Yazdır

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

   8 Mart

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:06

6:18

-----

Yeruşalayim

5:11

6:23

Tel Aviv

5:21

6:20

1 VeAdar

Tel Aviv

5:26

6:25

İstanbul

5:49

6:29

5768

İstanbul

5:57

6:37

P E K U D E

 Hatırlatmalar:

 

ü Roş Hodeş Veadar (Adar II)

ü Şabat Şekalim

ü 15 Mart Şabat: Şabat Zahor

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 38:21-40:38)

[www.chabad.org]

 

Moşe, halkın Mişkan için bağışladığı altın, gümüş ve bakırın sayımını yapar. Betsalel, Aoliav ve yardımcıları, Moşe'ye Tetsave peraşasında iletilen talimatlara göre, Koen Gadol'a özgü sekiz özel giysi hazırlar: Efod, Hoşen (göğüslük), Meil (üstlük), Tsits (alın plakası), Mitsnefet (sarık), Ketonet (entari), Avnet (kuşak) ve Mihnasayim (don).

Mişkan tamamlanmıştır. Mişkan'ı oluşturan bütün malzemeler Moşe'ye getirilir; Moşe onları kurar, kutsal Mesh Yağı ile mesheder ve Aaron ile dört oğlunu Koenliğe atar. Mişkan'ın üzerinde bir bulut belirir; bu, Tanrı'nın Kutsal Varlığı'nın oraya yerleşmek üzere geldiğini gösterme amacındadır.

 

Bu hafta, peraşaya ek olarak Ki Tisa peraşasının başındaki Şekalim peraşası okunur (Şemot 30:1-16). Bu peraşa, kişi başına yarımşar gümüş şekelin Mişkan'a ve daha sonraları Bet-Amikdaş'a bağışlanmasına dair emri içerir. Bu yarımşar şekel hem çöl neslindeki nüfusu belirleyecek, hem de Bet-Amikdaş için gerekli fonu sağlayacaktır.

 

DEVAR TORA

["Drasha" / Rabi Mordehay Kamenetsky - www.torah.org]

 

Ciddi Önlemler

 

Yeni tamamlanan inşaatların çoğu mutlu konuşmalar, gelişim ve daha da büyüme kehanetleri ile dolu neşeli olaylardır. Bu hafta Moşe, Mişkan'ın inşasında kullanılan bütün malzemeleri ve işgücünün dökümünü vermektedir. Moşe, Bene-Yisrael'in getirmiş oldukları altın, gümüş ve bakırla diğer malzemelerin talebi aştığını gururla açıklar. Buna rağmen, açılış konuşmasında çarpıcı bir şekilde karanlık kalan bir taraf vardır. Mişkan'ın sadece geçici olacağını ve asıl hedef olan Bet-Amikdaş için bir ön aşama olduğunu söyleyeceğine, konuşmasına karanlık bir kehanetle başlamaktadır.

 

Pekude (Sayımlar) peraşası Şemot 38:21'de, "Bunlar, Mişkan'ın - Tanıklık Mişkanı'nın - Moşe'nin talimatı üzerine yapılan hesap dökümüdür" sözleriyle başlamaktadır. Midraş Moşe'nin buradaki gereksiz görünen tekrarları üzerinde durur. Moşe Mişkan sözcüğünü neden tekrarlamaktadır? Basitçe "Bunlar Tanıklık Mişkanı'nın ... dökümüdür" demesi yeterli olmaz mıydı? Midraş açıklar: Mişkan sözcüğü "Maşkon - Rehin" ile yakından ilişkilidir. Moşe, bu sözcüğü iki kez tekrarlayarak, gelecekte Yisrael'in günahları nedeniyle Tanrı tarafından "rehin alınacak" iki Bet-Amikdaş'ı ima etmektedir.

 

Böyle mutlu bir açılış gününde, Moşe neden gelecekte gerçekleşecek bu lanetli olayları ima etme gereği duymuştur? Böyle bir konuşma tamamen moral bozucu değil midir? Yahudiler için burada nasıl bir ders vardır?

 

Polonya'da, vergi ödemeden Rus sınırından mallar sokmak için dolambaçlı planlara başvuran bir grup kaçakçı vardı. Buna rağmen bir türlü başarıya ulaşamıyorlardı - ta ki, sınır muhafızlarının hiçbir zaman cenaze alaylarını umursamadıklarını fark edene kadar.

 

Bunu fark etmelerinin ardından, kaçakçılar mallarını tabutlara doldurmaya karar verdiler ve bir cenazeye yakışan bütün acı ve hüzünle kaçak malları sınırdan geçirmeye başladılar. Ancak bu uygulama gittikçe rutin halini almaya başlamıştı. Buna bağlı olarak cenaze alaylarının hüzünlü havası, alışkanlık dolayısıyla gittikçe azalmaktaydı. Bir keresinde "cenaze alayı" karanlık bir gecede kahkahalarla gülüp sınıra geldiğinde, muhafızlar alışılmışın dışında bir hava sezdiler ve tabutun açılmasını emrettiler. Kaçak malları gördükleri zaman, hemen çeteyi tutukladılar ve sorgulanmak üzere onları polis merkezine götürdüler.

 

Kaçakçıların başı amirin önünde durdu ve gözyaşlarına boğuldu. "Bize merhamet edin. Hepimizin aileleri var!" diye yakardı. Subay öfkeli bir ifade ile cevap verdi: "Sizi sersemler! Şimdi ağlıyorsunuz! Oysa sınıra geldiğinizde ağlasaydınız, şimdi gülüyor olurdunuz! Ama sınırda güldüğünüz için, şimdi ağlıyorsunuz!"

 

Moşe, Mişkan'ın hizmete açılışındaki neşeye bir ciddiyet anlayışı aşılamıştır. En büyük hediyelerin bile kalıcı olmadıkları konusunda Yahudileri ikaz etmiştir. Mişkan bile sonsuza dek sürmeyecektir. Kalbimizde yaşattığımız her şeyle ilgili bir ciddiyet ve takdir etme anlayışına sahip olmalıyız. Peygamber (Yoel 2:13) bize şöyle der: "Giysilerini değil, kalbini yırt!" Hahamlarımız bu sözleri şöyle açıklarlar: "Eğer zamanında kalbinizin arzularını sindirirseniz, ileride yas işareti olarak giysilerinizi yırtmanıza gerek kalmayacaktır." Moşe çok usta ve ince bir şekilde aynı mesajı vermiştir. Bir düğünde bile, damat Hupa'nın altında bardağı kırdığı zaman, kendine, geline ve bütün etrafındakilere Moşe'nin açılıştaki bu mesajını hatırlatır. Sahip olduğun şeylere değer ver ve onları sevgi ile koru. Çünkü korunmayan hiçbir şey sonsuza dek sürmez.

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

Geçenlerde bir taziye ziyaretinde bulundum. Teselli edenlerle yas tutanlar arasında yer alan diyalogun türü beni biraz şaşırttı. Böyle bir ziyaret yapıldığı zaman yapılacak ve söylenecek en doğru şey nedir?

DEVAR TORA

["Dvar Torah" Rabi Label Lam - www.torah.org]

 

Yahudilerin İşi!

 

Söylenmeye değer herhangi bir şey tekrarlanmaya değer! (Michael Lam)

 

Söylenmeye değer herhangi bir şey tekrarlanmaya değer! (Michael Lam)

 

Bir soru defalarca akla gelir: Pekude peraşası neredeyse tümüyle, Teruma ve Tetsave peraşasında yer alan konuların tekrarı gibidir. Tek fark, diğer peraşalarda emirler verilmişken, burada uygulamanın yapılışından bahsedilmesidir. Ama Mişkan'ın tüm ayrıntıları burada tekrarlanmaktadır. Neden? Neden Tora ıssız bir çölde Mabet'in inşasının birçok ayrıntısını tekrarlamakta bu kadar mürekkep harcar?

 

Kelm Büyüğü şöyle yazar: Bir varlığı değerli kılan iki farklı unsur vardır: 1) Ender oluşu. 2) Gerekli oluşu. Örneğin, bir elmasın veya başka bir değerli taşın değeri ender oluşu ile artar. Ender bulunan bir pul veya bir beysbol kartı bile, türünde tek olduğu için bir koleksiyoncunun pahalı bir malı haline gelir. Eğer piyasaya binlercesi akın etseydi, fiyatı hazin bir şekilde düşerdi.

 

İhtiyaç hissettiğimiz için değerli olan başka unsurlar da vardır. Hava, su ve yiyecek doğal olarak değerlidir. Üstlerinde yüksek bir fiyat etiketi taşımayabilirler, ama bunun nedeni, Tanrı'ya şükür, tabiatta bol olmalarındandır. İki dakika boyunca nefesinizi tutmaya çalışın, o zaman havanın değerinden söz edebiliriz. Oruç tuttuğumuz bir günün sonunda, hepimiz yiyeceğe övgüler içeren şarkılar söylemeye başlayabiliriz.

 

Kelm Büyüğü şu gözlemlerle devam eder: Dünya öyle bir şekilde düzenlenmiştir ki, bir şeye gerçekten ne kadar ihtiyacımız varsa, onu etrafımızda o oranda buluruz. Hava her taraftadır ve ona acil bir şekilde ihtiyacımız vardır. Su yaşam için havadan daha az gerekli, ama yiyecekten daha önemlidir. Bu nedenle, yeryüzünün üçte ikisi su ile kaplıdır. Daha az gerekli olan yiyecek daha az ölçüde, ama yeterli miktarda bahşedilmiştir. Başka bir deyişle şöyle bir prensibe varmaktayız: Hayatın vazgeçilmez unsurları ne kadar bol iseler, onlara ihtiyacımız da o denli çoktur.

 

Bu nedenle, Tora'da sık olarak tekrar edilen unsurlar özel öneme sahiptir. Mısır'dan Çıkış bizim hayatımızda çok önemlidir ve birçok günlük, haftalık ve yıllık mitsvaların temelidir. Mısır'dan Çıkış olaylarının ayrıntılarından derinlemesine söz etmemiz sadece Pesah Sederi'nde yapılacak bir şey değildir; bunun ötesinde bu olayları her gün anımsamamız da emredilir. Tora "Mısır Çıkışı" olayından belki elli kez söz etmektedir. Yahudiliğin devam etmesi için, Mısır'da olup bitenleri hatırlamanın teneffüs ettiğimiz hava kadar önemli olduğunu bilmemiz gerekir.

 

Belki de bu kavram Mişkan konusundaki tekrarlar için de geçerlidir. Hikâyeye göre, tüm yeryüzündeki manevi liderler ekümenik bir toplantıda bir araya gelip, asil bir amaç için fikirlerini ne şekilde birleştireceklerine karar vereceklerdi. Birisi önerdi: "Bu dünyayı aşmak, günlük hayatın çamurunun ve fiziksel arzunun sürekli cazibesinin ötesine ulaşmak için hep birlikte birkaç anı meditasyonla geçirelim!". Başkaları da farklı fikirler öne sürdüler. Sonunda bir kişiden farklı ve şaşırtıcı bir öneri geldi. "Dünyeviliğin ötesine gitmeye çalışmak yerine, neden fiziksel unsuru yükseltip burada, yeryüzünde, Tanrısallık için bir yer yaratmıyoruz?" Öneri toplantının yöneticisi tarafından hemen dışlandı: "Peh! Bu Yahudilerin işi!"

 

Mişkan, yeryüzünde Tanrısallığın mevcut olabileceğinin en bariz simgesidir. Ve onun inşasında ayrıntıların miktarını ve toplumsal çabanın kalitesini gözlemlersek, bu dünyadaki eşsiz görevimizin önemini ve kendi minik yaradılış köşemizi değiştirmenin ne kadar önemli olduğunu kavrayabiliriz. Yahudilerin işi budur!

 

MİTSVA / UYGULAMA / MAase

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

Mitsva: Tartı ve ölçülerde herhangi bir haksızlık yapmak Tora'nın "yapma" şeklindeki emirlerinden biridir. Pasukta söylendiği gibi: "Ölçümde - uzunluk, ağırlık ve hacim [ölçülerinde] - hile yapmayın." (Vayikra 19:35).

 

Uygulama: Ölçü ve ağırlıkların katiyeti konusundaki yükümlülük son derece önemlidir. O kadar ki, Hahamlarımız bunun en ağır günahlarla mukayese ederler. Rambam bunu şöyle açıklar: Bir kişi ölçü ve ağırlıklarda hile yaptığı takdirde hem Tanrı'ya hem de insanlara karşı suç işlemiş olur. Volojin'li Rabi Naftali Tsvi Yeuda Berlin, Tora'nın "Sefer Ayaşar - Dürüstün Kitabı" olarak adlandırıldığını hatırlatır ve Avraam, Yitshak ve Yaakov gibi dürüst insanların soyuna verildiği için dürüstlüğün de Tora'nın uygulanmasının en önemli temeli olduğunu vurgular. Ticarette hırsızlık son derece ağırdır, zira bir kişi, Teşuva yapmak istese bile, hile yoluyla parasını çaldığı kişileri tazmin edip tam Teşuva yapması oldukça zordur; ne de olsa her gün çok sayıda insan alışveriş yapmaktadır.

 

Bu yasak dürüstlükten uzak ticaretin her türlüsünü kapsar. Hahamlarımız'ın açıkladıkları üzere, en önemsiz görülen bir ölçü ya da ağırlık sapması bile yasağın ihlali için yeterlidir.

 

Her yerel otorite, tartı ve ölçüleri titizlikle kontrol altında tutacak görevliler görevlendirmeli, böylece cemaatleri içinde dürüstlüğü garanti etmelidir.

 

Maase: Tsadik olmasıyla tanınan kasaba Şoheti, Rabi Yisrael Salanter'e gelir. Elinde Şehita bıçağı yoktur ve telaş içinde olduğu bellidir. Titrek bir sesle Rabi Yisrael'e, bundan böyle Şehita yapmayacağını, zira Şehita kurallarının son derece ince noktaları gerektirdiğini ve herhangi bir yasağı çiğnemekten çok korktuğunu belirtir. Rabi Yisrael Şohet'e bundan böyle neyle iştigal etmeyi, ailesini neyle geçindirmeyi düşündüğünü sorunca Şohet ticaretle uğraşmayı planladığını söyler.

 

Rabi Yisrael gülümser. "Eğer senin tüm endişen Tora'nın yasaklarını çiğneme olasılığıysa" der, "o zaman şunu bil ki ticaret söz konusu olduğunda daha çok endişelenmelisin! Şulhan Aruh'un dört faslından biri tümüyle ticaret kurallarına ayrılmış durumda. Şehita kuralları bunun yanında çok dar kapsamlı kalır... Bu nedenle sana önerim şu: Sen en iyisi Şehita görevine geri dön ve başını ticarette sürekli ortaya çıkan şüpheli durumlara sokmaktan sakın."

 

Rabi Yisrael sonra kendisini örnek verir: "Evlendikten sonra geçim amacıyla ticarete girmeyi düşünmüş, bu amaçla kasabanın zenginlerinden birinden borç almıştım. Ama kısa süre sonra bu parayı iade ettim, çünkü ticaret hayatı birçok yasağın çiğnenmesine son derece yakın. Hırsızlık, hile, faiz, yalan, inkâr, tartı ve ölçülerde katiyet ve daha birçok şey! Tüm bunlar bana zihin rahatlığı vermedi ve ticaretle uğraşmaktansa daha mütevazı bir yaşam sürmeyi tercih ettim."

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

"Nihum Avelim - Yastakileri Teselli" mitsvasının esas amacı yakınını kaybedenin acısını hafifletmek olduğuna göre, "Şiva - Yedi" günlük yas döneminde yastakilerin evine gelmek, hiçbir şey söylenmese bile, onların acılarının paylaşılmasını ifade eder ve hüzünlü bir dönemde kendini yalnız hissetmenin acısını biraz olsun hafifletir.

 

Ancak ideal olarak, böyle bir ziyaret hem teselli edene, hem de yas tutana, ölen kişinin erdemlerini anımsatmak için bir fırsat sağlamalıdır. Tıpkı cenaze sırasında yapılan "Esped - Ağıt" konuşmasını yapanların, ölenin ardından onu övmesi gibi. Bunun arkasındaki kavram şudur: Tanrı Katı'nda, ölen kişinin ruhunun geçirileceği yargıda, yeryüzünde yaşayanların o kişi için neler söyledikleri de göz önünde bulundurulur.

 

Daha da övgüye değer bir nokta da, bir trajedi gibi görünen bu olayda Tanrı'nın merhametini, yaşam sonrasını ve dirilişi vurgulayarak, yaşam ve ölüm hakkında yapılan teolojik bir konuşmadır. Böyle bir konuşma yas tutanlar için, ölümün bir son olmadığı, daha ziyade bir başlangıç olduğu kavramını güçlendirir. Ancak "Ne yapılabilir? Elden ne gelir?" gibi sözler söylemekten kaçınılmalıdır. Bu gibi sözler Talmud'daki Hahamlarımız'a göre, "Eğer bize kalsa, Tanrısal karara karşı gelirdik" anlamına gelebilir.

 

Rambam yastaki birini teselli edenin, aynı zamanda ölmüş kişinin ruhunu da rahatlattığını yazar. Belki de, yas tutan tek kişi varsa bile çoğul olarak "Min Aşamayim Tenuhamu - Göklerden Teselli Bulun" veya "Biruşalayim Tenuhamu - Yeruşalayim'de Teselli Bulun" denmesinin bir nedeni budur.

 

Yeri gelmişken, bir müteveffa için her yıl yapılan anma dualarına ek olarak, o kişinin ruhunun yücelmesi için tsedaka vermek de önemli bir uygulamadır. Bunun yanında, müteveffanın ruhunun rahatlatılmasının yanında, onu gereksiz yere rahatsız etmemek de önemlidir. Bu açıdan, onun ruhuna yapılan Aşkava adı verilen dualar, sadece yıldönümünde ve onun rastladığı haftanın başında Sefer-Tora'ya kalkılırsa yapılmalıdır. Bunun yanında Yamim Noraim zamanında da bu dua bir kez yapılır. Ama bu dualar, bunun dışında gereksiz yere yapılmamalıdır.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

                                                                                        

Şabat Kandili Yakma Kuralları

1.             Şabat'tan bir saat önce, Cuma günü öğleden sonra tüm işleri bırakmak gerekir.

    Kadın veya erkek olsun herkes, Şabat'ın onuruna Şabat mumu veya kandili yakmakla yükümlüdür. Fakat kadınlarımız bu mitsvayı yapmaya erkeklerden daha fazla özen gösterirler. Eğer kadın yakamazsa, onun yerine başkası yakabilir.

2.             Çok fakir olan bir kimse bile, Şabat kandilini yakmak için gerekirse Tsedaka istemeli ve kandili yakmalıdır.

3.             Geleneksel olarak iki kandil yakılır, fakat haftanın yedi gününe denk düşen yedi kandil de yakılabilir. Şabat'ı karşılarken ne kadar fazla ışık yakılırsa o kadar fazla nur evin içine yayılacaktır.

4.             Kandil gündüz çok erken yakılmamalıdır. Çünkü o zaman bu kandilin Şabat'ın onuruna yakıldığı anlaşılmayabilir. Fakat çok da geç yakılmamalıdır.

5.             Kandil tercihen zeytinyağıyla yakılır; fakat yoksa başka yağlarla yakılabilir [Kandili, kokusu kötü yağlarla yakmamaya dikkat etmek gerekir]. Parafin mumu da kullanılabilir; eğer yoksa, kandil hayvani yağla da yakılabilir.

6.             Cuma günü öğleden sonra, hava kararmadan önce, giyilecek elbiselerin cepleri kontrol edilmelidir. Muktse [Şabat günü dokunulması yasak] olan şeyler varsa çıkarılmalıdır

Haftanın Sözü

[Baal Şem Tov]

 

Dünya her sabah bizim için yenidir - bu Kutsal Tanrı'nın bir hediyesidir ve her insan her gün yeniden doğduğuna inanmalıdır.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.