Bu Hafta İçin Saatler

27 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:01

17:15

-----

Yeruşalayim

16:00

17:14

Tel Aviv

16:17

17:16

14 KASIM

Tel Aviv

16:15

17:15

İstanbul

17:33

18:12

2020

İstanbul

17:27

18:07

İzmir

17:33

18:23

İzmir

17:30

18:20

HAYE SARA-חיי שרה


17 KASIM 2020 ROŞ HODEŞ KİSLEV

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 23:1-25:18)

Bene-Yisrael'in ilk annesi Sara, 127 yaşında vefat eder. Avraam, eşini metheden bir konuşma yaptıktan ve kaybının verdiği acıyla ağladıktan sonra, onu Mearat Amahpela'ya (Mahpela Mağarası) gömebilmenin yollarını aramaya başlar. Burası Adam ve Hava'nın da gömülü oldukları yer olduğu için, Avraam, söz konusu yerin sahibi Hiti milletinden Efron'a yüklü miktarda ücret ödemekten çekinmez. Avraam sadık hizmetkarı Eliezer'i, Yitshak'a uygun bir eş bulması için görevlendirir ve kendisine, bu kızı sadece Avraam'ın Aram Naarayim'de yaşayan ailesinden seçeceğine dair yemin ettirir. Eliezer Aram Naarayim'e doğru yola çıkar ve Tanrı'ya, belirli bir işaret vermesi için dua eder. Kuyu başına geldiğinde karşısına Rivka çıkar. Eliezer kendisinden su isteyince Rivka sadece ona su vermekle kalmaz, Eliezer'in on devesinden her biri için de kuyudan su çeker. Bu olağandışı nezaket, Rivka'yı Yitshak için en uygun eş ve dolayısıyla Bene-Yisrael için en uygun "ikinci anne" adayı olarak işaretler. Rivka'nın babası ve daha çok dayısı Lavan ile yapılan görüşmeler sonucunda Rivka Eliezer'le birlikte Kenaan'a doğru yola çıkar. Yitshak Rivka'yı, annesi Sara'nın çadırına getirir, onunla evlenir. Rivka'yı çok sever ve bu, annesini kaybetmesinin ardından kendisine bir teselli olur.

Avraam, Agar'la tekrar evlenir. Bu noktada Agar'ın ismi, davranışlarını düzeltmiş olması sebebiyle Ketura olarak değişmiştir. Avraam bu evlilikten doğan altı çocuğuna hediyeler vererek onları doğuya gönderir. 175 yaşında vefat eden Avraam, oğulları Yitshak ve Yişmael tarafından, Mearat Amahpela'da Sara'nın yanına gömülür.



Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
Çok İyi

Güzellik: Peraşamızın hemen başında Sara imenu’nun vefat ettiği yaş verilirken Tora bunu üç kısımda belirtmeyi uygun görür. Sara İmenu yüz ve yirmi ve yedi yaşında vefat eder.  Midraş’a göre aslında Sara’nın yüz yaşında yirmi yaşındaki kadar güzel, yirmi yaşında da yedi yaşındaki kadar günahsız ve temizdir. TaNaH içinde güzelliği övülen kişilikler mevcuttur. Rivka Eliezer ile ilk karşılaşmasında Tora tarafından güzelliği ile de övülür. Rahel’in güzelliği Yaakov’u etkilemiştir. David Ameleh için de “yakışıklı” ifadesi kullanılır. Moşe Rabenu yüz yirmi yaşında vefat ettiğinde gözü zayıflamamış ve derisi hala parlamaktadır. Aslında yaratılışın esasında insanoğlunun Adam gibi yaşlanmayan, ölümsüz ve bozulmayan bir bedene sahip olması gerektiği belirtilir. Adam günah işleyip dünyaya ölümü getirince yetser ara tarafından hastalıklar, sıkıntılar ve ölüm dünyada bulunmaya başlar. Maşiah’ın günlerinde ise yeniden başa dönüş gerçekleşecektir. Ölüm, hastalıklar, yaşlanma yetser ara gibi bertaraf edilecektir. Konumuza dönersek Sara’nın güzelliğinin kaynağı aslında onun ruhaniliğidir. Burada bilgeler bir soru yöneltir: Neden Tora Sara’nın güzelliğini övmektedir? “Şeker ahen veevel ayofi işa yirat Ad... i titalal” pasuğu her Şabat akşamı okuduğumuz “Eşet Hayil”den alınmadır ve endam ile güzelliğin yalan ve boş olduğundan söz etmektedir. Övülmesi gereken Tanrı korkusudur.

Aslında insan güzellikten etkilenir. Güzel bir insan veya güzel bir görüntü insanda olumlu etkiye neden olur. Kabala’nın öğretisine göre güzellik aslında “Şlemut” dediğimiz kusursuzluğun bir tezahürüdür. Tanrı insanı Şlemut için yaratmıştır. Sahip olduğu güzelliğe ve endama aykırı davrananlar için Mişle “şeker ahen veevel ayofi” ifadesini kullanmış endam ve güzelliğin boş olduğunu paylaşmıştır. Ancak dışsal güzelliğin iç güzellikle ortaya çıkması her zaman övülmeye layıktır. Şimdi cümleyi baştan okuyalım. “Eğer Tanrı korkusu yoksa güzellik ve endam boş ve yalandır. Tanrı korkusu varsa endam ve güzellik de bulunuyorsa o gerçekten övülmeye layıktır.”

İlk Öykümüz: Gemara Masehet Taanit 7’de Rabi Yeoşua ben Hananya ile ilgili anlatılan bir öykü vardır. Güzel görünümlü biri olmayan Rabi’ye imparatorun kızı “neden bilgelik güzel olmayan bir kapta barınmaktadır” sorusunu sorar. Rabi Yeoşua buna cevap olarak babasının şaraplarının neden tahta fıçılarda bulunduğunu, neden altın ve gümüş fıçılara konmadığını sorar. Prenses bunu babasından rica eder. Şaraplar altın ve gümüş kaplara konur ancak hepsi ekşir. İmparator kızına bu fikrin kimden geldiğini sorunca o da Rabi’yi işaret eder. Rabi “bana ne dediyse ona göre cevap verdim” diyerek konuyu açıklar. Burada verilen mesaj aslında hedefin ruhani güzellik olduğunu söylemektedir. Ancak insanın fiziksel güzelliği yukarıda söylediğimiz gibi Şlemut’a gönderme ve katkı yapmaktadır. 

Sara İmenu için olan övgünün bir benzeri Avraam için de yer alır. “VeAvraam zaken ba bayamim.” Avraam yaşlanmıştı ve günlerle gelmekteydi. Rabiler burada nasıl bir övgü olduğunu anlamaya çalışırlar. Avraam bir yerden geçerken olumlu şeyleri toplayan bir mıknatısa benzetilir. Avraam’ın boş geçen günü yoktur. Her geçen gün ona bir şeyler katmıştır katmaya da devam etmektedir. Bir insanın bir şey yaptığı gün onun için kazanımdır. Bir şey yapmadığı günde hiç bir kazanmamış hatta yaşamamış gibidir.

Bir Öykü Daha: Adamın biri işten eve dönerken nehir kenarında gezinmektedir. Kafasında sayısız sorun vardır. Evinin taksitleri, çocuklarının masrafları daha birçok şey. Birden bire köprüden küçük bir silüetin suya düştüğünü görür. Küçük bir kız sularla boğuşmaktadır. Yüzmeyi çok iyi bilen adam kızı kurtarır ve evine getirir. Adam hayatını riske ederek kralın kızını kurtarmıştır. Hemen saraya koşar ve krala haber verir. Kral bu fedakarlığın karşılığını vermek ister ama adam bir şey istemediğinde ısrarlıdır. Kral bunun üzerine bir belge hazırlar. Bir gün sadece iki saatliğine adam kraliyet hazinesine girebilecek ve istediklerini alıp çıkabilecektir. 

O gün geldiğinde adam hazinenin olduğu yere gelir. Kralın adamlarından biri hazinenin boşalmaması için adama hissettirmeden tedbir almıştır. Adam içeriye girer ve muhteşem bir orkestra ve koro tarafından karşılanır. Onun için bestelenen şarkıyı dinleyerek yarım saatini harcar. İkinci salona geldiğinde çok sevdiği bir show programı vardır. Artık vakit daralıyor derken bu sefer yemek ikramları başlar. Son iki dakikada adam içeriye girer. Ne olduğuna bakarken omuzunda bir el artık çıkması gerektiğini söyler. Son bir gayretle pırlantalı bir kolyeye uzanır ama zaman geçmiştir. Adam eve boş döndüğünde sadece o kolyedeki bir taşı satarak bütün maddi sıkıntılarının bitebileceğinin ama zamanını boşa harcadığının bilincindedir.

Çok İyi: Hayat bizim için hazine odasının anahtarı içindeki hazineler de mitsva ve iyi davranışlarımızdır. Yetser ara kralın hazinesini boşaltmamızı istemeyen kralın bakanıdır. Hayatta o hazineden sayısız şey alıp kazanmak varken boş şeylere harcadığımız ömrümüzün haddi hesabı yoktur. Yetser ara bunu teşvik eder. Sonra da evimize ne yazık ki elimiz boş döneriz. Kainatın yaratılışında her şeyin çok iyi olduğu için “tov meod” ifadesi yer alır. Bu aslında yetser ara için kullanılır. Rabiler durumu açıklar. Bir kişi tov meod olmaya ulaşabilmek için yetser ara ile savaşmalı ve onu yenebilmek için çaba göstermelidir.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Vakit nakittir şeklindeki deyimi çok iyi bilmemize rağmen, beş dakika mı yoksa beş dolar mı daha önemlidir, sorusunun cevabını net bir şekilde cevaplamaktan çekiniyoruz.

Elbette ne dersek diyelim; zaman, paradan çok daha değerlidir. Bizler kısa bir zaman süresi içinde yaşıyoruz. Kişi yaşlandıkça bu süreç çok daha açıklık kazanmaktadır. Gençken her birimiz çok uzun yaşayacakmışız gibi hareket ederiz ve öyle düşünürüz. Bir söylentiye göre İngiltere kraliçesi ölüm döşeğinde iken, tüm zenginliğimden ve şöhretimden, birkaç sene daha fazla yaşamak uğruna vazgeçebilirim, demiştir.

21.yüzyıl insanının yaşadığı en büyük kaos, zamanı boşa harcamasıdır. Değer vermemiz gereken zamanı, boşa tüketiyoruz. Herkes yapıyor, ben de yapmalıyım hastalığından zamanın kıymeti anlaşılmaz oldu. Zamanı boşa tüketmenin pek çok yolu var ve bunların hepsini yapmak için adeta bir yarış içindeyiz. Dedikodu ile uğraşarak, magazin programlarını izleyerek zamanımızı boşa harcıyoruz. Esrarengiz bir şekilde, fark etmeden; zamanı boşa harcamanın yollarını bile icat ettik.

Yaşamın değerini meşguliyetin arttıkça anlarsın, cümlesinin yazılı olduğu bir poster, yaşama bakış açımızın ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir.

Bir insanın mezar taşının üzerinde: “Yaşamımda çok koştum, çok meşguldüm ama neye? Yazdığını düşünebiliyor musunuz? Yaşamın değerini yalnızca ne kadar meşgul olduğumuzla ölçmek kadar yanlış bir düşünce olamaz.

Bu haftaki peraşanın adı Haye Sara; Sara’nın yaşamı. Fakat peraşanın adı bu olmasına rağmen içeriğine bakacak olursak Sara’nın yaşamından bahsetmek yerine, Sara’nın ölümü ve gömülmesinden ve daha sonrasında Avraam’ın ölümünden söz ettiğini görüyoruz. Peraşanın girişinde ölümlerden bahsetmesine rağmen, peraşa neden yaşam olarak adlandırıldı?

Yaşamı, bir gemiye benzetebiliriz. Bu geminin gitmesi gereken bir istikamet vardırve geminin amacı varacağı noktaya ulaşabilmektir. Yolculuk sırasında yanlış bir rotaya sapmış ve çarpıp zarar görmüş bir geminin halini düşünün, yaşam da buna benzer. Yaşamı gemiye benzettiğimiz gibi, bir bardağa da benzetebiliriz, ne kadar dolduracağımız bizim elimizde. Ancak dolan bardak berahayı, Tanrısal duayı alabilecektir. Haye Sara, Sara’nın yaşamı. Tora’nın Avraam ve Sara’nın ölümünden bahsetmesinin nedeni her ikisinin de yaşamın değerini ve önemini çok iyi bildiklerini ifade etmek içindir.

Bir bebeğin gelişimi aylara göre hesaplanır. Gençlerde ise gelişim senelere göre değerlendirilir. Avraam’ın yaşamından Tora bahsederken (Bereşit 25:7) “Veele yeme şene haye Avraam aşer hay.” Avraam’ın yaşamış olduğu yılların günleri şunlardır. Genel olarak bir insanın yaşamındaki yılları belirtmemiz gerekirken neden yıllarının günleri denmiştir? Pasukta kullanılan günler, Avraam’ın hayatının tek bir gününü bile boşa harcamayarak yaşadığını ifade etmek içindir. Teilim’de belirtildiği gibi günlerin literal olarak sayılması, günün kendisinin başlı başına bir anlamı olmasıdır.  

Bazen, yaşam bu kadar zor olmasaydı gelişimimizi çabucak hallederdik diye düşünürüz. Atalarımızın gelişimlerini en yüksek boyutta tamamladıkları zamanlar, en zor durumda oldukları zamanlardı. Ne kadar ilginç değil mi? Tora, Sara’nın ölümünden bahsettiği zaman şöyle der: Sara’nın yaşamı 100 yıl, 20 yıl ve 7 yıl oldu. 127 yaşında demek yerine üç ayrı dönem olarak belirtti. Raşi’nin belirttiği gibi; Sara’nın yaşadığı her bir dönem dolu dolu idi. Bu nasıl olur? Sara’nın başına gelenleri hatırlayacak olursak kaçırılması, kısır olması, kocasının başkası ile evlenmek zorunda olması… Bu kadar zorluklarla karşılaşmasına rağmen Sara nasıl dolu dolu yaşadı? Bunların hepsinin yaşanması gerekiyordu. Sara ve Avraam neler olduğu üzerine konsantre olmak yerine, her olan ve yaşanılan olayların arkasında öğrenmek ve gelişmek gerektiği üzerinde düşündüler. Yaşanılan her olayın arkasından olumlu bir şeyler çıkarmasını bildiler.

Yahudilik yaşamı öğrenmek, büyümek ve değişmek için düzenli akan bir fırsatlar nehri gibi görür. Buna tikunamidot yada insan karakterlerinin ve davranışlarının gittikçe artan bir bilinçle devamlı olarak yontulması ve işlenmesi denir. Bunun için yaşamı rampa olarak görelim ve basamak basamak ilerleyelim, bir adım ileri, iki adım geri de gidebiliriz. Ama hep ilerlememiz lazım. Aynı noktada kalabilmemiz bile devamlı olamaz, bunun için bile ilerlememiz gerekir. Böyle bir düşünceye sahip olmayan bir kişi büyümeyi ve gelişmeyi bilmeyen kişi zamanın değerini bilmez ve benliğini, ruhunun tazeliğini ve gücünü kaybeder.

Modern yaşam stiline bir göz atalım. Gazetelerde geçen bir yazıda belirtildiği üzere Amerikalılar senede 250 saate yakın bir süreci ulaşımda geçirmekte, 200 saat otobüs kuyruğunda, 40 seneye yakın bir zamanı kariyerimiz için harcamaktayız, bu da 18000 saat eder. Bunun dışında kalan zamanlara gelince gerektiği gibi kullanabiliyor muyuz? Bugün en basit Şabat deyince çoğumuzun fark etmediği bir şey var. 80 yaşındaki birinin yaşamın 10 kusur senesinin Şabat olduğunu düşünecek olursak yaşamımıza ne kadar renk katığını daha iyi anlamaktayız. Ailemizle beraber hiçbir şey yapmadan, onları tanımak, anlamak, kendi benliğimizi hissetmek kadar güzel bir şey olabilir mi? Şabat tefilasında harcanan zaman, bayramlarımız, Tora öğrenimi için ayrılacak zaman, cemaat için verdiğimiz tüm uğraşlar bunların hepsi günümüze anlam veren unsurlardır. Bunların içinde olan herkes bilmeli ki meyvesini görecektir.

Hepiniz şu anda diyorsunuz, bütün Rabinin söyledikleri ilginç bir teori. Benim kendimi rahat hissedeceğim zamanım olmayacak mı? Elbette herkesin rahat olacağı, tatile çıkacağı zamanlar olacaktır. 

Los Angeles’ta bir dükkanda gördüğüm ilginç bir tablo gözümün önüne geliyor. “Yapacak hiçbir şeyin yoksa burası senin için ideal bir yer” Yahudiliğin vurguladığı en büyük nokta bir dakikamızı bile boşa harcamamamız gerekliliğidir. Yoksa elde kitap 24 saat okumaktan bahsetmiyoruz.

Kendini rahat hissetmek yaşamın bir parçasıdır, ama her şeyin ayarında ve amacında olması gerekir. Uyumamızın bir bir amacı var. Vücudumuzu dinlendirmenin, beden sağlığımıza dikkat etmenin bir mitsva olduğunu kabul etmemiz gerekir. Anlamsız sohbetlerimiz bile, hayata dair yeni bir şeyler öğrenmemizde bizim için bir fırsattı.

Biz, Avraam ve Sara’nın çocuklarıyız. Onlar nasıl yaşadıkları her güne anlam katmayı başardılarsa, biz de başarabiliriz. Saatin yelkovanı ilerlemekte, onların örnekleri bizlere ışık kaynağı olsun… 

Reşaim afilu behayim korim metim, tsadikim afili leahar mitatam keruyim hayim.

Kötü insanlar bütün dünyada bile yaşayan ölüler, dürüst insanlar ise ölümden sonra bile yaşayan insanlar olarak adlandırılırlar.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Şabat günü avel (yaslı) teselli edilir mi?

Tercihen yaslının tesellisinin Şabat dışında yapılabilmesi çaba sarf edilmelidir. Ancak imkanları elvermiyorsa Şabat günü teselli ziyareti yapabilir. Ancak “divre tora” ve motive edici şeyler konuşulmalıdır. Oturma süresi kısa tutulmalıdır. Demoralize olmayı engelleyici konuşmalar, inancı arttırıcı cümleler kullanılmalıdır.  Öğreti “Şabat i mi lenahem, venehama krova lavo -  bu gün şabat teselli olmaz, teselli gelmesi yakındır” cümlesinin söylenerek bu ziyaretin Şabat’a aykırı olmadığı vurgusu yapılmalıdır.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
חתימה טובה – Hatima Tova

Kipur bayramı boyunca ve bitiminde gelenek haline gelmiş bir selamlama şeklidir. Kipur günü özellikle Neila saatinde yargıda alınan kararların mühürleneceği öğretilir. Burada mühürlenecek kararların olumlu olması temennisi bu selamlamaya hakimdir. Cümle bazen “Ketiva ve hatima tova” şeklinde ifade edilir. Burada hem yazgının hem de onayın “iyi” olması temenni edilmektedir. Roş Aşana ile başlayan on günlük süreçte okunan ek cümlelerde “ketiva” dediğimiz yazgı ifadesi hakimdir. Bu ifade Kipur Neila saatinde “Hatima – onay, mühür” şeklinde ifade edilmeye başlanır.


MİTSVALARI TANIYALIM

Rav İsak Alaluf

Şemot kitabında 12/6’da verilmiş bir mitsvadan söz edeceğiz. Bu mitsva “Korban Pesah”  dediğimiz 14 Nisan tarihinde yani Pesah’tan bir gün önce akşamüzeri gerçekleştirilen bir korban türüdür. Günümüzde Bet Amikdaş olmadığından bu mitsva uygulanmamaktadır. Ancak İzmir gibi bazı cemaatlerde öğleden sonra Minha sonrasında bu korbanın işleyişi okunur. Sefer Ahinuh bu mitsvanın Tanrı’nın büyük mucizelerini hatırlatma konusunda önemi olduğunu belirtir. Pesah Seder masasında sembolik olarak konan “kuzu bacağı” ile simgelenir. Tok karnına yenen bu korban Tsafun maddesinde yenen matsa ile temsil edilir.

HAFTANIN SÖZÜ

“İnsanların öncelik sıralamaları son derece çarpık olabilir. Manevi konular söz konusu olunca, nedense herkese güven gösteririz.  Ama parasal konular söz konusu olunca, hiç kimseye güvenmeyiz ve bir araştırma yapma gereğini görürüz.” (Rabi Eli Mansour’un öğretilerinden.)

 

 

 

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 23:1-25:18)

Bene-Yisrael'in ilk annesi Sara, 127 yaşında vefat eder. Avraam, eşini metheden bir konuşma yaptıktan ve kaybının verdiği acıyla ağladıktan sonra, onu Mearat Amahpela'ya (Mahpela Mağarası) gömebilmenin yollarını aramaya başlar. Burası Adam ve Hava'nın da gömülü oldukları yer olduğu için, Avraam, söz konusu yerin sahibi Hiti milletinden Efron'a yüklü miktarda ücret ödemekten çekinmez. Avraam sadık hizmetkarı Eliezer'i, Yitshak'a uygun bir eş bulması için görevlendirir ve kendisine, bu kızı sadece Avraam'ın Aram Naarayim'de yaşayan ailesinden seçeceğine dair yemin ettirir. Eliezer Aram Naarayim'e doğru yola çıkar ve Tanrı'ya, belirli bir işaret vermesi için dua eder. Kuyu başına geldiğinde karşısına Rivka çıkar. Eliezer kendisinden su isteyince Rivka sadece ona su vermekle kalmaz, Eliezer'in on devesinden her biri için de kuyudan su çeker. Bu olağandışı nezaket, Rivka'yı Yitshak için en uygun eş ve dolayısıyla Bene-Yisrael için en uygun "ikinci anne" adayı olarak işaretler. Rivka'nın babası ve daha çok dayısı Lavan ile yapılan görüşmeler sonucunda Rivka Eliezer'le birlikte Kenaan'a doğru yola çıkar. Yitshak Rivka'yı, annesi Sara'nın çadırına getirir, onunla evlenir. Rivka'yı çok sever ve bu, annesini kaybetmesinin ardından kendisine bir teselli olur.

Avraam, Agar'la tekrar evlenir. Bu noktada Agar'ın ismi, davranışlarını düzeltmiş olması sebebiyle Ketura olarak değişmiştir. Avraam bu evlilikten doğan altı çocuğuna hediyeler vererek onları doğuya gönderir. 175 yaşında vefat eden Avraam, oğulları Yitshak ve Yişmael tarafından, Mearat Amahpela'da Sara'nın yanına gömülür.



Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
Çok İyi

Güzellik: Peraşamızın hemen başında Sara imenu’nun vefat ettiği yaş verilirken Tora bunu üç kısımda belirtmeyi uygun görür. Sara İmenu yüz ve yirmi ve yedi yaşında vefat eder.  Midraş’a göre aslında Sara’nın yüz yaşında yirmi yaşındaki kadar güzel, yirmi yaşında da yedi yaşındaki kadar günahsız ve temizdir. TaNaH içinde güzelliği övülen kişilikler mevcuttur. Rivka Eliezer ile ilk karşılaşmasında Tora tarafından güzelliği ile de övülür. Rahel’in güzelliği Yaakov’u etkilemiştir. David Ameleh için de “yakışıklı” ifadesi kullanılır. Moşe Rabenu yüz yirmi yaşında vefat ettiğinde gözü zayıflamamış ve derisi hala parlamaktadır. Aslında yaratılışın esasında insanoğlunun Adam gibi yaşlanmayan, ölümsüz ve bozulmayan bir bedene sahip olması gerektiği belirtilir. Adam günah işleyip dünyaya ölümü getirince yetser ara tarafından hastalıklar, sıkıntılar ve ölüm dünyada bulunmaya başlar. Maşiah’ın günlerinde ise yeniden başa dönüş gerçekleşecektir. Ölüm, hastalıklar, yaşlanma yetser ara gibi bertaraf edilecektir. Konumuza dönersek Sara’nın güzelliğinin kaynağı aslında onun ruhaniliğidir. Burada bilgeler bir soru yöneltir: Neden Tora Sara’nın güzelliğini övmektedir? “Şeker ahen veevel ayofi işa yirat Ad... i titalal” pasuğu her Şabat akşamı okuduğumuz “Eşet Hayil”den alınmadır ve endam ile güzelliğin yalan ve boş olduğundan söz etmektedir. Övülmesi gereken Tanrı korkusudur.

Aslında insan güzellikten etkilenir. Güzel bir insan veya güzel bir görüntü insanda olumlu etkiye neden olur. Kabala’nın öğretisine göre güzellik aslında “Şlemut” dediğimiz kusursuzluğun bir tezahürüdür. Tanrı insanı Şlemut için yaratmıştır. Sahip olduğu güzelliğe ve endama aykırı davrananlar için Mişle “şeker ahen veevel ayofi” ifadesini kullanmış endam ve güzelliğin boş olduğunu paylaşmıştır. Ancak dışsal güzelliğin iç güzellikle ortaya çıkması her zaman övülmeye layıktır. Şimdi cümleyi baştan okuyalım. “Eğer Tanrı korkusu yoksa güzellik ve endam boş ve yalandır. Tanrı korkusu varsa endam ve güzellik de bulunuyorsa o gerçekten övülmeye layıktır.”

İlk Öykümüz: Gemara Masehet Taanit 7’de Rabi Yeoşua ben Hananya ile ilgili anlatılan bir öykü vardır. Güzel görünümlü biri olmayan Rabi’ye imparatorun kızı “neden bilgelik güzel olmayan bir kapta barınmaktadır” sorusunu sorar. Rabi Yeoşua buna cevap olarak babasının şaraplarının neden tahta fıçılarda bulunduğunu, neden altın ve gümüş fıçılara konmadığını sorar. Prenses bunu babasından rica eder. Şaraplar altın ve gümüş kaplara konur ancak hepsi ekşir. İmparator kızına bu fikrin kimden geldiğini sorunca o da Rabi’yi işaret eder. Rabi “bana ne dediyse ona göre cevap verdim” diyerek konuyu açıklar. Burada verilen mesaj aslında hedefin ruhani güzellik olduğunu söylemektedir. Ancak insanın fiziksel güzelliği yukarıda söylediğimiz gibi Şlemut’a gönderme ve katkı yapmaktadır. 

Sara İmenu için olan övgünün bir benzeri Avraam için de yer alır. “VeAvraam zaken ba bayamim.” Avraam yaşlanmıştı ve günlerle gelmekteydi. Rabiler burada nasıl bir övgü olduğunu anlamaya çalışırlar. Avraam bir yerden geçerken olumlu şeyleri toplayan bir mıknatısa benzetilir. Avraam’ın boş geçen günü yoktur. Her geçen gün ona bir şeyler katmıştır katmaya da devam etmektedir. Bir insanın bir şey yaptığı gün onun için kazanımdır. Bir şey yapmadığı günde hiç bir kazanmamış hatta yaşamamış gibidir.

Bir Öykü Daha: Adamın biri işten eve dönerken nehir kenarında gezinmektedir. Kafasında sayısız sorun vardır. Evinin taksitleri, çocuklarının masrafları daha birçok şey. Birden bire köprüden küçük bir silüetin suya düştüğünü görür. Küçük bir kız sularla boğuşmaktadır. Yüzmeyi çok iyi bilen adam kızı kurtarır ve evine getirir. Adam hayatını riske ederek kralın kızını kurtarmıştır. Hemen saraya koşar ve krala haber verir. Kral bu fedakarlığın karşılığını vermek ister ama adam bir şey istemediğinde ısrarlıdır. Kral bunun üzerine bir belge hazırlar. Bir gün sadece iki saatliğine adam kraliyet hazinesine girebilecek ve istediklerini alıp çıkabilecektir. 

O gün geldiğinde adam hazinenin olduğu yere gelir. Kralın adamlarından biri hazinenin boşalmaması için adama hissettirmeden tedbir almıştır. Adam içeriye girer ve muhteşem bir orkestra ve koro tarafından karşılanır. Onun için bestelenen şarkıyı dinleyerek yarım saatini harcar. İkinci salona geldiğinde çok sevdiği bir show programı vardır. Artık vakit daralıyor derken bu sefer yemek ikramları başlar. Son iki dakikada adam içeriye girer. Ne olduğuna bakarken omuzunda bir el artık çıkması gerektiğini söyler. Son bir gayretle pırlantalı bir kolyeye uzanır ama zaman geçmiştir. Adam eve boş döndüğünde sadece o kolyedeki bir taşı satarak bütün maddi sıkıntılarının bitebileceğinin ama zamanını boşa harcadığının bilincindedir.

Çok İyi: Hayat bizim için hazine odasının anahtarı içindeki hazineler de mitsva ve iyi davranışlarımızdır. Yetser ara kralın hazinesini boşaltmamızı istemeyen kralın bakanıdır. Hayatta o hazineden sayısız şey alıp kazanmak varken boş şeylere harcadığımız ömrümüzün haddi hesabı yoktur. Yetser ara bunu teşvik eder. Sonra da evimize ne yazık ki elimiz boş döneriz. Kainatın yaratılışında her şeyin çok iyi olduğu için “tov meod” ifadesi yer alır. Bu aslında yetser ara için kullanılır. Rabiler durumu açıklar. Bir kişi tov meod olmaya ulaşabilmek için yetser ara ile savaşmalı ve onu yenebilmek için çaba göstermelidir.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

Vakit nakittir şeklindeki deyimi çok iyi bilmemize rağmen, beş dakika mı yoksa beş dolar mı daha önemlidir, sorusunun cevabını net bir şekilde cevaplamaktan çekiniyoruz.

Elbette ne dersek diyelim; zaman, paradan çok daha değerlidir. Bizler kısa bir zaman süresi içinde yaşıyoruz. Kişi yaşlandıkça bu süreç çok daha açıklık kazanmaktadır. Gençken her birimiz çok uzun yaşayacakmışız gibi hareket ederiz ve öyle düşünürüz. Bir söylentiye göre İngiltere kraliçesi ölüm döşeğinde iken, tüm zenginliğimden ve şöhretimden, birkaç sene daha fazla yaşamak uğruna vazgeçebilirim, demiştir.

21.yüzyıl insanının yaşadığı en büyük kaos, zamanı boşa harcamasıdır. Değer vermemiz gereken zamanı, boşa tüketiyoruz. Herkes yapıyor, ben de yapmalıyım hastalığından zamanın kıymeti anlaşılmaz oldu. Zamanı boşa tüketmenin pek çok yolu var ve bunların hepsini yapmak için adeta bir yarış içindeyiz. Dedikodu ile uğraşarak, magazin programlarını izleyerek zamanımızı boşa harcıyoruz. Esrarengiz bir şekilde, fark etmeden; zamanı boşa harcamanın yollarını bile icat ettik.

Yaşamın değerini meşguliyetin arttıkça anlarsın, cümlesinin yazılı olduğu bir poster, yaşama bakış açımızın ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir.

Bir insanın mezar taşının üzerinde: “Yaşamımda çok koştum, çok meşguldüm ama neye? Yazdığını düşünebiliyor musunuz? Yaşamın değerini yalnızca ne kadar meşgul olduğumuzla ölçmek kadar yanlış bir düşünce olamaz.

Bu haftaki peraşanın adı Haye Sara; Sara’nın yaşamı. Fakat peraşanın adı bu olmasına rağmen içeriğine bakacak olursak Sara’nın yaşamından bahsetmek yerine, Sara’nın ölümü ve gömülmesinden ve daha sonrasında Avraam’ın ölümünden söz ettiğini görüyoruz. Peraşanın girişinde ölümlerden bahsetmesine rağmen, peraşa neden yaşam olarak adlandırıldı?

Yaşamı, bir gemiye benzetebiliriz. Bu geminin gitmesi gereken bir istikamet vardırve geminin amacı varacağı noktaya ulaşabilmektir. Yolculuk sırasında yanlış bir rotaya sapmış ve çarpıp zarar görmüş bir geminin halini düşünün, yaşam da buna benzer. Yaşamı gemiye benzettiğimiz gibi, bir bardağa da benzetebiliriz, ne kadar dolduracağımız bizim elimizde. Ancak dolan bardak berahayı, Tanrısal duayı alabilecektir. Haye Sara, Sara’nın yaşamı. Tora’nın Avraam ve Sara’nın ölümünden bahsetmesinin nedeni her ikisinin de yaşamın değerini ve önemini çok iyi bildiklerini ifade etmek içindir.

Bir bebeğin gelişimi aylara göre hesaplanır. Gençlerde ise gelişim senelere göre değerlendirilir. Avraam’ın yaşamından Tora bahsederken (Bereşit 25:7) “Veele yeme şene haye Avraam aşer hay.” Avraam’ın yaşamış olduğu yılların günleri şunlardır. Genel olarak bir insanın yaşamındaki yılları belirtmemiz gerekirken neden yıllarının günleri denmiştir? Pasukta kullanılan günler, Avraam’ın hayatının tek bir gününü bile boşa harcamayarak yaşadığını ifade etmek içindir. Teilim’de belirtildiği gibi günlerin literal olarak sayılması, günün kendisinin başlı başına bir anlamı olmasıdır.  

Bazen, yaşam bu kadar zor olmasaydı gelişimimizi çabucak hallederdik diye düşünürüz. Atalarımızın gelişimlerini en yüksek boyutta tamamladıkları zamanlar, en zor durumda oldukları zamanlardı. Ne kadar ilginç değil mi? Tora, Sara’nın ölümünden bahsettiği zaman şöyle der: Sara’nın yaşamı 100 yıl, 20 yıl ve 7 yıl oldu. 127 yaşında demek yerine üç ayrı dönem olarak belirtti. Raşi’nin belirttiği gibi; Sara’nın yaşadığı her bir dönem dolu dolu idi. Bu nasıl olur? Sara’nın başına gelenleri hatırlayacak olursak kaçırılması, kısır olması, kocasının başkası ile evlenmek zorunda olması… Bu kadar zorluklarla karşılaşmasına rağmen Sara nasıl dolu dolu yaşadı? Bunların hepsinin yaşanması gerekiyordu. Sara ve Avraam neler olduğu üzerine konsantre olmak yerine, her olan ve yaşanılan olayların arkasında öğrenmek ve gelişmek gerektiği üzerinde düşündüler. Yaşanılan her olayın arkasından olumlu bir şeyler çıkarmasını bildiler.

Yahudilik yaşamı öğrenmek, büyümek ve değişmek için düzenli akan bir fırsatlar nehri gibi görür. Buna tikunamidot yada insan karakterlerinin ve davranışlarının gittikçe artan bir bilinçle devamlı olarak yontulması ve işlenmesi denir. Bunun için yaşamı rampa olarak görelim ve basamak basamak ilerleyelim, bir adım ileri, iki adım geri de gidebiliriz. Ama hep ilerlememiz lazım. Aynı noktada kalabilmemiz bile devamlı olamaz, bunun için bile ilerlememiz gerekir. Böyle bir düşünceye sahip olmayan bir kişi büyümeyi ve gelişmeyi bilmeyen kişi zamanın değerini bilmez ve benliğini, ruhunun tazeliğini ve gücünü kaybeder.

Modern yaşam stiline bir göz atalım. Gazetelerde geçen bir yazıda belirtildiği üzere Amerikalılar senede 250 saate yakın bir süreci ulaşımda geçirmekte, 200 saat otobüs kuyruğunda, 40 seneye yakın bir zamanı kariyerimiz için harcamaktayız, bu da 18000 saat eder. Bunun dışında kalan zamanlara gelince gerektiği gibi kullanabiliyor muyuz? Bugün en basit Şabat deyince çoğumuzun fark etmediği bir şey var. 80 yaşındaki birinin yaşamın 10 kusur senesinin Şabat olduğunu düşünecek olursak yaşamımıza ne kadar renk katığını daha iyi anlamaktayız. Ailemizle beraber hiçbir şey yapmadan, onları tanımak, anlamak, kendi benliğimizi hissetmek kadar güzel bir şey olabilir mi? Şabat tefilasında harcanan zaman, bayramlarımız, Tora öğrenimi için ayrılacak zaman, cemaat için verdiğimiz tüm uğraşlar bunların hepsi günümüze anlam veren unsurlardır. Bunların içinde olan herkes bilmeli ki meyvesini görecektir.

Hepiniz şu anda diyorsunuz, bütün Rabinin söyledikleri ilginç bir teori. Benim kendimi rahat hissedeceğim zamanım olmayacak mı? Elbette herkesin rahat olacağı, tatile çıkacağı zamanlar olacaktır. 

Los Angeles’ta bir dükkanda gördüğüm ilginç bir tablo gözümün önüne geliyor. “Yapacak hiçbir şeyin yoksa burası senin için ideal bir yer” Yahudiliğin vurguladığı en büyük nokta bir dakikamızı bile boşa harcamamamız gerekliliğidir. Yoksa elde kitap 24 saat okumaktan bahsetmiyoruz.

Kendini rahat hissetmek yaşamın bir parçasıdır, ama her şeyin ayarında ve amacında olması gerekir. Uyumamızın bir bir amacı var. Vücudumuzu dinlendirmenin, beden sağlığımıza dikkat etmenin bir mitsva olduğunu kabul etmemiz gerekir. Anlamsız sohbetlerimiz bile, hayata dair yeni bir şeyler öğrenmemizde bizim için bir fırsattı.

Biz, Avraam ve Sara’nın çocuklarıyız. Onlar nasıl yaşadıkları her güne anlam katmayı başardılarsa, biz de başarabiliriz. Saatin yelkovanı ilerlemekte, onların örnekleri bizlere ışık kaynağı olsun… 

Reşaim afilu behayim korim metim, tsadikim afili leahar mitatam keruyim hayim.

Kötü insanlar bütün dünyada bile yaşayan ölüler, dürüst insanlar ise ölümden sonra bile yaşayan insanlar olarak adlandırılırlar.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Şabat günü avel (yaslı) teselli edilir mi?

Tercihen yaslının tesellisinin Şabat dışında yapılabilmesi çaba sarf edilmelidir. Ancak imkanları elvermiyorsa Şabat günü teselli ziyareti yapabilir. Ancak “divre tora” ve motive edici şeyler konuşulmalıdır. Oturma süresi kısa tutulmalıdır. Demoralize olmayı engelleyici konuşmalar, inancı arttırıcı cümleler kullanılmalıdır.  Öğreti “Şabat i mi lenahem, venehama krova lavo -  bu gün şabat teselli olmaz, teselli gelmesi yakındır” cümlesinin söylenerek bu ziyaretin Şabat’a aykırı olmadığı vurgusu yapılmalıdır.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
חתימה טובה – Hatima Tova

Kipur bayramı boyunca ve bitiminde gelenek haline gelmiş bir selamlama şeklidir. Kipur günü özellikle Neila saatinde yargıda alınan kararların mühürleneceği öğretilir. Burada mühürlenecek kararların olumlu olması temennisi bu selamlamaya hakimdir. Cümle bazen “Ketiva ve hatima tova” şeklinde ifade edilir. Burada hem yazgının hem de onayın “iyi” olması temenni edilmektedir. Roş Aşana ile başlayan on günlük süreçte okunan ek cümlelerde “ketiva” dediğimiz yazgı ifadesi hakimdir. Bu ifade Kipur Neila saatinde “Hatima – onay, mühür” şeklinde ifade edilmeye başlanır.


MİTSVALARI TANIYALIM

Rav İsak Alaluf

Şemot kitabında 12/6’da verilmiş bir mitsvadan söz edeceğiz. Bu mitsva “Korban Pesah”  dediğimiz 14 Nisan tarihinde yani Pesah’tan bir gün önce akşamüzeri gerçekleştirilen bir korban türüdür. Günümüzde Bet Amikdaş olmadığından bu mitsva uygulanmamaktadır. Ancak İzmir gibi bazı cemaatlerde öğleden sonra Minha sonrasında bu korbanın işleyişi okunur. Sefer Ahinuh bu mitsvanın Tanrı’nın büyük mucizelerini hatırlatma konusunda önemi olduğunu belirtir. Pesah Seder masasında sembolik olarak konan “kuzu bacağı” ile simgelenir. Tok karnına yenen bu korban Tsafun maddesinde yenen matsa ile temsil edilir.

HAFTANIN SÖZÜ

“İnsanların öncelik sıralamaları son derece çarpık olabilir. Manevi konular söz konusu olunca, nedense herkese güven gösteririz.  Ama parasal konular söz konusu olunca, hiç kimseye güvenmeyiz ve bir araştırma yapma gereğini görürüz.” (Rabi Eli Mansour’un öğretilerinden.)