Yazdır

Bu Hafta İçin Saatler

18 HEŞVAN

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5780

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:04

17:17

-----

Yeruşalayim

16:01

17:15

Tel Aviv

16:20

17:19

16 KASIM

Tel Aviv

16:17

17:16

İstanbul

17:31

18:10

2019

İstanbul

17:26

18:05

İzmir

17:37

18:27

İzmir

17:33

18:23

        VAYERA-וירא


17 KASIM 2019 /15 KASIM 2003 SİNAGOG SALDIRILARINI ANMA GÜNÜ
TÖREN SAAT 18:00 NEVE ŞALOM SİNAGOGUN’DA

Peraşa Özetİ
[www.chabad.org]
(Bereşit 18:1-22:24)

 


Kendisini sünnet ettikten üç gün sonra, Avraam Tanrı tarafından ziyaret edilir. Üç melek insan şeklinde göründüğü zaman, Avraam, en ağrılı döneminde olmasına karşın, aceleyle onları karşılar ve çadırına davet ederek misafirperverliğinden yararlanmalarını teklif eder. Meleklerin ağzından bir sonraki yıl içinde bir oğula sahip olacağını duyan Sara güler. Tanrı daha sonra Avraam'a, Sedom bölgesini yok edeceğini bildirir ve Avraam af için dua eder. Tanrı bu bölgede elli dürüst kişinin bulunması halinde kararından vaz geçeceğini söyler. Avraam on kişiye kadar sıkı bir pazarlık yapar; ancak ne yazık ki on tane bile dürüst insan yoktur.

Lot, eşi ve kızları, Sedom ve etrafındaki şehirlere kükürt ve ateş yağmurunun başlamasından çok kısa bir süre önce kurtarılırlar. Lot'un karısı, bunu yapmamaları söylenmesine karşın, arkasına dönüp bakar ve bunun sonucunda tuzdan bir sütun haline gelir. Lot'un kızları, bu yok oluştan sadece kendilerinin kurtulabildiğini düşünürler ve insan ırkının devamı için babalarını sarhoş ederler; ondan çocukları olur. Büyük kızdan Moav, küçüğünden Amon doğar.

Söz verildiği üzere Avraam ve Sara'nın bir oğlu, Yitshak doğar. Sekizinci günde Avraam, Tanrı'nın emrine uygun olarak Yitshak'ı sünnet eder. Yitshak'ın sütten kesildiği gün Avraam bir kutlama düzenler. Yişmael'de dejenere oluşun bazı işaretlerini gören Sara, Avraam'dan, Agar ve Yişmael'i evden uzaklaştırmasını ister. Oğlunu evden atma fikri Avraam'ı rahatsız etse de, Tanrı Avraam'a, Sara'yı dinlemesini söyler. Çölde susuzluktan neredeyse ölecek olan Yişmael, bir melek tarafından kurtarılır ve Tanrı onun kuvvetli bir milletin babası olacağı sözünü verir.

Avraam'ı sınamak isteyen Tanrı o sırada 37 yaşına gelmiş olan Yitshak'ı korban olarak sunmasını emreder. Avraam, gelecek nesilleri konusundaki tüm umudu yok etme ve hayat boyu savunduğu insan-kurbanı-karşıtı söylem ve davranışlarına ters düşme ihtimaline karşın emri yerine getirmek üzere yola koyulur. Tanrı son anda, Avraam'ı durdurmak üzere bir melek gönderir. Bu sorgusuz itaatkarlığı sebebiyle Tanrı Avraam'a, Bene-Yisrael gelecekte günah işleyecek olsa bile, hiçbir zaman düşmanları tarafından tam olarak yok edilmeyecekleri sözünü verir. 

KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ

Şabat ve bayram günlerinde haftanın veya günün peraşası okunduktan sonra peygamberler kitabından bir bölüm okunur ve buna “Aftara” denir. Rabiler tarafından peraşalar ile ilgili bölümler her bayram ile alakalı parçalar ibadet kitaplarında yerini almıştır. Sözgelimi Bereşit peraşasından sonra Yeşayau’nun yaratılış ile ilgili sözlerinin geçtiği “ko amar” adlı Aftara okunur. Pesah bayramının ilk günü Yeoşua’nın Erets Yisrael’de geçirilen ilk Pesah ile ilgili sözleri okunur. Aftara’da yer alan sözler bazen eleştirel, bazen teselli edici bazen de olay anlatan bir şekilde karşımıza çıkar. Tora okunmasının yasaklandığı günlerde Bene Yisrael Aftara ile Tora’yı hatırlamayı başarmıştır. Özel günlerin özel Aftara bölümleri vardır. Şiva asar be Tamuz ile Tişa be Av arasında yıkım kehanetlerini içerem ikisi Yirmiyau birisi Yeşayau’dan üç Aftara okunur. Tişa be Av sonrasında Roş Aşana’ya kadar yedi hata boyunca Yeşayau peygamberin teselli edici sözleri okunur. Aftara’da farklı gelenekler bazı farklar gösterirler.

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf
TANRI’NIN ÖNÜNDE YÜRÜMEK

 

 

“Avram 99 yaşındaydı. Tanrı Avram’a göründü ve Ben Her Şeye Kadir Tanrı’yım dedi. Önümde yürü ve kusursuz ol.”
(Bereşit 17/1)

Önümde yürü ne demektir? Tanrı’nın arkasından ürümek mantıklıdır ama önünde yürümek ne anlama gelir? Kusursuz olmak bir emir midir yoksa Tanrı’nın önünde yürümenin bir sonucu mudur?

Metne bağlı açıklamalarıyla tanınan Sforno farklı bir anlayış getirir: Yürü – her nereye dönersen. Önümde_ senin için mümkün olan düzeyde Yolumu öğrenmek için sanki bana bakıyor gibi önümde ol. Pasukta söylendiği gibi “şiviti Ad... Lenegdi tamid – Aşem’i hep karşıma yerleştirdim.”  Bu açıklamaya göre “her nereye gidersen, her ne tarafa dönersen daima önümde ol anlamına gelmektedir. Seninle, senin yanında olmadığım hiçbir yer olmasın. Her yerde benim varlığımı bil ve hisset.

Bu açıklama “önümde” sözcüğünü açıklamak isterken “yanımda” sözcüğünü açıklamaktadır ve diğer sözcüğün açıklaması eksik kalmaktadır. Gittiğimiz her yerde, içinde bulunduğumuz her durumda, daima Tanrı’ya ilgi göstermek ve O’nun nasıl davranacağını nasıl tepki vereceğini bilmek için hep O’na bakmak. Sürekli olarak o’nun yollarını incelemek ve onlardan kendimize ders çıkarmak bizler için bir görev olabilir mi? Bu Tanrı’nın önünde yürümek anlamına gelir mi? Bu karışık sorunun cevabını yine Sforno’nun açıklamalarında irdeleyeceğiz.

Sforno Tanrı’nın Avraam’a olan mesajını şöyle öğrenir: “İnsan ırkı için mümkün olan kusursuzluk düzeyini edin. Yolumu bilme ve senin için mümkün olan düzeyde Bana benzeme suretiyle Beni kavra ve tanı. Çünkü var olan her şeyin işlevi kendi niteliğine işaret eder. Pasukta söylendiği gibi “odieni na et deraheha veedaaha – bana yolunu bildir ve seni bileyim.” İnsan ırkı için mümkün olan ve Yaratılışta Mübarek Tanrı tarafından “naase adam betsalmenu kidmutenu – suretimizde ve bezeyişimizde bir insan yapalım” sözleriyle niyetlenilen kusursuzluk budur.”

Şimdi yukarıda dediğimiz Tanrı’yı her adımda araştırmak ve bilmek Tanrı’nın önünde yürümek anlamına gelmektedir. Sforno ve birçok otorite kusursuzluğu yaratılıştaki o cümlede aramakta ve bulmaktadırlar. Onlara göre kusursuzluğun anlamı bütünlük ve mükemmelliktir. Tanrı’nın suretinde yaratılmış olan her insan eğer Tanrı’nın önünde yürüyecek olursa ve Tanrı’ya benzemek için her şeyi yaparsa o zaman mükemmelliğe ulaşacaktır. İşte Avraam her attığı adımda Tanrı’nın yollarını anlamaya ve O’nu kendine örnek almaya gayret etmiştir. Dürüst ve kusursuz olmayı kendine ilke edinmiştir.

Rabenu Behaye kusursuz sözcüğünü daha farklı bir şekilde açıklar: “Kusursuz içi dışı bir olan ağzı ve kalbi aynı olan kişidir.” Bu kolay kolay bulunmayacak bir erdemdir. İnsanın bir tür bütünlük, tutarlılık ve şeffaflık düzeyini elde etmesidir. Gaon mi Vilna konunun özünü bakalım nasıl açıklıyor: “Önümde yürü – kalbin yukarıda Tanrı ile birlikte olsun. Ve aşağıda yarattıklarıma karşı kusursuz ol.”

Kısacası Avraam Tanrı’yı hep karşısında görmüştür. Tanrı’nın daima yanında olduğu ve kendisini gözlediği bilinciyle yaşamıştır.

Konuyu daha iyi anlamak için Tora’nın Noah ile ilgili söylediklerine bakalım:

“Bunlar Noah’ın tarihidir. Noah dürüst biriydi ve kendi nesillerinde kusursuzdu. Noah Tanrı ile birlikte yürürdü.”

Tora burada yine “yürümek” ile ilgili bir ifade kullanır ve Noah’ın Tanrı ile beraber yürüdüğünü söyler. Yine Tora Noah’ın kendi nesli içinde kusursuz olduğunu ifade eder. Bu ifadeye Haemek Davar adlı kaynak şöyle bir yaklaşım gösterir:

Tsadik dediğimiz zaman insanla Tanrı arasındaki emirlere uyan kişi anlamına gelir. Tsadik tamim dediğimiz zaman hem İnsan Tanrı hem de insan insan arasındaki emirlere uyan kişi anlamı ortaya çıkar. Rabiler Masehet Kiduşin 40’da şöyle bir ifade kullanırlar: “Tsadik iyi olduğunda.” Şimdi iyi tsadik ve kötü tsadik şeklinde iki ifade ortaya çıkmaktadır. Eğer bir insan hem Tanrı’ya karşı olan görevlerinde hem de insanlara karşı olan görevlerinde gereğini yapıyorsa bu iyi bir tsadiktir. Ancak Tanrı’ya karşı olan görevlerini yerine getirirken insanlara karşı iyi davranmıyorsa o zaman iyi olmayan bir tsadik olduğu ortaya çıkar. “Çünkü eylemlerinin meyvelerini yiyeceklerdir” pasuğu her konuda kusursuz olan iyi bir tsadik için söylenmiştir.

Burada sadece Tanrı’ya karşı olan görevlerimizi değil insanlara karşı olan görevlerimizi de yerine getirmemiz istenmekte ve arzulanan kişinin profilini bu şekilde çizmektedir.

Bu açıklamadan sonra sorumuza geri dönelim: Tanrı’nın önünde yürümek mi iyidir yoksa Tanrı ile birlikte yürümek mi? Midraş Bereşit Raba bu konuda bizlere bir ipucu vermektedir:

Rabi Yeuda şöyle dedi: Bir hükümdarın biri büyük diğeri küçük iki oğlu vardı. Küçük olana “benimle yürü” büyük olana da “önümde yürü” dedi. Benzer şekilde Avraam manevi anlamda daha güçlü olduğundan Tanrı ona “önümde yürü” derken daha zayıf olan Noah’a “benimle yürü” demiştir.

Bu Midraş’a göre Tanrı’nın önünde yürümek eşsiz bir özelliktir. Tanrı ile birlikte yürümek de çok özeldir ama diğeri kadar müstesna değildir. Noah’ın zayıflığı içinde bulunduğu nesilden kaynaklanmaktadır. Bu     nesil içinden Noah sıyrılmayı başarsa da Noah kendi neslini kurtarmayı başaramamıştır. Onları etkileyememiştir. Bu onun manevi açıdan çok da güçlü olmadığının bir kanıtıdır. Şimdi Midraş’ın Avraam ile ilgili söylediklerine bakacağız:

Rabi Nehemya “ve Avraam neye benzer” demiştir: kralın bir servetine.  Bu kişi kralın karanlık sokaklarda dolaştığını görür. Kralın seveni bunu görünce pencereden kralın üzerine ışık verir. Kral bakar ve onu görür. Ona “beni pencereden aydınlatacağına gel de önümden aydınlat der.  Tanrı da Avraam’a böyle demiştir. Benim için insanları Mezopotamya çevresinden aydınlatacağına gel de önümde Erets Yisrael’de aydınlat.

Önce olayların gelişimini anımsayalım. Avraam Mezopotamya’da bir yerlerde tek başına Tanrı‘yı aramaya başlamıştır. Tanrı’yı bulduktan sonra başka insanların da Tanrı’yı keşfetmelerine vesile olmuştur.  Pencereden başlayan aydınlatma işlemi kralın önünde yürüyen birinin aydınlatma işlemine dönüşmüştür. Sıra Tanrı’nın isteğindedir. Madem ki her durumda aydınlatabiliyorsun “evini yurdunu bırakarak sana göstereceğim diyarda” aydınlatmaya devam et demiştir.

Şimdi bizim ne yaptığımıza bir bakalım. Biz birer tsadik miyiz? Öyle isek nerede duruyoruz. İnsanlar ve Tanrı ile olan ilişkimiz ne durumda. Eksiklerimiz varsa bunları nasıl düzeltebiliriz. Tanrı’nın önünde veya hiç olmazsa yanında yürüyebilmek için ne yapmalıyız? Bunların yanıtı ancak ve yalnız kendimizde gizlidir.

GÜNLÜK YAŞAMDAN
Kaynak: www.hidabroot.org
Rav İzak Peres


Tseda verdiniz, kazancınızı biliyor musunuz?

Tsedaka veren her türlü kötü olaydan korunur. İhtiyaç sahiplerine merhamet eden göklerde merhamet bulur. Tsedaka hakkımızda alınmış olan olumsuz kararların ötelenmesini ve/veya iptalini sağlar. Kıtlık durumunda ölümden dahi kurtarır. Tsedaka için elini açan kişiye göksel kapılar açılır, duaların kabulü gerçekleşir. Bu sayede bütün haftayı aydınlık geçirir. Zira diğer mitsvalar ancak günlük aydınlığa yardımcı olur.

 

DİVRE TORA
Rav İzak Peres
HESED (KİBARLIK) VE AHNASAT ORHİM (MİSAFİR PERVERLİK)

 

Avraam’ın karakterini oluşturan en önemli meziyetlerinden biri HESED, kibarlığı ve başkalarına karşı olan misafirperverliğiydi. Hesed, Tanrı’nın dünyayı yaratırken dünyayı üzerine inşa ettiği üç sütundan biri gibidir. Çünkü HESED olmasaydı insanlar bir toplum içinde birlikte yaşayamazlardı.

HESED kavramını anlayabilmek için önümüzdeki en iyi örnek Tanrı’dır. Çünkü Tanrı’nın kibarlığı sayesinde yemek, güneş ışığı, mutluluk ve bu mutluluğun beraberinde getirdiği diğer güzelliklere sahip olabiliyoruz.

Avraam bu kibarlığın bereketini anlamış, Tanrı’nın cömert yaklaşımını sergilemekte de başarılı olmuştur. Diğer insanlara para ya da başka sebeplerden değil, bunun Tanrı’nın isteği ve yapılacak en doğru şey olduğunu bildiği için yardım etmiştir.

Avraam 99 yaşındayken sünnet oldu ve iyileşme sürecindeyken Tanrı güneş ışınlarını iyice kızıştırdı. Yoğun sıcaklık herkesin evde kalmasına ve sokağa çıkamamalarına sebep oldu; böylelikle kimse Avraam’ı rahatsız edemeyecekti. Çünkü herhangi bir Avraam’ın evine yaklaşsaydı Avraam ağrısı olsa bile misafirlerine en iyi şekilde hizmet etmek isteyecekti. Fakat, misafir gelmemesinin ve Ahnasat Orhim mitzvasını yerine getirememenin Avraam’ı üzdüğünü görünce, Tanrı insan kılığına girmiş üç meleği Avraam’ın evine yolladı. Avraam onları gördüğünde Hesed yapabilme imkanına sahip olduğu için o kadar sevindi ki hemen dışarı çıkarak onları karşıladı. ‘Ayaklarınızı dinlendirin, ben size su getireyim.’ Dedi. ( Bereşit 18:4) Fakat görkemli bir yemekle geri döndü. Avraam ‘Emor meat vease Arbe - az söyle ama çok yap- (Pirke Avot 1:15) sözüne çok inanırdı. Etkileyici sözler vermek yerine, herhangi birinin beklentilerinin üzerinde bir şey yapmayı başarırdı.

Midraş der ki, Avraam sadece Ahnasat Orhim, misafirperverlik, mitsvasını yapmak değil, aynı zamanda misafirlerine Tanrı’nın kibarlığını da yansıtmayı arzulamıştır. Yemeği yedikten sonra misafirler ona defalarca teşekkür etmişlerdir. ‘ Bana teşekkür etmeyin, Tanrı’ya teşekkür edin. Size bunları bahşeden O’dur.’ şeklinde cevap vermiştir. Daha sonra da Tanrı’nın iyiliklerinden bahsetmiştir. Avraam’ın bu olumlu etkisi, bir lokomotifin diğer vagonlara olan etkisine benzetebiliriz. Nasıl bir lokomatifin diğer vagonları kendi yönünde götürme gücü varsa, Avraam’ın da diğer insanları Tanrı’ya hizmet etme konusunda ikna etme gücü vardı. (Bereşit Raba 54:6)

Rav Yaşaya adlı bir Rav’ın Ahnasat Orhim mitzvasını uygulaması ile ilgili bir hikaye vardır. Bir Şabat akşamı bir adam ve eşi seyahat ederken küçük bir ev görürler. Yolculuktan ötürü çok yorgundurlar, o yüzden evin sahibine orada kalmalarının mümkün olup olmayacağını sorarlar. Fakat konaklama ücretinin çok yüksek olmasından endişelenmektedirler.

Yola devam etmek üzereyken at arabalarının tekerleği kırılınca Şabat orada kalmak için ev sahibine konuşmak zorunda kalırlar.

Kapıyı çaldıklarında Rav Yeşaya kapıyı açar ve sorunlarını öğrenir öğrenmez onları içeri davet eder. Adam endişeli bir şekilde ne kadar ödemek zorunda kalacaklarını sorar. Rav Yeşaya 5 rubel karşılığında istedikleri kadar yemek yiyebileceklerini söyler.

Karı koca yüksek bir meblağ olsa da kabul etmek zorunda kalırlar çünkü başka seçenekleri yoktur. En azından istedikleri kadar yemek yiyebileceklerdir.

Sonuç olarak, Şabat yemeklerini çok beğenirler ve huzur içinde uyurlar. Şabat bittiğinde yaşadıkları ortam 5 rubelden çok daha fazlası etmektedir, bu yüzden 5 rubeli memnuniyetle ödemeye hazırdırlar. Ancak Rav Yeşaya parayı almayı reddeder.

Adam ‘Fakat fiyat konusunda anlaşmıştık. Çok güzel bir şabat geçirdik. Neden parayı kabul etmiyorsunuz?’ diye sorar.

Rav Yeşaya şöyle cevap verir: ‘Ahanasat Orhim mitsvası benim yerine getirmeyi en sevdiğim mitzvalardan biri olduğu için, sizden para almaya hiç niyetli değildim aslında. Fakat size bunu en baştan söyleseydim rahatsız olacaktınız ve bunu kabul etmeyecektiniz. Şabat’tan keyif almanızı istedim ve aldınız. Benim için en büyük ödeme budur’.

Midraş der ki Şlomo Ameleh sürgündeyken iki evde yemek yemiştir. Zengin adamın evinde bolca yemek ve kalacak güzel bir ortam olmasına rağmen sürekli ne kadar talihsiz bir durumda olduğu hatırlatılmıştı. Fakir adamın evinde ise çok rahat ettirilmiş, bir yabancı değil de ev halkından biri gibi muamele görmüştü. Deneyimlerinin sonunda ŞLomo şöyle söylemiştir: ‘Sürekli ne kadar kötü bir durumda olduğumun hatırlatıldığı zengin evinde en güzel et çeşitlerini yemektense, fakir birinin evinde fakat sevgi dolu bir ortamda ot yemeyi tercih ederim.’

Hofetz Hayim her fırsatta evine misafir çağırırdı. Şabatları kaldan gelir gelmez kiduş söyleyip hemen yemeye başlardı. Birisi ona neden zemirotları okumadan bu kadar çabuk yemeğe başladıklarını sorduğunda Hofetz Hayim şöyle cevap vermiştir: ‘ Çünkü misafirlerim var. Ve o an için aklımdaki en önemli şey onlardır. Melekler bekleyebilir çünkü onlar misafirlerim kadar aç değildir.’

HAFTANIN SÖZÜ

 

Bir insan her zaman bir kötülüklerle dolu bir yer yerine aslanların mahallesinde yaşamayı tercih etmelidir.
(Or Ahayim – Rabi Hayim ben Atar)