Bu Hafta İçin Saatler

18 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:55

20:08

-----

Yeruşalayim

18:48

20:00

Tel Aviv

19:11

20:10

8AĞUSTOS

Tel Aviv

19:05

20:03

İstanbul

19:58

20:39

2019

İstanbul

19:50

20:30

İzmir

19:54

20:43

İzmir

19:45

20:34

EKEV- עקב

 

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 7:12-11:25)

 

Moşe Bene-Yisrael'e, insanların genelde "topuklarıyla ezercesine" gözardı ettikleri "az öneme sahip" oldukları varsayılan mitsvaları bile yerine getirdikleri takdirde, yeryüzünün en bereketli toplumu olacaklarına dair söz verir. Moşe halka, Kenaan Ülkesi'ni yavaş yavaş ele geçireceklerini bildirir.

Buna göre, ülke birden boşalmayacak ve bu şekilde vahşi hayvanlar, Bene-Yisrael hakim olana kadar buraları kaplamayacaklardır. Bene-Yisrael'in, Kenaan milletlerinin tapındığı putların hepsini yakmaları ve yok etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatan Moşe Rabenu, daha sonra Tora'nın bölünmez bir bütün olduğunun ve sadece belirli bölümlerinin kabul edilmesinin yanlış olacağının altını çizer. Moşe Erets-Yisrael'in buğday, arpa, üzüm, incir, nar, yağlık zeytin ve hurmanın özellikle bulunduğu bir ülke olduğunu belirtir.

Moşe halkı, ileride berekete kavuştukları zaman böbürlenmemeleri ve Erets-Yisrael'deki başarılarının sadece kendi çaba ve kuvvetleri sonucu geldiği fikrine kapılmamaları konusunda uyarır; zira zenginlik ve başarıyı verecek olan, Tanrı'dır. Moşe ayrıca, Tanrı'nın Kenaan'daki milletleri Bene-Yisrael'in müthiş dürüstlüğü sebebiyle değil, bu milletlerin günahları sebebiyle kovalayacağını hatırlatır. Ne de olsa Sinay'dan bu noktaya kadar olan yolculuk, halkın Moşe'ye ve Tanrı'ya yönelik irili ufaklı isyan ve günahlarının bir katalogu niteliğindedir. Tanrı'nın Sinay'da 10 Emri Bizzat verişini takip eden olayları anlatırken Moşe, Kipur günü ikinci On Emir levhaları ile dönüşüne değinir.

Aaron'un ölümü ve Levi kabilesi mensuplarının Tanrı hizmetine atanmaları hatırlatılır. Moşe, Mısır'a inen 70 kişinin, bu noktada göklerdeki yıldızlar kadar çok üyeye sahip bir ulus haline geldiğine dikkat çeker. Erets-Yisrael'in sıradışı özelliklerini belirttikten sonra, Moşe, Şema'nın ikinci paragrafını söyler ve bu şekilde, mitsvaların yerine getirilmesinin sonucu olacak bereketi ve aksi takdirde halkı bulacak laneti kavramsallaştırır.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

דרשה – DERAŞA

Aslında Rabilerin sinagogta özellikle Şabat ve bayram günlerinde yaptıkları konuşmalara verilen isim olarak bilinir. Kelime anlamı olarak açıklamak, irdelemek sözcüklerinin kökü ile benzer fiillerden türer. Tora açıklamalarının Gemara ve Midraş kökenli detaylandırılmalarına da “Deraş” denmesi tesadüf değildir. Deraşa yapan kişi “Darşan” olarak adlandırılır.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TANRI BENDEN NE İSTER?

 

Tanrı benden ne ister? “Veata Yisrael ma Ad… E.loeha şoel meimah ki im leyira – ve şimdi Yisrael Tanrı sizden neyi ister O’ndan çekinmenizi…” Bu cümlenin devamında Moşe çekinmenin yanı sıra Tanrı’yı sevmek, O’na yakın olmak kısacası neler yapmamız gerektiğini bir liste halinde sunmaktadır. Benzer bir şekilde David Ameleh Midraş’a göre Tanrı’dan bir şey ister ve bunu Teilim’de dile getirir: “Ahat şaalti meet Ad… ota avakeş – Tanrı’dan bir şey istedim ve onu isteyeceğim.” Midraş burada David’in çobanken Tanrı’dan istediği aynı şeyi kralken de istediğini belirtir. Bu yüzden cümle geçmiş zamanda başlayıp gelecek zamanla devam etmektedir. David bunun ardından “şivti bevet Ad… kol yeme hayay – Tanrı’nın evinde ömrümce oturmak” der ve isteklerini sıralamaya devam eder. Midraş burada Tanrı ile David arasında bir konuşmanın varlığını öğretir. Tanrı David’e “bir şey isteyeceğim diyorsun isteklerini sıralıyorsun” dediğinde David de bunu Tanrı’dan öğrendiğini “ve şimdi Yisrael Tanrı sizden neyi ister O’ndan çekinmenizi…” dedikten sonra yapılacakların listesini belirttiğini söylemiştir.

Genel bir kaideye göre merkezde olan bir esas diğer esasları kapsar. Yirat şamayim dediğimiz Tanrı korkusu aslında hepsini kapsayan önemli bir özelliktir. Sözgelimi Pirke Avot’ta Şimon Atsadik dünyanın üç temel sütun üzerinde durduğunu söyler. Halbuki Tora’da altı yüz on üç mitsva vardır. Rabiler durumu şöyle açıklar. Eğer bu üç temel sütunu Tora öğrenimini, Tanrı ile Tefila yolu ile iletişim kurmayı, ibadet etmeyi ve insanlara karşı olan mitsvaları uygulamak suretiyle iyi edimlerde bulunmayı başarabilirsek “taryag” mitsvot konusunda da çok mesafe alma şansına sahip oluruz.

Evdeki durum: Rabi Zamir Cohen merkezi konularla yan konuların ayırt edilmesinin gerekliliğini Ş.alom Bayit için de elzem olduğunu öğretir. Bazen çiftler kendi aralarında konuşamadıklarında bir Rabi’ye danışarak çözüm ararlar. Bu buluşmalarda anlatılan aslında hikayelerdir. Bu hikayelerde kadın daha hassastır. Yaratılış olarak kadın daha hassas olduğundan olaylardan daha fazla etkilenmektedir. Ancak şikayetler ve hikayeler bir ağacın dallarını ve yapraklarını simgelemektedir. Köküne inen davranışın bulunabilmesi için zaman gereklidir. İşte Rabiler merkezi soruna indikleri zaman eşlere tavsiyelerde bulunmaya başlarlar. Örneğin eşlerin her biri için eşi tarafından değiştirilmesini istediği üç tane davranış belirlerler. Bu davranışların olumlu yönde değiştirilmesi evliliğin devamına katkı sağlayacaktır. Eğer erkek olsun kadın olsun bu konuda çaba göstermeyecek olursa kökten çözümleri bulmak imkansızdır.

Sözgelimi öfke kontrolü oldukça zordur. Pele Yoets öfke kontrolünün diğer olumsuz davranışları düzeltmekten daha da zor olduğunu paylaşır. Çünkü öfkenin ne zaman geleceği belli değildir. Rabi bu konuda kişinin kendi kitabını yazmasını salık verir. Her gün öfke kontrolünün yararları ve kuralları ile ilgili olarak bir deftere bir şeyler yazmak iyi bir başlangıçtır. Kişi kendi kitabını oluştururken haftada bir kez bu yazdıklarını okumak zorundadır. Bu çaba onu adım adım öfke kontrolü konusunda eğitecektir.

Anne ve babasına iyi davranmayan bir çocuğun eğitiminin en iyi yollarından biri anne baba saygısı konulu kurallarını her gün birlikte öğrenmektir. Buna eşler arasındaki saygı ve yüksek sesle konuşmama eklenince çocuk biraz daha çabuk doğru yolu bulabilecektir.   

Sevgi ve Korku: Gemara burada pasukla ilgili bir soru sorar: Yirat şamayim dediğimiz kavram o kadar basit midir ki sadece bir cümle ile bu geçiştirilmektedir. Gemara’nın yanıtı aslında “evet” şeklindedir. Ancak burada muhatap alınan normal insandan ziyade konuyu söyleyen yani Moşe Rabenu’dur. Onun için elbette Tanrı korkusu ve sevgisine ulaşmak oldukça kolaydır. Ancak insan için de dereceler vardır. Mesilat Yeşarim adlı eserinde RaMHaL bunlara açıklık getirmektedir. Tanrı korkusunun en düşük düzeyi ceza görmek korkusudur. Ceza görmemek için yapılan davranışlar daha temkinlidir. Biraz daha yükselmek istersek Tanrı’nın yüceliğinden çekinmek ve O emrettiği için emirleri yerine getirmek kavramı ile karşılaşırız. Bu ikisinin birlikteliği insanda Tanrı korkusunun yerleşmesi için atılan doğru bir adımdır.

Pasuk “veaavta et Ad… E.loeha” diyerek sevgiden söz ederken neden korku kavramını konuya dahil etmek gerekir? Bunun cevabını Midraş sevginin nazı durumlarda suistimal edilebilmesinden kaçınmak olarak vermektedir. Korku yoksa sevgi ebedi olmaz. Bu sadece Tanrı korkusu için geçerli değildir. Özellikle çocuk yetiştirme konusunda ebeveynlerin çocukları çok sevmesi ama çocuklarında onlardan biraz çekinmesi beklenir. Çocukların her dediğini yapan onlara “hayır” dememek için ilkelerini çiğneyen bir eğitim çocuğa yarar değil zarar getirecektir. Gemara “smol doha yemin mitkarevet” ifadesinde sol elle uzaklaştırmak sağ elle yakınlaştırmak gerekir demektedir. Sol el aslında zayıf olan eldir. Uzaklaştırırken dozu yerinde tutmak şarttır. Kuvvetli olan sağ elle yakınlaştırırken de sol el görevini ihmal etmemelidir.

Moşe Rabenu Erets Yisrael’de yaşayan kavimler konusunda da hatırlatma yapmaktadır. “Ki tomar bilvaveha rabim agoyim aelle mimeni eha uhal leorişam – kalbinde oradaki kavimler benden fazladır onları nasıl uzaklaştıracağım” ifadesinde insanın aklı ile değil sanki kalbi ile konuştuğu söylenmektedir. İnsan aklı ile konuşur ama duygular kalptedir. Korku da kalpte olan doğal bir duygudur. Midraş kalbinde o kavimlerle ilgili korkuyu kalbimizde duymamızın normal olduğunu öğretir. Bu durumda aklın kalbe hükmetmesi korkuların bertaraf edilmesi için önemlidir. Pasuk devam etmektedir. “Lo tira meem – onlardan korkma.” Moşe onlardan korkmanın yersiz olduğunu kalbimize söylememizi isterken devam eder: “Zahor tizkor et aşer asa Ad… E.loeha lefaro  - Tanrı’nın Paro’ya yaptıklarını mutlaka hatırla.” Burada “hatırlama” kavramı iki kez tekrarlanıp güçlendirilerek verilmektedir. Çünkü kalpte yer alan korkuların bertaraf edilmesi için sadece basit bir hatırlatma yeterli değildir. Aklın kalbe sürekli telkinde bulunması şarttır. Düşüncelerimizi olumlu yönde harekete geçirmek kalbimizin olumsuz endişe ve korkularını da gidermeye yardımcı olacaktır.

Dinleyecek olursak: Bunun için Moşe Rabenu çöldeki mucizelere gönderme yapmaktadır. “Man” dediğimiz mucizevi gıdanın önemine değinirken insanın sadece ekmek ile yaşamayacağını ancak Tanrı’nın ağzından çıkacak sözlerin yaşamasına neden olduğunu öğretmektedir. Aynı zamanda kıyafetler asla değişmemiştir. Kişi büyüdükçe kıyafeti de gelişmektedir. Çölde asla temizlik sorunu çekilmemiştir. Yedi tane onur bulutu Bene Yisrael’e eşlik etmektedir. Altı yönce birer bulut onları kuşatırken yedinci bulut önlerinde rehber olarak ilerlemektedir. Mısır’da bulunan bir papirüste kavmin önünden gece giden ateş bulutundan söz edilmektedir.

Aslında bütün bu mucizeleri sıralarken ilk üç kelime bütün söylediklerimizi tanımlamaya yeterlidir. “Veaya ekev tişmeun – eğer dinleyecek olursanız.” 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres

Bu hafta merak edilebilecek bazı soruların yanıtlarını bir kolajla vermek istedik.

Kadiş söylenirken Sefarad geleneğine göre ayakta durmak gerekmez. Ancak Kadiş  başladığında  ayakta olan oturmaz. Kadiş yaklaşınca oturmak için acele etmek çok uygun kaçmaz. Terlik ve çıplak ayak Tefila söylenmez çünkü kralın karşısına böyle çıkılmaz. Sinagogta uyumak şekerleme yapmak uygun değildir. Sinagog kutsallığı korunmalıdır.

 

DİVRE TORA
Rav Yehuda Adoni

 

Peraşamızın adı Ekev’dir. İki anlam taşır. Ekev kelimesinin bir anlamı için ilk pasukta “Veaya ekev tişmeun.” Tanrı’nın emirlerine itaat ettiğin için sana vadettiği her bereketi verecektir. Seni her zaman sevecek, sana bereket verecek. Çocuklarını bağışlayacak, ürünlerin bol olacak.

Ekev kelimesinin bir ikinci anlamı da “ayak topuğu”. Bilgelerimiz şöyle açıklar: Önemsediğin mitsvaların, yani ayağınla basıp geçtiğin mitsvalara da önem verip yerine getirdiğin için de Tanrı her zaman seni koruyacak.

Bu konu üzerine Pirke Avot kitabında bilgelerimiz: kolay, hafif bir mitsva ile karşılaşırsan onu da büyük bir mitsva yapıyormuşsun gibi kabul et derler. Esasında küçük veya büyük mitsva olarak Tanrı’nın buyruklarını sınıflandırmamak gerekir. Bilgelerimiz şöyle ifade ederler. “Eve zair bemitsva kola kevahamura” mitsvaları uygulamada dikkatli ol! Değerlendiren Tanrı’dır. Ödülünü veren de O’dur. David Ameleh Teilim kitabında Avon Akevay Yesubeni ayağımın topuğu ile basıp geçtiğim mitsvaların gühanı benim etrafımı sardılar. Peraşamızın bir pasuğunda “Ki lo al alehem yihye aadam, ki al kol motsa pi aşem yihye aadam.” İnsan yalnız ekmekle yaşamaz. Tanrı’nın sözü ile hayatını idame ettirir, der. Bu söz Tanrı’ya inancın ne kadar önemli olduğunu belirtir. İnsan bir lokma ekmek yemek için, o ekmeğin ne denli zorluklarla sofraya geldiğini bir an için düşünürse toprağa buğday ekmek, başakların ürünlerin yeşermesini beklemek onları biçmek, değirmene götürüp un haline getirmek ve nihayet fırında ekmek haline getirmek. Düşünürsek zor bir iş fakat en önemlisi Tanrı’nın O ekmeğe verdiği berekettir. Yağmurları yağdıran, rüzgarları estiren, insana çalışma gücünü veren O’dur. Tanrı bereketini verir. Bu nedenle peraşamızda şu pasuğu okutmaktayız. Veata Yisrael ma Aşem şoel meimah? Ki im Leyira. Bu soru ve kısa bir yanıt. Şimdi Yisrael! Tanrı senden ne istiyor? Yalnız O’ndan korkmanı yani Tanrı korkusu.
Tanrı korkusu O’nun mucizelerini anlamak her şeyin O’nun elinde olduğunu taktir etmekle insan da oluşur. Sabahleyin kalktığımız zaman hayatta oluşumuz bütün bir gün vede bütün bir yaşam O’nun mucizeleri ile yaşamamız bizim O’ndan korkmamızı kalplerimize işler. Bu nedenle bilgelerimiz Akol bide şamayım huts miyirat şamayım. Her şey Tanrı’nın elindedir. Yalnız Tanrı korkusunun bizim edinmemizi ister. Geçen hafta okuduğumuz Vaethanan peraşasında Keriat Şema’nın birinci paragrafını gördük. Şema kelimesi ile başlayan keriat şema, Dinle Yisrael! Tanrı’mız bir’dir, der. Devamı Tanrı’nı bütün canınla, bütün kalbinle, bütün varlığınla seveceksin der. Bu haftaki Ekev peraşasında Keriyat Şema’nın ikinci paragrafı olan Veaya imşamoa. Sevmenin, Tanrı’yı sevmenin bize getireceği ödülleri görmekteyiz. O’na ibadet etmenin sonucunda yağacak olan bereketli yağmurları yiyip doyacaksın, evet sofraya oturup doymamız Tanrı’nın bereketi ile olur. “Birkat amazon” yemekten sonra söylediğimiz berahanın menşei peraşamızdaki “Yiyip doyacaksın, Tanrı’ya şükredeceksin” ibaresinden kaynaklanarak bilgelerimizin düzenlediği bu duadır. Yine peraşamızda Moşe Rabenu’nun nasihat verici bir pasuğunu görmekteyiz. Bolluk içinde olacağın zaman sakın ola bütün bunları kendi gücümle yaptım deme, sana bu gücü veren Ulu Tanrı’mızdır!...


HAFTANIN SÖZÜ

 

"Her adımında Tanrı'yı bil.” (Gemara Masehet Berahot 63/A)