Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

  7 ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:17

   19:27

-----

Yeruşalayim

18:07

   19:18

Tel Aviv

18:33

    19:29

10EYLÜL

Tel Aviv

     18:24

   19:20

İstanbul

19:08

    19:48

2016

İstanbul

18:56

    19:36

İzmir

19:08

19:58

İzmir

18:57

19:47

  ŞOFETİM-שפטים

                                                                                                                                                            

                                                                                             

                                                                                    PeraşaÖzetİ
                                                                                      [www.chabad.org]

Moşe, Bene-Yisraele her şehirde, yargıçlar ve yasayı uygulayıcı polis memurları görevlendirmelerini söyler; “Adalet! Adaleti takip edeceksiniz” diye emreder onlara ve “bunu yozlaşmadan ve kimseyi kayırmadan yerine getireceksiniz” der. Suçlar, çok dikkatlice soruşturulacak ve kanıtlar iyice incelenecektir. Mahkumiyet ve ceza için, en az iki geçerli tanığın ifadesi gereklidir.

Moşe, her nesilde, Tora yasalarını açıklama ve uygulama görevinin emanet edileceği kişiler olacağını söyler. “Sana öğretecekleri Tora sözlerine ve onların vereceği hükümlere göre hareket edeceksin. Sana söyleyeceklerinden ne sağa ne de sola sapacaksın” (Devarim 17:11).

Şofetim peraşasında putperestlik ve büyücülükle ilgili yasaklara, kralın göreve gelmesi ile ilgili ve davranışlarını düzenleyen kanunlara ve kasıtsız cinayet işleyenler için “sığınma şehirleri” kurmanın ana noktalarına da yer verilmiştir. Bunun yanında savaş kurallarının çoğu, yeni evlenen, yeni bir ev inşa eden, bir bağ diken ya da “korkan ya da yumuşak-yürekli” olan birinin savaşa gitmekten muaf olması, bir şehre saldırmadan önce barış şartlarının sunulması zorunluluğu, kuşatma sırasında meyve ağaçlarının kesilmesini yasaklayan kural ile örneklendirilmiş değerli bir şeyin acımasızca yok edilmesi yasağı da bu bölümde yer alır. Tora bu noktada ünlü “Çünkü insan kırdaki ağaçtır” ifadesini kullanır.

Peraşa, “Egla Arufa – Boynu Vurulan Düve” kanunu ile sona erer. Bu, bir insanın faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi ve cesedinin bulunması durumunda uygulanan, toplumun ve liderlerinin, sadece yapmaları gereken değil, bu olayı nasıl önleyebileceklerine dair sorumluluklarını da vurgulayan özel bir prosedürdür.

 
 

                                                                                                                  Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                                  Rav İsak Ala luf

                                                                                        DÜRÜSTLÜK

Peraşamızda yer alan “tsedek tsedek tirdof” ifadesi dürüstlüğün ve adaletin öneminin altını bir kere daha çizmektedir. Gemara Masehet Sanhedrin’de bir şehirde iki mahkeme varsa ve bizim bunlar için seçim yapma hakkımız varsa yargıçları en deneyimli ve yetkili olanı tercih etmemiz gerektiğini savunur. Çünkü adaleti sağlamak son derece ciddi bir olaydır ve bunun için bilge olanlara daha yakın olmak gerekir. Gemara’nın yaptığı bu açıklama her ne kadar neden “tsedek – adalet dürüstlük” sözcüğünün iki kez kullanıldığını biraz anlatıyorsa Rabiler bu sözcükleri bir başka pencereden görmeye çalışırlar.

İnsanoğlunun hayatta bir takım hedefleri vardır ve o hedefe ulaşabilmek için de bir yol izlemelidir. Bazı görüşler hedefe ulaştıktan sonra hangi yolun izlendiği konusunda çok hassas değildirler. Onlar için önemli olan hedefe ulaşmaktır. Yolun yanlış olması, bazı temel kuralların ihlal edilmesi önemli değildir. Tek amaç vardır ne olursa olsun hedefi tutturmak. Buna verilebilecek en güzel örneklerden biri beyaz perdede de çokça işlenen Robin Hood filmi ve anlayışıdır. Robin bilindiği gibi fakirlere yardım eden biridir. Ancak bunu yaparken zenginden “çalmakta” ve fakirlere vermektedir. Amaç son derece iyidir ancak tutulan yol bir o kadar yanlıştır. Tora bu yolun doğru olmadığını defalarca belirtir.

Bene Yisrael Mısır’da köledir. Tanrı onları kurtarmak için Moşe Rabenu’yu seçmiş ve onu ikna etmeye çalışmaktadır. Yanan çalıda cereyan eden diyalog oldukça ilginçtir. Tanrı amacın ve sonucun hatta yolun son derece iyi olduğunu anlatmaktadır. Bu çıkış basit bir kaçış değildir. Sinay dağında Tora’yı almak amacını taşımaktadır. Moşe sadece halkın kurtarıcısı değil aynı zamanda öğretmeni de olacaktır. İlk bakışta bütün bunlarda olumsuz hiçbir şey yoktur. Moşe hem kurtarıcı, hem öğretmen, hem Tora’yı getiren kişi, hem de bunu halka belletecek kişi olacaktır. Moşe’ye göre mahsurlu tek bir taraf vardır o da Moşe için son derece önemlidir.

Mısırlıyı öldürme vakasından sonra Moşe Mısır ülkesini terk eder ve kırk yıl boyunca orada bulunmaz. O zamanlarda halkın başında ağabeyi Aaron vardır. Halka kuralları öğreten de, Tanrı ile iletişim kuran da, her konuda halka yardımcı olan da Aaron’dur. Moşe kendisinin bu pozisyona gelmesinin Aaron’u belki de inciteceğini düşünerek Tanrı’nın teklifine karşı gelebilme cesaretini göstermiştir. Tanrı Aaron’un incinmeyeceği hatta duruma sevineceği konusunda Moşe’yi ikna edince Moşe görevi kabul eder. bu kadar çok olumlu şey arasında belki bir küçük olumsuzluk dahi Moşe’nin dürüstlük ve adalet anlayışı ile uyuşmadığı için ona bu itirazı yapabilecek cesaret gelmiştir. 

Tarihimizden bilinen bir başka örnek verelim: Yaakov evlenmek ve Esav’dan kaçmak için Lavan’ın evine doğru gittiğinde önce Rahel ile karşılaşır ve onunla evlenmeyi ister. Lavan yedi yıllık çalışma karşılığında Rahel’i ona vereceğini söyleyince Yaakov ona kısa bir süre gibi gelen çalışmasını tamamlar. Lavan’ın çok da dürüst olmadığını bilen Yaakov düğün günü oluşabilecek bir takım kandırmacalara karşı Rahel ile aralarında bir işaret belirler. Düğün gerçekleşir. Ancak düğün sabahı eş olarak Yaakov’un yanında Lea vardır. Durumu araştırmak için Rahel’e soran Yaakov gizli işaretin Lea’yaRahel tarafından verildiğini öğrenir. Her ne kadar Yaakov bir yedi yıllık çalışma karşılığında Rahel ile evlendiyse de bunun böyle olabileceği Rahel tarafından bilinmemektedir. Rahel bu işareti vermekle hem Yaakov gibi bir tsadiğin eşi olmayı, hem ata annelerden biri olarak anılmayı, hem de kabilelerin annesi olma fırsatını tepmiştir. Daha da zoru Yaakov ,Lea ile evlendiğine göre Rahel’in Yitshak ve Lavan arasındaki anlaşmaya göre Esav ile evlenme riski de vardır. Diğer tarafta ise belki de işareti bilmediği için incinebilecek bir Lea vardır. Ancak Rahel ablasının incinmesini ve küçük düşmesini istemediği için bütün olumlu sonları bir kenara bırakmış ve kardeşini utandırmamayı seçmiştir.

Gemara çalıntı Lulav’ın pasul olduğunu öğretir. Çalıntı Lulav ile gerçekleşecek ibadet geçersizdir çünkü “lo tigzol” emri ihlal edilmiştir. Çalıntı bir şeye beraha söylemek de mümkün değildir.

Çok büyük bir Rabi sinagogta ilk on kişi içinde olmanın büyük bir zehut olduğunu ifade eder. hatta sinagoga ilk gelen kişinin sonrdan geleceklerin zehutlarına da sahip olacağını öğretir. İki çocuk bu dersi dinledikten sonra kendi aralarında bir mücadeleye girerler. Önce daha erken otobüs ile minyan’a gelmek için çaba gösteren çocuklar bunu biraz daha abartarak özel araçlarla önce gelme çabasına girerler. Günün birinde bu iki çocuk aynı anda sinagoga gelir. Birbirlerini kollayarak yavaş yavaş yürümeye sonra da koşmaya başlarlar. Daha hızlı olanı ayağını sinagogtan içeri atmadan arkasından gelen onu düşürür ve ilk olarak sinagoga girer. Buna tanık olan Rabi en son gelenin bile bu şekilde ilk gelenden daha fazla zehut sahibi olacağını öğretir. Bir mitsva yapmanın yolu asla bir günahtan geçmemelidir.

Tora’nın bütün sırlarına ulaştıktan sonra en üst noktaya tahammül gösteremeyip yaşamını yitiren büyük Tora bilgini Ben Azay Pirke Avot’un dördüncü bölümünde şöyle öğretir. “Ağır olduğu kadar hafif mitsvaları da önemse ve günahtan uzaklaş. Çünkü mitsva bir başka mitsvayı, günah da başka bir günahı izler.” İlk bakışta mitsvaları çoğaltmanın önemini anlatan bu Mişna bilginler tarafından orijinal metinde basit bir “virgül” değişikliği ile şöyle de okunabilmektedir. “Uboreahminaaveraşemitsvagoreret. Mitsva vaavera goreret avera -  mitsvanın izleyeceği bir günahtan uzaklaş (yani yolu günahtan geçen ama sonunda mitsva olan durumdan uzak dur). Çünkü mitsva ve günahın sonu yine günahtır."

HafetsHayim çok güzel bir etrog’u inceleyen adamı seyrettikten sonra ona şöyle der: “Bu etrog’un parasının Kaşer bir yerden gelmesi gerektiğini aklından çıkarma. Bir mitsva yapılacak diye yanlış yollar tercih edilmez.

Rahel’in hikayesine dönelim: İlk bakışta Rahel kayıptadır. Ancak Zohar Rahel’in çocuk sahibi olma şansının olmadığını ifade eder. fakat yaptığı bu fedakarlık Tanrı’nın dikkatinden kaçmamış ve Rahel Yosef ve Binyamin gibi iki tsadik çocuk sahibi olmuştur. Farz edelim mi Rahel ablasına o sırrı vermemiş olsun. Yaakov Rahel ile evlenecek ancak Rahel hiç çocuk sahibi olamayacaktır. Yaakov bu kez Lea ile evlendiğinde on iki kabilenin annesi olma şerefi Lea’da olacaktır. Başta kayıp var gibi görülse de dürüst yolun sonu her zaman iyidir.

Günün birinde zengin bir adam sabah Tefilası sonrasında elindeki yüklü çeki sinagogun Rabi’sine uzatır. Rabi önce teşekkür eder. çeki almadan bir şey daha ekler. Bu çek hiçbir zaman günah ve yanlışlarınızın kapara’sı olmayacaktır. Zengin adam çeki cebine koyar ve oradan uzaklaşır.

Yaptığımız mitsvaların yolunun da dürüstlükten geçmesi son derece önemlidir. Pasuğun iki kez “tsedek” demesi de bu yüzdendir. Dürüstlük, dürüstlüğü izlediği ve o hedefe ulaştığı zaman anlamlıdır.

                                                                                    DİVRE TORA

                                                                                        Rav İzak Peres

                                                                         ‘Adaletin peşinden koşmalısın

Adaleti yakalamak adına Yahudilere yol gösterirken Tora’nın hakimlere verdiği direktifler çok açıktır. Karar verecek olan kişilerin tamamen tarafsız olmalarını, davaya dahil olan kimselerin kişiliklerinden etkilenmemelerini ve her türlü rüşvetten uzak olmalarını emreder. Bu şekilde adalet kusursuz bir şekilde yerini bulacak, masum ve suçlular ortaya çıkacaktır.

Gerçek Yahudi hakimler bu gerekliliklere uymak için çok zorluk yaşamışlardır. Bet Din başkanı olan bir hakim iki kişi karar için geldiğinde yüzünü Tallet’i ile kapardı. Bunu, davalı ve davacının kimliklerinden etkilenmemek için yapardı. Eğer onları görmezse kararını tarafsız bir şekilde vermiş olacaktı. Hakim, adaletin kolayca çarpıtılabileceğini biliyordu. Bu yüzden, adaletin peşinden gitti.

Avusturya hükümeti tarafından Tarnopol Mahkemesi Adalet Başkanı olarak atanan RavJosef  Schor karar verirken fazlasıyla dikkat ederdi. Bir keresinde bir davaya başkanlık etmesi istendi. Beş kişi, bir Yahudinin bir evi ateşe verdiğini iddia etti. Bu adamın eve gittiğini, evi ateşe verdiğini gördüklerine dair yemin ettiler. Zamanında haber vermeselerdi, tüm şehrin yanacağının belirttiler.

Beş kişinin ifadeleri süresince RavJosef  Schor sessizce oturdu. Diğer beş hakimim olay hakkındaki tartışmalarına hiç müdahil olmadı. Sonunda deliller sunuldu ve karar verme zamanı geldi. Beş hakimten her biri hemen fikrini söyledi ve Yahudiyi suçlu buldu. Fakat konuşma sırası RavJosef  Schor’a geldiğinde şöyle dedi:’ Suçlanan kişi tamamen masumdur, fakat diğer beş kişi yanlış ifade verdikleri için suçludurlar.’

Diğer hakimler çok şaşırdılar. Rav Josef  Schor, adalet başkanı,nasıl böyle asılsız bir beyanda bulunabiliyordu? Neyin üzerine böyle bir fikre kapılmıştı?

‘Size açıklayayım.’dedi RavJosef  Schor.’ Beş tane güçlü sağlıklı adam, zayıf çelimsiz bir Yahudi yangın çıkarırken orda olduklarını iddia ediyor. Ve buna rağmen, durup seyrettiklerini, adamı durdurmak için hiçbir şey yapmadıklarını d itiraf ediyorlar. Bunca mantıklı mı? Bence değil. Bana bu onların anti-semit hayal güçlerinin bir ürünü gibi geldi. Davacıyı suçlamak için bu kadar aceleci olmayın. Davayı biraz daha derin araştırmanızı öneriyorum. Belki o zaman fikrinizi değiştirirsiniz. ‘,

Diğer hakimler biraz daha araştırma yaptığında bahsi geçen Yahudi’nin yangın yerinin yakınlarından bile geçmediğini, davalıların kendi suçlarını örtmek için bu hikayeyi uydurduklarını öğrendiler. Beş kişi hapse atılırken, Yahudi serbest bırakıldı. Bağımsızlığını RavJosef  Schor’ın adaleti sonuna kadar takip etme inadına borçluydu.

Aynı özenli tutumu Rabanik Mahkeme Başkanı Rav Şmul Şalant göstermişti. Bir sabah mahkemeye, yaralı bir adama yardım eden bir sürü adam geldi.Kurbanın tüm yüzü ve vücüdü çizikler içindeydi ve topallıyordu. Yanındaki adamlar, onun dövüldüğünü söyleyerek saldırganın ismini verdiler. Adalet istediklerini belirttiler.

Rav Şmul Şalant ‘Tabii ki adaleti sağlayacağım ama diğer tarafı da ziyaret ederek iyi olup olmadığını görmek istiyorum.’dedi.

‘Neden?’diye sordu adamlar. ‘Saldırganın bir an önce cezasını çekmesi gerekiyor.’ Dediler.

Fakat Rav Şmul Şalant acele etmedi. ‘Saldırganı görmeden hangisinin gerçek kurban olduğunu nasıl bilebilirim? Belki de ağır yaralı olduğu için buraya gelememiştir:’

Biraz araştırmak yaptıktan sonra gerçek kurbanın ‘saldırgan’ olduğu iddia edilen adam olduğu ortaya çıktı. Bir kez daha dikkat, araştırma ve inceleme gereksiz aceleciliği önledi ve adaletin yerini bulmasını sağladı.

                                                                   GENÇ NESİLDEN ÖGRENİYORUZ

                                                                                             Beri Bahar

                                                                                  SEFER TORA’NIN İKİNCİ BİR KOPYASI

“Kraliyet tahtına çıkmasıyla birlikte bu Tora’nın ikinci bir kopyasını Levi-Koenler’in huzurunda bir tomar üstüne yazmalıdır.” Devarim 17:18

Bu haftaki peraşada, bir çok konunun yanında Bene-Yisrael’in Erets-Yisrael’e yerleştiği zaman başlarına seçilecek olan kralın ne yapması ve nasıl olması gerektiğinden de bahsedildiğini görmekteyiz. Yukarıdaki pasukta yazdığı gibi bir kral tahta çıktığı zaman Sefer Tora’nın ikinci bir kopyasını yazması gerektiğini  öğreniyoruz.  Burada yazan  Sefer Tora’nın ikinci bir kopyası bazı görüşlere göre Tora’nın tekrar edildiği kitap olan Devarim kitabıdır. Çünkü bu kitapta Tora’nın başka yerlerinde değinilmiş olan mitsvalar ve olaylara yer verilmiştir. Ancak burada sadece Devarim kitabı değil, Tora’nın tamamından bahsedilmektedir.

Sefer Tora’nın bir kopyasının yazılması 613 Mitsva’dan birisidir ve burada da kral’ın ek olarak ikinci bir Sefer-Tora yazmasının emredildiğini görmekteyiz. Böylece Kral’ın iki tane Sefer-Tora yazması gerekmektedir. Bunların birisi hazine odasında, diğeri ise sürekli olarak yanında bulunmalıdır. Hatta babasından kalan ikinci bir kopya varsa bile Sefer-Tora’nın kopyasını yazmalıdır.

Kral’ın yanında taşıdığı kopya küçük bir tomardı ve koluna bağlayarak her yere onunla beraber giderdi. Bu tomarı sürekli yanında tutmalıydı ve hayatı boyunca sürekli onu okumalıydı. Ama bu Sefer-Tora’yı tuvalete ya da banyoya girdiğinde çıkarması gerekirdi, çünkü Tora’yı okumak nerede uygunsa orada yanında olmalıdır.

Kralı’ın koluna bağladığı tomar bazı ihtimallere göre sadece On Emir metnini içerdiği bazı kaynaklarda görülmektedir; zira On Emir, Tora’nın özüdür.

               

 

                                                                                PİRKE AVOT

                                                        Rav İsak Alaluf

                                                                     YARGI – GERÇEK – BARIŞ - 5

Barış hiç kuşkusuz bir toplumun varlığı için en gerekli öğelerden bir tanesidir. Talmud Uktsin adlı bölümünde (3/12) Tanrı’nın Kendisine işaret olarak “barış” tan daha iyi bir şey bulmadığını iletir. Ancak ne yazık ki barış kavramı bile sınıflandırılmaktadır. Bilelim ki yargı ve gerçek ile bağdaşmayan barış gerçek anlamda barış değildir.

Demirperde ülkelerinden birini ziyaret eden bir turiste Maşiah zamanın burada yaşatıldığından söz edilir. Turist bunu merak edince de ertesi gün bunu göstermek için hayvanat bahçesine götürülür. Orada ilginç bir görüntü vardır. Aynı kafeste bir aslan ile bir kuzu bulunmaktadır. Bu ilginç görüntü turistin hoşuna gider ancak yerli kadınlardan bir tanesi kulağına fısıldar. Tabii ki aslan ile kuzu aynı kafestedir. Çünkü aslana yemesi için her gün bir kuzu verilmektedir. Açıkça görüldüğü gibi bu Maşiah zamanının barış anlayışı değildir.

Şalom bayit sözcüğü toplumlarda fazlaca kullanılan bir terimdir. Ancak bu kavramın ne olduğuna da dikkat çekmek gerekir. Suistimal, bencillik ve sadece tek taraflı olan evlilik asla bir Şalom Bayit kavramını barındıramaz. Evlilik barış içinde olacaksa kişinin kendini düşündüğü gibi eşini ve ailesini de düşünmesi gerekir. Psikolog Esin Aciman bu konuda şöyle bir örnek verir: Eşlerden bir tanesi hafta içi bir filme gider. Filmi o kadar beğenir ki film arasında çıkar ve eşine telefon eder. Filmi çok beğendiğini ve onunla birlikte tekrar gitmek istediğini ifade eder. Hafta sonu o filme birlikte gidilir. İşte bu noktada gerçek bir paylaşım ve birliktelik vardır. Biz kavramı ben kavramının önüne geçmiştir. Şalom bayit olabilmesi için öncelikle kişinin kendi içinde barışık olması gerekir. Bu da evdeki barış ve huzura yardımcı olur. Bunun aksi ne yazık ki günümüz cemaatlerinin en önemli sorunlarından bir tanesidir.

                                                                                     MİMAAYAN

                                                                                       Rav İsak Alaluf 

                                                                                     EMRETMEDİM

Ki yimatse bekirbeha.....iş o işa aşer yaase et ara beene Ad... E.loeha.......vayeleh vayaavod eloim aherim........aşer lo tsiviti. – Eğer içinde olacak olursa ..... Tanrı’nın gözünde yanlış olanı yapan erkek veya kadın.......başka tanrılara ibadet eden.........emretmemiş olduğum. (Devarim 17/2 – 3)

 “Emretmemiş olduğum” sözü Tora açıklayıcıları tarafından genellikle “yasaklamış” olduğum şeklinde bilinir ve öğretilir.

Rabi Pinhas Halevi Horrowitz insanların bazen ciddi bir yanlışa sürüklendiklerini söyler. Bu ciddi yanlış, bazı zamanlarda yabancı ilahların ibadetlerine katılmanın Tanrı tarafından da uygun bulunduğu yanılgısıdır. Tanrı asla ve asla böyle bir şeyi emretmemiş, hatta kesinlikle yasaklamıştır. Yukarıda “emretmediğim” sözünün “yasakladım” anlamına gelmesinin bir örneği de burada bulunmaktadır.

Rabi’nin bu görüşü aslında önemli peygambersel bir öngörüdür. Çünkü onsekizinci yüzyılda hiç kimse başka kültürlerin ibadetlerine katılmayı aklından bile geçirmezken söylenmiştir. Halbuki yirminci yüzyılın başlaması ile bazı görüşler diğer kültürlerin ibadetlerine katılmanın, onlara benzemenin antisemitizmi azaltacağı rüyasını savunurlar. Tarih bu kişilerin yanıldığını defalarca göstermiştir. Aksine bu gibi girişimler antisemitizmi körüklemiş ve alevlendirmiştir. Mısır esaretinde Mısırlı gibi yaşamak isteyen İbraniler sonunda Mısırlıların kölesi olurken, İspanya’da hem enkizisyona hem de kovulmaya kadar giden yaptırımlara maruz kalmışlardır.  Enkizisyon’un amacı gerçek Yahudilerle uğraşmak olmamıştır. Onlar başka görünüp Yahudiliklerini devam isteyen Conversosları ortaya çıkarmayı amaçlamıştır. En acısı da Avrupa’nın orta yerinde kendilerinden farklı bir kültürle yaşamak isteyen Yahudiler de  Soykırım’dan kurtulamamışlardır. Bunlar tarihsel gerçeklerdir

                                                                              HAFTANIN SÖZÜ

Şimon Atsadik şöyle öğretir: Dünyamız  üç temel  üstünde  ayakta  kalıyor. Tora , İbadet ve Hayır işleri. (PirkeAvot 1-2)