Haftanın Peraşası BülteniTora'nın613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır...


arşiv...

 

Bu Hafta İçin Saatler 

  14ELUL

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5776

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:07

   19:18

-----

Yeruşalayim

17:58

   19:08

Tel Aviv

18:24

    19:20

17EYLÜL

Tel Aviv

     18:15

   19:10

İstanbul

18:56

    19:36

2016

İstanbul

18:44

    19:24

İzmir

18:57

19:47

 

İzmir

18:46

19:34

  Kİ TETSE-כי תצא

                                                                                                                                                            

                                                                                             

                                                                                    PeraşaÖzetİ
                                                                                      [www.chabad.org]

Toran 613 mitsvasından 74’ü Ki Tetse peraşasındadır. Bunların arasında savaşta esir alınmış güzel bir kadın; bir behorun (ilk doğan) miras hakları, asi ve dik başlı bir oğul; ölülerin gömülmesi ve itibarı; kayıp bir malın sahibine geri verilmesi; anne kuşu, yavrusunu almadan önce uzaklaştırma esası; bir evin çatısının etrafına güvenlik çiti kurma görevi ve farklı “Kilayim” (yasak bitki ve hayvan melezlemesi) durumları hakkındaki kurallar yer alır.

Ayrıca, zina, evli olmayan bir kıza tecavüz ya da iğfal, bir erkeğin, eşini sadakatsizlik iftirasıyla suçlaması gibi konularda uygulanan yargı süreci ve ilgili cezalar da bu peraşada yer alır. Yasak ilişki sonucu doğmuş bir çocuk, Moav ya da Amon soyundan gelen ve Yahudiliki kabul etmiş bir erkek, Yahudiliki kabul etmiş olan bir Edomlu ya da Mısırlı’nın ilk iki nesil çocukları, Yahudi soyundan biriyle evlenemez.

Perşamızda, askeri ordugâhın saflığı hakkındaki yasalar, kaçmış bir köleyi geri verme yasağı, işçilere ödemelerini zamanında yapma ve sizin için çalışan – insan ya da hayvan – herkesin, “çalışma sırasında yemek yemesine” izin verme yükümlülüğü; borçlulara uygun davranma ve borçları faizlendirmeme kuralı; evlilik kurallarının da öğrenilmesini sağlayan boşanma kuralları; Toranın ceza belirtilmemiş bir yasağına uymama durumunda verilen 39 kırbaç cezası; ölen çocuksuz erkek kardeşin eşi ile evlenme yükümlülüğü (Yibum) ya da kayınbiraderin bu yükümlülüğü yerine getirme istememesi durumunda yapılan seremoni (Halitsa) de yer alır.

Ki Tetse peraşası, “Amalekin Mısırdan çıkarken sana yolda yaptığını hatırla” mitsvası ile son bulur.

 

                                                                                                                  Mİ-DRAŞ YİTSHAK

                                                  Rav İsak Alaluf

                                                                                               E L U L

Ki Tetse gibi bir çok mitsvanın yer aldığı peraşanın okunduğu hafta Elul ayının içindedir. Elul ayında verilen derslerde teşuva konusundan, yaklaşan yargı günlerinden söz etmemek imkansızdır. Bu ay içindeki en önemli konu aslında gerek insan ile Tanrı arasında olduğu gibi insan ile insan arasındaki davranışları düzeltmek için atılan adımlardır. Bu ay içinde en önemli konulardan biri tsedaka konusudur. Elul sözcüğünün  harfleri Megilat Ester içindeki “iş lereeuu matanot laevyonim – kişiler arası ve fakirlere hediye” sözcüklerinin ilk harfleridir.  Bu kişiler arasındaki ilişkilerin gözden geçirilmesi ve tsedaka konusunda artış kelinde açıklanır. Bazı bilgeler Elul sözcüğünün harflerini bir yakarış gibi “oy li vay li” şeklinde açarlar. Bu yaklaşan yargı günleri karşısındaki savunmasızlığımızı ortaya koyar. Çünkü bu yargı sadece maddi değil aynı zamanda hayatidir.

En iyi bilinen açılım Şir Aşirim’de yer alan “ani ledodi vedodi li – ben sevdiğiminim sevdiğim de benimdir” şeklinde olan açılımdır. Bu cümlenin sözcüklerinin son harflerine baktığımızda dört tane “yud” harfi görürüz. Bu da kırk sayısına dolayısı ile de Elul – Kipur arası süreye işaret etmektedir. Bu süre içinde Tanrı’ya ulaşmak için gösterilecek gayret “Ani ledodi” Tanrı’dan yargı günlerinde olumlu bir şekilde geri dönüş sağlayabilecektir “vedodi li”.

Şir Aşirim’de yer alan “Dodi li vaani lo – sevdiğim benimdir ben de onunum” ifadesi aynı şeyleri söylese de ilk adım açısından ters bir durum söz konusudur. Bazen Tanrı teşuva yapmamız için bizleri sassar, yol gösterir. Doğru zamanda, doğru yerde olmamızı sağlar. Sözgelimi Rabi Eli Mansour 11 Eylül saldırısında hayatta kalanların teşuva yaptıklarını ama bunun olağan olduğunu söyler. Burada ilk adım Tanrı’dan gelmiştir. Elul ayı için genellikle ilk adımın tarafımızdan atılması beklenir. Amaç Tefila ile,tsedaka ve hesed ile Tanrı’ya ulaşmak için çaba göstermektir.

Ancak kişi bunları tek başına yapabileceğini de sanmamalıdır. Gemara “tsofer aşalat sadik umevakeş laamito ba Akadoş Baruh U leezro lo yahol lo” cümlesini öne sürmektedir. Raşa olan burada yetser ara’nın amacı tsadik olanı ortadan kaldırmaktır. Tanrı yardıma geldiği zaman bunu yapması mümkün değildir. Bizler Tanrı’ya ulaşmak için elbette büyük bir çaba göstermek zorundayız. Ama yetser ara’nın alt edilebilmesi için siyata dişmaya yani Tanrı’nın yardımı mutlaka şarttır. 

Zera Kodeş adlı kaynak anlaşılması hatta kabul edilmesi çok zor bir görüş ortaya atar. Büyük hasidik Rabilerden alıntılarla dolu kitapta bizim teşuva yapmamız için Tanrı’nın yardımının nasıl işlediği anlatılmaktadır. Kitaba göre biz teşuva yapınca  aynı zamanda Tanrı da teşuva yapmaktadır. Tanrı bizim gölgemiz gibidir. Bir merhametli olunca O da merhametli yargı yapar. O zaman biz teşuva yapınca O da yapar demek hasidik bilgelere göre hatalı  bir söylem olarak kabul edilmemektedir. Çünkü “yetser ara” Tanrı tarafından yaratılmıştır. EliyauAnavi Tanrı ile tartışırken “aşer areota” diyerek günahkar olmanın nedenlerinden birini yetser ara’nın var olmasına bağlar.

Gemara Berahot’ta bir örnek vardır. Çok yakışıklı bir delikanlı çok iyi bir kıyafetle ve bol parayla fahişelerin bulunduğu bir ortama babası tarafından bırakılır. Gemara “ma yaase ayeled velo eheta – çocuk ne yapsın da günah işlemesin” diye sorarken sorumluluğun bir kısmını babaya yüklemektedir.

Biz teşuva yapınca nasıl ki günahlarımızdan dolayı pişmanlık duyuyorsak Hasidik bilgeler bu sırada Tanrı’nın da yetser ara’yı yarattığı için pişmanlık duyduğunu iddia ederler. Her ne kadar Tanrı’nın pişmanlık duyması kavramı sadece bizim anlamamız için kullanılıyorsa da bu hareket yetser ara’nın güç kaybetmesine neden olur. Böylece de teşuva yapmak daha kolaylaşır. Biz teşuva yapınca “ani ledodi” Tanrı yetser ara’yı güçsüz kılınca da “vedodi li” gerçekleşir.

O zaman Peraşamızın ilk cümlesine bakalım: “Ki teste lamilhama al oyeveha untano Ad… E.loeha beyadeha veşavita şivyo – düşmanlarına karşı veya yetser ara’ya karşı savaşa çıkacağın zaman Tanrı onu senin eline verecektir. Ve sen döneceksin bu da Tanrı’nın teşuva yapmasına neden olacaktır.

Şimdi burada bir soru sormak gerekir. Teşuva ne demektir? Nasıl ben sevdiğimin sevdiğim de benim olabilir? Bunu anlamak için peraşamızda peş peşe yazılı olan mitsvaların nasıl sıralandığına bakmak gerekir. Öncelikle şiluah akan dediğimiz anne kuşu gönderme mitsvası vardır. Yumurtaları veya yavruları almak istediğimizde annenin yanında bunu almamız mümkün değildir. Anne gönderilir ve yumurtalar alınır. Ancak bir de şunu düşünelim. Anne yuvaya geri geldiğinde yumurtaları bulamayınca ne hale gelecektir? Yumurtaları alan kişi onları yerken mitsva yapacak ama anne kuşun durumu hiç de iç açıcı olmayacaktır. Hele bu mitsvanın ödülü günlerin uzaması ise durum daha da karışıktır.

Bu mitsvanın ardından evlerin çatısına yapılması gereken korkuluk yani evde alınması gereken güvenlik tedbirleri gelir. Daha sonraki mitsva tohumların karıştırılmaması mitsvasıdır. Daha sonra gelen mitsva tarla sürüldüğünde hem öküz hem de eşeğin aynı anda kullanılmaması durumudur. Bunun ardından Şaatnez onun ardından da dört köşeli elbiselere takılan tsitsit mitsvası gelir.

Peşpeşe birbirleri ile ilgisi olmayan gibi görünen mitsvaların sıralandığını görmekteyiz. Öncelikle Raşi’nin ne dediğine bakalım.

Raşi Şiluah Akan mitsvasını yerine getirenlerin ev sahibi olduklarını söyler. Bu onların evlerine korkuluk yapmaları mitsvasını gerçekleştirmeleri için sunulan bir fırsattır çünkü “mitsvagöreretmitsva bir iyi edim beraberinde diğer iyi edimlere kapı açar”. Burada verilen ödül o mitsvayı yerine getirdiği için değildir. O mitsvanın başka bir mitsvaya kapı aralaması içindir. Raşi gibi Gemara da evine korkuluk yapanların tarla sahibi olduklarını bunun da karışık tohum ekmeme ile öküz ve eşeğin birlikte tarlayı sürmeme mitsvasına öncülük ettiğini öğretir. Bu mitsvaları yapanların yeni bir kıyafete sahip olmaları ve burada Şaatnez giymeme mitsvası ile tsitsit koyma mitsvasına öncülük edeceğini söylemek çok yanıltıcı olmaz. Benzer bir şekilde Midraş Şiluah Akan mitsvasını yerine getirenlerin bir gün İbrani köleyi altı yıl sonunda görderme mitsvası ile tanışacaklarını öğretir.

Gemara Masehet Kiduşin Rav Abu’nun Avimi adındadiki oğlundan söz eder. Avimi anne baba saygısı konusunda son derece dikkatlidir. Babası su istediğinde en iyi suyu ona getirmek için çaba gösterir. Geldiğinde babası uyuyor dahi olsa Gemara  uyanana kadar beklediği ve bu şekilde hemen bir mitsva yapma şansını kovaladığını söyler. Gemara ve açıklama getirenler Avimi’nin babasının baş ucunda beklerken yeni hiduşları keşfettiğini öğrenirler. Çünkü bir mitsva yapmaktadır. Yeni hiduşlar da mitsvalar olarak peş peşe gelmektedir.

Mitsvanınmitsvaları çekmesini bir egzersiz gibi düşünme gerekir. Basit bir ağırlıkla başlayan çalışma git gide daha zorlaşır ama önceden hazırlıklı olunduğu için çok da zor gelmez.

GemaraAvoda Zara 18’de Rabi Yose ben Kisma ile ilgili bir öykü aktarır. Rabi hastadır ve Rabi Hanina ben Teradyon onu görmeye gelir ve neden Romalıların emrine karşı gelerek açıktan Tora öğrettiğini sorar. Rabi Tanrı yadım eder ifadesini kullanır ve sorar. Olamaba’da yerim var mı? Rabi Hanina soruya soruyla karşılık verir: Bir mitsva yaptın mı? Rabi Yose günün birinde tsedaka parası ile kendi parasının karıştığını ve hepsini tsedaka için verdiğini söyleyince Rabi Hanina payım senin olsun karşılığını verir.

Bu garip gibi görünen Gemara’yı şöyle anlamak mümkündür. Rabi Haninasadecece ölümden değil ölüm öncesi işkenceden söz etmektedir. Rabi Yose’nin bu işkencelere dayanıp da dinine sadık kalıp kalamayacağını sorgulamaktadır. Rabi Yose Tanrı yardım eder deyince Rabi Hanina daha önce sınanıp sınanmadığını sorar. Rabi Yose para ile sınandığını söyleyince Rabi Hanina rahatlar. Çünkü insan en zor sınavlarını maddiyat karşısında vermektedir. Bir mitsva diğer bir mitsvanın yapılması için baz teşkil etmiştir.

Şiluah Akan mitsvasının iki mitsvaya öncülük ettiğini söylemiştik. Midraş bu mitsvanın İbrani köleyi altı yıl sonunda gönderme mitsvasına öncülük ettiğini öğretir. Şiluah akan için RaMBaM esasın merhamet olduğunu ve yumurtaların annenin önünde alınmamasının buna işaret ettiğini öğretir. RabenuBahye ise daha derine gider. Anne yuvaya geldiği ve çocuklarını görmediği zaman kendini öldürmek ister. Bu sırada kuşlardan sorumlu melek Tanrı’ya merhamet için yalvarır. Tanrı devreye girer ve kuşu teselli ettiği gibi merhamet bekleyen herkesi teselli ile doyurur. Böylece kuşu gönderen kişi dünyaya merhametin gelmesini sağlar.

Kuşu göndermek kolaydır ama evinde hizmetini gönderen köleyi göndermek hiç de kolay değildir. Ancak ilk mitsva ile güçlenen kişi daha zor da olsa zamanı geldiğinde İbrani köleyi de serbest bırakır.

Raşi daha önce öğrendiğimiz gibi kuşu gönderme mitsvasının aynı zamanda evinde korkuluk yapma mitsvasına da öncülük ettiğini öğretir. Çatıya korkuluk yapmak oraya çıkanları korumayı amaçlar ve bir merhamet işaretidir. Hatta bu koruma çatıdan girerek zarar vermeye çalışan hırsızları dahi koruma altına alır. Düşünce zarar vermeye çalışan hırsızın dahi çatıdan düşerek ölümü hak etmediğini gösterecek kadar yüksektir.

Bu adım daha ileride öküz ve eşeğin birlikte çalışmamaları mitsvasına öncülük eder. basit nedene göre öküz ve eşeğin güçleri eşit değildir bu da ikisi arasında dengeyi bozar ve sıkıntı yaratır. Ancak dikkat edilmesi gereken başka bir husus vardır. Eşek geviş getirmez ama  öküz getirir. Yemek yedikten bir süre sonra öküz yediğini tekrar çiğnemeye başlar. eşek bunu yapamadığı için sahibinin öküze daha fazla yiyecek verdiğini düşünür ve onda sıkıntı yaratır. Bu da bir merhamet göstergesidir.

David AmelehTeilim’de “sur mera vaase tov – kötülükten uzaklaş ve iyi yap” demektedir. Bu da istediğimiz teşuvanın anahtarıdır. Amaç kötülükten uzaklaşmaktır. Bunun için iyi yapmak hatta sade ve bir mitsva ile işe başlamak gerekmektedir. çünkü bir mitsva başka bir mitsvanın kapılarını aralayacak ve kişi farkında olmadan hayatına iyiyi getirecektir. Bir mum bile “ki ner mitsva vetora or” sözü gereği karanlıkları aydınlatabiliyorsa yapılan her bir mitsvanın açacağı kapılar hiç de az değildir.  Bir mumdan diğer mumları yakmak kolaydır. Veşavita şivyo biz dönmeye başlayınca Tanrı yetser ara’nın küçülmesini sağlayacak ve diğer mitsvaları yapmak kolaylaşacaktır.

Bir mitsva yapıldığı zaman Tanrı bunun ödülünü de verir. Çocuğumuza bir ödül verdiğimiz zaman çocuğumuzu mutlu ederiz ama anne baba olarak biz daha da mutlu oluruz. Her yaptığımız mitsva karşılığı ödül alırken çocuğuna hediye veren baba gibi Tanrı’nın sevinmesini de sağlamış oluruz. Bir anlamda her yaptığımız mitsva iki mitsva gibi karşımıza çıkmaktadır.

Asıl olan mitsva yapmak için ilk adımı atmaktır. Gerisi mutlaka kendiliğinden gelecektir.

 

 

                                                                                       DİVRE TORA

                                                                                        Rav Yeuda Adoni

Ki TetsePeraşası  bilgelerimiz tarafından, insanın yetser ara, kötü dürtülerine karşı mücadelesine atfedilmektedir.

 Tanrı onu senin eline verecektir pasuğu, şunu anlatmaktadır. İnsan yetser arasına yani kötü dürtülerine karşı  mücadeleye girişirse Tanrı onu kötü yollara girmesini önleyecektir. Hahamlarımız şöyle der: İnsanın kötü dürtüsü yetser arası, her gün onu yenmek , ve kötü yollara, hatalara sürüklemek ister. Eğer  Tanrı’nın yardımı olmaz ise insan yetser arasına yani kötü dürtülerine yenilir. Bu nedenle sabah dualarımızda Tanrım! Bizleri yetser aradan koru duasını yapmaktayız. Bu dua bize şunu anlatmaktadır. Doğal olarak insan kötü dürtüleri karşısında, o kadar zayıftır ki ancak Tanrı’ya dua ederek onu mağlup edebiliyor. Peraşamız eğer mücadele edersen ancak onu yenebilirsin demek ki: İnsanın yetser araya karşı mücadelesi onu yenebilmesi için çok önemli. Tanrı kişinin mücadelesine yardımcı oluş.

Talmud’da güzel bir deyiş vardır. Aba Letaer mesayein oto.Paklanmak isteyene Tanrı  yardımcı olur. David AmelehTeilim kitabında şöyle demiştir. Meoyevay Tehakemeni Mitsvoteha ki leolam i li. Ben doğru yolu iyi insan olmayı Tanrı’ya bağlılığımı yetser aradan yani kötü dürtülerimden öğreniyorum. Kötü dürtülerimin beni kötülük yapmağa var gücü ile sürükledikçe ben Tanrı yolunda var gücümle gitmeğe, iyi dürtülerimle gitmeğe, mücadele veriyorum.

İnsan heyecan duyacak, vakit kaybetmeden iyi işleri yarına ertelemeden anında yaptığı sürece kötü dürtülerini yener. David Ameleh bu sözünde şunu da öğretmektedir. Tanrı’nın isteklerini yerine getirmenin ödülü, hem bu dünyada hem de ölümden sonradır.

Mişnada yazılı olduğu gibi ‘’Ohel peroteem baolam aze ve akeren kayemet leolam aba’’.Meyvesini burada yer ,esasını cennete götürür.

 Bilindiği gibi insanın iki dürtüsü  (yetseri) vardır. İyi ve kötü, kötü dürtünün amacı insanı Tanrı’dan uzaklaştırmak, Tora, mitsvot, Tanrı’nın bizden istediklerini yapmamamızı sağlamak bizleri günaha sokmak. Yetser ara amacına ulaşmak için küçük  hatalardan başlar insana önemsemediği hatalardan yapmasını önerir, gittikçe bunları büyüterek insanı iyi yoldan çıkarır.

Elul ayında bulunduğumuz bu günlerde hepimizin bilerek veya bilmeyerek, yetser aramıza uyarak yaptığımız hatalardan pişmanlık duyup TEŞUVA yapmamız, bizlere yararlar getirecektir.

‘’Sur mera vaase Tov ‘’ David Ameleh’inTeilim kitabında dediği: Kötülükten kaç, iyilik yap.

                                 GENÇ NESİLDEN ÖGRENİYORUZ

                                                                                                 Beri Bahar

                                                                                                     ZAHOR PERAŞASI

“[Bu yüzden] Tanrı’nın onu miras edinmen için sana mülk olarak vermekte olduğu Ülke’de [yerleştikten sonra,] Tanrın sana çevredeki tüm düşmanlarından huzur verdiğinde, Amalek’in zikrini göklerin altından sil! ‘’Unutma!” Devarim 25:19

Bu haftaki peraşada Amalek’in yaptığını hatırda tutma mitsvasını görmekteyiz. Yukarıdaki pasuktan iki pasuk önce “hatırında tut” dendiğini görmekteyiz, ki yukarıdaki pasuktada bunu güçlendirmek için ayrıca “unutma!” emri verilmiştir. Ki bunu şöylede anlayabiliriz: “Amalek’ini ismini göklerin altından silene kadar, onun yaptıklarını aklından hiçbir zaman  çıkarma. Bunu çocuklarına ve torunlarına anlatıp, “İşte, Amalek böyle yaptı ve bu yüzden de ismini silmemiz emredildi” de.” Peki Amalek’in saldrısını hatırlamamızın nedeni ne olabilir?

Bene-Yisrael bu saldırının hemen öncesinde su eksikliği nedeniyle Tanrı’yı, “Tanrı aramızda mı, yoksa değil mi?”(Şemot 17:7) sözleriyle sorgulamışlardı. Dolayısıyla Amalek’in saldırısını hatırlamak, halka bu saldırının öncesindeki davranaışlarını da hatırlatarak onları benzer davranışlarda bulunmaktan uzak tutacaktır.

Tora’nın “Unutma!” şeklindeki mesajı da, Bene-Yisrael ile Tanrı arasındaki ilişkinin, Yisrael’in kendi yükümlülüğüne  sadık kalması ile bire bir bağlantılı olmasını vurgulamaktadır. Ki Bene-Yisrael eğer Amalek’e  benzemek ister ve onun gibi yükümlülüğünden silkinirse Tanrı’yı tanımamamaya başlarsa, kesinlikle başarısının asıl sırrının “yükümlülüğe sadakat” olduğunu unutmaması gerekmektedir.

 

 

                                                       PİRKE AVOT

                                                          Rav İsak Alaluf

YARGI – GERÇEK – BARIŞ – 6

Midraş Bereşit Raba 8. bölümde şunu kaydeder: Tanrı insanı yaratmadan önce meleklere danışır. Yargı ve hesed yani iyilik melekleri insanın yaratılmasına destek verirler. Çünkü insan yaratılınca iyi olacak, hesed yapacak ve tsedaka içeren davranışlarda bulunacaktır. Ancak gerçeğin ve barışın melekleri buna karşı gelirler. Çünkü insan tartışmacı ve yalancı da olabilir. Bunun üzerine Tanrı emet yani gerçeği dünyaya atar ve insan yaratılır.

Peki bu arada barış ne yapmıştır? Bunun cevabı aslında oldukça kolaydır. Gerçeğin olmadığı yerlerde barış görünüşte daha kolay tahsis edilir.

Bilelim ve anlayalım ki  bir toplumun en önemli öğelerinden biri olan barış ancak sağlıklı ve gerçeğe endeksli bir yargının varlığında etkili olabilir. Burada gizlere, yanlış anlamalara, üstü kapalı anlatımlara yer yoktur. Gerçek bütün çıplaklığı ile görünmeli, kişiler de gerçeği olgunlukla kabul etmelidir. Bu Şalom ancak bu şekilde Tanrı’nın kutsadığı Şalom olacaktır.

 

                                                                                                 MİMAAYAN

                                                          Rav İsak Alaluf       

                                                       UZAKLARA GİDEN OĞUL

Bir adamın yıllar sonra doğan oğlu o aile için büyük bir sevinç kaynağıdır. O oğlun üzerine titrerler ve ne isterse yaparlar. Bir gün oğulları anne babasına uzak bir yerde iş bulduğunu söyler. Anne baba çok üzülse de oğullarının geleceği için seslerini çıkarmazlar. Oğulları uzaklara gider ve orada başarılı olur. Anne baba başlarda mutludur. Özlem vardır ama oğulları onları haberdar etmekte ve başarılarını duyurmaktadır. Derken zamanla mektupların ardı arkası kesilir. Anne baba büyük bir merak içindedir. Nitekim baba dayanamaz ve oğluna geleceğini bildiren bir mektup yazar. Oğlundan olumlu bir cevap almadan da uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkar.

Bir gece vakti oğlunun yaşadığı şehre evinin önüne gelir. Evde küçücük bir ışık vardır. Adam kapıyı çalar. Oğlu sorar “kim o” diye. Babası “ben baban seni merak edip görmeye geldim kapıyı aç da içeri gireyim” der. Oğlu babasına “şu anda müsait değilim. Otele dön yarın sabah ben seni görürüm” diye yanıt verir. Yıkılan adam büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntü ile otele döner. Bütün gece düşünür. Sonunda oğlunu görmeden yine büyük zorluklarla geri döner. Oğlu babasını  bulmak üzere sabah otele geldiğinde ise kimseyi bulamaz.

Evet bizleri merak eden ve görmeye gelen Tanrı kapımızın önünde beklemektedir. Onu içeri alıp almamak tamamen bizim kararımızdır ama gelin Tanrı’ya kapılarımızı ve kalplerimizi açalım. Teşuva yaparak doğru yolu bulmaya çalışalım.

Elul ayında olduğumuz günlerde dileğimiz odur ki bütün sevdiklerimizle Tanrı bizleri yaşam kitabına yazıp onasın. Hepimize sağlıklı ve güzel bir ömir versin, amen.

                                                                                          HAFTANIN SÖZÜ

                                                               Davranışları ne güzel, yaptıkları  ne düzenli. (MasehetYoma 86/A)