Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

29 Adar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:03

6:16

-----

Yeruşalayim

5:08

6:21

Tel Aviv

5:18

6:18

   5 Mart

Tel Aviv

5:23

6:23

İstanbul

5:46

6:26

2011

İstanbul

5:54

6:34

P E K U D E

 Hatırlatmalar:

ü  5 Mart Şabat: Şabat Şekalim

ü  17 Mart Perşembe: Taanit Ester

ü  19 Mart Şabat: Şabat Zahor

 

 

Bu HP  …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 38:21-40:38)

[www.chabad.org]

 

Pekude peraşasında Moşe, halkın Mişkan  için bağışladığı altın, gümüş ve bakırın sayımını yapar.  Betsalel, Aoliav ve yardımcıları, Moşe’ye Tetsave peraşasında iletilen talimatlara göre, Koen Gadol’a özgü sekiz özel giysi hazırlar: Efod, Hoşen (göğüslük), Meil (üstlük), Tsits (alın plakası), Mitsnefet (sarık), Ketonet (entari), Avnet (kuşak) ve Mihnasayim (don).

Mişkan tamamlanmıştır. Mişkan’ı oluşturan bütün malzemeler Moşe’ye getirilir; Moşe onları kurar, kutsal Mesh Yağı ile mesheder ve Aaron ile dört oğlunu Koenliğe atar. Mişkan’ın üzerinde bir bulut belirir; bu, Tanrı’nın Kutsal Varlığı’nın oraya yerleşmek üzere geldiğini gösterme amacındadır.

Bu hafta, peraşaya ek olarak Ki Tisa peraşasının başındaki Şekalim peraşası okunur (Şemot 30:1-16). Bu peraşa, kişi başına yarımşar gümüş şekelin Mişkan’a ve daha sonraları Bet-Amikdaş’a bağışlanmasına dair emri içerir. Bu yarımşar şekel hem çöl neslindeki nüfusu belirleyecek, hem de Bet-Amikdaş için gerekli fonu sağlayacaktır.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand – www.torah.org]

 

Bet-Amikdaş’ın Kapıları

Eha kitabındaki bir pasuk “Taveu Baarets Şearea… - Kapıları Toprağa Battı” (Eha 2:9) demektedir. Bet-Amikdaş’ın kapıları, yapı yıkılmadan önce gizlenmiş ve toprağa gömülmüştü. Açıklanamayan bir neden yüzünden Tanrı bütün Bet-Amikdaş’ın yıkılmasına izin vermiş, ama kapıları olduğu gibi bırakmıştı. Buna bir açıklama getirmek gerekir.

Bunun yanı sıra, Şemot kitabında okuduğumuz son beş peraşa, Teruma, Tetsave, Ki Tisa, Vayakel ve Pekude temel olarak “Benim için bir Kutsal Mekân yapacaklar ve içlerinde yaşayacağım” (Şemot 25:8) mitsvasını konu etmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla bu hiçbirimizin yerine getirmeye fırsatı olmayacağı bir mitsvadır. Tanrı’nın izniyle Maşiah’ın geldiğini görmeye nail olduğumuzda bile, yine de bu mitsvayı yerine getiremeyeceğimiz anlaşılıyor. Bunun nedeni, Hahamlarımızın, III. Bet-Amikdaş’ın gökyüzünden bir bütün olarak ineceğini söylemeleridir. Bu, Tanrı’nın Kendi İyiliği doğrultusunda bizi bu mitsvadan muaf tuttuğu anlamına gelmektedir. Onu bizim için Tanrı yapacaktır! Eğer öyleyse, biz ne yapacağız? Tanrı bizim bu mitsvaya katkıda bulunmamıza hiç izin vermeyecek mi?

Maaril Diskin (1818-1898) konuya güzel bir bakış açısı sağlar. Talmud’da (Baba Batra 53b) şöyle denmektedir: “Eğer bir insan yasal varisleri olmayan bir kişinin arazisinde bir saray inşa ederse ve sonra ikinci bir şahıs gelip saray için kapıları eklerse, bu malın yasal sahibi ikinci kişidir.” Başka bir deyişle, kapıları ekleyen kişi yapıyı inşa etmiş sayılır. [Talmud tuğlaları üst üste yığmanın, altındaki sahipsiz araziyi elde etmemizi sağlamadığını açıklar. Ancak kişi arazi üzerinde tamamen kapalı bir alan meydana getirdiği zaman, o sahipsiz arazinin de sahibi haline gelir.]

Bu nedenle, Maharil Diskin şöyle der: Tanrı Merhameti doğrultusunda [Bene-Yisrael’in günahlarına karşılık] II. Bet-Amikdaş’ı yıkması gerektiğini biliyordu. Ama sonunda onun yerini alacak III. Bet-Amikdaş’ı göndereceğini de biliyordu. Bunun yanı sıra, Tanrı hazır bir III. Bet-Amikdaş göndererek bu mitsvadan Yahudileri muaf tutacağını da biliyordu. Bu nedenle, II. Bet-Amikdaş’ın kapılarını hiçbir zaman yok etmedi.

Gelecekte – günümüzde hızla gelmesi dileğiyle – III. Bet-Amikdaş Göklerden inecektir, ama bir şey eksik olacaktır. Kapıları olmayacaktır! O zaman Yahudiler III. Bet-Amikdaş’a kapıları ekleyeceklerdir! Sonuç olarak “Benim için bir Kutsal Mekân inşa edecekler” emri yerine getirilmiş sayılacaktır. Bayramlarda okuduğumuz Musaf Amidası sırasında söylediğimiz “Arenu BevinyanoBize onun binasını gösterVesamehenu Betikunove tesisiyle sevindir bizi” sözlerin anlamı budur. “Bize onun binasını göster” ifadesi III. Bet-Amikdaş’ı neredeyse tam olarak göndermeyi ima eder. Ama bizler “Ya Bet-Amikdaş’ı inşa etme mitsvasını uygulama zorunluluğumuz ne olacak?” diye hayal kırıklığına uğrayacağız. Bu soruya Tanrı şöyle cevap verecektir: “Kapıları ekleyin!”. O zaman kapıları ekleyerek III. Bet-Amikdaş’ı kuracak, böylece onun binasını ve onu son haliyle tesis etme emrini yerine getirdiğimiz gerçeğiyle sevineceğiz.

Evrenin Efendisi’nin İyiliği işte böyledir. Tanrı bizi cezalandırsa ve Bet-Amikdaş’ı yaksa bile, gelecekte III. Bet-Amikdaş’ın kurulmasına katkıda bulunarak neşelenebilmemiz için gereken hazırlığı, II. Bet-Amikdaş’ı yıktığı zamandan düşünmüştür.

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Vayihrot Yeoyada – Melahim I 11:17–12:17

Pekude peraşasında genelde “Vayaas Hirom” aftarası okunur (Melahim I 7:40–50) Vayakel aftarasında olduğu gibi, burada da aftara I. Bet-Amikdaş’ın üretiminin tamamlanışını anlatmaktadır. Bazen Hirom ismiyle de anılan, Hiram’ın yaptığı tüm bakır işleri sıralandıktan sonra altından yapılmış diğer eşyalar listelenmektedir.

Ancak bu hafta Şabat Şekalim olduğu için, aftara olarak Vayihrot Yeoyada parçası okunacaktır. Peraşat Şekalim, Bene-Yisrael’in sayılmaları konusundaki sınırlamanın yanı sıra ahlaki bir ders içermektedir. Her Yahudi, tapınağın ve içinde yapılan ibadetin devamlılığını sağlayarak, kendi değerini ve toplum içindeki yerini ölçmektedir. Aftara da bu temanın Yeuda Krallığı’nda nasıl manevi ve politik bir devrim yarattığına değinir.

Kötülükleriyle ünlü Yisrael kralı Ahav ve kraliçe İzevel’in, kendilerini aratmayacak kadar kötü kızları Kraliçe Atalyau, evli olduğu Yeuda Kralı’nın ölümünden sonra tek yönetici olabilmek amacıyla ailesindeki herkesi öldürtmüş, gazabından sadece bir kişi kurtulabilmiştir. O da Koen Gadol Yeoyada’nın kurtardığı Yeoaş’tır.

Atalyau öldürüldükten sonra, henüz yedi yaşındaki Yeoaş kral olur. Koen Gadol’un halka tanıttığı yeni kral, büyük destek görür. Yeoyada hayatta olduğu sürece, kral Yeoaş Tanrı’nın yolunda ilerler ve halkının yaşantısındaki gelişmelere imza atar.

Büyük başarıları arasında, Bet-Amikdaş’ın güzelliğini ve onurunu tekrar sağlamak amacıyla yürürlüğe koyduğu bir fon toplama sistemi vardır. Koenler’i, Bet-Amikdaş’a bağış toplamak amacıyla dilenci durumuna düşüren eski sistem yerine, yeni bir metot uygulamaya koyulur. Bu metotla halk, sevgi ve sadakatlerini, yaptıkları katkılarla ifade etme şansına sahip olur. Böylece üzücü bir devir sona erer ve parlak bir döneme girilir.

DEVAR TORA

[Rabi Kenneth Aumann – HP 5759]

Pekude peraşasının, dolayısıyla Şemot kitabının sonunda, Tora, Tanrı’nın Mişkan’daki Kutsal Varlığı’nın, gündüzleri bir bulut, geceleri ise bir ateş ile kendini gösterdiğini belirtmektedir. Biraz derin düşünürsek; ateş ve bulut, oldukça farklı şeyleri akla getirmektedir. Normalde bulutları negatif anlamda ve gökyüzünü gizleyen özelliğiyle, ateşi ise pozitif ve karanlığı aydınlatıcı yanıyla düşünürüz. Acaba Tanrı’nın varlığı, neden birbirinden bu denli farklı iki fiziksel görüntü ile simgelenmektedir? Bu sorunun olası bir cevabı, tamamen gizemli olan Tanrı’nın, Sinay’da Tora’yı verdikten sonra Kendisi’ni az da olsa açığa çıkarmış olması sebebiyle, hem açık hem de gizli yönlere sahip olduğu yönündedir. Tanrı’nın tam benliği hiçbir zaman bilinemese de, Kendisi hakkında en azından bazı şeyleri bilmemize izin vermiştir.

Soruya verilebilecek ikinci bir cevap ise daha derindir. Bu bakış açısı için, ateş ve bulutun sırayla göründükleri zaman periyotlarına, yani gece ve gündüze bakmamız gerekecektir. İnsanın Tanrı’ya bakış açısı iki şekilde olabilir: “Gece” ve “Gündüz” yönleriyle... “Gündüz” yönü, bizlerin, Tanrı’yı her yönüyle anlayacak kabiliyette olduğumuzu farz ettiğimizi ifade eder. Bu şartlar altında, Tanrı kendisini bir “bulut”la gizleyecek ve aslında sandığımızdan çok daha gizemli olduğunu açığa vuracaktır. Bu şekilde insan beyni de, “Tanrı’yı her yönüyle bilme” konusunda başarılı olamayacaktır.

Fakat kişi eğer “Gece” yönünü benimserse, başka bir deyişle, Tanrı ile ilgili her şeyin aslında, karanlık gibi, tamamen saklı olduğunu düşünür ve kendi başına Tanrı’ya ulaşamayacağı sonucuna varırsa, o zaman da Tanrı Kendisi’ni “ateş” kıyafetine bürüyecek, o kişinin yolunu aydınlatacak ve kendi sıcaklığıyla onu ısıtacağı bir şekilde, Kendisi’ne giden yolu aydınlatacaktır.

 

MİŞNE TORA

[Rambam’ın Sözlü Tora’nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora’nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora’nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak – hem de çok kısa bir özet olan – kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham’a danışmak gerekir.

 

On Birinci Kitap: NEZİKİN / ZARARLAR (Devam)

66. Gezela Va-Aveda – Gasp ve Kayıp (devam)

 

Eğer kişi bir başkasından taşınabilir bir mal borçlanmışsa ve onu inkâr edip yalan yere yemin eder ve daha sonra bunu itiraf ederse, malın sahibine anamalın 5/4’ünü ödemek zorundadır ve Aşam-korbanı olarak bir koç getirmelidir (Vayikra 5:2 v.d.) Eğer eşyanın sahibi, ardında hiç varis bırakmadan ölmüşse, ödeme görev başındaki Koenlere yapılır (Bamidbar 5:6-8).

Kayıp bir eşyayı görmezden gelmemiz yasaklanmıştır ve onu geri vermemiz emredilmiştir (Devarim 22:1-3). Aynı şekilde, eğer yapabiliyorsak, bize bir başkasının malını kaybetmesini veya bu nalın zarar görmesini engelleme emri verilmiştir (aynı yer). Eğer eşyanın sahibi bilinmiyorsa, kişi bulunan eşyayı ilan etmeli ve onu kendisine ait olduğunu kanıtlayan kişiye geri vermelidir. Ama eğer eşyanın sahibi onu bulma umudunu yitirmişse, eşyayı bulan kişi onu sahiplenebilir.

BİR HAYAT DERSİ

[Adam Lieberman / “A Life Lesson” – www.aish.com]

 

Her Rol Hayatidir

 

Moşe Mişkan’ın inşası için Bene-Yisrael’den altın, gümüş ve bakır bağışlamalarını istemişti. Anlaşıldığı üzere, bunların en değerlisi altındı. İkinci değerli bağış gümüştü. En bol ve en az değerli bağış ise bakırdı. Ama bu üç madenin her biri Mişkan’ın inşasında tamamen farklı amaçlar için kullanılmıştır.

Altın kutsal işler için kullanılmış, gümüş Mişkan’ın kalaslarının oturduğu yuvaların imalatı için kullanılmış, bakır ise avluyu çevreleyen sırıkların oturduğu yuvaların imalatında kullanılmıştı (Şemot 38:24-31).

Sonuç olarak Mişkan’ın inşasında altın, gümüş ve bakır madenlerinin hepsi farklı amaçlar için kullanılmıştı. Esasında her bir maden kendi amacına hizmet etmek için diğerlerine bağımlıydı. Örneğin, altın içinde Tora’yı barındıran Kutsal Sandık için kullanılmıştı. Ama bu Sandığın korunması için, etrafında gümüşün kullanıldığı kalaslardan yapılan yapıya ve onun çevresinde de bakırın kullanıldığı bir avluya ihtiyaç vardı.

Her birimiz bir dereceye kadar dünyayı değiştirmek isteriz. Ama bazen kendimizi başkalarıyla karşılaştırdığımız zaman, katkılarımızın yeterli olmadığını hissederiz. Ama esasında tam tersi doğrudur. Bunun nedeni de, bir başkasının yardım etmesi için her zaman kendilerine düşeni yapan insanlara ihtiyaç duyulmasıdır. Hepimiz Tanrı’nın bize verdiği yetenek ve güç oranında katkıda bulunmalıyız. Eğer bulunmazsak, diğerlerinin kendilerine düşen katkıyı yapmalarını engellemiş oluruz.

Bazen bir fark yaratmak için gerekli olan özelliklere sahip olup olmadığımızdan kuşku duyarız. Yeteneğimizi ve kaynaklarımızı, bu konularda farklılık gösteren diğer insanlarınkiyle karşılaştırdığımız zaman bu soruyu daha çok irdeleriz.

Tamamlanan her projede, “merkezde ve ön planda duran” insanların dışında, birçok insan daha katkıda bulunmuştur. Bunlar projeyi öngören veya her bir ayrıntısında çalışmış olan ya da ilk heyecan bittikten sonra projeyi kurtaran kişiler de olabilir. Neticede, projenin başarılı olmasında bütün bu insanlar katkıda bulunmuşlardır. Ama yine de, her biri bireysel olarak kendisine düşen payı yerine getirmek için bir başkasına bağımlıdır; yoksa kelimenin tam anlamı ile onların katkılarına yer olmayacaktır.

Bu konuyu bir düşünün. Eğer hiç kimse yeni ve heyecan dolu fikirlerle ortaya çıkmazsa hayırsever bir kişi parasını kime verebilir?

Katkınızın bir fark yaratmayacağını düşünme yanılgısına düşmeyin. Tıpkı Mişkan günlerindeki gibi, yeteneğinize bağlı olarak katkıda bulunma sorumluluğunu taşıyorsunuz. Tanrı size ister altın, ister gümüş, ister bakır vermiş olsun, elinizden geldiği kadar vermek zorundasınız. Ve şunu unutmayın ki, altın bağışlayan kişinin bağışı, ancak bakıra sahip olan kişi verdiği zaman bir anlam taşır. Elinizde vereceğiniz hangi kaynak olursa olsun, ister para, ister zaman veya yardım olsun, sadece Tanrı’nın vermenizi istediği doğru miktarı verdiğinizi bilmenin mutluluğu yaşamakla kalmazsınız, aynı zamanda başkalarının da vermesi için bir temel sağlamış olursunuz.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi – Rabi Nisim Behar]

 

Şalom

Barış, Esenlik, Dostluk

 

 

1. Dünya devamlılığını sadece barışla sürdürebilir.

2. Bir evde barış hüküm sürerse, o ev Tanrı katında değer görür ve orada hiçbir tehlike meydana gelmez.

3. Tanrı Yisrael Ulusu’nu mübarek kılma konusunda bir araç olarak her şeyin üstünde barışı seçmiştir.

4. Barışın olduğu yerde sevinç vardır; olmadığı yerde ise yas ve keder hüküm sürer.

5. Barışın peşinde koşan kişinin duaları daima kabul olur.

6. İki arkadaşı barıştıran bir kişi hem bu dünyada, hem gelecek dünyada büyük ödüllere hak kazanır.

7. Şalom, yani barış çok değerlidir. Nitekim Koenler’in halkı mübarek kılarken söyledikleri sözler “Şalom” kelimesiyle sona erer. Bu bize, halk içinde barış olmadığı sürece, hiçbir beraha ve duanın kabul edilmediğini öğretir.

8. Şalom o kadar büyüktür ki; Tora’da şu kuralı okuruz: Eşler arasında barışın tesisi için uygulanan prosedürde, Tanrı, büyük bir kutsiyetle yazılan İsmi’nin bile gerekirse suyla silinmesini emretmiştir.

9. Şalom’un tesisi için, gerekirse başkalarının konuşmaları, biraz değiştirilerek aktarılabilir.

 

Haftanın Sözü

[“Shabbat Shalom Weekly” – Rabi Kalman Packouz]

 

Rüzgârı kontrol edemezsiniz,

Ama yelkenlerinizi ayarlayabilirsiniz.

-- Yidiş Atasözü

 

Haftanın Peraşası’nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.