuna girer. Eğer yirmi yaşını doldurmuş ve hala evlenmemişse bu emri yerine getirmemiş sayılır. Ancak Tora öğrenimi ile meşgul oluyorsa ve maddi geçim telaşı yüzünden bu öğrenimi aksatacağından endişe ediyorsa o zaman 25 yaşından fazla olmaması şartı ile gecikebilir.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

44. Kiduşin (Evlilik töreni) ile evlenme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bir erkeğin bir kadını alması halinde…” (Devarim 24:1)

Bir kadınla evlenecek olan kişi, “kadının kocası” olma konumuna erişmeden önce, onu kutsaması gereklidir. Bu kutsama da ona kendisinden vereceği bir para (Pruta: Minimum bir miktar para veya eşdeğerindeki bir şey) ile olur. Bu para iki şahit önünde verilmeli ve erkek şunları söylemelidir: “Sen Moşe ve Yisrael’in din kurallarına göre bununla bana kutsanıyorsun. ” Kiduşin töreninden önce “Erusin – Nişan” berahasının söylenmesi gerekir. Bu beraha da: “Aşer kideşanu bemitsvotav vetsivanu al aarayot, veasar lanu et aarusot, veitir lanu et anesuot lanu al yede hupa ve kiduşin” (Bizi mitsvasıyla kutsayan, ahlak dışı ilişkileri ve bu tür nişanı yasaklayan, ancak bu düğün kubbesi altında yapılan düğün ve takdis törenine izin veren) sözleri ile başlayıp, “Mekadeş amo Yisrael al yede hupa ve kiduşin” (Halkı Yisrael’i Hupa ve Kiduşin ile kutsayan) berahası ile sona erer. Kutsanmaya gelen bir kadın, “Arusa – Nişanlı” sayılır ve Hahamlarımız gereğince “Hupa” denen çadıra girene ve yedi berahanın okunmasına kadar erkeğin o kadınla bütünleşmesi yasaktır. Hupa’ya girmeden önce de erkeğin kadına “Ketuba – Evlilik anlaşması” yazması gereklidir. Hupa’ya girişiyle birlikte o kadın kocasıyla henüz bütünleşmemesine rağmen evli sayılır. Ancak kadında o anda adet hali olması durumunda Hupa’ya girmiş olmasına rağmen evlilik durumu resmiyet kazanmaz, yani evli değil de “Arusa – Nişanlı” durumu devam eder.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

Toramız’ın geleneklerine göre, karısını boşamak isteyen bir kimse, Yisrael adetlerine göre “Get – Boşanma belgesi” ile boşaması gereklidir.

Get durumları yalnızca bu konuda uzmanlaşmış Ravlar tarafından yürütülür. Tora’nın diğer konuları hakkında büyük bilgisi olmasına rağmen bu konuda uzmanlaşmamış olanın Get konusuyla ilgilenmemesi gerekir; çünkü Get konusunda çok sayıda temel detaylar olduğundan uzman olmayan kişinin yanılgıya düşme olasılığı vardır. Fikir ve düşüncelerinde kötü olan bir kadını – Tanrı’ya ve Tora’ya olan inanca karşı gelme ve Yisrael kadınlarının olması gerektiği gibi namuslu olmayan; adet dönemlerinde kurallarına göre “Tevila – Mikve denilen havuza girilerek saflaşma işlemi” yapmayan – bu kadını boşamak mitsvadır. Tanah’ta belirtildiği gibi; “Hor gören kişiyi kov ki çekişme bitsin. ” (Mişle 22:10)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

45. Çocuksuz olarak ölen kardeşin karısıyla evlenme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Beraber oturan kardeşlerden biri ölürse… kocasının kardeşi onu (YEvama: çocuksuz dul kadın) karısı olarak alır. ” (Devarim 25:5)

Günümüzde, ölen kardeşin ismini devam ettirme mitsvasının yerine getirme düşüncesi kalmadığından “Yibum” kuralı artık işlememekte; yalnızca ileride göreceğimiz “Halitsa” yapılmaktadır.

46. Yibum yapmak istemeyen kayınbiraderinin ayakkabısının kadın tarafından çıkartılması emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve eğer o kişi ölen kardeşinin eşini eşliğe almayı kabul etmiyorsa… ayakkabısını onun ayağından çıkarsın (kadın tarafından çıkartılsın)…” (Devarim 25:7-99)

“Halitsa” denilen bu uygulama, yalnız bu konularda uzman olan Ravlar tarafından yaptırılır. Halitsa işlemini yapmayan kişi, bu pozitif mitsvayı ihlal etmiş olur. Bazı kişiler ileride kendilerine bir tehlike gelir endişesiyle bu uygulamayı tatbik etmeyi kabul etmezler ki bu büyük bir hatadır. Tanrı’nın yolları doğrudur ve mitsvayı gerçekleştirmeleri halinde onlara bundan dolayı bir tehlike gelmeyecektir; tam tersine, mitsvayı yerine getirmek istemezlerse suçları çok büyüktür.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

47. Tüm erkek çocukların sekiz günlük iken sünnet (Berit-Mila) olmaları emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sekiz günlük iken her erkek çocuğunuz sünnet edilecektir. ” (Bereşit 17:12)

Bu işlemin özellikle gündüz yapılması gerekir. Tora’da belirtildiği gibi; “Ve sekizinci günde uzvu sünnet edilecektir. ” (Vayikra 12:3) Sünnet güneşin yükselmesinden sonra yapılmalıdır; ancak tan vaktinde yapıldıysa da geçerli sayılır. Zorunluluğu ve zamanı kesin olan bu mitsva, Şabat günü olsa dahi yerine getirilir. (Ancak doğum sezaryen ile gerçekleşmişse sünnet günü Şabat’a düşmesi halinde bir gün sonra yapılır. )

Çocuğunu sünnet etme mitsvası babanındır. Eğer babası oğlunu sünnet etmemişse pozitif bir emri ihlal etmiş sayılır. Babasının sünnet ettirmemiş olması halinde, bir kişinin, büyüdüğünde kendini sünnet ettirmesi zorunluluğu vardır. Büyüdüğünden itibaren sünnet edilmeden geçen her gün bu pozitif emri ihlal etmiş sayılır. Bu anlaşmayı yerine getirmeyen kişinin yapmış olduğu (Tora öğrenimi, yardımseverlik vb. ) birçok iyi icraatlar olmasına rağmen, gelecek dünyada yeri yoktur. Bu mitsva aynı zamanda üzerine on üç anlaşma yapılmış olması açısından da çok büyüktür.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

48. Etlerinden faydalanmak istememiz durumunda, sığır cinsi veya tavuk cinsi hayvanları usulüne uygun kesme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Davar ve sürülerinden sana emrettiğim şekilde keseceksin. ” (Devarim 12:21)

Moşe Rabenu, kesim kuralları (Şehita ) konusunda sözlü olarak bilgilendirilmiştir. Bu konular arasında; hayvanın yemek ve nefes borusu konusunda; tavukta bu ikisinden birinin, sığırda ise her ikisinin çoğunluğunun kesilmesi, kesim sırasında duraksamadan, bastırmadan kesmek, bıçağın görüş alanından çıkmaması, kesim alanından dışarıya taşmamak ve kesilmeleri gereken yemek ve nefes borularının kesilmeden kopmamaları vs. dir.

Bu emir her zaman, her yerde hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

49. Saf ve temiz ( Kaşer) olan hayvanların veya kanıtların kesimden sonra kanlarını örtme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Döktüğü kanını toprak ile örtecek. ” (Vayikra 17:13)

Altta toprak olacak şekilde, üstünde kesim yapıp sonra tekrar toprak dökülerek kanın örtülmesi gerekir. Çünkü “Toprak ile” kelimelerinden altta ve üstte toprak olması gerektiği anlamı çıkarılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem erkek hem de kadınlar için geçerlidir.

50. “Kohen” e saygı gösterme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onu kutsayacaksın. ” (Vayikra 21:8)

Bir Kohen’i korban sunmak amacıyla her bakımdan uygun hale getirmek için hazırlamak ve aynı zamanda ona saygı gerektiren her durumda öncelik tanımak gereklidir. Tora’nın okunması sırasında açılış ona verilecek, yemeklerde duayı okuması için ona öncelik tanınacak ve yemek servisinde ilk güzel porsiyon ona verilecektir. Kohen’in isteği dışında bile olsa, onu yüceltmek zorunluluğu vardır. Tora’da belirtildiği gibi; “Onu kutsayacaksın. ” – onun isteği dışında olsa bile bunu yapmalısın. Kohenlere özgü Tanrı hizmetlerine uygun olmayan özürlü bir Kohen olsa bile, ona saygı göstermek zorunluluğu vardır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

51. Yahudi annenin ilk doğan erkek çocuğunun “Pidyon” yapılması emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“İlk doğan erkek çocuğunun fidyesini vereceksin. ” (Bamidbar 18:15)

Bu fidye, 5 Selaim (Gümüş para) veya onun değerindeki başka bir mal olabilir. (Ülkemizde 6 gümüş kaşık kullanılır. ) ancak bunun için para veya senet, çek verilmez. İlk doğanın babası veya annesi Kohen veya Levi ise bu mitsvadan muaftır. Pidyon, çocuk bir aylık olduğunda yapılmalıdır. Tora’da belirtildiği gibi; “Bir aylık olunca Pidyon yapacaksınız. ” (Bamidbar 18:16) Eğer kişinin babası yoksa ve Pidyon yapılmamışsa büyüdüğünde Pidyonu kendisi yapmalıdır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

52. Hamurdan bir parça ayırıp Kohen’e verme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“İlk açtığın hamurun bir parçasını Hala (Bir çeşit ekmek) için ayıracaksın. ” (Bamidbar 15:20)

Eğer açılan hamur, tahılın 5 türünden birinden yapılmış ve 43. 2 Betsa (bir ölçü birimi) ağırlığındaysa, hamurdan Hala için ayırmak gerekir. Hala ayrılması mitsvanın unutulmaması için Erets-Yisrael dışındaki ülkelerde de Hala Hahamların belirlemiş oldukları kurallara göre ayrılır ve yakılır. Tora’ya göre bunun belirli bir ölçüsü yoktur, herhangi bir hamur parçası bu mitsvayı yerine getirmek için yeterlidir.

53. Kohenler’in Bene-Yisrael’i mübarek kılması emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bene-Yisrael’i onlara (şunları) söyleyerek bu şekilde mübarek kılacaklar… Aşem seni (maddi olarak) mübarek kılsın ve korusun. Aşem sana yüzünü ışıtsın ve iyi davransın. Aşem yüzünü sana doğru çevirsin ve sana barış versin. ” (Bamidbar 6:23-26)

Kohen bu sözler dışında başka kutsama sözleri eklerse bu emri ihlal etmiş sayılır. Tora’da belirtildiği gibi; “(Tora’ya dışarıdan hiçbir şey) Eklemeyeceksin. ” (Devarim 13:1) (bkz. Negatif Mitsvalar 157). Eğer sinagogda görevli kişi “Kohanim” dediğinde Kohen gelip kutsamayı yapmıyorsa bu mitsvayla birlikte 3 dini görevi de ihlal etmiş sayılır. Bunlar;

“Bu şekilde mübarek kılacaklar”, “Onlara söyleyecekler”, “Bene-Yisrael üzerine İsmimi yerleştirecekler” emirleridir. Mübarek kılma işine katılan her Kohen de mübarek kılınır. Tora’da belirtildiği gibi “Senin mübarek kıldığını mübarek kılacağım” (Bereşit 12:3)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

54. Bene-Yisrael’i insanın kendisini sevdiği gibi sevme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arkadaşını kendin gibi seveceksin. ” (Vayikra 19:18)

Başkalarının şahsiyetine, maddi değerlerine, itibarına insanın kendisine gösterdiği saygıyı göstermek gerekir. Eğer biri başkasının utancıyla itibar görüyorsa gelecek dünyada yeri yoktur. Bu mitsva aynı zamanda kişinin arkadaşıyla barış içinde olmasını da kapsar.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

55. Ger (Yahudi dinini kabul etmiş) olana sevgi gösterme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ger olan seveceksin. ” (Devarim 10:19)

Bu emir, (Ger de bir Yahudi olarak kabul edildiği için) “Arkadaşını kendin gibi seveceksin” (Vayikra 19:18) (Bkz. Mitsva 60) emrine ek olan bir emirdir.

Tora’da belirtildiği gibi; “Tanrı Ger olanı sever ve onlara giyecek e içecek verir” (Devarim 10:18) ve “Ger olanın ruhunu anlayacaksınız” (Şemot 23:9)

Buradaki anlamıyla Ger başka ülke veya şehirden Yahudilerin arasında yaşamak için gelen ve Yahudi dinini kabul eden kişidir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

56. Fakir olan bir kişiye borç para verme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Eğer halkıma; seninle beraber olan fakire borç verirsen” (Şemot 22:24)

Bu mitsva Tsedaka vermekten daha büyük ve daha zorunludur. Tora bu zorunluluğu yerine getirmeyip borç vermeyi reddeden kişiyi onaylamaz. Tora’da belirtildiği gibi; “İhtiyaç duyan kardeşine vermek gözünde kötü olursa… bu senin günahın olur” (Devarim 15:9).

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

57. Rehin olarak alınan objenin sahibinin ihtiyacı olduğunda geri verilmesi emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Rehin alınanı kesinlikle geri vermelisin” (Devarim 24:13)

Bu emir, kişi objeyi mahkeme önünde veya kendi eliyle direkt olarak zorla veya rehin alanın rızasıyla almışsa geçerlidir. Rehin alınan şey, örneğin bir yastıksa, gece geri verilmeli, sahibinin, işinde kullandığı aletler veya gün içinde giydiği elbiselerse gün boyunca geri verilmelidir. Rehin aldığını zamanında geri vermeyen kişi, bu emirle birlikte bir negatif emri de ihlal etmiş sayılır. (bkz. Negatif Emirler 61)

58. Şemita (7. sene) senesinde ödünç verileni iptal etme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Her ödünç veren kişi ödünç verileni silmek zorundadır. ” (Devarim 15:2)

Eğer ödünç alan kişi borcunu Şemita yılı geçtikten sonra geri öderse, borç veren kişi bunu kabul etmemeli ve ona Tora’da belirtildiği gibi “Ben borcumu sildim” demelidir. Ancak kişi “Yine de al” derse o zaman geri alabilir. Tora’nın kanunlarına göre borç verilen silinmesi ancak Şemita yılının uygulanması devrinde geçerlidir. Ancak Hahamlarımız bu mitsvanın unutulmaması ve günümüzde de geçerli olabilmesi için şu kararı almışlardır. Borç verildiğinde mahkeme önünde bu borcun Şemita yılında iptal edilmeyeceği şartı konur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

59. Bir toprak sahibinin, işçisine üzerinde çalıştığı topraktan yetişeni yemesi için izin vermesi emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arkadaşının bağına girdiğinde istediğin kadar üzüm yiyebilirsin. ” (Devarim 23:25)

Tora’da belirtildiği gibi; “Arkadaşının toprağına girdiğinde başkalarını koparabilirsin” (Devarim 23:26). Bu bölümde bahsedilenin işçi olduğunu Sözlü Tora’da öğrenmekteyiz. Koparılmış veya işçiliği tamamlanmamış olan üründen yenilebilir. Ancak işçi bunu işini tamamlamadan önce veya tamamladıktan sonra değil, işi yaptığı süre içinde yiyebilir. İş sırasında zaman kaybına engel olmak amacıyla Talmud şöyle der: “İşçiler bir sabandan diğerine giderken, üzüm cenderesinden dönerken oturmadan yiyebilirler bu şekilde işlerini aksatmazlar” (Talmud Bava Metsia 91b).

Toplanmamış ürünü korumakla görevli kişi işçi gibi sayılmadığından, yememelidir. Ancak kişi toplanmış ürünü korumakla görevli ise Tora’nın kanunlarına göre olmasa da ülke kurallarına göre yiyebilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

60. İşçinin ücretini aynı gün içinde verme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ücretini gününde vereceksin” (Devarim 24:15)

Bu emir, Noah’ın 7 emrini yerine getirenler için de geçerli olup, bu kişilerin ücretlerini de aynı gün içinde ödenmelidir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

61. Alım satım konularındaki hükümleri uygulama emri

Bu uygulama, Tora’nın bu konudaki kurallarına göre yapılmalıdır. Alıcı ve satıcı arasındaki alışverişin geçerli veya geçersiz olduğu durumlarda Tora’nın emirlerine göre hüküm vermek zorunluluğu vardır. Tora’da belirtildiği gibi; “Arkadaşına bir şey satar veya onun elinden satın alırsan…” (Vayikra 25:14). Çünkü ticaret insanlar arasında çok yaygın olup, onsuz bir gün bile geçirilemez.

Gayrimenkul, para, senet veya mülkiyetin gösterilmesi ile satın alınabilir. Ancak hareket ettirilebilen mallar ve evcil hayvanlar çekilmek veya kaldırılmak suretiyle hareket ettirilerek sahiplenilebilir.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

62. Çalarak aldığını geri verme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Çaldığını geri vereceksin” (Vayikra 5:23)

Eğer kişi bir Pruta (Bir para birimi) veya daha değerli olan bir şeyi çalmışsa bunu geri vermelidir. Eğer soyduğu kişi ölmüşse varislerine vermelidir. Çalınan eşya kaybolmuşsa değerini para olarak ödemelidir. Bu emir hırsızlık veya dolandırıcılıkla kazanılmış her şey için geçerlidir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

63. Başkasına ait olan kayıp bir malı geri verme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kaybolanı kardeşine geri vereceksin” (Devarim 22:1)

Eğer kişi gördüğü kayıp eşyayı görmezden gelirse, bu mitsvanın yanında negatif bir mitsvayı (Bkz. Negatif Mitsva – 180), kaybolan eşyayı alır ve geri vermezse de, bu mitsvayla birlikte iki negatif mitsvayı (Bkz. Negatif Mitsvalar – 35 ve 180) ihlal etmiş sayılır. Kaybolan eşyayı kötü, günahkar olan birine bile geri vermek zorunludur.

Rabi Yona şöyle der: “Bir başkasının değerli bir malını kurtarmak için bile çaba harcamak bir mitsva olduğuna göre, başkasının dertli bir anında onu kurtarmak için daha çok çaba harcamak da elbette bundan daha da önemli bir mitsvadır. ”

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

64. Yükünün altında sıkıntı çeken bir hayvanın yükünü boşaltma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Eğer nefret ettiğin bir adamın eşeğini yükünün altında sıkıntı çekerken görürsen kesinlikle ona yardım etmelisin” (Şemot 23:5)

Üzerindeki tük eşeğin taşıyabileceği yükten daha ağırsa bile yardım etmek zorunluluğu vardır. Bu görev karşılık beklemeden yapılmalıdır. Kuvvetli olmayan yaşlı kişi bu görevden muaftır. Eğer kişi eşeğin yükünü boşaltır ve yüklediğinde eşek tekrar düşerse, bir daha denemeli, bu deneme yüz kere dahi olsa vazgeçmemelidir. “Ona kesinlikle yardım etmelisin” emrinden de anlaşıldığı gibi; onunla her şeyin yolunda olduğundan emin oluncaya kadar yürümeli ve sahibi size ihtiyacı olmadığını söyleyene kadar birlikte gidilmelidir.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

65. Birinin yükünü hazırlamasına ve onu bir hayvan veya bir insan sırtına yüklemesinde yardım etme emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onları kaldırmasına kesinlikle yardım etmelisin” (Devarim 22:4)

Eğer kişi ona yardım etmeden onu terk edip yoluna devam ederse, bu mitsvayı ihlal etmiş sayılır. Kuvveti olmayan yaşlı bir kişi bu mitsvadan muaftır. Ancak kurallara göre hareket etmek isterse, o da yükleyip boşaltabilir ve bu yaptığı mitsva için (Tanrı’dan) beraha alabilir.

Eğer kişi yük boşaltmak veya yüklemek görevlerinin her ikisiyle karşılaşırsa yük boşaltmak öncelik taşır; çünkü bir canlı acı çekmektedir. Eğer yüklemeye yardım edilecek kişi sevmediği biriyse, yardım etme gerekliliği, ondan intikam alma hevesini kontrol altına alma açısından daha da öncelik kazanır.

Burada sevilmeyen kişi şu anlamda kullanılmıştır: Kişi yalnız olduğunda bir günah işlerken başkası tarafından görülüp uyarıldığında bakmamışsa bu kişiye hoş bakmamak gerekir. Bununla beraber, onunla birlikte yükünü yükleyip boşaltmak zorundadır. Çünkü gecikmesi durumunda yükü maddi olarak değer kaybedebilir veya tehlikeye girebilir.

Yükleme bir ücret karşılığı yapılmalıdır, aksi taktirde (yanş karşılık almadan) yükleme yapmak zorunluluğu yoktur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

66. Günah işleyen birini uyarma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arkadaşımım kötü ve yanlış davranışlarını görürsen onu kesinlikle uyarmalısın” (Vayikra 19:17)

Arkadaşını yanlış davranışlarından dolayı uyarmalı ve ona bunun kendi iyiliği ve gelecek dünyadaki yeri için olduğu söylenmelidir. Bu uyarı sizi dinlediği sürece devam edilmeli ve sözlerini kesip “Seni dinlemeyeceğim” deyinceye kadar dürdürülmelidir. Bu konuda daha yumuşak olan eski otoriteler, uyarmanın öfkeli bir karşılık görülünceye kadar devam edilmesini önerirler. Ancak ilk görüş, özellikle birinin Tora kanunlarını ihlal etmesi durumunda veya gelecekte de (kötü örnek teşkil edeceği için) etkili olacağını tahmin ettiği durumlarda, başkalarının da bunu tekrar yapmasını önlemek amacıyla uygulanır.

Küçüklerin bile büyükleri uyarmaları gerekir. Günahın yapılmasına engel olma gücüne sahip olan kişi bunu yapmıyorsa, bu günah için tanıklık yapamaz.

Her ne kadar günah işleyeni uyarmak görevimizse de öncelikle onu utandırmamak gerekir. Uyarıyı kabul edip bunun üzüntüsüne katlanmak da bir mitsvadır. Talmud’da belirtildiği gibi Hahamların (başka bir kuralın ihlaline gidecek yolları tıkamak amacıyla) koymuş olduğu kuralları kasten ihlal etmiş kişi de “Günahkar” olarak adlandırılır (Talmud Bavli Şabat 40a)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

67. Miraz hakkındaki kararları uygulama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Erkek çocuğu olmayanın kız çocuğuna devrolur. ” (Bamidbar 27:8)

Erkek çocuk ve onun nesli, kızlara göre önceliklidir. Babanın ölümü durumunda miras, erkek çocuğu yoksa kız çocuğuna ve kızının erkek çocuklarına kalır. Ancak kızının da erkek çocuğunun olmaması durumunda bu haktan kız çocukları faydalanır. Bu mitsva aynı zamanda ilk doğan erkek çocuğun (Behor) mirasta diğer çocuklara göre iki kat payı olduğu kuralını da kapsar. Hahamların belirlediği kurallara göre erkek karısının mirasını alır ve karısının diğer tüm mirasçılarından önce gelir.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

68. Yavrusunu almadan önce ana kuşun yuvadan uzaklaştırılması emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Önce ana hayvanı kesinlikle uzaklaştırmalı ve sonra da yavrusunu kendin için almalısın” (Devarim 22:7)

Eğer kişi yolunun üzerinde yavrusu veya yumurtasının üzerine oturmuş bir kuş görür ce yavruları almak isterse, önce ana kuşu uzaklaştırmalı sonra da yavru veya yumurtalarını almalıdır. Onun uzaklaştırmanın yolu kanatlarından tutup uçmasını sağlamaktır. Eğer kuş geri dönerse birkaç kere daha denemeli ve onu uzaklaştırmalıdır. Ancak uzaklaştırma zorunluluğu, sadece kuş ileri geri uçuyorsa ve kanatları yavruya değerse geçerlidir. Fakat kanatları yavruya değmemişse tekrar uzaklaştırma zorunluluğu yoktur.

Bu emir yalnızca kendine ait olmayan topraklardan geçtiği zaman yolda, ağaçta bulduğu ve annesine ihtiyacı olan henüz uçmayan Kaşer olan kümes hayvanlarına ait yavru ve bozulmamış yumurtaları için geçerlidir.

Eğer kişi ana ile yavruyu birlikte alırsa ana hayvan uzaklaştırılmalıdır. Ana hayvanı keser veya göndermeden önce öldürürse artık bu pozitif mitsvayı yerine getiremeyeceğinden bir negatif mitsvayı (Bkz. Negatif Mitsva – 189) ihlal etmiş sayılır. Ana hayvanı eliyle kavrayıp tutup sonra uzaklaştırmışsa veya elinden kendi isteği dışında uçmuşsa da bu mitsvayı ihlal etmiş sayılır. Ana kuşun kanatlarının uçamayacak şekilde kırpılması veya öylece uzaklaştırılması halinde de bu emre itaat edilmemiş sayılır. Bu durumda kuşun kanatları büyüyünceye kadar ona bakmak ve sonra uzaklaştırmak zorunluluğu vardır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

69. Çatıya korkuluk yapma ve evde kazaya neden olabilecek her türlü engeli ortadan kaldırma emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Evinin çatısına korkuluk yap ki evinde kan dökülmesin” (Devarim22:8)

Evinin çatısını korkuluksuz bırakan kişi bu emri ihlal etmiş sayılır. Engel oluşturan herhangi bir şey ölüm tehlikesi yatabilir. Kuyu veya çukur gibi yerlerin etrafına 10 karış yüksekliğinde bir bariyer yapılmalıdır ve bu bariyer, üzerine dayanıldığında çökmeyecek derecede sağlam olmalıdır. Evde saldırgan köpek beslemek yasağı da bu emrin kapsamındadır. Sefer Haredim’de şöyle yazılıdır: “Eğer kişi bu mitsvayı her gün aklından geçirir ve herhangi bir bakım ya da onarım gerekli olup olmadığına bakarsa bu mitsvayı her gün yerine getirmiş olur. ”

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

70. Amelek soyunun bize yaptıklarını hatırlama emri

Tora’da belirtildiği gibi;

“Amalek’in sana yaptıklarını hatırla” (Devarim 25:17)

Bu hatırlama bize karşı yaptıkları kötü eylemleri, kurdukları tuzakları dile getirerek olmalıdır. Bu şekilde kalbimizde onlar için hissedilen kinin unutulmamasını sağlamalıyız.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadın hem de erkekler için geçerlidir.

YAPILMAMASI GEREKEN ( NEGATİF ) EMİRLER

1. “Gid Anaşe Kasık siniri”ni (siyatik) yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bu sebeple Bene-Yisrael Gid Anaşe’yi yemezler” (Berşit 32:33)

Bu emir gerek evcil gerekse de (Kaşer olmasına rağmen) yabani her hayvan, hatta bu hayvanların embriyoları için geçerlidir ve hem sağ hem sol kasıktaki siniri ifade eder. Bu sinir iki çeşittir: (Kalça kemiğindeki) Ekleme yakın olan içerideki sinirin yenmesi yasağı doğrudan Tora’dandır. İçteki sinirin, ekleme yakın olmayan bölümü, üstteki sinirin tümü, bu sinirin ve kasık sinirinin üzerindeki yağlar ve bölgedeki diğer sinir ve dokuların yenmesi ise, Hahamlar tarafından yasaklanmıştır. Bir Nevela’nın (“Şehita-dini kurallara göre yapılan hayvan kesimi” olmaksızın ölmüş havya) ya da Terefa’nın (ölümcül bir şekilde yaralanmış ya da hastalıklı hayvan) Gid Anaşe’sini yiyen bir kişi iki yasağı geçmiş olur: Gid Anaşe’yi yeme yasağı ve Nevela ve Terefa yeme yasağı… Tora Şebaal Pe’den (Sözlü Tora) kaynaklanan bilgimizle(her ne kadar yemek yasaksa da) Gid Anaşe’den başka işlerde faydalanmasında bir sakınca yoktur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

2. Hamets’in (mayalanmış ekmek) görülmesi yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Mayalanmış ekmek yedi gün boyunca sizinle birlikte” görülmeyecek (Şemot 13:7)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

3. Yahudi iyeliğinde (ya da sınırları içerisinde) hamets bulundurulması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedi gün boyunca evlerinizde mayalı bulunmayacak” (Şemot 12:19)

Bir kişi Pesah Bayramı’nda evinde Hamets bırakırsa örneğin, Pesah Bayramı içinde hamurun mayalanmasına ve evinde bulunmasına izin verirse, ya da hamets bir şeyler satın alıp isteyerek evinde bir yere koyarsa- bu kişi biri 2 numaralı emirdeki “hamets görülmesi” diğeri de “hamets bulundurma “ olmak üzere iki yasağı da ihlal etmiş sayılır. Eğer Yahudi olmayan birine ait olan hamets bir madde, bir Yahudi’nin sınırları içinde bulunursa ve Yahudi bu konuda sorumluluğu üstlenmişse, bu maddeyi imha etmesi gerekir. Ancak Yahudi bu madde üzerinde bir sorumluluk üstlenmemişse, imha etme sorumluluğu yoktur; çünkü Tora, “sana hamets görünmeyecek “demekte böylece bu emir, sadece bir Yahudi’ye ait olan bir hamets maddeleri içermektedir. Yine de, eğer maddenin sahibi Yahudi olmayan kişi, Yahudi’yi, Yahudi kanunu dışındaki bir mahkeme yoluyla dava edebilirse, söz konusu hamets madde hakkında sorumluluk üstlenmemiş olsa bile, bu maddeyi imha etmekle yükümlüdür. Eğer hamets bu şekilde Pesah Bayramı süresince Yahudi sınırları içerisinde kalmışsa (Pesah bitiminde bile) bundan her türlü şekilde yararlanmak, Hahamlar’ın kararıyla yasaklanmıştır. Bu karar, Yahudi’nin ihmal sebebiyle “hamets görülmesi” ve” hamets bulundurulması” yasaklarını geçmiş olmasına karşılık bir ceza niteliğindedir. Unutkanlık bilinçsiz bir şekilde gerçekleşmişse bile Hahamlar’ımız bu maddenin kullanımını yasaklamıştır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

4. Pesah Bayramı’nda Hamets yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve hamets yenmeyecektir” (Şemot 13:3)

Bu emir, yemek dışında başka her türlü yararlanmayı da kapsar. Kişinin hametsi doğrudan yemesi ile bir sıvı içinde eriterek içmesi arasında bir fark yoktur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

5. Pesah Bayramı’nda içinde hamets bulunan her hangi bir karışımı yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Mayalı hiçbir şey yemeyeceksiniz” (Şemot 12:20 )

Gerek kendi cinsindeki bir yemekle, gerek farklı türdeki bir yiyecekle karışmış olsun, eğer karışımın içinde iri bir zeytin büyüklüğünde hamets bulunan ve en az yarım somun ekmeğin tüketileceği sürede tüketilebilecek bir yemek yendiği takdirde bu yasak ihlal edilmiş olur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

6. Şabat günü iş (Melaha ) yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Hiçbir iş yapmayacaksın” (Şemot 11:10 )

Talmud’un yedinci bölümü Şabat’ı konu eder. Tüm ana işler ve bunlara bağlı yan işlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu yasak hayvanlarımıza yaptırdığımız tüm işler için de geçerlidir. Hahamlar’ın belirlediği kurallara göre de Yahudi olmayan birine iş yaptırmak yasaktır ve buna” Şevut” denir. Hayati tehlike durumunda Şabat ihlal edilebilir. Bu mitsva diğer tüm mitsvalarla aynı önemde olup, Tanrı ile Yahudiler arasında bir işarettir. Kişi kasten çirkin bir şekilde Şabat’ı ihlal etmemelidir. Peygamber de Şabat’ı koruyanı över. Tanah’ta da belirtildiği gibi “Şabat’ı kutsallığının bozulmasından koruyan kişi mutludur”

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

7. Şabat gününün limitleri dışında uzak yerlere gitme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci günde kimse bulunduğu yerden çıkmasın” (Şemot 16:29 )

Şehrin veya kasabanın 12 mil (bu mesafe çöldeki Yisrael kamplarının uzunluğuydu) dışını 1 ama (dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan mesafeye eşit eski bir uzunluk ölçüsü­=48 cm. ) boyu geçmek yasaktır. Şehir içinde, şehir çok büyük olsa dahi yürümek yasaklanmamıştır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

8. Aşem’in dışında başka bir tanrı olabileceği düşüncesine kapılma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Benden başka tanrıların olmayacak” (Şemot 20:3 )

Aşem’den başka tanrı olabileceği veya tapınılan bir put olabileceği düşüncesine kapılan biri en temel ilke olan “Yalnızca Tanrı’nın var olduğu” prensibini inkar etmiş sayılır. Dini inançlara aykırı düşüncesi olanların veya putperestliği onaylayanların tek bir söz bile söylememeleri gerekir. Eğer biri puta tapınmayı onaylarsa bütün Tora’yı inkar etmiş sayılır; çünkü en temel prensibi ihlal etmiştir. İnancımızın bu en temel prensibine aykırı olan her şeye karşı koymalı ve boyun eğmek yerine gerekirse ölümü kabul etmeliyiz.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

9. Tapınacak put yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendine oyma put yapmayacaksın” (Şemot 11: 4 )

Tora’da aynı zamanda madenden put yapılmaması da belirtilmiştir. “Eritilmiş madenden put yapmayacaksın”

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

10. Gerek başkalarına gerekse putperestlere tapınmaları için put yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendinize eritilmiş madenden put yapmayacaksınız” (Vayikra 19:4)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

11. Putun önünde eğilme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onların önünde eğilmeyeceksin” (Şemot 20:5)

Genellikle puta ibadet için kullanılmayan bir şekilde olsa bile, Tanrı’ya ibadet etme şekliyle bir puta tapılması halinde bu yasak ihlal edilmiş olur. Aynı zamanda da Bet-Amikdaş’ta yapılan törenlerin benzeri törenler yapmak (kurban kesmek, kanını serpmek, parçalarını yakmak veya içkiyi putların şerefine yere dökmek) günahtır. Bu günahı işlememek için de gerekirse ölümü bile kabul etmek gerekir. Eğer birinin parası, putun önünden geçerken yere düşmüşse o anda eğilip parasını yerden almaması gerekir. Çünkü putun önünde eğildiği görülüp yanlış anlaşılmasına neden olabilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

12. İbadet edilen şekilde puta davranma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onlara hizmet etmeyeceksin”( Şemot 20:5)

Eğer biri bir putu kucaklar, öper, önündeki toprağı süpürür veya saygı gösterici bir harekette bulunursa ve bunu putun herhangi bir bölümüne yapmışsa bile bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Hatta günümüzde saygısızlık olarak addedilmesine rağmen, eğer bir puta hizmet amacıyla taş atıyorsa bunu yapmak bile yasaktır. Bazı putların önünde su muslukları varsa bunlara su içmek için dudaklarını yaklaştırmamalıdır çünkü putu öptüğü sanılabilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

13. Putun adı üzerine yemin etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Başka tanrıların adından bahsetmeyeceksin” (Şemot 23:13 )

Herhangi bir putun adına asla yemin edilmemelidir. Bu yasak aynı zamanda yine bir puta yönelik saygı göstermede kullanılan bir nesne ile yemin etmemeyi de kapsar. Belirli bir putun adından bahsetmese de herhangi bir putun adını anmak günahtır. Ancak Tora’da adı geçen –Peor, Baal, Nevo gibi-putlardan bahsedilebilir. Başkalarının put adına yemin etmelerine sebebiyet vermek yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

14. Erets-Yisrael’deki bir kasabanın halkını puta tapmaları yönünde ikna ederek yoldan çıkarma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ağzından çıkıp duyulmasına izin vermeyeceksin” ” (Şemot 23:13 )

Eğer biri başkasını puta tapmaya ikna ederse o kişi Mesit (tahrikçi ) çok kişiyi ikna ederse de Madiah (baştan çıkarmaya öncülük eden) olarak adlandırılır. Kendisi puta tapmasa bile diğerlerini puta tapmaya ikna ettiği için bu yasağa karşı gelmiş olur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

15. Puta sunulan herhangi bir yiyeceği yeme ve içeceği içme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Aynı topraklarda yaşayanlarla sözleşme yapmaktan sakın… ki onlardan biri seni çağırır ve onun sunusundan yersin” ” (Şemot 4:12-15)

Bu yasak bir zamanlar putlara sunulan şarap için de geçerlidir. Putlara yapılan sunudan veya bu törenlerde yere dökülen şaraptan herhangi bir çıkar elde etmek de yasaktır. Eğer bir putperest kasten bir Yahudi’nin şarabına dokunursa bu şarabın kullanılması yasaktır. Bir putperestin çocuğunun düğününde vermiş olduğu ziyafette yemek yemek de yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

16. Birinin dikkatini putperestliğe çekme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Putlara dönmeyin” (Vayikra 19:4)

Birinin dikkatini konuşma, düşünce veya gözlem yoluyla putlara çekmek yasaktır. Aynı zamanda da onların puta tapınma ile ilgili kitaplarını okumak veya soru sormak, dikkatinin onun üzerine yoğunlaşabileceği açısından yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

17. Putların süslemelerinden ve dekorasyonundan yararlanma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onların üzerinde olan altın veya gümüşüne göz dikip kendin için almayacaksın” (Devarim 7:25 )

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

18. Putlardan, putlara sunulan şeylerden, onlara hizmet edenlerden ve onlar için yapılan herhangi bir şeyden yararlanma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Evine kötülüğe sebep olacak herhangi bir şey getirme” (Devarim 7:26 )

“Ve yasaklanmış olan hiçbir şey eline yapışmayacak” (Devarim 13:18)

Eğer biri yukarıda bahsedilenlerin birinden bile yararlanırsa bu iki yasağı da ihlal etmiş sayılır. Ancak tapınılan şey insan eliyle yapılmış olmayıp, doğalsa-örneğin bir tepe, bir evcil hayvan veya tapınılmak için değil, meyve vermesi dikilmiş için olan bir ağaç ise-o zaman yararlanılabilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

19. Yahudi olmayan biriyle evlenme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onlarla evlilik yapmayacaksın” (Devarim 7: 3)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

20. Puta tapınanlara merhamet etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onlara merhamet göstermeyeceksin” ( Devarim 7:2)

Suda boğulmakta olan bir putperest gördüğünde kurtarmamalı, hastalandığında onu tedavi etmemelidir. Eğer putperest olan kişiden korkuyorsa o zaman ücret karşılığı tedavi edebilir. Ancak düşmanca bir saldırı olmadıkça birinin hayatına kendi elleriyle son vermek, onu çukura atmak ve buna benzer ölüme sebebiyet vermek yasaktır. Kişinin ona karşılıksız bir hediye vermesi, onu ve davranışlarını öven konuşmalarda bulunması da yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

21. Putperestlerin geleneklerini örnek alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onların yasalarının yolunda gitmeyeceksin” (Vayikra 18: 3)

Onlar için ayırt edici özellik taşıyan kıyafetleri örnek alınmamalı, saçlarını onlar gibi uzatmamalıdır. Saçlarının yanlarını tıraş edip ortada ibik şeklinde saç bırakılmamalıdır. Yüzündeki sakalları da tıraş etmemelidir. Ancak yaşadığı devletin yürürlükteki kurallarına göre giyinmek zorundaysa onlar gibi giyinebilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

22. Bir putun adına kehanette bulunan kişiyi dinleme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bu peygamberlerin sözlerini dinlemeyeceksin” (Devarim 13:4)

Onlarla uzun tartışmalara girmemeli veya onlardan bir istekte bulunulmamalıdır. Eğer o kişi bir işaret veya bir istek ortaya koymuşsa bile ona dikkat etmemek gerekir. Onun işaretinin doğru olabileceğini düşünmek bile bu yasağa karşı gelmektir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

23. Bir Yahudi’yi puta tapınması için kandırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Eğer kardeşin… ‘Gel başka tanrılara hizmet edelim’ diyerek gizlice seni kandırmaya çalışırsa… O zaman bütün Yisrael duyacak, korkacak ve bunun gibi bir günahı tekrar işlemeyecektir” (Devarim 13:7-12)

Yahudi birini puta tapması için ona toplum içinde veya baş başa konuşarak kandırmaya çalışan kişinin günahı büyüktür. Kendisi puta tapmasa da başkasına bunu öğrettiği için bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

24. Puta tapması için kendisini kandıran kişiye sevgi duyma yasağı

25. Puta tapması için kendisini kandıran kişiye duyduğu nefretten vazgeçme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Asla onu dinlemeyeceksin” (Devarim 13:9)

26. Puta tapması için kendisini kandıran kişiyi ölüm tehlikesinden kurtarma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Gözlerin ona acımayacak” (Devarim 13:9)

27. Bir putun adına kehanette bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Başka tanrıların adından bahsetmeyeceksin” (Şemot 23:13)

Eğer biri putların adını kullanarak bir kehanette bulunursa Alaha’ya (kesin kurallar) uygun bir şey söylerse (örneğin saf ve temiz olan bir şeye “saf veya “Tame-Manevi Engelli” olan bir şeye de “Tame” derse) bile bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

28. Kendi bedeninde ve başkasının ölüsü üzerinde putlara ibadet amacıyla yara açma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendinizi yaralamayacaksınız” (Devarim 14:1)

Bir ölünün bedeni üzerinde aletle veya elle yara oluşturan kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Bu yasağın başka bir anlamı da “Kendinizi gruplarla bölmeyeceksiniz” dir. Örneğin bir şehrin farklı uygulamaları öngören iki Bet-Din’i (dini mahkeme) olmamalıdır.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

29. Boş yere yemin etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tanrı’nın Adı’nı boş yere ağzına almayacaksın” (Şemot 20:7)

Boş yere yemin dört şekilde olabilir: Bir kişinin 1)Doğruluğu herkesçe bilinen bir şeyin aksi yönünde – örneğin erkek olan birinin kadın olduğuna veya taşın altın olduğuna yemin etmesi 2)Amaçsız yere –örneğin bir taşın taş olduğuna dair yemin etmesi 3)Bir mitsvanın yerine yetirilmesini engellemek amacıyla yemin etmesi 4) Yapılması imkansız olan bir şey için – örneğin 3 gün boyunca uyumamak veya 7 gün boyunca yemek yememek gibi bir şey için yemin etmesi… Tüm bu bahsedilen yeminleri kasten etmişse bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Eğer biri boşuna dua etmişse veya Tanrı’nın Adı’nı amaçsız yere kullanmışsa “Tanrı’nın Adı’nı boş yere kullanmayacaksın” kuralını ihlal etmiş olur.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

30. Para ile ilgili konuların inkarı üzerine yalan yere yemin etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Başkası hakkında yalan söylemeyeceksin” (Vayikra 19:11)

Eğer biri bir Pruta [en küçük para birimi] veya üzerinde değerdeki şey için (toprak veya senet dışında) dava açmışsa ve diğeri kabul etmişse ödemeye mecbur olabilir. (Bu, para cezasını da kapsar) Ancak bunu inkar edip yemin etmişse veya hak talep eden herkesin önünde yalan yere yemin etmiş ve inkar etmişse, kendisini yalan söyleyerek savunan kişi Amen diyerek cevap vermemesine rağmen cezalandırılır. Bu yemin “Pikadon”(emanette bırakılan şey) üzerine edilen yemin olarak bilinir. Yüzde yirmi fazlasıyla geri ödemek zorunluluğundadır. Bu yasakla birlikte “Yalan yere Tanrı’nın Adı’nı kullanarak yemin etme yasağını” (Vayikra19:12) da ihlal etmiş sayılır. Eğer birinin toprak mülkiyetini veya senet karşılığını inkar eder ve yalan yere yemin ederse cezası olmamasına rağmen (Pikadon yemininden muaftı), yalan yere yemin etme yasağını ihlal etmiştir.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

31. Yalan yere yemin etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yalan yere adımı kullanıp yemin etme” (Vayikra 19:12)

Geçmişte yapılmış veya gelecekte yapılabilecek şeyler için yalan yere yemin etmek yasaklanmıştır. Örneğin, “Yedim”, “Suya taş attım”, “ Bu kişiler o kişilerle konuştu” veya bunların tam tersi. Gelecek için de “Yiyeceğim” veya “Yemeyeceğim”; “Denize taş atacağım” veya “Atmayacağım” gibi durumlarda yapılan yeminlerle bu yasak ihlal edilmiş olur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

32. Bir insanı öldürme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Öldürmeyeceksin” (Şemot 20:13)

Bu emir kişinin kendi elleriyle birini öldürmeyip ölüme sebebiyet vermesi durumu için de geçerlidir. Eğer biri tek bir Yahudi’yi bile öldürürse tüm dünyayı yok etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

33. Bene –Yisrael’den birini kaçırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Çalmayacaksın” (Şemot 20:13)

(Talmud Bavli, Sanhedrin’e göre) Bu emir bir Yahudi’yi kaçırmayı da kapsar. Eğer kaçırdığı kişiyi köle olarak satarsa bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Tora’da belirtildiği gibi;

“Köle olarak satılmayacaklar”

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

34. Maddi değeri olan bir şeyi çalma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Çalmayacaksın” (Vayikra 19:11)

Bu yasak en az bir Pruta değerindeki şeyler için geçerlidir. Eğer biri maddi değeri olan bir şeyi bir Yahudi’den veya Yahudi olmayan birinden veya kendisinden aşağı seviyede olan birinden bile çalarsa bedeli ödemek zorundadır.

Tora’nın kuralları asgari değerden daha düşük değerdekiler bile çalmayı yasaklar. Kişi, şaka yapmak geri vermek düşüncesiyle veya karşılığını ödemek suretiyle bile olsa çalmamalıdır. Çalınmış olduğu farz edilen bir şeyi satın almak da yasaktır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

35. Güç kullanarak soygun yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Soygun yapmayacaksın” (Vayikra 19:13)

Bu yasak bir Pruta veya üzeri değerdeki şeyler için geçerli olmasına rağmen bundan az değerdeki şeylerin de alınması yasaktır. Çünkü biri, başkasının bir Pruta değerindeki bir şeyini bile alsa onun canını almış gibi sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

36. Borcunu vermeyi reddetme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yalan yere anlaşma veya pazarlık yapmayacaksın” (Vayikra 19:11)

Bu yasak bir Pruta veya üzerinde değerdeki şeyler için geçerlidir. Bu yasak aynı zamanda maddi konulardaki her tür reddi kapsar: Ödünç veya emanet olarak verilenler; başkasının malını çalma veya aldatma; kaybedilen bir şeyi bulma ve geri vermeme. Eğer bunun için dava açmışsa ve kişi asılsız inkarda bulunmuşsa, inkar eden kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır ve bundan sonra tanıklık yapma hakkını kaybeder.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

37. Başkasına ait olan bir malı haksız bir şekilde alıkoyma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Başkasını malından haksız bir şekilde mahrum etmeyeceksin” (Vayikra 19:13)

Başkasının isteğiyle eline geçmiş olan maddi değeri olan bir şeyi alıkoymak yasaktır. Örneğin biri onun adına bir ödemeyi tahsil etmesini istemişse ve kişi bunu tahsil etmiş ve parayı alıkoymuşsa bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

38. Yanında çalıştırdığın işçinin ücretini geciktirme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yanında çalışan işçinin ücreti bütün gece seninle sabaha kadar kalmayacak” (Vayikra 19:13)

“Güneş onun üzerinde batmayacak” (Devarim 24:15)

Eğer işçi gündelikçi olarak çalışıyorsa tüm gece boyunca ücretini herhangi bir zaman içinde alabilir. Tora bununla ilgili şöyle der: “Sabaha kadar tüm gece”. Eğer işçi gece vardiyasında çalışıyorsa ücretini gün boyunca herhangi bir zamanda alabilir. Bununla ilgili olarak Tora şöyle der: “Güneş onun üzerinde batmayacak”. Gün içinde birkaç saatliğine çalışan işçi ücretini gün boyunca, gece için bir kaç saatliğine çalışan işçi ise ücretini gece boyunca alabilir.

Tamirat yapan esnaf, tamir için bırakılan eşya onun sorumluluğunda olduğu süre içinde sahibine işini bitirdiğini söyler ve sahibi almakta gecikse bile bu yasağı ihlal etmiş sayılmaz. Eğer tamir eden kişi ücretini istemiş ve sahibinin de ödeme yapacak durumu yoksa veya tamir edilen eşya başka birine verilmiş ve o kişi de ödemeyi üstlenmişse bu yasağa karşı gelinmiş değildir.

Eğer biri ödemeyi belirtilen sürede yapmamışsa 2 mitsvayı ihlal etmiş sayılır. Bu mitsvanın yanında yapılması gereken bir mitsva olan “Aynı günde ücretini ödeyeceksin” emrini de ihlal eder. Belirtilen zamanı geçirmiş ve daha da geciktirmişse de geleneğe göre, Tanah’taki “Git ve tekrar gel demeyeceksin” cümlesine uygun olarak, bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Eğer biri, işçi, hayvan veya eşya kiralarsa bunlar için yapılan ödeme şekli 3 mitsvayı da kapsar: Aynı gün içinde ödeme yapmalı, güneş üzerinde batmamalı, ücretleri tüm gece seninle birlikte kalmamalı. Eğer biri kasten işçinin ücretini geciktirirse onun canını almış gibidir ve tüm bu yasaklara karşı gelmiş, yapılması gereken emri yerine getirmemiş ve Tora’da belirtildiği gibi; “Arkadaşını kasten bir şeyden mahrum etmeyecek ve soymayacaksın” yasağını ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

39. Yalan tanıklıkta bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arkadaşın için yalan tanıklıkta bulunmayacaksın” (Şemot 20:13)

Eğer bir kişi, güvenilir kişilerden olsa bile, başkalarından duydukları ile tanıklık yaparsa bu yasağı ihlal eder. Kişi yalancı şahitlik yapması için ücret karşılığında birini kiralarsa veya bildiğini gizler ve tanıklık yapmaya gitmezse Bet-Din tarafından cezalandırılmaz ancak Tanrı katında cezası verilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

40. Başkasına ait olan herhangi bir şeye göz dikme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Göz dikmeyeceksin” (Şemot 20:14)

Göz dikmek demek kişinin kendi düşüncelerini eyleme dönüştürmek için çaba harcaması, istediğini elde edinceye kadar başkasına arkadaşlarını göndererek onu ısrarla ikna etmeye çalışmasıdır. Çok yüksek bir bedel ödeyip almışsa dahi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Bu bazen damatla kayınpeder arasında da oluşur.

Damat adayının kayınpederine, düğünden önce kendisine Tanaim’de “Evlilik sözleşmesi” yazılı olmayan bazı şeyleri vermesi için baskı yapması durumunda, kayınpeder bu istekleri yerine getirse bile, bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

41. Arkadaşına ait olan bir şeyi kalben arzulama yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arzulamayacaksın” (Devarim 5:18)

Bu yasak yukarıda 40. Mitsvada anlatılan “Göz dikmeyeceksin” yasağından farklıdır. Arzulama yasağını ihlal eden kişi önce kalbinde onu nasıl elde edeceğini düşünür, kalbi de bu planı takip etmeye ikna olur. Böylece bu yasak ihlal edilmiş olur çünkü arzulama yalnızca kalptedir. Sonradan istediğini elde etmek için izleyeceği(örneğin onu ikna etmek için arkadaşlarını göndermesi gibi) bir yol, “Göz dikmeyeceksin” yasağını da ihlal etmesine neden olur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

42. Bir erkeğin eşinden “Şeer”, “Kesut” ve “Ona” haklarını kısıtlaması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Şeer, Kesut ve Ona’yı eksiltmeyeceksin” ( Şemot 21:10)

Şeer yiyecek, Kesut giyecek, Ona da cinsel beraberlik anlamındadır. Eşine acı vermek için kendi isteğiyle bu üç ihtiyaçtan birini ondan kısıtlayan bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Hahamların belirlediği kurallara göre, erkeğin eşine karşı yerine getirmesi gereken başka sorumlulukları da vardır: Kendi ölümü veya boşanma durumunda, evlilik anlaşmasındaki temel esasları yerine getirmek; Hastalanması durumunda onu tedavi ettirmek; Kaçırılması durumunda fidyesini ödeyip kurtarmak; Öldüğünde onu gömmek; Kadının dul kalması durumunda dulluğu süresince kocasının evinde oturması ve geçimini onun mal varlığından sağlaması; Kadının kızlarının da evleninceye kadar onun malından geçimlerini sağlamaları…

Hahamların belirlediği kurallara göre erkek, eşinin yaptığı el işlerinden yiyecek için, eşine ait malların veya ürünlerinin gelirini de onu esaretten kurtarmak için gerekirse kullanabilir. Düşmanlığı önlemek amacıyla eşinin bulmuş olduğu herhangi bir şey üzerinde eşi kadar o da hak kazanır ve eşinin ölmesi durumunda da onun cenaze masraflarını karşıladığından onun mirasçısı olur. Erkek aynı zamanda küçük kız ve erkek çocuklarını da geçindirmekle yükümlüdür.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

43. Vurma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Eklemeyeceksin” (Devarim 25:3)

Bu emir vurmama yönünde bir uyarı niteliğindedir. Tora ceza verilen bir suçluya bile, belirtilen cezayı arttırmamayı (yani bu emre “eklememesini”) emrettiğinden, bundan diğer insanlara da vurmamak gerektiği çıkarılır. Bu kural Yahudi olmayanlara da aynen uygulanır.

Eğer kişi arkadaşına 1 Pruta değerinden fazla zarar veren bir darbe vurmuşsa bu yasağı delmiş sayılır ve zararını tazmin etmesi gerekir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

44. Anne veya babaya vurma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babasına ve annesine vuran ölecektir” (Şemot 21:15)

Mitsva 43’te belirtilen “Eklemeyeceksin”(Devarim 25:3) anne ve baba için de geçerlidir. Bu mitsvanın getirdiği yenilik şudur: Eğer biri anne veya babasını tanıkların önünde ve şahitler tarafından uyarılmış olmasına rağmen “yaralamışsa” cezası büyüktür. Bir kişinin, babasının kanını dökmesi büyük bir günahtır.

Eğer vurmuş ama yaralamamışsa, sadece bir Yahudi’ye vurma yasağını (Mitsva 43) ihlal etmiş sayılır.

Kendi anne ve babasının kanını dökmek sağlık amacıyla dahi olsa yasaklanmıştır. Bu yasağın içine ameliyat etmek de girer. Ancak başka doktorun olmaması durumunda anne ve babası ona bunu yapmasını emretmiş gibi düşünülür ve onların isteklerini yerine getirme amacıyla ameliyatı yapabilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

45. Beddua etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sağır birine beddua etmeyeceksin” (Vayikra 19:14)

Burada sağır birinden bahsedilmesi, yasağı daha da etkili kılmaktadır. Çünkü sağır olan kişi kendisine yapılan bedduayı işitip üzülmemesine rağmen ona bile beddua edilmesi yasaklanmıştır. Kişi kendine beddua ederse de bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Ancak bu yasak sadece Tanrı’nın Adları kullanılarak edilen beddualar için geçerlidir. Bunun yanında, diğer milletlerin Tanrımıza verdikleri adlar kullanılırsa bile, yasak ihlal edilir. Çünkü onlarda Tanrı’nın diğer sıfatları gibidir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

46. Anne veya babaya beddua etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babasına ve annesine beddua eden ölecektir” (Şemot 21:17)

Kişi anne veya babasına, ölümlerinden sonra bile beddua etmemelidir. Babasına beddua eden kişi dinsel mahkemede (Bet-Din) görev alamaz. Kişi babasına, içinde lanet barındıran bir yemin etmesi için baskı yapmamalı ve babasını cemaatten uzaklaştıracak bir mahkemede görev almamalıdır. Anne veya babayı ima yoluyla dahi olsa utandırmak yasaktır. Tora’da belirtildiği gibi ; “Anne veya babasını utandıran, lanetlidir” (Devarim 27:16)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

47. Satın alma ve satmada hile yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bir şey satarken veya alırken birbirinizi yanıltmayacaksınız” (Vayikra 25:14)

Kişi kasten aldatsa veya karşısındaki, onun normalin üstünde fiyat istediğini bilmese de bu zararını tazmin etmek zorundadır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

48. Başkasını sözlerle gücendirme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birbirinizi gücendirmeyeceksiniz” (Vayikra 25:17)

Özellikle Teşuva yapmış birine (tövbekâr) “Daha önce yaptıklarını hatırla” ve benzeri sözler söylenmemelidir veya bilgi sahibi olmayan birinden, utandırma amacıyla bilmediği bir konu hakkında bilgi istemek ve buna benzer kelimelerle utandırmak yasaktır. Aynı şekilde Yahudiliği sonradan kabul eden bir kişiye “Atalarının davranışlarını hatırla” demek yasaktır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

49. Yahudiliği kabul eden birini sözlerle gücendirme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ger (Yahudiliği sonradan kabul eden kişi) olanı gücendirmeyeceksin” (Şemot 22:20)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

50. Ger olana maddi baskı uygulama yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ona baskı yapmayacaksın” (Şemot 22:20)

Bu yasaklar tüm Yahudilere, uygulanması yasak olan diğer emirlere ek olarak verilmiştir. Diğer yasaklar da Ger için aynen geçerlidir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

51. Yetim ve dullara eziyet etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Dul ve yetimlere eziyet etmeyeceksiniz” (Şemot 22:21)

Söz konusu yetim veya dulun maddi olarak iyi konumda olmaları durumunda dahi- örneğin, bir kralın dul eşi veya yetim kalan çocukları bile­-onlara saygı göstermek ve onlara zorluk çıkararak kalplerini kırmamak ve üzmemek gerekir. Onların maddi çıkarlarını kendisinden daha çok gözetmeli ve korumalıdır. Onları kızdıran, kaba kuvvet kullanan veya beddua eden kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır ve cezası da Tora’da açıkça belirtilmiştir: “Ve öfkelenip sizleri kılıçla öldüreceğim ve o zaman eşleriniz dul, oğullarınız da yetim olacaklar” (Şemot 22:23). Gerek babadan gerekse anneden olsun o çocuk büyüyüp diğer yetişkinler gibi tüm ihtiyaçlarını kendi karşılayacak duruma gelinceye kadar “yetim” sayılır. Onları Tora öğrenimi, zanaat öğrenimi ve iyi yolda yürümesini sağlamak için zorlamak serbesttir. Ancak onlara iyilik ve merhametle yaklaşmaya özen göstermeye çalışmak gerekir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

52. Ödeyecek durumu olmadığı bilinen borçludan borcunu ödemesini talep etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onun için bir tahsildar gibi olma” (Şemot 22:24)

Bir alacaklının, kendisine borcu olan ve ödeyecek durumu olmadığını bildiği bir kişinin önünden geçmesi bile yasaktır. Çünkü o kişi gücenebilir. Alacaklının alacağını talep etmesi yasak olduğu gibi aynı şekilde borçlunun da arkadaşının olan parasını tutup bekletmesi ve verebilecek parası olmasına rağmen “Git ve tekrar gel” demesi Tanah’a göre yasaktır: “Sende varken arkadaşına git ve yarına gel vereyim deme” (Mişle 3:28). Aynı şekilde borç alan kişin de aldığı parayı gereksiz yerlere harcayarak ödeyememe durumuna gelmesi de yasak olup o kişi “Raşa” (kötü adam) sayılır. Tanah’ta yazılı olduğu gibi; “Raşa (olan kişi) borç alır ve ödemez” (Teilim 37:21).

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

53. Borç veren ve alan arasında komisyon alarak aracı olma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Üzerine kar koymayacaksınız” (Şemot 22:24)

Bu yasak, borç veren ve alan iki kişi arasında kefil veya şahit olmamak anlamına gelir. Borç veren de bu yasağın kapsamında olup, ayrıca Bene-Yisrael’e faizle para vermeme emrinden (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 54) sorumludur. Böyle iki kişinin arasında aracılık yapmak da “Kör olan bir kişiye engel koyma” (Vayikra 19:14) yasağının ihlali sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

54. Para, yemek ürünleri veya başka şeyleri faizle ödünç verme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Paranın kar amacıyla, erzakını da faizle vermeyeceksin” (Vayikra 25:37)

Bunların her ikisi de faizle eşdeğerdir. Ancak kişiyi iki ayrı yasağı ihmal etmiş durumuna getirmek için Tora’da bu emir ikiye bölünmüştür. Bu şekilde borç veren kişi aynı zamanda “Üzerine kar koymayacaksınız” (Şemot 22:24) ve “Ondan kar ve faiz almayacaksın” (Vayikra 25:36) yasaklarını da ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

55. Faizle borç alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kardeşine menfaat sağlama” (Devarim 23:20)

Bu borç alan kişiye bir uyarı niteliğindedir. Aynı zamanda da “Kör olan bir kişinin önüne engel koyma” (Vayikra 19:14) yasağını da ihlal söz konusudur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

56. Şemita yılında (7. yıl) alacağı iptal edilecek korkusuyla borç para vermekten sakınma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Şemita yılının yaklaşmasını fırsat bilerek yoksul olan kardeşine borç vermeme gibi kalbinden geçen kötü bir fikre kapılmayacaksın” (Devarim 15:9)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. Günümüzde, Şemita yılı Tora’nın bir gerekliliği olmasından çok, Hahamlar öngördüğü için uygulanır. Rabi Yona şöyle demiştir: Alacağının silinmeyeceği bir zamanda kişinin kalbini borç verme konusunda sertleştirmesi daha büyük bir günahtır.

57. Şemita yılı geçtikten sonra alacağını isteme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arkadaşın veya kardeşinden talep etmeyeceksin çünkü Şemita yılı gelmiştir” (Devarim 15:2)

Günümüzde Şemita yılının parasal konulardaki geçerliliği Hahamlar’ın belirlediği kurallara bağlı olduğundan, bu yasağın Yazılı Tora açısından ihlali söz konusu olmayıp Hahamlar’ın kurallarına karşı gelinmiş olunur.

58. Yemek yapmak için kullanılan aletlerin rehin alınması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Hiç kimse değirmenin üstündeki veya altındaki taşını rehin olarak almayacak çünkü o kişinin hayatını rehin almış sayılır” (Devarim 24:6)

Borç paranın, rehin alınan bir nesne karşılığında verildiği bir durumda, eğer nesne borç verdikten sonra rehin alınmışsa, gerek kendi eliyle gerekse mahkeme kararı ile olsun, bu yasak ihlal edilmiş sayılır. Eğer rehin alınan nesne çalınmış veya kaybolmuşsa bu yasak telafi edilemez bir şekilde ihlal edilmiş olur.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

59. Borca karşılık zorla herhangi bir eşyanın rehin alınması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Haciz veya rehin alacağın eşya için borçlunun evine girmeyeceksin” (Devarim 24:10)

Haciz sadece Bet-Din kanalıyla yapılabilir. Ancak haciz için gelen kişi Bet-Din elçisi olsa bile borçlunun evine girmeyip dışarıda beklemelidir. Tora’da belirtildiği gibi; “Dışarıda bekleyeceksin” (Devarim 24:11). Borçlanan kişi içeri girip rehin olarak vereceği eşyayı dışarı çıkarmalıdır. Tora’da belirtildiği gibi; “Borç verdiğin kişi sana rehin olarak vereceği eşyayı dışarı çıkaracak” (Devarim 24:11) Kefil için ise zorla haczedebilir veya evine girip rehin eşyayı alabilir. “Elbisesini al; çünkü o yabancı birine kefil oldu” (Mişle 27:13)

Aynı şekilde arkadaşında bir parası olan kimse gerek işine ait bir para gerekse hayvanlarının veya malzemelerinin veya evinin parası olsun Bet-Din kararı olmaksızın evine dahi girerek haczini veya rehin eşyayı alabilir. Ancak bu parayı sonradan borca döndürmüşse evine girip hiçbir şey alamaz.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

60. Dul bir kadından borcuna karşılık elbisesini alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Dul kadının elbisesini almayacaksın” (Devarim 24:17)

Dul kadının zengin veya fakir olmasına bakılmaksızın borç verme anında olsun veya olmasın Bet-Din kararıyla bile elbisesi alınamaz. Eğer kişi almışsa zorla iade ettirilir. İadesinden evvel alınan rehin eşya kaybolmuşsa o zaman bu yasağı ihlal etmiş olur çünkü bu eşyanın artık geri verilmesi gerçekleşemeyecektir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

61. Sahibinin ihtiyacı olduğunda rehin alınan eşyayı kullanmasını engelleme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onun eşyasıyla yatmayacaksın” (Devarim 24:12)

Eşyası sendeyken geceyi geçirmeyeceksin anlamındadır (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 63)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

62. Bene-Yisrael yoksullarına karşı kalbin sertleşmesi ve elini kapama yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kalbini sertleştirmeyecek ve yoksul olan kardeşine karşı elini kapatmayacaksın” (Devarim 15:7)

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

63. Yargıcı lanetleme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Otorite’yi lanetlemeyeceksin” (Şemot 22:27)

Bunun anlamı yargıçlar olarak açıklanmıştır. Yargıcı Tanrı’nın Adı’yla lanetleyen kişi bu yasakla birlikte Bene-Yisrael’den birini lanetleme yasağını (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 45) da ihlal etmiş sayılır. Bu yasak aynı zamanda Tanrı’ya küfretmeme konusunda bir uyarıdır. Tanrı’ya O’nun ismiyle küfretmeye kalkışanın cezası açıktır.

“Tanrı’nın İsmi’ne küfredenin cezası ölümdür ve cemaat tarafından taşlanacaktır” (Vayikra 24:16). Sözlerini geri alsa bile durum değişmeyecektir. Ancak günümüzde ölüm cezaları verilmediğinden, o kişi cemaat cemaat tarafından dışlanır ve ondan uzaklaşılır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

64. Uygun vasıflara sahip olmayan bir yargıcı o göreve tayin etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yargıda kimseyi tanımayacaksınız” (Devarim 1:17) Midraş Sifri’de bu emrin, yargıçları atayan kişilere verildiğinden bahseder. Yargıçları göze hoş gelen niteliklerinden dolayı atamamasını işaret eder. O yargıç güçlü, yakışıklı veya Tora harici bilimlerde bilgili olabilir. Ancak yargıç; Tora konusunda bilgili ve Tanrı korkusuna sahip, menfaat düşkünü olmayan ve nefsine sahip, aynı zamanda da mazlumu zalim kişiden kurtarabilecek cesareti olmasıyla ölçülür. Diğer vasıflarını göz önüne alarak, bir mahkeme yargıcı tayin eden kişi bu emri ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

65. Mahkemeye başvuran iki kişiden ikisinin de mahkeme huzurunda mevcut olmaması durumunda yargıcın birinin ifadesini dinlemeye başlaması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yalan ifade dinlemeyeceksin” (Şemot 23:1)

Mahkemede taraf olanlar, iki tarafında hazır bulunmadan hakime herhangi bir şey anlatmamaları konusunda uyarılır. Bu emir bir dedikodunun dinlenmemesi, anlatılmaması ve yalan şahitlik yapılmamasını da içerir.

Bu emir her zaman her yerde hakimler ve mahkemeye başvuran iddia sahipleri (kadın ve erkek) için geçerlidir.

66. Mahkemede fakire acıma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Fakir birine davasında yardımcı olmayacaksın”(Şemot 23:3) ve “Fakir birini gereğinden çok onurlandırmayacaksın” (Vayikra 19:15)

Yargıç fakir olanı gördüğünde” Fakirdir ve biz onu geçindirmek zorundayız” dememeli. “Mahkemece aklansın ki rahatlıkla geçinebilsin” şeklinde düşünmelidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

67. Yargıcın, suçlunun günahkârlığını göz önüne alarak davasını saptırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Fakirlerin davalarını saptırmayacaksın” (Şemot 23:6)

Buradaki “fakir”in anlamı mitsvalarda fakir; başka bir deyişle “mitsvaları uygulama konusunda zayıf” şeklindedir. (Bu emre göre, günahkâr olarak tanınan birisi hakkında ön yargılı kararlar verilmesi yasaktır. )

Bu emir her zaman, her yerde geçerlidir.

68. Yetim veya Ger (sonradan Yahudiliği kabul etmiş) olan kişilerin davalarını saptırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ger ve yetimin davalarını saptırmayacaksın” (Devarim 24:17)

Bu emrin ihlali halinde bir başka yasak da ihlal edilmiş sayılır. “Mahkemede adaletsizlik yapmayacaksın” (Vayikra 19:15)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

69. Mahkemede karar verirken adaletsizlik yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Mahkemede adaletsizlik yapmayacaksınız” (Vayikra 19:15)

Bunun anlamı suçluyu aklayıp suçsuzu suçlu durumuna düşürmemektir. Aynı zamanda da davanın hakim gözünde çözüme ulaşmış olmasına rağmen, davalı taraflardan birisini sıkıntıya sokmak amacı ile gereksiz yere açık delillerin üzerinde durmaya devam etmek de bu yasağın kapsamındadır.

70. Mahkemede seçkin kişilere özel bir saygı gösterme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Güçlü kişileri himaye etmeyeceksin” (Vayikra 19:15)

Bu emre göre, yargıcın önüne gelen iki davalıdan birinin diğerinden daha tanınmış ve seçkin olması durumunda, yargıç bu kişiye hürmet etme, güler yüz gösterme veya hatırını sorma gibi farklı bir davranış içinde olmamalıdır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

71. Yargıcın rüşvet alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Rüşvet almayacaksın” (Şemot 23:8)

Doğru bir yargıya varmak amacıyla bile olsa alınan rüşvet geri verilmelidir. Rüşvet ima eden konuşmalar bile yasaktır. Rüşveti veren de “Kör birine engel çıkarmayacaksın” (Vayikra 19:14)

(Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 76) yasağını ihlal etmiş olur. Ancak bir yargıç, mahkeme sebebiyle doğan iş kaybının neden olduğu zararı karşılamak için her uğramış olduğu maddi zararı iki davalıdan eşit olarak alabilir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

72. Yargıcın davacıdan korkma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kimsenin varlığından korkmayacaksınız” (Devarim 1:17)

Yargıç davacının güçlü, kuvvetli yapısından, ‘bir zarar verir’ diye korkmamalıdır. Ancak davanın hangi yönde gideceği henüz belirlenmediği durumda yargıç davaya bakmaktan kendi isteğiyle çekilebilir. Davacıları dinleyip de davanın çözümünü bulmaya başlamasından itibaren ise, artık o davadan geri çekilmez çünkü bu, taraflardan birinin kendisine bir zarar vereceğinden korktuğu anlamına gelir. Bir öğrenci, (öğretmenin bir dava üzerinde çalışması esnasında) öğretmeni karşısında oturup, bir fakirin zenginin karşısında haklı olduğunu görüp de susması durumunda da bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

73. Tek bir kişinin tanıklığıyla dava kabul etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Herhangi bir günah için aleyhte tanıklık yapmak için tek tanık gelmesin” (Devarim 19:15)

Bunun anlamı da tek tanığın tanıklığıyla ceza hükmü verilmesidir.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

74. Yakın akrabaların Bet- Din (dini mahkeme) tarafından tanık olarak kabul edilmeleri yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babalar çocuklar yüzünden ölüme gönderilmeyeceklerdir” (Devarim 24:16)

Burada bahsedilen çocukların tanıklıkları üzerinedir ve bu yasak diğer yakın akrabalar için de aynı şekilde geçerlidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

75. Bet –Din’in (dini mahkeme) günahkâr bir kişinin tanıklığını kabul etmesi yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Günahkâr ve kötü biriyle el ele verip kötü niyetle tanıklık yapma” (Şemot23:1)

İyi bir tanığın, yanındaki diğer tanığın kötü bir insan olduğunu bilmesi durumunda yargıç bundan haberdar değilse - tanıklığı gerçek bile olsa­­- o kişiyle birlikte tanıklık yapması yasaktır. Bu durum diğer tanığın yalancı tanık olması durumunda da geçerlidir.  

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

76. Arkadaşının herhangi bir durumunda hata yapmasına neden olma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bir köre engel olma” (Vayikra 19:14)  

Eğer kişi bir konuda kör; yani bilgisizse ve fikir danışmaya gelmişse, ona doğru olmayan öğütlerde bulunulmaması gerekir. Gerek dünya işlerinde gerekse Tora konularında olsun, bu emir her durumda geçerlidir. Aynı zamanda da arkadaşının günah işlemesine neden olmak, bu konuda önayak veya yardımcı yasaktır. Yahudi olmayan birinin de, Tora’da onlara atfedilen (Noah’a verilen 7 emir) kanunlara aykırı davranmasına neden olmak da yasaktır.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

77. Arkadaşına başkalarının onun aleyhinde konuşmuş oldukları şeyleri anlatma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Milletin arasında dedikodu taşıyıcısı olarak dolaşmayacaksın” (Vayikra 19:16)

Söylediği şeyler gerçek bile olsa yine de bu durum dünyayı tahrip etmek sayılır ve bu büyük bir günahtır. Bundan daha büyük bir günah olan ve bu yasağın kapsamına giren bir suç vardır ki, bu da “Laşon Ara(=Kötü dil)- Dedikodu’dur. Bunun da anlamı, gerçeği söylüyor olmasına rağmen arkadaşının aleyhine dedikodu yapmak şeklinde açıklanabilir. Yalan dedikodu yapan da “Kötü nam çıkarıyor” sayılır. “Laşon Ara terimi, “Falanca şahıs şöyle yaptı, onun büyükleri de şöyle şöyle idiler ve hakkında şöyle işittim” şeklinde yapılan konuşmalar için kullanılır. Bunun hakkında, “Tanrı bütün Laşon Ara konuşan dudakları gelecekte yok edecektir” (Teilim 12:4) denir.

Hahamlarımız şöyle derler: Üç tane suç vardır ki, cezaları bu dünyada ödenir ve gelecek dünyada o insanın yeri yoktur. Bunlar putperestlik, yasaklanmış ilişkilerde bulunmak ve öldürmektir. Laşon Ara ise hepsine bedeldir”

Hahamlarımız buna ek olarak; “Kötü dedikodu anlatan, gerçeği inkar etmiş gibi olur” ve “Laşon ara üç kişiyi bağlar: Söyleyeni, dinleyeni ve hakkında konuşulan kişiyi… Dinleyen de söyleyenden daha çok sorumluluğa sahip olur” demişlerdir.

Bazı durumlarda söylenmeyen şeyler de Laşon Ara kapsamına girer. Örneğin, “O kişi hakkında konuşmasak iyi olur çünkü onun neler yaptığını anlatmak istemem!” şeklinde sözler sarf edilmemelidir. Ayrıca, arkadaşından hoşlanmayan kişilerin önünde o arkadaşının iyiliğinden bahsetmek, o kişilerin hoşlanmadıkları kişinin arkasından kötü olarak konuşmalarına neden olur.

Aynı şekilde şaka yoluyla kötü dedikodu yapanlar veya dedikodu yaptığını bilmiyormuş gibi davranarak dedikodu yapanlar da aynı kapsamdadır. Yapılan dedikodu, o kişinin fiziksel veya maddi zarara uğramasına, sıkılmasına veya korkmasına neden oluyorsa ya da onun parasının alınmasına yol açacak şekilde bir kötü ihbarda bulunulmuşsa, sanki o kişiyi ve onun sorumluluğu altındaki karısını ve çocuklarını da öldürmüş gibi sayılır ve bunu yapan kişinin cezasının sonu olmaz. (Hafets Hayim’in kitabında bu tür dedikodu suçunun büyüklüğü ve cezasının ayrıntılarını bulabilirsiniz. )

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

78. Bene- Yisrael’e mensup iyi bir kişiye kalbinde nefret duygusu besleme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kardeşinden kalben nefret etmeyeceksin” (Vayikra 19:17)

Bir kişi, kendisine karşı bir suç işlenmişse, bunu yapan kişiden nefret etmeyip, ona gidip suçunu bildirmesi, neden yaptığını sorması ve kalbinden nefreti silmesi gerekir. Ancak karşısındaki suç işlediğinde onu uyarmasına rağmen yaptığından dönmemesi halinde o kişiden nefret etmek gerekir (çünkü bu durumda kardeş gibi davranmamıştır).

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

79. Arkadaşını utandırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve onun yüzünden günaha girme” (Vayikra 19:17)

Bu durum toplum önünde olursa daha büyük bir suçtur.

Hahamlarımız şöyle demişlerdir; “Arkadaşını toplum önünde utandıran kişinin gelecek dünyada yeri yoktur” (Talmud Bavli, Bava Metsia 49a). Bu yüzden kişi büyük ya da küçük olsun kimseyi utandırmamaya dikkat etmeli ve başkasını utandığı bir isimle çağırmamalıdır. Ancak arkadaşının Tanrı’ya karşı işlemiş olduğu bir günah için yapmış olduğu gizli uyarıya rağmen arkadaşının dönüş yapmaması halinde o kişi doğru yola dönünceye adar toplum önünde dikkati çekilir ve topluma bu günahı duyurulur.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

80. Arkadaşından intikam alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“İntikam almayacaksın” (Vayikra 19:18)

Kişiye onun olumsuz davranışını hatırlatır biçimde davranmak, intikam almak sayılır. Örneğin, arkadaşından bir şeyi ödünç olarak isteyip de, onun vermemesi durumunda, ertesi gün de arkadaşının ondan ödünç bir şey istemesine cevap olarak “Ben senden istediğim de bana nasıl vermediysen ben de şimdi san istediğin şeyi vermiyorum” demesi intikam sayılır; çünkü bu, kişiyi onun iyi olmayan davranışı ile karşılık vererek cezalandırmaktadır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

81. Arkadaşına karşı kalbinde nefret duyguları taşıma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kin tutmayacaksın” (Vayikra 19:18)

Kin tutma kalpte nefret duygularını beslemek şeklinde olur. Örneğin, yukarıdaki örnekle ilgili olarak; Ben sana istediğin o eşyayı ödünç veriyorum ve bana yapmış olduğun gibi yapmıyorum” demek kin tutmak sayılır. Tam aksine ona bütün kalbi ile ödünç vermesi ve ona karşı kalbinde hiçbir nefret taşımaması, o olayı da kalbinden silmesi ve hiçbir zaman da arkadaşına hatırlatmaması gerekir. İnsanın sahip olduğu (80 ve 81. emirde yasaklanan) bu iki nitelik çok kötüdür. Bu dünyadaki meseleler hep boş meselelerdir ve bu davranışlara da hiç değmezler.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

82. Tehlikede olan arkadaşını kurtarmaktan kendini alıkoyma (olaya seyirci kalma) yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kardeşinin kanına seyirci kalma” (Vayikra 19:16)

Örneğin, arkadaşını nehre düşmüş veya buna benzer tehlikeli durumlarda görmüş ise kişi bütün imkanlarını kullanıp onu kurtarmaya çalışması gerekir. Bu emir arkadaşının maddi kayıpları için de geçerlidir. Örneğin, arkadaşına saldıracaklarını bildiği kanun dışı kişilere engel olabilme imkanı varsa bu imkanı kullanmak zorundadır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

83. Uzunluk ve ağırlık ölçülerinde sahtekarlık yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yasalarda, standart ölçülerde, tartıda ve mesura’da haksızlık yapmayacaksınız” (Vayikra 19:35)

Hahamlarımız bunları şöyle açıklamışlardır: Yasalarda-ki bu ölçü yasalarıdır; boyut ölçüleri ve ağırlıklarda- gerek ağırlık ve gerek boyut ölçülerinde ülke halkının kabul ettiği standartlardan eksik olmaması; aynı şekil de toprak ölçümlerin de arkadaşını yanıltmaması öngörülmüştür. Mesura; “Log” denen bir ölçü biriminin 1/36’sı olan çok küçük bir ölçü birimidir ki, buna rağmen Tora, bu ölçüde bile yanlış yapılmamasını belirtmiştir.

Bunlara dikkat etmeyen kişi bu yasakla birlikte yapılması gereken bir emri (Vayikra 19:36) de ihlal etmiş sayılır. Bu ölçülerde bir eksiklik yaptığı kişi dinsiz biriyse bile, bu yasağı ihlal etmiş sayılır ve eksik vermiş olduğu miktarı tamamlayıp ödemesi gerekir. Aynı yasak bir dinsizi hesap işlerinde yanıltmasında da geçerlidir; çünkü bu da Tora’da da belirtilen “Her türlü haksızlık yapanı Tanrı lanetler” (Devarim 25:16) hükmüne bağlı bir harekettir.

Adı geçen ölçü aletleri doğru olmayan kişiden alınır ve para cezası ödemeye mahkum edilir. Aynı şekilde haksız olarak mallarını yüksek fiyatla pazarlamaya kalkan kişiler de hakimlerce olması gereken pazar fiyatlarıyla satmaya mecbur edilirler. Ölçü aletlerinden doğan günahların cezası Tanrı katında yasaklanmış cinsel ilişkilerle ilgili suçların cezalarından daha ağırdır. Çünkü bu suç Mısır Çıkışı’nı inkar etmek gibi sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

84. Kendi kontrolünde kusurlu bir ölçü aleti bulundurma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Çantanda iki türlü ölçü taşı bulundurmayacaksın… Küçük ve büyük” (Devarim 25:13-14)

Bu aletleri kullanmıyor olsa bile bulundurmamalıdır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

85. Komşuna ait sınırın ötesine (özellikle Erets-Yisrael’de) el uzatma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Miras olarak sahipleneceğin topraklarda komşunun sınırını ihlal etmeyeceksin” (Devarim 19:14)

Bunun anlamı komşunun toprağından almaktır. Erets-Yisrael dışında dahi olsa, bir parmak kadar bile onun alanına güç kullanarak girmişse gasp etmiş, gizlice yapmışsa da hırsızlık yapmış sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

86. Nevela (hayvan leşi) yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Her türlü leşi yemeyeceksiniz” (Devarim 14:21)

“Nevela” terimi, kendiliğinden ölmüş veya kurallarına göre kesilmemiş olan her türlü sığır veya kümes hayvanları için kullanılır. Bunlardan bir zeytin ölçüsü kadar yiyen bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Erken doğmuş Kaşer bir hayvan yavrusunu yemek de bu yasağın kapsamındadır. Bu yüzden doğumundan itibaren sekizinci akşamın başlangıcına kadar bu yavru yenilmemelidir; çünkü yavrunun yaşamama şüphesi ancak o zaman ortadan kalkar. Ancak aylarını doldurmuş olduğu bilinen bir doğum ise doğduğu andan itibaren yenilebilir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

87. Terefa yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Arazide bulunan herhangi bir hayvan kalıntısı Terefa’dır ve yemeyeceksiniz” (Şemot 22:30)

Tora’nın bahsettiği “ Terefa” , yırtıcı bir hayvanın saldırısı sonucu ölmüş bir hayvandır. Aynı şekilde şahin vb. yırtıcı bir kuşun saldırısına uğrayan (Kaşer olan) bir kanatlı hayvan da Terefa sayılır. Böyle bir saldırıya maruz kalıp, aldıkları yaralar yüzünden yaşama şansları kalmayan sığır veya kümes hayvanları, ölmeden önce kurallarına uygun bir şekilde “Kaşer” olarak kesilmeleri halinde bile Terefa olup yenmeleri yasaktır ve bunlara “Derusa” (darbe almış) denir. Ayrıca 7 Terefa çeşidi daha vardır. Bunlar da Moşe’ye Sinay’da sözlü olarak öğretilmiştir. Bunlar: 1) ciğeri delik, 2) karaciğeri yerinden çıkmış, 3) yüksek bir yerden yere düşmüş,4) öd kesesi eksik olan, 5) omuriliği kopmuş, 6) bağırsakları çevreleyen karın bölgesi yırtılmış ve 7) kaburga kemiklerinin yarısından fazlası kırılmış olan hayvanlardır. Ayrıca 12 ay daha yaşayamamasına sebep olacak bir şekilde yaralanmış olan hayvanlar da – bu yara bir insan veya bir hayvan vasıtası ile kendiliğinden veya bir çatı gibi yüksek bir yerden düşme sonucu olmuş bile olsa yasaktır. Bundan başka, canlı bir hayvanın eti de Terefa sayılır. Bu etten bir zeytin kadar yiyen bir kimse bu yasağı ihlal etmiş olur. Hayvanın embriyosunun bir eli hayvanın rahminin dışına çıkmışsa, dışarı çıkmış organ Terefa’dır çünkü “Sınırları dışına çıkmış uzuv” kategorisine girer.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

88. İç yağı yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Boğa, koyun ve keçinin iç yağından (Helev) yemeyeceksiniz” (Vayikra 7:23)

Özgür iradesiyle bu üç hayvanın “Helev” inden bir zeytin ölçüsü kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Koça ait olan Helev yenilebilir çünkü Helev terimi sadece korban edilebilen hayvanların iç yağları için kullanılır. Bu terimden kasıt, bağırsağın ve böbreklerin üstündeki ve bel bölgesindeki yağlardır. Bu yağlarda bulunan damarların da yenmeleri yasaktır. Kaşer olan orman hayvanlarının Helevlerinin yenmesi serbesttir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

89. Her türlü kanı yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sığır ve kanatlı hayvanlara ait her türlü kanı yemeyeceksiniz” (Vayikra 7:26)

Kaşer olan orman hayvanları da “Beema” (hayvan) kapsamındadır. Bilerek bir zeytin tanesi ölçüsünde kan yiyen kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. İnsan kanı da Hahamlarımız tarafından yasaklanmıştır. Balık kanının yenmesi ise serbesttir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

90. Hayvanın canlı iken alınmış bir organını yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Canı ile eti beraber yemeyeceksin” (Devarim 12:23)

Bunun da canlı bir hayvandan kesilmiş bir organın yenmemesi hususunda bir uyarı olduğu Sözlü Tora’dan bilinmektedir. Bir zeytin ölçüsü kadar bile yiyen bir kişi bu yasağı ihlal eder. Eğer canlı bir hayvanın hem bir organını ve hem de etini yemişse iki yasağı ihlal etmiş olur. Biri bu yasak olup, diğeri ise “Arazide bulunmuş olan etler Terefa’dır, yemeyeceksiniz” (Şemot 22:30) yasağıdır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

91. Bir eti sütle birlikte pişirme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Oğlağı annesinin sütü ile birlikte pişirmeyeceksin” (Şemot 23:19)

Süt ile eti beraber yemeyip sadece pişiren bir kişi ile bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Pişmiş bu yemekten faydalanmak da yasak olup onu gömmek gerekir. Yakılmış olsa bile küllerinden faydalanılması yasaktır. Bu yasaklar Kaşer olan hayvanın eti ile Kaşer olan hayvanın sütü için geçerlidir. Ancak et veya sütten biri Kaşer olmayan bir hayvana ait ise veya et Kaşer bir kanatlıya ya da Kaşer bir orman hayvanına aitse, sütle pişirilmesi ve ondan yararlanılması serbest olmasına karşın, yenmesi yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

92. Sütle pişirilmiş olan eti yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Oğlağı annesinin sütü ile birlikte pişirmeyeceksin” (Şemot 34:26)

Süt veya etten ikisinden birinin bir zeytin ölçüsü kadar olan kısmını yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. O yemekten tat almamış veya hoşnut kalmamışsa, örneğin; yemek boğazını yakacak derecede sıcak ise veya yemeğin tadını almayacak şekilde yemeğe acı bir şey katılmışsa bile, yine de bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Pişirilmeyip sütle temas etmiş veya birlikte tuzlanmış olan bir etin yenmesi Hahamlarımız tarafından yasaklanmış, ancak ondan (örneğin satıp parasını kullanma şeklinde) yararlanılması serbest bırakılmıştır. Kanatlıların veya orman hayvanlarının Kaşer olanlarının gerek orman gerekse sığır cinsi hayvanların sütüyle pişirilmiş olan etlerinin yenmesi de Hahamlarımız tarafından yasaklanmıştır. Balık ve (Tora’da Kaşer oldukları belirtilen özel dört cins için) çekirgelerin sütle pişirilmesi ve yenilmesi ise serbesttir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

93. “Tame” (Kaşer olmayan) olan sığır ve orman hayvanlarının etinden yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bunlardan yemeyeceksiniz…” (Vayikra 11:4)

Geviş getirmeyen ve çift tırnaklı olmayan hayvanlar “Tame” sayılırlar. Bu tip hayvanlardan bir zeytin ölçüsü kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. İnsan eti ise yapılması gereken bir emir olan “Etlerini yiyeceğiniz hayvanlar şunlardır…”(Vayikra 11:2) emrinin yasağı kapsamındadır. Yasaklanmış hayvanların ürettikleri, örneğin; Kaşer olmayan sığır ve orman hayvanlarının sütleri Tora tarafından yasaklanmıştır. Ancak arıların yaptıkları bal yenir; çünkü bu, onların vücutlarında mevcut olan bir şey değildir. Kadının sütü serbesttir ancak yetişkin birinin direkt kaynağından emmesi yasaktır.

Putperest birinin elinde olan bir sütün yapılışını gören olmamışsa Tame bir hayvanın sütünden karıştırmış olabileceği ihtimali göz önüne alınır; bu sebeple bu sütün tüketilmesi yasaktır. Bir putperestin yaptığı peynir (Gevinat Akum) ise Tora’ya göre serbesttir. Tame bir hayvandan elde edilmiş olma tehlikesi yoktur; çünkü Tame hayvanın sütünden peynir olmaz (mayalanmaz). Ancak yine de Hahamlarımız bazı sebeplerden ötürü putperestin peynirini yasaklamışlardır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

94. “Tame” olan bir kuşu yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kuşların arasından bunlara karşı tiksinti duyup yemeyeceksiniz” (Vayikra 11:13)

Duruşları sırasında pençelerinden biri bir yana diğeri öbür yana bakıyorsa veya havada avlanıp avını havada yiyorsa bunlar yırtıcı sınıfına girer ve Tamedirler. Tame hayvanlarla beraber yaşayan ve onlara benzeyen kuşlar da Tamedir ve bu kuşlardan bir zeytin kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Bu kuşların yumurtalarının da yenmesi Tora kurallarına göre yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

95. “Tame” olan bir balığı yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sizler için iğrenç olacak, etlerinden yemeyeceksiniz” (Vayikra 11:11)

Pul ve yüzgeçleri olmayan balıklar Tamedirler. Böyle bir balığın etinden bir zeytin kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

96. Kanatlı böcekleri yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Her türlü kantlı böcekler sizin için “Tame”dir ve yenilmeyecektir” (Deverim 14:19)

Tame olan böcekler şunlardır: Tame olan çekirgeler, sinekler, sivrisinekler, arılar, yabanarıları vs. Bunlardan bir zeytin kadarı yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Eğer bir zeytin büyüklüğünde olmamasına rağmen yaratığın bütününü yemişse de bu yasak ihlal edilmiş sayılır. Ancak Kaşer olan (ve günümüzde hangi tür oldukları bilinmeyen) dört çeşit çekirgeyi yemek serbesttir. Bu türün Kaşer olma işaretleri üç tanedir: 1) Ayakları 4 tanedir. 2) Vücudun büyük kısmını (enine ve boyuna) örten 4 kanadı vardır. 3) Zıplamak için kullandığı iki eklem ayakları mevcuttur.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

97. Toprakta bulunan böceklerden yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Toprağa yayılan sürüngenler iğrenç olup yenmeyeceklerdir” (Vayikra 11:41)

Toprak sürüngenleri şunlardır: Yılanlar, akrepler, böcekler ve kurtlar. Bunlardan (bir zeytin tanesinden küçük olanların) bütününü ya da (büyük böceklerden) bir zeytin kadarını yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Tüm yenilen böcekler, toplamı bir zeytin kadarını oluşturacak şekilde birbirine eklenerek hesaplanır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

98. Meyve ve tohumlardaki kurtları yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yeryüzünde kümeleşen şeyleri yemeyeceksiniz” (Vayikra 11:42)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

99. Sudaki sürüngen yaratıkları yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sürünen hiçbir şeyle kendini iğrenç kılmayacaksın” (Vayikra 11:43)

Örneğin kurbağa, yengeç, kurt, sülük veya ayı balığı. Bunlardan bir zeytin tanesi kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

100. Sürünen şeylerin yenmesi yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendini yeryüzünde sürünen hiçbir şeyle kirletmeyeceksin” (Vayikra 11:44)

Sürünen yaratıklar, dişi ve erkeğin birleşmesinden üremeyen yaratıklardır. Bunlardan bir zeytin tanesi kadar yiyen bir kişi bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

101-102-103. Bet- Amikdaş’a sunu getirilen Omer’den önce yeni ürün tahıl ekmeğinden yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bu özel güne kadar ne kali (kavrulmuş hububat) ne de karmel (taza hububat) ekmeği yemeyeceksin” (Vayikra23:14)

Yeni ürün buğday ne elde öğütülmüş ne de ateşte kavrulmuş olarak yenmemelidir. Beş çeşit tahıl olan buğday, arpa, çavdar, yulaf ve bir cins buğday (kızıl buğday) ekmeğinin Omer yetirilene kadar yenilmesi yasağını bunlardan bir zeytin tanesi adar yiyenler ihlal etmiş sayılırlar. Bunların kavrulmuş, çiğ ya da ekmek olarak yenilmesi durumunda 3 yasağa karşı gelinmiş olunur. Bet –Amikdaş olduğu zaman, bu yasak, Nisan ayının 16’sından Omer sunusuna kadardır. Tapınağın olmadığı zaman Tora’ya göre bu yasak Nisan’ın 16’sı gün boyudur. Erets –Yisrael dışında bayramlar iki gün sürdüğünden Hahamların belirlediği kurallara göre Nisan’ın 16’sı ve 17’si boyunca bu yasak geçerlidir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

104. Pesah Bayramı’ndan bir gün önce öğleden sonra “Hamets” (mayalanmış yiyecek) yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onun üzerine hamets yemeyeceksiniz” (Devarim 16:3)

Bunun anlamı Pesah kurbanının sunulduğu 7. saatten itibaren (güneşin doğuşundan batışına kadar olan sürenin ilk 7/12’sinden itibaren) Hamets yenilmemelidir. Pesah bayramı’ndan 1 gün önce, günün başlangıcından 6 saat sonra “Hamets” yiyen bir kişi, bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Hahamlar Hamets’in yenmesini ya da bundan yararlanılmasını 6. saatten itibaren yasaklar. Ancak 5. saatten itibaren yemek yine yasaksa da, Hamets’ten yararlanılabilir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

105. Ekildikten üç yıl sonrasına kadar bir ağacın meyvesinden yeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Üç yıl sana yasak olacak; yenilmeyecek” (Vayikra 19:23)

Ağacın yaşı hakkında şüphe varsa (Orla, yani ağacın dikilmesinin ilk üç yılında çıkan ve yenmesi yasak olan bir meyve olabileceği düşüncesiyle) meyvesi yenilmemelidir. Sözlü Tora’ya göre, Erets- Yisrael dışında Orla olduğu kesin olan meyve yasak olup, meyvenin Orla olduğu şüpheli ise yenilebilir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

106. Bir tarlaya iki değişik türden tohum ekme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tarlana iki tür tohum ekmeyeceksin” (Vayikra 19:19)

Erets –Yisrael dışındaki bir Yahudi, tarlaya iki değişik türde tohum ekebilir. Ağaçlara aşı yapmak (bir elma ağacına bir limon ağacı aşılamak ve buna benzer hareketler) ise Erets-Yisrael dışında bile yasaktır. Bir sebzeyi bir ağaca ya da bir ağacı bir sebzeye aşılamak da yasaktır. Yasağın ihlal edilmesine karşın böyle bir ağacın ürününden yemek yasak değildir. Aşıyı yapan kişi de bu üründen yiyebilir. Bir üzüm bağına bir tohum ekmek, ürününü yemek ve ürününden yararlanmak, Erets- Yisrael için Tora tarafından, Diaspora için ise Hahamlar tarafından yasaklanmıştır.

107. Kaşer olan bir hayvanla yavrusunu aynı günde kesme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“İnek veya dişi koyunun kendisini ve yavrusunu aynı günde kesmeyeceksin” (Vayikra 22:28)

Biri yasağı delip kesmişse bile et Kaşer’dir. Gün geceyi takip eder. (Bir gün, bir güneş batımından bir sonraki güneş batımına kadar olan süredir. ) Buna göre, biri anne hayvanı haftanın 4. gününün akşamının başlangıcında kesilmişse, yavrusunu 5. günün başlangıcından önce kesemez. Ancak hayvanı 4. günün sonuna doğru kestiyse,5. günün başlangıcında yavrusunu kesebilir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

108. Aynı kanı taşıyan insanların cinsel birleşme olmasa bile yakın temasta bulunmaları yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Hiçbiriniz akrabanıza onun çıplaklığını meydana çıkaracak kadar yaklaşmayacaksınız” (Vayikra 18:6)

Akraba olan bir kadın ve bir erkek, yakın temasta olup, uygunsuz davranışlarda bulunmamalıdır.

Bir kadını reşit olmayan biriyle evlendirmek yasaktır. Bu ahlaksızlık gibidir. Genç bir adam yaşlı bir kadınla, yaşlı bir adam da genç bir kızla evlenmemelidir. Bu da ahlaksızlığa yol açar.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

109. Eşcinsel ilişkide babasının çıplaklığını açma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babanın çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:7)

Bu yasak eşcinsel ilişki yasağına (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 116) ek biryasaktır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

110. Anne ile ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Annenin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:7)

Evlilik dışı ilişkiden doğmuş bir çocuk da annesi ile ilişkiye giremez. Bu kural, baba yaşarken de öldükten sonra da geçerlidir. Hahamların belirlediği kurallara göre de ikincil kan bağı ilişkileri (anneanneyle veya babaanneyle olan ilişkiler) de yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

111. Babasının eşiyle ilişkiye girme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babanın eşinin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:8)

Bu yasak öz anne olmasa da geçerlidir. Baba evliliğin ilk aşaması olan nişan (Erusin) ve ikinci aşaması olan evlilik (Nisuin) safhalarındaysa da, yasak geçerlidir. Baba öldükten veya boşandıktan sonra da yasak devam eder. Hahamların belirlediği kurallara göre ise ikincil kan bağları olanlar (babanın babasının eşi ve annenin babasının eşi) için de yasak geçerlidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

112. Babasının erkek kardeşiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babanın erkek kardeşinin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:14)

Bu yasak eşcinsellikle ilgili yasağa ek bir yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

113. Geliniyle (yani oğlunun eşiyle ) ilişkide bulunma

yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Gelininin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:15)

Bu yasak oğul yaşarken, öldükten sonra veya eşini boşamışsa da geçerlidir. Hahamların belirlediği kurallara göre de ikincil kan bağı olan oğlunun veya kızının gelini için de geçerlidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

114. Bir erkekle ilişkide bulunma (eşcinsel ilişki) yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Erkekle, kadınla ilişkide bulunduğun gibi yapmayacaksın” (Vayikra 18:13)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

115-116. Aktif veya pasif olarak bir hayvanla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Hiçbir hayvanla ilişkide bulunmayacaksın” (Vayikra 18:23)

Bir kadın da bir hayvanla ilişkide bulunmamalıdır. Tora’da belirtildiği gibi; “Bir kadın da onunla yatmak için bir hayvanın önünde durmamalıdır” (Vayikra 18:23)

Tora hayvanlar arasında ayırım yapmamıştır. Yaşlı ya da genç, vahşi veya evcil tüm hayvanlarla ilişkide bulunulması yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

117. Kız torunla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kızının kızı veya oğlunun kızının çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:10)

Hahamların belirlediği kurallara göre, bu yasak ikincil kan bağına sahip kız torunlar (oğlunun kızının kızı ve kızının kızının kızı) için de geçerlidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

118. Kendi kızıyla ilişkide bulunma yasağı

Kız evlilik dışında doğmuş olsa bile yine de kızıdır ve bu yasak geçerlidir. Bu yasak Yazılı Tora’da yer almaz ancak tüme varım ve özdeş terimler denklemi metotlarıyla türetilmiştir. (Talmud Bavli Sanhedrin 76a)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

119. 120. 121. Bir kadın ve kızının her ikisiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bir kadın ve kızının çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:17)

Bir kadın ve onun kızının kızıyla ilişkide bulunmak yasaktır. Tora “Kızının kızını almayacaksın” (Vayikra 18:17)der. Bir adam bir kadınla evlendiğinde, (o kadının) annesi, anneannesi, babaannesi, kızı, kızının ve oğlunun kızı ona yasaktır. Bu 6 kadınla birlikte olmamalıdır.

Hahamların öngördükleri ikincil kan bağı kuralına göre, karısının oğlunun oğlunun kızı, karısının annesinin babasının annesi, karısının babasının babasının annesi, karısının kızının kızı ve kızının kızının kızı ve annesinin annesinin annesi yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

122. Evli bir kadınla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Zina yapmayacaksın” (Şemot 20:13)

“Arkadaşının karısıyla yatmayacaksın” (Vayikra 18:20)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

123. Babanın erkek kardeşinin eşiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Karısına yaklaşmayacaksın; senin yengendir” (Vayikra 18:14)

Bu yasak babanın erkek kardeşi baba tarafındansa geçerlidir.

Bir kişi, amcası hayatta iken onun eşiyle ilişkiye girerse bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Yasak amcanın ölümünden sonra da geçerlidir. Baba ile anne tarafından kardeş olan amcanın karısı ve dayının karısı da Hahamlar’ın belirlediği ikincil kurala göre bu yasak kapsamındadır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

124. Aynı anneden veya aynı babadan ya da evlilik dışı ilişkiden olan kardeşinin karısıyla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kardeşinin karısının çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:16)

Kardeşinin yaşadığı süre içinde, onun ölümünden sonra, ya da boşandıktan sonra bile karısıyla ilişkide bulunmak yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

125. Anne ya da babanın sadece biri tarafından bile olsa, kız kardeşle birlikte olma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kız kardeşinin çıplaklığını yani babanın kızını veya annenin kızını evde ya da uzakta doğmuş olsa da açmayacaksın” (Vayikra 18:9)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

126. Babanın karısının kızıyla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babanın karısının kızının çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:11)

Bu yasak aynı baba ve farklı anneden doğan kardeşler için geçerlidir. Ancak kız başka bir babadansa evlenebilir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

127. Babanın kız kardeşiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Babanın kız kardeşinin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:12)

128. Annenin kız kardeşiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Annenin kız kardeşinin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:12)

Babanın veya annenin kız kardeşi yalnız aynı anneden ya da yalnız aynı babadan dahi olsa bu yasak geçerlidir. Evlilik dışı ilişkiden doğan kız kardeş de yine anne veya babanın kardeşi sayılacağından yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

129. Karısı yaşadığı müddetçe onun kız kardeşiyle ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve bir kadını kız kardeşine rakip olarak almayacaksın ve karın yaşadıkça kız kardeşinin çıplaklığını açmayacaksın” (Vayikra 18:18)

Bir kişi evlendiği andan itibaren, karısının kız kardeşi ona yasaktır. Farklı anne veya evlilik dışı ilişkiden dolayı kardeşse de bu yasak geçerlidir. Boşanmışlarsa bile karısı yaşarken kız kardeşiyle ilişkiye girmesi yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

130. Adet gören bir kadınla ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Adet döneminde bir kadına çıplaklığını açmak için yaklaşmayacaksın” (Vayikra 18:19)

Adet dönemi bitmiş olmasına rağmen Mikve’ye girmemiş olan kadınla ilişki olursa iki taraf da bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Mikve’yle ilgili kurallar çok ayrıntılıdır. Özetle; adet gören bir kadın, kanaması sona erdikten itibaren yedi tam temiz gün sayar ve bunun bitiminde Mikve’ye girer. Adet başlangıcından, hatta biraz öncesinden, Mikve’ye girene kadar karı-koca arasında her türlü fiziksel ilişki yasaktır. Bu dönem içinde kadının bulunduğu konuma “Nida” denir. Nida kuralları Yahudiliğin en temel ve vazgeçilmez kurallarındandır.

Doğum yapmış bir kadınla da tıpkı adet dönemindeki kadın gibi ilişkiye girmek yasaktır. Doğum sırasında hiç kanama olmamışsa, çocuk sağlıklı veya ölü doğmuşsa da ilişki yasaktır. Erets –Yisrael’de oğlan bebek için 7, kız bebek için 14 gün sonra, eğer kanama bitmişse 7 gün sayıp, bu sürenin sonunda kadın Mikve’ye girer ve ilişkide bulunabilir. Mikve’den sonra kanama görürse tekrar adet gören kadın gibi kocasına yasaktır.

Adet dönemini bitiren bir kadın Mikve’ye girmedikçe arınamaz.

Kadın yaşlanıp, adetleri kesilip, aradan yıllar geçmiş olsa bile, son görmüş olduğu adetten sonra Mikve’ye girmemişse arınamaz.

Bir karı- koca, Mikve olmayan bir şehirde yaşamamaya dikkat etmelidir. Bakmak zorunda olduğu çocuklar ve ekmek parası için o şehirde duruyorsa da, uzun müddet orada kalmamaya dikkat etmeli ve Tanrı’ya güvenmelidir; çünkü Tanrı onu başka yerlerde de terk etmeyecektir.

131. Bir “Kedeşa” ile evlilik töreninden önce ilişkide bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yisrael kızlarının arasında Kedeşa olmayacak” (Devarim 23:18)

Kedeşa, kendini fahişeliğe terk etmiş evli olmayan kadın veya babası tarafından evlilik amacı dışında bir erkeğe verilmiş veya fahişeliğe teslim edilmiş kadındır. Biri bir kedeşa ile evlilik ve ahlak dışı ilişkide bulunursa ikisi de bu yasağa karşı gelmiş olurlar.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

132. Boşanmış olduğu karısını başkasıyla evlendikten sonra geri alma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onu yollayan kocası, başkası tarafından kirletildikten sonra onu tekrar alamaz” (Devarim 24:4)

İlk koca karısını geri alır ve ilişkide bulunursa bu yasağı ihlal etmiş olur ve Bet-Din tarafından karısını geri yollamaya mecbur edilir. Kadın ikinci erkekle yalnızca nişanlansa da ilk kocasına yasaktır. Ancak boşandıktan sonra evlilik dışı ilişkilerde bulunursa ilk kocasına dönebilir.

Bu yasağın kapsamında olan diğer bir yasak da kocasına sadık kalmayıp başkasıyla ahlak dışı ilişkilerde bulunan bir kadının, kocasına yasak olduğudur. Tora’da belirtildiği gibi “Kirlendikten sonra” (Devarim 24:4) ve bu durumda kirlenmiş olmaktadır.

Eğer kaçırılıp tecavüz edilmişse ve bir Koen’in karısı değilse kocasına yasak değildir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

133. Çocuksuz bir dul kadının (kocasının kardeşi dışındaki) bir yabancıyla evlenme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ölü adamın karısı ailesi dışında bir yabancıyla evlenmeyecek” (Devarim 25. 5)

Ölen adamın kardeşi kadına Halitsa vermeden kadın bir yabancıyla evlenmişse, yabancı karısını boşamalıdır. Ölen kocanın kardeşi (Yavam) Halitsa vermişse kadın bir yabancıyla evlenebilir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 46)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

134. Ezilmiş testisleri veya kesik zarı olan erkeğin bir Yahudi kızıyla evlenmesi yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Testisleri ezilmiş veya kesilmiş cinsel organa sahip olan biri, Tanrı’nın meclisine girmeyecektir” (Devarim 23. 2)

Bir kişinin tek hayâsı veya tek testis kanalı varsa ve bir kaza neticesinde veya insan eliyle yaralanarak testini kaybetmişse, bu kişiye “Petsua daka” denir. Ancak doğuştan eksik doğanlar evlenebilirler. “Kerut şafeha” ise üreme organı kesilmiş, ezilmiş veya yaralanmış veya erkek uzvunun başının tamamı veya bir kısmı insan eliyle kesilmiş– genel olarak uzvunda doğuştan olmayan bir probleme sahip –olan kişiye verilen addır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

135. Bir “Mamzer’in bir Yahudi kızıyla evlenmesi yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tanrı’nın topluluğuna Mamzer girmeyecek” (Devarim 23:3)

İlişkilerden dolayı “Karet” ile cezalandırılmayı hak edenlerin birlikteliğinden doğan çocuklara Mamzer denir. Ancak adet döneminde ilişkiye giren kadınların çocukları mamzer sayılmaz. [Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 112, 113, 115, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131. Bu mitsvalarda sözü geçen yasak ilişkiler, şahit olmadığı durumlarda ve kasten yapılmışsa Karet ile cezalandırılır. Aksi takdirde cezası idamdır] Mamzer olan çocuklar, kız veya erkek olsun, hiçbir zaman bir Yahudi’yle evlenemezler. Yalnızca Yahudiliği sonradan kabul edenlerle evlenebilirler ve çocukları da mamzer sayılır.

Eğer bir kadın evlenmeden doğurmuş ve kimden hamile kaldığını söylememişse veya “şu veya bu mamzerden hamile kaldım” derse onun çocuğu “olası mamzer”dir. Aynı şekilde bir çocuk sokakta bulunmuş anne veya babası bilinmiyorsa bu çocuk da “olası mamzer”dir. Bu çocukların evlenmesinde (Yazılı Tora’ya göre)bir mahsur yoktur. Ancak evlenmeleri, Hahamlar tarafından yasaklanmıştır. (Talmud Bavli, Kiduşin 73 a) Bunların gerçek mamzer veya olası başka bir mamzerle evlenmeleri yasaktır.

Hahamların belirlediği bir başka mamzer şekli daha vardır: Örneğin, eğer bir kadın kocasının öldüğünü duymuş ve tekrar evlenmişse ancak gerçekte kocası sağ ise ve geri dönüp tekrar karısıyla ilişkide bulunursa (ikinci kocasıyla yaşadığı sürede) bu ilişkiden doğan çocuk mamzerdir. Hahamlar’ın belirlediği kurallara göre mamzer sayılanlar yine aynı kurallara göre mamzer sayılan başka biriyle evlenebilirler.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

136. Bir Koen’in bir “Zona” ile evlenme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Zona olan birini almayacaksın” (Vayikra 21:7)

“Zona” terimi a) Yahudi olmayan bir kadın veya b) kendisiyle evlenmesi yasak olan bir erkekle beraber olmuş bir Yahudi kadın veya c) kendisiyle evlenmesi yasak olmayan, ancak Halal (bir Koen’in, evlenmesi yasak olan biriyle beraberliğinden doğan) bir Koen’le birlikte olmuş bir Yahudi kadın için kullanılır. Tecavüze uğramış veya doğal olmayan bir birliktelik yaşamışsa da bu kadın Zona konumundadır. Ancak bir fahişe ya da adet görmekteyken bir erkekle birlikte olan ya da bir hayvanla ilişkiye giren bir kadın Zona değildir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

137. Bir Koen’in bir “Halala” ile evlenme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Halala olanı almayacaksın” (Vayikra 21:7)

“Halala” terimi, bir Koen’in alması yasak olan bir kadının kızı veya başkasıyla evlenmiş ya da birlikte olmuş (ve dolayısıyla

Koen’e yasak olan ) bir kadın için kullanılır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

138. Bir Koen’in boşanmış bir kadınla evlenme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Eşinden boşanmış bir kadın almayacaklar” (Vayikra 21:7)

Hahamların belirlediği kurallara göre Halitsa yapmış (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 46) olan kadın da Koen’e yasaktır ve kadının evlenmesi durumunda, onların çocukları da Hahamların kurallarına göre Halal sayılacaklardır.

139. Bir Koen’in bir ölü ile temas edip Tame (manevi engelli) olması yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendini halkının arasındaki bir ölü için kirletmeyeceksin” (Vayikra 21:1)

Ölüye dokunmak, ölü üzerine kapanmak, ölüyü taşımak veya mezarına dokunmak bu yasağın kapsamındadır. Bu kural hem ceset, hem de kan gibi, cesetten ayrılan parçalar için geçerlidir. Ancak bir Koen, sahipsiz bir cesedin gömülmesi için kendini kirletebilir.

Bu emir her zaman ve her yerde Halal olmayan erkek Koenler için geçerlidir.

140. Bir hayvan veya kuşu başka bir türle çiftleştirme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sığırlarının farklı türle çiftleşmelerine izin vermeyeceksin” (Vayikra 19:19)

Hahamlarımızın aktardığı sözlü kurallara göre bu yasak, vahşi hayvanlar ve kümes hayvanları için de geçerlidir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

141. Bir erkeği kısırlaştırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Testisleri kesik, ezilmiş olanlar… ve senin ülkende bunu yapmayacaksın” (Vayikra 22:24)

Hahamlar bunun anlamını; Yahudilerin kendi kendilerini bile kısırlaştırmamaları gerektiği şeklinde öğretmişlerdir. (Talmud Bavli, Şabat 110b)

Kısırlaştırma işleminin insan veya başka bir canlıya uygulanması veya bir kadının bir erkeği kısırlaştırması yasaktır. Bir erkeğe veya başka bir canlıya, kısırlığa neden olan bir sıvı içirmek de yasaktır; ancak kadın içebilir. Yahudi olmayan birine bize ait olan bir canlıyı kısırlaştırmasını söylemek de yasaktır. Ancak Yahudi olmayan kişi bunu kendi rızasıyla yaparsa bu mümkündür. Eğer bir Yahudi onu ikna etmek için aldatmışsa ceza olarak kısırlaştırdığı canlıyı başka bir Yahudi’ye satmak zorundadır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

142. Bir insanın tasvirini, süsleme veya sanat için bile yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Benimle, gümüşten yapılmış tanrılar yapmayacaksın” (Şemot 20:20)

Özellikle kabartma olarak yapılan tasvirler yasaktır. Ancak rölyef olarak gömülü bir şekil veya resim şeklinde bir portre yapılabilir.

Güneş veya ayın benzerini tapmak için çizmek yasaktır. Tora’da yazılı olduğu gibi, “Yüce krallıkta Benim önümde hizmet edenlerin suretini yapmayacaksın” Kabartma olmasa da düz yüzeyde bile resmetmek yasaktır. Başka canlıların, bitkilerin ve ağaçların tasvirleri kabartma olarak bile yapılabilir.

Bet-Amikdaş’ın planına göre ev yapmak yasaktır. Bet-Amikdaş’ın girişine (Raşi’nin açıklamasına göre 20 ama eninde ve 40 ama boyunda) benzer bir giriş veya benzer bir avlu, Bet-Amikdaş’ta kullanılan masanın bir benzeri veya oradaki 7 kollu şamdan (Menora) benzeri bir metal şamdan yapmak yasaktır. Şamdanın 7 den fazla veya daha az kollusu veya metalden olmayan7 kollusu yapılabilir.

Bu emir her zaman, her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

143. Takdis yağına benzer yağ yakma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onun bileşimi gibi yapmayacaksın” (Şemot 30:32)

Bunu anlamı, Tora’da yazılı olan yağın karışımı ve miktarı gibi hiçbir şeyin hazırlanmamasıdır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

144. Bet-Amikdaş’ta kullanılan buhur(tütsü) bileşimine buhur yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendin için o buhurun bileşimini yapmayacaksın” (Şemot 30:37-38)

Bir kişi belirtilen miktar kadarını yapmayıp onun yarısı veya 1/3’ü kadarını da yapsa orijinalindeki oranları kullanarak bileşimini hazırladığından bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Bunu koklamak niyetiyle yapmış, ama koklamamışsa bile bu yasak geçerlidir.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

145. Pesah Bayramı’nın birinci gününde iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve 15. Günde iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:6-7)

Uygulama, Yapılması Gereken Emirler 25’te açıklandığı gibidir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

146. Pesah Bayramı’nın yedinci gününde iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci gün kutsal toplanma günüdür, iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:8)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

147. Şavuot Bayramı’nda iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bu günde sen açıkça ilan edeceksin; senin için kutsal bir toplantı olacak ve iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:21)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

148. Roş-Aşana (yılbaşı) Bayramı’nda iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Yedinci ayda, ayın birinci gününde… iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:24-25)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

149. Kipur gününde iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Çalışmayacaksın” (Vayikra 23:28)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

150. Kipur gününde yeme ve içme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bu günde Taanit yapmayan… o ruh kesilecektir (Karet)” (Vayikra23:29)

Eğer bir kişi Kipur gününde bir insanın yiyebileceği bir yiyecekten 1 yumurta kadarlık miktardan daha az bile yerse bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Aynı şekilde tek yanağını dolduracak miktarda ya da daha fazla sıvı içilmesi yasaktır.

Hahamların belirlediği kurallara göre de Kipur’da yapılması yasak olan şeyler şunlardır: 1) Yeme-içme, 2) yıkanma, 3) cilde ferahlatıcı herhangi bir şey sürme, 4) deri ayakkabı giyme, 5) cinsel ilişkide bulunma.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

151. Sukot Bayramı’nın birinci gününde iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Birinci gün iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:35)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

152. Şemini Hag Atseret Bayramı’nda iş yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sekizinci gün senin için kutsal toplantı olacak ve bu ciddi bir toplantıdır iş yapmayacaksın” (Vayikra 23:35)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

153. Hilul Aşem’le (Tanrı’nın İsmi’ni ihlal etmek) sonuçlanabilecek bir harekette bulunma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve benim adımı kirletmeyeceksin” (Vayikra 22:32)

Bu günah üç bölüme ayrılır:

Dini baskının var olduğu zor dönemlerde Tanrı’nın Emirleri’nden birinin ihlali istendiğinde veya inancını değiştirtmek amacıyla zorlanması, puta tapmaya, zina yapma, ensest ilişkiye ve kan dökmeye zorlanması durumunda, kişinin günahı işlemektense ölümü tercih etmesi gerekir. Hatta yalnızca dini baskı dönemlerinde olmayıp, diğer zamanlarda da bu baskı yalnızca eğlenmek amacıyla yapılıyor olsa bile, günah işlemeyi reddedip, gerekirse ölümü seçmelidir. Eğer günah işlemeyi seçerse bu yasağı ihlal etmiş ve Tanrı’nın Adı’nı ihlal etmiş sayılacaktır. Bunlar 10 Yahudi’nin bulunduğu bir topluluk önünde gerçekleştirilmişse günahı daha da büyük olacaktır.

Bir insan hiçbir zevk almadan yalnızca isyan etmek için herhangi bir günahı işlemişse Tanrı’nın Adı’nı ihlal etmiş sayılır.

Eğer saygın bir kişi kamuoyunda hoş karşılanmayan bir davranışta bulunmuşsa (davranış uygun olsa bile) Tanrı’nın Adı’nı ihlal etmiş sayılır.

Hilul Aşem günahı o kadar büyüktür ki, ne pişmanlık ne de Kipur günü affettirmeye yetmez.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

154. Kalbin isteklerine ve gözlerin gördüğü şeylere göre hareket etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ve kalbinizin arkasından ve gözlerinizin arkasından yolunuzdan sapmayın” (Bamidbar 15:39)

Bunun anlamı kalbimizde bizi inancımızın ilkelerinden koparabilecek düşünceler taşımamamızın gerekli olduğudur. “Gözlerinin arkasından” ifadesi ahlaksızlığa işaret eder. Talmud Bavli’ye göre (Berahot 12b) “Kalbinin arkasından” ifadesi de inançlara aykırı düşünceyi belirtmektedir.

Bu yasağın kapsamında bu dünyanın diğer zevk ve arzularını izlememe ve planlamama kuralı da vardır. Ayıplanacak düşüncelerden sakınmak zorunludur çünkü her şeyin bağlı olduğu temel budur.

Özellikle bir erkek tüm gücüyle düşüncelerini saflaştırmalıdır. Eğer kişi bu yasağı ihlal eder ve inançlarıyla ilgili ayıplanacak düşüncelere veya ahlaksız fantezilere dalar ya da maddi istekler peşinde planlar kurarsa, bu günah ona fiziksel ve manevi yönden zarar verecektir. Bu yüzden kişinin bundan sakınması gerekir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

155. Tanrı’nın kutsal İsimlerinden birini silme ve kutsal şeyleri yok etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tanrın Aşem’e bu şekilde yapmayacaksın” (Devarim 12:4)

Bu yasak Tanrı’nın 7 İsmi için de geçerlidir ve hiçbiri silinmemelidir. Eğer bir kişi isimlerden bir harfini bile silerse veya ismin arkasına eklenen Haf harfini (ElokeHa-İbranice’de senin Tanrın anlamına gelir) veya “Haf ve Mem” harflerinin (ElokeHeM-Sizin Tanrı’nız anlamına gelir) eklerini silerse bile bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Üzerinde Tanrı’nın İsmi yazılı bir objenin isimli olan bölümü kesilip gömülmelidir. Tanrı’nın İsmi’ni metalin üzerine yazıp metali eritmek veya Tora’nın kutsal kitaplarını ve açıklama kitaplarını yok etmek ya da kutsal olan bir objeyi kırmak veya yok etmek de yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

156. Bet-Din’in (yüce dini mahkeme) sözlerinin dışına çıkma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Onların sana söyleyeceklerinin ne sağına ne de soluna sapmayacaksın” (Devarim 17:11)

Bu yasağın alanı içine Talmud’a göre Hahamlarımızdan teslim aldıklarımızı önemsemek kuralı da girer. Peygamberimiz Moşe’ye ve onun Tora’sına inanan her kimse, inancını onun sözlerine dayandırmak ve onlara güvenmek zorundadır. Bu zorunluluk gerek sözlü olarak öğrenilen ve Sözlü Tora’yı oluşturan, gerek Tora’nın açıklandığı bir kurala ait ve gerekse Tora’yı korumak için konulmuş sınırlarla ilgili konular için de geçerlidir. Bu konuda Sefer Hahinuh kitabında şöyle yazılıdır: Bilgelerimizin ve Tora’nın ışığındaki büyük otoriteleri ve kuşağımızdaki yargıçları önemsemek ve onların sözlerini dinlemek zorunluluğu vardır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. Eğer bir kişi buna karşı gelir ve bilgelerimizin Tora açıklama ve öğretilerinin kurallarına uymazsa bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

157. Tora’nın mitsvalarına (emirler) ekleme yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ona ekleme yapmayacaksın” (Devarim 13:1)

158. Tora’nın mitsvalarından herhangi birini çıkarma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“…ne de ondan eksilteceksin” (Devarim 13:1)

Bu yasaklar hem Yazılı hem de Sözlü Tora için geçerlidir. Ayrıca bir Haham, Hahamların öngördükleri kurallar hakkında, onların Yazılı Tora’dan olduğunu söylerse ekleme yapmış; Tora’nın mitsvalarından herhangi birini çıkarırsa da azaltmış sayılır.

Ancak Hahamlar Tora’yı korumak amacıyla koruyucu sınırlar koyarak ek yapma yetkisine sahiptirler. Örneğin “Ester’in Kitabı” olarak bilinen “Megilat Ester”in okunması, Tanrı’ya övgü ve şükrandır ve Hahamlarımızın koyduğu bir kuraldır. Ancak Hahamlar bunun Tanrı’nın emri olduğunu iddia etmediklerinden ek yapmış sayılmazlar.

Buna benzer olarak bir Koen, Koenlerin Tora’da yazılı olan 3 bölümlük kutsama duasına ilave bir dua ederse ek yapmış ve bu yasağı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

159. Tanrı için bile olsa önünde yere eğilmek için taş döşeme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Toprağında önünde eğilmek için taş dikmeyeceksin” (Vayikra 26:1)

İnsanlar tarafından dikilmiş ya da yere döşenmiş bir taşın önünde Tanrı’ya tapınmak için ellerini ve ayaklarını uzatarak veya uzatmayarak eğilmek yasaktır.

Bu taşa puta tapar gibi eğilmek de yasaktır. Taşla döşenmiş sinagoglarda Roş-Aşana ve Kipur gününde yere kapanarak dua etmeden önce taşın üstüne paspas, hasır veya kilim yaymak gerekir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

160. Herhangi bir yere bir sütun dikme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Kendine sütun dikmeyeceksin” (Devarim 16:22)

Sütun bir araya gelmiş taşların oluşturduğu bir yapıdır. Bir sütunu, Tanrı’ya dua etmek için bile inşa etmek yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

161. Vücuda dövme yaptırma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Dövme ile üzerlerinize işaretler yapmayacaksınız” (Vayikra 19:28)

Dövme işlemi, birinin vücudunu yararak içini mürekkep veya benzeri boyalarla doldurması ile olur.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

162. Yakın akrabasının ölümü durumunda kendi saçını yolma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Ölü için kendi gözlerinin arasını kel bırakmayacaksın” (Devarim 14:1)

Bu da birinin başındaki saçlarını koparmaması gerektiği anlamındadır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

163. İşaretlere göre (fal) hareket etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Fal bakmayacaksın” (Vayikra 19:26)

Buna örnek olarak; “Ekmeğim ağzımdan düştü” veya “Bastonum elimden düştü, bugün o yere gitmeyeceğim”, veya kendisi için işaretler belirtiyorsa: “Eğer bana bunlar olursa, şunu yapacağım”. Eğer bir kişi bu tür kehanetler doğrultusunda bir eylem yapmışsa bu kuralı ihlal etmiş sayılır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

164. Sihirbazlık veya falcılık yapma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Sihirbazlık yapmayacaksın” (Vayikra 19:26)

Örneğin; -mevsim ve tarih belirterek – “Bu belirli dönem veya ay bunları yapmak uğurludur” veya tam tersi “iyi değildir” demek yasaktır. Astrologların söylediklerine göre hareket eden kişi de bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Aynı zamanda seyirci önünde aslında bir şey yapmayıp yapmış gibi göstererek (sihirbazlık ya da ilüzyon yaparak) onları yanıltmak da bu yasak kapsamındadır. Bu kişiler de “Meonen” (sihirbaz) sayılırlar.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

165. Kehanette bulunma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Kehanette bulunanlar aranızda bulunmayacaklar” (Devarim 18:10)

Bu tür kehanette bulunanlar; elindeki değnekleri toprağa defalarca vurarak, garip sesler çıkarıp düşünme gücünü yitirerek uzun süre topraktan gözünü ayırmadan bir epilepsi hastası gibi davranıp gelecek hakkında haberler vermeye başlayan kişilerdir. Bunlar arasında taş veya kuma bakarak veya toprağa deri kemer atarak “Filan yere gitmeli miyim veya gitmemeli miyim?” diyen kişiler de vardır. Tüm bunlara “kesem” (kehanet) denir. Bunlardan birini yapanlar bu yasağı ihlal ederler. Bu kişilere danışmak Hahamlar tarafından yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

166. Büyü yapma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Aranızda büyü yapanlar bulunmayacak” (Devarim 18:10)

Burada kastedilen, şekil olarak belirli ot ve taşları kullanarak, ya da insanların kullandıkları belirli objeleri birbirine bağlayarak oluşturulan veya buna benzer biçimde yapılan büyülerdir. Büyü için bir başkasına danışmak da Hahamlar tarafından yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

167. Sihirli sözler fısıldayarak büyü yapma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Aranızda sihir yapanlar bulunmayacak” (Devarim 18:10-11)

Bu şekilde büyü yapmak; bilinmeyen bir lisanda büyü amacıyla fısıldamak, akrep veya yılan üzerine yara açmadan büyü yapmak ve başka bir yöntem olarak da elinde bir anahtar, bir taş veya buna benzer şeyleri tutarak sihirli farz edilen sözler fısıldamak yasaktır. Bu şekilde sihir yapanlara danışmak da Hahamlar tarafından yasaklanmıştır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

168. Bir Ov’un (bir tür medyum) yaptıklarını yapma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Ovlara dönmeyeceksiniz” (Vayikra 19:31)

Ov (medyum), belirli hareketler yaparak kendisinden bunu talep eden kişinin, yer altındaki birinin kendisiyle konuştuğunu duyabilmesini veya ölmüş birinin ruhunu çağırarak ona cevap vermesini sağlayan kişidir. Bunu isteyen ve yapan kişi de aynı derecede bu yasağı ihlal etmiş olurlar.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

169. Bir Yidoni’nin (bir tür büyücü) yaptığını yapma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Yidoni’lere dönmeyeceksiniz” (Vayikra 19:31)

Yidoni; ismi “Yadua” olan bir kuşun kemiğini ağzına alıp tütsü yakarak ve diğer yaptığı belirli hareketler sonucunda kuşun kanatlarının düşmesini ve gelecek hakkında kehanetlerde bulunmasını sağlayan kişidir. Bunu isteyen ve uygulayan kişi de aynı şekilde bu yasağı ihlal etmiş sayılırlar.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

170. 171. Bir Ov (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 170) veya Yidoni’ye (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 171) danışma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Bir Ov veya Yidoni’ye danışanlar aranızda bulunmayacak” (Devarim 18:10-11)

Bunlara danışanlar bu yasağı ihlal etmiş sayılırlar.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

172. Bir ölüye danışma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Aranızda ölüye danışan büyücüler olmayacak” (Devarim 18:10-11)

Bunun anlamı bir mezara girip uyumak ve bu şekilde ölü kişinin, rüyasına girerek sorduklarına cevap vermesini veya diğer yaptıklarıyla ölü bedenin gelip onu bilgilendirmesini sağlamaktır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

173. Aşem’in adını kullanarak yalan yere kehanette bulunma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Kendisine konuşmasını emrettiğim halde benim adımla konuşan peygamber olmayacak” (Devarim 18:20)

Bunun anlamı Tanrı tarafından kendisine ilahi yolla aktarılmış olmayan bir sözü kendisine aktarılmış gibi göstermenin yasak olduğudur.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

174. Başının iki yanındaki saçları kesme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Başının iki yanını tıraş etmeyeceksin” (Vayikra 19:27)

Bu bölgedeki saçların makasla bile kesilmesi yasaktır. Kadınlar içinse böyle bir kısıtlama yoktur. Ancak bir erkeğin saçını bu şekilde tıraş etmesi yasaktır. Bu erkek bir çocuk olsa dahi yasak geçerlidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

175. Yüzün köşelerindeki sakalı kazıma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Sakalının köşelerini kazımayacaksın” (Vayikra 19:27)

Sakalın bulunduğu beş köşe mevcuttur ve her bir köşe ayrı ayrı yasaklanmıştır. Bir kişi bunların hepsini birden kazırsa beş tane yasağı ihlal etmiş olur. Sakalı ustura veya jilet ile tıraş etmemişse, örneğin makas ile kesmişse sorumluluktan muaftır. Bu emrin sorumluluğu, özellikle tıraş eden kişiye aittir. Ettiren ise edene yardımcı olmadığı sürece yasağı ihlal etmiş sayılmaz.

Bir kadın ise yüzünde çıkabilecek tüyleri jilet ile tıraş edebilir. Ancak bir erkeğin sakalını jilet ile tıraş etmesi yasaktır. Sefer Ahinuh’ta sakal kazınması durumunda iki yasağın daha ihlal edileceğinden bahsedilir. 1) “Onların (diğer milletlerin) yollarından gitmeyeceksiniz” (Vayikra 18:3) ve 2) “Erkek, kadın elbisesi giymeyecektir” (Devarim 22:5) (Bkz. Yapılmaması Gereken Emirler 179)

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

176. Bir kadın için erkek giysisi giyme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Kadın erkeğin giydiği türden giymeyecek” (Devarim 22:5)

Bunlar da elbise ve erkelere ait olduğu bilinen takılardır. Bunları kadınlar giymemeli ve kafasını da erkeğe benzer bir şekilde tıraş etmemelidir.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

177. Bir erkek için kadın giysisi giyme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Ve erkek de kadın elbisesi giymeyecektir” (Devarim 22:5)

Kadın giysisi; elbise ve kadınlara özgü oldukları bilinen takılardır. Aynı şekilde saç veya sakaldaki siyah kılların arasında bulunan beyaz kılların tek bir kıl bile olsa koparılması veya saçın bir tek beyaz telinin bile boyanması da yasaktır.

Bu emir her zaman ve her yerde geçerlidir.

178. Bir boğa ile bir eşeğin toprağı beraber sürme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Toprağa boğa ve eşek yan yana (olacak şekilde) sürmeyeceksin” (Devarim 22:10)

Bu yasak aynı zamanda birinin Tame (yenmesi yasak) diğerinin de Taor (Kaşer olan) olan iki hayvanın birlikte yaptığı diğer işler için de geçerlidir. Seslenerek onların yüklerini çekmelerini sağlamak bile yasaktır. Ancak onları bir araya getirmek, çalıştırmamak şartıyla serbesttir. Bu hayvanların çekeceği bir arabada oturmak dahi yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

179. Yün ve ketenden dokunmuş elbise giyme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Yün ve ketenden oluşmuş elbise giymeyeceksin” (Devarim 22:11)

Buna da “Kilayim” (karışık türler) elbise denir. Yün özellikle koç veya koyunyünü olmalıdır. Herhangi bir şekilde ketenin yünle birleşmiş olması Kilayim nedeninden dolayı Tora’da yasaklanmıştır.

Bir kişi, eğer geçici bir süre için bile Kilayim elbise giymişse, hatta on tane elbisenin üstüne giymişse (ve dolayısıyla bundan hiçbir yarar sağlamıyorsa) bile, ya da onu battaniye şeklinde kullanıp üzerine örterse, yine de bu yasağı ihlal etmiş olur. Hahamlarımızın belirlediği kurallara göre Kilayim olan paspasın üstüne oturmak da yasaktır. On tane normal paspas olup da en altındaki Kilayim olursa bile en üsttekinin üzerine oturulması yasaktır.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

180. Bene- Yisrael’den birinin bir kayıp eşyasını görmemezlikten gelip bırakma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Kardeşinin koçunun veya kuzusunun yoldan çıktığını görüp saklanmaya çalışmayacaksın, onların kardeşine geri vereceksin… Kendini saklamayacaksın” (Devarim 22:1-3)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 69)

181. Bene-Yisrael’den birinin hayvanını, yükünün ağırlığı yüzünden çömelmiş vaziyette bırakıp yükünü boşaltmasına yardımcı olmadan geçip gitme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Arkadaşının eşeğini veya boğasını yolda çökmüş olarak gördüğünde kendini ondan saklamayacaksın” (Devarim 22:4)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

182. Verilmesi vaat edilen bir şeyin verilmemesi yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Adak adayan kişi sözünü tutmazlık etmeyecek” (Bamidbar 30:3)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 39)

183. Adağını veya vaat ettiği bağışını yerine getirmekte gecikme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Bir adak adadığında vs. yerine getirmekte gecikmeyeceksin” (Devarim 23:22)

Adağını yaptığı tarih üzerinden üç bayram (Pesah, Şavuot, Sukot) geçene kadar bu yasağı çiğnemiş sayılmaz. Tsedaka vermek de bağışlar sınıfına girer. Ancak tsedaka konusunda geciktiğinde “gecikme” emrini hemen ihlal etmiş olur, çünkü beklemekte olan fakirler vardır. Eğer o bölgede fakir yoksa fakir kimse bulup vermek üzere tsedaka miktarını hazırlayıp ayırır. Eğer bir fakir buluncaya kadar vermemeye (ve bulduğu zaman vermeye) niyet ederse ayırmasına gerek yoktur.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

184. 185. Bir işçinin çalışma esnasında işi bitmeden topraktan yetişen ürünleri yemesi yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Arkadaşının ürününe orak kaldırmayacaksın” (Devarim 23:26)

Sözlü Tora’ya göre de, bir işçinin, hasat süresince, yemek amacıyla orak vurmaması gerektiği öğretilmiştir. Bir de bir işçinin yetişmesiyle ilgilendiği üründen yiyebileceğinden fazlasını alıp başkalarına vermesi yasağı vardır.

Tora’ da belirtildiği gibi;

“(Bir bağda çalıştığın sürece oradaki üzümleri dilediğince yiyebilirsin, ama üzümleri götürmek amacıyla) Kaplarının içine koymayacaksın” (Devarim 23:25)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 65)

186. Çalıştırdığı hayvanı çalışma esnasında yemekten men etme yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Tarlada çalışmaktayken hayvanın ağzını bağlamayacaksın” (Devarim 25:4)

Bir boğa veya herhangi bir hayvanı, tarlayı sürmekte veya toprakla ilgili herhangi bir iş yaptığı sırada, hayvan ister bağlı olsun veya olmasın, iş esnasında veya daha önceden ağzını bağlayan, hatta bağırmak suretiyle onun yemek yemesini sınırlayan (engel olan) ve sınırlanmış hayvanıyla işe koyulan bir kişi bu emri ihlal etmiş olur. Bu hayvan putperest birine aitse bile sorumluluğu kaybolmaz.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

187. Bir kuş yuvasına rastlandığında yavrularla birlikte analarını da alma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Bir kuş yuvasına rastladığında vs. yavrularla birlikte analarını almayacaksın” (Devarim 25:6)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 74)

188. Evin içerisinde kazaya neden olabilecek şekilde bir engel bulundurma yasağı

Tora’ da belirtildiği gibi;

“Evine insan kanı dökmeyeceksin” (Devarim 22:8)

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir. (Bkz. Yapılması Gereken Emirler 75)

189. Kuşatma sırasında meyve veren bir ağacı kesme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Bir şehri kuşattığında… o şehrin ağacını kesmeyeceksin” (Devarim 20:19)

Yalnızca kuşatma sırasında değil, her yerde meyve veren bir ağacı yok edecek derecede kesmek yasaktır. Aynı zamanda ziyan olsun diye bir aleti kıran veya bir elbiseyi parçalayan veya bir evi yıkan ya da gıda ürünlerini yok eden kişi de bu yasağı ihlal etmiş sayılır. Ancak meyve vermeyen bir ağaç ihtiyaç olmasa da kesilebilir.

Ayrıca, meyve verme oranı çok az olup çevreye zarar veren, ya da meyve verse de, başka ağaçlara zarar veren bir ağacı kesmek de serbesttir. Bunun yanında, kesildiği zaman yüksek maddi değere sahip olan bir ağaç da kesilebilir. Tora tarafından yasaklanan, yalnızca yok etmek amacıyla yapılan ağaç kesimleridir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

190. Mısır topraklarında ikamet etme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Tekrar bu yola dönüş yapmayacaksınız” (Devarim 17:16)

Ticaret için Mısır’a gitmek serbesttir. Yasaklanmış olan sadece ikamet etmektir. Erets-Yisrael dışına ancak Tora öğrenimi yapmak, evlenmek, putperstler tarafından kaçırılmış birini kurtarmak veya ticaret için çıkılabilir. İkamet etmek için ise, sadece Erest-Yisrael’de bir kıtlık söz konusu olduğunda bu mümkündür. Aksi taktirde Erest-Yisrael terk edilmemelidir.

Bu emir her zaman her yerde geçerlidir.

191. Leviya kampı denen Bet-Amikdaş’ın tepesine Tame konumundayken gelme yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Aranızda temiz olmayan kimseler kampın içine gelmeyecekler” (Devarim 23:11)

Hahamlarımızın öğretisine göre (Talmud Bavli-Pesahim 68a) bahsi geçen kamp, Bet-Amikdaş’ın bulunduğu tepedir. Tame (saf olmayan) durumundaki bir kişi o bölgeye girerse bu yasağı ihlal eder. Bizler de ölüye temastan (ve bu Tuma konumunu gidermenin tek yolu olan Para Aduma [Kızıl İnek] kobranın yapılmasından) dolayı Tame konumunda olduğumuzdan, bu yasak günümüzde de geçerlidir.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.

192. Amalek’in saldırısını unutma yasağı

Tora’da belirtildiği gibi;

“Amalek’in sana yaptıklarını hatırla… Unutma” (Devarim 25:17-19)

Bunun anlamı, bahsedilen olayı kalbimizden çıkarmamamızın gerekli olduğudur. Başka bir deyişle, kalbimizin Amalek’in kinini ve düşmanlığını unutmamalıdır.

Bu emir her zaman her yerde hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.