Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

8 ADAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:53

18:06

-----

Yeruşalayim

16:59

18:11

Tel Aviv

17:09

18:08

20ŞUBAT

Tel Aviv

17:15

18:13

İstanbul

18:29

19:11

2021

İstanbul

18:38

19:20

İzmir

18:32

19:23

İzmir

18:39

19:31

TERUMA- תרומה


20 ŞUBAT 2021 ŞABAT ZAHOR
25 ŞUBAT 2021 TAANİT ESTER
26-27 ŞUBAT 2021 PURİM

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Şemot 25:1-27:19)

Yisrael halkının on beş malzeme ile katkıda bulunması istenir: Altın, gümüş ve bakır; mavi, erguvani ve kırmızı yün; keten, tiftik, hayvan derileri, ağaç, zeytinyağı, baharat ve bazı değerli taşlar. Tanrı, Moşe'ye bunlarla "Benim Adıma bir Kutsal Mekan yapsınlar; böylece içlerinde barınacağım" (Şemot 25:8) der.
Moşe'ye, Sinay dağının tepesinde, Tanrı'nın barınacağı bu mekanın nasıl inşa edileceği hakkında, halk çölde yolculuk ederken kolayca sökülmesi, taşınması ve yeniden monte edilmesi için ayrıntılı talimatlar verilir.
Mişkan'ın iç odasında, sanatsallıkla işlenmiş bir perdenin arkasında, üzerinde On Emir'in hak edildiği olduğu Tanıklık Levhaları'nı içeren sandık (Aron Aberit) bulunacaktır. Sandığın kapağının üzerinde, saf altından yapılmış, kanatlı iki melek figürü (Keruvim) yer alacaktır. Dış odasında yedi kollu Menora ile üzerine özel ekmeklerin yerleştirildiği Masa olacaktır.
Mişkan'ın üç duvarı, dik duran 48 kalasın birbirine eklenmesinden meydana gelecektir. Bu kalasların her biri altınla kaplanmış olup, gümüşten yapılmış bir çift temel yuvaya yerleştirilecektir. Tavan, üç kat örtüden oluşacaktır: [a] çok renkli yün ve ketenden işlenmiş goblenler; [b] tiftikten yapılmış bir örtü; (c) koç ve Taha derilerinden yapılmış ikinci bir örtü. Mişkan'ın ön cephesinde, beş direkle tutturulmuş, işlemeli bir perde olacaktır.
Mişkan ve onun ön tarafında bulunan bakırla kaplanmış Mizbeah'ın etrafı, keten perdelerle çevrelenecektir. Bu perdeler 60 tahta direk sayesinde ayakta duracak, direkler bakır kazıklarla desteklenecektir. Direklerin üzerinde gümüş çengeller ve süslemeler bulunacaktır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
Şehina’ya Ulaşabilmek

Ruhanilik: Ruhaniliğin en önemli sırrı kanıtlanamamasıdır. İnanç bir şeyin varlığını bilmeden, görmeden ve dokunmadan kabul etmek anlamına gelir. Nancy Gibbs “gerçekten inançlı olanlar için mucize gerekmez ancak inançsız olanlar için ise hiçbir mucize yeterli değildir” ifadesini kullanır. Hepimiz bir şeylere inanırız. Yerçekiminin varlığı yadsınamaz bir gerçektir. Bu somut ve delili olanlardır. Ancak soyut kavramlara da inanırız. Sevgi soyut bir kavramdır ama bizler için vardır. Korku da soyut ve kişiden kişiye değişen bir kavramdır ama insan buna da pekala inanır. Bilgelik, anlayış bunlar da soyut kavramlardır ve insan bunlara karşı da kayıtsız değildir. İşte bu dünyanın ve evrenin kuruluşundan işleyişinin bozulmadan devamını sağlamaya kadar bunu kontrol eden bir güç vardır ki insan buna farklı yakıştırmalar da yapsa aslında sadece Tanrı’dan söz etmektedir.  

Tarif edilemeyen: Yahudiliğin Tanrı kavramı O’nun cisimsel olmadığı ve olmayacağı yönündedir. Tora’da bile Tanrı’nın eli, gözü gibi kavramlar vardır. Bunlar sadece insanın bazı olayları daha rahat anlaması için kullanılan sözcüklerdir. Tanrı’ya bir cisimsellik yakıştırmak mümkün değildir. Farklı isimleri Tanrı’nın farklı yönlerini ortaya koyar.

Tarif edilemeyeni tarif etmek ne kadar mümkün olabilir.  Tanrı kavramını insanlara anlatırken bunun yolunu bulmak gerekir. Ancak bir şeyi tarif etmek o şeye bir sınırlama getirmek demektir. Yahudilik bizlere Tanrı kavramını öğretirken O’nun sınırsız bir varlık olduğunu anlatır. Bizler burada Tanrı’nın var olduğu veya ikamet ettiği alanlardan söz etmek suretiyle O’nu anlamaya kendimizi daha fazla yaklaştırmaya gayret edeceğiz.

Sözünü ettiğimiz kavramlar için Yahudilik “Şehina” terimini kullanır. İbranice’de “şikun” yer, mekan gibi sözcüklerle yerleştirmek anlamına gelen “leşaken” filli Şehina sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Tanrı bu yolla aramızda ikamet etmekte ve bizler bunu algılamaya çalışmaktayız. “Veasu li mikdaş veşahanti betoham – bana kutsal bir yer yapacaklar ve aralarında barınacağım” diyen Teruma peraşası bizlere Tanrı’nın her zaman içimizde barınmak istediğini öğretmektedir.  Kelime anlamı olarak Şehina Tanrı’nın ikamet ettiği yer olarak tarif edilir. Bizler bu kavramı anlamaya çalışarak Tanrı’nın varlığının ne anlama geldiğini algılamaya çalışırız.

Nereden buraya geldik? Kişi Tanrı’nın varlığını hissettiği zaman davranışlarına, sözlerine, yaşamına bir düzen getirmeye çalışır. Aslında Tora ve Alaha bizler için bunu yapmaktadır. Tanrı’nın varlığının hissedilmediği durumlarda ise ahlaksızlık, umursamazlık ve gereksiz özgürlük duyguları ayyuka çıkar ki bu da o toplumu hem Tanrı’dan uzaklaştırır hem de yıkıma sürükler. Ki Tisa peraşasının ana konusu olan “altın buzağı” günahı da böyle bir yalancı özgürlüğün bir sonucudur.

Moşe Rabenu dağa çıkmış ve kırk gün içinde geleceğini söylemiştir. Kırk gün geçmiş ancak Moşe daha görünmemiştir. Halk bu süre içinde özgürlüğün tadına fazlasıyla alışmış ve daha kırk gün önce verdiği sözleri unutmuş gibidir. Altın buzağı olayı aslında bir putperestlik girişimi olarak başlamaz. Bene Yisrael başlarında olmayan liderlerinin yerine bir lider arayışına girmişlerdir. Onlara göre toplumu Mısır’dan çıkaran, Kızıldeniz’i geçiren Tora’yı getiren hep Moşe’dir ve o ortada yoktur. Aslında yanlış burada bulunur. Bütün bunları yapan Moşe değil Tanrı’dır. Moşe sadece bir aracı konumundadır. Toplumun içinde bulunan inançsız kişiler bu zayıf anı çok iyi yakalar ve lider arayışı ile başlayan olay bir putperestlik günahına dönüşür.

Sosyo biyolog Edward Wilson “Naturalist” adlı kitabında şöyle yazar: “ Bir kurt sürüsünün sürünün başı olan kutrun karşısındaki duruşu insanın dua sırasındaki fiziksel duruşuna çok benzer.” Hayvanlar aleminden bir topluluğun liderini tanıması ve ona karşı sadakatini göstermesi içgüdüseldir. İnsanı hayvandan ayıran gözle görülmeyen bir ilah veya lideri kabul edip ona ibadet etme yeteneğidir. Moşe beklendiği gün dönmeyince toplum günaha sapar.

Şehina’ya ulaşabilmek. Bunun sonucunda da Mişkan’ın kurulması kaçınılmaz olur. Tanrı’nın istediği her ferdin kendisinin bir Mişkan kadar kutsal olmasıdır. Ortada bir yere ihtiyaç duymadan Tanrı ile rahatlıkla irtibat kurabilmesidir. Sinay dağı tecrübesini yaşayan Bene Yisrael aslında bu konuma da erişmişlerdir.  Ancak altın buzağı olayı bunun artık mümkün olamayacağını gösterir.   Mişkan, ibadet ve kobranlar artık hayatımızda çok gerekli bir hal almıştır. Şehina artık Mişkan’da barınacaktır. Bu barınak daha sonra Bet Amikdaş olmuştur. İkinci Bet Amikdaş’ın yıkılmasından sonra ise artık onların yerini Mikdaş Meat yani sinagoglar almaya başlar. Kobranlar yerini dualara bırakır. Gerek Mişkan ve gerekse diğerleri Şehina’nın barındığı yerin fiziksel hatırlatıcısıdır. Patah Eliyau Anavi adlı Zohar parçası Bet Amikdaşlar’ın yıkılması ile birlikte Tanrı’nın dört harfli isminin ilk üç harfinin Yeruşalayim’de Bet Amikdaş’ın olduğu yerde kaldığını en son “He” harfinin de Galut’taki Şehina olarak bizlerle birlikte diasporaya çıktığını öğretir.

Rabi Haber yirminci yüzyılın başlarında Avrupa’ya giden ve Hafets Hayim’in Yeşivasını gören Amerikalı bir iş adamının öyküsünü anlatır. Amerikalı ziyaretçi okulun sadeliği karşısında şaşkına döner. Bütün binanın yenilenmesi için bağışta bulunmayı teklif eder. Hafets Hayim hayırsevere cömertliği için minnetle teşekkür eder. Ancak teklifini geri çevirir. Hafets Hayim şöyle açıklar: “ Bu binayı bütün cemaatin parası – ve gözyaşları inşa etti. Şehina işte bu yüzden burada barınıyor.” Amerikalı milyonerin bağışını kabul etseydi okulun bütün cemaatin kurduğu hissi kaybolacaktı. 

Kısacası Şehina’nın içimizde barınması için yapılması gereken içtenlik dolu davranışlarla Tanrı’ya yakınlaşmak ve O’na ulaşmaya gayret etmektir.

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi

PERAŞA AÇIKLAMASI: Ben İş Hay Alahot (2. sene) [Rabi Yosef Hayim zt"l]

"Veasita menorat zaav taor" (Şemot 25:31)

"Saf altından Menora'yı yapın"

Besiata dişmaya şu şekilde açıklayacağım.

Menora'nın merkezindeki kandil, Şabat'a işaret eder. Diğer 6 kandil ise, haftanın diğer 6 gününe karşılık gelir. 

Bilindiği üzere Rabenu Arizal şöyle yazdı:

Çarşamba, perşembe ve cuma günleri, gelecek Şabat'ın nefeş-ruah-neşama'sını almak için yapılan hazırlıkların yapıldığı günlerdir. 

Pazar, pazartesi ve salı günleri ise geçmiş Şabat'ın nefeş-ruah-neşama'sının [insanın üzerinde] kalıcı olmasının gerçekleştiği günlerdir.

Bu sebeple "veşişa kanim" yani 6 tane kandillik, yani haftanın 6 günü, "yotseim mitsidea" yani Menoranın ortasındaki kandilden yani Şabat'tan çıkmaktadır. 

"Şeloşa kene menora mitsida aehad" yani 3 tane kandillik bir taraftan yani çarşamba perşembe cuma bir taraftan, 

"uŞloşa kene menora mitsida aşenit" yani 3 tane kandillik diğer taraftan yani pazar pazartesi salı diğer taraftandır.

"Mikşa tease amenora yereha vekana", 

'yereha' dediği zaman [derabanan olarak], Şabat'tan evvel ve Şabat'tan sonra, Şabat'ın zamanını genişletmek adına eklenen Tosefet Şabat mitsvasından; 

'kana' dediği zaman da Şabat'ın kendisinden bahsetmektedir. 

Yani nasıl Şabat'ı gerektiği şekilde korumak gerekiyorsa, Şabat'a eklenen zamanı da aynı ciddiyette korumak gerekir. 

"Geviea" dediği zaman 'maase-hareket'e, 

"kaftorea" dediği zaman 'mahşava-düşünce'ye,

"perahea" dediği zaman 'dibur-konuşma'ya işaret etmektedir. 

Şabat'ın kutsiyetini bu 3 boyutta koruma gerekliliğini yerine getirdiğimiz zaman, herşey "mimenu yiyu" yani Şabat'ın kutsiyetinden oluşacaktır.  

Menora'nın ortasındaki kandil Şabat'ı simgelediği gibi Moşe Rabenu'yu da simgelemektedir. 

Avraam Yitshak Yaakov bir taraftaki, Aaron Yosef David diğer taraftadaki kandillere karşılık gelir.

Bu da tefilada söylediğimiz 'Yismah Moşe bematenat helko' yani "Moşe, payına düşen hediyeyle mutlu olur" ifadesinin açıklamasıdır. 

Benzer bağlamda nasıl ki insanın dili vücudun anası (Mişle'de söylediği gibi "Ölüm ve Yaşam dilin elindedir") ise, Şabat'ı koruyup korumamak da dile benzemektedir. 

Tora'da söylediği gibi "Şabat'ı ihlal edenler idam edilecektir" bar minan. 

Bu sebeple Akadoş Baruh U, dile 2 tane duvar yaptığı gibi, dudaklar ve dişler; Hahamlarımız da Şabat için 2 duvar koymuşlardır.

Tora'ya göre sadece Yisrael'in Şabat'ı koruması gerekir ve Tora'ya göre sadece Yisrael'in melaha yapması yasaktır ama 

Hahamlarımız buna bir çit yapmışlardır ve bu çit de şudur: Yisrael, Yisrael olmayan birine, Şabat'ta bir melaha yapmasını söylememelidir. 

Buna bir çit, bir koruma daha eklemişlerdir ve bu çit de şudur: 

Yisrael, Yisrael olmayan birine, melaha yapmasını söylemese de, Yisrael olmayan kişi, bunu kendiliğinden yani kimse ona birşey yap demeden, Yisrael için yaptıysa, bu melaha da Yisrael'e yasaktır. 

İşte bunlar Şabat'ı korumak adına 2 tane çittir, dudaklar ve dişlerin dilin çitleri olması gibi.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Tişa Be Av veya Kipur dışındaki oruçlarda duş alabilir miyiz?

Kipur ve Tişa Be Av harici diğer oruçlar adı geçenler kadar katı kurallara sahip değildirler. Diğer oruçlarda bütün ağırlık yeme ve içme yasağı üzerinedir.  Talmud Taanit bölümü Tosfot’da dediği gibi, halkın dayanamayacağı uygulamalar bilgelerimiz tarafından sabitlenmemiştir. Bu sebeple diğer oruçlarda yemek içmek harici iş yapmak serbesttir.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
עץ החיים – ETS AHAYİM

Bu terim aslında Tora’nın kendisi için kullanılır. Bereşit peraşasının hemen ilk bölümünde Eden bahçesinde yaratılan ağaçlardan bir tanesi “ets ahayim – yaşam ağacı” olarak bilinir. Adam yasak meyveden yedikten sonra Eden bahçesinden kovulur ve Tanrı bu ağacın yolunu koruma altına alır. Mişle 3/18’de bu ifade Tora için kullanılır. Tora’nın “ona sarılanlar için” bir hayat ağacı olduğu ifade edilir. İzmir’de Sefertora çıkarıldığında bu isimle bir de mitsva verilir. Sefertora’ya Gelila uygulanırken bunu tutan kişinin gerçekleştirdiği mitsva bu isimle anılır. Ek bir bilgi daha verelim: İzmir’de ilk kurulan sinagogun ismi de Ets Ahayim’dir.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf
Dul ve yetimlere eziyet edilmemesi mitsvası

Sefer Ahinuh altmış beş numara ile verdiği bu mitsva Mişpatim peraşasında açık ve net bir biçimde ifade edilir. Mitsva sadece eylemsel olarak değil sözlü bir ifade kullanırken bile dul ve yetimlerin hor görülmemesi, incitilmemesi konusunda hassastır. Hatta Tora adı geçen kişilerin incitilmesi halinde Tanrısal bir ceza ile karşı karşıya kalınacağını ifade eder.

HAFTANIN SÖZÜ

“Vermek, itibar sağlar. Almak ise bunu sağlamaz.” (Rabi Lord Jonathan Sacks זצ''ל )