Haftanın Peraşası BülteniTanrı, Buluşma Çadırı'ndan Moşe'yi çağırır ve ona korban kanunlarını iletir. Korban çeşitleri arasında şunlar sayılabilir

Bu Hafta İçin Saatler

9VEADAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

17:11

18:23

-----

Yeruşalayim

17:16

18:28

Tel Aviv

17:27

18:25

 16 MART

Tel Aviv

17:32

18:30

İstanbul

18:57

19:38

2019

İstanbul

19:04

19:45

İzmir

18:58

19:49

İzmir

19:04

19:55

VAYİKRA- ויקרא


20 MART 2019 ÇARŞAMBA TAANİT ESTER
21 MART 2019 PERŞEMBE PURİM
22 MART 2019 CUMA ŞUŞAN PURİM

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Vayikra 1:1-6:7)

 

Koenler'i ilgilendiren birçok kural içerdiği için "Torat Koanim - Koenler Yasası" olarak da bilinen Vayikra kitabı, çoğunlukla korbanları konu eder. İlk korban grubu "Ola - [Tamamen Yakılan ve Dumanı] Yükselen"dir. Hayvan önce Mişkan'ın girişine getirilir. Hayvan büyükbaş ise, korbanı getiren kişi elini hayvanın başına koyar. Ardından hayvan kesilir ve Koen, kanı sunağa serper. Deri yüzülür ve hayvan parçalara ayrılır. Sonra bu parçalar düzenlenir, yıkanır ve sunak üzerinde yakılır. Diğer hayvanlar ve kuşlar söz konusu olduğunda da benzer bir prosedür uygulanır. 

Peraşada ayrıca unla yapılan sunular (Menahot) konu edilir. Bu sununun bir bölümü sunakta yakılır, kalan bölümü de Koenler tarafından yenir. Sunuya herhangi bir şekilde hamets bir madde ya da bal karıştırmak yasaktır. 

"Şelamim - Barış" korbanı, ister büyükbaş ister küçükbaş hayvanlarla gerçekleştirilebilir ve bir bölümü sunakta yakılırken, bir bölümü de getiren tarafından yenir. Tora, kan ve "Helev - İç Yağı" yemeyi yasaklar. Peraşa daha sonra sırayla, bir Koen Gadol'un, Sanedrin'in (71 Tora otoritesinden oluşan Yahudi üst kurulu), bir liderin ve normal bir vatandaşın hata sonucu işlediği bir günahın affı için getireceği korbanları detaylar. Bazı sözel hatalar ile manevi saflık kurallarının ihlali sonucu gerçekleştirilen günahların affı için getirilen "Aşam - Suç" korbanları listelenir. Peraşa, normal bir suç korbanına parası yetmeyenler, "Kutsal" olarak ayrılmış malların (Ekdeş) bu amaç dışında kullanılmasıyla hata işleyenler ve "soru işaretli bir suç"tan sorumlu olanların getireceği un sunuları ile gayri-dürüstlük sebebiyle getirilen sununun detaylarıyla sona erer.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 

Eller yıkanıp Netilat yadayim berahası söylendikten sonra hemen “amotsi” yapmak gerekir. Masada tuz olmadığı sürece ekmek kesilmez. Şabat seudalarında masaya iki tam ekmek koyma zorunluluğu vardır. Alttaki ekmekten büyük bir parça alınır ve herkese dağıtılır. Şabat ve bayramlarda berahada Tanrı’nın ismi söylendiğinde iki ekmek havaya doğru kaldırılır.

 

HAFTANIN SÖZÜ

 

“Sabah iyiliğini ve gece güvenirliliğini anlatmak.” (Teilim 92/3)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

İNANCIN GÖZLÜĞÜ

 

Bu hafta Şabat Zahor olduğundan yazımızı bu konuyla ilişkilendirmek istedik.

Tanrı’nın dünyayı idare etme yollarını öğrenirken bazen O’nun kılık değiştirmiş olduğun görürüz. Bu bir kerelik midir yoksa O’nun yollarından biri midir? Bizler burada bunun Tanrı’nın kainatı idare etme yöntemlerinden biri olduğunu görmeye çalışacağız. Tanrı Megila’da en iyi kıyafet değiştirendir hatta ismi bile burada geçmemektedir. En zor anda Mordehay Ester’e harekete geçmesi uyarısını yaparken bile eğer o harekete geçmezse kurtuluşun “başka bir yerden geleceği” imasında bulunulur. Elbette ki kurtuluş Tanrı’dan gelecektir ama bu konuda bir belirtme yapılmamıştır. Ester’in Yahudilerden istediği oruç kuşkusuz Tanrı’ya yaklaşmak ve teşuva yapmak içindir ama bu konuda Ester’in de açık bir söylemi mevcut değildir.  Eğer Megilat Ester olmasaydı Tanrı’nın sadece açık mucizelerini görebilme imkanına sahip olacaktır. Ama biz bu sayede Tanrı’nın gizli mucizeler yolu ile kainatı yönettiğini görebilmekteyiz. Bu aynı zamanda Ester’in de öz niteliğidir.

Gemara Masehet Hulin 139/B’de bu ifade açıkça yer alır: “Tora’dan Ester’e yönelik ima nerededir? Ve Ben yüzümü kesinlikle gizleyeceğim.” Devarim kitabının sonlarında Tanrı Moşe’nin vefatından sonra halkın yabancı ilahların ardından gideceği ve Kendisi ile yaptıkları anlaşmayı ihlal edecekleri konusunda uyarıda bulunur. Tanrı o gün yüzünü bizlerden tamamen gizleyecektir.  Tanrı’nın yüzünü gizlemesi oldukça zorlu bir durumdur. Purim bayramının Mizmoru olarak bilinen Teilim 22. Mizmorunda “ayelet aşahar – tan yıldızı” için söylenen bir şarkı vardır ve Ester tan yani seher yıldızına benzetilir.

Tanrı’nın yüzünü gizlemesi ağır bir terk edilmişlik ve yalnız bırakılmışlık duygusu uyandırmaktadır.  Etraf bu günkü gibi sessizlik ve tepkisizlik ile dolu iken Tanrı’ya baş vuruyor ama cevap alamıyoruz. İşte seher yıldızı ile bağlantı burada ortaya çıkmaktadır. Gemara Masehet Yoma 29/A’da şöyle yazılıdır: “Rav Aşi şöyle dedi: Ester neden seher vaktine benzetilmiştir. Sana şunu söylemek için: nasıl ki seher vakti tüm gecenin sonu ise aynı şekilde Ester de tüm mucizelerin sonudur. Yani Purim mucizesi bütün mucizelerin sonu olarak kabul edilmektedir. Çünkü Purim kendinden önce gerçekleşmiş olup birer bayrama vesile olmuş olan doğanın normal gidişatından farklı gerçekleşmiş Pesah gibi diğer mucizelerden farklıdır. Purim doğal bir mucizedir. Bu nedenle gecenin sonuna benzetilir. Zira mucizeler artık sona ermiştir ve mutlak bir karanlık hüküm sürmektedir. Yalkut Şimoni 685’e bakalım:

“Bir ceylan gibi sıçrayıp dünyayı karanlık vaktinde Aydınlatan için bir şarkı. Ve gecenin hangi vaktinde aydınlatır? Her ne kadar gece vaktiyse de biraz ışık yine de vardır. Ay, yıldızlar ve takımyıldızlar. Öyleyse karanlık ne zamandır. Tan vaktinden hemen önce ki o zaman ay batar yıldızlar gizlenir ve takımyıldızlar gider. İşte o anda daha mutlak bir karanlık yoktur ve tam da o anda kutsal ve mübarek Tanrı tan vaktini karanlığın içinden yükselterek dünyayı aydınlatır.”

Bu Midraş’ın ışığnda Tanrı tan vakti dünyayı dolduranlara cevap verir. Karanlığın içinden şafağı yükseltir. Tıpkı seher yıldızının karanlığın doruğunda ışığını vermesi gibi Ester de Tanrı’nın yüz gizliliğinin doruk noktasında aydınlığı getirmiştir. Birbirine çok yakın iki mucizevi bayramda Purim ve Pesah’ta Tanrı’nın iki temek yönetim şekli gizlidir. Purim’de gizli mucizeler ve Pesah’ta olası en açık mucizeler. Purim bayramıyla birlikte “yüz gizliliği” durumuyla başa çıkmayı öğrenmemiz ve bunun içinden Tanrı’nın gizli ama mevcut işaretlerini keşfetmemiz beklenmektedir. Tanrı’yı keşfetme yönündeki bu zorluk ve gizliliğin sürdüğü dönemlerde Tanrı’ya teşekkür etmeyi bilmekteki zorluk gibi Teilim 92’deki pasukta mükemmel bir şekilde anlatılmaktadır: “Leagid baboker hasdeha veemunateha balelot – sabah iyiliğini ve gece güvenirliliğini anlatmak.”

David Ameleh’in sabah iyilikten ve gece güvenirlilikten söz etmesi tesadüf değildir. Güvene özellikle geceleri ihtiyaç vardır. Zor ve karanlık dönemlerde, mücadeleler günlerinde ümitsizlik ve acı ışığın yerini almışken güven çok gereklidir. Işık ve ümit anlarında zorlu dönemlerin geçmesinde yardımcı olmuş Tanrı’nın iyiliklerini görmek çok daha kolaydır. 

Dr. Rabi Avraham J. Twerski tarafından anlatılan Hasidik bir öykünün kısa bir bölümüne bakalım: Pşisha’lı Rabi Kotsk Rabi’sine sorar: Lütfen söyle bana Tanrı nerededir? Rabi cevap verir. “O görkemiyle tüm dünyayı doldurur.” Rabi yanıttan memnun kalmaz ve bir kez daha sorar Genç adam söyle bana Tanrı’yı nerede bulabiliriz? Genç öğrenci “eğer ben cevabı bilmiyorsam lütfen siz söyleyin” der. Rabi “iyi dinle” der. Tanrı yalnızca O’nun girmesine izin verdiğin yerde bulunabilir.”

Kılık değiştirmiş Tanrı’yı aradığımız zaman kalbimizi açmamız gerekir. Bu şekilde O’nu bilmek ve bulmak daha kolay olacaktır. İbranice’de Purim bayramına özel kılık değiştirme sözcüğü “tahposet” aslında “hipus – arayış” kökünden türer. Tanrı gizlenmişse sen onu aramak zorundasın.

Bu o kadar zor bir şeyse Purim bayramının sevincinin kaynağı nedir? Pesah bayramında kimsenin bizim sevinmemizi söylemesine ihtiyaç yoktur çünkü kurtuluşu kendi gözlerimizle görmüştük. Purim’de sevinmek için “inanç gözlüğü”ne ihtiyacımız vardır. Buradaki sevinme noktası ne olursa olsun bizlerin Tanrı’nın çocukları olduğumuz ve bizimle yakından ilgilendiğidir. Bu nedenle de Purim bayramını tesis eden kişi O’ndan asla kopmayan ve güvenmeye devam eden Mordehay adlı kişidir. Eğer yalnızca hayat koşullarımızın bizim istediğimiz şekilde olduğu zaman değil, “yüz gizliliği” ortamında da neşelenmeyi başarabiliyor ve bu sevincimiz Tanrı’ya yönelik gerçek bir güvenden kaynaklanıyorsa o zaman sevincimiz daimi olacaktır.

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Moşe Rabenu, Tanrı’nın O’na emrettiği mabedi eksiksiz, hatasız bir şekilde tamamlayıp, mabedin dışında çekingen ve mütevazi bir tavırla beklemektedir. Şemot kitabında okuduğumuz gibi: “velo yahol Moşe Lavo el oel moed.” Moşe Rabenu (Oel Moed) e, yani Mabede giremiyordu. “Midraş Tanhuma, bu pasuğu (cümle) şöyle açıklar: Tanrı, Moşe Rabenu’nun dışarda durması doğru değil, bu görev için kendini vakfetmiş, benim emrimi yerine getirmiş, bana bir mişkan yapmış. Onun’da bu mişkana girmesi en doğal hakkı ve bu sözlerin sonucunda Vayikra Kitabının ve peraşasının ilk sözleri başlar. “Vayikra el Moşe” Moşe’yi çağırdı. Yani Tanrı Moşe Rabenu’ya seslendi. Ancak kitaplarımızı açıp, aynı zamanda Sefer Tora’da “Vayikra” kelimesinin sonundaki “Alef” harfinin çok küçük olduğu nazarı dikkatimizi çeker. Acaba bu yazılış tarzının nedeni ne? Bunu Moşe Rabenu’nun karakterinde aramamız gerekir. Bilindiği gibi Moşe Rabenu çok mütevazi ve alçakgönüllü bir karaktere sahipti. Venahnu ma? Biz neyiz ki? İbaresini kullanacak kadar mütevazi, O’nun büyüklüğüne ters orantılı. Moşe Rabenu, Tanrı O’na seslendiği zaman duyduğu sese inanamadı. Kendi kendine Ben kimim ki, Tanrı bana seslenecek ve Tanrı Vayikra kelimesini Moşe Rabenu’ya yazdırdığı zaman Alef harfini yazamıyor ve vayikar olarak yani bir tesadüftür anlamını taşıyan kelime olarak yazarken Tanrı O’na vayikra kelimesini yazmasını söyler. Moşe Rabenu bu nedenle küçük bir Alef harfi ilave ederek Vayikra kelimesini tamamlar. Vayikra kelimesinin bir anlamı da sevgidir. Yehezkel kitabında okuduğumuz vekara ze el ze veamar, melekler Tanrı’ya övgüde bulundukları zaman birbirlerine sevgi ile seslenerek Tanrı’ya kutsallığını ilan ederler. Vayikra kitabı mişkanda, mabette yapılacak korbanlardan söz eder. Kısa bir özetle, korbanları Tanrı’mız günahlarımızı bağışlamak için emretmiştir. Bu konuya Rabi Yosef Hayim şöyle dile getirir. Bilgiyi Hikmete sormuşlar, günahkarın cezası ne olması gerekir. Kötülüğe karşı kötülükle karşılaşması. Peygamberlik (Nevua) müessesine sormuşlar. Günahın karşılığı ölüm olmalı. Tora’ya sorulmuş günah işleyen kişinin cezası ne olmalı? Korban getirip günahın Tanrı huzurunda bağışlatması. Bu cümleyi peraşamızda, bu pasukta okumaktayız. Nefeş ki teheta veevi etkorbano. Günah işleyen bir can korbanını getirsin, Tanrı huzurunda bağışlansın. Fakat bu herhalde yeterli olmaz. Tanrı’ya sorulmuş: insanın mabede bir korban getirmesi ile günahlar acaba af olur mu? –Hayır! Teşuva, tövbe etmesi gerekir! Teilim kitabında, David Ameleh’n dediği gibi tov veyaşar aşem yöre hataim bedareh. Tanrı iyidir, doğrudur günahlara gidecekleri doğru yolu gösterir. Buraya kadar biz insanların kötü dürtümüze uyup Tanrı’ya karşı işlediğimiz hatalara Tanrı’nın bize merhamet edip, korban müessesini bahşetmesidir. Fakat acaba insanlara arkadaş ve yakınlarımıza karşı yaptığımız hatalardan nasıl aklaşabiliriz? Özür!! Evet özür dilemek. Kimin olursa olsun, kalbini kırdıksa, rencide ettikse, küçümsedikse gönlünü almak, pişmanlığımızı güzel sözlerle ona anlatmak şart. Eğer maddi bir zarara uğrattıksa muhakkak ki, maddi zararını tazmin etmek yoluna gitmek insanlar arasında nefret duygularını izole etmek huzuru ve sevgiyi yaratır. Tanrı bağışlayıcıdır.


GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

Vayikra Peraşasında “Ole ve Yored” sunuları - kelimenin tam anlamıyla “yukarı ve aşağı” sunuları bulunur - böyle denmesinin nedeni bu sunuların üç seviyesinin bulunmasıydı, birisinin ekonomik seviyesine göre: Zengin birisi bir inek getirir, orta halli birisi bir kuş ve fakir olan kişi sadece undan oluşan bir sunu getirirdi.

          

Hatta zengin birisinin daha düşük kalitede sunu yapması yasaktı. Buradan Tanrı’nın herkesi aynı şekilde yargılamadığını görürüz. Durumu daha iyi olan bir kişiden daha fazlasını yapması beklenir. Bu kaynakları Tanrı neden onlara vermiş olsun ki o zaman?

Diğer tarafta, fakir birisinin pahalı bir sunu getirmesi yasaktı. Bu bize şunu öğretir: Gelişmek için uğraşırken, sınırlarımızı bilmeliyiz, kendimize gerçekçi olmayan bir şekilde baskı yapmamalıyız. Bu fikri vurgulamak için, Vayikra 2:1’de un sunusu getiren biri için “Can” der. Talmud şöyle der: Un gerçekten ucuz olsa da, fakir birisi için çok önemlidir - ve Tanrı o kişiyi canını vermiş gibi sayar!

Başkalarının başarılarına göz ucuyla bakmamalıyız, ne kadar küçük gözükselerde. Çünkü hangi seviyede olursak olalım, Tanrı bizden olabildiğimizin en iyisi olmamızı bekler.

 

EMET -GERÇEK
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 

Yabancılarla ticaret yapıp bunda yalan söyleyen kişi Hilul Aşem yapar. Çünkü bu yalan bütün Yahudileri töhmet altında bırakır. Böyle kişilerin cezası aslında doğal yoldan gelir. Çünkü onlar gerçeği söyleseler bile kimsenin onlara inancı kalmamıştır.