Bu Hafta İçin Saatler

12 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:38

19:52

-----

Yeruşalayim

18:43

19:58

Tel Aviv

18:55

19:54

  24 NİSAN

Tel Aviv

19:00

20:00

İstanbul

19:38

20:19

2021

İstanbul

19:45

20:26

İzmir

19:35

20:26

İzmir

19:41

20:32

AHARE MOT-אחרימות

KEDOŞİM - קדושים

 

 26 Nisan 2021 Pesah Şeni
30 Nisan 2021 Lag Baomer

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 14:1-15:33)

Nadav ve Aviu'nun ölümünden sonra, Tanrı, "kutsal"a izinsiz giriş konusunda uyarır: Sadece bir kişi, Koen Gadol, yılda ancak bir kez, Yom Kipur'da, Mişkan'ın en içteki odasına girebilecektir. Yom Kipur ibadetinin bir diğer özelliği, iki keçiden hangisinin Tanrı'ya korban edileceği ve hangisinin Yisrael'in günahlarının affını sağlamak üzere çöle gönderileceğini belirlemek için kura çekilmesidir. 

Ahare Mot peraşası ayrıca, Kutsal Mişkan dışındaki yerlerde korban yapılmaması konusunda uyarır, kanın yenilip içilmesini yasaklar, ensesti ve sapıkça cinsel ilişkileri yasaklayan kanunların ayrıntılarını verir.

Kedoşim Peraşası "Kutsal olacaksınız çünkü Ben, Tanrınız, Kutsal'ım" ifadesi ile başlar. Bu ifadeyi, Yahudiler'in kendilerini kutsal kılmak ve Tanrı'nın kutsallığına atıf yapmak üzere uymaları gereken düzinelerce mitsva takip eder.

Bu mitsva'lar arasında şunlar bulunur: Putperestliğin yasaklanması, iyilik yapma mitsvası, kanun önünde eşitlik ilkesi, Şabat, cinsel ahlak, iş ilişkilerinde dürüstlük, ebeveynlere karşı saygı ve korku ve hayatın kutsallığı.

Kedoşim'de ayrıca, büyük bilge Rabi Akiva'nın Tora'nın başlıca ilkesi diye adlandırdığı, İllel'in ise "Bu, Tora'nın ta kendisidir" dediği, "akranını kendin gibi sevmelisin" emri yer alır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

SU YÜKSEKLERDEN AŞAĞIYA AKAR

Bu hafta okuduğumuz Ahare Mot ve Kedoşim peraşalarında kutsallık ve kutsal olunması ile ilgili birçok öğreti vardır. Özellikle Kedoşim peraşası “kedoşim tiyu – kutsal olunuz emrini verirken Tanrı’nın kutsallığını vurgular ve bizim O’na benzememizi ister. Nitekim insan Tanrı’nın formatına yaratılmıştır. RaMBaM bunun Tanrı’nın özellikleriyle yaratıldığı anlamını çıkarır. Kutsallığın olabilmesi için Gemara Masehet Avoda Zara 20/B’de bir zincirden söz edilir. Buna göre tevazu günahtan çekinmeyi, günahtan çekinme hissi kutsallığı, kutsallık da Tanrısal ruhu beraberinde getirir. Birçok bilge Pirke Avot’un ilk Mişna’sı olan “Moşe kibel Tora miSinay – Moşe Tora’yı Sinay’dan aldı” ifadesinin temelinde tevazu bulunduğunu öğretir.

Tevazu sahibi olmak: Rabi Hayim Palaçi (Z’Ts’K’L’) Pirke Avot hakkındaki görüşlerini paylaştığı “Darhe Hayim” kitabında Mişle’den bir cümleye atıfta bulunur:  “Uşfal ruah yitmoh kavod – alçakgönüllü olmak onuru destekler.” Bu cümlenin aslında üç şeyi işaret ettiğine değinen Rabi kimi görüşe göre bu cümlenin Moşe Rabenu’yu, kimine göre Sinay dağını, kimine göre de Yeoşua’yı kast ettiğini öğretir. Aslında hepsinin ortak noktası tevazu dediğimiz özelliğin en güzel örneklerini göstermeleridir. Buradan hareketle Rabi Palaçi onurun en güzel şeklinin Tora olduğunu ve insanın onurlu olmaya ancak Tora yolu ile ulaşabileceğini paylaşır.

Suyu bulmak: Yeşayau peygamber kitabının 55/1 bölümünde “oy kol tsame lehu lamayim – bütün susayanlar suya gidiniz” demekte ve Tora ile suyu özdeşleştirmektedir. Rabi Palaçi suyun yükseklerden alçak yerlere doğru aktığını söyleyerek Tora konusunda fırsat arayanların öncelikle alçakgönüllülük konusunda kendilerini eğitmelerinin gerektiğini öğretir. Tevazu sayesinde Tora’yı öğrenme zehutu kazanan insan Mişle’deki cümleye göre de bu sayede onurlu bir yaşam sürmeyi hak eder.

Kişinin Tora eğitimini alçakgönüllülük esasına göre sürdürmesi gerektiği gibi ona ders verecek öğretmenin de kibirden uzak olması gerekir. Öfkeli birinin öğretemeyeceğini söyleyen Pirke Avot aynı zamanda kibrin öğrenme ve öğretme konusunda büyük engel teşkil ettiğini paylaşır. Rabi Palaçi’ye göre Tora öğrenen ve öğretenin yanı sıra Tora öğrenilen yerin de tevazu dolu bir yer olması gerekir.

Bamidbar kitabında Moşe Rabenu’nun yeryüzündeki en alçakgönüllü insan olduğu “veaiş Moşe anav meod” sözleriyle verilmektedir. Rabiler Tora’nın Moşe Rabenu eliyle Bene Yisrael’e verilmesinin en önemli nedenlerinin başında Moşe’nin tevazu sahibi olmasının geldiği ifade edilmektedir. Rabiler bununla birlikte Sinay dağının alçak olmasının Tora öğrenilen yerin alçakgönüllü olmasının gerektiği öğretisiyle bire bir uyduğu konusunda da fikir birliği içindedirler.

Sözlerimizin başında paylaştığımız öğrencinin ve öğretmenin tevazu sahibi olmasının en güzel örneğini Moşe ve Yeoşua’da görmek mümkündür. Rabiler Yeoşua’nın ders verilen yerdeki oturma düzenini her seferinde yerleştiren kişi olduğunu öğretir. Yeryüzündeki en alçakgönüllü insandan Tora öğrenen tevazu sahibi Yeoşua Binnun bu sayede hem Tora konusunda çok ilerlemiş hem de Moşe’nin ölümünden sonra halkın başına geçerek toplumun Erets Yisrael’e giriş ve yerleşimine öncülük etmiştir.    

Pirke Avot’a giriş: Bu noktada Pirke Avot’un birinci Mişna’sını yeniden okumaya çalışalım: Moşe sahip olduğu tevazu sayesinde herkese onur veren Tora’yı yine alçakgönüllü bir dağ olan Sinay dağında almış ve tevazu konusunda önemli ilerlemeler kaydetmiş olan Yeoşua’ya öğretmiştir.

Yeoşua öğretmeni Moşe’nin izinden giderek öğretilerini “zekenim” denilen bilgelere aktarabilmiştir. Yargı konusunda söz sahibi olan “zekenim” mutlaka tevazu konusunda da üzerine düşeni yapanlardan oluşmaktadır. Çünkü özellikle yargı konusunda görev alanların kimin adına bu yargıyı gerçekleştirdiklerini asla göz ardı etmemeleri gerekmektedir.

Yazımızın başında paylaştığımız tevazunun günahtan çekinmeye bunun kutsallığa bunun da Tanrısal ruha vesile olduğunu Pirke Avot’un birinci Mişna’sında görebilmek mümkündür. Bilgelerin öğretilerini peygamberlere aktarmaları bunun en önemli kanıtlarından biridir. İkinci Bet Amikdaş döneminde de var olan peygamberlerin bu öğretilerini kendilerinin de dahil olduğu “Anşe Kneset Agdola” dediğimiz yüz yirmi kişilik meclise aktarmaları zincirin devamını sağlamıştır.

Sözünü ettiğimiz zincir sözlü Tora dediğimiz öğretilerin nesilden nesile geçerek günümüze kadar ulaşmasını sağlayandır. Bin yedi yüz elli sene, kırk nesil boyunca “sözlü” aktarılan bu öğretilen Rabi Yeuda Anasi’nin ileri görüşlülüğü sayesinde yazıya geçirilerek zincirin günümüze kadar aktarımını sağlamıştır.

Mişna’mızın devamında yer alan üç önemli öğretinin de altını çizmek gerekir. Bu öğretilerin ilki “yargıda dikkatli olmak” ile ilgilidir. Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız gibi yargı Tanrı adına yapılmaktadır. Yargıç görevi görenlerin yargıyı gerçekleştirirken tevazu içinde olmaları son derece önemlidir. Sahip oldukları Tora ve bilgi onlara onur vermekte ancak aynı zamanda inanılmaz bir sorumluluk da yüklemektedir. Bunun için fikir alışverişinde bulunmak ve kararlar konusunda çok dikkatli olmak esastır.

Elbette “öğrenci yetiştirmek” konusunda hassas olmak gerekir. Mişna “çok öğrenci yetiştirmek” konusunda bizleri uyarırken tevazu sahibi öğretmenlerin yetiştirecekleri öğrencilerin ulaşacakları yeni öğrencilerle öğretilerin geniş kitlelere ulaşacağı kesindir.

Rabiler aynı zamanda “Tora’nın etrafına çit kurmaktan” söz ederler. Bunu yapabilecek bilgi ve yetkideki bilgelerin öncelikle kendi davranışları ve sözlerine çit çekebilenler olması önemlidir. “Bet Avot” adlı kaynakta Rabi Palaçi ağzını açarak öğretme görevini yapanların sözlerinin nereye gittiğini ve ne anlama geldiğini bilen kişiler olması gerektiğini söylemektedir. Öğretilerin kısa, net, açık olması öğrenenler için çok önemlidir. Gereksiz uzatmalardan kaçınmak ve bilgiyi doğrudan net vermek yerine dolambaçlı yolları tercih etmek eğitimin kalitesini ve ilgiyi düşüren bir faktör olacaktır. Özellikle “alahik” eğitimlerde neyin ne olduğunun açık ve net bir şekilde ifade edilmesi yanlış anlamaların da önüne geçecektir.

Yılın en kutsal günlerinden biri olan Yom Kipur’un anlatıldığı Ahare Mot peraşası da hemen ardından birçok emrin yer aldığı Kedoşim peraşası da  kutsal olmanın yollarını öğretmektedir. Yine Rav Palaçi tarafından kaleme alınan “Me Ahesed” adlı kaynağa göre Şir Aşirim’de yer alan “şehora ani venava – ben kararmışım ama güzelim” ifadesi Kipur gününün kutsallığında arınmadan önce günahlarından dolayı kararmış olan Bene Yisrael’in Kipur gününün kutsallığı ile arındığını ve güzelliğine kavuştuğunu açıklamaktadır. 

Kutsal olmak. Kutsallığı yaşamın içinde yaşayabilmek. Kapkara olduğumuz zamanlarda bile çıkış yolunu bulabilmek. Bu öğretiler yaşam düsturumuzun ne olduğunu anlatmaktadır.

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

"Veavta Lereeha Kamoha" 

Rabi Akiva'nın, bize aktardığı en büyük öğretilerinden biri, bu haftaki peraşamızda geçen "Akranını kendin gibi sev" öğretisidir.  Tora’mızın neredeyse tüm kanunları bu prensibe bağlıdır. Benzer bir düşünceyi Talmud Şabat 31 A bölümünde Hillel'den öğreniyoruz. Yahudi olmayan biri, Hillel'e gelir ve ona; "Bana tek ayak üzerinde Tora'nın amacını açıklarsan,  ben de size katılmak isterim." der Hillel'de ona, "Sana yapılmasını istemediğin bir hareketi, başkasına yapma bu Tora'mızın temelidir geri kalan teferruattır." diye cevap verir. 

İki büyük Tora aliminin bize öğretilerine göre Rabi Akiva'nın öğretisi,  mitsvayı daha iyi açıklıyor gibidir. Temelde hep karşımızdaki kişinin selameti ve huzuru başlıca hedefimiz olmalıdır.  Rabi Akiva,  büyük bir Tora alimi ve yeşiva (Rabi yetiştiren okul) başkanıydı, binlerce öğrencisi vardı. Pesah ve Şavuot arasında Omer sayım günleri içinde bir salgın yüzünden Rabi Akiva, yirmi dört bin öğrencisini kaybetti. Bu denli büyük Tora alimlerinin kaybı bugün için de büyük bir trajedidir. Yeşivaların devamlılığını bile etkileyecek bir yıkımdır. Bu sıkıntıyı yaşayan, hangi insan sakin, huzurlu ve aklıselim kalmayı başarabilir? Tora öğrenimini  sağlıklı bir ruh haliyle devam ettirebilir? Söz konusu Rabi Akiva olunca bu sorular çok önemli değildir. Talmud Yevamot 62 B bölümünde,  Rabi Akiva için  bu trajedi yaşandıktan,  dünyanın çok büyük bir Tora boşluğu yaşamasından sonra bile boş durmadığını, hemen Tora öğretimi için yeni öğrenciler bulmak üzere Erets Yisraelin güneyine gittiğini yazar. Orada yeni bir yeşiva kurarak Tora öğretmeye devam etmiştir.  Normal bir insan psikolojik destek almadan kendini toparlayamaz; ama Rabi Akiva kaldığı yerden devam etti. Ne kadar umutsuz, acı durumlar olsa da her zaman yeni bir umut ve başlangıçlar vardır.  

Rabi Akiva için başka bir konuda Talmud Makot 24 A bölümünde söz edilir. Bet Amikdaş yıkıldıktan hemen sonra birkaç Rabi’yle birlikte yıkıntıların arasında dolaştıklarında,  Kodeş Kodaşim (Kutsalların Kutsalı) olan bölümün içinden bir tilkinin çıktığını gördüler. Bu manzara Rabilerin hıçkırıklarla ağlamalarına sebep oldu ancak Rabi Akiva kahkahalarla güldü. Ona neden güldüğünü sorduklarında "Yıkımı,  haber veren peygamberlik öngörüsü gerçek olduğuna göre ilahi kurtuluşun geleceğine dair peygamberlik öngörüsü de gerçektir. Buna seviniyorum" diye cevap verir.  Rabi Akiva adına anlatılan bu iki olay onun karanlığın içinde ışığı görebilmesi,  umudun kalmadığı yerde umut kıvılcımlarını hala bulabilmesi,  her zaman pozitif hayat görüşü "Akranını kendin gibi sev" emri sayesinde mümkün olmuştur. Herkesin içinde iyiliği görmeye çalıştıkça,  geleceğe daha umut dolu ve pozitif bakabiliriz,  düştükçe ayağa kalkabiliriz Tora’mızın bize verdiği güç budur. Baal ŞemTov bize ek bir bakış açısından bu konuyu öğretir “Akranını kendin gibi sev" demek sabah kalktığınızda şöyle düşünmek demektir "Ben aslında iyi bir Yahudi’yim hatalarım ve zaaflarım var mükemmel değilim ama yine de kötüden biraz iyiyim." Bu düşünce sayesinde o gün bütün gün karşılaştığımız her kişi içinde aynısını düşünelim, böylece tam bir iç huzuru ve akıl sağlığıyla Tanrı’ya bağlı ve mutlu olabiliriz. Her zorluğun iyi bir sonuca ulaşmak için olduğunu anlayabiliriz. Tanrı’nın izniyle sağlıklı ve huzurlu bir şekilde kurtuluşumuzu görelim. AMEN

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

İnsan uykuda da hareketlerinden sorumlumu mudur?

Talmud, Baba Kama 106. Bölümüne göre kişi uyurken veya uyanıkken tüm hareketlerinden sorumludur. Uyurken kişiye veya eşyaya verdiği zarardan bizzat sorumludur. Ancak uykuya dalarken ortamda bulunmayan kişi veya eşyalar daha sonra eklenirse onlardan sorumlu değildir. Bu sebeple sarhoş olan kişi de aynı şekilde sorumlu tutulur.  Purim dahi içmek mitsva olsa bile, bu bizi verdiğimiz zararlardan muaf kılmaz.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf

תפילת הדרל – TEFİLAT ADEREH

Dilimize “yol için dua” olarak çevirebileceğimiz bu kavram toplumsal anlamda çok uygulama alanı olan bir işlemdir. Uzun bir yolculuğa tren, vapur veya çıkacak olanların seyahat başladıktan hemen sonra okumaları gereken bir yakarıştır. Tefilat Adereh’in sonunda Teilim 121 numaralı mizmor yer alır. Hida’nın (Rabi Yosef Hayim David Azulay) görüşüne göre bu mizmor gece yola yalnız çıkanların okuması gereken mizmordur ve burada yer bulması anlamlıdır. 

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Ketoret Yakma Mitsvası

Kohen olanların günden iki kez altın sunak üzerinde “Ketoret – tütsü” yakma zorunlulukları vardır. Onbir farklı baharatın yakıldığı bu tütsüBet Amikdaş’ın muhteşem bir kokuya sahip olmasını sağlardı. Bet Amikdaş’ın yıkılması ve Gemara’ya göre Ketoret hazırlayan ailenin bu sırrı kimseyle paylaşmaması nedeniyle günümüzde bu uygulama yoktur. Ancak “Pitum Aketoret” dediğimiz ritüelin okunması dualarımızda önemli bir yer tutar. Rabi Eli Mansour uygulamaların nasıl yapıldığının okunmasının günümüzde o uygulamayı yerine getirmek gibi olduğunu anlatan öğretileri vardır. Günümüzde Şahrit öncesinde ve Şahrit sonunda iki, Minha duasında da bir kez Pitum Aketoret okunur. Salgın hastalıkları engelleme veya bertaraf etme gücü olduğu Kabala’ya göre belirtilen uygulama bi çok yerde gerçekleştirilir. Sefer Ahinuh bu mitsvayı yüz bir numara ile verir.

HAFTANIN SÖZÜ

Ağzını açarak öğretme görevini yapanlar sözlerinin nereye gittiğini ve ne anlama geldiğini bilen kişiler olmalıdır. (Rav Hayim Palaçi Z’Ts’K’L’ – Bet Avot)