Yazdır
Haftanın Peraşası BülteniTora'nın613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır...


arşiv...

Bu Hafta İçin Saatler 

11 ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:27

19:38

-----

Yeruşalayim

18:18

19:29

Tel Aviv

18:44

19:40

2 EYLÜL

Tel Aviv

18:35

19:31

İstanbul

19:22

20:03

2017

İstanbul

19:11

19:51

İzmir

19:22

20:10

 

İzmir

19:11

19:59

Kİ TETSE- כי תצא



 

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 21:10-25:19)

 

Savaşta esir alınmış bir kadınla evlenmenin tek yolu açıklanır. Bir kişi iki kadınla evlenirse ve ilk doğan (Behor) oğlu, daha az sevdiği eşinden ise; bu oğulun, babasının mirasından diğer kardeşlerine göre iki kat pay alma hakkı, babanın, daha çok sevdiği eşinden olan çocuğuna iltimas gösterme ihtimaline karşı koruma altındadır.

Canavar bir suçlu haline gelmesi kaçınılmaz olan isyankâr bir oğul için öngörülen ceza, taşlamadır. İdamdan sonra, bir ceset gece olmadan önce darağacından indirilmelidir; zira suçlu da olsa, kutsal bir ruha barınak olmuştur. Kayıp bir eşya sahibine iade edilmelidir. Erkeklerin kadın, kadınların da erkek kıyafeti giymesi yasaktır. Anne kuş, yumurtalarıyla birlikte alınmamalıdır. Bir evin çatısı etrafına korkuluk yapılmalıdır. Tohumları karıştırarak ekmek, bir boğa ile bir eşeği birlikte sabana sürmek, bir kıyafette yün ve keteni birlikte dokumak yasaktır. Dört köşeye sahip bir elbisenin köşelerine Tsitsit bağlamak gerekir. Yasak evlilikler listelenir. Bene-Yisrael savaşa gittiği zaman, ordu kampı manevi saflık kurallarına uygun bir şekilde yönetilmelidir. Kaçak bir köle, sahibine iade edilmemelidir. Bir Yahudi'den, kendisine verilen borca karşılık faiz almak yasaktır. Bene-Yisrael adak tarzı sözler vermemelidirler. Bahçede çalışan bir işçi, toplamakla görevli olduğu meyveleri yiyebilir. Boşanma ve tekrar evlilik kuralları verilir. Evliliğin ilk yılında, damat askerlik görevinden muaftır; evde durup eşiyle mutlu olur. İş araçları rehin tutulamaz; zira bu, borçlu kişinin hayatını kazanmasını engelleyecektir. Fidye için adam kaçırmanın cezası ölümdür. Tsaraat (cüzzam benzeri manevi bir rahatsızlık) işaretlerini ortadan kaldırmak yasaktır. Gecikmiş bir borç için bile olsa, borç veren kişi rehin aldığı eşyayı, borçluya her gün geri vermelidir. İşçilerin ücretleri geciktirilmemelidir. Suçlu bir kişinin cezası, masum bir yakınına çektirilemez. Kolay incinebilirlikleri sebebiyle Ger'lerin (Yahudiliği kabul etmiş kişi) ve yetimlerin özel korunma hakları vardır. Fakirlerin hasattan payları vardır. Bir mahkeme, kırbaç cezası verme yetkisine sahiptir. Harman yapıldığı sırada öküze ağızlık takılmamalıdır. Bir kişi çocuksuz olarak ölürse, erkek kardeşinin, ölenin dul eşiyle evlenmesi mitsvadır. Tartılar ve ölçüler ayarlı olmalı ve dürüstçe kullanılmalıdır. Peraşa, Mısır'dan yeni çıkmış olduklarını bilmesine rağmen Bene-Yisrael'e saldırmakta mahsur görmeyen Amalek'in hatırasının silinmesini gerektiren mitsvayla sona erer.

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
İSYANKAR OĞULUN KAYNAĞI

 
Devarim kitabının sayıca en fazla mitsva içeren peraşası konumundaki Ki Tetse ölüm cezasını hak eden bir kişinin öldükten sonra derhal defnedilmeyip akşama kadar bir ağaçta asılı kalması gerektiğinden söz eder. Basit açıklamasıyla kişinin orada asılı kalması insanların günah sonucunda ne ile karşılaşacaklarını bilmeleri yönünden ibretlik bir durumu işaret eder. Pasuğun basitçe izahının yanında pasuğun kendisi son derece ciddi çelişkiler içermektedir.

AÇIKLAMADA ÇELİŞKİLER

Öncelikle pasuğu görelim: “Ki yiye beiş het mavet veumat vetalita oto al ets.” Tora’da “adam” sözcüğü normal bir insan için kullanılırken “iş” sözcüğü önemli bir kişiyi işaret eder. Yani pasukta “ölüm cezasına çarptırılan kişi önemli bir insan mıdır” sorusu gündemdedir. İncelemeye devam edersek “het” dediğimiz suçlar genellikle bilmeden yapılan yanlışlar için kullanılır ve bu durumda ölüm cezası mevcut değildir. O zaman pasukta ne anlatılmak istenmektedir?

Konuyu anlamaya çalışmadan önce Tsfat şehrinde yaşayan Rabi Moşe Kordovero’nun cenazesinde konuşan Arizal’in sözlerine bakacağız. Gemara’ya göre dünyaya gelen dört kişi bu dünyadan tamamen günahsız olarak ayrılmışlardır. David Ameleh’in babası Yişay, Moşe Rabenu’nun babası Amram, Yaakov’un en küçük oğlu Binyamin ve David’in oğlu Kilav. Gemara “en mita belo het – suç olmadan ölüm yoktur” demektedir. Kişinin vefatının sebebi mutlaka bir hatadır. Gemara bu dört kişinin vefatının sebebi olarak zamanında Adam’ın günahından sonra genel anlamdaki lanete gönderme yapar. Bu dört kişi günahsız olmalarına rağmen Adam – insan için verilen ölüm kararından dolayı vefat etmişlerdir. Arizal eğer o dönemlerde Rabi Moşe Kordovero yaşasaydı listeye bir kişinin daha ekleneceğinden dem vurur. Arizal pasuğu şöyle okur. Eğer önemli bir kişi bir tsadik vefat ettiyse onun bu vefatının sebebini ağaca bağla bir anlamda Adam’ın yasak ağaçtan yediği meyveye bağlamak gerekir. 

Bu pasuk Arizal tarafından böyle yorumlana dursun farklı bir açıdan cümleyi analiz etmeye çalışacağız. Bilindiği gibi peraşalarda birbirine yakın olan konular arasında ilgi kurmak mümkündür. Öncelikle pasuğumuzdan önce yer alan birbirinden karmaşık iki konuya kısaca bakalım:

Peraşamızın başında bir savaş sonucunda esir alınan güzel bir kadının durumu yer almaktadır. Tora bu kadına ilgi duyan bir askerin bu kadınla evlenebileceğini söylemektedir. Bunun için yapması gerekenler açıkça izah edilmektedir. Ancak burada bir soru vardır. Geçiş işlemi yapmadan bu evlilik nasıl gerçekleşecektir? Tora bu konuda ipucu vermez ve bir başka konuya geçer.

İkinci konu isyankar oğulun durumudur. Eğer bir kişinin anne ve babasını dinlemeyen bir oğlu olursa önce ona etik değerleri vermek gerekir. Yine de düzelmezse mahkeme önüne bizzat anne ve babası tarafından getirilmelidir. Burada anne ve babası sözlerinin dinlenmediğini anlatır aynı zamanda çocuğun obur ve içkiye düşkün olduğunu açıklar. Bu çocuğa verilecek ceza ölüm cezasıdır. Gemara çocuğun ileride kötü yola düşmesi çok mümkün olduğundan bu kararın verildiğini öğretir. Ancak bunu da anlamak mümkün değildir zira Tora’da uygulanmayan tek mitsvanın bu olduğunu da hatırlatmak gerekir. Gemara bu iki konu arasında bir bağlantı kurar. Eğer savaşta böyle bir kadına istek duyar ve eş olarak alacak olursan bunun sonucunda isyankar oğul kaçınılmazdır. Gemara’nın söylediği mantıklı olsa da savaşta esir kadının eş olarak alınması da bir günah değildir ve nasıl olabileceği Tora’da yazılıdır.

Pirke Avot bir doğru davranışın doğru bir davranış getireceğini bir günahın da başka birinin kapısını aralayacağını öğretir.

EĞİTİM

En önemli görevlerimizden bir tanesi çocuklarımızı eğitmektir. Biz bu dünyadan göçtükten sonra geriye çocuğumuz kalacak ve bu eğitimin sonuçları görünecektir. Teilim 25’de “nafşo betov talin vezaro yiraş arets” cümlesi bu durumu anlatır.   Hatan Sofer adlı kaynak bazı Aşkenaz cemaatlerinin Pesah gecesinde sofraya “kittel” dedikleri beyaz kıyafetleri ile geldiğini söyler. Çünkü Pesah gecesi eğitimin en güzel verildiği gecelerden biridir ve o kıyafet nereye gittiklerini ve nasıl eğitim vermeleri gerektiğini akılda tutmalarını sağlar. Elbette eğitim için farklı metotlar vardır. Bunlardan biri “bunu yap” veya “bunu yapma” şeklinde talimatlar vermektir. Rabiler ve eğitimciler bu yöntemin pek de işe yarar olmadığı konusunda hemfikirdirler. En etkili yöntemlerden bir tanesi kişisel örnek olmak, sözlerinin arkasında durmak ve uygulamayı bizzat gösterebilmektir. Çocuk sözlerin boş olmadığını ve uygulamanın nasıl yapıldığını bu yolla daha güzel öğrenebilecektir.

KUTSAL OLMAK

Tora’daki en önemli mitsvalardan bir tanesi “kedoşim tiyu – kutsal olunuz” olarak bilinir. Bu mitsva ile ilgili olarak RaMBaN güzel bir açıklama yapar. “Kadeş beatsmeha bamutar lah.” Bu açıklamanın çevirisini vermektense açıklamasını yapmak daha doğru olacaktır.

Tora yemek yemeği yasaklamaz. Eğer bu konuda kendimizi frenlemezsek ortaya “oburluk” dediğimiz durum çıkar. Yediğimiz şeyler en Kaşer şekilde hazırlanmış olsa da bu gidiş bizi sonunda mutlaka bir yanlışa götürür. İçmek Yahudilikte çok kullanılan bir kutlama şeklidir. Bunu abartmak içecek kaşer olsa da sonu yanlış olan yolun başlangıcı demektir. RaMBaN bu konuda “naval birut atora – yanlışı Tora’da mümkün kılınan şekilde yapıyor” ifadesini kullanmaktadır. Bu konuda gerekli önlem alınmadığı zaman yetser ara bizleri o noktadan yakalar ve sonunda yanlış yapmamıza sebep verir.

Kohelet 11’de yer alan bir pasuğun çevirisine bakalım: “Çocukluğunla mutlu ol ve kalbin ile mutlu ol. Kalbinin yolundan ve gözlerinin ardından git.   Bil ki bunlarla Tanrı seni yargılayacaktır.” Burada çocuğa iki ses konuşmaktadır. Birincisi yani her istediğini yapmasını söyleyen ses yetser ara sesidir. Günün birinde yargı seçeneğini hatırlatan ses ise yetser atov sesidir.

Gemara’nın savaşta esir düşen kadının eş olarak alınması ile isyankar çocuk arasındaki ilişkiyi şimdi daha iyi anlayabileceğiz. Evet savaşta esir bir kadını eş olarak almakta Tora yönünden bir sakınca yoktur. Baba eşini eve getirdiğinde buna tanık olan çocuk ne olduğunu sorduğunda baba durumun Tora tarafından izin verilen bir şey olduğunu söyleyerek çocuğuna Tora’da izin verildiyse durma yoluna devam et felsefesini aşılamaktadır. Yemek sorun değil. Kaşer olduktan sonra obur olsan ne fark eder. İçki kaşer ise içmeye devam et. Kısacası yapılması mümkün olan şeyleri abartabildiğin kadar abart düşüncesi çocuğun sonunda isyankar bir oğul olmasına neden olacaktır.

Kohelet’te yer alan pasukta “kalbinin ardınca gitmek” “vealah bedereh libeha” şeklinde verilmektedir. Besamim Roş adlı kaynağa göre ardından gittiğimiz kalbimizi anlatan “libeha” sözcüğünün sayosal değeri beş yüz otuz ikidir. (Gematria’ya göre “haf sofit” beş yüz, “lamed” otuz, “bet” ise iki sayısını verir.) ilk bakışta bu sayı hiçbir şey ifade etmiyor gibi görünse de Tora’da yer alan altı yüz on üç mitsvadan beş yüz otuz ikincisi “savaştaki esir düşen kadın – eşet yefat toar” mitsvasıdır.

Raşi bu savaşın hangi savaş olduğunu da sorgulamaktadır. Raşi milhemet areşut akatuv nedaber” derken bu savaşın izin verilen şeylere, aşırı isteklerimize karşı verilen bir savaş olduğunu öğretmek istemektedir. İstek ve heveslerimize gem vurulmazsa, çocuklarımız gereken şekilde eğitilmezse sonuç ne yazık ki kaçınılmaz olacaktır.

Gemara “isyankar oğul” olayının daha yukarıda da söz ettiğimiz gibi hiç olmayan bir olay olduğunu hatta hiç de olmayacağını sadece deroş vetekabel shar – öğren ve kazancını al” esasına göre bulunduğunu belirtir. Hatam Sofer olmayacak bir mitsvanın neden bulunduğunu sorgular. 

Bu  mitsva asla uygulanmamıştır ve uygulanmayacaktır. Yaşamaya devam eden bu tip çocuklar isyankar oğulun ne olacağını göstererek Tora’nın haklılığını göstereceklerdir.

İlk pasuğumuza dönelim ve şöyle okumaya çalışalım: Eğer günün birinde Avşalom gibi önemli bir kişi ölümü hak edecek isyankar oğul gibi bir yanlış yaparsa ona ölüm cezası veremezsin ama Tanrı bir şekilde onu yargılayacaktır. Onu saçlarından ağaca asacaksın. İsyankar oğula, savaş esiri kadına ve önemli kişiye verilecek en güzel örnek TaNah’ın satırlarında yer almaktadır. 

Gemara Berahot’ta sınırlarını kaldıranı yılan tarafından ısırılmış olmaya benzetmektedir. Ayak uzunda gerçekleşen ufak bir ısırık en başta fazla önemli değildir. Ancak yılanın zehri bütün vücudu sarmaya başlayınca birden bire önem kazanmaya başlar. Benzer şekilde sınırlarımızı kaldırmak izinli olan şeyler için bile en başta son derece önemsiz gelir. Çocuklarımıza verilen tavizler ile onları bizler isyankar hale getiririz. Yetser ara bu tavizlere ve bu sınır ihlallerine karşı tepkisiz değildir. Mutlaka bizi günaha itmek için elinden geleni yapacaktır.

İçinde bulunduğumuz Elul ayında hayatın gerçeklerini biraz daha görmek için maddiyattan biraz uzaklaşıp maneviyatı kuvvetlendirmek gerekir. RaMBaM bununla ilgili olarak şunu öğretir: “Tikun anefeş behurban aguf hurban anefeş betikun aguf.” Eğer maneviyatımızı kuvvetlendirmek istiyorsak maddiyattan taviz vermek gerekir. Maddiyatı güçlü kılmak istiyorsak maneviyattan feragat gerekir. Elul ayında bunları düşünmek ve yeni seneye bu şekilde hazırlanmak gerekir.  

 

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

 
Ki Tetse gibi bir cok mitsvanın yer aldığı perşanın okuduğu hafta İbrani takviminin Elul ayının içindedir. Tora’nın 613 mitsvasından 74’ü Ki Tetse peraşasındadır. Ellul ayında olduğumuz bu günlerde, davranışlarımızı bir kez daha gözden geçirmenin gerekliliği ortaya çıkar. Yıl içinde yaptığımız hatalı davranışları affettirmek için en uygun zaman budur. Tora’ya göre üç davranış günahların affedilmesinde rol oynar.                                                                                                 

            1.Teşuva  (pişmanlık ve doğru yola dönüş ),  2.Tefila (dua),  3. Tsedaka

Toramız Tsedaka kavramından bahsederken kime vereceğini belirtmekle kalmamakta, aynı zamanda nasıl vermemiz gerektiğini de açıklamaktadır. Tora, Tsedaka konusunda iki tarafın söz konusu olduğunu açıklamaktadır. Veren ve alan.  Çoğu zaman veren, alandan oldukça farklı düşüncelere sahiptir.  Bir şeyler vermek istemektedir ama alana karşı pek de büyük bir ilgisi yoktur. Hatta kapısına gelen adama karşı olması muhtemel olumsuz duygularına karşın, Tsedaka’yı sırf mitsva olduğu için verenlerin sayısı az da değildir. Belki de Tora da  “ona verdiğin zaman kalbinde kalbinde kötü olmasın “ sözleriyle bize önemli bir ders vermek amacındadır.

Kişi,  Tsedaka’yı vermekle kalmamalı, alan kişinin durumunu iyice düşünmelidir.  Alan kişinin gerçek durumu konusunda bir an durup kafasını çalıştırmalı ve kendini onun yerine koymalıdır. Bu şekilde, verilen Tsedaka’nın tam olarak ne için verildiğini anlama fırsatı doğacaktır. Tsedaka verirken kalbinizin olumsuz duygular taşımadığından emin olmamız gerekir. Tora, en basit ihtiyaç sahibini, kendisiyle ilgili bölümünü tekrar tekrar belirterek vurgulayacak kadar çok düşünmektedir. ” Ona kesinlikle ver, ona verdiğin zaman kalbinde kötü hissetme”   Eğer Tora ihtiyaç sahibi birini, “sadece paraya ihtiyacı olan biri’nin ötesinde bir şahsiyetle sonlandırdığına ve ona belirgin bir önem verdiğine göre, o zaman şüphesiz bizim de aynı şekilde davranmamız gerekiyor.

Talmud, tsedaka ve Gemilut Hasadim yani insanlara karşılıksız iyilik yapmayı, insanı Tanrı katına çıkarabilecek iki melek olduğunu vurgular.

İbranice tsedaka kelimesini diğer lisanlara çevirdiğinizde farklı anlamlar ortaya çıkacaktır. Türkçe sadaka, iyilik yapan, Fransızca şarite, İngilizce charity, İspanyolca karidad, Latince şaritaten anlamına gelir. Bunların hepsi anlamca sevgi, iyilik, bağış anlamındadır. Kısaca insanın insan olarak yapması gereken bir vazifesi olarak kabul edilir. Buna göre insanın vereceği tsedakanın azı, çoğu yoktur ve insana sevap kazandıracak bir harekettir. Tsedaka alan bir kişi de bu hareketi bir lütuf olarak görür. Fakat Tora’da belirtilen Tsedaka kelimesinin öğretisi diğer lisanlara göre farklı bir içeriğe sahiptir. Tsedakanın İbranice kökü tsadik dürüstlük ve doğruluk anlamındadır. Buna göre, Tsedaka mitsvasını yerine getiren kişi tsadik adil, dürüst olarak kabul edilir. Tsedaka verilmesinin esas nedeni adaleti yerine getiren bir vazife olmasıdır. Yahudilikte tsedakanın mecburi bir hareket olmasının nedeni sahip olduğumuz her şeyin Tanrı’ya ait olduğunun bilincinde olmamızdır. Bugün bizim sahip olduğumuz maddi gücümüz bizlere Tanrı tarafından ödünç olarak verilmiştir. Bu nedenden dolayı, Tanrı tarafından bize verilen ödünç parayı eşit bir şekilde vermemiz gerekir. Bir bakıma Tanrı’nın bizlere verdiği hediyeleri hakkı olan başkalarıyla paylaşmak gerekir.

Etik Kitabımız olarak bilinen Pirke Avot’ta şöyle der: “Rabi Elazar iş Bartota omer: Ten lo mişelo, bedavid u omer ki mimeha akol umiyedeha natlu lah.”

Rabi Elazar Bartota şöyle der: Sen ve sana ait olan Tanrı’ya aittir. Kral David ek olarak der: Senin başkalarına verdiğin herşey senin değil Tanrı’ya aittir.

Talmud Masehet Taanit 24a’da şöyle bir olaya rastlamaktayız. Rabi Elazar tsedaka toplamakta olan iki kişiyi uzaktan görür görmez koşarak onlara neye ihtiyaçları olduğunu sorar. Yetim olan çift evlilikleri için bir miktar paraya ihtiyaçları olduklarını söylerler. O sırada kendi kızı için alacağı elbiseden vazgeçerek elindeki parayı tsedaka toplayanlara verip şu sözleri söyler: “Allah’ın inşa edeceği evlilik benim kızımın ihtiyaçlarından daha önemlidir.” Burada görüldüğü gibi bize ait olan her şey başkalarıyla paylaşmak içindir.

Her şeyin kuralı olduğu gibi tsedaka vermenin de kendine has kuralı vardır. Rambam tsedaka vermenin sekiz derecesi olduğundan bahseder. İçten olmadan, karşılık bekleyerek verilen tsedakanın en alt derecesi olduğunu belirten Rambam içten verilen, alan ve verenin birbirlerini tanımadan verilen tsedaka şeklinin de en yüksek derecede olduğunu belirtir.

 “Kalbini sertleştirme ve elini, yoksul kardeşinden esirgeme... Ona ver ve ona verdiğin zaman kalbinde kendini kötü hissetme; çünkü bu yaptığın sayesinde Tanrı’n her yaptığında ve elinden çıkan her şeyde seni mübarek kılacaktır. (Devarim 15: 7-10)

Tora açık şekilde tsedaka veren kişinin, o anda kendini içinde bulunduğu maddi kaybı dert etmemesini, zira Tanrı’nın bu hareketinin karşılığında kendisini mübarek kılacağını belirtmektedir. Ayrıca, kişinin ihtiyaç sahiplerine katkısı, kendilerine yönelik bereketin de kaynağı olacaktır. Bununla birlikte maddi varlığa sahip olan kişi ihtiyacı olanlara vermeleri gerekip de vermedikleri her kuruş, sonuçta kendilerinde gerek maddi gerekse de manevi kayba yol açacaktır. Bütün mahsulünün ondalığını vereceksin… (Devarim 14:22) İbranice’deki Aser (ondalık) ve Oşer (Zenginlik) sözcüklerinin benzerliğinden yola çıkarak, alimleriniz bu pasuğu şu şekilde söylerler: “Ondanlığı ver ve böylece zengin ol.” Bu pasuğu aynı zamanda şöyle de söyleyebliriz. Ondalık verebilmek için zengin ol. Kısaca Tsedaka vermek sahip olduğun mal varlığının berekete ve vermeme durumunda ise kayba yol açmasına neden olacaktır.

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 
Bu haftaki peraşa şu pasukla başlar “Düşmanlarına karşı savaşa çıkacağın zaman, T-nrın onu senin eline verecek ve ondan esir alacaksın.” Devarim 21:10 Bu pasukta hemen göze çarpan bir şey görürüz. Tora da savaşa çıkacağın zaman denmektedir yani aslında geleceği kasteder Bu yüzden de Tora’nın şöyle demesi lazımdı  düşmanlarına karşı savaşırken”. Buradan güzel bir ders alırız. Aslında Tora bu pasukta şöyle demek ister; ne zaman ki savaşacağımız zaman gelecek o zaman Tanrı düşmanı elimize verecek. Tora Burada sadece fiziksel savaştan bahsetmemektedir, ruhani boyuttaki yetser ara’yla olan savaşımızdan da bahsetmektedir. Yetser Atov yani iyi dürtülerimiz vardır ama öbür taraftan da Yetser Ara yani kötü dürtülerimiz de vardır. Ve Nasıl davranacağımızı belirlemek için sürekli bir savaş içerisindeyizdir ancak doğru yolu seçtiğimizde savaşacağımız yetser ara’nın üstesinden gelmekte oldukça zordur.


Masehet Şabat 104a da şöyle görürüz : “haba letaheir mesaim oto – kim ki kendini arındırmak istiyor ona yardım edilir – ve aynı şekilde Midrash Raba Şir Aşirim 5:2’de Tanrı Yahudilere şöyle sesleniyor: “Bana iğne deliği kadar bir boşluk açın, ben size karavanların geçebileceği kadar bir giriş açacağım.”

Teşuva yapmayı kuvvetlendirmek için Tora bize şöyle bir güvence verir “ki tetse lamilhama – eğer sen savaşı sürdürmeye karar verirsen, “al oyeveha – düşmanların karşısında”, yani yetser ara karşısında, kesinlikle galip geleceksin çünkü Tanrı Yetser Ara’yı senin eline verecek!

 

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
KETUVİM – RUT

 
Şavuot bayramında okunan ve öğrenme geleneği olan Rut Moavlı bir kadının öyküsünü anlatmaktadır. Rut Moav’da yaşayan hatta rivayete göre bir prenses olmasına rağmen kayınvalidesi Naomi’den ayrılmayarak eşinin ölümünden sonra Yeuda topraklarına gelir ve burada Yahudiliği kabul eder. Rut burada Boaz ile evlenir. Rut David amaleh’in atasıdır. Bu kitap “hesed” dediğimiz iyiliğin kitabı olarak bilinir.

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
SAVAŞTAKİ ESİR KADIN

 
David Ameleh “eşet yefat toar” mitsvasını uygulamış olan bir kişidir. Ailesinden bu yüzden bir “sorer umore” oğul çıkar. Avşalom. Babasına karşı ayaklanan Avşalom onun sarayını krallığını ve her şeyini ele geçirir. Babasının ordusu ile savaşan Avşalom savaşı kaybeder ve ormana doğru kaçmaya başlar. Ne yazık ki gençliğinin simgesi gibi görülen uzun saçlarından bir ağaca takılı kalır. David ordu komutanı Yoav’a oğlunu öldürmemesi konusunda talimat vermiştir. Ancak Yoav bu emre uymaz ve Avşalom’u öldürür. David bunu öğrendiğinde “sevgili oğlum Avşalom neden senin yerine ben ölmedim” şeklinde ağıt yakar.

David Teilim’in 3. Mizmorunda “Ad… ma rabu tsaray  - Tanrı’m sıkıntıların ne kadar çoktur” demekte ve Avşalom isyanını anlatmaktadır. Ancak bu mizmorun başlangıcı “Mizmor LeDavid” şeklindedir. Bu kadar sıkıntı yaşayan David nasıl burada şarkı söylemektedir? Gemara’nın bu sorusuna yine Gemara yanıt verir. David buradaki yaşanmış örnekte Tora’nın gerçekliğini bir kez daha anlamış ve bunun için olayı bir “Mizmor” ile ifade etmektedir.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 
*Şema söylemiş bir kişi sinagoga geldiğinde toplum Şema söylüyorsa onlarla beraber en azından ilk pasuğu okur.

*Tora okumakta olan bir kişi Şema vaktinin geçtiğini görüyorsa Tora öğrenimine ara vererek Şema okumakla yükümlüdür.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Bizlere öyle bir yaşam bahşet ki, arzularımız iyilik ve doğru bir şekilde kabul görsün. (Dualarımızdan)