aşkı anlatan kitap

R. Jonathan Sacks zt”l Bet Amikdaş’ın ziyaret edildiği Üç ziyaret bayramı- Şaloş Regalim’de (Pesah-Şavuot-Sukot) geleneksel olarak okuduğumuz kitapları- megilotu çarpıcı bir şekilde aşk teması altında birleştiriyor ve gözümüzün önünde olan ve yıllarca tekrar tekrar okuduğumuz metinlere yine farklı bir bakış açısı getiriyor.

“Pesah'ta Ezgiler Ezgisi -Şir Aşirim; Şavuot'ta Rut'un kitabı Megilat Rut ve Sukot'ta Vaiz- Kohelet'i okuyoruz. Ve bu üç kitap-üç megilotla ilgili hayranlık uyandırıcı şey, hepsinin aşk ile ilgili olması. Her bir kitap farklı aşk mevsimlerini konu alır. Ezgiler Ezgisi- Şir Aşirim aşkın baharı, gençken hissedilen tutku dolu aşk ile ilgilidir. Şir Aşirim kitabının tamamı birbirine tutkuyla bağlı iki sevgili arasında bir düetten oluşur. Kitabın tamamında evlilikten, çocukların yuva kurmasından, geleceğe yönelik sorumluluklardan bahsedilmez; sadece ikilinin birbirlerine karşı tutkuları dile getirilir (Şir Aşirim, İsraeloğulları ve Tanrı arasındaki derin sevgi bağlarını simgeler) .

Diğer uçta Kohelet'e döndüğümüzde, Kohelet  yılın sonbaharı ve hayatın sonbaharı hakkındadır. Kohelet'in yazarı artık yaşlı bir adamdır – Kohelet’te, edebiyatta rastlayabileceğimiz yaşlılığın en dokunaklı tanımlarından biri yer alır. Vaiz dönüp geriye bakar ve gerçekten neyin zamanını vermeye değer olduğunu sorgular. Ve sonunda fark eder ki, bu inşa ettiği evler ya da biriktirdiği mülkler değildir. "Ree hayim im işa aşer ahavta" diyor, "Hayatı, sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir." Bu belki yaşlanmış ama dinginleşmiş bir aşktır, aşkın sonbaharıdır.

Şir Aşirim ve Kohelet arasında, yazın eşiğinde, Rut'un hikayesi yer alır. Bu kitapta gördüğümüz aşk ise Hesed-sevecenlik, iyilik olarak sevgi, hareketlere yansıyan, eyleme dönüşen bir aşk, bir sevgidir. Ve bilgelerimize göre işte bu hesed ,Rut’un kitabının başından sonuna kadar içine işler ve bizler de kitabı okurken adım adım bir trajedinin nasıl mutluluğa dönüştüğüne şahit oluruz. Rut, içindeki hesed duygusuyla harekete geçer ve hem sevdiklerini hem de varlıklarını kaybeden kayınvalidesi Naomi tek başına halkına geri döneceği zaman, onun yalnız başına gitmesine gönlü razı olmaz. Rut bu yolda kendisini bekleyen zor yaşam şartlarına rağmen Naomi’yi terk etmez ve onunla birlikte onun yolunda gider. Ve sonra Boaz, Rut’un kayınvalidesine gösterdiği hesed- sevecenlikten etkilenir ve bu da onun Rut’a karşı büyük bir hesed -sevecenlikle davranması için harekete geçirir. Tarlasında fakirlere ayrılan bölümdeki ekinleri toplayan Rut’u korur, Naomi ile ilgilenir, Rut ile evlenerek Naomi’nin malvarlığını kurtarır. Rut’un kitabı matem, yalnızlık ve depresyonla başlamasına rağmen sevinç ve mutlulukla sonlanır. Kitap biterken artık Naomi'ye mutluluk veren bir torunu-Rut ile Boaz’ın çocuğu vardır. Bu, herhangi bir çocuk değildir. Kitabın son satırında, bu çocuğun İsrail'in en büyük kralı ve Mezmurlar kitabının çoğunun yazarı olan David AMeleh’in büyükbabası olduğunu öğreniriz.

Naomi’nin hayatını acıdan mutluluğa dönüştüren şey, İbranice hesed kelimesi ile açıklanabilir. Rut ve Boaz adlı iki kişinin sevgi dolu yaklaşımı Naomi'yi depresyondan kurtarır ve ona sevincini geri getirir. Bu, hesed’in gücü, sevginin eyleme dönüşmüş şeklidir.

Hesed, Rut’un kitabının özünü oluşturur. Sinay Dağı'nda Şavuot'ta İsrailoğulları ile Tanrı arasında meydana gelen özel ilişkiyi özetleyen şey de sevginin bu hesed, bağlılık boyutudur. Tora’nın verildiği Şavuot’ta Rut’un kitabının okunmasının en önemli sebebi de budur.

Tanrı'nın İsraeloğulları ile bir antlaşma yaptığı o olağanüstü anda olanlar, Hoşea Peygamber tarafından bir erusin- evlilik olarak tanımlanır-“ Ve sonsuza dek sürecek bir anlaşma yapacağım, bu anlaşma doğruluk, adalet, sevgi ve bağışlayıcılık değerleri üzerine kurulacak. Ve seninle yapacağım bu anlaşma güvene dayanacak ve sen Tanrı’yı tanıyacaksın (Hoşea 2:19-20) " . Erkeklerin sabahları tefilini parmaklarına dolarken tekrar ettikleri bu sözler, evlilikte var olan inanç ve sadakat olarak kendini gösteren aşkı, sevgiyi simgeler. Bunlar da tam olarak Şavuot’un yapı taşlarıdır.

Yahudilik bir aşk, sevgi dinidir, üç farklı sevgiyi içinde barındırır: Tanrı’yı tüm kalbimizle, ruhumuzla ve gücümüzle ​​sevmek (Devarim 6: 5); komşumuzu kendimiz gibi sevmek (Vayikra 19:18); ve bizden farklı olan yabancıyı sevmek, çünkü bir yabancı gibi hissetmenin ne demek olduğunu biliriz (Devarim 10:19).

Yahudilik, başından sonuna kadar bir aşk, bir sevgi hikayesidir: Tanrı'nın küçük, güçsüz ve çok acı çeken bir halka olan sevgisi ve bir halkın-bazen fırtınalı olsa da- Tanrı’ya olan sevgisi. Rut'un hikayesinin özü, aşkın, sevginin sadakat, bağlılık ve sorumluluk boyutu, dünyaya yeni bir hayat getiren evlilik boyutudur. Sinay'daki ilk Şavuot'ta kutsanan sevgi boyutu da tam olarak budur. Tora’nın verilişi, Tanrı ile İsraeloğulları arasında doğruluk, adalet, sevgi ve bağışlayıcılık değerleri üzerinde kurulan ebedi evliliklerini simgeler.

Hesed –sevecenlik, iyiliğin eyleme dönüşmesi kaderi trajediden kurtarır ve buradaki en olağanüstü olan nokta da veren ya da alan olmamızın hiç bir önemi olmamasıdır. Başkalarını yükselterek aslında biz kendimiz yükseliriz.

Şalom Gazetesindeki Nazlı Doenyas'ın yazısından alınmıştır.