Bu Hafta İçin Saatler

27 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5777

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:44

19:56

-----

Yeruşalayim

18:36

19:47

Tel Aviv

19:01

19:58

19AĞUSTOS

Tel Aviv

18:52

19:49

İstanbul

19:43

20:25

2017

İstanbul

19:34

20:14

İzmir

19:42

20:30

İzmir

19:32

20:21

REE- ראה


22- 23 AĞUSTOS 2017 SALI ROŞ HODEŞ ELUL
24 AĞUSTOS 2017 PERŞEMBE NEVE ŞALOM ANMA GÜNÜ

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 11:26-16:17)

 

Moşe halka maneviyat merkezli bir hayatın getireceği bereketleri ve Tanrı'dan uzaklaşmanın getireceği laneti sunar. Halk, Erets-Yisrael'e gireceği zaman, putperest uygulamalarda kullanılan tüm ağaçları yakacak ve putperestliğe ait tüm heykelleri yok edecektir. Tanrı, Kutsal Varlığı'nı barındırmak üzere tek bir yer seçecektir. Korbanlar sadece bu yerde sunulabilecek ve başka hiçbir yerde kişisel sunaklar inşaa edilemeyecektir.

Moşe halkı, kan yememeleri konusunda tekrar uyarır. Çöldeyken tüm hayvan kesimi Mişkan'da gerçekleşirdi; ancak Erets-Yisrael'e girdiklerinden itibaren, bu işlem - yemek amaçlı olması kaydıyla - her yerde, ama belirli kurallara göre yapılabilecekti. Moşe, sadece Yeruşalayim sınırları içinde yenebilecek bazı yiyecek kategorilerini bildirir. Ardından, diğer ulusların davranış şekillerini kendilerine adapte etmemeleri uyarısında bulunur.

Tora tam ve mükemmel olduğu için, ona herhangi bir şeyin eklemek ya da onu eksiltmek yasaktır. Bir "peygamber" halka gelip Tora'yı terk ederek putperest davranışlar içine girmelerini öğütlediği takdirde, cezası ölümdür. Benzer şekilde halkı putperestliğe teşvik eden kişinin cezası da ölümdür. Tamamen putperestliğe yönelmiş bir şehrin yok edilmesi gerekecektir. Bir yakının ölümü halinde abartılı yas ifadelerinde bulunmak - örneğin vücuda zarar vermek ya da saçları yolarak kafada kel bir nokta oluşturmak yasaktır. Moşe daha sonra, Kaşer olan ve olmayan hayvanları tekrar sınıflandırır; et ve sütün birlikte pişirilmemesi gerektiğine dair emri hatırlatır.

Ürünün ikinci onda birlik bölümü [Maaser Şeni] Yeruşalayim'e getirilip burada yenmelidir. Fakat miktar çok büyükse, parasal karşılığı Yeruşalayim'e getirilecek ve bu parayla burada yiyecek alınıp [elbette yerel halkla birlikte] tüketilecektir. Belirli bazı yıllarda ise bu ikinci onda birlik bölüm fakirlere dağıtılmalıdır. Bene-Yisrael'den daima cömert olmaları istenir. Yedinci yılda her türlü borç silinmelidir; bunu karşılığında Tanrı halkı her yönden mübarek kılacaktır. Yahudi bir köle, altı yıllık çalışmadan sonra serbest kalacaktır ve boş elle gönderilmeyecektir. Ayrılmayı reddederse, kulağı bir biz ile kapı eşiğinde delinecek ve Yovel yılına [50. yıl] kadar köle durumunda kalacaktır. Peraşa üç hac bayramı - Pesah, Şavuot ve Sukot ile sona ermektedir.



Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
HEMEN ŞİMDİ

 

“Ree anohi noten lifnehem ayom beraha uklala. Et aberaha aşer tişmeu... Veakelala im lo tişmeu…”

KLASİK BİR BAŞLANGIÇ

İlk bakışta son derece klasik gibi görünen bir ifade peraşamızın hemen başında yer alır. Tanrı’nın emirlerini yerine getirmemiz durumunda “beraha – kutsama” getirmememiz durumda ise “klala – lanet” ile karşı karşıya kalmaktayız. RaMBaM kitabının Teşuva kurallarını işlediği bölümün sonuna doğru genel bir kuraldan söz eder. “Mitsvaların ödülü bu dünyada değildir.” RaMBaM tarafından yapılan bu tespit Tora’da birçok pasukla çelişmektedir. Çünkü Tora’da Tanrı emrini dinlediğimiz zamanlarda birçok ödülden söz etmektedir. Savaştan veya kuraklıktan uzak kalmak, Tanrı’nın zamanında parnasamızı vermesi, çocuk sahibi olmak, huzur içinde yaşamak gibi ödüllerin söz edildiği pasuk sayısı hiç de az değildir. O halde ödülün bu dünyada olmadığı tespiti ile bu durumu nasıl açıklayabileceğiz?

Hafets Hayim bu dünyada yapılan mitsvaların karşılığını karşılayacak bir ödülün var olmadığını ifade eder. Mitsvalar o kadar büyük ve önemlidir ki ödülü ancak gelecek dünyadadır. RaMBaM’a göre bir mitsvanın bu dünyadaki ödülü bir sonraki mitsvadır. Yani Tanrı mitsvaları uygulamamızın sekteye uğramaması için bize yardımcı olmaktadır. Sağlığımızın muhafazası, geçimin sağlanması stresten uzak kalmak gibi artılar mitsva yapmamız için daha rahat bir ortam sağlamaktadır. Bu ödül gibi görünen artılar gelecek dünyadaki hakkımızdan bir eksiltmeye gitmemektedir çünkü asıl ödül gelecek dünyadadır. Pasuk “noten lifnehem ayom” derken önümüze günümüzde koyduklarından söz eder. Lanet olarak belirtilenler de mitsva yapma fırsatının meydana gelmemesi olarak değerlendirilir. Pirke Avot mitsva yapmanın ödülünü mitsva yapmak olarak verirken yanlış yapmanın cezasının bir başka yanlışa sürüklenmek olduğunu öğretmektedir.

ANOHİ - AYOM

Pasuğumuzdaki ilgi çekici nokta “anohi – ben” ve “ayom – bu gün” sözcüklerinin ikişer kez kullanılmasıdır. Bunu anlayabilmek için Bene Yisrael’in tarihindeki önemli bir günaha dikkat çekmek gerekir. Sinay dağında “anohi” sözcüğü ile başlayan “on emir” dinlendikten ve Tora kabul edildikten sadece kırk gün sonra “altın buzağı” günahını işleyen Bene Yisrael ilk tabletlerin kırılmasına neden olan sürece tanık olurlar. “Anohi Ad… E.loeha” sözünü dinleyen toplum sadece kırk gün sonra “elle eloeha Yisrael” diyebilmiştir. Tabiri caizse ortada bir yara vardır ve şiddetli bir şekilde kanamaktadır. Moşe Rabenu dağa çıkarak bu yaranın kanamasını durdurmayı bilmiştir. Elul ayının başlangıcında ikinci dağa çıkış ise yaranın tedavi sürecidir ve Kipur gününde tedavi gerçekleşmiş ve affedildiğinin simgesi olan ikinci tabletlerle Moşe geri dönmüştür. Gemara bu günahın işlenmesinin bile öğretici bir tarafı olduğunu söyler. Gemara bu yanlışın Bene Yisrael’e teşuva kavramını öğrettiğini iddia eder. “Lo avdu Bene Yisrael et aegel ella lelamed teşuva” ifadesini kullanan Gemara bu öğretinin günahkar olduğuna ve hiçbir şekilde dönemeyeceğine inanan insanlara mesaj verdiğini anlatır. Ne olursa olsun gerçek bir teşuva ile egel günahı bile affedildiyse dönüş yapmak her zaman mümkündür.

BARIŞMA

Geçen hafta Ekev peraşasının Aftara parçasında Yeşayau peygamberin 49. Bölümünün 14. cümlesinde Yeruşalayim şöyle haykırmaktadır: “Tanrı beni terk etti ve efendim beni unuttu.” Tanrı buna hemen yanıt vermektedir: “Bir kadın bebeğini rahminin çocuğunu merhametten men edecek kadar unutur mu?”Pasukta Tanrı konuşmaya devam eder: “Bazen böyleleri bile unutur ama ben seni hiçbir zaman unutmayacağım.” Gemara bu cümleyi başka bir şekilde açıklar. “Bazen böyleleri bile unutur” cümlesinde “gam elle tişkahna” ifadesi yer alır. Gemara buradaki “elle – bunlar” sözcüğünün altın buzağıdaki “elle eloeha Yisrael” lafına gönderme yaptığını ve zamanında dediğiniz o “elle” ifadesini dahi unutacağım anlamına geldiğini öğretir. Cümle daha sonra “veanohi lo eşkaheh – ve ben unutmayacağım” şeklinde devam eder. Burada “anohi” sözcüğünde “ve” bağlacının kullanılmasını araştıran Gemara bunu anlamak için Yaakov’un Yitshak’tan aldığı berahaya döner.

“Veyiten leha AE.loim -  Ve Tanrı sana versin.” İbranice’de bir cümleye “ve” bağlacı ile başlamanın çok fazla yeri yoktur. Bu cümle için ise bilgeler “yiten veyahzor veyiten – versin tekrar versin” açıklamasını yaparlar. “Veanohi” sözcüğünde de benzer bir açıklama vardır. “Elle” ile başlayan günahtan sonra ikinci tabletler birinci tabletlerde olduğu gibi “anohi” ile başlamaktadır. Burada Tanrı “elle” ile başlayan günahı unutacağını ama “ikinci anohi” ile başlayan barışmayı unutmayacağını ifade etmektedir.

ŞOFAR

Gemara Masehet Roş Aşana 19/B’de yer alan bir öğretiye bakalım:  Roş Aşana’da neden Şofar çalındığını sorgulayan bu Gemara Şofar çalınmasının amaçlarından birinin Sameh Mem’in kafasını karıştırmak olduğunu öğretir. Tosefot Talmud Yeruşalmi’ye dayandırdığı öğretisinde ilk Şofar sesinden Sameh Mem’in çok etkilenmediğini ancak ikici sesin onu çok sinirlendirdiğini söyler. Yahudiliğin en büyük bilgelerinden biri olan Saadya Gaon Şofar çalmanın on tane sebebini sıraladığı öğretisinde bu sebeplerden birinin Sinay dağındaki “matan Tora” olayını anımsamak olduğunu ifade eder. Aslında tarihimizde iki “matan Tora” olayı vardır. İlki “egel” günahının öncesinde ikincisi ise “egel” günahı sonrasında gerçekleşir. İlk Şofar sesi Sameh Mem tarafından fazla önemsenmez ne de olsa “egel” günahı kapıdadır. Ancak ikinci ses Tanrı’nın bizleri affettiğinin kanıtı olan ikinci tabletlere gönderme yapar ve bu da onu sinirlendirir.

YENİDEN BAŞLAMAK

Pasuğumuza geri dönersek insanın karşılaşabileceği en büyük berahalardan biri yaşamına hemen bu gün “ayom” yeniden başlama şansı olduğunu bilmesidir. Geçmişini silebilen insan bu gün dahi yeni bir başlangıç yapabilir. Tora bu gün verilmiş gibidir ve Şema duasında yer alan “aşer anohi metsaveha ayom” cümlesi bunun kanıtıdır. Yine insanın karşılaşabileceği en büyük “klala” geçmişini silemeden yeni bir başlangıç yapamamaktır. Geçmişini silemediği için geçmiş onu her zaman takip edecektir. Şimdi pasuğumuza bir daha bakalım: “Ree anohi noten lifnehem ayom beraha uklala – gör bu gün önünüze kutsamayı (yeniden bu gün dahi yeni bir başlangıç yapmayı) ve laneti “geçmişini silemeden seni takip eden bir geçmişle yaşamayı) koyuyorum. İki kez “anohi” ve iki kez “ayom” sözcüklerinin kullanılmasının nedeni budur.

Girmek üzere olduğumuz Elul ayında bu çok önemli bir bilgidir. Çünkü her zaman Ree peraşası bu zamanda okunur. “Ree” sözcüğü “ree Elul igia – gör Elul geliyor” sözcüklerinin ilk harflerinde oluşur.

BUGÜN HEMEN ŞİMDİ

Tanrı’ya bu gün “ayom” dönmek önemlidir. Çünkü yetser ara teşuva yapmamamızı söylemez. Aksine mutlaka yapmamız gerektiğini ama bunu yarın yapmamızın daha doğru olduğuna bizi kolaylıkla ikna eder. “Yarın” ifadesi ertesi günler için hep “yarın” kalmaya devam edecektir. Tora’da yetser ara “Amalek” ile özdeş kabul edilir. Beşalah peraşasının sonunda Moşe Yeoşua’ya Amalek ile savaşmak için adam toplamasını söylemektedir. “Vayomer Moşe el Yeoşua behar lanu anaşim vetse ilahem baamalek mahar anohi nitsav al roş agiva – Moşe Yeoşua’ya Amalek ile savaşmak için adam seç ve savaşa çık yarın ben tepeye çıkacağım dedi.” Amalek yani yetser ara ile “ayom” bu günden savaşmak gerekir. Pasukta yer aldığı gibi “mahar anohi”  yani yarın “anohi” ifadesini hatırlarım dendiğinde bu yarınların hiçbir zaman gelmeyeceğini unutmamak gerekir.

Şimdi, hemen ve bu gün Tanrı’nın sesini “anohi” ifadesini hatırlayalım. Sevgiyle O’na dönelim. Kapısını “kedalim – fakierler” gibi çalarak O’nun da bize dönmesini sağlayalım.  Roş Aşana’da ve her Roş Aşana’da bütün sevdiklerimizle yaşam kitabına yazılıp onaylanmanın güzelliğini yaşayalım, amen. 

DİVRE TORA
Rav Albert Gerşon

 

Perasamız Ree (gör ) kelimesiyle başlamaktadır ve önünüze beraha ve laneti koyuyorum şeklinde devam eder.

Mantıken berahalar veya lanetler duyulması gereken kavramlardır, görülmesi değil…

Ancak burada Rabilerimiz bize bir mesaj verildiğini öğretirler.

İnsanların hayatlarına bakış açıları ve bunun sonucunda, yaşadıkları hayatlarında ya beraha ya da lanet olacaktır.

Bazı insanlar hayatındaki her şeyi olumlu değerlendirip pozitif yaklaşırlar, bunun sonucunda hedeflerine ulaşırlar.

Bazıları da hayatlarındaki iyi noktaları bile göremezler her şeyi eleştirirler ve kendi yarattıkları karamsar dünyada sıkışıp laneti yaşarlar.

Bu yüzden “gör” kelimesi ile peraşa başlar. Bir başka deyişle nasıl bakarsak öyle görürüz. 

Peraşamız genelde Elul ayına yakın bir zamanda okunur. Bu ayın ismi yazılış şekli ile “ani ledodi vedodi li – ben sevdiğiminim, sevdiğim de benimdir” cümlesinin ilk harflerinden meydana gelir.  Bu ayın isminin harfleri aynı zamanda ise Megilat Ester’de okuduğumuz “İş lereeuu matanot laevyonim - Herkes sevdiğine ve ihtiyaçlı olana yardım ” cümlesinin sözcüklerinin de ilk harflerini çağrıştırır.

Bu iki cümlede anlatılmak istenen “Ree anohi Noten”. ...cümlesiyle başlayan peraşada “gör, ben veriyorum” kısmını ele alırsak bir bakıma kişi kendi benliğini, egosunu kırıp bir güce adarsa o güçte onu yükseltir ve bu güç Akadoş baruh u olursa, Tanrı onu beraha ile kutsayacaktır. Bu yüzden Elul ayı, Targum Onkelos’ ta arayış anlamı taşır. İnsan Tanrı’yı bulmak için ararsa ve görebilirse Tanrı’da onu Roş Aşana öncesi beraha ile kutsayıp büyük yargı gününde onu yaşam kitabına mühürleyecektir. İkinci cümlede ise insan akranını düşünüp, daima onun iyi noktalarını görürse o zaman Tanrı da onu bereketle kutsayacaktır.

Tanrı hepimizi iyi yaşam kitabına yazsın ve mühürlesin AMEN.


GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Gör; bugün önünüze beraha ve beddua yerleştiriyorum. “ Devarim 11:26

Moşe Gerizim ve Eval Dağın’da okunacak olan Berahalar ve lanetler konusunda halkı haberdar etmektedir. Pasuk Ree -Gör- kelimesiyle, tekil bir şekilde başlar. Ve Lifnehem -Önünüze- kelimesiyle, çoğul bir şekilde devam eder. Peki ama bu değişimin sebebi nedir?

Eğer birisi kendini rahatsız edici bir durumda bulursa, Bu yüzden sıkıntılı bir duruma düşüp başına gelen “Lanetten” dolayı sinirlenebilir. Mesela, birisi trafikte sıkışırsa ve uçağı kaçırma ihtimali varsa ve bunun sonucunda büyük bir iş anlaşmasını kaçıracaksa o kişi kendisini lanetlenmiş hisseder. Ancak gerçekte bu olay bir lanetken bir Berahaya dönebilir. Kaybedilen para; belki de geçmişte işlediği günahların kefareti olabilir, bunun gibi yaşanabilecek felaketlerin yaşanmasından da kurtarabilir. İşte Tora’da Tekil bir şekilde kullanılmış olan -Ree(Gör)- kelimesi şunu ima eder. Bu dünyada neyin Beraha veya Lanet olduğunu bilebilecek sadece “birisi” vardır o da Tanrı’dır.

Bir adam Kral Şlomo’dan kendisine kuşların dilini öğretmesi için rica eder. Kral Şlomo adama kuşların dilini öğretmeyi reddeder ve ona bunun güzel bir fikir olmadığını açıklar. Ancak adam inat edince Kral Şlomo adama kuşların dilin öğretir.

Bir gün o adam sokakta yürürken kuşların cıvıltısını dinlemeye başlar. Ve kuşlar onun hakkında konuşuyordu! Ve tam olarak bütün ineklerinin bu gece öleceğini söylemişlerdi. Adam bu sözlerin ardından düşünür ve “ Bu çok kötü bir haber olabilir, ama en azından ölmeden kuzularımı satabilirim belki de.” der ve kuzularını o gün içinde satar.

Birkaç gün sonra yine kuşların cıvıltısını dinlemeye başlar ve bu sefer de kuşları onun hakkında konuşuyordur ve bu seferde adamın evinin yanacağını söylediler. Bunun ardından evini çabucak bir şekilde satar ve kendi kendine düşünerek “ Kuşların dilini bilmek çok güzel bir şey! Bu sayede çok büyük kâr ediyorum.

Sonraki gün kuşları yine dinlerken kuşların onun bu gece öleceğini söylediklerini duyar! Bunun üzerine Kral Şlomo’ya koşar ve olanları anlatır. Ve Kral Şlomo cevap verir, “Şimdi neden sana kuşların dilini öğretmek istemediğimi anlayacaksın. Sen büyük bir ceza hak edecek bir günah işledin, Ancak Tanrı, büyük iyiliğiyle, seni bu günahından arındırmak için sana küçük bir ceza verdi - kuzularının hepsini öldürmek. Ancak sen Tanrı’nın bunu yapmasını engelledin bu yüzden de evini yakacaktı. Ancak bunu da yapmasına izin vermeyince, Tanrı’nın senin kefaretini karşılayabilmen için yapabileceği tek şey de senin ölümün oldu.”

Başınıza sorunlar geldiği zaman bu sorunları sevinçle kabul etmeye çalışın. Kim bilir bu sorunların sizi nasıl felaketlerden kurtaracağını.

YAZILI VE SÖZLÜ TORA
Rav İsak Alaluf
KETUVİM – KOHELET

 

Şlomo Ameleh’e atfedilen üçüncü eserdir. Felsefi bir eser olan Kohelet on iki bölümden oluşur. Hayatın geçiciliğini anlatan kitap geçici ikamet olan Suka’da oturulan Sukot bayramında okunur. Şlomo bu kitapta hayatın bütün zevklerini sıralamakta ve hepsinin geçici ve boş olduğu sonucuna varmaktadır. Tanrı korkusu ve mitsvaları yerine getirmenin hayatın gerçek amacı olduğu sonucuna kitabın sonunda ulaşılır.

MİMAAYAN
Rav İsak Alaluf
BİR MİDRAŞ VE ÖĞRETTİKLERİ

 


Şir Aşirim’de yer alan “ani ledodi vedodi li – ben sevdiğiminim sevdiğim de benimdir” cümlesini oluşturan sözcüklerin ilk harfleri “Elul” sözcüğünü vermektedir. Bu sözcüklerin son harflerinin hepsi “yud” harfidir ve Moşe Rabenu’nun dağda geçirdiği kırk günü temsil eder. Yine Şir Aşirim’de yer alan “dodi li vaani lo -  sevdiğim benimdir ben de onunum” ifadesi Tanrı’ya yakın olmanın farklı şekilleri olduğunu öğretmektedir.

Bazen insan kendini motive eder ve ilk adımı kendisinin etmesi gerektiğini söyler. Yavaş yavaş bir şeyler bakmaya, mitsvaları yerine getirmeye başlar. Burada “ani ledodi” gerçekleşir. Tanrı da ona yardımcı olmak için adım atar bu da “vedodi li” ifadesinin gerçekle buluşmasıdır. Bu Tanrı’ya sevgiyle dönüşün yoludur. 

Bazen de motivasyon bazı ufak tefek sarsıntılarla Tanrı’dan gelir. Bu sarsıntıları atlatmak isteyen insan “dodi li” ifadesine sinagoga giderek, Teilim okuyarak, tsedaka vererek “vaani lo” şeklinde yanıt verir. Bu da Tanrı’ya dönüşün korkuyla olabilen şeklidir. Şir Aşirim’de “ani ledodi vealay teşukato – ben sevdiğiminim keyif mutluluk da benim üzerimedir” cümlesi sevgiyle Tanrı’ya dönenlerin bunun keyfini sürdüklerini göstermektedir.

HER HAFTA İKİ ALAHA

 

*Sabahları Şema söyleme vakti gün doğuşundan günün ilk çeyreğine kadardır. Gün güneşin doğuşu ile batışı arasındaki zamandır.

*Şema oturarak veya ayakta söylenebilir. Yatarak söylenemez. Eğer kişinin yatması gerekiyorsa Şema söylemek için yan dönülmelidir.

HAFTANIN SÖZÜ

 

Tanrı’nın Hükümranlığına yaklaşan kişi Tanrı tarafından unutulmaz. (Rav Moşe Benveniste Z’’L)