Haftanın Peraşası BülteniNitsavim perasaşında Yahudi inancının bazı en temel esasları yer alır:


arşiv...

 

Bu Hafta İçin Saatler 

28 Elul

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:12

19:32

-----

Yeruşalayim

18:03

19:23

Tel Aviv

18:32

    19:34

   12Eylül

Tel Aviv

18:23

19:25

İstanbul

19:06

    19:46

2015

İstanbul

18:54

19:34

İzmir

19:17

20:03

 

İzmir

19:06

19:54

         NİTSAVİM

                                      14-15 Eylül 2015 ROŞ AŞANA   - 16 Eylül 2015 Tsom Gedealya(Oruç)                                                                                                                                          

                                                                                             

PERAŞA ÖZETİ (Devarim 29:9-30:20)

[www.chabad.org]

Nitsavim perasaşında Yahudi inancının bazı en temel esasları yer alır:

Yisrael'in birliği: "Sizler - hepiniz - Tanrı'nın önünde hazır duruyorsunuz: Kabile başkanlarınız, yaşlılarınız, memurlarınız - Yisrael'in tüm erkekleri; çocuklarınız, eşleriniz, kampınızdaki Ger (Yahudi olmuş kişi); oduncundan su çekenine kadar" (Devarim 29:9).

Gelecekteki kurtuluş: Moşe, Yisrael'in Tanrı'nın emirlerini terk etmesi durumunda tecrübe edeceği sürgün ve perişanlık hakkında uyarıda bulunur, ama ardından en sonunda, "Tanrınıza geri döneceksiniz ... Eğer kovulmuşların gökyüzünün ucundaysa [bile], Tanrı seni oradan toplayacak ... ve Atalarınızın miras aldığı Ülke'ye getirecek" (Devarim 30:4).

Tora uygulaması: "Bugün sana emrettiğim emir, senin için ne ulaşılmazdır ne de uzaktır. Gökyüzünde değildir ... Denizin öbür kıyısında değildir ... Aksine sana çok yakındır; onu yerine getirmen için, ağzında ve kalbindedir" (Devarim 30:11).

Seçim özgürlüğü: "Önüne hayat ve iyiliği, ölüm ve kötülüğü koydum; böylece sana bugün Tanrı'yı sevmeni, O'nun yolundan yürümeni ve emirlerine uymanı emrediyorum... Yaşam ve ölümü koydum önüne - berahayı ve laneti. Yaşamı seçmelisin!" (Devarim 30:19).        

 

                                                                                             DİVRE TORA
                                                                                            Rav İzak Peres

‘’İm yiye nidahaha bikse aşamayim mişam yekabetseha aşem elokeha umişam yikaheha. ‘’

'’Sürgünlerin göklerin ucunda bile olsa oradan toplayacak seni Tanrın Aşem ve oradan seni alacak.'’

Aslında bu pasukta bize 'göğün öbür ucundan' yerine dünyanın öbür ucundan denmesi daha uygun olurdu. İnsanın göğün diğer kısmında olması çok mümkün değildir. Baal şem Tov'un Z’’L ,Yisrael milleti için bir savunma noktası vardır. Şöyle ki 'Bazen yaptığımız yanlışlıklar, haksızlıklar ya da karşımızdakilerden biraz fazla kar etme durumlarında aslında amacımız biraz fazla kazanıp daha fazla sedaka verebilmek, çocuklarımızın eğitimlerini karşılayabilmek ve Şabatı daha iyi kutlayabilmektir , şeklindeki görüş Baal Şem Tov'da daha fazla ağırlığa sahiptir. 'im yiye nidhe bikse aşamayim' yani yaptığımız hata veya yanlışlıklar sebebi ile göklerin merkezinden uzaklaşmış bulunuyorsak düşüncenin en derinlerinde bir Tanrısal sebep yer almaktadır. Bu da Tanrı'nın seni oradan geri çekebilmesi, kendine yaklaştırabilmesi için tutacak bir el olarak algılanmalıdır. Bu küçük gizli kalmış düşünce sayesinde insanlar hatalar uçurumunda kaybolmayıp, tekrardan hayata ve mitsvalara dönüp kurtulma imkanına sahip olmaktadırlar.

Gökler, şamayim bize her zaman el uzatan bir yer olarak algılanmalıdır. Pasukta şöyle denmektedir: ' lo başamayim u lamar mi yaale lanu aşamayma velo meever layam u lemor mi yaavor lanu ki karov eleha adavar meod befiha ubilvaveha laasoto'

Tana deve Eliyau kitabında bir avcının Eliyau Anavi önünde af dilediği şu diyalog dikkat çekmektedir. Avcı göklerden kendisine anlama, öğrenme yeteneği verilmemesinden hayıflanır. Eliyau ona cevaben şunu söyler: 'Keteni alıp lifleri eklemek, ağ örmek ve balık avlamak, kuş avlamak için sana göklerden akıl ve bilgi verildi de Tora için mi verilmedi?' Pasukta der ki 'Ki karov eleha adavar meod.'

'Bu Tora ve bilgelikleri sana çok yakın.' Burada anlatılmak istenen şudur: kimse doğuştan avcı doğmaz. Kişi, geçinmek mecburiyetinde kaldığında avcılık gibi bir mesleği öğrenmek ya da edinmek zorunda kalır. Ayni ihtiyacı ya da mecburiyeti Tora öğrenmek için de hissetseydin o zaman avcılığı öğrendiğin gibi Tora'yı da öğrenmiş olurdun.

BİRLİĞİN GÜCÜ

Rav Berti Derofe

“Bugün siz – hepiniz – Tanrınız Aşemin Huzurunda hazır duruyorsunuz”

Neden “Hazır duruyorsunuz” Peraşası, Lanetlerin sayıldığı Peraşa’dan sonra gelir? Çünkü Torat Koanim(Vayikra)’deki kırk dokuz lanetin yanında, yüzden iki eksik(yani doksan sekiz) lanet daha duyan Yisrael’in yüzü yeşil olur ve “Kim bunlara(lanetlere) dayanabilir ki?” der. Bunun üzerine Moşe onları yatıştırmaya başlar: “Bugün… hazır duruyorsunuz”, Tanrı’yı çok kez kızdırdınız ve buna rağmen sizi yok etmedi ve işte hala varlığınızı sürdürüyorsunuz.”(Midraş Tanhuma)

“Darke Musar” kitabı bu Midraş’ın ışığında şöyle der: “Bugün siz - hepiniz - hazır duruyorsunuz” kelimelerini “Siz hazır duruyorsunuz, yani yok olmadınız! Neden mi? Çünkü HEPİNİZsiniz! Hepinizin birlik olmasının hatırına bugün hala varlığınızı sürdürmeye devam ediyorsunuz. Yani buradan da görüyoruz ki, Yisrael Halkı’nın toplum olarak yok olmayacakları garantisi vardır.

Saba Mikelem Z”L genel(Yahudi Halkı) ile bağlantıya geçebilmek ve bu sayede Yargı Günü olan Roş Aşana’yı sağ salim geçirebilmek için bir fikir verir. Bu fikri Yahudilik’teki temel kurallar kitaplarından biri olan Tur’un şu sözlerinden sonra yazar: “[Roş Aşana arifesi Yahudiler] Midraş’ta yazanların ışığında yıkanırlar ve traş olurlar.” Midraş’ta şöyle yazar: “Rabi Simon şöyle dedi: Pasukta şöyle yazıyor: ‘Hangi millet büyüktür?’ [Bu pasuğun üzerine] Rabi Hanina ve Rabi Yeoşua [açıklama yaparak] şöyle dediler: Hangi halk, bu halk gibi Tanrı’sının karakterini(davranış ve kurallarını) bilebilir? Genelde insanlar bir davaları olduğunda, sonucunun nasıl olacağını bilmediklerinden, siyahlar giyer, traş olmaz, tırnaklarını kesmezler. Fakat Yisrael böyle davranmaz. Beyaz giyerler, beyaza sarınırlar, traş olurlar, tırnaklarını keserler, yiyip içer ve Roş Aşana’da neşelenirler, çünkü Tanrı’nın onlara mucize yapacağını bilirler. Bu yüzden Roş Aşana arifesinde traş olmak, çamaşır yıkamak ve öğünlerde çeşit arttırmak adeti vardır.”

Saba Mikelem şöyle der: “ Her bir bireyin, bireysel olarak Yargı Günü’nden korkması ve mucizeler güvenmemesi gerekmesine rağmen, genel Yisrael Halkı olarak yapılan yargıda, mucize olacağının garantisi vardır. Buradan Yüce Roş Aşana ve Yom Kipur yargılarından, hakkımızda olumlu bir kararla çıkabilmek için, Genel Yisrael Halkı’yla bağlantıya geçip, onlarla birlik olmanın bize büyük faydası olacağı fikrini çıkarabiliriz. Yani tabii ki bu sadece ve sadece Tanrı’dan korkan ve onun yolunda ilerleyenlerin topluluğuna bağlanmak veya toplumun bize ihtiyacı olacağı Tora öğretimi, tsedaka yardımı ve iyi hareketler gibi eylemlerin yapılmasında aktif rol almakla gerçekleşecektir.

Tora’nın peraşamızın başında “Bugün siz - hepiniz - hazır duruyorsunuz” derken vermek istediği mesaj, “Hepiniz yani her biriniz, birbirinize bağlı ve tek bir vücut olduğunuzdan dolayı bugün hala varlığınızı sürdürebiliyorsunuz ve bu şekilde, bu lanetlerin hiç biri size etki etmeyecektir”dir.

Eğer bütün toplumla birlik olup, Yisrael Halkı’nın her bir bireyini sevecek kadar yüksek manevi seviyeye nasıl ulaşabiliriz diye sorarsanız, cevap: “Yargı Günün’den korkarak” olacaktır. İnsanın içine büyük bir korku girdiğinde, nasıl diğer küçük korkularını unutuyorsa, Kralların Kralı, Kutsal ve Mübarek Olan Tanrı’nın önünde korkuyla durduğunda da bütün kötü karakteristik özellikler iptal olur.

İçinde korku olan insan herkesi sever, herkesle iyi geçinmek ve toplumun bir parçası olmak ister. O yüzden biz de Yamim Noraim’deki tefilalarımızda şöyle deriz: “İşte bu yüzden bütün yarattıklarına korkunu ver… ve hepsi bütün kalpleriyle senin isteğini yerine getirmek için birlik olsunlar”. Unutmamalıyız ki sene içerisinde yaşayacak mıyız yoksa ölecek mi, ne kadar para kazanacağız veya kaybedeceğiz, sağlıklı mı olacağız yoksa hastalanacak mı, bunların ve benzeri birçok şeyin kararı Roş Aşana Günü’nde verilmektedir. Sıkıntıda olan bir kişi, uzaktan birini gördüğünde, nasıl ona koşup derdini anlatıyor, onunla birlik olmak, destek almak istiyorsa, Tanrı’nın yargısından sadece birazcık bir korku bile şüphesiz bütün Yahudileri birbirine bağlayacaktır.

 

                                                                                  ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

                                                                          RAVELİYAU KOEN Z’’L: RAV MAHAZİKE-TORA

 

                                                                                                      BERAHOT

B- Berahot ‘larda yanlışlık durumları :

 

Geçen yazımızda  her Beraha ‘nın tekstinde, Tanrı ‘nın ismi ile hükümranlığı ‘nın zikredilmesi gerektiğini belirtmiştik. Bilindiği üzere Tora, Tanrı ‘nın ismini boş yere  “ ağza almamızı “ yasaklar. “ Lo tisa et şem Ad…..e..oeha  laşav “ (Şemot 20/7) Buna göre yanlışlıkla gereken Beraha yerine başka biri söylendiğinde, boş yere Tanrı`nın ismi söylenmiş olur. Buna meydan vermemek için, nelere hangi beraha`ların söylenmesi gerektiğini daha evvelden bilmek ve teksti söylemeden evvel, dikkatlice  ne  diyeceğimizi  düşünmemiz  lazımdır.

Çok önemli olan bu husus, maalesef çoğumuz tarafından aceleden veya da alışkanlıktan dolayı yanlışlığa düşer ve farkına vardığımızda üzülürüz. Bu durumda ne yapmak gerekir ?  Buna cevap çeşitli durumlara göre değişir.

a.Söylenmesi gereken özel Beraha yerine genel bir beraha denmişse, yapılacak birşey yoktur. Bu durumda Hova`dan çıkılmış sayılır. Buna iki örnek verelim. Birincisi :Yanlışlıkla ağaçta yetişen bir meyvaya, “Bore Peri a-ets” yerine “Bore Peri a-adama” denmişse, nihayet ağaç ta topraktan yetiştiği için, Beraha geçerli sayılır. Aksi durumda, yani “Bore Peri a-adama” yerine “Bore Peri a-ets” denmişse, Hova`dan çıkılmamış sayılır ve doğru Berahanın söylenmesi gerekir.İkinci örnek: Genel Beraha`lardan en tanınmışı “ Şeakol ” beraha`sıdır. “Al akol şeakol ” deyimini tanımıyanlar yoktur. Yenilen ve içilen herşeye gereken özel Beraha`sı yerine “Şeakol” Beraha`sı dendiğinde, Hova`dan çıkılmış olur. Ancak Rabilerimiz uygun gördüğü Beraha söylenmediği için, mitsva tam olarak yerine getirilmiş sayılmaz.

 

b.Özel Beraha yerine alâkası olmayan başka bir Beraha söylenmişse, şüphesiz  ki Hova`dan çıkılmamış sayılır ve yukarda yazdığımız gibi, boş yere Tanrı`nın      ismi ağza alınmış olur. Ancak yanlış Beraha`nın bitiminde hemen (2-3 saniye içinde) farkına  varılmışsa doğru Beraha`nın son kelimeleri söylenebilir ve Hova`dan  çıkılmış sayılır. Örneğin yukarda verdiğimiz örnekte, toprakta yetişen bir meyva`ya, yanlışlıkla “Bore Peri a-ets” dendiğinde, iki-üç sn.içinde “Bore Peri a-adama” denilebilir ve yanlışlık düzeltilmiş olur. Bu kısa süreden sonra farkına varıldığında, artık düzeltilemez ve doğru Beraha baştan söylenir.

 

Doğru Beraha`yı söylemek mecburiyeti, yiyeceği yemeğe veya da mitsva`yı yapmaya devam ettiğimizdedir. Ancak yemeyi  veya da  mitsva`yı yapmayı bitirdikten sonra farkına varıldığında yapılacak birşey yoktur.

 

ROAANA GECESİ KURALLARI

El Gid Para El Pratikante

1. RoAana gecesi, yargı vakti yaklaştığı için Arvit duasını büyük bir huşuyla söylemek üzere sinagoga bir an önce gitmek için acele edilir.

2. RoAana, Şabata rastlar ise Arvit Amidası’ndan sonra Meen eva berahası söylenir ve AE-l Akadoş yerine Ameleh Akadoş denir. Meen evanın bitiminde sadece MekadeAabat berahası söylenir [RoAana için ayrıca bir ekleme yoktur]. Yanılıp da Ameleh Akadoş yerine AE-l Akadoş söylenmişse ve bu durum ancak MekadeAabat sözlerinden sonra hatırlanmışsa geri dönülmez.

3. RoAana haftaarasına rastlarsa, Amidalarda ve Kiduş’ta Yom Terua Mikra Kodeş eklemesi yapılır. Fakat Şabata rastladığı takdirde onun yerine Zihron Terua Mikra Kodeş denir. Diğer yandan hatayla Şabat günü Yom Terua veya haftaarası Zihron Terua söylenmişse Hovadan çıkılmıştır ve duayı tekrar etmeye gerek yoktur.

4. Arvitten sonra eve dönüldüğü zaman sofra güzelce kurulmuş, kandil de yakılmış olmalıdır. Tıpkı diğer bayramlardaki gibi hareket edilir. Kiduş söylenirken her iki gece de Şeeheyanu berahasını söylemeye dikkat edilir. Eğer o yıl için yeni çıkmış ve henüz Şeeheyanu söylenmemiş bir meyve varsa, ikinci geceye bırakılır. Kiduş [sırasında Şeeheyanu berahası] söylenirken bu yeni meyve de düşünülür. Ancak yeni bir meyve bulunmamışsa bile, ikinci gece Kiduş’ta Şeeheyanu berahası yine de söylenir.

5. RoAananın her iki gecesinde yeni yılı simgeleyen çeşitli sembolik meyve ve sebzeler yenir. Şu şekilde davranılır:

Kiduş söylenir; Netila ve Amotsi yapılır. Ancak ekmek tuz yerine, şeker veya bala batırılır. Ondan sonra masaya şu meyve ve sebzeler getirilir: Elma reçeli, pırasa, pazı, hurma, kabak, balık, kuzu veya balık başı.

Bu sebze ve meyvelerin yenmesiyle ilgili çeşitli görüşler vardır: Bir görüşe göre, önce Yei Ratson ve sonra da yiyeceğin berahası söylenir; ardından da yenir. Diğer bir görüşe göre ise, önce beraha söylenip yiyecekten biraz tadılır, ardından Yei Ratson söylenerek yiyecek bitirilir. En iyisi şu şekilde davranmaktır: Önce bir ağaç meyvesine Aets berahası söylenir. Örneğin bir üzüm yenir ve öncesinde okunan beraha sırasında elma da düşünülür. Ardından salatalık, kavun veya karpuz gibi bir toprak meyvesi/sebzesi alınıp Aadama berahası söylenir ve bu sırada diğer sebzeler düşünülür. Sonra da sırayla Yei Ratsonlar okunur ve başka hiçbir beraha söylemeden, her seferinde yenmesi gereken meyve veya sebze yenir.

ROAANA KURALLARI

1.           Yıl içinde alışık olmayan biri bile RoAana günleri erken kalkmaya özen göstermelidir. Duanın başlangıcından sonuna kadar duayı cemaatle birlikte söylemeye gayret edilmelidir.

2.           RoAanadan, Kipura kadar olan sürede, Amidalardaki ilk üç berahada Zohrenu ve Mi Kamoha eklemeleri yapılır. Ancak eğer unutulup söylenmezse, Amidayı baştan okumak gerekli değildir. Üçüncü berahada ise AE-l Akadoş yerine Ameleh Akadoş denir. Burada ise hatayla AE-l Akadoş söylenmişse veya ne söylendiği konusunda tereddüt varsa Amidaya baştan başlanmalıdır.

OFAR ÇALMA KURALLARI VE BERAHASI

1. Şofar ayakta çalınmalı, berahası da ayakta söylenmelidir. Ancak oturarak çalınmışsa da Hovadan çıkılabilir.

2. Musaftan önceki 30 Şofar sesine “[Dinlenirken] Oturulan Tekiot”, Musafta çalınanlara ise “Ayakta Durulan Tekiot” adı verilir. Oturulan Tekiot sırasında, Tokea ayakta çalar, cemaat oturur. Fakat Ayakta Durulan Tekiot sırasında cemaat ayakta dinlemelidir.

3. Tokea, Şofar’ı çalmadan önce şu sözleri söylemelidir: “Cemaatin ister oturarak, isterse de ayakta dinleyeceği Tekiotu çalarken, onları Hovadan çıkarmak için tüm düşüncemi yoğunlaştırıyorum”.

4. Berahayı söylerken, Tokea ofar’ı Talit ile örter, fakat elinde tutmaya devam eder.

5. ofar sağ elle tutulur ve çalmadan önce şu beraha söylenir: “Baruh Ata AD... E-loenu Meleh Aolam, Aer Kideanu Bemitsvotav, Vetsivanu Limoa Kol ofar Bizleri emirleriyle kutsayan ve bizlere ofar sesini dinlemeyi emreden Evrenin Kralı, Sen, Tanrımız; Mübareksin”. Şofar berahasından sonra da Şeeheyanu berahasını söyler. Berahaları Tokea söyler ve tüm cemaat bu berahayla Hovadan çıkar.

6. Eğer Tokea ofar’ı çalmaya başlar, sonra devam edemezse, kaldığı yerden onun yerine başka biri devam eder. İkinci kişinin çalmaya baştan başlamasına gerek yoktur; berahayı da tekrar söylemez. Bu şekilde 4-5 kişi değişmişse bile, hepsi ilkinin söylediği beraha ile Hovadan çıkmıştır.

7. Eğer bir Tokea, berahayı söyledikten sonra Şofar’ı hiç çalamazsa onun yerine başkası çalabilir ama beraha söylemez. Zira ilk Tokeanın berahası ile diğeri Hovadan çıkmıştır.

8. Tokeanın berahaları söyledikten sonra Şofar’ı hiç çalamadığı durumda onun yerine gelen kişi, berahaların söylendiği sırada dışarıdaysa ve duymamışsa, berahaları alçak sesle söyler ve çalar; zira cemaat ilk Tokeanın berahaları okuyuşu sırasında Hovadan çıkmıştır.

9. Eğer Tokea ofar’ın Kaer olduğunu düşünerek berahaları söylemişse, ama çalmaya başladıktan sonra Pasul olduğunu görürse, dönüp berahayı tekrar söylemeli ve Kaer bir Şofarla baştan çalmalıdır. Fakat Kaer bir Şofarla başlar ve Tekiotun ortasında Şofar Pasul hale gelirse tekrar beraha söylemesine gerek yoktur. Tekiota Kaer bir Şofarla devam eder.

10. Değişik sinagoglarda Şofar çalan bir Tokea, her bir sinagogda Şofar ve Şeeheyanu berahalarını söyler. Böylece berahaları duymamış kişileri Hovadan çıkarır.

11. Herhangi bir sebep yüzünden sinagoga gelemeyen bir kişinin evine onun için Şofar çalmak üzere Tokea gelmişse, Şofar’ı dinleyen kişi ayakta durmalıdır.

12. Tokea ofar çalarken cemaat öksürmemeli, esnememeli ve konuşmamalıdır. Çünkü Tekiot baştan sona kadar eksiksiz dinlenmelidir.

13. Tekiotu dinleyen Kavana tutmuş bile olsa, Tokea onu Hovadan çıkarmayı özellikle düşünmediği takdirde veya tersi durumda dinleyen Hovadan çıkmaz. Yükümlülüğün yerine gelmesi için hem çalanın hem de dinleyenin Kavana tutması gerekir. Bir Tokea tüm sinagogu Hovadan çıkarma konusunda Kavana tutmuşsa, Şofar dinlemeye gelmiş ama bu sırada dışarıda olan biri yine de Hovadan çıkar.

14. Kadınlar Şofar dinlemekten muaftırlar. Fakat günümüzde kadınlar sinagogda Şofar dinlemeyi adet edindiklerinden, onlar için bu bir yükümlülük gibi olmuştur. Bir kadın sinagoga gelememişse, Tokea onun evine gelip berahasız olarak Şofar çalabilir.

15. Tokea, berahalarla Tekiot arasında Tefila konusunda bile olsa konuşmuşsa, dönüp berahaları tekrar söylemelidir. Fakat Tekiotla ilgili konuşmuşsa, berahaları tekrar söylemesine gerek yoktur.

HAFTANIN SÖZÜ

Kişi her zaman kendisini iyi hareketleri ve günahları eşitmiş gibi görmelidir.

Talmud Roş Aşana