Bu Hafta İçin Saatler

30 AV

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:30

19:41

-----

Yeruşalayim

18:21

19:32

Tel Aviv

18:47

19:44

31AĞUSTOS

Tel Aviv

18:38

19:34

İstanbul

19:26

20:06

2019

İstanbul

19:14

19:55

İzmir

19:23

20:11

İzmir

19:12

20:01

REE- ראה


31 AĞUSTOS – 1 EYLÜL 2019 ROŞ HODEŞ ELUL
2 EYLÜL 2019 PAZARTESİ NEVE ŞALOM ANMA GÜNÜ

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Devarim 11:26-16:17)

 

Moşe halka maneviyat merkezli bir hayatın getireceği bereketleri ve Tanrı'dan uzaklaşmanın getireceği laneti sunar. Halk, Erets-Yisrael'e gireceği zaman, putperest uygulamalarda kullanılan tüm ağaçları yakacak ve putperestliğe ait tüm heykelleri yok edecektir. Tanrı, Kutsal Varlığı'nı barındırmak üzere tek bir yer seçecektir. Korbanlar sadece bu yerde sunulabilecek ve başka hiçbir yerde kişisel sunaklar inşaa edilemeyecektir.

Moşe halkı, kan yememeleri konusunda tekrar uyarır. Çöldeyken tüm hayvan kesimi Mişkan'da gerçekleşirdi; ancak Erets-Yisrael'e girdiklerinden itibaren, bu işlem - yemek amaçlı olması kaydıyla - her yerde, ama belirli kurallara göre yapılabilecekti. Moşe, sadece Yeruşalayim sınırları içinde yenebilecek bazı yiyecek kategorilerini bildirir. Ardından, diğer ulusların davranış şekillerini kendilerine adapte etmemeleri uyarısında bulunur.

Tora tam ve mükemmel olduğu için, ona herhangi bir şeyin eklemek ya da onu eksiltmek yasaktır. Bir "peygamber" halka gelip Tora'yı terk ederek putperest davranışlar içine girmelerini öğütlediği takdirde, cezası ölümdür. Benzer şekilde halkı putperestliğe teşvik eden kişinin cezası da ölümdür. Tamamen putperestliğe yönelmiş bir şehrin yok edilmesi gerekecektir. Bir yakının ölümü halinde abartılı yas ifadelerinde bulunmak - örneğin vücuda zarar vermek ya da saçları yolarak kafada kel bir nokta oluşturmak yasaktır. Moşe daha sonra, Kaşer olan ve olmayan hayvanları tekrar sınıflandırır; et ve sütün birlikte pişirilmemesi gerektiğine dair emri hatırlatır.

Ürünün ikinci onda birlik bölümü [Maaser Şeni] Yeruşalayim'e getirilip burada yenmelidir. Fakat miktar çok büyükse, parasal karşılığı Yeruşalayim'e getirilecek ve bu parayla burada yiyecek alınıp [elbette yerel halkla birlikte] tüketilecektir. Belirli bazı yıllarda ise bu ikinci onda birlik bölüm fakirlere dağıtılmalıdır. Bene-Yisrael'den daima cömert olmaları istenir. Yedinci yılda her türlü borç silinmelidir; bunu karşılığında Tanrı halkı her yönden mübarek kılacaktır. Yahudi bir köle, altı yıllık çalışmadan sonra serbest kalacaktır ve boş elle gönderilmeyecektir. Ayrılmayı reddederse, kulağı bir biz ile kapı eşiğinde delinecek ve Yovel yılına [50. yıl] kadar köle durumunda kalacaktır. Peraşa üç hac bayramı - Pesah, Şavuot ve Sukot ile sona ermektedir.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Dünyanın birçok yerinde Rabiler şehrin etrafına sembolik bir sınır getirmek için şehrin çepçevre tellerle çevirirler. Buna “eruv” denir. Böylece Şabat günü gerekli olan şeyler taşınabilir hale gelir. Türkiye’de bu uygulama olmadığından taşıma işleminin yapılması da mümkün değildir. Eruv olan yerlerde de bu sembolik sınırın mutlaka kontrol altında olması ve bozulmadığına dikkat edilmesi gerekir.

HAFTANIN SÖZÜ

 


Bilge kişi terbiye edilmeyi severken alaycı kişi azarlansa da aldırmaz. (Mişle 13/1)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
GÖR


 


Lelov şehrinden Rabi David Devarim kitabının Moşe Rabenu’nun ölümünden önce Bene Yisrael’i  uyardığı bir kitap olduğunu iddia eder. Ree peraşasının ilk cümleleri de bu uyarının bir parçasıdır. Zira Moşe burada hem beraha’nın hem de lanetin varlığını bizlere hatırlatmaktadır.

Küçük bir çocuk kaçan topunu almak için cadde ortasına fırladığında bunu bir kez daha yapmaması için anne ve babası onu uyarabilir veya cezalandırabilir. Buradaki amaç onu bu olayın büyük tehlikesi hakkında bilgilendirmektir. Elbette çocuk bunu küçük yaşından dolayı anlayamayacaktır ancak yaşı ilerledikçe ve akıllanmaya başladıkça bu uyarılar onda daha etkili olacaktır.

Moşe kırık yılın sonunda belli bir yere gelmiş olan Bene Yisrael’i bu kitapta çok net bir şekilde uyarmaktadır. Onlara beraha’nın da lanetin de var olduğunu söylemekte, çocukları için neyi seçeceklerine buna göre karar vermelerini istemektedir. Kendi davranışlarının çocuklara örnek olacağını ve bunun sorumluluğunun da onlara ait olduğunu belirtmektedir.

Günümüzde de durum farklı değildir. Önümüzde yine iki yol vardır.  Seçimimizin ve davranışlarımızın çocuklarımıza örnek olacağını unutmadan seçimlerimizi yapmak hepimizin görevidir. Yahudilik insana seçim özgürlüğü tanır. Ancak sorumluluğu da seçim yapanın omuzlarına yükler. Ve işte peraşamızın giriş cümlesi: 

“Ree anohi noten lifnehem ayom beraha uklala – gör bu gün önünüze berahayı ve laneti koyuyorum.” (Devarim 11/26)

Gur şehrinden Rabi Yitshak Meir Tanrı’nın insana iyi ve kötüyü ayırma, beraha ile lanet arasındaki farkı görme ve seçme yeteneğini verdiğini bunu da insanın sahip olduğu bilgelikle yaptığını anlatır.

Bizler sadece seçmek için bilgeliğe sahip değiliz. Bunları uygulamak için de yeteneğimiz de vardır. Bazen insanlar yüksek bilgelik ve yeteneklerine rağmen yanlış kararlar verirler ve bunun sonucunda da karşılarına çıkan zararı tolere etmek durumunda kalırlar. Rabi Dr. Twerski özellikle bilinçli ve bilgili insanların sigara gibi zararlı alışkanlıklara sahip olmalarını buna örnek olarak vermektedir. İnsanlar bununla başa çıkabilmek için öncelikle bu alışkanlıklarının verdiği zararı kabul etmeleri ve daha sonra da kesin kararlı olarak bırakma mücadelesini takip etmeleri gerekir. Buna rağmen hala bu alışkanlıklarına ısrarla devam edenlerin olduğunu görmek de ilgi çekicidir.

Bu çelişkinin nereden geldiğini görmek için de yine Tora’nın satırlarına bakacağız. Tora rüşvetin yargıçların (tsadiklerin ve bilgelerin) gözünü körelttiğini bizlere öğretmektedir. Bilge insan bile bazen önünü görmek istemezse kendini çukurda bulabilir. Çünkü önünü görmeyi engellemek için kendini şartlamıştır. Ancak bu şartlanmayı kaldırdığı zaman önünü daha rahat görmeyi başarabilecektir. İşte Moşe Rabenu bu peraşanın daha başında bizleri bir alarm sözcükle uyarmaktadır. GÖR. Eğilimlerimiz bizleri köreltmeden önce gör ve görmeyi iste. Önünde neler olduğunu görür ve bilgelikle karar verebilirsen olman gereken yerlere varabilirsin.

DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

 

Ree  peraşasında  Moşe, Bene Yisrael ile birlikte Tora’yı gözden geçirmeye devam etmektedir. Ellul ayına yaklaştığımız bu günlerde, davranışlarımızı bir kez daha gözden geçirmenin gerekliliği ortaya çıkar. Yıl içinde yaptığımız hatalı davranışları affettirmek için en uygun zaman budur. Tora’ya göre üç davranış günahların affedilmesinde rol oynar.                                                                                                 

           

1.Teşuva  (pişmanlık ve doğru yola dönüş ),  2.Tefila (dua),  3. Tsedaka 

Tora bu hafta  Tsedaka’yı öğretmektedir. Ve bunu yaparken kime vereceğini belirtmekle kalmamakta, aynı zamanda nasıl vermemiz gerektiğini de açıklamaktadır. Tora, Tsedaka konusunda iki tarafın söz konusu olduğunu açıklamaktadır. Veren ve alan.  Çoğu zaman veren, alandan oldukça farklı düşüncelere sahiptir.  Bir şeyler vermek istemektedir ama alana karşı pek de büyük bir ilgisi yoktur. Hatta kapısına gelen adama karşı olması muhtemel olumsuz duygularına karşın, Tsedaka’yı  sırf mitsva olduğu için verenlerin sayısı az da değildir. Belki de Tora bu haftaki peraşasa “ona verdiğin zaman kalbinde kalbinde kötü olmasın “ sözleriyle bize önemli bir ders vermek amacındadır. 

Kişi, Tsedaka’yı  vermekle kalmamalı, alan kişinin durumunu iyice düşünmelidir.  Alan kişinin gerçek durumu konusunda  bir an durup kafasını çalıştırmalı ve kendini onun yerine koymalıdır. Bu şekilde, verilen Tsedaka’nın tam olarak ne için verildiğini anlama fırsatı doğacaktır. Tsedaka verirken kalbinizin olumsuz duygular taşımadığından emin olmamız gerekir. Tora, en basit ihtiyaç sahibini, kendisiyle ilgili bölümünü  tekrar  tekrar belirterek   vurgulayacak kadar çok düşünmektedir. ” Ona kesinlikle ver, ona  verdiğin zaman kalbinde kötü hissetme”   Eğer Tora ihtiyaç sahibi birini, “sadece paraya ihtiyacı olan biri’nin ötesinde bir şahsiyetle sonlandırdığına ve ona belirgin bir önem verdiğine göre, o zaman şüphesiz bizim de aynı şekilde davranmamız gerekiyor. 

Talmud, tsedaka ve Gemilut Hasadim yani insanlara karşılıksız iyilik yapmayı, insanı Tanrı katına çıkarabilecek iki melek olduğunu vurgular. 

İbranice tsedaka kelimesini diğer lisanlara çevirdiğinizde farklı anlamlar ortaya çıkacaktır. Türkçe sadaka, iyilik yapan, Fransızca şarite, İngilizce charity, İspanyolca karidad, Latince şaritaten anlamına gelir. Bunların hepsi anlamca sevgi, iyilik, bağış anlamındadır. Kısaca insanın insan olarak yapması gereken bir vazifesi olarak kabul edilir. Buna göre insanın vereceği tsedakanın azı, çoğu yoktur ve insana sevap kazandıracak bir harekettir. Tsedaka alan bir kişi de bu hareketi bir lütuf olarak görür. Fakat Tora’da belirtilen Tsedaka kelimesinin öğretisi diğer lisanlara göre farklı bir içeriğe sahiptir. Tsedakanın İbranice kökü tsadik dürüstlük ve doğruluk anlamındadır. Buna göre, Tsedaka mitsvasını yerine getiren kişi tsadik adil, dürüst olarak kabul edilir. Tsedaka verilmesinin esas nedeni adaleti yerine getiren bir vazife olmasıdır. Yahudilikte tsedakanın mecburi bir hareket olmasının nedeni sahip olduğumuz her şeyin Tanrı’ya ait olduğunun bilincinde olmamızdır. Bugün bizim sahip olduğumuz maddi gücümüz bizlere Tanrı tarafından ödünç olarak verilmiştir. Bu nedenden dolayı, Tanrı tarafından bize verilen ödünç parayı eşit bir şekilde vermemiz gerekir. Bir bakıma Tanrı’nın bizlere verdiği hediyeleri hakkı olan başkalarıyla paylaşmak gerekir. 

Etik Kitabımız olarak bilinen Pirke Avot’ta şöyle der: “Rabi Elazar iş Bartota omer: Ten lo mişelo, bedavid u omer ki mimeha akol umiyedeha natlu lah.”

Rabi Elazar Bartota şöyle der: Sen ve sana ait olan Tanrı’ya aittir. Kral David ek olarak der: Senin başkalarına verdiğin her şey senin değil Tanrı’ya aittir.


Talmud Masehet Taanit 24a’da şöyle bir olaya rastlamaktayız. Rabi Elazar tsedaka toplamakta olan iki kişiyi uzaktan görür görmez koşarak onlara neye ihtiyaçları olduğunu sorar. Yetim olan çift evlilikleri için bir miktar paraya ihtiyaçları olduklarını söylerler. O sırada kendi kızı için alacağı elbiseden vazgeçerek elindeki parayı tsedaka toplayanlara verip şu sözleri söyler: “Allah’ın inşa edeceği evlilik benim kızımın ihtiyaçlarından daha önemlidir.” Burada görüldüğü gibi bize ait olan her şey başkalarıyla paylaşmak içindir. 

Her şeyin kuralı olduğu gibi tsedaka vermenin de kendine has kuralı vardır. Rambam tsedaka vermenin sekiz derecesi olduğundan bahseder. İçten olmadan, karşılık bekleyerek verilen tsedakanın en alt derecesi olduğunu belirten Rambam içten verilen, alan ve verenin birbirlerini tanımadan verilen tsedaka şeklinin de en yüksek derecede olduğunu belirtir.

Bu haftaki peraşada Tsedaka ile ilgili şu şekilde belirtmektedir. “Kalbini sertleştirme ve elini, yoksul kardeşinden esirgeme.. Ona ver ve ona verdiğin zaman kalbinde kendini kötü hissetme; çünkü bu yaptığın sayesinde Tanrı’n her yaptığında ve elinden çıkan her şeyde seni mübarek kılacaktır. (Devarim 15: 7-10)

Tora açık şekilde tsedaka veren kişinin, o anda kendini içinde bulunduğu maddi kaybı dert etmemesini, zira Tanrı’nın bu hareketinin karşılığında kendisini mübarek kılacağını belirtmektedir. Ayrıca, kişinin ihtiyaç sahiplerine katkısı, kendilerine yönelik bereketin de kaynağı olacaktır. Bununla birlikte maddi varlığa sahip olan kişi ihtiyacı olanlara vermeleri gerekip de vermedikleri her kuruş, sonuçta kendilerinde gerek maddi gerekse de manevi kayba yol  açacaktır. Bütün mahsulunun ondalığını vereceksin… (Devarim 14:22) İbranice’deki Aser (ondalık) ve Oşer (Zenginlik) sözcüklerinin benzerliğinden yola çıkarak, alimleriniz bu pasuğu şu şekilde söylerler: “Ondanlığı ver ve böylece zengin ol.” Bu pasuğu aynı zamanda şöyle de söyleyebiliriz. Ondalık verebilmek için zengin ol. Kısaca Tsedaka vermek sahip olduğun mal varlığının berekete ve vermeme durumunda ise kayba yol açmasına neden olacaktır. 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Tanrınız’ın ardından yürüyün ve (yalnız) O’ndan çekinin, O’nun emirlerini gözetin ve O’nun Sözü’nü dinleyin, O’na ibadet edin ve O’na yapışın.” Devarim 13:5.

Hafets Hayim ve Rabi Yisrael Meir Kagan, İbranice’de ki “Ahare - ardından” kelimesinin uzak bir mesafeyi kastettiğini söylerler. Ve soru sorar “Bu pasuk Tanrı’yı takip etmemizi söylüyorsa, neden Tora Tanrı’ya daha yakın olabileceğimizi belirten bir terim kullanmamıştır.


Rabi Kagan şöyle açıklar: Tora uzaklığı belirten bir terim kullanır çünkü bir kişi her ne kadar  Tanrı’ya uzak hissetse de, umudunu kaybetmemelidir. Bütün gücüyle Tanrı’ya yaklaşmaya çalışmalı ki böylece onu bulsun. Hiçbir şekilde umutsuzluğa kapılmayın ve hiçbir şekilde hatalarınızın veya günahlarınızı sizi Tanrı’ya yaklaşmanızı engellemesine izin vermeyin.

               

 

HESED
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 

Hesed dediğimiz iyilikler topluluğu bu dünyanın direklerinden biridir. Teilim 89’da yazdığı gibi dünya hesed ile inşa edilmiştir. Hesed yapan kişi meyvesini bu dünyada yediği gibi ebedi dünyada da bununla ilgili paya sahiptir. Kişi bu mitsvayı bizzat kendi varlığıyla, maddi gücüyle veya sözleriyle yerine getirebilir. Herkes gücü nispetinde bu mitsvayı yerine getirmelidir. Kapıyı çalana kapıyı açmanın az veya çok ile ilgisi yoktur.