Bu Hafta İçin Saatler

21TEVET

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:23

17:38

-----

Yeruşalayim

16:30

17:44

Tel Aviv

16:39

17:40

      18 OCAK

Tel Aviv

16:45

17:45

İstanbul

17:48

18:29

2020

İstanbul

17:57

18:38

İzmir

17:55

18:46

İzmir

18:03

18:54

ŞEMOT- שמות



Peraşa Özeti
[www.chabad.org] 
(Şemot 1:1-6:1)
 
Yosef'in ölümüyle Bereşit kitabı bitmiştir. Tora'nın ikinci kitabı Şemot, Yaakov'un oğullarından oluşan ve "Bene-Yisrael" adını alan milletin bağımsızlığa kavuşmasını konu eder. Bu haftaki peraşamızın başında, Mısır hakimi Paro'nun, Bene-Yisrael'in gösterdiği nüfus patlamasından korkarak onları köleliğe zorlamasını okuruz. Ancak doğum oranı buna rağmen artınca, Paro Yahudi ebeleri çağırır ve doğan tüm erkekleri öldürmelerini emreder. Ebelerden biri olan ve bu emri uygulamayı reddeden Yoheved, bir süre sonra Moşe'yi doğurur ve gizli verdiği ilk emrin işe yaramadığını gören Paro'nun, doğan tüm erkek çocukların Nil Nehri'ne atılmasını gerektiren ikinci ve bu kez açık emrinden korumak için, Moşe'yi bir sepet içinde Nil sazlıkları arasına bırakır. Paro'nun kızı Moşe'yi bularak, onun büyük olasılıkla İbrani olduğunu anlamasına rağmen onu evlat edinir. Moşe'nin olayı başından itibaren seyretmekte olan ablası Miryam, kimsenin sütünü kabul etmeyen Moşe için, Paro'nun kızına bir sütanne teklif eder. Bu sütanne, Yoheved'den başkası değildir. Moşe böylece sarayda, kendi annesinin denetiminde büyür.
Yıllar sonra Moşe bir İbrani'yi dövmekte olan bir Mısırlı'yı öldürür. Bu olay sonucunda hayatı tehlikeye giren Moşe Midyan'a gider; burada, çobanlarla başı derde giren Tsipora'yı kurtarır ve onunla evlenerek Yitro'nun damadı olur. Yitro'nun çobanlığını yapan Moşe, sürüsüyle birlikte Horev (Sinay) Dağı'nın yanından geçerken, ateş içinde olmasına rağmen yanmayan bir çalılık fark eder. İlgisi uyanan Moşe yaklaşınca Tanrı kendisiyle iletişim kurarak, kendisine, kölelikten çıkaracağı Bene-Yisrael'i, atalarına vaat etmiş olduğu topraklara götürmesini emreder. Halkın kendisine inanmayacağından endişelenen Moşe kabul etmeyince Tanrı, inanırlığını sağlaması için ona üç tane mucize yapmasını söyler: Asası yılana dönüşecek, sağlıklı eli bir anda cüzamı andıran yaralarla dolacak, su kana çevrilecektir.

Moşe iyi bir konuşmacı olmadığını öne sürünce Tanrı, Aaron'un onun sözcülüğünü yapacağını söyler. Mısır'a dönen Moşe'yi Aaron karşılar; ikisi Paro'nun karşısına çıkarak Bene-Yisrael'i serbest bırakmasını talep ederler. Paro'nun buna cevabı, Bene-Yisrael üzerindeki baskıyı artırma şeklinde olur. Buna göre Bene-Yisrael'e artık hammadde verilmeyecek, ama üretimde günlük tuğla kotasına ulaşmaları yine de beklenecektir. Halk tüm ruhunu kaybetmiştir. Tanrı, duruma içerleyen Moşe'yi, Paro'nun sonunda Bene-Yisrael'i serbest bırakmak zorunda kalacağına ikna eder.

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ
Haham Akaal 

Sinagogta yer alan dini konulardaki en yetkin kişi Haham Akaal olarak adlandırılır. O sinagogun Rabisi dini konularda en yetkili kişisidir. Sinagogun dini işleyişinin devamından sorumludur. Sosyal ve idari konularda yönetim ile birlikte hareket eder.  Alahik olarak kendine iletilen soruları yanıtlar. Dersler düzenleyerek cemaatini bilgilendirir.  Dini otoritelerin bilgilerini ve öğretilerini iletir. Yerel dini otoriteler ile her zaman temas halindedir.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
İsimlerimizin Değeri
  

İbranice harflerin nasıl yazıldıkları da önemlidir. Latin alfabesindeki harflerin bir anlamı olmayabilir ama Gemara İbrani alfabesindeki harflerin şeklinin her birinin nedenini olduğunu öğretir. Tabii ki İbranice sözcüklerin de anlamı çok daha farklıdır. Basit bir örnek vermeye çalışalım: İbranice “erayon” sözcüğü hamilelik anlamına gelir. Bu sözcüğün sayısal değeri iyi, yüz seksen birdir ve hamileliğin günlerinin sayısına eşittir. Bu yüzden Rabiler Tora’nın birçok bilinmeyenini aydınlatmak için harflerin sayısal değerlerini kullanmışlar ve “Gematria” dediğimiz kavramın doğmasını sağlamışlardır.

Biraz da isimlere bakalım. Ben İş Hay ismin söylenmesinin o kişi ile bir bağ kurulmasına neden olacağını “Od Yosef Hay” adlı kitabında belirtir. Bununla ilgili bir örneği ne şöyle verir. Kral Şaul düşmanı olarak gördüğü David’in ismini bile anmak istemez. Bir Roş Hodeş günü yemeğe gelmeyince kendi oğlu Yeonatan’a David’in neden gelmediğini “madua lo ba ben Yişay gam temol gam ayom – neden Yişay oğlu ne geçen ay ne bu ay gelmedi” şeklinde sorar. Şlomo Ameleh Bet Amikdaş’ın inşasında çalışan yüz bin işçinin hepsinin ismini bilen bir kişidir. Bu onun bilgeliğinin ve çalışanlarına verdiği önemin bir göstergesidir.

Noam Elimeleh adlı kaynağa göre isim insanın kişisel özelliklerini, karakterini ve neleri simgelediğini gösterir. Burada sözünü ettiğimiz soyadı değil kişinin gerçek ismidir. Soyadı daha yakın zamanlarda kullanılmaya başlayan ve nereden geldiğini anlatan bir sözcüktür. Ama isim çok farklıdır. Bir kişiyi uyandırmak için onun İbranice ismini hele babasının ismi ile söylemek yeterlidir. Nasıl ki insan kolundan çekilince irkilirse neşama da isim söylenince uyarılır. Bu yüzden Arizal kendi döneminde modern isimlere yer vermediklerini insanları atalarının ismi ile çağırdıklarını söyler. Vayhi peraşasında yer alan “veyikare baem şemi veşem avotay Avraam veYitshak – onlar benim ve ataları Avraam ve Yitshak’ın isimleriyle çağrılacaklar” cümlesi gereğince herkes daha klasik isimlere yönelir.

Kabala ile ilgilenenlerin bir öğretisine bakalım:Hepimizde “neşama” vardır. Bu sözcüğün orta iki harfi “şem – isim” demektir. Bir yanında “nun” diğer yanında ise “he” harfi vardır. “Nun” harfi elli sayısını ve dolayısı ile kutsallığın elli seviyesini simgeler. Bir anlamda içimizdeki ruhani yöndür. Ateş ile sembolize edilir. Olam aba’yı anlatır. Diğer tarafta bulunan “he” harfi fizikselliği şekil itibarı ile simgeler. Yukarıda çizgi olarak bir çatı ve inen bir duvar vardır. Bir de küçük ayak vardır ki o da insandır. Kabala üstadları insanın hata yapınca düştüğünü ama her zaman içeriye dönüş olabileceğini öğretir. Onun için hem alttan hem de yandan giriş vardır çünkü Tanrı teşuva yapanları sever. Bu harf da su ile simgelenir. Ateş ve su arada bir bağlantı yoksa bir araya gelmez. İşte isim yani “şem” bu iki kavramı birbirine bağlar. Şem sözcüğündeki “şin” harfi şeklen ateş gibidir. “Mem” harfi de ismen su – mayim sözcüğünün ilk harfidir.   

Çocuğa isim koymak son derece önemli bir görevdir. Her anne baba bu konuda kafa yorar. Her şeyden önce çocuğa konacak ismin onu utandıran bir isim olmaması gerekir. Yoksa çocuğun okul hayatından başlayarak kendisini o isimle kabul ettirmesi kolay olmaz.

Brit mila sırasında Tanrı Ruah Akodeş ile çocuğa isim koymak konusunda yardımcı olur. O sırada baba ve anneye Tanrısal bir yardım gelir ve isimler akla gelmeye başlar. Büyük Rabilerden “Bet Yisrael” bir çocuğun Brit törenine katılır. İsim koyma zamanında baba Rabiden isim vermesini ister ama Rabi bunu geri çevirir. Bu zamanda Tanrısal yardımın ebeveynlerin yanında olduğunu ve isim koymanın onların görevi olduğunu söyler.

Geleneğimiz yaşasalar bile çocuklarımıza büyük ebeveynlerin ismini koymak yönündedir. Bu büyük ebeveynlerin uzun ömürlü olmaları için bir segula niteliğindedir. Hazon İş bu uygulamanın olmadığı veya isimlerin zaten önceden konduğu yerlerde o haftanın peraşasındaki bir tsadiğin veya tsadeketin isminin verilmesinin doğru bir davranış olduğunu öğretir.

Amerika’da yapılan bir araştırma en popüler erkek isimlerini Jacob, Michael, Joshua, Ethan ve Daniel olarak verir. Yabancılar en popüler isimler için TaNaH’ta yer alan isimleri kullanırken bizler bir zamanlar popüler yerli isimleri kullanmaya başlamıştık. Ne mutlu ki bu gelenek yerini günümüzde daha mantıklı isimlere bırakmaktadır. Önemli olan isim konurken ne düşündüğümüz ve ismin bir raşa ismi olmamasıdır.

Bazı Rabiler isimleri okuma ve bilme yeteneğine sahiptir. Gemara zamanında Rabi Meir bunlardan biridir. Günümüzde böyle Rabiler İsrael’de yaşamaktadır.

Şimdi kitabın adına dönebiliriz. Bene Yisrael’e kurtuluşu getiren faktörlerden en önemlisi Bene Yisrael’in isimlerini değiştirmemeleridir. O zaman kitabın adı kurtuluştan ziyade bu kurtuluşu getiren en önemli faktörlerden birinin olması son derece doğaldır.

Peraşanın girişindeki cümlelerden biri çok ilginçtir. “VeYosef aya bemitsrayim – Yosef Mısır’da idi.” Bu bilinmeyen bir sır değildir. Yosef’in Mısır’a satıldığını, orada yükseldiğini ve Bene Yisrael’in gelişinde orada olduğunu biliyoruz. Buradaki musar isimdedir. Yosef Mısır’da olmasına rağmen kişisel olarak da isim olarak da Yosef kalmış ve değişmemiştir.

Şimdi buradan hareketle İbrani isimlerimizi kullanalım. Çocuklarımıza bu isimle elimizden geldiği kadar seslenelim. Onların bu ismi bilmelerinin önemini öğretelim. Onlara popüler isimlerin yanı sıra bu isimlerin neler simgelediğini gösterelim öğretelim. O zaman göklerden inen beraha ismimizi oluşturan harflerin açılımlarının açılımları yoluyla çok daha fazla ve etkili olarak neşama’yı olumlu etkileyecektir. 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres

Pizzaya hangi beraha söylenir?

Pizza hamuru su ile yoğurulmuşsa berahası amotsi lehem min aarets olmalıdır. Bu pizzadan 27gr ve fazlasını yediyse birkat amazon söylemelidir. Ancak hamur eğer süt meyve suyu gibi tatlı bir şeyle yoğurulmuşsa, bunun tadı seziliyorsa berahası: bore mine mezonot olmalıdır. Bu bağlamda borekas gibi ürünlere de mezonot berahası söylenir.

DİVRE TORA
Rav İzak Peres 

Yahudi tarihini araştıran bir kişi, seçilmiş kişilerin seneler boyunca acı çektikleri sonucuna ulaşabilirler. Yahudiler, diğer toplumlardan çok daha fazla sürgün ve acı çekmişler, aşağılanmışlardır. Mısır’daki ilk günlerine sürgünün ve köleliğin acı ve işkencesi damga vurmuştu. Mısır’da yaşanan bu sefaletin sebebi neydi? O günlerden sonra neden benzer örnekler birbirini takip etmiştir?

Mısır’da yaşananların birçok açıklaması vardır. Açıklamalardan biri, Mısır’da yaşayan İsraelliler’in ve sonraki nesillerin yaptığı hata üzerinde durmaktadır. Onların hatası, diğer toplumlara karışma arzusuydu.

Yaakov’un çocukları Mısır’a ilk geldiklerinde geçici olarak orada kalacaklarını belirtmişlerdi. Fakat kısa bir süre sonra fikirlerini değiştirdiler. Geçici olmaktan vazgeçip oraya yerleştiler. Her şeyden öte, Mısır zengin bir milletti. Goşen’deki gözlerden uzak olan toplumlarını bırakıp Mısır’ın her yerine yayıldılar. Böylece, Mısırlı’lar kadar Mısırlı olmak çok daha kolay olacaktı. Yahudi kimliklerini kaybetme riskine girdiler ve atalarının Tanrı’sını terk ettiler. İşte bu asimile olma teşebbüslerinden ötürü cezalandırıldılar. Mısırlı’lar Yahudiler’e köle muamelesi yaptılar. Artık Yahudi olduklarını unutma hatasına düşemezlerdi çünkü Mısırlılar zaten onlara bu imkanı tanımıyorlardı. Yahudiler asimile olmaya ve dolayısıyla cezalandırılmaya devam ettiler. Ester zamanında Yahudiler, Amman tarafından yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardı. Neden? Çünkü Yahudi olmayanlarla bir arada olmak ve bundan keyif almak için Kral Aahşveroş’un ziyafetine katılmışlardı. Ancak tövbe etmeleri sonucunda Tanrı onları kurtarmaya karar vermiştir. Buna benzer olarak, İkinci Bet Amikdaş zamanında Yahudiler Yunan kavramlarından etkilenmişler, Yahudi yaşamını terk etme noktasına gelmişlerdi. Yabancı milletlerin egemenliğinde yaşama cezası almışlar, ancak Makabiler onlara milli bilinçlerini hatırlattıklarında bağımsızlıklarını geri kazanabilmişlerdi.

Son yüzyılda, Yahudiler için, Yahudi olmayan toplumlara girmek çok önem kazandı. Onların kıyafetlerini, eğlence anlayışlarını ve başarı hedeflerini benimsediler. Onların dünyasına rahatça karışabilmek için isimlerini, hatta görünüşlerini bile değiştirdiler. Fakat diğer toplumlar Yahudiler’i kendilerine eşit görmüşler midir? Güç bela. Asimilasyona doğru ilk adım Rusya ve Almanya’da atıldı. Ve antisemitizm bu iki ülkede patlak verdi.

Genç bir adam Yeşiva’dan ayrılmayı düşünür. Fakat son kararını vermeden önce Hofetz Hayim’e danışması önerilir. Genç adam bunun üzerine Hofetz Hayim’in Radin’deki evine gider. Oraya vardığında Hofetz Hayim’in odasında volta atarak teilim okuduğunu görür. Bu durum, evdeki huzurlu ortama pek uygun değildir. Genç adam, Hofetz Hayim’in neden bu kadar stresli olduğunu öğrenmek istediğinde  ‘ Bir yabancı gelerek, Hofetz Hayim’den hasta olan akrabası için dua etmesini istedi’ cevabını alır.

Hofetz Hayim’in kendisine tamamen yabancı olan bir Yahudi’ye karşı beslediği bu sevgiden etkilenen genç; sadece Tora eğitiminin bir insanda böyle bir sevgi ve şefkat yaratabileceğini fark eder. Daha sonra kendisi de Hofetz Hayim’in öğrencisi olur.

Hofetz Hayim genç bir çocukken de bu şekilde sevgi ve merhamet doluydu. Semtindeki bir grup yaramaz çocuk su taşıyıcısının kovalarını sularla doldurup gece boyunca dışarda bırakarak suların donmasına sebep olurlardı. Zavallı adam, uyandığında kovalardaki buzlardan kurtulmaya çalışırdı.

Yisrael Meir, bu eşek şakasını fark edince gece geç saatte kuyuya giderek kovaları boşaltmış, su taşıyıcısını bu stresten kurtarmıştır.

HAFTANIN SÖZÜ

Bir kişi yemek sırasında her zaman öfkeden kaçınmalıdır. 
(Midraş Dereh Erets Raba 4)