Haftanın Peraşası BülteniYisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylenir. Mişkan'daki su havuzu, mesh yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

15 Adar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:52

6:05

-----

Yeruşalayim

4:58

6:11

Tel Aviv

5:07

6:07

  19 Şubat

Tel Aviv

5:13

6:12

İstanbul

5:28

6:08

2011

İstanbul

5:38

6:18

K İ   T İ S A

 Hatırlatmalar:

ü  Şuşan Purim Katan

ü  5 Mart Şabat: Şabat Şekalim

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 30:11-34:35)

[www.chabad.org]

Yisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylenir. Mişkan'daki su havuzu, mesh yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir. "Bilge yürekli" zanaatçılar Betzalel ve Aoliav, Mişkan'ın inşaatı ile görevlendirilirler ve halka Şabat'a uyması tekrar emredilir.

Moşe Sinay Dağı'ndan beklenen zamanda dönmeyince, halk altın bir buzağı yapar ve bazıları ona doğrudan tapar. Tanrı, doğru yoldan sapan ulusu yok etmeyi önerir; ancak Moşe, onlar için araya girer. Moşe dağdan inerken, üzerinde On Emir'in hakkedilmiş olduğu Tanıklık Levhaları'nı taşımaktadır. Halkı putun etrafında dans ederken görünce, levhaları kırar, Altın Buzağı'yı öğütür ve başlıca suçluları ölümle cezalandırır. Sonra Tanrı'ya doğru döner ve şöyle der: "Eğer günahlarını bağışlarsan [çok iyi]. Yoksa, lütfen beni yazmış olduğun Kitabın'dan sil!" (Şemot 32:32).

Tanrı affeder; ama halkın günahlarının birçok nesil süresince hissedileceğini söyler. Tanrı önce onlarla birlikle meleğini göndermeyi önerir; ama Moşe, Tanrı'nın, Erets-Yisrael'e giderken Halkı'na Bizzat eşlik etmesi için ısrar eder.

Moşe iki yeni levha hazırlar ve bir kez daha dağa tırmanır. Tanrı orada anlaşmayı bu İkinci Levhalar'a tekrar yazar. Dağda iken Moşe'ye İlahi Merhametin On Üç Niteliği hakkında bir vizyon da gösterilir. Geri döndüğünde Moşe'nin yüzü öylesine ışıldamaktadır ki, yüzünü bir maskeyle örtmek zorunda kalır. Bu maskeyi sadece Tanrı ile konuşurken ve halkına Tanrı'nın kanunlarını öğretirken çıkaracaktır.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

 

Ateşten Yarım Şekel

Bu haftaki peraşa yarım şekellik madeni parayı bağışlama mitsvasını ele alır: "Sayımdan geçen herkes şunu vermelidir: Kutsiyet [konularındaki] şekel standardına göre, yarım şekel. Bir şekel 20 geradır" (Şemot 30:13). Raşi, Tanrı'nın Moşe'ye ateşten yapılmış yarım şekel ağırlığında madeni bir paranın görüntüsünü gösterdiğini ve ona "Herkes şunu vermelidir" dediğini anlatan bir Midraş aktarır.

Raşi esasında Midraş'ı aktarırken biraz özetlemiştir. Midraş'ın aslı, Moşe'nin yarım şekelin tam olarak neye benzediğini gözünün önüne getirmekte zorlandığını, bu nedenle Tanrı'nın ona tam olarak neye benzediğini anlatan kutsal bir görüntü gösterdiğini anlatır. Otoriteler ise Moşe'nin yarım şekellik madeni parayı gözünün önüne getirmekte neden bu kadar zorlandığını anlayamazlar.

Gemara, Menora hakkında da buna benzer bir olayın gerçekleştiğini anlatır. Moşe Menora'nın nasıl görünmesi gerektiğini de kafasında canlandırmakta güçlük çekmiştir. Menora'nın çok karmaşık ayrıntıları ve içerdiği birçok geometrik şekil vardır. Dolayısıyla Moşe'nin ateşten bir Menora'nın hayalini görene kadar onu gözünün önünde neden canlandıramadığını anlayabiliriz. Aynı şekilde Talmud, Tanrı'nın Moşe'ye, Şemini peraşasında listelenen sekiz sürüngen ve böcek türünün (Şeratsim) örneklerini göstermiş olduğunu anlatır. Yeryüzündeki istisnasız tüm canlıları gözüyle görmüş olmayan Moşe'nin o konuda zorlanmış olması da anlaşılabilir. Ama madeni bir parayı gözünün önüne getirmek neden bu kadar zordur? Neden Tanrı Moşe'ye ateşten yapılmış madeni bir para göstermek durumunda kalmıştır?

Bu soruya biri Midraş'a dayanan, biri de basit düzeyde olmak üzere iki cevap vermeye çalışacağız.

Midraş'a dayanan açıklama birçok kişi tarafından yapılmıştır. Moşe Rabenu'nun anlamakta güçlük çektiği nokta madeni paranın nasıl göründüğü değil, bunun insanlara nasıl bir kefaret (kapara) görevi göreceği meselesiydi. Para birçok kötülüğün kökenidir. Ancak, Tanrı yarım şekellik bağıştan "kesef akipurim" (kefaret parası) olarak söz etmiştir. Moşe bunun nasıl olduğunu bilmek istiyordu. Bu kadar kötülüğün ve derdin kaynağı olan bir şey nasıl oluyor da insanı Yaratanına yakınlaştırabilirdi? 

Bu nedenle Tanrı ona ateşten yapılmış madeni bir para gösterdi. Ateş iyi midir, kötü müdür? Ateş dünyanın en yıkıcı şeyi olabilir. Ateş öldürebilir. Her şeyi kırıp geçirebilir. Diğer taraftan, ateş olmasaydı biz nasıl olurduk? Kışın donardık. Yiyeceğimizi hazırlayamazdık. Dünya ateşsiz var olamazdı.

Bu dünyada bazı şeylerin çok büyük iyilikler getirdiğini, ama aynı zamanda çok büyük kötülükler de getirebileceğini görüyoruz. Bazı şeyler çok büyük bir gelişme ve çok büyük bir yıkım getirebilirler. Moşe'ye ateşten yapılmış bir madeni para göstermenin amacı parayı ateşle denk tutmaktı. Para da kullanıldığı şekle göre yıkıcı veya yapıcı olabilir.

Bahsettiğimiz basit düzeydeki açıklamayı ise Hevron Yeşivası Başkanı Rav Simha Zissel sunmuştur. Moşe Rabenu bu dünyada "Heftsa şel Mitsva" (mitsvaların yerine getirilmesinde kullanılan objeler) olarak adlandırılan bazı şeylerin olduğunu anlamıştır. Bunlardan bazıları doğal ürünlerdir (örneğin, etrog, lulav, adas, arava gibi). Bazı şeyler ise insan tarafından üretilmiştir (örneğin üstüne bazı kelimelerin yazıldığı deriden mamul Sefer Tora, Tefilin veya Mezuza). Bu ikinci grup insan tarafından yapılmış olmasına rağmen, bunları yaratırken yazıcının zihnindeki niyet onları kutsal kılabilir ve "heftsa şel mitsva" haline getirebilir. Moşe bunları anlamakta güçlük çekmemişti.

Ancak Moşe ticari amaçlarla basılan madeni bir para ile nasıl mitsva yapılabileceğini anlamamıştı. Bazen Tora ile yakından uzaktan alakası olmayan merciler tarafından basılan bu maden parçasının bir "Heftsa şel mitsva" olması nasıl mümkündü? Bu yüzden Tanrı ona ateşten parayı göstermiş ve bu şekilde böyle bir şeyin bile kutsanabileceğini ve "mitsva adına verildiği" müddetçe, kefareti gerçekleştirebileceğini öğretmiştir.

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Vayişlah Ahav - Melahim I 18:20-39

Peraşa Bene-Yisael'in, Moşe'nin, çıktığı Sinay Dağı'ndan bekledikleri zaman içinde geri dönmemesi sonucunda, onları kimin yöneteceği konusunda yaşadıkları karmaşayı anlatır. Aftara da On Kabile'nin Yeuda Krallığı'ndan ayrıldıktan sonra yaşadıkları karmaşayı ve kimi izleyeceğini bilememeleri sonucunda yaşananları anlatmaktadır.

DEVAR TORA

["Growth Through Torah" - Rabi Zelig Pliskin]

Moşe, elinde On Emir levhalarıyla Sinay Dağı'ndan indikten sonra Altın Buzağı'nın çevresinde dans eden halkı görür. Tora şöyle anlatır:

"Moşe kampın girişinde durup ‘Kim Tanrı'nın yanındaysa bana [katılsın]!' dedi. Tüm Levi oğulları onun yanında toplandı" (Şemot 32:26).

Tora neden burada fazlaymış gibi görünen "tüm" sözcüğünü ekleme gereği duymuştur? Sadece "Ve Levi oğulları onun yanında toplandı" demek de yeterli olmaz mıydı?

18. yüzyılda yaşamış ünlü bir Macar Haham olan Hatam Sofer, "tüm" sözcüğünün, daha ileride Moşe'ye karşı ayaklanmış olan Korah ve başka Levileri de konuya dâhil etme amacıyla kullanıldığını belirtir. Moşe'ye karşı son derece memnuniyetsiz olmalarına rağmen, Tanrı'yı iş onurlandırmaya gelince, hepsi Tanrı adına savaşmak üzere Moşe'ye katılmıştır.

Desimiz: Eğer Tanrı adına, halkımız adına veya herhangi bir dürüst amaç adına hareket etmemiz gerekiyorsa, kişisel önyargılarımızı ve felsefi farklılıklarımızı bir yana bırakmamız gerekir.

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

On Birinci Kitap: NEZİKİN / ZARARLAR (Devam)

65. Geneva - Hırsızlık

 

"Çalma" (Şemot 20:15, Vayikra 19:11, Devarim 5.17) sözünde belirtildiği gibi, çalmak yasaktır. Bir hırsız, yakalandığı takdirde çaldığı şeyin iki katını ödemelidir. Eğer bir öküz ya da koyun çalıp onu satmış veya kesmişse, beş öküz veya dört koyunun bedelini öder (Şemot 21:37, 22:3). Eğer çaldığı şey duruyorsa ve bozulmamışsa onu olduğu gibi geri vermelidir; ama artık bozulmuşsa bedelini ödemelidir. İki misli ödeme kuralı, yalnızca bir şahsa ait taşınabilir, gerçek mülk içindir (Şemot 22:8). Eğer hırsız yakalanmamışsa ve teşuva yapmak istiyorsa, çaldığı malı geri vermesi yeterlidir ve iki misli ödeme yapma yükümlülüğü yoktur.

Bir hırsızdan çalıntı mal satın almak yasaktır. Eğer kişi bunu yaparsa ve hırsız yakalanırsa, satın alan kişi malı sahibine geri vermelidir (eğer malın sahibi umudunu kesmiş değilse). Ama malın sahibi bunun ücretini ona öder ve parayı hırsızdan tahsil eder. Ancak eğer bilinen bir hırsızdan satın almışsa, alıcı bu malı sahibine geri vermelidir (veya malın sahibi umudunu yitirmişse bedelini ödemelidir) ve bedelini hırsızdan tahsil eder.

Doğru ölçüler, tartılar ve ağırlıklar kullanmamız emredilmiştir (Vayikra 19:35-36). Kullanmasak bile, elimizde doğru olmayan ölçüler bulundurmamız yasaktır (Devarim 26:13-15). Yanlış ölçü kullanarak birini aldatmak yasaktır (Vayikra 19:35-36). Ve eğer kişi bunu yaparsa bedelini ödemelidir. Erets-Yisrael'de sınır işaretlerini yerinden öteye taşıma suretiyle toprak çalma konusunda özel bir yasak vardır (Devarim 19:14).

İnsan kaçırmak yasaktır. Bu, "Çalma" emrine dâhildir. Ayrıca bkz. Devarim 24:7 ve Şemot 21:16.

Bir yere olmadık yollardan giren ve yakalandığı takdirde karşısına çıkanı öldürmekten çekinmeyebileceği açık olan bir hırsız suçüstü yakalanırsa, nefsi müdafaa gereği öldürülebilir. Ama kendisini durdurmak isteyen birini öldürmeyeceği açıksa bu yasaktır (Şemot 22:1-2).

BİR HAYAT DERSİ

[Adam Lieberman / "A Life Lesson" - www.aish.com]

 

Dinle!

Moşe Tanrı'dan On Emri aldıktan sonra dağdan iner ve Bene-Yisrael'in kampından gelen bir gürültü duyar. Bu, Bene-Yisrael'in Altın Buzağı'yı yapmalarından hemen sonradır; bu yüzden Moşe'nin yanı başında olan Yeoşua bu gürültüyü insanların bağırtısı olarak algılar: "Sanki kampta savaş sesi var" (Şemot 32:17). Ama Moşe şöyle der:

"Ne zafer çığlığının sesi var, ne de yenilgi ağıtının sesi. Ben [sadece] sıkıntı sesi duyuyorum" (Şemot 32:18).

Moşe kargaşayı duyduğu zaman, hemen sesin acı dolu insanların sesini temsil ettiğine emin olmuştu. Moşe bu gürültüye nasıl böyle özel bir anlam verebilmişti ve ne anlama geldiğini kesinlikle nasıl bilebilmişti?

Bunun cevabı da, insanların çoğunun ne söylendiğini sadece duymalarıdır, Moşe gibi bazı insanlar ise, ne söylendiğini dinlemeye vakit ayırırlar. Duymak ve dinlemek arasında çok önemli bir fark vardır. Duymak insanın ne söylendiğini duyması ve sonra sadece kendisi için bir anlam çıkarmasıdır. Ancak dinlediğiniz zaman, konuşan kişiyi de düşünmek için fazladan zaman ayırırsınız. Ne söylenmeye çalışıldığını ancak o zaman açıkça anlayabilirsiniz.

Moşe Bene-Yisrael'in kampından gelen uğultuyu "dinlediği" için, denkleme, halkın, liderlerini 40 gün boyunca görmediklerini, bu yüzden kendilerini güvensiz, gergin ve endişeli hissettiklerini de ekleyebilmişti. Böylece Moşe hemen, uğultunun şen bir gürültü olmadığını, daha ziyade bir acı ve sıkıntı sesi olduğunu anlamıştı. Bunu anladığı an, sesi "dinlemek" yerine, sadece "duymayı" seçtiği anda vereceği tepkiden çok daha farklı bir tepki vermiştir.

Duyduğunuz kelimelerin ötesine gitmek ve ne söylendiğini dinlemek o kadar önemlidir ki...

Örneğin bir anne bebeğinin ağlamasını "dinlediği" zaman hemen mutsuzluk mu, açlık mı yoksa uyku ağlaması mı olduğunu ayırt eder. Ama aynı ağlamayı duyan, herhangi biri ise, ne tür bir ağlama olduğunu hiçbir zaman ayırt edemez. Ama bir anne bebeğini "dinlediği" için, o mesaja ağlama sesinden çok daha fazla anlam verecektir ve nasıl tepki vereceğini hemen anlayacaktır.

Bu nedenle birisi size önemli bir şey söylediği zaman, o kişinin şahsi durumunu düşünmeye zaman ayırarak onu "dinlemeye" çalışın. Birisi tarafından kullanılan aynı sözler, bir başkası tarafından söylendiği zaman farklı bir anlam taşıyabilir. "Dinleme" suretiyle, o kişiye nasıl tepki vereceğinizi bilecek ve ihtiyacı olan şeyi sağlayabileceksiniz.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Kaas - Öfke

1. Öfkeye eğilimli olmak, vücut için son derece zararlı bir özelliktir. Bu sebeple öfkeden uzak durmak için gereken çabayı mutlaka göster; bunu yaparsan kendini mutlaka birçok kötülükten kurtaracaksın.

2. Sürekli sinirlenen bir kişinin ömrü kısalır.

3. Bir insanın karakteri, üç şeyinden anlaşılır: [İbranice Koso, Kiso Kaaso; yani] Kadehinden (Şarap ya da başka bir içki içerken ölçülü davranıp davranmadığından), cebinden (Parasını harcarken ölçülü ve dürüst davranıp davranmadığından) ve öfkesinden (Öfkelendiği zaman bile tepki göstermemeyi becerip sakin kalmayı becerip becerememesinden).

4. Öfkelenme; çünkü öfkelenirsen günah işleme durumuna kolayca gelirsin.

5. Kim gerçekten kahramandır? Öfke anında kendisine hâkim olabilen.

6. Öfkelenen bir kişi, büyük bir bilge olsa bile, bildiklerini unutur.

7. Öfke anında para fırlatan bir kişi, bu dünyadan, ancak fakirleşip başkalarına muhtaç olacak duruma geldikten sonra ayrılacaktır.

8. İnsan, herhangi bir zarar görmemesi için kendi bedenini iyi bir şekilde korumalıdır. Kutsal Toramız'da yazılı olduğu gibi: "Canını iyi koru". Dolayısıyla insan, öfkelenerek kendisine zarar vermekten kaçınmalıdır.

9. İnsanların rahatını bozan öfkedir. Öfkeden hiçbir yararlı sonuç elde etmek mümkün değildir; ancak zarar edilir.

10. Öfke ve sinir, ailelerin yuvasını yıkan kemirgenlerdir.

11. Sinirlenen bir kişi, canına zarar vermesinin yanında, o anda aklı başında olmadığı için, herkese zarar verir. Kimseyi saymaz, anne-babasını bile tanımaz ve - Has veŞalom - Yisrael'in Tanrısı'nı bile inkâr edecek duruma gelir.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Uyku gözlüğü takarsanız, konuya ışık tutmak bile işe yaramayacaktır.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.