Haftanın Peraşası BülteniMoşe, 20-60 yaşları arasındaki her erkek tarafından bağışlanan yarım şekellerin sayılması suretiyle bu yelpazenin nüfusunu belirler.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  10 Mart

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:07

6:19

-----

Yeruşalayim

5:12

6:24

Tel Aviv

5:22

6:21

20 Adar

Tel Aviv

5:27

6:26

İstanbul

5:51

6:31

5767

İstanbul

5:59

6:39

K İ   T İ S A

 Hatırlatmalar:

ü  Şabat Para

ü 17 Mart Şabat: Şabat Ahodeş

ü 20 Mart Salı: Roş-Hodeş Nisan

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 30:11 - 34:35)

[www.ohr.org.il]

 

Moşe, 20-60 yaşları arasındaki her erkek tarafından bağışlanan yarım şekellerin sayılması suretiyle bu yelpazenin nüfusunu belirler. Tanrı Moşe'ye, Mişkan için bakırdan bir su havuzu yapmasını emreder. Gerekli metal, kadınlar tarafından sağlanır. Mesih yağının formülü açıklanır ve Tanrı Moşe'ye, bu yağı sadece ve sadece Mişkan, içindeki alet-edevat, Koen Gadol Aaron ve onun oğulları diğer Koenler'in adanmasında kullanabileceğini bildirir. Tanrı, Mişkan ve eşyalarının üretimindeki ustalar olarak Betsalel ve Aoliav'ı seçer. Bene-Yisrael'e Şabat gününü, Tanrı'nın dünyayı yarattığına dair ebedi bir işaret olarak korumaları emredilir.

 

Tora burada bir flashback ile Tora'nın alınışına geri dönmektedir. Moşe, üzerinde On Emir'in yazılı olduğu iki levhayı almak üzere dağa çıkar. Başını, Mısır çıkışında Bene-Yisrael'e katılan ve çeşitli halklardan oluşan bir topluluğun (Erev Rav) çektiği bir grup, Moşe'nin geri dönüşünün geciktiği fikriyle endişeye kapılır ve Aaron'u, tapınma ihtiyaçlarını karşılayacak bir altın buzağı yapmaya zorlar. Aaron onları oyalamaya çalışır ama sonunda buzağı ortaya çıkar. Tanrı Moşe'ye hemen halka dönmesini söyler ve yaptıkları sebebiyle tüm halkı yok ederek sadece Moşe'den gelecek yeni bir halk yaratma planını bildirir. Moşe dağdan inip putperestlik etrafında gelişen aşırı eğlenceleri görünce, elindeki levhaları yere atıp kırar ve buzağıyı yok eder. Levi kabilesi, günahı işleyenleri cezalandırmaya gönüllü olur ve bunun sonucunda 3000 kişi ölür. Moşe tekrar dağa çıkar, halkın affı için dua eder ve Tanrı duayı kabul eder.

 

Moşe Mişkan'ı inşa eder ve altın buzağı günahı ile halkı terk eden "Anane Akavod - Onur Bulutları" geri gelir. Moşe Tanrı'dan, dünyayı yönetirken kullandığı yöntemleri anlatmasını ister; fakat Tanrı bu isteğin sadece küçük bir bölümünü yerine getirir. Tanrı Moşe'den yeni levhalar hazırlamasını ister ve İlahi merhametin uyandırılmasına yarayan özel duayı öğretir. Putperestlik, karışık evlilikler, et ve sütün karışımı yasaklanır. Ardından Pesah, behorlar, ilk meyveler (Bikurim), Şabat, Şavuot ve Sukot'la ilgili bazı kurallar bildirilir. Moşe ikinci On Emir levhalarıyla indiğinde, Tanrı ile gerçekleşen yakın iletişim sebebiyle yüzü ışık saçmaktadır.

 

Bu hafta, peraşaya ek olarak Para peraşası (Bamidbar 19:1-22) okunur. Ölü biriyle temas etmiş bir kişinin Bet-Amikdaş'a girmesi yasaktı. Bu manevi engelin düzeltilmesi için kızıl bir inek (Para Aduma) korban edilir, yakılır ve külleri su ve başka maddelerle karıştırılarak söz konusu kişinin üzerine serpilirdi.

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Elleri Yıkamak

 

Mişkan'a yerleştirilecek özel eşyaların tasvirini yapmaya devam ederken, Tora bize kiyor, yani, Mişkan'ın ve daha sonra Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'ın avlusuna yerleştirilen çeşmeli su havuzu hakkında bilgi verir. Bu kiyor, Aaron'un soyu olan Koenler, Mişkan'a veya Bet-Amikdaş'a girmeden önce, günlük hizmetlerine başlamak için, ellerini ve ayaklarını yıkamak için kullanılırdı. Bu elleri ve ayakları yıkama, sadece bir temizlik meselesi değil, aynı zamanda, kutsal hizmet için hazırlanmanın simgesel bir uygulamasıyla. Koenler'in bugün, halkı mübarek kılmak üzere Ehal'in önünde toplanmadan önce ellerini yıkamaları, el ve ayaklarını kiyorda yıkamalarının devamı olan bir uygulamadır.

 

Esasında, ne kadar temiz ve steril olurlarsa olsunlar, elleri bir prosedür şeklinde yıkamak, hâlâ hepimiz için, gündelik Yahudi hayatımızın bir parçasıdır. Ekmek yemeden önce, ellerimizi Netilat Yadayim adı verilen bir ritüelle yıkamamız gerekir. El yıkama, Pesah akşamı Seder kurallarının da bir parçasıdır. Sabah kalktığımız zaman da Netilat Yadayim yaparız. Dua etmeden önce de, ellerimizi yıkamamız gerekir. Tuvalet ihtiyacımızı giderdikten sonra da eller yıkanmalıdır. Temizlik Yahudi yaşantımızda en önemli erdem olmasına rağmen, bunlar sadece temizlikle ilgili olan yıkamalar değildir, Netilat Yadayim uygulamasında, manevî ve kutsal bir bağlılık vardır. Yahudiliğin bu el yıkama uygulaması, önemli bir mesaj içerir. Amaç, hayatta her şeyin kutsal olduğunu kişinin aklına sokmak ve yaptığımız her şeyin, esasında Tanrı'ya hizmet etme amacına yönelik olması gerektiğini öğretmektir. Yahudi dünyasının tümünde, sabahın ilk saatlerinde halkı uyandırma görevini taşıyan Şamaşlar "Tanrı'ya ibadet etmek için kalk" sözleriyle tellallık ederlerdi. Fakat Tanrı'ya hizmet, esasında günlük hayatımızın tümünde, Tanrı'ya hizmet ettiğimizin takdir edilmesini ve kavranmasını gerektirir. Aksi takdirde, bu bilinç olmasa, hayatta her şey sıkıcı, dünyevî, mekanik ve hatta anlamsız olur. Hayatta, yemek, uyanmak, diğer bedensel ihtiyaçlarımızı gidermek gibi dünyevî şeyleri yapmadan önce veya yaptıktan sonra ellerimizi yıkama gereğinin gerçeği, bize hayatta hiçbir şeyin, bayağı, dünyevî ve alçak olmadığını hatırlatır.

 

Her şey önemlidir. Her şey, Yaradanımız'a borçlu olduğumuz hizmetin bir bölümüdür. Bu yüzden, her şeyin, bir amaç ve adama duygusu taşıması gerektirdiğinin, hayatın önümüze koyduğu zorlukların, "Koenler'den oluşan bir krallık ve kutsal bir millet" olmamız için, emir aldığımızın kavranması gerekir. Elleri yıkamak, bu zorunluluğun ve görevin bir hatırlatıcısıdır. Nasıl ki, Koenler, Bet-Amikdaş'taki görevlerinin yapılmasında kutsallığı, ellerini yıkayarak, kendilerine hatırlatıyor idilerse, bizim de, gün içinde çeşitli nedenlerle ellerimizi belirli bir prosedürle yıkayarak, günlük hayatımızda ve işlerimizde, kutsallığı ve maneviyatı yaratma görevini ve sorumluluğunu hatırlamamız gerekir. O halde, kiyor ve onun mesajı bugün bile aramızda ve hayattadır.

 

DEVAR TORA

[Rabi Şemuel Weiss - www.tfdixie.com]

 

Bir Türlü Gitmeyen Misafirler

 

Bu haftaki peraşa, Altın Buzağı ile ilgili hazin hikâyeyi içerir. Moşe, halkının, Altın Buzağı'nın önünde çılgınca dans ettiğini görünce, içindeki öfke, On Emir levhalarının kırılmasına sebep olmuştur.

 

Midraş, Moşe'nin levhaları aslında kırmadığını söyler. Esasında, On Emir levhaları bir insanın onları taşıması için, zaten fazla ağırdı. Fakat Midraş, levhaların üstüne kazılı olan harflerin kendi içlerindeki manevi güçle uçuştuğunu söyler. Harfler hep yukarıya, Tanrı'ya doğru uzanırken, bu şekilde levhaların dik durmalarını sağlıyor, böylece Moşe'nin çok ağır olan levhaları taşıması mümkün oluyordu. Fakat harfler Altın Buzağı karşısında levhalarındaki yerlerinden ayrılmış ve gökyüzüne doğru uçmuştur. O noktada, ağır taş levhaları taşıma imkânı kalmamış, Moşe de onları yere atıp parçalamıştır.

 

Midraş bir olayı daha anımsatır. Romalılar, Rabi Hananya Ben Teradyon'a işkence yaptıkları zaman, onu bir Tora tomarına sarıp ateşe vermişlerdi. Hemen yanıp ölmemesi ve acısını arttırmak için de araya ıslak pamuklar koymuşlardı. Böylece Rabi Hananya çok ve uzun süreli acı çekerek ölmüştü. Yandığı sırada öğrencileri kendisine "Rabenu, öğretmenimiz, ne görüyorsunuz?" diye sormuşlardı. Rabi Hananya'nın cevabı şöyle olmuştu: "Parşömenin yanıyor, ama harfler yukarıya doğru yükseliyor."

 

Bu iki olayda, öğretilmek istenen mesaj aynıdır. Bir tarafta, Tora bu dünyaya aittir; metindeki zorlukları çözmek, açıklamak ve gerçekleştirmek bize düşer. Onu inceleyip öğretmeli ve büyük sırlarını keşfetmek için çok çalışmalıyız. Hiçbir Tanrısal ses, bize Tora'nın anlamını açıklamayacaktır. Bunu kendimiz yapmalıyız.

 

Fakat Tora, aynı zamanda, fani dünyanın fiziksel ve bilimsel sınırlamalarının çok üstünde ve ötesindedir. Tora harfleri tahrif edilemez; hiçbir zaman silinip yok edilemez. Ve bu harflerin ardındaki hikmet, bizim kendi sınırlı alanımızın çok ötesinden, daha yüksek bir kaynaktan gelir. Bu harfleri dünyevî bir maddeye, taş tabletlerine, Tora tomarlarına veya saygın bir hahamın etine ve kanına kazıyabiliriz. Fakat bu harfler, o evlerde mahpus değildir. Daha ziyade, belli bir müddet için, bu geçici mekânlarda oturmak için "aşağıya indirilen" kozmik misafirlerdir. Eğer bu evlerin efendileri değerli kimseler değilse veya kira mukavelesi biterse, harfler başka mekânlara gidecektir.

 

Ölümlü varlıklardan farklı olarak, onlar, bu evrenin daimi sakinleridir ve ruhlarımızın canlılığıdır.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

Basar BeHalav: Etliye Sütlüye Karışmamak

 

Mitsva: Et ve süt beraber pişirilemez, yenemez ve böyle bir karışımdan hiçbir yarar sağlanamaz (Şemot 23:19 ve 34:26, Devarim 14:21). İki besin maddesi arasındaki ayrımı kesin hale getirmede gösterilen katılık nedeniyle Hahamlarımız, beraber pişirilmemiş olsa bile, süt ve et karışımını yasaklamışlar, ayrıca etli bir yiyecek yedikten sonra sütlü bir şey [ya da tam tersi] yiyene kadar belirli bir sürenin geçmesi gerektiği esasını belirlemişlerdir.

 

Kaşer mutfağın belli başlı özelliği Basar BeHalav, yani, et ve süt karışımını yasaklayan kanunlardır. Yahudi mutfağında, süt ve et için ayrı kapkacak ve takımların bulundurulması esastır.

 

Beşerî kavrayışa meydan okuyan Tanrısal bir hüküm olan bu mitsvayı özel kılan bir nokta vardır. Et ve süt kendi içlerinde yasak değildir. Sadece bir araya geldiklerindeki karışım yasaktır. Oysa kaşerut kanunlarındaki diğer yasak yiyecekler, örneğin bir domuzun eti, bir böcek vs. her durumda yasaktır.

 

Süt ve etin neden ayrı olmaları gerekir? Bu kadar büyük bir ayırım gerektiren bu iki besinin beraber pişmesi ile elde edilen ürünün altında yatan simgesel derinlik nedir?

 

Hayat, başlangıcıyla birlikte, beraberinde karanlık, karmaşa ve ahlâkîbelirsizlikgetirir. İyi ve kötü serbestçe birbirine karışır. Bu yüzden herkes, hayatında kendine göre bir birur, "açıklığa kavuşturma" süreci uygulamakla yükümlüdür. Bu ayıklama süreci sonunda kişi düzenli olarak "iyi"yi bulup çıkararak, "kötü"yü geride bırakır.

 

Basar BeHalav kanunları, "iyi"nin seçilmesi üzerinde yoğunlaşır ve bunu yaptıktan sonra da, tekrar bizim onu "kötü" ile karıştırmamızı engellemeyi amaçlar. Bir annenin etinin ve kanının üstün unsuru, bebeği beslemek için gerekli olan hayat destekleyici "süt"ün üretimi için seçilmiştir. Annenin süt emzirmesi, dikkat çekici bir şekilde, henüz hayata yeni başlayan yavrusu için doğal ve besleyici sıvıyı sağlar. Gerçekten de bir kadının adet düzeni, çocuk emzirdiği sürece "kanı süte dönüştüğü için" bozulabilir ya da tamamen ortadan kalkabilir (Talmud - Nida 9a).

 

Böylece, süt, bir kere insanoğlunun bedensel kalıntılarından, yani etin kanından ayrılıp yüceldiği zamanı, yani birur'dan "sonraki" dönemi temsil eder. Sefat Emet'e göre (Emor 5659) Basar BeHalav kuralları, kanın anne bedeninde rafine olarak süte dönüşmesi sonrasında, onun tekrar et ile birleşerek eski arıtılmamış haline geri dönmesini engeller. Etle sütün beraber pişirilmesindeki temel yasak, birinin tadının, diğerinin içine nüfuz etmesidir (Hulin 108b). Bunun anlamı, farklı maddelerin, bir bütün içinde birleşmesidir.

 

Bu model, Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkarken yaptığı yolculukta, anlam bulur. Bu milletin temel hayvansal eğilimleri "et" ile eşanlamlıdır (Şemot 16:3'te söyledikleri gibi: "Mısır'dayken et tenceresinin yanında oturuyorduk."). Et fiziksel arzuyu simgeler ve Mısırlılar bu konuda olası en aşağılık durumdaydı. Tanrı, Bene-Yisrael'i Mısır'dan çıkararak onları bu arzulardan arıtmıştı ve Bene-Yisrael'in son durağı da "süt ve bal akan ülke" olan Erets-Yisrael olacaktı (Şemot 33:3).

 

Fakat bu duruma ulaşabilmek için, Bene-Yisrael'in öncelikle Mısır ideolojisinin tortusundan ve kutsal olmayan "Bizi kim etle besleyecek?" (Bamidbar 11:4) şikâyetinden kurtulmaları gerekiyordu. Fiziksel düşkünlüğün simgesi olan ete odaklanmaktansa, Tanrı'dan gelen manevî besin, içinde "kötü" unsur barındırmayan Man ile, simgesel olarak, annesinden "süt" emen bir bebeğe benzetilen besin idealini kucaklamaları gerekiyordu (Bkz. Yoma 75a).

 

Bunun yanında Bene-Yisrael, Mısır'dan Çıkış sonrasında Sinay dağında Tanrı'nın görevlendirdiği özel halk olma yolunda da iki farklı aşamadan geçmiştir. Çıkış'ta uyguladıkları Pesah-korbanı mitsvası "et" yemeyi gerektirmekteydi. Ama Tora'yı aldıkları Şavuot gününde özellikle sadece "sütlü" ürünler yemişlerdir. Dolayısıyla burada da "et"ten "süt"e bir geçiş vardır - ki bu geçiş, "birur süreci"nin sonunu işaretler. Eti geride bırakmışlar, "süt"ün simgelediği yüksek konuma geçmişlerdir; diğer bir deyişle, Mısırlılar'ın "kötü" değerlerinden ayrılıp, "iyi"yi, Tora'nın güzelliğini kucaklama aşamasına ulaşmışlardır.Bu nedenleözellikle et yedikten sonra, süt ürünleri yemeden önce, belli bir sürenin geçmesini beklemek gerekmektedir (bu süre Sefarad geleneğine göre altı saattir).

 

Böylece, Basar BeHalav mitsvası, neyin "iyi" (süt) ve neyin "kötü" (et) olduğunu aydınlığa kavuşturmak anlamına gelen birur bakışı açısından, simgesel olarak Yahudi'nin özel görevini vurgular. O noktadan sonra, Yahudi, geriye dönüşü veya karışmayı, özellikle, bu ayrılmış idealleri yemeyi, pişirmeyi ve karışımdan yarar sağlamayı kaldıramaz,çünkü artık Tora'nın "sütünü" kucaklamıştır.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Bazı Tsitsit Kuralları

 

Tsitsit bağlamak için giysinin [ya da Talit'in] köşesinde açılmış olan delikten, köşede birleşen iki kenara olan uzaklık en çok üç parmak olmalıdır. Eğer deliğin yanına parmaklar konduğunda giysinin kenarı hala parmakların ötesinde kalıyorsa, delik kenardan çok uzak demektir. Buna karşılık kenardan asgari uzaklık da başparmağın kalınlığından az olmamalıdır.

 

Eğer Tsitsit'in deliği yırtılmaya başlarsa, başlangıçta doğru bir şekilde yapıldığı müddetçe, kaşerdir. Bu deliğin etrafını, ilerde delinmemesi için overlok şeklinde yapmak iyi bir fikirdir.

 

KAYNAKLARIMIZDAN - YAHUDİ TERBİYESİ

[Sefer Maase Avot]

 

Ev İçi Barış

 

·                "Bana bir Kutsal Mekân yapsınlar ve içlerinde barınayım." Raşi açıklar: "Benim Adıma bir kutsiyet evi yapsınlar." Her Yahudi kendi özel evinin içine kutsiyet getirmeyi amaç edinmelidir. Aile hayatı kutsal bir şekilde yürürse, evi Tanrı için bir Kutsal Mekân sınıfındadır.

·                Huzur içinde yenen kuru ekmek, çekişme ile kesilmiş hayvanlar[ın etinden] iyidir (Mişle 16).

·                Raban Şimon ben Gamliel şöyle der: "Evinde barışı tesis eden, tüm Yisrael içinde barışı tesis etmiş sayılır. ‘Ev', evin hanımını kasteder."

·                Rabi Akiva şöyle der: "Erkek ve kadın... Eğer layık olurlarsa, Şehina (Tanrı'nın  Kutsal Mevcudiyeti) onların arasında barınır. Layık olmazlarsa ateş onları tüketir. "İş - Erkek" ve "İşa - Kadın" sözcüklerinde Alef ve Şin harfleri ortaktır. İş sözcüğünde fazladan bir Yod, İşa sözcüğünde ise fazladan bir E harfi vardır. Layık olurlarsa, kutsiyet bağıyla bir aile oluştururlarsa Yod ve E harfleri birleşerek Tanrı'nın İsmi'ni oluşturur - Şehina aralarına yerleşir. Ama layık olmazlarsa, ilişkilerini bencillik ve fiziksel zevk üzerine oturturlarsa, Şehina onlarla barınmaz, geriye ortak iki harf Alef ile Şin'in oluşturduğu "Eş - Ateş" kalır ve bu ateş onları yakıp tüketir.

·                Toramız'da "yalan sözden uzaklaş" diye yazılıdır. Ancak ev içi barışın sağlanması uğruna, gerçek biraz değiştirilebilir.

·                Erkek ve kadın, ev içi barış uğruna istek ve arzularından vazgeçmeyi bilmelidir.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Zemirot ve Aleluyot Kuralları

1.             Zemirot'u aceleyle söylememek gerekir. Zemirot'un harf ve kelimelerine tıpkı Şema'daki gibi çok dikkat edilmelidir.

2.             Zemirot'u söylerken, Baruh Şeamar'dan önce bile olsa konuşulmamalıdır ve Zemirot'la ilgisi olmayan şeylerden bahsedilmemelidir.

3.             Tefila'dan önce Pitum Aketoret ve Ezeu Mekoman söylememizin amacı, her gün, Tora, Mişna ve Gemara okuma yükümlülüğünü yerine getirmektir.

4.             Baruh Şeamar söylenirken Kadiş, Keduşa ve Barehu'ya cevap verilebilir.

5.             Hazan'dan önce Baruh Şeamar bitirilirse Hazan'ın berahasına "Amen" söylenebilir. Fakat beraber bitirilirse Baruh Şeamar'ın sonundaki berahaya "Amen" cevabı verilmez.

Haftanın Sözü

[Anipol'lu Rabi Zuşa]

 

Öbür dünyada bana ‘Neden Moşe gibi olmadın?' diye sormayacaklar. ‘Neden Zuşa gibi olamadın?' diye soracaklar.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.