Haftanın Peraşası BülteniTanrı, Buluşma Çadırı'ndan Moşe'yi çağırır ve ona korban kanunlarını iletir. Korban çeşitleri arasında şunlar sayılabilir:

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

6 Veadar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:08

6:21

-----

Yeruşalayim

5:13

6:26

Tel Aviv

5:23

6:23

  12 Mart

Tel Aviv

5:28

6:28

İstanbul

5:54

6:34

2011

İstanbul

5:59

6:38

V A Y İ K R A

 Hatırlatmalar:

ü  17 Mart Perşembe: Taanit Ester

ü  19 Mart Şabat: Şabat Zahor

ü  20 Mart Pazar: Purim

ü  21 Mart Pazartesi: Purim Şuşan

ü  26 Mart Şabat: Şabat Para

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Vayikra 1:1-5:26)

[www.chabad.org]

 

Tanrı, Buluşma Çadırı'ndan Moşe'yi çağırır ve ona korban kanunlarını iletir. Korban çeşitleri arasında şunlar sayılabilir:

·          "Korban Ola - Yükselen Korban". Bu korban türünde, hayvan, Mizbeah üzerindeki ateşte tamamen yakılarak bir anlamda "Tanrı'ya yükselir".

·          "Korban Minha - Un Korbanı". Kaliteli un, zeytinyağı ve günlük ile hazırlanan ve beş farklı türü olan özel korban.

·          "Korban Şelamim - Barış Korbanı". Hayvanın bir kısmı Mizbeah'ta yakıldıktan ve bir kısmı Koenler'e verildikten sonra eti, korban sahibi tarafından yenir.

·          "Korban Hatat - Hata Korbanı". Koen Gadol, cemaatin tamamı, kral veya sıradan bir Yahudi tarafından yanlışlıkla yapılan ihlallerin affı için getirilen, farklı türlerde korbanlar.

 "Korban Aşam - Suç Korbanı". Kutsal hizmete ayrılmış bir canlı ya da eşyadan kişisel yarar sağlayan, Tora'nın bir yasağını ihlal ettiğinden kuşkulanan veya bir başkasını aldatmak için yalan yere yemin ederek "Tanrı'ya ihanet eden" kişiler tarafından getirilen korbanlar.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

 

Fakirin Bağışının Üstünlüğü

 

Bu haftaki peraşada Tora, Minha-korbanı ile ilgili olarak şunları yazar: "Bir can (Nefeş) Tanrı Adına bir Minha-korbanı getireceği zaman, korbanı en kaliteli undan olmalıdır. Üzerine yağ dökmeli, üstüne günlük koymalıdır" (Vayikra 2:1) Bu cümle peraşanın başındaki hayvanlarla yapılan korbanlarla ilgili ifadeyle tezat içindedir: "Sizden bir adam (Adam) Tanrı Adına korban getireceği zaman..." (Vayikra 1:2).

Raşi, unla gerçekleştirildiği için korbanlar içinde maliyeti en düşük olan Minha-korbanı ilgili olarak Tora'nın özellikle "bir can ... getireceği zaman..." ifadesini kullanmasına dikkati çeker ve "can" sözcüğünün sadece bu korban için kullanıldığını vurgular. Raşi, daha pahalı olan hayvan korbanlarının yerine unla yapılan bu korbanı tipik olarak fakir kişilerin getirdiğinin altını çizer. Tanrı, özellikle fakirlerin korbanı için "can" sözcüğünü kullanmakla bir mesaj vermektedir: "Onu sanki kendi canını sunmuş gibi kabul ediyorum."

Zengin birisi bir öküz için, diyelim ki 1500 lira öder ve onu Mizbeah için keser. Ama Tora böyle bir korban için "can" sözcüğünü kullanmamıştır. Zengin kişinin bu korbanı da elbette çok iyidir; ama  en azından terminolojik açıdan bakıldığında, bu korban, azıcık un ve azıcık yağ karışımı için olsa olsa birkaç lira ödemiş olan fakir bir insanın kişinin korbanıyla aynı değildir. Fakir insanın adağı daha değerli kabul edilmektedir. Neden?

Rav Elya Meir Bloh bunun genelde şu basit şekilde yorumlandığını söyler: Zengin adam için o 1500 liranın tüm servetinin içindeki net payı, fakir bir insanın harcadığı küçük miktarın tüm varlığının içindeki net payına göre çok daha düşük olabilir. Göreceli olarak düşünürsek, fakir insan zengin insandan çok daha büyük bir fedakârlıkta bulunmuştur.

Ama Rav Elya Meir'e göre, bu pasukları bu şekilde yorumlamak doğru değildir. Kendisi bunu daha derin bir bakışla açıklar:

Ramban'a göre kişi korban olarak bir hayvan sunduğu zaman kesilip Mizbeah'ın üzerine çıkarılmış olan olan hayvanın esasında kendisi olması gerektiğini düşünmek zorundadır. Hayavanın kanıyla ve organlarıyla yapılan işlemleri aslında günahları nedeniyle kendisinin hak ettiğini hayal etmeli ve teşuva yapmalıdır. Birçok mitsvada olduğu gibi, Tora burada da sadece teknik olarak bir korban getirme eylemini değil, kişinin kalbini arzu eder. Tora, korban niyetinin insanın kişiliğinin en derin yerlerine nüfuz etmesini ister. Tora kişinin korban getirmenin gerçekte ne anlam ifade ettiğini hissetmeyi başarıp başarmadığıyla ilgilenir.

Zengin adam 1500 lirasını korban için için cebinden çıkardığı zaman, tavrı olasılıkla "Ben payıma düşeni yaptım. Bu hayvan bana 1500 papele mal oldu! Herhalde benden başka bir şey istenmiyordur" şeklinde olacaktır. Böyle bir tavır, günahları nedeniyle affedilmeyi uman kişiye yakışan alçakgönüllülükten yoksundur. Ama fakir adam bütün getirdiğinin birazcık un ve yağdan ibaret, asgari bir korban olduğunu bilir. Birkaç liralık fedakârlığın affedilmesi için yeterli olmayacağını bilir. Bu fedakârlığının sembolik olduğunu, ruhunun gizli bölümlerinden ortaya çıkan derin bir coşkuyu temsil etmesi gerektiğini bilir. Kendi bağışına canını ve yüreğini katar, çünkü ona bağışlanmayı sağlayacak olanın un ve yağ olmadığını açıkça bilir.

Kişi fakir olduğunu ve günahının kefaretini ödeyemeyeceğini bildiği zaman, tek sahip olduğu şey canıdır. Bu nedenle, adağa tüm canını ve yüreğini katar. Tora Minha-korbanıyla bağlantılı olarak özellikle nefeş kelimesini kullanarak işte bu kavramı vurgulamıştır.

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Am Zu - Yeşayau 43:21-44:23 

Peraşamız Mişkan'a ve Bet-Amikdaş'a getirilecek çeşitli korbanları ayrıntılarıyla verir. Aftara'da ise Tanrı, Bene-Yisrael'i mitsvaları yerine getirmedikleri için azarlamakta, halktan isteğinin günahları karşısında korban getirmeleri değil, hiç günah getirmelerine gerek kalmayacak şekilde O'nun Sözü'nü dinlemeleri olduğunu vurgulamaktadır.

DEVAR TORA

[Rabi Aşer Sinclair - HP 5762]

Yakınlık

 

"Aranızdan bir kişi, bir ‘korban' getireceği zaman..." (Vayikra 1:2)

Yakınlık ve mesafe mutlaka metreler ya da millerle ölçülecek diye bir kural yoktur. Zira insanlar dünyanın farklı yerlerinde bile bulunsalar yakın olabilirler veya bir otobüste yan yana otursalar ya da aynı evde yaşıyor olsalar bile birbirlerinden çok uzakta olabilirler. Yakınlık manevi bir kavramdır. Türkçe'de, Bet-Amikdaş'taki sunakta yapılan "korban"ları tanımlayabilecek bir sözcük yoktur.

Türkçe'de, "kurban" sözcüğü, belirli bir değere sahip bir şeyden, bir başka kişinin yararı adına vazgeçmek, onu feda etmek anlamını verir. Fakat Tanrı'nın "kurban"dan herhangi bir şekilde yarar sağlamayacağı açıktır; Tanrı'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.

 "Sunu" kelimesi de yetersizdir. Zira bir şeyin "sunulması", bu sununun hedefindeki kişinin bir şekilde yatıştırılması anlamını verir. Bir tür rüşveti ifade eder. Fakat insanların düşüncesini bilen Evrenin Yaratıcısı'nı rüşvetle kandırmamız elbette olası değildir.

 "Korban" sözcüğüne tam bir karşılık bulma sorununu yaşamamızın sebebi, "sunu" ya da "kurban" ile doğrudan pagan kültürleri arasında kurduğumuz bağdır. Gerçekten de o kültürler için, bu sözcüklerin kullanılması tamamen yerindedir. Ama Yahudilik için değil.

İbranice'de "korban" sözcüğü, "Karov - Yakın" kelimesinden gelir. Bu sözcük, doğrudan insan ile Tanrı arasındaki ilişkiyi tanımlar niteliktedir. Bir kişi Bet-Amikdaş'a korban getirdiği zaman, kendisini Tanrı'ya yaklaştırma amacındadır - zira varolan tek gerçek "iyi" budur. "İyi" sıfatını verdiğimiz diğer her şey, aslında soluk birer imitasyon, Tanrı'ya yakın olmakla karşılaştırıldığında değersiz kalan sahteliklerdir.

Günümüzde korbanların sağladığı Tanrı'ya yakınlık mevcut değildir; ancak onun yerini alan çok önemli bir kavram - dua - halen mevcuttur. Kalplerimizi dua ile Tanrı'ya açtığımız zaman - Tanrı'ya kendimizi sunduğumuz zaman - sadece kendimizi değil, tüm dünyayı da Tanrı'ya yaklaştırmış oluruz.

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

On Birinci Kitap: NEZİKİN / ZARARLAR (Devam)

67. Hovel Umazik - Yaralayan ve Zarar Veren

 

Bir başkasını yaralayan kişi verdiği fiziksel zararın bedelini ödemek zorundadır (Vayikra 24:19-20; bkz. Şemot 21:24-25 ve Devarim 19:21). Aynı zamanda onun acısını da telafi etmek zorundadır (Devarim 22:29). Bu fiziksel zarardan dolayı oluşan gelir kaybını ve tıbbi masrafları da ödemelidir (Şemot 21:18-19). Eğer yara kasten yapılmışsa ortaya çıkan utancın bedelini de ödemesi gerekir (Devarim 25:11-12). Birine vurmak veya yaralamak yasaktır (Devarim 25:3).

Bir başkasının mülküne zarar veren kişi bunu tazmin etmelidir (Vayikra 24:18-21): Kişi bulunma hakkına sahip olmadığı bir yerde ise, neden olduğu kasıtlı olmayan zararlardan bile sorumludur.

BİR HAYAT DERSİ

[Adam Lieberman / "A Life Lesson" - www.aish.com]

 

Benim Yaptığım Gibi Yap

 

Bu haftaki peraşada Tanrı Moşe'ye Yahudilerin günah işledikleri takdirde izlemeleri gereken işlemleri anlatır. Ve eğer:

"Ve eğer tüm Yisrael'in [özel] cemaati hataya düşerse... toplum, Hatat-korbanı olarak genç bir boğa getirmelidir... Cemaatin ileri gelenleri Tanrı'nın Huzuru'nda, ellerini boğanın başına dayarlar..." (Vayikra 4:13-15).

Eğer Yahudi milletinin tümü günah işlerse, ilk önce liderlerin bağışlanması gerekir. Neden liderler hiçbir zaman işlemedikleri bir günah için affedilmek zorundadırlar? Bunun nedeni de, bazen yüksek mevki sahibi insanların onlara uygulanabilecek bir etik kurallar takımı olduğuna, yönettikleri insanlar için ise başka bir etik kurallar takımı olduğuna inanmalarıdır. Ama Tanrı bize der ki, eğer liderler bu şekilde düşünürlerse lider olmanın ne anlama geldiğini gözden kaçırmış olurlar.

Gerçek dünyada herhangi bir "kuruluşta" olanlar her zaman sorumlu olan kişileri örnek alırlar. Çocuklar - kötü veya iyi - ebeveynlerinin, işçiler de patronlarının bütün alışkanlıklarını edinirler. Yahudiler de onları yönetenleri örnek alırlar. Ve Yahudiler hata yaptıkları zaman, Tanrı davranışlarının, liderleri tarafından yapılan eylemlerin sonucu olduğunu bilir. İnsanlar günah işledikleri zaman, günahın ortaya çıkmasına izin veren yaşlı ve itibarlı kimselerin yarattığı çevre yüzünden bu durum ortaya çıkıyordu.

Kendi hayatımızda hepimiz bir çeşit liderlik rolü oynuyoruz. Yönettiğimiz kişilerin davranışları da, her zaman kendi davranışlarımızın neticesinde ortaya çıkacaktır. Eğer bir çocuk telefona cevap veriyor ve hemen yanı başında duran ebeveyni ona telefondakine evde olmadığını söylemesini söylüyorsa, çocuk bu davranışı benimser. O zaman bir sonraki hafta ebeveyn çocuğuna hiçbir zaman yalan söylenilmemesi gerektiğini dile getirdiği zaman, çocuk ciddi bir iç çatışma ile karşı karşıya kalır. Bir taraftan, ebeveyninin sözüne itaat etmek ister. Ama diğer taraftan, saygı duyduğu ebeveyninin hareketlerini taklit etmek ister. Çocuk ebeveyninin söylediklerine mi itaat edecektir, yoksa yaptığını mı yapacaktır?

Tanrı bize insanların genellikle işittikleri sözler yerine, gördükleri hareketleri örnek aldıklarını söyler. İşte bu nedenle, Yahudiler günah işledikleri zaman yaşlı ve itibarlı kişiler de bağışlanmalıydı. Tanrı bize der ki, insanların günah işlemelerinin nedeni, kötü davranışın ortaya çıkmasına uygun zeminin zaten var olmasıydı.

İnsanlar, söylediklerinizden ziyade yaptıklarınızı örnek alacaklardır. Eğer başkalarına bir davranış çeşidi aşılamak istiyorsanız, o zaman bunun oluşması için uygun ortamı yaratın. Bunu ilan ederek değil, arzu edilen davranışa sarılıp onu kendiniz yaşayarak sağlayabilirsiniz.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Şalom

Barış, Esenlik, Dostluk (devam)

1. Her zaman, selam verme konusunda önceliği almaya gayret etmek gerekir.

2. Ağzını kötü konuşmaktan sakınan kişi, hayatı boyunca barış içinde yaşamaya hak kazanır.

3. Şalom o kadar büyüktür ki; Tanrı'nın İsimleri'nden biri de Şalom'dur.

4. Büyük Haham İllel şöyle derdi: "Barışı seven ve onun peşinden koşan, Koen Gadol Aaron'un takipçilerinden ol". Bu bize, insanlar arası barışı sağlamak için tıpkı Aaron Akoen gibi gayretli olmamız gerektiğini gösterir. Aaron Akoen sokakta kötü bir insana rastladığında bile ona "Şalom" der, sanki arkadaşıymış gibi onun hatırını sorardı. Bunun bir sonucu olarak, bu kötü kişi bir kötülük yapmak istediğinde, Aaron Akoen'in onu selamlayışını hatırlar ve kendi kendine "Aaron Akoen beni selamlayarak onurlandırdı. Şimdi bu kötü davranışta bulunursam yarın öbür gün onun yüzüne nasıl bakarım?" diye düşünür ve söz konusu kötü davranıştan kendini alıkoyardı. Aaron dargın olan iki kişi gördüğü zaman, önce birinin yanına gider ve ona "Bak dostum; arkadaşın ‘Ben ne yaptım; arkadaşımı nasıl da darılttım. Tüm suç benim; oysa o bana hiçbir şey yapmamıştı" diye kendini harap ediyor" derdi. Bu şekilde, Aaron Akoen, arkadaşına olan düşmanlığını kalbinden söküp atana kadar o adamın yanından ayrılmazdı. Sonra da diğerinin yanına gider, aynı şeyleri ona da söylerdi. Sonra da onları kucaklatıp, barıştırırdı. Aynı şeyleri dargın çiftlere de yapar, onların da barışı tesis etmeleri için yardımcı olurdu.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

İnsan ruhunun yüceliğini yansıtan

Ne yetenek, ne onur, ne de sevgidir,

Onu yansıtan iyiliktir.

-- J.B.Lacordaire

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.