Bu Hafta İçin Saatler 

5 TEVET

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5778

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:04

17:20

-----

Yeruşalayim

16:09

17:24

Tel Aviv

16:20

17:21

23ARALIK

Tel Aviv

16:24

17:25

İstanbul

17:24

18:05

2017

İstanbul

17:29

18:09

İzmir

17:34

18:24

 

İzmir

17:38

18:29

VAYİGAŞ- ויגש


28 ARALIK 2017 TAANİT ASARA BE TEVET

 

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bereşit 44:18-47:27)

 


Kadehin Binyamin'in çuvalında bulunmasıyla kardeşler şaşkınlığa kapılırlar. Yeuda tek başına öne çıkar ve nazik ama kararlı bir şekilde, kendisini sunarak Binyamin'in serbest kalmasını talep eder. Bu fedakarlık hareketi, Yosef'in kardeşlerinin kendisini kuyuya atan insanlardan çok farklı hale geldiklerini anlaması için yeterlidir; hemen kimliğini açıklar.

Kardeşler utançla büzülürler, ama Yosef onları teselli ederek, tüm olanların aslında Tanrı'nın bir planı olduğunu söyler. Yaakov'a onlarla bir mesaj gönderir ve tüm aileyi Mısır'daki Goşen bölgesine yerleşmeye davet eder. Tanrı Yaakov'a Mısır'a gitmekten, buranın manevi olumsuzluklarından korkmamasını söyler. Çünkü Tanrı Bene-Yisrael'i, ahlaksızlığın ve yozlaşmışlığın çok yaygın olmasına karşın burada büyük bir millet haline getirecektir.

Tora daha sonra Yaakov'un ailesini listeler ve Moşe Rabenu'nun annesi Yoheved'in doğumunu ima eder. Mısır'a toplam 70 kişi iner ve Yosef, 22 yıl ayrı kaldığı babasına kavuşur. Onu kucaklar ve sevincin verdiği duygusallıkla ağlamaya başlar. Yosef, babasını ve kardeşlerini Paro'yla tanıştırır; Yaakov Paro'yu mübarek kılar. Yosef, kıtlığın etkilediği halka, buğday karşılığında, sahip oldukları her şeyi - hatta köle olarak kendilerini - Paro'ya vermeleri gerektiğini bildirir. Bene-Yisrael ülkeye yerleşirler ve sayıları gittikçe artmaya başlar.

 

 

AFTARA
Rav İsak Alaluf
KAH LEHA

 


Yehezkel peygamberin otuz yedinci bölümünde yer alan muhteşem satırları okuyoruz. Bu peraşada kabileler bir araya gelmiştir. Peygamber gelecekte özellikle “tehiyat ametim – ölülerin dirilişi” sonrasında kabilelerin bir araya geleceklerini söylemektedir. Aynı bölümün baş tarafında “tehiyat ametim” vizyonu vardır. Yehezkel kabilelerin birbirlerine “barış akdi” ile bağlanacaklarını ve David soyundan gelen kişinin başa geçeceğini öğretmektedir.

HAFTANIN SÖZÜ

 


“Ve herkes Benim kutsal tapınağım Bene Yisrael’in aralarında olduğunda Yisrael’i kutsal kılan Tanrı olduğumu bilecekler. (Yehezkel 37/28)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
FREKANS: 46/23

 


Birçok kere ifade ettiğimiz gibi Tora’da olmayan bir şey yoktur. Kainat Tora’ya bakarak yaratılmıştır. Zohar bu konuda “Tora’ya baktı ve kainatı yarattı” demektedir. Bazen bilimsel gerçekleri de Tora’yı daha iyi anlamak için kullanırız. Bu yazımızda bu gerçeklerden birini kullanmaya çalışacağız.

Bilimde rezonans dediğimiz bir gerçek vardır. Bu gerçek seslerin titreşimi ve frekansı ile ilgilidir. Her ses kendi frekansında bir tını ortaya koyar. Benzer frekanstaki seslerin titreşimleri de birbirine yakın olur. Eski radyolarda o istasyonun frekansını bulmak için düğmeyi sağa sola çevirdiğimizi anımsayanlar vardır. Tam o frekansa geldiğinde ise istasyon karşımıza çıkar. Bizim aradığımız istasyon ise Tanrı’yı içimizde hissedebileceğimiz frekansa sahip olandır. Buna tarihte birkaç kez tanık olmuşuzdur. Bunlardan bir tanesi de Mişkan çadırıdır. Tanrı “bana kutsal bir yer yapın içinizde barınacağım” derken doğru istasyonun kalbimizde yer alacağının mesajını vermiştir.

Bereşit kitabının sonuna doğru peraşamızda Mısır’a giden Bene Yisrael tek tek isim vererek sayılır. Yaakov’un eşlerinin bu aileye kaç nüfus verdiklerini buradan öğrenmekteyiz. Buna göre Lea bu aileye otuz üç kişi vermiştir. Buna çocukları ve onların çocukları da dahildir. Saydığımız zaman sayı nedense otuz ikidir.  Raşi bunun doğal olduğunu ve otuz üçüncü kişinin Mısır’a girmeden henüz doğan Yoheved olduğunu öğretir. Rahel’in Yaakov’un ailesine kattığı kişi sayısı ise on dörttür. Bu iki sayıyı topladığımız zaman ilk bakışta bir şey ifade etmeyen kırk altı sayısına ulaşırız.  Zilpa ve Bila’nın  da çocuklarına bakarsak onlardan Zilpa on altı, Bila ise yedi kişiyi bu aileye ekler. Bu iki eşin eklediği toplam nüfus da yirmi üç sayısını verir. Yani ata annelerimizin bu aileye kazandırdıkları nüfus yardımcılarının kazandırdıklarının iki mislidir. İlk bakışta bu sayılar elbette bir şey ifade etmemektedir. Aramak istediğimiz radyo istasyonunun frekansı 46.23’dür.

Bununla ilgili keşfimizi RaMBaN’ın açıklamalarıyla Şemot kitabında Mişkan planlarında görmeye çalışacağız. Mişkan ataların özellikle Yaakov’un  evi esas alınarak inşa edilmiştir. Çünkü Yaakov’un evinde Şehina barınmış, aynı şekilde Mişkan’da Şehina bulunmuştur. O halde birbirleriyle benzer frekansta olmaları beklenir. 

Mişkan inşa edilirken etrafını çeviren duvarlar vardır. Kuzey tarafta Tora yirmi keraşim yani altınla kaplanmış tahta sütunu olduğunu öğretir. Güney tarafta benzer şekilde yirmi keraşim varken batıda da altı keraşim toplamda kırk altı keraşim yer almaktadır. Bu sayı Yaakov evinde ata annelerin çocuk ve torun sayısının aynısıdır.

Mişkan çadırının üzerinde bir takım örtüler vardır. Bu örtüler işleme, deri ve benzeri maddelerden yapılmıştır. Mişkan’ın üzerinde “yeriot” dediğimiz örtülerden on tane vardır. Ohel dediğimiz yerde on bir yeriot yer alırken mihse dediğimiz bölümde iki toplamda yirmi üç yeriot yer almaktadır. Bu sayı da şefahot tarafından aileye eklenen nüfus ile aynıdır. 46.23 frekansı hem Yaakov’un evinde hem de Mişkan’da kendisini göstermiştir. Yaakov’un evi ile Mişkan’ın frekansı aynıdır. Burada Yoheved nerede olacaktır diye de bir soru sorulabilir. Herkesin yerini bulmuşken “ben ahomot – surlar arasında” iki farklı yer arasında doğan Yoheved Mişkan’da ne ile simgelenmektedir?

Mişkan’ın batı tarafında kutsallların kutsalı diyebileceğimiz “kodeş kodaşim” yer alır. Bunun hemen önünde de doğu tarafına doğru “kodeş” yer almaktadır. Kodeş Kodaşim ile Kodeş arasında ayraç olarak mutlaka bir parohet bulunur. Her örtü Mişkan’ın üzerindeyken bu örtü “ben ahomot” iki farklı dünya arasında yer alır. İşte bu örtü de iki farklı dünya arasında doğan Yoheved’i temsil eder.  

Bu kadar bağlantıyı bulmak elbette çok anlamlıdır. Ancak bu bağlantılar sorumuzun cevabını tam olarak vermemektedir. Soru Şehina’nın içimizde barınabilmesi için bizim o frekansı nasıl yakalayabileceğimiz ile ilgilidir. Öyle bir frekans olmalıdır ki bizi Mişkan’a ve dolayısı ile Yaakov’un evine ve istediğimiz gibi Şehina’ya bağlayabilsin. Bunu açıklarken bilimin gerçeklerine bakacağız.

İnsanoğlunun vücudu sistemlerden, sistemler organlardan, organlar da hücrelerden oluşurlar. Bu hücreler yaşamın protoplazmasıdır. Her hücrenin içinde genetik kodun bulunduğu kromozomlar vardır. Kromozomların sayısı normal hücreler için bizim için çok anlamlı bir sayı olan kırk altıdır. Üreme hücrelerinde bu sayı bir başka anlamlı sayıya yirmi üçe ulaşmamızı sağlar. İki üreme hücresi bir araya gelerek kırk altı kromozomluk zigotu oluşturur. Bu olay bizleri hem Yaakov’un evine hem de Mişkan’a ve dolayısı ile Şehina’ya bağlar.

Vayetse peraşasında Lea Levi’yi dünyaya getirdikten sonra “ata apaam yilave işi – şimdi eşim bana bağlanacak” ifadesini kullanır. Elbette üçüncü çocuğunu Yaakov’a kazandıran Lea için bu haklı bir gururdur. Eşinin ona bağlanmasını ister. Ancak burada durum biraz daha farklıdır. Levi isminin sayısal değeri kırk altıdır. İki eş yirmi üç ve yirmi üç kromozomla bir araya gelince kırk altı sayısına erişir. Bunun Mişkan’daki bağlantısı da çok özeldir. Mişkan’ın lideri Kohen Gadol’dur. Kohen Gadol Gemara’da “Kaf” ve “Gimel” harfleri ile anlatılır. Mişkan’daki diğer çalışanlar ise Levi ailesidir.  “Kaf” ve “Gimel” bir arada yirmi üç sayısını gösterir. Levi daha önce izah ettiğimiz gibi kırk altı sayısına eşittir. Bereşit peraşasında Tanrı’nın kadını kaburgadan yaratıp erkeğe getirdiği pasukta da kırk altı harf yer almaktadır. Şimdi asıl soruyu sormak gerekir. Bu bağlantı nasıl sağlanacaktır?

Bizler sevdiğimiz eski şarkıları tekrar tekrar dinlemekten keyif alırız. Burada bir bıkkınlık söz konusu değildir. Mitsvaları da tekrar tekrar yapmak bizlere daha çok keyif verecek ve bundan sıkılmamamızı sağlayacaktır. Ancak Mişkan Yaakov’un ailesi ve insan bedeni hakkındaki ilişkiyi öğrenince mitsvaların tınısının bizleri nerelere bağlayacağını daha iyi anlamaktayız. 

Tanrı tek’tir ve biz bunu “ehad” sözcüğü ile dile getiririz. Yaakov’un ailesinin anlatıldığı Bereşit kitabında yirmi üç kez, Mişkan’dan söz edilen Şemot kitabında da yirmi üç kez toplamda kırk altı kez bu sözcük geçmektedir. Artık doğru frekansın ne olduğunu biliyoruz.

Tanrı’nın frekansı değişiklik göstermez. Yigdal şiirinde söylediğimiz “lo yahalif aE.l velo yamir” cümlesinde olduğu gibi frekans bellidir. Yaptığımız mitsvalarla yakalamamız gereken frekans da budur. Eğer bu frekansa ulaşamıyorsak o zaman hem Mişkan hem de Yaakov’un ailesiyle olan frekans bağlantımızda yani yaşamımızda bir sorun var demektir. O sorunu aşmak için defalarca dinlediğimiz şarkılar gibi defalarca mitsvalara konsantre olmak ve onları yerine getirmek gerekir. O zaman doğru bağlantılar bizi Şehina ile bağlayacaktır.

 

DİVRE TORA
Rav Selim Eskenazi
KORKULACAK ŞEY NEDİR?

 


Tanrı, Yaakov Avinu’ya der ki: Ben Babanın Tanrısıyım, Mısıra inmekten korkma çünkü seni orada büyük bir millet haline getireceğim ve Ben, seninle beraber Mısıra ineceğim ve Ben, seni yükselteceğim.

Or aHayim aKadoş sorar,

1)Yaakov Avinu, niye Mısıra inmekten korkmaktadır?

2)Tanrı’nın Yaakov Avinu’ya verdiği cevap nedir? Korkma çünkü seni orada büyük bir millet haline getireceğim!

3)Niye özellikle orada ve başka bir yerde değil?

Zoar aKadoş “al naarot Bavel, şam yaşavnu gam bahinu bezohrenu et Tsiyon”, “Babilin nehirlerinde, orada oturduk, hem de ağladık, Tsiyon’u hatırladığımız için” pasuğunda şu açıklamayı yapar: Am Yisrael, Bet aMikdaş’ın yıkılışından sonra çıktıkları Babil Sürgününde çok bitkindiler ve bitkin olmalarının sebebi çektikleri sıkıntılar değildi çünkü Yisrael’in vücutlarında ve neşamalarında her şeyi kaldırma ve geçirme kuvvetleri bulunmaktadır, kalplerinin kırık olmasının sebebi, Tanrı’nın onları tamamen bıraktığını düşünmeleridir.

Bu bitkinlik esnasında, Yehezkel Peygamber şu sırrı ver: Akadoş Baruh U ve O’na yukarıda eşlik edenler, Am Yisrael’le beraber Babil’e inmiştir. Am Yisrael, Tanrı’nın sürgünde bile onlarla beraber olduğunu duyunca her şeyi kaldırma kuvvetine sahip olurlar.

Or aHayim aKadoş bunun üzerine başka bir soru daha sorar, Zoar’ın bu öğretisinden çıkan, Şehina’nın Am Yisrael’le beraber Mısır’a indiğidir. Fakat Şemot Raba’da midraş şöyle demektedir: Mısır putperestlikle dolu olduğu için, Şehina orada değildi, bu sebeple Moşe Rabenu, tefila söylemek için şehir dışına çıkmıştır. 

Or aHayim aKadoş, kısaca söylemek gerekirse, Şehina’nın dünyada farklı durumlar için farklı seviyeleri var demektedir.

Netivot Şalom diyor ki: Şehina’nın Barınması, ya kişinin bulunduğu yerin etkisinden veya orada bulunan positif kutsiyet çabalarından (örnek olarak 10 kişinin dua ettiği yerde Şehina bulunur veya bir kişi bile Tora öğreniyorsa Şehina onunladır) ya da “imo anohi betsara”, yani “Tanrı, sıkıntılı zamanında o kişiyle beraberdir” (Şehina, hastanın başındadır gibi) ilkesinin uygulamasında gerçekleşir. Mısırdaki sürgünle ilgili olarak her ne kadar Mısır tumanın yani manevi kirliliğin merkezi olsa da, Am Yisrael sıkıntıda oldukları için Şehina onlarla beraberdir.

Yaakov Avinu korkmaktadır, fakat Mısırda görülecek eziyetten ve fiziksel kölelikten değil, Erets Yisrael’de devamlı olarak Şehina ile beraber iken, Mısır gibi bir yere indiği zaman Şehina’dan uzak kalacağı için korkmaktadır. Hatta ve hatta Şehina belli bir seviyede “imo anohi betsara”dan dolayı orada olacaksa bile, tam potansiyel ile Şehina’ya yapışamayacağından dolayı korkmaktadır.

Tanrı, Yaakov Avinu’ya der ki senden büyük bir ulus yaratacağım, tabiki bahsi geçen büyük ulus, sayısal anlamda büyüklükten bahsetmemektedir. Buradaki büyüklük, Tora öğrenip, mitsvaları titizlikle uygulayıp Tanrı’ya yapışma kabiliyetinin getirdiği büyüklüktür.

Tanrı, Yaakov Avinu’ya der ki, merak etme gittiğiniz yerde sizlere özel bir mekan verecekler, Goşna, ben Şehina’mı oraya indireceğim. Ama korkmana gerek yok, çünkü Şehina’mı düşük seviyede değil, yüksek seviyede indireceğim.

Tanrı özellikle orada demektedir, yani özellikle Mısır gibi tumanın 49 seviyesinin olduğu bir yerde sizlerle beraber olacağım çünkü Şehina’nın barınması için, zikuh yani arınma, saflaştırma işleminin gerçekleşmesi gerekmektedir.

Günümüzde de Yaakov Avinunun çocukları diasporada yaşamaya devam etmektedirler. Diasporada yaşarken, ruhaniyetin kaybolabilme ihtimalinin verdiği korkudan, daha büyük bir korku yoktur.

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 

 

“Yosef, kardeşlerine “Yosef’im ben!” dedi. “Babam hala hayatta mı? ”Kardeşleri onun önünde öylesine allak bullak olmuşlardı ki, ona cevap bile veremediler.” Bereşit 45:3

Acaba kaç sözde birisinin düşüncelerini değiştirebiliriz? Birisinin değişmesi için ne kadar süre lazımdır? Yosef’in bu sözleri kardeşlerine göre bir azarlamaydı. Önceleri Yosef’i çok kötü biri olarak görürlerdi ancak sonunda Yosef’in o gördüğü kehanet gibi olan rüyaların gerçek olduğunun farkına varmışlardı. Anında, Yosef’i yargılarken yanlış bir şekilde yargıladıklarının farkına varmışlardı. Ve bu hata ki yıllardır bu hatayla birlikte yaşamışlardı, sadece iki İbranice kelimeyle temizlenmişti. “Ani Yosef-Ben Yosef’im”. Kardeşlerin düşünceleri anında değişmişti.

Birisinin kalbine dokunmak için minimum bir değer yoktur. Her bir şey söylediğinizde veya yazdığınızda bile herkeste anında bir farkındalık yaratabilirsiniz.

 

ÇOCUK PERAŞASI

 

 

Yehuda, hükümdara: "Lütfen Binyamin'i alıkoymayın! Onun yerine köleniz olarak ben kalayım! Binyamin'i bizden alırsanız ben ve kardeşlerim sizinle savaşırız!" dedi. 
Yosef: "Ağabeylerim Binyamin'e yardım etmeye çalışıyorlar. Artık hatalarını anladılar. Onlara aslında kim olduğumu söyleyebilirim." diye düşündü.
Yosef: "Ben Yosef'im!" dedi.
Kardeşler çok korkmuşlardı!
Yosef: "Evinize gidin. Babamıza benim hükümdar olduğumu söyleyin. Ailelerinizle geri gelip burada yaşayın. Ben size gerekli yiyecekleri sağlayacağım." dedi.
Yaakov, oğulları ve aileleri Mitsrayim'e (Mısır) gittiler.

Yetmiş kişiydiler.
Yaakov: " Yosef hayatta olduğu için öyle mutluyum ki! O hâlâ bir tsadik'tir !" dedi.
Mısırlılar'ın daha fazla yiyeceğe ihtiyaçları vardı.
Yosef'te yiyecek vardı ama onların artık paraları kalmamıştı.
Bu yüzden Yosef'e hayvanlarını verdiler.

Sonra tarlalarını verdiler.
Daha sonra: "Daha fazla yiyeceğe ihtiyacımız var, Yosef! Senin esirlerin olalım çünkü sana ödeyecek paramız kalmadı." dediler.
Yosef bütün paranın ve bütün hayvanların sahibi oldu.

Mitsrayim'in tüm tarlalarına ve halkına sahipti.
Her şeyi Fıravun'a verdi. 

 

BİR HİKAYE
"ESKİ BİR HESAP"

 

Cefi ve David, 495 numaralı yolda yeni kamyonlarını sürerlerken neşeliydiler. İki kardeş, yeni bir boya işinde ortaktılar ve her ikisi de cemaatin sağlam üyeleri olarak tanınırlardı. İki kardeş, yolda giderlerken, geçmiş okul yıllarında yaşadıkları olayları anıyor, sürekli gülüyorlardı. 
"O zayıf çocuğu hatırlıyor musun, adı neydi?... Sami...? Ona gerçekten zor zamanlar yaşatmıştık" dedi Cefi. Sesinde sanki hafif bir pişmanlık saklıydı. 
"Evet" diye içini çekti David. "Gerçekten de ona bir özür borcumuz var. Ama onu artık nasıl bulabiliriz ki?"
O sırada arkadan bir polis sireni duyulmaya başladı. Hız sınırını aşmadıkları için kardeşler sirene pek de aldırmadılar. Ama ses gittikçe artıp, mavi ışıklar yaklaşınca kardeşler sinirlendiler. Polis arabası onları takip ediyordu. Arabayı yolun sağına çektiler. Ardından bir polis arabadan çıktı. 
"Neler oluyor burada? " diye sordu Cefi, kafası karışmış bir şekilde kardeşine bakarak. 
"Hiç bir fikrim yok, ama umarım bunun için iyi bir açıklamaları vardır." diye cevapladı David.
Sert görünümlü polis memuru ehliyet ve ruhsatı isteyip hemen telsizine bağlandı. İki kardeş polisin ağzından şu kelimeleri duyar duymaz irkildiler: "Şüpheliler, hırsızlık... çalıntı kamyon"....
"Bu bir kabus " diye hayıflandı Cefi. David sadece başını salladı. 
Aradan saatlere bedel dakikalar geçti. En sonunda polis, telsizini kapattı. David'le Cefi'ye dönüp, yüzünde saf bir ifadeyle "Özür diliyorum baylar." dedi.
Bu sabah bir bankanın soyulduğunu ve soygunda kullanılan kamyonetin de Cefi'ninkine benzediğini anlattı. "Plakanızın üstünde birkaç boya damlası var… Uzaktan aynı plaka gibi gördüm. Ama şimdi öyle olmadığını görebiliyorum. Karışıklık için özür dilerim ".
Kardeşler rahatlayarak içlerini çektiler. En sonunda olayların anlamı ortaya çıkıyordu. Polis memuru konulurken Cefi, yakasındaki ismi okuyabilmişti: Memur Sami Şeret... Polisin yüzünü şaşkınlıkla inceledi...Erkek kardeşiyle birlikte kızdırmaktan hoşlandıkları o zayıf çocuk, şimdi güçlü ve cesur bir polis olarak karşılarında duruyordu!.

Cefi, kardeşine dönüp "Buna inanmayacaksın..."dedi. Sonra polise bakıp, "Bay Şeret, sizi tamamen affediyoruz. Siz sadece görevinizi yapıyorsunuz. Ama bizim de sizden özür dilememiz gerekiyor...." Cefi eski okul günleri hakkında konuştuklarını ve geçmişte yaptıklarından dolayı ne kadar pişmanlık duyduklarını açıkladı.

Şaşkın polis memuru en sonunda onları tanıdı ve affettiğini belirtti: "Bunu çoktan unutmuştum" dedi "Ama eminim şimdi o hareketleri hiç yapmazdınız!" diye ekledi içten bir gülümsemeyle. Üç kişi de dost olarak ayrıldılar. Hepsi de başta karmakarışık görünen bir durumun aslında bir yapboz olduğunu ve en sonunda bütün parçalarının birleştiğini görmüştü.