Bu Hafta İçin Saatler

6 TİŞRİ

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:11

19:21

-----

Yeruşalayim

18:01

19:12

Tel Aviv

18:27

19:23

15EYLÜL

Tel Aviv

18:18

19:14

İstanbul

19:13

19:52

2018

İstanbul

19:01

19:40

İzmir

19:00

19:48

İzmir

18:49

19:37

VAYELEH-וילך


15 EYLÜL 2018 ŞABAT TEŞUVA
19 EYLÜL 2018 ÇARŞAMBA YOM KİPUR

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim)

 


Vayeleh ("gitti") peraşası, Moşe'nin dünyevi yaşamının son günlerini anlatır. "Bugün yüz yirmi yaşındayım" der halka, "artık çıkıp gelemeyeceğim". Liderliği Yeoşua'ya devreder ve daha sonradan güvenli bir şekilde Aron Aberit'te saklamaları için Leviler'e vereceği Tora rulolarını yazar (ya da yazmayı tamamlar).

"Akel - Tüm halkı toplama" mitsvasına yer verilir: Her yedi yılda bir, Şemita döngüsünün ilk yılındaki Sukot'ta, tüm Yisrael bütün halkı - erkek, kadın ve çocuklar - Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'ta toplanmalı ve kral orada halka Tora'yı okumalıdır.

Peraşa, Bene-Yisrael'in Tanrı ile olan antlaşmasına sırt döneceğini, bunun sonucunda Tanrı'nın, Yüzü'nü gizleyeceğini söyleyerek son bulur. Ama Tanrı, Tora'nın sözlerinin gelecek nesillerde hiçbir zaman unutulmayacağı teminatını da verir.

AFTARA
Rav İsak Alaluf
ŞUVA YİSRAEL

 


Oşea peygamberin on dördüncü bölümünden satırların okunduğu Şabat Teşuva’nın Aftara bölümünde peygamber Bene Yisrael’e dönüş, teşuva çağrısı yapmaktadır. Beraberinde bir şeyler alıp Tanrı’ya dönmekten söz eden peygamber beraberindeki şeyler için “itiraflar” vurgusu yapmaktadır. Şabat Teşuva’da bu çağrı oldukça anlamlıdır. Aftara Miha peygamberin on üç merhamet prensibine gönderme yapan sözleriyle sona erer.

HAFTANIN SÖZÜ

 


“Dönüp bize merhamet edecek, suçlarımızı zapt edecek, hatalarımızı denizin derinliklerine savuracaksın.” (Miha 7/19)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
SAKIN DURMA DEVAM ET!

 


Melekler ile insanlar arasındaki farklardan biri meleklerin belli bir görevlerinin olması ve var olduklarından yok oluşlarına kadar hep aynı görevi icra etmeleri bir değişim veya gelişim göstermemeleridir. Yürümeyi, konuşmayı hiçbir şey yapmayı bilmeden dünyaya gelen insanoğlu ise gelişmelere açıktır. Sürekli gelişir aynı zamanda hayatını geliştirir. Peygamberler kitabında melekler için “omdim – duruyorlar” insanlar için ise “olhim – yürüyorlar” ifadeleri kullanılır. Bir insan gelişmeyi bırakarak geldiği seviyeden memnun olduğu anda yanlış yapar. Sürekli olarak ve özellikle manevi alanda gelişmek ruhanilikte daha da yukarılara çıkmak zorundadır. Moşe halka geçen hafta okunan peraşada  “nitsavim – duruyorsunuz” derken kırk yılsonunda geldikleri seviye çok yüksek dahi olsa durmalarının mümkün olmadığını yaşam amacına ters düştüğünü öğretmektedir.

Bu hafta okuduğumuz Vayeleh peraşasında Moşe yüz yirmi yaşında olduğunu artık çıkmaya ve gelmeye hali olmadığını söyler. Moşe gelişimini tamamlamış geride aşılmamış tek bir engel bırakmamıştır. Moşe’nin daha da gelişmesi ancak Erets Yisrael’deki mitsvaları yapması ile mümkündür ancak bu durum da Tanrı tarafından yasaklanmıştır. Yarden nehrini geçemeyecek olan Moşe gelişiminin, hayati amaçlarının ve dolayısı ile de hayatının sonuna geldiğini ilan etmektedir.

Aseret yeme teşuva boyunca sürekli olarak söylediğimiz “zohrenu lehayim – bizi yaşam için anımsa” cümlesine istinaden Tanrı’nın bir sorusu vardır: Neden yaşam istiyorsun? Sen sürekli günah işleyen birisin ve yerinde saymak için mi hayat isteğinde bulunuyorsun? Buna cevabımız aynı cümle içinde yer almaktadır.

Bizi yaşam için hatırla, çünkü sen bir baba gibi yanlış yapsa da çocuklarını bağışlayan ve onlara yaşam vermek isteyen Tanrı’sın. Bizi yaşam kitabına yaz. Bu yaşam kitabı sadece gününü gün edenlerin ve bir maneviyat olmadan yaşayanların değil Sen’in yolunda giderek ilerleyenlerin yaşam kitabı olsun.

Peraşalarda “ayom – bu gün” sözcüğü oldukça fazla kullanılır. İçinde bulunduğumuz durum, şu anki pozisyonumuz son derece önemlidir. Geçmişimizdeki hataları tekrarlamamak, onlardan uzak kalmak geçmişimizi, geleceğe yönelik manevi yatırımlar da yarınımızı öneli hale getirebilir ama esas olan günümüzde yaptıklarımızdır. Nitsavim peraşasında yer alan “atem nitsvavim ayom lifne Ad… E.loehem – bu gün Tanrı’nın karşısında duruyorsunuz” cümlesinin çağrıştırdığı şeylerden biri de budur.

Günümüzden söz etmişken birkaç konuya daha değinmek gerekebilir. Maşiah döneminin en önemli işaretlerinden birisi insanların bir teşuva dalgası ile dönüş yapmalarıdır. İnsanlar dalgalar halinde teşuva yapmaya başlamaları Maşiah döneminin gelmesine işarettir. Bu noktada insanlar uyarılmak da istenir. Maşiah geldiğinde “iman etmek” son derece kolaydır ama yararı yoktur. Çünkü artık zaman geçmiştir. Günümüzde bunu yapmak için bir an evvel adım atmak son derece önemlidir. İş işten geçmeden yapılması gerekenleri yapmak Maşiah döneminde bizlere yaşam imkanı tanıyacaktır.

Tora bütün bu uyarıları dinledikten sonra birçoklarının şöyle bir düşünceye kapıldıklarını söyler. “Kalbimin peşinden gittiğim için banim için barış olacaktır.” Cümlemizi açarsak düşünce iyi bir kalbe sahip olmanın yeterli olduğu görüşün savunmaktadır. Tora’nın emirlerini uygulamaktansa iyi bir kalbe sahip olmak yeterlidir. Şu örneğe bakalım:

Bir iş adamı emrinde çalışan birine akşama kadar yirmi görev verir ve bunların mutlaka bitirilmesini ister. Çalışan gününü kahve içerek, gazete okuyarak geçirir. Akşam olduğu zaman patronunun yanına gelir ve öncelikle ona çocuğu için aldığı oyuncağı gösterir. Patron hediyeye teşekkür eder. Çalışan nezaket ve samimiyetle hatır sorar. Herhangi bir konuda yardımcı olup olmayacağını öğrenmek ister. Bütün bu nezaket ifadelerinden sonra patron sabah verdiği yirmi görevi yerine getirip getirmediğini sorar. Çalışan olumsuz cevap verince en azından kaç tanesini yerine getirdiği sorusu gündeme gelir. Bunun da cevabı olumsuzdur. Patron çalışanına muhasebeyi ziyaret etmesi gerektiğini söyler ve işine son verir.

Tanrı yerine getirmemiz için hepimizin bildiği görevler vermiştir. Şabat günü ile bayramları ile Kaşerıt ve aile saflığı ile Talet, Tefilin ve Tefila ile bu mitsvaların ne olduğu hepimizce bilinmektedir. İyi ve nazik bir insan olmak bizi bu görevlerden muaf kılmamaktadır. Sadece bu görevleri yerine getirmek ve iyi insan olma vasıflarından uzaklaşmak da istenen şey değildir. Pirke Avot ikisinin kombine bir şekilde işlemesinin kişinin ulaşması gereken hedef olduğunu paylaşmaktadır. Aseret Yeme Teşuva içinde olduğumuz bu zaman içinde nerede olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi bilmek yazılacağımız yaşam kitabının özelliği ve kalitesi açısından son derece önemlidir. 

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

 


“Akaal et aanaşim naşim veataf.” 
Bütün cemaat erkekler, kadınlar ve tüm çocuklar toplanmalıdırlar.
Peraşamızda senede bir gün cemaatin toplanıp, Tora’nın okunmasını dinlemeleri mitsvası vardır. Bu mitsva,”mitsvat  akaal” olarak isimlendirilir. Bu mitsva için herkesin aileleri ile hatta bebeklerin bile gelmeleri gerekir.
 
Hagiga Gemara’sında şöyle bir soru vardır: Bu mitsvada erkekler öğrenmeleri, kadınlar dinlemeleri için gelmelidir. Peki çocuklar niçin gelmelidirler? Cevabi şöyledir: Onların da gelmeleri ödüllendirilecektir. Kli Yakar adlı kaynak şöyle açıklar: Çocukların gelişi gökyüzünde merhametin uyanmasının sağlar ve Akadoş Baruh U bu sayede bize merhamet eder. Selihot dualarında şöyle deriz:  Ase lemaan atinokot şelo hateu; yani günahsız çocuklar adına bizi bağışla.  Ase lemaan gemule halav; yani içtikleri süt gibi bizi kusursuz kabul et.

Rabi Yaakov Melisqa kitabı Nahalat Yaakov da şöyle bir soru sorar: Elbette babalar ve anneler geliyorsa çocuklarda gelecektir, onları kime bırakabilirler ki?  Neden Tora çocuklarda gelmeli diye özellikle vurgular?  Rabi Yaakov şöyle der:  Akadoş Baruh U Bene Yisrael’in zehutu olmasını ister. Bunun için onlara Tora’yı ve bol mitsva vermiştir. Tanrı çocukların geleceğini biliyordu ve böylece onların sayesinde Bene Yisrael’in zehutu ve ödülü artacaktı.

Bir gün bir çocuk Rabi Selomo  Zalman  Avurbah’a  şöyle bir soru yöneltir: Eğer Tanrı zehutumuz olsun istiyorsa neden 613 mitsva verdi, 17 ya da 18 tane yetmez miydi? Rabi cevap olarak; sabah kalkınca giyinmen gerekir, yemen gerekir, okula gitmen gerekir hepsi şarttır. Tanrı bize şöyle der: Benim istediğim gibi giyin, benim istediğim gibi yemek ye, öncesi ve sonrasında beraha söyle, bende bunun için seni mübarek kılayım.

Rabiler der ki; her kim ki dokuzunda yemek yer, ziyafet yapar; sanki hem dokuzunda hem de onunda oruç tutmuştur. Kipur için söylenen bu bilgi gereksiz gibidir. Onunda oruç tutan biri elbette dokuzunda bol yemek yemelidir. Niye yemek yenilen gün oruçlu sayılayım? Çünkü Tanrı, bana güvenerek yemek ye ki, bende sana bugünde oruç tutmuşsun gibi mitsva yaptın kabul edeyim ve seni ödüllendireyim demektedir. Hepsi bize olan sevgisini göstermektedir.


GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Moşe gitti ve şu sözleri tüm Yisrael’e söyledi.” Devarim 31:1. Acaba Tora neden “Moşe gitti” sözlerini ekler? Bu kelimeler anlayışımıza hiçbir şey eklemiyor; Moşe’nin daha nereye gittiğini bile bilmiyoruz! Bu kelimelerden ne öğrenebiliriz?


Ibn Ezra şöyle açıklar: Moşe Rabenu ölmeden önce her kabileye teker teker çok yakında öleceği konusunda haber verir, ancak korkmamalarını söyler; çünkü onların yanına güvenilebilir bir lider olabilecek olan Yeoşua’yı bırakıyordur.

Bundan ne gibi bir ders çıkartabiliriz? Eğer kaygıları olan birini görürseniz, o kişini kaygılarını hafifletmek için elinizden geleni yapmalısınız. Birisine korkularını yenme konusunda yardım etmek kadar iyi bir hareket yoktur ve başkalarının korkularına gülmek çok büyük bir gaddarlıktır. Başkalarına karşı duyarlı olun ve nerede olursanız olun onlara yardım edin.

ÇOCUK PERAŞASI

 

Hâlâ Moşe Peygamberimiz'in yaşamının son günü idi. Moşe Peygamberimiz bütün Yahudiler'e veda etti. Onları teselli etti: "Korkmayın, yalnız kalmayacaksınız! Yeni bir lideriniz var, Yeoşua. O, sizi Erets Yisrael'e götürecek. Tanrı da ben öldükten sonra size yardım edecek."
Moşe Peygamberimiz on üç tane Sifre Tora (Tora rulosu) yazdı. Her şevet'e (kabile) bir tane verdi. Birini de Mişkan'ın (çölde gittikleri yere götürülebilen taşınabilir dua evi-çadır) en kutsal odasına koydu. Daha sonra çok sayıda Sifre Tora ondan kopya edildi. Bizim Tora'mız hâlâ Moşe Peygamberimiz'in Tora'sı ile tam olarak aynı sözcüklere sahiptir. 
Moşe Peygamberimiz "Hakel" mitsva'sını öğretti: "Yahudi kral bütün Yahudiler'i yedi yılda bir toplamalıdır. Onlara Tora'dan bölümler okur. Bütün erkek ve kadınlar gelip dinlerler. Çocuklarını bile getirirler. Bu sayede herkes Tora'ya daha iyi uyar." 

İşte başka bir mitsva: Her Yahudi için bir Sefer Tora (Tora rulosu) yazmak bir mitsva'dır. Bunu yapamazsa, en azından kutsal kitaplar satın almalıdır. Her Yahudi'nin evinde bir humaş (Tora'nın beş kitabı), bir mişnayot ve bir Gemara (Talmud) - Tora'yı öğreten kitaplar bulunmalıdır.

BİR HİKAYE
SINAVI GEÇMEK

 


Her ş
ey fen bilimleri öğretmenimiz Nedim Bey'in ertesi gün ilk sınavımızı olacağımızı söylemesiyle başladı. Neden bilmiyorum ama epey telaşlanmıştım. 
Bir gece öncesinde notlarıma baktığımda sınavı geçmenin tek yolunun biraz "yardım" almak olduğuna karar verdim. Bu yüzden bir kaç formülü küçük kağıtlara yazıp gözlük kabımın içine sakladım. Sınav sorasında da yazıları "daha iyi görmek" için gözlük kabımı açtığımda çaktırmadan bu kağıtlara bakmaya çalıştım. 
Her şey yolunda gitti. Sınavdan pekiyi aldım. Babam çok mutlu oldu ve her şey bu şekilde bitti. 
Ama meğerse asıl son gelmemişti. Belki bir başkası olsa bu olayı hemen unuturdu ama ben yapamadım. İçimde hep bir rahatsızlık hissediyordum. Daha önce hiç kopya çekmemiş, hatta çekenlere kızmıştım. 
Okuldaki derslerim, özellikle fen bilgisi dersim kötü gitmeye başladı. Sınıfta bir türlü dikkatimi toparlayamıyordum. Öğretmen ne zaman beni kaldırsa sıranın altına saklanmak istiyordum. Sanki kopya çektiğimi biliyordu ve bunu bütün sınıfa açıklayacaktı. 
Günün birinde artık buna daha fazla dayanamayacağımı hissettim ve dersten sonra öğretmenin yanına gidip içimi döktüm. Nasıl kopya çektiğimi detaylarıyla anlattım. Şaşırmış görünüyordu, belki gerçekten de fark etmemişti. Kendimi ne kadar kötü hissettiğimi de söyledim. Ardından kimsenin önünde yapmadığım bir şey yaptım. Öğretmenimin önünde hüngür hüngür ağlamaya başladım. Nedim Bey'in patlayıp bana kızmasını bekliyordum. Ama o bana tekrar sınav yaptı ve ceza olarak sadece 10 puan düştü. 
Yıl devam ediyordu. İçimden hala kendimi kötü hissetsem de en azından suçumu itiraf etmiştim. Şimdi yeni bir sınav olacaktık ve buna iyice çalışmaya karar verdim. Yine "pekiyi" almak istiyordum ama bu sefer gerçek bir Pekiyi!
Nedim Bey sınavları dağıttı ve ben de herkes gibi yazmaya başladım. Ardından öğretmenin bana seslendiğini duydum. Kalbim neredeyse duracaktı. Ona baktığımda masasının yanına çağırdığını gördüm. Kıpkırmızı kesildiğimi hissettim. Ama benim gibi bir kopyacı bunu hak etmişti öyle değil mi?
"David" deyince titrediğimi hissettim. Bir daha kopya çekmemem konusunda beni uyaracağını zannediyordum. Belki de çekmediğimden emin olmak için beni yanında oturtacaktı. "Fen kitabımı öğretmenler odasında bıraktım. Şu anda sınav olduğunuz için sınıftan çıkamıyorum. Acaba benim için kitabı alıp gelebilir misin?"
Onu kesinlikle yanlış anladığımdan emindim. Ders kitabını mı getirmek? Ben mi? Bütün cevapların kitapta olduğunu bilmiyor muydu?
"Şey Nedim Bey, " diye fısıldadım, "hatırlamıyor musunuz?"
Sanki düşüncelerimi okumuştu. Çünkü gülümseyerek bana baktı ve " Her şeyi hatırlıyorum, özellikle de kendini ne kadar kötü hissettiğini, bunu bana itiraf edecek kadar cesur olduğunu ve sonuçlarına katlanmayı göze aldığını. Bu yüzden, şu anda sınıfta kopya çekmeyeceğinden emin olduğum bir kişi varsa o da sensin. Bu sefer bunu sen de biliyorsun. Şimdi Roş Aşna'nın gelişiyle, hatalarını geride bırakıp yeni bir başlangıç yapabilirsin."
Vay! Öğretmenler odasına koştum kitabı aldım ve sınıfa getirdim. Kapağına bile bakmadım. "Teşekkürlere David" dedi öğretmenim göz kırparak. "Bunu yapabileceğini biliyordum."
Sınavı bitirdiğimde yenilendiğimi hissettim. Kağıdı teslim ettiğimde birden fazla sınavı geçtiğimin farkındaydım.