Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

29 TİŞRİ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5781

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:29

18:40

-----

Yeruşalayim

17:22

18:33

Tel Aviv

17:46

18:42

17 EKİM

Tel Aviv

17:38

18:35

İstanbul

18:07

18:46

2020

İstanbul

17:58

18:36

İzmir

18:11

18:59

İzmir

18:01

18:50

BEREŞİT- בראשית


18-19 EKİM 2020 ROŞ HODEŞ HEŞVAN

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Bereşit 1:1-6:8)

Tanrı evreni altı günde yaratır. İlk gün karanlık ve ışığı var eder. İkinci gün “üst sular” ile “alt suları” ayırarak gökleri oluşturur. Üçüncü gün karalar ve denizlerin sınırlarını belirler; yeryüzünden ağaçlar ve yeşilliklerin çıkmasını emreder. Dördüncü gün güneş, ay ve yıldızları yaratıp hareketlerini belirler ve onları dünya için birer zaman belirleyicisi ve aydınlatıcı olarak atar. Balıklar, kuşlar ve sürüngenler beşinci günde, hayvanlar ve en sonda insan, altıncı günde yaratılır. Tanrı yedinci günde yaratmayı durdurur ve bu günü bir dinlenme günü olarak kutsal ilan eder.

Tanrı insan bedenini yeryüzünün toprağından yoğurur ve burun deliklerinden içeriye bir yaşam ruhu üfler. Başta İnsan tek kişi olarak yaratılır. Fakat sonra “insanın tek başına olmasının iyi olmadığını” söyleyen Tanrı, insanın bir “tarafını” alır ve erkek ile kadın yaratılmış olur. Tanrı bu ikisini evlendirir.

Adam ve Hava, Eden bahçesine yerleştirilir ve “İyi-Ve-Kötüyü-Bilme Ağacı” nın meyvesinden yemeleri yasaklanır. Yılan, Hava’yı bu emri ihlal etmeye teşvik eder; Hava bu meyveden yer ve kocasına da yedirir. Günahları sebebiyle, insanoğlunun ölümlü olmasına karar verilir; kaynağı olan toprağa geri dönecektir. Ayrıca bir şeyi elde etmek için çok çaba göstermek durumunda kalacaktır. İnsan, Eden bahçesinden kovulur.

Hava iki oğul doğurur: Kayin ve Evel. Kayin, Evel ile tartışmaya girer ve sonunda onu öldürür. Tanrı onu sürekli göçebe yaşamaya mahkûm eder. Adam’ın üçüncü bir oğlu olur: Şet. Şet’in soyundan gelen, Adam’a göre onuncu nesildeki kişi Noah’tır. Kendi dönemindeki yozlaşmışlığa katılmayan Noah, Tanrı’nın gözünde beğeni kazanır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TOPRAKTAN GELEN “ADAM”

Giriş: Bereşit peraşası çok tanınan bir peraşa olarak bilinse de üzerinde en fazla açıklama yapılmış peraşa unvanına sahiptir. Kainatın ve insanın yaratılışının incelenmesi, öğrenilmesi her zaman merak konusu olmuştur. Bilim dünyasında basamaklar geçildiği zaman pek geri dönüş olmaz. Sözgelimi matematikte sayılar öğrenilip dört işleme geçildiği zaman belli bir zaman sonra yeniden sayıları öğrenmeye dönüş yoktur. İlkokulda öğrenilen fizik dersi bir kez daha aynı derecede tekrar edilmez. Ancak Yahudilikte ve Yahudi öğreniminde durum biraz farklıdır. İlkokulda Tora öğrenen bir öğrenciyle İsrael’in en büyük bilgesi aynı haftada aynı peraşa ile öğrenime yeniden merhaba der. Her ikisinin de öğrendiği Bereşit elbette ki farklı seviyelerdedir. Ancak Bereşit haftası bu konuların hep birlikte öğrenildiği zaman dilimidir. Tora öğreniminde limit yoktur. Çünkü Tanrısal bilgeliğin limiti söz konusu değildir.

Neden “Bet”: Sokaktaki birçok kişiye Tora’nın ilk cümlesinin ne anlama geldiğini sorabilir ve muhtemelen aynı yanıtı alabilirsiniz: “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.” Bu tercüme birçok bilge tarafından doğru kabul edilmez. Çünkü Tanrı’nın ilk yarattığı şey ışıktır ve bu ışık ancak üçüncü pasukta zikredilir. Bu yüzden de kimsenin bu pasuğa dikkat ettiği yoktur. Asıl tercüme “Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattığı zaman” şeklinde başlamalıdır. Bu açıklama bizzat Raşi tarafından öğretilir. Bu basit anlam farklılığı bizleri Tora’nın neden “alef” ile değil de “bet” ile başladığı sorusunun temeline götürür.

Midraş öncelikle “bet” harfinin kutsama yani beraha sözcüğünün ilk harfi olduğunu, “alef” harfinin de lanetli arur sözcüğünün ilk harfi olduğunu söyler. Birçok Rabi bu Midraşik bilginin açıklamaya ihtiyacı olduğunu kaydeder. Alef ile başlayan binlerce olumlu kelime olabileceği gibi Bet ile başlayan binlerce olumsuz kelime bulmak mümkündür.

Şimdi asıl nedene bakalım. Önemli olan kimin Tora öğrettiği ve kimden Tora öğrenildiğidir. Kimse kendinden öncekileri yok sayıp kendi Tora’sını oluşturma şansına sahip değildir. Geçmişten gelen öğretiler topluluğu yani “Mesora” Tora öğreniminin olmazsa olmazıdır. Mesora Rabiden Rabiye geçer Moşe’ye kadar uzanır. Gaon miVilna kendi öğretmenlerinin RaMBaM’a kadar uzandığını kanıtlar. RaMBaM da bunu Moşe Rabenu’ya kadar götürür. İşte bu yüzden Bet harfi başlamak için idealdir. Kendinden önce bir gelenek bir Mesora bir birikim vardır ve bunun üzerine inşa edilmesi olanaklıdır. Gemara’da hiç bir Masehet “alef” sayfası ile başlamaz. Her Gemara mutlaka “daf bet” ile başlar ve devam eder. Nedeni aynıdır.

Tanrı kainatı yaratmayı tamamladığı zaman Tora bize şu cümle ile bilgi verir: “Vayar E.loim et kol aşer asa veine tov meod – Tanrı bütün yaptıklarını gördü ve çok iyiydi.” Burada Tanrı’nın yarattığı her şeyin çok iyi olduğunu anlamamız gerekir. Rabi Yosef ile Rabi Şimon bar Yohay birlikte yürümektedirler. Rabi Yose bir sıkıntı yaşar, suya düşer ve Tanrı’nın yarattığı kainatta şu şöyle olmalıydı lafını edince Rabi Şimon bar Yohay bu konuda fikir beyan etmenin doğru olmadığını savunur. İkili yola devam eder. Birden karşılarına zehirli saldırgan bir yılan çıkar. Rabi Yosef tam konuşacakken dev bir yılan ortaya çıkıp zehirli yılanı yutar. Rabi Şimon bar Yohay arkadaşının konuyu anladığına kanaat getirir.

Ben Azay bu dünyadaki herkesin bir saati bir zamanı olduğunu Pirke Avot’ta bizimle paylaşır. Aslında yaratılan her şeyin bir iyiliği vardır.

İbranice: Yaratılış tamamlandıktan sonra Adam her hayvana ismini verir. Gemara meleklerin bile bu yeteneğe hayretle baktıklarını söyler. Ancak buradaki incelik İbranice dilinde mevcuttur. İbranice diğer dillerin hiçbirine benzememektedir. Harflerin anlamları, şekilleri tipleri bile bir anlam ifade etmektedir. Çok basit bir örnekle köpek için söylenen “kelev” sözcüğüne bakalım. Adam köpeğin insana sadık, yardımcı, içten olduğunu bilmekte ve buna göre isim aramaktadır. Köpeğe verilen “ke – lev” ismi aslında kalp gibi anlamını taşır. Yani Adam her hayvana kendi şekline veya potansiyeline göre isimler vermiştir. Sıra kendine isim almaya gelince bu muhteşem potansiyelden çok ama çok uzak bir isim alır. Adam. Çünkü “adama” dediğimiz topraktan gelmektedir ve bunun için bu isim son derece uygundur.

Adam insan olarak kendi zayıflığının, suça yatkınlığının oldukça farkındadır. Yetser ara “bana bir şey olmaz, ben Tora yolundayım dindarım iyi bir insanım” diyen insanların yanındadır ve oldukça fazla yanlışa sebebiyet verir. Bu yanlışlara uymak insanın doğasından topraktan gelmesinden kaynaklanır. Pirke Avot öldüğün güne kadar kendinden emin olma derken aslında bu noktaya gönderme yapmaktadır.

Kipur gününde Ahare Mot peraşası hem sabah Şahrit duasında hem de Minha duasında birbirini izleyen bölümler halinde okunur. Sabah okunan bölümde Kohen Gadol’un yapmış olduğu ritüeller anlatılır. Bir bayram peraşsı olarak bu son derece normaldir. Ancak garip olan Minha duasında okunan ve aile içi ilişkilerde kimin kiminle beraber olamayacağının söz edilmektedir. Kipur günü gibi kutsallığın zirvesinde olduğumuz bu günde işlenecek başka konu kalmamış mıdır? Kipur günü gibi meleklere benzediğimiz, yemediğimiz içmediğimiz kendi canımızı indirgediğimiz ve kutsallıkta yol almaya çalıştığımız bu günde okunan peraşa bizlere çok önemli bir şeyi hatırlatır. Sen topraktan geldin en kutsal olduğun anda bile kendine fazla güvenmemelisin. Hata yapmaya son derece yatkınsın.

Topraktan gelen Adam: Mısır çıkışını izleyen ellinci günde Bene Yisrael olağanüstü bir olaya tanıklık eder. Tanrı o günde Kendi sesi ile halka Tora’yı vermektedir. Kırk dokuz tuma seviyesinden ellinci keduşa seviyesine tırmanmaya çalışan ve meleklerin seviyesine kadar ulaşabilen toplum bu günde Tanrı’nın ağzından Tora beklerken on emir ile karşılaşır. Katletmeyeceksin, zina yapmayacaksın, çalmayacaksın gibi birbiri ardına sıralanan emirler yerine daha derin daha mistik emirler verilemez miydi? Sorusunun cevabı Kipur gününde okunan peraşanın nedeni ile aynıdır. İnsanoğlu Adam, topraktan gelmiş ve yanlış yapmaya, yoldan çıkmaya yatkındır. Nitekim Adam bile Tanrı’nın imajında yaratılan ilk insan bir meyve yemek suretiyle doğru yoldan sapmış ve yanlışa yatkınlığını göstermiştir. Her günkü yaratılıştan sonra “tov – iyi” ifadesi kullanılır. Kullanılmayan tek varlık insandır. Çünkü insan bitmeyen bir hikaye devamlı gelişebilecek bir potansiyeldir. Kişi kendini çok iyi olduğu gibi çok olumsuz yerlere de getirebilir. Bunun için “tov” olana kadar bunu hak etmemiştir.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

Toramızı teşkil eden beş kitaptan birincisi Bereşit kitabıdır. Aynı zamanda ilk peraşası da Bereşit peraşasıdır. Bereşit peraşası dünyanın ve ilk insanın yaradılışından söz eder. Bereşitin söz anlamı başlangıçta “her şeyden önce” dir. Bize ilk olarak şu inancı verir ki: her şeyden önce insan, yeryüzünü, gökyüzünü ve bütün kainatı Tanrı’nın yarattığına iman etmelidir. Sözlü Tora olan Sefer Toramız B harfi ile (Bereşit) başlar. Ezbere dayanan sözlü dini bilgileri ihtiva eden Talmud M harfi (Memotay kelimesi) ile başlar ki ‘Bam’ kelimesini teşkil eder. Yoma gemarası herkesin çocuklarına bu bilgileri aktarmalarının önemi üzerinde durur. Bam kelimesini Keriat Şema ola okuruz. Vedibarta bam, onları konuşacaksın. Kime? Veşinantam Levaneha vedibarta BAM. Çocuklarına okuyacaksın ve onlara anlatacaksın. Tanrı’nın dünyayı koruması her gün bizim için yenilemesi anlamına gelir. Her gün dualarımızda da: Amehadeş behol yom Tamid Maase bereşit. “Sen her gün dünyanın yaradılışını yenilersin.” Sözleri bu inancı açıklar. Tanrı ilk olarak dünyayı aydınlatmak üzere ışığı yarattı. Tanrı bu ışığın çok güzel olduğunu görür. Bu ışığı, bu dünyada amaca uygun, dürüst, sadık insanlara cennete gidecekleri zaman onları aydınlatmak üzere ebediyet ve de sonsuzluğa sakladı. Bu dünyada aydınlanmamız için dördüncü gün 'Güneş, Ay ve Yıldızlar’ ı yarattı. Tanrı ışığa gündüz, karanlığa gece adını verdi. Işık her zaman güzel şeyleri, mutluluğu aydınlığı ifade eder. Karanlık ise korku, sıkıntı, mutsuzluğu. Bu nedenle pasukta Tanrı ışığı yarattı, ışıkta Tanrı’nın adı geçmekte. Tabi ki karanlığı da Tanrı yarattı fakat yanına adını yazmadı. Tanrı’dan hiçbir zaman kötü bir şey çıkmaz. İnsan gözünde kötü gibi görünen her şey aslında insan ve insanlık için iyidir. Zamanla o da anlaşılır ki Tanrı her şeyi iyi olarak yaratmıştı, tek ki kalbimiz ve gönlümüz inanç dolu olsun. Tora nezdinde her şey iyidir. Kötü bir şey yoktur. Tanrı karanlıklar içindeki gizlileri çok iyi bilir. İnsanın yaradılışı bize güzel ve yararlı dersler vermektedir. Tanrı’nın yarattığı hiçbir şeyde herhangi bir danışma mevhumuna rastlamayız. İnsanın yaradılışına gelince NAASE ADAM bir insan yaratalım tabirini görüyoruz. Moşe Rabenu Tanrı’nın ağızından alıp, Tora’yı yazdığında bu cümleyi NAASE yapalım kelimesini yazmakta tereddüt etti. Tanrım! İnsanlar yanılacak, sen teksin. Niye çoğul olarak söylüyorsun? Tanrı cevaben bir iki kişi yanılsa dahi, insanlar öğrensinler ki, hayırlı bir şey yapacakları zaman büyük küçüğü ile danışsın. Öyle ise Tanrı kim veya kimlere danıştı? Meleklere? Melekler itiraz ettiler. Tanrı’nın insanı yaratmasını arzu etmediler. Tanrı cevaben; öyleyse Tora’yı ben kimlere vereceğim, sizin Tora’ya ihtiyacınız yok. İnsanın yaradılışına itiraz eden güçlerin görüşleri söyleydi: “İYİLİK” insan yaratılsın. “GERÇEK” yaratılmasın çünkü zamanında yalana başvurabilirler. DOĞRULUK: Yaratılsın. BARIŞ: Yaratılmasın, hayatları hep kavga ve dargınlıklarla geçecek. Tanrı yaratılmasın diyen Gerçeği toprağa gömer ve yaratılsın diyen barış, tek kalp, Tanrı insanı yaratır. Toprağa gömüldü, gerçek kaybolmadı. Size David Ameleh Teilim kitabında Emet Meerets Titsmah. Gerçek topraktan fışkırır. Gerçek gizlenmez.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

Topluma mitsva yapma yönünde fırsat yaratmak.

Kişinin çaba ve emek harcayarak başkalarına fayda sağlamak amacıyla yaptığı her türlü eylem kendisine ve topluma artı puan kazandırır. Özellikle de kendini manevi anlamda yükseltebilmek için yapılan tüm mitsvalar buna yardımcıdır. Kendine yaptığı mitsvaların haricinde başkalarının yapmasına vesile olduğu mitsvalarla kazanacağı artılar çok daha fazladır. Büyük bir “segula” olarak kabul edilir. (Segula yapılması faydalı ve ne için yaptığımızı ne olarak bilmediğimiz eylemler için kullanılan deyimdir).

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Rav İsak Alaluf
בסימנא טבא – BESİMANA TAVA

Bu yıl da kavramlar sözlüğümüze devam etmeyi ve çok kullandığımız kavramlarla ilgili olarak sizleri aydınlatmaya devam etmeyi istedik. Bereşit peraşası okunmaya başlamadan önce Hazan “besimana tava” ifadesini kullanır. Bu ifade aslında İbranice’de çok bilinen “besiman tov – iyi bir işaret olsun” ifadesinin Arameik dildeki karşılığıdır. Yeni ve hayırlı bir şeye başlarken bunun iyi edimlere ve olaylara işaret olması bu sözle dilenir. Biz de Bereşit peraşasını okuduğumuz bu haftada bu ifadeye açıklık getirmeyi uygun bulduk.

MİTSVALARI TANIYALIM
Rav İsak Alaluf

Bu yeni bölümde Tora’da yer alan mitsvaların bir kısmını öğrenmeye ve tanıtmaya çalışacağız. Bereşit kitabında çok fazla mitsva yoktur. Bunlardan ilki “peru urvu – çoğalmak” emri ile verilen çocuk sahibi olmaktır. Bereşit 1/22’de verilen bu emir öncelikle balıklara denizde, uçan canlılara da yeryüzünde çoğalmaları için verilmiştir. Raşi buradaki çoğalma emrinin Tanrı tarafından verilen bir bereket olduğunu ifade eder. Bu emir 1/28’de insan için tekrarlanmaktadır. Sefer Ahinuh bu emri “ilk mitsvat ase – birinci yap denilen emir” olarak kaydeder. Talmud gerek Yevamot gerekse Sanedrin bölümünde bunun bir emirden ziyade bir bereketlendirme olduğunu öğretir. Ancak Sefer Ahinuh bunun bir mitsvat ase olduğunu ve bu emri ihlal edenlerin bu emre karşı geldiklerini açıkça ortaya koyar.

HAFTANIN SÖZÜ

“Tanrı Bene Yisrael’in dürüstlüğü uğruna Tora’yı büyük ve heybetli kılmayı arzuladı.” (Yeşayau 42/21)