Haftanın Peraşası BülteniNadav ve Aviu'nun ölümünden sonra, Tanrı, "kutsal"a izinsiz giriş konusunda uyarır:

Bu Hafta İçin Saatler

6 İYAR

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5779

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:50

20:05

-----

Yeruşalayim

18:54

20:11

Tel Aviv

19:06

20:08

11 MAYIS

Tel Aviv

19:11

20:13

İstanbul

19:55

20:38

2019

İstanbul

20:02

20:45

İzmir

19:51

20:41

İzmir

19:57

20:48

KEDOŞİM - קדושים



Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Vayikra 14:1-15:33)

 


Kedoşim Peraşası "Kutsal olacaksınız çünkü Ben, Tanrınız, Kutsal'ım" ifadesi ile başlar. Bu ifadeyi, Yahudiler'in kendilerini kutsal kılmak ve Tanrı'nın kutsallığına atıf yapmak üzere uymaları gereken düzinelerce mitsva takip eder.

Bu mitsva'lar arasında şunlar bulunur: Putperestliğin yasaklanması, iyilik yapma mitsvası, kanun önünde eşitlik ilkesi, Şabat, cinsel ahlak, iş ilişkilerinde dürüstlük, ebeveynlere karşı saygı ve korku ve hayatın kutsallığı.

Kedoşim'de ayrıca, büyük bilge Rabi Akiva'nın Tora'nın başlıca ilkesi diye adlandırdığı, İllel'in ise "Bu, Tora'nın ta kendisidir" dediği, "akranını kendin gibi sevmelisin" emri yer alır.


ZAHOR ET YOM AŞABAT – ŞABAT GÜNÜNÜ HATIRLA

 


Birlikte yemek yiyen üç kadın kendi aralarında Zimun yapabilirler. Erkeklerle birlikte yiyorlarsa onların Zimun’u ile Hova’dan çıkarlar. Ailece yemek yendiğinde aile reisi hem amotsi hem de zimun’u yapar. Misafir var ise aile reisi amotsi duasını misafir de zimun’u yapmalıdır. Misafirler içinde Kohen varsa Zimun ona verilir. Başkası varsa “Birşut Akohen – Kohen’in izniyle” ifadesini kullanmalıdır.

HAFTANIN SÖZÜ

 


Tanrı Kendisi'ni yanan bir çalılıkta açığa çıkarmıştır.
Amacı şunu öğretmektir: En yüce şeyler en alçak görünen yerlerde bulunabilir.
(Rabi Elazar ben Arah)

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
MİTSVALAR ARASINDA GEZİNTİ

 


Peraşamız ismi ile müsemma bir şekilde kutsal olmamızı emretmektedir. Bunun nedeni ise açıktır. Tanrı kutsaldır bizim de bu yolda ilerlememiz şarttır. Özellikle insan ilişkilerinde çok hassas mitsvalara değinen Kedoşim peraşasında 19. Bölüm on üçüncü pasukta yanımızda çalışanlar la ilişkili bir emir vardır. Pasuk şöyle demektedir: “Akranının alacağını esirgeme ve onu soyma. Bir işçinin ücreti sabaha kadar yanında gecelememelidir.”

Burada kullanılan “lo taaşok” emri hilekarlık yapmamak anlamına gelir. Sefer Ahinuh’ta mitsvalar listelenirken Mitsva lo taase 132 numarada bu emir vardır. Yanında çalışan ve günün sonunda kazancını vereceğimiz işçinin parasını hiçbir neden göstermeden vermemek Tora tarafından yasaklanmıştır. Tora’da Şemot peraşalarında yer alan “beyomo titen seharo” gününde kazancını verme emri de bununla bağlantılıdır. Gemara Bava Metsia 11/A’da yer alan bilgiye göre bu yanlışı yapan kişi Tora tarafından emredilen beş yasağı çiğnemiş olur. Tora bunu açık bir hırsızlık olarak nitelendirmektedir. Ancak günün sonunda verilecek paranın önceden verilemeyeceğini söylemek durumunda eğer işçi de anlayış gösterirse Tora buna bir yasak belirtmemektedir.

Kedoşim peraşasında yer alan ilginç emirlerden biri “bir sağırı lanetlememek ile bir körün önüne düşmesi için engel koymamak ile ilgilidir. Genel anlamıyla fiziksel anlamda eksikliği olan kişilerin bu durumlarından yararlanmamak aksine onlara yardımcı olmak gereğini ifade eden bu mitsva daha derin anlamıyla Rabiler tarafından farklı açıklanır. Rabiler buradaki “kör” ifadesinin aslında fiziksel olarak körlük anlamına gelmediğini öğretir. Buradaki “kör” ifadesi kişinin mitsvalara karşı “kör” olması demektir. Bu konuda bilmeyen, uzak olan bir kişiyi yanlış yönlendirmek Tora tarafından yasaklanmıştır.  RaMBaM lanet okuyan kişinin suçunun aslında öfke ve intikam duygularının pekişmesi ve bunlarla hareket etmesi olarak belirtmektedir.

Peraşamızın hemen devamında on altıncı pasukta halkın içinde ispiyoncu gibi dolaşma yasağı gözümüze çarpmaktadır. Bir lafı birinden alıp başkalarına taşımak, o kişiyi kötülemek bu yasağın kapsamına girmektedir. Pasuk arkadaşımızın, akranımızın hayatı tehlikedeyse ona yardımcı olmak için harekete geçmemizi seyirci kalmamamızı belirten ifade ile sona ermektedir.

Kedoşim peraşasında yer alan emirlerden bir tanesi “ohiah tohiah et amiteha -  arkadaşımızı uyarmak” olarak bilinir. İlk bakışta başkalarının yaşam tarzının neden bizleri bu kadar ilgilendirdiği sorgulanabilir. Ancak Yahudi toplumu “toplum” olarak var olmayı seçmiştir ve herkes birbirine karşı sorumludur. Bu sorumluluk nedeniyle arkadaşımızı yanlışlarından dolayı uyarmak hepimizin görevidir.

Pasuğun devamına baktığımız zaman aslında ne demek istediğini daha iyi anlarız. “Velo tisa alav het.” Uyarının nasıl yapılması gerektiği de önemlidir. Uyarı şekli nedeniyle bazen arkadaşımızın daha kötü bir yola düşmesine neden olabilir. Veya uyarı şekli arkadaşımızı başkalarının hatta toplumun önünde küçük düşürebilir, utandırabilir. 

Rabi Hayim Palaçi(Z’Ts’K’L’) günün birinde Şabat günü sigara içen bir yahidle karşılaşır. Bir süre sonra onu ofisine davet eder. Rabinin ofisine giren yahid Rabi’nin kitaplığındaki bütün kitapları durmadan açıp kapadığını görür. Sonunda dayanamayıp “ne arıyorsunuz Rabi” sorusunu sorar. Rabi Palaçi “hangi kitapta Şabat günü sigara içmenin “mutar - mümkün” olduğunu yazan kitabı arıyorum” der. Yahid başını önüne eğer, özür diler ve bu yanlışa bir daha dönmez.

Benzer bir hikaye Hafets Hayim’in büyüklüğünü gösterir. Bir Rabi Hafets Hayim’in yeşivasındayken bir öğrencinin Şabat günü sigara içtiğinin görüldüğünü bir konuşmasında anlatır. Hafets Hayim onu ofisine çağırır. Genç içeride sadece birkaç dakika durur ve çıktığında sigara içmek şöyle dursun Şabat ihlalini bir daha aklına bile getirmez. Konuşmayı yapan Rabi içeride ne konuşulduğunu bilmediği ve Hafets Hayim’in öğrencisini nasıl ikna ettiğini anlayamadığı için üzüntülerini dile getirir. Konuşma sonrasında yaşlıca bir adam Rabi’nin yanına gelir ve o gencin kendisi olduğunu ifade eder. Rabi doğal olarak içeride ne yaşadığını sorar. Yaşlı adam ofise girdikten sonra Hafets Hayim’in öğrencisinin elini tuttuğunu, sevgiyle gözlerine baktığını ve gözyaşları ile üç kez “Şabat” dediğini anlatır. Bütün konuşma sadece bu kadardır. Bu davranış genci derinden etkiler ve bir daha Şabat gününü ihlal etmeyi aklından bile geçirmez.

Bilmek gerekir ki yanlışı kişinin yüzüne vurmak, ona öfkelenmek ve bunu kritik etmekle o yanlışı düzeltmek mümkün olmaz. O kişiyi kazanmanın en güzel yolu sevgiyle ve anlayışla onlara yaptıklarının yanlış ama neyin doğru olduğunu göstermek gerekir. Özellikle günümüzde yaşayan ve kırılganlıkları hat safhada olan gençler için bu çok önemlidir. Rav Hayim Palaçi veya Hafets Hayim gibi olumlu bir şekilde yaklaşım belki de Beezrat Aşem birçok insanı Tora yoluna döndürmemizi sağlayabilecektir.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
Komşunu sevmek

 

Tora’da ‘Voatoh L… Komoho’ (Vayikra 19:18) der. ‘Ve komşunu kendin gibi seveceksin.’ Çok asil bir düşünce. Tabii ki komşusunu kendini sevdiği gibi seven bir kişi, başkalarına saygı ile yaklaşır.

Fakat bu realist bir düşünce mi? Yani gerçekten uygulanabilir mi? Ya da bir insanın kendisine gösterdiği özeni bir başkasına da göstermesini beklemek biraz abartı mıdır? Bir insan gerçekten bu kadar özverili olabilir mi?

Tabii ki de bu seviyeye ulaşmak biraz zor. Yine de, yavaş yavaş, adım adım ilerlemek gerekse de yapılabilecek bir şey.  Bir Goy, Hilel’e tek ayak üzerinde durarak kendisine Tora’yı anlatmasını istediğinde, Hilel şöyle cevap verdi: ‘Başkasının sana yapmasını istemediğin şeyi bir başkasına yapma.’ Buradaki farklı yaklaşıma dikkatinizi çekmek isterim. Hilel, başkalarını koşulsuz sevmenin ne kadar zor olduğunun farkındaydı. Bu yüzden, insanların birbirlerine zarar vermekten kaçınmaları gerektiğini savundu. İnsanlar, intikam duygularından, sözlü saldırılardan ve içlerindeki nefretten arınmalıdırlar. Olumsuz davranışlardan kaçındığımız sürece- ki bu oto-kontrol gerektirir, o zaman sevgi dolu davranışlar sergileyebiliriz. Bir insanın sevgisinin ne kadar yüce olduğuna dair bir hikaye anlatılır:

Moşe ve Meir çok uzun zamandır arkadaştırlar. Fakat insanlar aralarındaki farkları en iyi savaş zamanı görebilir. Moşe ve Meir kendilerini savaş içindeki iki kasabanın farklı taraflarında bulurlar.

Moşe düşman tarafından ele geçirilir ve kral onu ölüme mahkum eder. Moşe idam edilmeden önce kral ile konuşmak istediğini belirtir. ‘Savaş kurallarına göre ölmeyi hak ettiğimi biliyorum. Fakat yine de şu an beni öldürürseniz çocuklarım sonsuza kadar fakirlik içinde yaşamak zorunda kalırlar. Lütfen, evime dönmeme izin verin. Bana olan borçları toplayayım, ailemin güvenliğini sağlayayım. Size söz veriyorum, gelecek ayın sonunda dönmüş olacağım.’ der.

‘Sen beni aptal mı sanıyorsun?’ der kral. ‘Seni serbest bırakırsam, geri döneceğini nerden bileyim?’

Moşe düşünür ve şöyle cevap verir: ‘ Bu şehirde Meir isminde bir arkadaşım var. Sanırım ben dönene kadar benim yerimi o alır.’

Bunun üzerine Meir’i bulurlar. Meir sadece Moşe’nin yerini almayı değil, Moşe’nin dönmemesi durumunda idam edilmeyi de kabul eder. Bir ay geçer fakat Moşe dönmez. Kral bunu önemsemez ve Meir’in idam için hazır edilmesini emreder. İdam saati yaklaşır, Meir’i öldürecek olan bıçak havaya kalkmışken son anda Moşe gelir. Meir’i kenara iter ve cellada kendisini öldürmesini söyler. Halbuki Meir, Moşe’nin öldürülmesini görmektense kendisinin öldürülmesini yeğlemektedir. İkisi de birbirinin yerine ölmeyi talep eder. Tüm olanları şaşkınlıkla izleyen Kral ‘Daha önce birbirini kurtarmayı bu kadar isteyen iki insan görmemiştim. Kimse yaşamayı bu iki insan kadar hak etmiyordur. İkisini de serbest bırakın.’ der.

Herkes arkadaşı uğruna kendi hayatını feda etmez, tabii. Fakat Yahudiler’in bilmesi gereken bir şey vardır ki o da kendi dindaşlarının her daim dostları olduğudur. Anti-semitizm kol gezmekte ve Yahudiler ancak ‘ Kol Yisrael areivim ze loze- Tüm Yahudiler birbirinden sorumludur.’ Sözünü hatırladıkları sürece hayatta kalabilirler. Eğer huzur ve toplum arasında uyum isteniyorsa, bu ancak sevgi ve birliktelikle elde edilebilir. 

 

GENÇ NESİLDEN ÖĞRENİYORUZ
Beri Bahar

 


“Akranını mutlaka ikaz et; ama onun yüzünden (sen de) günah taşıma.” Vayikra 19:17

Daniel lüks bir yolcu gemisindeydi ve yanındaki kabinden bir anda yüksek sesli patırtılar duymaya başlamıştı. Bunun üzerine yanındaki Kabine gider. Kabinin içine girdiğinde yere sopayla vuran bir adam görür. Ve ona sorar, “Sen ne yapıyorsun!?” adam cevap verir, “Geminin benim bulunduğum tarafında bir delik açıyorum.” Daniel kızgın bir şekilde, “Ne yapıyorsun!”  O da şöyle cevaplar, “ Bir delik açıyorum. Bu kabin için para ödedim ve buraya ne yapmak istersem yapabilirim. Ve bu seni hiç ilgilendirmez.”  Ve Daniel son olarak şöyle der, “Dinle, bu gemide hep beraberiz; Sen batarsan bizde batarız! Bu yaptığın şey bei kesinlikle ilgilendirir!”.

Tora Akranını ikaz etme emrini söylediğinde cümleyi şu kelimelerle bitirir, “onun yüzünden [sen de] günah taşıma.” Targum şöyle çevirir: “ Ve onun günahı için bir ceza alma.” Targum bize bütün Yahudilerin birleşik olduğunu söyler. Bir Yahudi günah işler ve senin onu engellemek gibi bir şansın varken engellemezsen, bunun için sen ceza alırsın. Benim hareketlerim seni etkiler, senin hareketlerinde beni etkiler- biz bir bütünüz. Bir Yahudinin, “Ben ne yaparsam beni ilgilendirir ve başkasını ilgilendirmez.” demesi tamamiyle yanlıştır. Bu benim senin yerine borç almam gibidir. Eğer ödemeleri düzenli olarak yapmazsan, banka benim ardımdan gelir. Parayı kendim için almadım- ama ben sorumluyum.

Hafets Hayim şöyle der: Öldüğümüz zaman Tanrı bize şöyle sorabilir “Neden Şabat’a bakmadın, Tora Öğrenmedin ve berahaları söylemedin!?” Sen de şöyle cevap vereceksin “Ben?! Ben bütün mitsvaları yerine getirdim!” Ancak her bir Yahudi diğer bir Yahudi’den sorumlu olduğu için, onu düzeltmeyerek onun günahını üzerine almış olursun. Hepimizin diğerlerine ulaşıp onları yaratıcısına yaklaştırmamız lazımdır.

 

AMEN
(PELE YOETS’TEN DERLEMELER)

 


Kadiş okumakla ilgili olarak dikkat çektiğimiz şey Aftara için de geçerlidir. Aftara’nın doğru okunmaması önce ve sonrasında okunan berahalardaki kutsal isimlerin boşa söylenmesine yol açar. Bu da bu berahalara “amen” şeklinde cevap verenlerin cevaplarının da boşa gitmesine neden olur.