Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

19 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:43

19:58

-----

Yeruşalayim

18:48

20:03

Tel Aviv

19:00

20:00

1 MAYIS

Tel Aviv

19:05

20:06

İstanbul

19:45

20:26

2021

İstanbul

19:52

20:33

İzmir

19:41

20:32

İzmir

19:48

20:39

EMOR- אמור


12 MAYIS 2020 LAG BAOMER

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 21:1-24:23)


Emor ("Söyle") peraşası, Koenler, Koen Gadol ve Bet-Amikdaş'taki ibadet ile ilgili özel kanunlarla başlar. Bir insan, ölüyle temas ettiği takdirde, manevi saflığını kaybeder ("Tame" olur). Bu, kötü değil, aksine bazı durumlarda kaçınılmaz bir durumdur; sadece belirli bir arınma sürecini gerektirir.

Normal Yahudiler'den farklı olarak, bir Koen'in ise, yakın bir akrabasının ölümü vesilesi dışında, bir cesetle temas ederek Tame olması yasaktır. Bir Koen boşanmış ya da karanlık bir geçmişi olan bir kadınla da evlenemez. Koen Gadol ise ancak bir bakire ile evlenebilir. Fiziksel bir kusuru olan bir Koen, Kutsal ibadette aktif olamaz. Kusurlu bir hayvan, korban olarak getirilemez.

Yeni doğmuş bir buzağı, kuzu veya oğlak, yedi gün boyunca annesiyle bırakılmalıdır. Bir hayvanı, yavrusuyla aynı gün içinde kesmek yasaktır.

Emor'un ikinci kısmı, yıllık "Kutsiyet İlanı" Günleri'ni, yani Yahudi takviminin bayramlarını listeler: 14 Nisan'da Pesah korbanı getirilir; Pesah'ın 2. günü ilk arpa hasadından Omer korbanı getirilir. O gün Omer sayımına başlanır ve 50. günde Şavuot bayramı kutlanır. 1 Tişri'de "Şofar sesinin hatırlanması" gerçekleştirilir; 10 Tişri'de kutsal bir oruç günü (Yom Kipur); 15 Tişri'de ise yedi gün boyunca çardaklarda yaşamamız ve dört tür bitki ile bazı işlemler yapmamız gereken Sukot Bayramı vardır.

Emor, Tanrı'ya küfrettiği için idam edilen bir adamla ilgili olay, adam öldürmenin cezası (idam) ve bir kişiyi yaralamanın veya malını mülkünü yıkmanın cezası (parasal tazminat) ile sona erer.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

SÖYLE!

Tora’nın açıklanması için vazgeçilmez olan Midraşlar bazen önümüze öyle bir anlatım ile gelir ki bunu anlayabilmek her zaman kolay olmaz. Midraşın işaret ettiği şeyi anlayabilmek için Rabilerin görüşüne başvurmak elzemdir. Bu peraşanın açılış cümlesi olan “Aaron’un oğulları Kohenlere söyle” ilginç bir Midraşik anlatımla karşımıza çıkmaktadır.

Kral Şaul ve Kohenler: Tanrı Moşe Rabenu’ya Maşiah zamanına kadar halkın başına gelecek kişileri, hakimleri, kralları, bilgeleri kısacası herkesi göstermiştir. Bu gösterimde Moşe ilk kral olan Şaul’un Pelişti savaşında oğulları ile beraber öleceğini görür. Bunun üzerine Moşe Tanrı’yı sorgular. “Çocuklarının başına geçecek ilk kral kılıçla mı ölmelidir?” Tanrı da Moşe’ye hemen cevap verir: “Neden şikayet ediyorsun? Bunu yapacağına git ve Şaul’un Nov şehrinde katlettiği Kohenlere konuş çünkü onu yargılıyorlar.” Midraş sözünü “Tanrı’nın Moşe’ye Kohenlere söyle dediği şey budur” sözleri ile anlatımını bitirir.

Bu midraşı anlayabilmek için Kral Şaul tarafından yapılan iki büyük yanlışa bakmak gerekir. Şemuel kitabının on beşinci bölümünde peygamber Şemuel Tanrı adına Şaul’a Amalek halkının tamamen yok edilmesi emrini verir. Şaul bu emri kendince yorumlar. Amalek kralı Agag’ın hayatını bağışlar. Mallarını yok ettireceği yerde yağma ettirir. Bu yaptığının karşılığında da Yisrael’in kralı olma unvanını ebediyen kaybeder. Çünkü Şaul’un bir anlık merhametinin bedeli Yahudiler tarafından bu gün bile ödenmektedir. Tarihin en ünlü antisemitistlerinden biri olan Aman Agag soyundan gelir. Bu güne değin de Yahudilere karşı antisemitik davranışların tamamı Amalek felsefesinin bir devamı olarak kabul edilir.

Şaul’un ikinci yanlışı Nov katliamıdır. David birçok savaşta başarı kazanmaya başlayınca kral Şaul tarafından kıskanılır. Şaul her fırsatta onu öldürmeye çalışır. Şaul’un oğlu olan Yeonatan onu birçok kez babasının elinden kurtarır. Fakat durum dayanılmaz bir hal alınca da David çareyi kaçmakta bulur. David Nov şehrine geldiğinde Hakimler döneminin son hakimi Kohen Gadol Eli’nin torunu Ahimeleh ile görüşür. Ahimeleh Şaul ile David arasındaki anlaşmazlığı bilmediğinden ona ekmek, su ve Golyat’ın kılıcını verir. O sırada David Şaul’un hizmetkarlarından biri olan Doeg Aadomi’nin orada olduğunu görür ve ihbar edeceğini bildiğinden oradan da kaçar. David tahmininde yanılmaz. Doeg durumu krala bildirir. Kral da David’e neden yardım ettiklerini Ahimeleh’e sorar. Ahimeleh David’in kralın damadı olduğunu ve ona saygı gösterdiklerini söyleyerek kendisini savunsa bile Şaul bu savunmayı reddeder. Nov şehrinde Ahimeleh’in küçük oğlu Evyatar dışında bütün Kohenler öldürülür.

Söz buraya gelmişken aslında büyük bir bilge olan ancak David hakkında konuştuğu ve bunun sonunda meydana gelen olaylar nedeniyle gelecek dünyada yeri bulunmayan Doeg Aadomi ile ilgili bir öğreti paylaşalım:

Doeg Aadomi: Burada Gemara Masehet Yevamot’ta açıklanan bir olaya yakından bakmaya çalışacağız. Olay aslında bilinen bir öyküden kaynaklanmaktadır. Kral Şaul birden bire ortaya çıkan Golyat adlı devle çarpışmak için bir gönüllü aramakta ama bulamamaktadır. Adı sanı pek duyulmamış bir çoban olan David tek gönüllü aday olarak ortaya çıkar. Ufak tefek David kralın ona verdiği muhteşem zırhlı elbisenin içinde rahat edince Şaul büyük şüpheye kapılır. Şaul bu elbisenin içinde rahat edenlerin krallık vasfına sahip olduklarının bilincindedir. Ve Şaul bir soru sorar. “Bu genç kimdir?”  Şaul hem gencin kim olduğunu hem de babasının kim olduğunu bilmektedir. Babası Yişay günah işlemeden ömrünü tamamlayan sayılı kişilerden bir tanesidir.

Kral bir araştırma yapılmasını ister. Neticede bu genç Yeuda kabilesinden gelmektedir. Babası Yişay mükemmel biridir. Kraliyet zırhında inanılmaz biçimde rahat etmiştir. O halde bu adam hangi soydan gelmektedir. Eğer soyu Yeuda’nın Zerah adlı oğlundan ise en fazla prens olabilir. Ama Perets adlı oğlundan geliyorsa kral olma şansı vardır. Araştırma sonuç verir. David Perets soyundandır.

Kralı bilgeleri kendi aralarında yeni kralı konuşurken kurula en büyük bilgelerden Doeg Aadomi gelir. Soru ve yanıtları ile başkalarının yüzünü kızartan bu bilge çok büyük bilgisine rağmen Mişna Sanhedrin’e göre gelecek dünyada hakkı olmayan nadir insanlardandır. Kimse Doeg ile atışmayı göze alamaz çünkü gerçekten bilgisi muhteşemdir. Doeg bilgelere bir soru sorar. David Perets soyundan geliyor ama gerçekten toplumun içinde olabilir mi? Çünkü atası olan Rut Moav’lıdır ve “lo yavo Moavi bikal Ad…” kuralına göre Moav’lı convert olanlar sadece kendi aralarında evlenebilirler.

Doeg ilk kez karşı bir soru ile karşılaşır. Tora “Moavi” demektedir. “Moaviya” için sorun yoktur. Rut da “Moaviya”tir. Doeg buna karşın birçok itiraz ortaya koyar ve bilgeler arasında David’in evlenemeyeceği görüşü hakim olur. O sırada duruma Amasya adında bir bilge dahil olur. Kendisi Şemuel peygamberden öğrendiği bir öğretiyi paylaşır ve noktayı koyar. Bilgelerin en başta dediği gibi pasuk “Moavi” demektedir. Moaviya olunca sorun yoktur.  Kaynak o zamanlarda Şemuel peygamberin hayatta olduğunu da not düşer.

Kral Şaul’un kendisini krallıktan eden yanlışı onun kılıçla ölümüne neden olacak kadar vahim görülmez. Onun bu şekilde ölmesinin nedeni olarak Nov katliamı gösterilir. Bunun nedenini Reishe Rabisinin kitabı olan “Adraş Veaiyun” şöyle anlatmaktadır.

Nov Katliamının Şehadeti: Şaul kendisini krallıktan eden günahı nedeniyle kılıçla ölmez. Çünkü savunması son derece geçerlidir. Şaul merhametli bir insan olduğunu söylese ve insanlara acıdığını bu yüzden emri tamamen yerine getirmediğini iddia etse savunması kabul edilebilir gibi görünür. Çünkü kral bile olsa insan bazen duygularına yenilebilir. Evet bu günahtan dolayı tahtı kaybetmiştir ama böyle bir ölümü hak da etmemiştir gibi görünmektedir. Ancak kısa bir süre sonra gelen Nov katliamı Şaul’un merhametle ilgisi olmadığını göstermektedir. Kendi tahtını korumak söz konusu olduğunda Şaul hiç de merhametli davranmamış ve bütün bir şehri acımasızca katletmiştir. Şimdi Şaul’un merhamet tezi kendi kendine çürümüştür. Nov olayı gerçekleri haykıran bir savcı gibi dimdik ayaktadır.  Şaul sanıldığı kadar merhametli biri değildir. O zaman düşmanların eli ile ve kılıçla ölümü hak etmiştir.   

Hepimizin Tora öğrenmek, mitsva uygulamak, Yahudi yaşam tarzına uymak gibi konularda sayısız mazereti vardır. Paramız yoktur. Ama birçok şey için pekala bir birikimimiz vardır. Vaktimiz yoktur. Ancak her akşam televizyon karşısına geçip sayısız reklamla uzatılmış dizileri izlemek için vaktimiz vardır.  Bilgi seviyemiz yeterli değildir. Boş şeylerle vakit geçirmek, boş şeylerin peşinden koşmak için bilgi seviyemizi hiç sorgulamayız. Eğer bu mazeretleri 120 yılın sonunda Tanrı’nın yanına çıktığımızda kullanabileceğimizi sanıyorsak büyük bir yanılgı içindeyiz demektir. “Önünde saklı hiçbir şey olmayan”a karşı mazeret ileri sürmek boş bir umuttan öteye gidemez. Her yaptığımız yanlış davranış bizler için bir savcı niteliğinde karşımıza dikilecektir.  

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
TANRI İÇİN ŞABAT

Tanrı, Şabat ve Yamim tovim kurallarını verdiğinde ‘Bunlar benim bayramlarımdır.’ (Vayikra 23:2) diye buyurmuştur. Bu sözler ile belirtilmek istenen şey bunların bizim keyfimiz için verilmiş tatil günleri olmadığıdır. Bu günler, bizim ruhani olarak Tanrı’ya yaklaşmamızı sağlayan günlerdir. Tanrı bu günleri, halkının kutsiyete ulaşmasına imkan tanımak için vermiştir ve biz de O’nun isteği doğrultusunda hareket etmeliyiz. Aksi takdirde, laikleşmenin ve asimilasyonun kurbanı oluruz.

Bu durumu bir hikaye ile anlatabiliriz: Bir çok çocuğu olan bir adamın, çocukları teker teker bulaşıcı bir hastalığa yakalanmaktadır. Baba çok telaşlanır ve aile doktorunu arar. Doktor hemen gelir ve çocukları muayene ettikten sonra gerekli ilaçları yazarak evden ayrılır. Bir süre sonra baba, aynı panikle doktoru tekrar arar. Doktor şaşırır. ‘Ne oldu? Söylediğim ilaçları çocuklara vermedin mi?’

‘Tabii ki de verdim. Çok da güzel iyileştiler fakat hastalık tekrar nüksetti. Ne yapacağımı bilemiyorum.’ der baba.

‘Neden tekrar aynı ilaçları kullanmıyorsun?’

‘Çünkü çocuklar ilaçları kullanmak istemiyorlar’

‘O zaman benim yapabileceğim bir şey yok. Onları iyileştirmenin tek yolu elinizde ama eğer onlar bunu kullanmak istemiyorlarsa hasta kalmaya devam edecekler mecburen.’

Bizim de monoton günlük rutinimizden kurtulmamızı sağlayacak ruhani ilacımız elimizde. O da şabat. Şabat, depresyona iyi gelir, ruhlarımız tazeler. Fakat eğer Şabat’tan faydalanılmazsa o zaman yapacak bir şey kalmaz. İlacı elinde bulundurup kullanmayan kişiler ruhani olarak hasta kalmaya mahkûmdurlar.

‘Şabatı hatırla ve onu kutsal kıl.’Şabat’ı nasıl kutsal kılabiliriz? Tora ve mişna çalışarak, güzel yiyecekler yiyerek, güzel giyinerek ve dinlenerek.

Şabat’ı ihlal etmenin olası sebeplerinden biri de insanların, bunun çok pahalıya mal olacağını düşünmesidir.  Bazı kimseler, eğer Şabat’a bakarsam, para kaybederim diye düşünmektedir. Bu çok kısa vadeli bir düşünce tarzıdır. BU bakış açısını bir hikaye ile örneklendirebiliriz.

Zengin bir iş adamının birçok sayıda marketi vardır. İş yaptığı adamlardan biri de ona yumurtaları tedarik eden çiftçidir. ‘Bana gönderdiğin her yumurta için sana ödeme yapacağım. O yüzden her bir yumurtanın hesabını tut.’ der iş adamı çiftçiye.

Çiftçi mahcup bir şekilde cevap verir. ’Hesap tutmakta pekiyi değilimdir. Sürekli kayıtları kaybediyorum.’ der.

‘O zaman şöyle yapalım: Bana gönderdiğin her bir yumurta için sepete bir ‘peni’ koy. Bir ara geldiğimde penileri sayarım. Sana güveniyorum. Sepetteki her 10 peni için sana 1 sent vereceğim.’ der iş adamı.

Çiftçi bu teklifi kabul eder. Tavuğu her yumurtladığında sepete bir peni koyar. Bir süre sonra sepette bayağı bir peni birikir. Çiftçi sepete bakıp ‘ Bu kadar çok peninin burada kullanılmadan durması aptallık değil mi? ‘diye düşünür. ‘ Tamam, adam bana paraları burada tut dedi ama bir kaçını harcarsam nereden fark edecek?’ diyerek parayı harcamaya başlar. Ne yazık ki, çiftçi kendini kandırdığının farkında değildir. Sepetten aldığı her bir peni ile 10 sent kazanma hakkını da kaybetmektedir.

İşte buna benzer bir şekilde, para kazanmak için Şabat günü çalışan kişiler kendilerini kandırmaktadır. Doğrudur, o an için kullanacakları parayı kazanmaktadırlar ancak ruhani zenginlikleri ve gelecek dünyadaki refahları için olan birikimlerden kaybetmektedirler.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Noktalı sefer tora kaşer midir?

Talmud Sofrim üçüncü bölümde noktalı Sefer Tora veya imla kuralları gereğince noktalanmış olan Sefertora okunmaz pasuldur. Çünkü Sinay’da Tora noktasız bir şekilde alınmıştır. Aynı zamanda noktalama kelime veya anlamı sınırlayacağından Tora’nın sınırsız olgusunu bozacaktır.

Megilat Ester’in kenarlarına konan süsler Megila’yı pasul yapmaz. 

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

זבד הבת – ZEVED ABAT

Toplumda yaygın bir şekilde İstanbul’da “vijola” İzmir’de ise “syete kandelas” diye bilinir. Berit Mila töreninde erkek çocuğa isim konduğu gibi bu törende de kız çocuğa isim konur. İsim koyma işlemi bazen sinagogta baba Sefertora okumaya davet edildiği zaman gerçekleştirilir. Törensel anlamda yapıldığında ise kız bebek gelin gibi beyazlar içinde annesinin veya aile büyüklerinin elinde Hazan veya Rabi’nin yanına gelir. İzmir’de ise yedi yakın yedi tane mum yakar ve iyi temennilerde bulunur. Şir Aşirim ve Tora’dan bazı bölümler okunarak bebeğin ismi konur.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Mahatsit Aşekel Verme Mitsvası

Sefer Ahinuh tarafından yüz beş numara ile verilen bu mitsva korban alımı için yirmi yaşının üzerindeki her erkeğin yarım şekel tutarında bir miktar vermesi gerektiğini ifade eder. Bu emir aynı zamanda “canlarınızın kapara olması için” şeklinde de verilmiştir. Zengin veya fakirlerin aynı miktarı vermeleri zorunludur. Mişna Adar ayının birinci gününde bu duyurunun yapıldığını öğretir. Günümüzde Şabat Şekalim ile başlayan ve Purim ile sonlanan süreçte bu miktar temsili olarak toplanmaktadır.

HAFTANIN SÖZÜ

“Ne kadar çok oturup öğrenilirse o kadar bilgelik olur.” (Pirke Avot – İllel Azaken)