Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

4 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:14

17:26

-----

Yeruşalayim

16:09

17:21

Tel Aviv

16:30

17:27

2 KASIM

Tel Aviv

16:25

17:22

İstanbul

17:46

18:24

2019

İstanbul

17:38

18:17

İzmir

17:50

18:39

İzmir

17:43

18:32

NOAH -   נח



PERAŞA ÖZETİ

[www.chabad.org] 
(Bereşit 6:9-11:32) 

İlk insanın yaratılışından Noah’a kadar on nesil geçmiştir. İnsanlık, dünyayı ahlaksızlık, putperestlik ve hırsızlıkla son derece yozlaştırmıştır. 

Tanrı, beğenisini kazanan Noah ve ailesi ile dünyayı tekrar canlılarla doldurmaya yetecek kadar hayvan dışında, dünyanın tüm sakinlerini yok etme kararı alır. Noah'a, dünya üzerine getirmeyi planladığı tufandan kurtulmasını sağlayacak bir gemi inşa etmesini emreder. Gökten yağmurlar, yeryüzünden su kaynakları dünyayı kırk gün boyunca suya boğar ve en yüksek dağlar bile su altında kalırlar. 150 gün sonra sular çekilmeye başlar. Gemi Ararat dağında karaya oturur. Noah, suların yeteri kadar çekilip çekilmediğini anlamak için gönderdiği güvercin zeytin dalı ile geri döndüğünde karaya çıkabileceklerini anlar. 

Tanrı Noah ve ailesine gemiyi terk etmelerini söyler. Noah gemide özellikle bu amaç için bulunan hayvanlardan Tanrı'ya korban sunar ve Tanrı tüm dünyayı yok edecek bir tufanı bir daha gerçekleştirmeyeceğine söz vererek bunun işareti olarak gökkuşağını belirler. Sadece bitki yiyen Adam’dan önceki on nesilden farklı olarak, Noah ve tüm insanlığa et yeme izni çıkar. Tanrı tüm insanlığı bağlayan yedi tane kural belirler: Buna göre, 1.Putperestlik, 2.Cinsel ahlaksızlık, 3.Hırsızlık, 4.Tanrı'ya lanet etme 5.Cinayet 6.Canlı bir hayvanın etinin yenmesi yasak olacak, ayrıca 7. İnsanların bir kanun sistemi geliştirmeleri gerekecektir.

Bunların ardından, dünyanın iklimi günümüzdeki halini alır. Noah bir bağ diker, ürününden yaptığı şarabı içerek sarhoş olur. Noah'ın oğullarından Ham, babasını sarhoş ve çıplak bir halde görmekten zevk alırken, kardeşleri Şem ve Yefet, geri geri yürüyerek babalarının çıplaklığını örterler. Bu olay sebebiyle Ham'ın oğlu Kenaan kölelikle lanetlenir. 

Noah'ın soyu, on nesil sonra tek bir dili konuşan, ortak kültüre sahip tek bir halk haline gelir. Fakat o nesilde, kendi yenilmezliklerini simgeleme amacıyla yüksek bir kule (Babil kulesi ) inşa etmeye kalkışarak, Yaratıcılarına karşı gelirler. Tanrı onların dillerini bozar; öyle ki, artık biri, diğerinin söylediğini anlayamaz hale gelir. Sonunda proje iptal edilmek zorunda kalınır; insanlar, gruplar halinde yeryüzünün farklı kesimlerine dağılarak gelecekteki yetmiş ana ulusu oluştururlar.


KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ 

Bir Yahudi sinagoga girdiğinde veya Yahudi yaşamına ait bir durumu tecrübe ettiğinde en fazla bu sözcüğü duyar. “Amen.” Söylenen ifadenin İbranice olmasına da gerek yoktur bazen. İyi bir dileğin veya temenninin ardından dudaklardan “amen” sözcüğü dökülür. Kelime olarak “onaylamak”, “kabul etmek” veya “hemfikir olmak” gibi ifade edebileceğimiz bu sözcük birçok görüşe göre “E.l meleh neman” ifadesinin ilk harflerinden oluşmaktadır. Tanrı’nın gerçek kral olduğunun bir şekilde kısaca ifadesi gibi kabul edilen bu sözcük  “beraha” dediğimiz kutsamaların sonunda dinleyenler tarafından söylenir. Kadiş adını verdiğimiz bazen dualar arasında geçişi sağlayan bazen de matem senesi içinde bulunanların söylediği manzumede cümlelerin sonunda mutlaka “amen” sözcüğü yer alır. Dualarımızın ve yakarışlarımızın ve de temennilerimizin Tanrı’nın huzurunda kabul görmesi dileği ile biz de “amen” diyerek yazımızı noktalayalım. 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK

Rav İsak Alaluf

NOAH’TAN MOŞE’YE UZANAN YOL 

Noah tsadik midir? Noah peraşasının başlangıcında yer alan cümlede Noah’ın tsadik bir insan olduğu ve bu nedenle de Tanrı’nın ona bir teva yapmayı emrettiği ve tufandan kurtardığı anlaşılmaktadır. Hemen bir önceki hafta okunan Bereşit peraşasının son cümlesinde ise “veNoah matsa hen beene Ad.. – Noah Tanrı’nın gözünde lütuf bulmuştur cümlesi yer alır ki Gemara Masehet Sanhedrin 108’e göre Noah da tufanda yok olmayı hak edenlerden biridir. Ancak Tanrı’nın gözünde lütuf bulduğu için bundan kurtulabilmiştir.

Gilgul nedir? Tanım olarak bir neşama zaman içinde tekrar dünyaya gelebilir. Bu olaya Gilgul denir. Birinci geliş “enav” olarak adlandırılır. O neşamanın ilk deneyimidir ve “baba” gibi kabul edilebilir. İkinci geliş “Tolda” adı ile bilinir. Bu da babanın “oğlu” gibi bir konumdadır. Şimdi soruyu yanıtlamak daha kolaydır. Noah kendisi için değil gelecek nesillerde ortaya çıkacak gilgulları için bu tufandan kurtulmayı hak etmiştir. Yani Noah’ın kurtulma nedeni tamamen gelecek nesiller içindir. 

Noah’ın gelecekteki gilgul’u kimdir. Arizal’in öğretisine göre bu Moşe Rabenu’dur.

Noah’ın yanlışı nedir? Hatam Sofer, Noah’ın iki önemli günahını belirtir. Bunlardan birincisi Noah halkı uyarmamıştır. Noah o çağda yaşayan bir Rabi gibidir. Rabi’nin görevi iyi gitmeyen durumları gözlemlemek, halkı uyarmak, halka etik bilgiler vermek sureti ile onları iyiye yönlendirmektir. Kedoşim peraşasındaki emir çok açıktır. “Oheah tohiah et amiteha – arkadaşını mutlaka uyar.” Noah bunu yapmaktan imtina etmiştir. Halkın gözünde sıkıcı, sürekli uyaran, sürekli ders vermeye çalışan biri olmak istememiştir. İkinci önemli günahı ise o nesil için dua etmemiştir. Rabi Hayim Palaçi Noah’ın daha sonra yaptığı korbanların aslında çok da anlamlı olmadığına dikkat çeker. Tanrı bu korbanların neden tufandan önce neslin iyiliği için yapılmadığını sorgular. Rabi Eli Mansour Noah için kışın soğukta üşüyenlerin arasında kürk mantolu bir tsadik benzetmesini yapar ki herkes üşürken o soğuğu hissetmemektedir. Yeşayau peygamber Noah peraşasının Aftara’sında “me Noah – Noah suları” ifadesini kullanır. Zohar Akadoş’a göre bu bir kompliman değildir. Zohar, peygamberin bu tufanı adeta “Noah kasırgası” olarak adlandırdığını ifade eder ve bir anlamda tufana Noah’ın yaptıklarını daha doğrusu yapmadıklarını gerekçe gösterir. Zohar Noah’ın kurtulma sebebinin reenkarne olarak dünyaya gelecek neşamaların olumlu duruşuna bağlar.

Benzerlikler: Çağlar sonra Bene Yisrael çölde iken altın buzağı’ya taparlar. Henüz Sinay dağında tabletleri almış olan Moşe’ye Tanrı bu halkı yok etmek istediğini ve yeni bir toplumun Moşe ile başlayacağını ifade eder. İşte Moşe ile Noah’ın yaşamları arasındaki ilişkinin bulunduğu yer. Beşer Noah zamanında yok edilmek istenmiştir. Adam Arişon’un dünyası yok olmuş ve Noah’ın dünyası ile yeni bir başlangıç yapılmıştır. İşte yeni bir başlangıç daha yapılmak üzeredir. Sinay dağında Tora’yı kabul eden toplum sadece kırk gün sonra yok olmanın eşiğindedir ve Tanrı Moşe ile yeni bir toplum yaratma amacındadır. Moşe bu noktada Noah’ın yaptığı yanlışı yapmaz. Tanrı’ya “meheni na misifreha aşer katavta – beni yazdığın kitabından sil” diyecek cesareti gösterir. Çünkü Moşe Noah’ın bir tikunudur.      İşte Tanrı’nın duymak istediği budur. “Gemisini kurtaran kaptan” özdeyişi gibi burada Moşe gemisinin kaptanı olduğunu göstermiştir. Hida burada bizlere bir de “remez” öğretir. Moşe Tanrı’ya “ meheni – beni sil” demiştir. Bu sözcük Noah’ın suları veya Zohar’a göre kasırgası olarak belirtiğimiz “me Noah” sözcüklerinin harfleriyle aynıdır. Moşe burada Noah’ın yanlışını tikun yapmıştır.

Herkes Noah’ın gemisini bilir ama Moşe’nin gemisine fazla dikkat etmez. Moşe’nin de bir tevası vardır. Bu teva annesinin onu Nil nehrine salıvermeden önce koyduğu sepetten başkası değildir.  Raşi burada şöyle öğretmektedir. Noah’ın teva’sı içten ve dıştan zift ile kaplıdır. Moşe’nin teva’sı ise sadece dıştan zift ile kaplıdır. Basit bir anlam arayışında isek Moşe sadece Nil nehrindedir. Sakin sularda yol almaktadır ve içten bir zift kaplamaya ihtiyacı yoktur. Ancak Noah bir tufan geçirecektir. Onun için gemiyi içten ve dıştan zift ile sıvamak gereklidir. Raşi olaya farklı bir görüş de getirir. “Kede şelo yariah oto tsadik reah ra şel zefet – o tsadik ziftin kötü kokusunu koklamasın diye.” Burada bebek Moşe bir tsadik olarak belirtilmektedir. Ancak bir merhamet de söz konusudur. Bir bebek zift kokusundan rahatsız edilmemek istenmektedir. Fakat burada bir noktaya daha yakından bakmak gerekir. “vehafarta – kaplayacaksın” sözcüğü “kapara” sözcüğü ile aynı harflerden müteşekkildir. Tanrı Noah’a “vehafarta oto – onu kaplayacaksın” derken aslında kendisi için bir kapara yapmasının gerekliliğine gönderme yapmaktadır. Zift kokusunun vereceği rahatsızlık Noah için bir kapara niteliğindedir. Daha da yakından bakalım. Noah hem içsel hem de dışsal bir kaparaya ihtiyaç duymaktadır. Moşe için bir tsadik olarak sadece dışsal kapara yeterlidir. Onun için birinin teva’sı içten ve dıştan diğerinin teva’sı ise sadece dıştan ziftle sıvanmıştır.

“Bo el ateva ki oteha raiti tsadik lefanay bador aze – gemiye gel çünkü seni bu nesilde dürüst gördüm.” Bu cümle Tanrı’nın Noah’ı gemiye çağırdığı cümledir. Burada aslında gelecekte Moşe Rabenu’ya bir gönderme vardır. Noah ile Moşe arasında 17 nesil vardır. “aze – bu” sözcüğünün Gematria değeri de 17’dir. Tanrı Noah’a şu açılımla seslenir. “Teva’ya gel. Bu tufandan kurtulacaksın. Ancak tikuna ihtiyacın var.  Çünkü “bu” nesilde Ben’im önümde bir tsadik gördüm.” O tsadik de Moşe’den başkası değildir.  Tsadik lefanay bador aze “ cümlesinin Gematriya değeri Moşe Rabenu sözcüklerinin Gematriya değeri ile aynıdır.

Moşe’nin doğumuna bakalım. “Vatere oto ki tov u – gördü ki o iyidir” cümlesi Raşi’ye göre Moşe’nin doğumunda her yerin ışıkla dolduğunu ve sünnetli doğduğunun görüldüğünü anlatmaktadır. Bunun üzerine üç ay sonra annesi onu bir teva’ya koyar. Şimdi eğer çocuk iyiyse onu neden bir teva’ya koymak gerekir. Yoheved ruah Akodeş ile Moşe’nin Noah’tan sonraki 17. nesil olduğunu görmüş ve Noah’ın tikununu yapabilmesi için onu teva ile Nil nehrine salıvermiştir. “Tov – iyi” sözcüğünün Gematriya değeri 17’dir. Şimdi cümleyi açarak okuyalım. “Gördü ki o on yedinci nesildir…. Onu bir teva’ya koydu.”

Moşe’nin ismine bir göz atalım. Paro’nun kızı Batya ona bu ismi verir. Çünkü onu sudan çıkardım der. O kadar kutsal isim varken her ismin güzel anlamları varken Yahudi halkının peygamberi ve en büyük öğretmeni bir Mısırlı’nın verdiği “Moşe” ismi ile anılmaktadır. Her ne kadar Midraş’a göre Moşe’nin on ismi olsa da en bilinen ismi odur. Yine Midraş’a göre Tanrı, Batya onu kurtardığı için bu isimle anılmasına karar vermiştir. Kişiyi isimlendirirken onun işlevine veya bulunduğu duruma göre isim vermek gerekir. Batya burada kendisinin bile farkında olmadığı bir peygamberlik ön görüsü ile ona “Moşe” adını verir. Çünkü onu sudan kurtardım diye ekler. Rabilerimiz sorar. Sulardan kurtulan kimdi. Elbette Noah.

Moşe Tanrı ile ilk kez karşılaşır. Yanan çalıda Tanrı bir hafta boyunca Moşe’yi Mısır’a gitme ve görevini yerine getirmesi için ikna etmeye çalışır.  Moşe orada Tanrı’ya şunu söyler: “Lo iş devarim anohi – ben konuşma adamı değilim.” Buraya kadar anlamak mümkün. Çünkü Moşe gerçekten de konuşmak konusunda sorunlar yaşayan bir kişidir. Ancak cümle devam eder: “Gam mitemol gam mişilşom gam meaz – dünden, evvelki günden ve ezelden beri”. Daha önce Tanrı ile karşılaşmamış biri için çok da mantıklı sözler değil. Ancak Moşe şuna gönderme yapar. “Sözlerini, dilini doğru işler için kullanmamış olan, nesli için dua etmemiş olan birinin reenkarnasyonu olduğumu biliyorum. Onun için ben de dilimi kullanamıyorum.” Tanrı buna yine Tora’da cevap verir. “Mi sam pe laadam …….. alo anohi Ad… - İnsana ağzı veren kimdir ben Tanrı değil miyim?” Şimdi cümleyi açarak okuyalım. “Dilini dua için kullanmayan birinin reenkarnasyonu olarak konuşmadan sorunun var ancak bunun tikununu Ben yapacağım. Git Ben seninle olacağım. ” Ki daha sonra Moşe rahatlıkla halkını Tanrı’ya karşı bile savunabilmiştir. Yukarıda verdiğimiz “meheni na” ile başlayan cümle buna örnektir. 

Sonuca bakalım: Noah kimseye teşuva yaptırmayı başaramamıştır. Konuyla ilgili Baal Şem Tov şunu öğretir. Bir tsadik ulaştığı keduşa ile birçoklarına örnek olur. Bu keduşa o kadar büyük bir düzeydedir ki diğerlerinin kutsallığı bunun yanında çok önemsiz kalır. Keduşa bir volkan gibi patlar ve hepsini siler süpürür gibi görünür.  Ancak aynı zamanda da o neslin, o toplumun kutsallık düzeyini yukarıya taşır. Altın buzağı günahını işleyerek kutsallıktan inanılmaz seviyelere düşen halkın durumunu görünce, Moşe bu noktada kendisini çok yetersiz görmüş ve altın buzağı olayının ardından Tanrı’ya “beni sil” diyebilmiştir. Ancak Tanrı suçun kendisinde olmadığını ona göstermiştir.

Nereden nereye. Burada öğrenilen gerçeklerden biri aslında hiçbir şey bilmediğimiz ve öğrenecek çok fazla bilginin olduğudur. Tora okurken sadece bir noktaya odaklanmak yetmez. Tora’nın bütününü birbirine bir şekilde bağlamak arada bağlantılar bulmak mümkün ve gereklidir. Çünkü Tora’nın kendisi bir bütündür. Tora’yı zaman zaman daha belirleyici gözlüklerle okumak gereklidir.     

GÜNLÜK YAŞAMDAN

Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres

Şabat günü açık olan güvenlik kamerası önünden geçilerek binaya girilebilir mi? 

Bir binanın kapısında güvenlik kamerası var ise, yönetimden o gün için kameranın iptali istenir ancak reddedilirse kapıdan geçmekte bir sakınca yoktur. Sinangoglarda bulunan güvenlik kamerasının amacı orada bulunanların hayatını korumayı amaçladığından bu kameraların kullanılması veya önünden geçilmesi konusunda da sakınca yoktur. Sensör bulunan sokaklardan yürüyerek geçmek konusunda sorun yoktur çünkü o sensörden faydalanmak konusunda bir niyet bulunmamaktadır.  

DİVRE TORA

Rav Yehuda Adoni 

Peraşamız Noah’ın sadık dürüst eksiksiz yani inanç dolu bir insan olduğunu anlatır. Böyle bir insanın kötü bir dönemde, ahlak denen dürüst yaşamın olmadığı herkesin başkalarında gözü olup, hırsızlık yapacak kadar alçaldığı zamanda yaşadığı, Tora’yı okuyan bizlere birçok sorular açar. Bir insan böyle bir çevrede dürüst yaşayabilir mi? Peraşamız bu soruyu şöyle cevaplandırır. Noah Tanrı huzurunda beğeni kazandı. Sanedrin gemarasının açıklamasına göre Tanrı bu dünyayı yarattığıma pişman oldum, Noah nazarımda beğeni kazandı. Bazı açıklamalara göre: Noah’ın da o dönem yaşayan insanlardan pek farkı yoktu, yalnız kendine ait olmayan hiçbir şeye göz koymaz, el sürmez ve de bakmazdı. Sahip olduğu bu güzel meziyetten ötürü sadık dürüst sıfatını alıp tufandan kurtuldu. Tanrı Noah’a şöyle der: Bu insanların arasında seni sadık bir insan olarak gördüm. Tanrı’nın bu sözlerinden bir kural öğrenmekteyiz. Başta sadık dürüst eksiksiz olarak tanımlanan Noah’a Tanrı hitap ettiğinde Tanrı yalnız seni bir sadık insan olarak gördüm der. Kuralın İbranicesi şöyle: Amar Rabi yirmiya ben Elazar: İnsanı meziyetlerinden ötürü methedecekseniz tüm meziyetlerini yüzüne söylemeyin fakat onun hazır bulunmadığı yerde herkese tüm meziyetlerini anlatır. Sadık ve eksiksiz sözleri bize Noah’ın yaptığı her işi sedakat ile yaptığı tüm davranışlarında da hiç bir eksiklik görülmediğini anlatır. Bu iki kelime birbirini tamamlar. Dürüst olan insan tümü ile dürüsttür yaşantısında hiçbir eksiklik olmaz. Talmud da Noah’ı bilgelerimiz, Avraam Avinu ile mukayese ederler: Kimi bilgeler eğer Noah Avram Avinu döneminde yaşamış olsaydı çok silik kalıp adı bile anılmazdı der. Kimi de Noah Avraam Avinu döneminde yaşasaydı çok daha üstün meziyetlere sahip olabileceğini savunurlar öyle ise: Noah ile Avraam Avinu arasında ne fark görmekteyiz? İkisi de Tora’mızda isimleri geçen sadık insanlardır. Gine Talmud bu farkı şöyle tanımlar: İki tür sadık vardır.

A-     İçine kapanık yalnız kendi inancı ile yaşayan çevresi hatta ailesi ile ilgilenmeyen ve etrafa sesini duyuramayan “Tsadik” buna örnek Noah’ı gösterirler. Zamanın insanlarına hatalarını bildirmemiş. Tanrı ona bir gemi yap o gemiye sen eşin çocukların Şem Ham Yefet ve her tür hayvanlardan al dediği zaman yani bir Tufan yağdırıp Kainatı yok edeceğim sözü üzerine hiçbir davranışta bulunmamış hiçbir tepki göstermemiş.

B-     Avraam Avinu ise zamanın insanlarına her zaman rehber olmuş, eğitici bir karaktere sahip yaklaştırıcı sevgi dolu bir şahsiyet örneğin, Tanrı ona Sedom Amora şehirlerinde yaşayan insanların çok kötü insanlar olduklarını bu nedenle o iki şehri yok edeceğini söyleyince Tanrım! Bu şehirlerde yaşayan 50 sadık insan mevcut ise gene bu şehirleri yok eder misin? Uzun bir diyalogdan sonra Tanrı ona 10 sadik insanın bulunmadığını söyler. Bu olayda kendi menfaati için Avraam Avinu’dan ayrılan yeğeni Lot’u ki o da Sedom şehrinde yaşıyordu, onu bile ölümden kurtarmıştı. Sonuç olarak; Topluma sözünü geçirebiliyorsan, onlara rehber ol.

HAFTANIN SÖZÜ

“Gökleri yaratan, dünyayı yaratıp biçimlendiren Tanrı, üzerinde yaşanmasın diye değil yaşansın diye oluşturan Tanrı O’dur” (Yeşayau 45/18)