Haftanın Peraşası BülteniTora'nın613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır...


arşiv...

 

Bu Hafta İçin Saatler 

14 Elul

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

18:30

19:50

-----

Yeruşalayim

18:21

19:41

Tel Aviv

18:50

    19:52

29Ağustos

Tel Aviv

18:41

19:43

İstanbul

19:29

    20:09

2015

İstanbul

19:18

19:58

İzmir

19:39

20:26

 

İzmir

19:27

20:16

           Kİ TETSE

                                                                                                                                              

 

                                                                          PERAŞA ÖZETİ (Devarim 21:10-25:19)

                                                                                         [www.chabad.org]

Toran 613 mitsvasından 74’ü Ki Tetse peraşasındadır. Bunların arasında savaşta esir alınmış güzel bir kadın; bir behorun (ilk doğan) miras hakları, asi ve dik başlı bir oğul; ölülerin gömülmesi ve itibarı; kayıp bir malın sahibine geri verilmesi; anne kuşu, yavrusunu almadan önce uzaklaştırma esası; bir evin çatısının etrafına güvenlik çiti kurma görevi ve farklı “Kilayim” (yasak bitki ve hayvan melezlemesi) durumları hakkındaki kurallar yer alır.

Ayrıca, zina, evli olmayan bir kıza tecavüz ya da iğfal, bir erkeğin, eşini sadakatsizlik iftirasıyla suçlaması gibi konularda uygulanan yargı süreci ve ilgili cezalar da bu peraşada yer alır. Yasak ilişki sonucu doğmuş bir çocuk, Moav ya da Amon soyundan gelen ve Yahudiliki kabul etmiş bir erkek, Yahudiliki kabul etmiş olan bir Edomlu ya da Mısırlı’nın ilk iki nesil çocukları, Yahudi soyundan biriyle evlenemez.

Perşamızda, askeri ordugâhın saflığı hakkındaki yasalar, kaçmış bir köleyi geri verme yasağı, işçilere ödemelerini zamanında yapma ve sizin için çalışan – insan ya da hayvan – herkesin, “çalışma sırasında yemek yemesine” izin verme yükümlülüğü; borçlulara uygun davranma ve borçları faizlendirmeme kuralı; evlilik kurallarının da öğrenilmesini sağlayan boşanma kuralları; Toranın ceza belirtilmemiş bir yasağına uymama durumunda verilen 39 kırbaç cezası; ölen çocuksuz erkek kardeşin eşi ile evlenme yükümlülüğü (Yibum) ya da kayınbiraderin bu yükümlülüğü yerine getirme istememesi durumunda yapılan seremoni (Halitsa) de yer alır.

Ki Tetse peraşası, “Amalekin Mısırdan çıkarken sana yolda yaptığını hatırla” mitsvası ile son bulur.

                                                                     

                                                                                               DİVRE TORA

                                                                                         Rav Yehuda Adoni                                                          

Şelomo Ameleh’in  Mişle kitabında güzel bir öğütünü okuruz. ‘’Oğlum kalbini bana ver, gözlerinle yolumu izle’’.

Bu cümlede : Şelomo Ameleh’in  öğretmek istediği, insanın Tanrı’ya tüm uzuvları ile ibadet etmesi gerektiğidir. İnsanı kötü yollara sürükleyen gözleri ve kalbidir. Zira gözler görür, kalbi arzular. Fakat insanın gözleri ve kalbi Tanrı’ya bağlı ise işte o zaman insan dürüst ve samimi , ibadeti tam ve mükemmel olur. Keriat Şemada okuduğumuz gibi sakın kalbiniz ve gözlerinize mağlup olup kötülük işlemeyin. Bu görüşe yenilirseniz, sizleri doğru yoldan çıkarır. İşte peraşamız bize kötü dürtülerimize uyup, ona yenilmememizi öğretmektedir.

Peraşamızda bizi uyarmak üzere yaşanmış bir olayı hatırlatmaktadır.’’ Tanrı’nın Miryam’ı nasıl cezalandırdığını hatırla’’. Laşon ara, Moşe Rabenu’nun aleyhine konuştuğu için Tanrı Bene Yisrael’in üstünden desteğini çekti. Gayet açık anlaşılıyor ki laşon ara yani kişi aleyhine konuşmak hataların en büyüğü. Bilgelerimiz, dedikoduyu, insana hiçbir yarar getirmemesine rağmen  ne kadar benimsediklerine hayret ederler, halbuki dedikodu konuşana hakkında konuşulana ve dinleyene muazzam bir zarar getirir. İnsanlar onarılamıyacak zararlara uğrarlar. Şimon Beno adında bir bilgemiz, ömrüm bilgeler arasında geçti, sağlığa en yararlı olanı susmakta buldum der. Talmud da susmanın bilhassa öfke karşısında susmanın değeri biçilemiyeceğini görürüz.

Peraşamıza devam edecek olursak, leşon ara yani dedikoduyu nasıl önleyebiliriz tavsiyesini görmekteyiz .İşte, düşkün kardeşlerimize muhtaç insanlara yardımı önermektedir. Tsedaka mitsvasını önem ile yerine getirmek, maddi sıkıntılar çeken kişiye borç kapılarını kapamama ve kalkındırmanın ne kadar büyük bir mitsva olduğunu dile getirmektedir. Midraşta Rabi Aven şöyle der;

Fakir kapıda zenginin yanında durur, Tanrı o anda muhtaç insanın sağındadır, aynen Teilimde okuduğumuz bir pasuk, çünkü fakirin sağındadır. Tanrı herkese mükafatını verir. Varlıklı insana tsedaka verdiği için, fakiri de sevindirir. Tanrı tsedaka mitsvasını yapan kişinin daima yanındadır. Bunun yanında çalışanın hakkını vermekte geçikme,  iş bitiminde ücretini öde zira evde onu bekleyen bir eş ve çocukları hüsrana uğratma, ona eve bir ekmek getirmenin sevincini ver. Dul ve yetime yardım edeceğin zaman herhangi bir giysisini veya kullandığı bir gereksinmesine rehin olarak alma. Gözyaşlarını Tanrı görür, ve hakkını senden sorar. Tarlada unuttuğun ürünleri geri dönüp alma artık o senin hakkın değil o fakirin dulun ve yetimin hakkıdır. Bilgelerimiz bundan yola çıkarak, varlıklı kişi bir para düşürse ve onu bir fakir bulursa Tanrı zengine sedaka vermiş olarak kabul eder. Sedaka vermekte eğer cömertsen sakın kimsenin yanında bunu anlatma. Zira gizli yapılan sedaka Tanrı huzurunda çok makbul karşılanır.

FARKINDALIK

Rav Berti Derofe

“Yolda aniden karşına çıkmış…”

Karşına çıkmış(ibranice:kareha): Soğuk(ibranice:kor) kökünden türemiş bir kelimedir. Yani senin ısını düşürdü ve ılıttı. Bütün halklar seninle savaşmaya korkuyordu. Bu(Amalek) geldi, [savaşa] başladı ve diğerlerine de yol açmış oldu.

Bir hikaye: Çok sıcak bir yıkanma havuzu vardır. Ne yaptığını bilmeyen biri gelir ve içine atlar. Yanmasına ve yaralanmasına rağmen diğerleri için suyu ılıtmış olur.(Raşi)

Rabi Hayim Şemulevitz, “Sihot Musar” kitabında şöyle der: Doğadaki bütün kötülük ve insandaki zaafların hepsi Amalek’te birleşmiştir. Ve bunların hepsinin kaynağı şu iki kelimedir — “aşer kareha”. Bu yüzden Tanrı tarafından yeryüzünden silineceği kararı verilmiştir ve varlığını sürdürdüğü her an, Tanrı’nın İsmi de Tanrı’nın Tahtı da eksik olacaktır. Tanrı’nın, Amalek ile savaşı da nesilden nesile devam edecektir.

“Aşer kareha” kelimelerinin bir başka anlamı da — “senin içindeki alevi soğutmuş”tur. İşte bu soğukluk bütün kötülüklerin ve kötü huyların kaynağıdır.

Herşeyden önce Amalek’in nasıl doğduğunu ve bu dünyaya geliş sebebini anlamamız gerekir. Talmud, Sanedrin Gemarası 99B’de Timna diye bir prensesin Yahudi olmak için Avraam, Yitshak ve Yaakov’a geldiğini, fakat onların Timna’yı kabul etmediklerini anlatır. Bunun üzerine Timna, “Başka bir halkın hanımefendisi olacağıma bu halkın hizmetkarı olurum” diyerek Esav’ın oğlu Elifaz’ın gözdesi olur. İşte bu birliktelikten Amalek dünyaya gelir. Ve Gemara şu sözlerle biter: “Bunun sebebi nedir? Çünkü onu(Timna’yı) uzaklaştırmamaları gerekiyordu.”

Şüphe yok ki atalarımızın bu kararının sebebi, peygamberlikleri ile Timna’nın, bu halka girmeyi hak etmediğini görmeleriydi. Fakat buna rağmen Hahamalarımız bize onu uzaklaştırmamaları gerektiğini açıklarlar. Bu hareketi yaptıklarından dolayı, Timna’dan özünde soğukluk ve uzaklaştırmak olan Amalek çıkmıştır.

Amalek’in bu soğukluğunu Mısır çıkışındaki davranışından da rahatça anlayabiliriz. Mısır çıkışı esnasında, dünya üzerindeki bütün halklar, Yisrael’e yapılan bu büyük mucizelere tanık olmuş ve çok büyük bir korkuya kapılmışlardır. Amalek hariç hiç kimse bunca doğaüstü olay karşısında kayıtsız kalmamıştır. Amalek de herkes gibi bütün olanları görmüştür ama bunu önemsememiştir. Aynı dolu belasında da gördüğümüz gibi: “Ve Tanrı’nın sözlerini önemsemeyenler, kölelerini ve davarlarını dışarıda bıraktı…” Önemsememek ve kayıtsız kalmak kişinin harekete geçmesinin ve doğru karar verebilme yetisinin önünde engel oluştururlar.

Amalek, soğukluğunun getirdiği kayıtsız kalma durumuyla yetinmez ve Tanrı’nın herkesin gözü önünde, bütün halkların içinden seçmiş olduğu halkla savaşa girer. Bu hareketiyle sıcak havuzu serinletmiş ve diğer halkların da üzerindeki korku ve şoku azaltmıştır.

Amalek’in bu önemsememek ve kayıtsız kalmak özellikleri her insanda bulunabilir. Bu insandaki küçüklüğün, acizliğin göstergesidir. Buradan insanın büyüklüğünün ne olduğunu da anlayabiliriz. İnsanın büyüklüğü onun farkındalığıdır. İnsanın büyüklüğü, yaratılanların arasında en seçkin oluşunun sebebi, kendi kendisini değiştirebilmesidir. Kendini değiştirebilme özelliği meleklerde bile bulunmayan sadece ve sadece bir kalbe sahip olan insanoğluna özgü bir özelliktir. Farkındalık bir kişiyi manevi olarak her an daha da yükseltebilir.

Ramban “O şey sana çok yakın, onu gerçekleştirmek senin ağzına ve kalbine bağlıdır.” pasuğunun Teşuva mitsvasından bahsettiğini öğretir. Çünkü teşuva insana çok yakın birşeydir. “Gökyüzünde değildir…” Seforno şöyle açıklar — Teşuva yapmak için peygambere gerek yoktur. “Deniz aşırı da değildir…” — Kişinin teşuva yapmaya başlamak için bir Rav’a da ihtiyacı yoktur. Kişiden beklenen tek şey uyanış, monoton yaşamında bir farkındalığa ulaşmasıdır. Yani Amalek’in tam tersine…                                                                     

                                                                                                   ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

 RAV ELİYAU KOEN ZT’’L: MAHAZİKE-TORA

 İLHOT  GERİM

 Alahaya   göre   Yahudiliğe   girme   kuralları

 

A – Yahudilik ve ırkçılık  ( Rasizm )

Yahudi, her nekadar Yahudi bir anne babadan doğan biri ise de, yabancı milletlerden birinin veya birkaçının, dışarıdan hiçbir baskı ve mecburiyet olmadan, yalnız kendi arzusu ile Yahudiliği kabul etmesi ile de  Yahudi sayılır. Yahudilik katiyetle ırkçı değil, tersine bütün milletlerden gelenlere açık bir dindir.

Pratikte Yahudiliğe girme (Gerut) şartlarının zorluğu ve katılığı, bunu kabul edecek kişinin, hakikaten Yahudiliğin bütün mitsva (emir) larını kabul ettiğini ve yapmaya hazır olduğunu belirlemek ve ortaya çıkarmak içindir.

20. asır ortalarında Nazi Almanyası, Almanların üstün bir ırktan geldiklerini savunarak, hiçbir yabancıyı kendilerine katılmalarına müsaade etmemiştir. Çok eskiden Yahudiliği inkâr ederek, Hıristiyan dinini kabul eden kişileri bile araştırarark ortaya çıkarmış, onları ve kendilerini Alman sayan çocuklarını hatta torunlarını bile, üstün ırktan gelmedikleri gerekçesiyle, krematoryumlara yollamıştır.

Oysa Yahudilik, onların tersine tarih boyunca Alaha`nın Gerut kurallarını kabul eden her yabancıyı sinesine severek katmış, onlara büyük yakınlık göstererek özel muameleler yapmıştır. Talmud, Şemaya, Avtalyon, Ribi Akiva ve daha birçok Tora bilginlerinin, Ger olan ailelerden geldiklerini yazar. (Gitin 57-8).

Yahudilik, bütün dünya milletlerinin, er veya geç sonunda Ulu Tanrı`nın ve    O ` nun adının tek olduğunu kabulleneceklerine inanan bir dindir. “ Veaya bayom au yiye Ad… Ehad, uşmo Ehad ”. Ancak bu şekilde dünyamız mükemmeliyetine kavuşacak ve herkes Ulu Tanrı`nın adını terennüm edecektir.

İbranice`de Yahudiliği kabul eden kişi`ye  “Ger Tsedek”  denir. Tora “Veaavta lereaha kamoha” (Hemcinsini kendin gibi sev) demesine rağmen “Veaavtem et a-Ger” (Yahudiliği kabul eden yabancıyı sev) (Devarim 10/19) emrini de vermiştir.İlk bakışta bu emir lüzumsuz gibi görünür. Zira bir yabancı Yahudiliği kabul ettikten sonra, tam bir Yahudi sayıldığından “Hemcinsini kendin gibi sev” emri, onu da içine alır.

Rabilerimiz bu bakımdan Tora`nın bizlerden, Ger olan birini kendimizden daha çok sevmemiz gerektiğini söylemektedir. Buna sebep, Onun Yahudi doğmadığını, Yahudiliğin, büyüklüğünü öğrendikten sonra, ailesini ve milliyetini bırakmak pahasına bizlere katıldığı içindir.

Tora, bizlerden Ger olan birine özel muamele göstermemizi, örneğin ona devamlı maddi ve manevi yardımda bulunmayı, onu ayıplamamayı, sıkmamayı, kısaca Sosyo-Ekonomik yaşamını garanti etmemizi istemektedir.  ıHırJHHHHHHHHHHjjjjjjll;;

                                                            

                                                                                            TEŞUVA KURALLARI

                                                                                       El Gid Para El Pratikante                                

1. Her insan istediği şekilde hareket etme özgürlüğüne sahiptir: doğru yolda gidip dürüst olabilir veya yanlış yolda gidip kötü bir insan olabilir.

Tanrı’nın bir insanın doğuştan iyi ya da kötü olacağına karar verdiğini düşünme yanılgısına düşmemek gerekir. Aksine, Moşe Rabenu gibi bir Tsadik [Dürüst] ya da kral Yarovam gibi bir Raa [Kötü] olmak, her insanın tamamen elindedir. Bu sebeple, günah işleyen bir kişi, yaptığı fenalıktan bizzat sorumludur.

2. Kişi, işlediği günahtan uzaklaşma yollarını aramalı, yaptığı kötü şey için pişmanlık duyduğunu ağzıyla itiraf edip, Teuva yapmaya gayret etmelidir.

3. Teuva, sadece hırsızlık, zina vb. fiilleri içeren günahlar için değildir. Fiili günahlar için nasıl Teuva yapmak gerekiyorsa, aynı zamanda kötü huylar konusunda da özeleştiri yapılmalıdır. Örneğin düşmanlık, kıskançlık, alay, öfke, para hırsı, onur düşkünlüğü vb. için de Teuva yapmak gerekir.

4. Kötü huylar sebebiyle işlenen günahlar, fiili olarak işlenenlerden daha ağırdır. Zira insan kötü bir huyun esiri olduğu takdirde, bundan kurtulması çok zordur.

5. Teuva yapmış bir kişi, işlemiş olduğu günah sebebiyle Tsadiklerden uzak olduğunu düşünmemelidir. Aksine, böyle biri, Yaratıcı’nın gözünde hiç günah işlememiş gibidir. Dahası, Teuva yapmış kişi, günahın tadını almış olmasına karşın onunla ilgili şiddetli arzusunu yenip ondan uzaklaşabildiği için daha da değerlidir. Bu konuda Hahamlarımız şöyle demişlerdir: “Teuva sahiplerinin vardıı düzeye, Tsadik bir insan dahi eriemez”.

6. Teuva yapmış kişiler, doğal olarak gösterişsiz ve alçakgönüllü olmalıdırlar. Vicdansız insanlar, hatalı geçmişlerini onların yüzlerine vuruyorlarsa bile, Teuva yapmış kişiler bundan alınmamalı, aksine, bundan sevinç duymalıdırlar; zira bu tipteki olaylar karşısında sessiz kalmak, onların değerini artıracaktır. Kaldı ki geçmişteki hatalarından dolayı duydukları utanç nispetinde, değerleri ve Tanrı katında hak ettikleri ödülleri de artacaktır.

7. Teuva yapmanın şartları şunlardır:

      a.          İşlenmiş olan günah sebebiyle pişmanlık duymak.

      b.          Bir daha bu günahı işlememe konusunda kesin karar
vermek.

      c.           Söz konusu günahı ağzıyla itiraf etmek.

      d.          Her zaman ağlayarak dua etmek.

      e.          Mümkün olduğu kadar Tsedaka vermek.

 

HAFTANIN SÖZÜ

Teşuva, Tefila ve Tsedaka kötü kararları iptal eder.

Mahzor