Bu Hafta İçin Saatler

17Tamuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:10

20:30

-----

Yeruşalayim

19:09

20:29

Tel Aviv

19:31

    20:33

4Temmuz

Tel Aviv

19:31

20:33

İstanbul

20:24

    21:06

2015

İstanbul

20:22

21:04

İzmir

20:28

21:18

İzmir

20:26

21:16

BALAK

                                             

                                                               5Temmuz 2015 Pazar-Şiva Asar Betamuz(Oruç)                                                                               

                                                                       

PERAŞA ÖZETİ (Bamidbar 22:1-24:9)

[www.chabad.org]

Moav kralı Balak, Bene-Yisraele lanet okuması için peygamber Bilam’ı çağırır. Yolda, Tanrı ona engel olması için bir melek gönderir. Meleği gören eşek ters davranışta bulununca, durumun farkında olmayan Bilam tarafından dövülür. Bilam ancak eşeğin dilinin mucizevî şekilde açılması sonucunda meleği fark eder.

Balaka ulaşan Bilam, üç kez, üç farklı seyir noktasından Bene-Yisraele lanet okumaya çalışır; fakat her seferinde, lanet yerine ağzından berahalar çıkar. Bİlam, ayrıca tarihin sonu ve Maşiah’ın gelişi hakkında da kehanetlerde bulunur.

Halk, Moav kızlarının çekiciliklerinin tuzağına ve Baal Peor adlı puta tapma hatasına düşerler. Tanrı halk içine bir salgın gönderir. Yüksek rütbeli Yahudi, Midyanlı bir prensesi alenen çadırının içine alınca, Koen Gadol Aaronun torunu olan Pinehas, her ikisini de öldürür ve salgın son bulur.

                                                                                            DİVRE TORA

                                                                                      Rav Yehuda Adoni

Sihon ve Og Kırallıkları karşısında Bene Yisrael’e  Tanrı’nın yaptığı mucizeleri gören  Moav Kralı Balak, Bene Yisrael’i başka yöntemlerle yok etmek ister. Fikir almak üzere Midyan ileri gelenlerine,Moşe Rabenu  Midyan ‘da yaşadı acaba onun gücü nereden buluyor diye  sorar.

Midyan ileri gelenleri  Moşe Rabenu’nun gücünün  Tanrı’ya yaptığı dua ve yakarışlardan ileri geldiğini söylerler.

Balak Midyan’da  yaşayan Midyanlı Bilam’ı ülkesine davet  eder. Onun da dua etmesini, ve dualarının da Tanrı huzurunda  kabul gördüklerini biliyordu. Balak bu amaç ile,Bilam’a elçiler gönderir. Petor adı verilen bir mevkiide buluşurlar. Petor kelimesi rüya tabir eden anlamına gelir. Bilam bu Petor  denen yerde rüya görmüş  insanların rüyalarını açıklardı. Balak Bilam’a senin dualarının kabul gördüğünü biliyorum, kime dua edersen kabul görür mübarek olur kime beddua edersen yerine ulaşır der. Senden ricam, Mısır’dan çıkan Bene Yisrael’e beddua et ve onları dünyadan sil.

Tanrı Bilam’a görünür  ve ona sana gelen bu kişiler  kimdir  diye sorar.  

 <<Tanrı  her şeyi bilir insanların akıllarından ve kalplerinden geçen düşünceleri bilir Bilam’a bu kişiler kimdir diye sorması onu denemek ve hatalı bir şey yapmasını  önlemek içindi>>  .

Bilamı, Moav kıralı Balak Bene Yisrael’e beddua etmem için gönderdi. Tanrı Bilam’a  onlarla gitmeyeceksin ve Bene Yisrael’e beddua etmiyeceksin diye ihtar eder  onlara dua edeceksin der, zira onlar ataları zamanından dualarını almış mübarek bir toplumdur.

 Bu sözler üzerine Bilam gelen elçilere sizlerle gelemiyeceğim, zira Tanrı bana izin vermedi der. Balak daha değerli elçileri Bilam’a tekrar gitmeleri için görevlendirir. Bilam’a onlara da onun elinde hiçbir şey gelmediğini, ancak Tanrı’nın emri ile hareket edebileceğini anlatır.

Tanrı’mız Bilam’ın da bu işe gönüllü olduğunu pek iyi biliyordu. Ona bu kez onlarla git, yalnız senin ağzına ben hangi sözleri verirsem, onları söyleyeceksin bunun dışında hiç bir şey konuşmayacaksın der. Bilam üç kez, Bene Yisrael’e  beddua etmeyi denemişse de başarılı olamadığı gibi, ağzından güzel dua sözleri çıktı. Moav kıralı Balak Bilam’a sitem eder ve ben seni Bene Yisrael’e beddua etmen için çağırdım sen onlara dua ettin, sana vereceğim bütün zenginliği kaybettin der. Bilam ona dünyanın tüm zenginliğini versen dahi Tanrı’nın sözünden dışarı çıkmam der. Bilam’ın ağzından, Sinagoglarımıza girdiğimiz zaman söylediğimiz bir söz çıkar.

MA TOVU OALEHA YAAKOV MİŞKENOTEHA YİSRAEL.   

Çadırların ne kadar güzel YAAKOV  meskenlerinin ihtişamı ne kadar muhteşem.

Bilam bir tepeden Bene  Yisrael’in  yaşamlarını, birbirlerine olan sevgilerini dürüstlüklerini görüp bu sözleri söylemiştir. Bu pasuktaki anlam: Oel ,çadır sözcüğü Tora öğrenilen Yeşivaları, Mişkenoteha- Mesken ,dua edilen Sinagogları ifade eder. Toramıza, Tora öğrenimine, Sinagoglarımıza dualarımıza candan bağlı olduğumuz sürece Tanrı her zaman bizle beraberdir, bizim koruyucumuzdur. Bunun yanında sevgi, paylaşma, ve yardımlaşma mutluluğumuzu sağlar.

EN GÜÇLÜ SİLAH

Rav Berti Derofe

“Bilam gözlerini kaldırdı ve kabilelerine göre yerleşmiş olan Yisraeli gördü. Tanrının Ruhu onun üzerine yerleşti.”(24:2)

Raşi bu pasuğun üzerine, Bilam’ın, Yisrael Halkı’nın ailelerinin çadırlarının, birbirlerinin çadırlarının içini göremeyecek şekilde kurulduğunu gördüğünü yazar. Bunun üzerine Bilam, onlara lanet okumaktan vazgeçer.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, hahamlarımız, Yisrael Halkı’nın, birbirlerinin çadırlarının içini göremeyecek şekilde çadır kurmalarının sebebinin, kendi evlerinde ne olduğunu başkalarının görmemeleri için değil, tersine başkasının evinde ne olduğunu görmemek olduğunu öğretirler.

Genellikle bir kişi evinin etrafına duvar ördüğü veya bir paravan koyduğu zaman, bunu etraftakiler ona zarar vermesin, etraftakiler onun evinde ne olup olmadığını görmesin diye koyarlar. Oysa ki Yisrael Halkı bu düşüncenin tersine, kendilerinin başkalarında ne olduğunu görmemeleri, özel hayatları hakkında hiç birşey bilmemeleri için bu şekilde davranmışlardır. Bu davranış da Bilam’ı büyük ölçüde etkilemiştir.

Buradan öğrenmemiz gereken en önemli derslerden biri, Yahudiler bir savaş içerisindeyseler veya birileri onlara zarar vermeye çalışıyorsa, düşman üzerinde en büyük etkiye sahip olacak şey, ordularının gücü veya zekaları değil, iyi karakteristik özellikleri, iyi edimleri ve birbirlerine karşı olan düşünceli tutumlarıdır.

Bir keresinde Rabanit Şoşana Aliza Zilberştein Z”L bankadaki kuyrukta sıra beklerken, içeriye giren birisi aniden uzun kuyruğun ortasına dalar ve hızlıca öne doğru ilerlemek ister. Bunun üzerine kuyruktakiler, adamın bu rahatsızlık verici hareketine karşı tepki gösterip adama sert çıkışmaya başlarlar. Bu sırada rabanit adama bağıranlara doğru döner ve der ki: “Neden bu adama bağırıyorsunuz? Kim bilir dün gece başından neler geçti de bugün bu şekilde davranıyor?”

İşte buna karşındakini düşünmek denir. İnsanoğlu genellikle, her olaya sadece kendi penceresinden baktığından dolayı, kendisini rahatsız eden, ona zarar veren bir davranışla karşı karşıya kaldığı zaman, otomatik olarak karşısındakine negatif tepki gösterir.

Fakat hepimizin üzerine düşen, herhangi bir kardeşimiz, dışarıdan bakıldığında bize zarar vermeye çalışıyor gibi görünse, hatta amacı yüzde yüz bu olsa dahi, kendimizi onun yerine koymak ve bu şekilde davranmasının sebeplerini düşünüp, sert çıkışlar ve tartışmalarla değil, anlayış ve ağırbaşlılıkla karşılık vermek, problemleri barışçıl yollarla çözmek olmalıdır.

Eğer bizler kendi aramızdaki barışı koruyabilir, düşünceli davranışlarımızla birbirimize olan koparılamaz kardeşlik bağımızı kuvvetlendirebilirsek. Dünya üzerindeki hiç bir kuvvet zaten bize zarar veremeyecektir.

                                                                                                           ASE LEHA RAV:KENDİNE RAV SEÇ

RAV ELİYAU KOEN ZT’’L:MAHAZİKE-TORA

Yahudilikte  evlilik (2)

B – Erken  evlenmenin  önemi :

Geçen  yazımızda Talmud’un, evlenmeyen bir erkeğin, sevinç, bereket ve iyilikten yoksun olduğu’nu  belirttiğini yazmıştık. Talmud, bu konuyu  incelerken, evlilik müessesinin kıymetini, kudsiyetini ve zorunluluğunu çeşitli  örneklerle ortaya koymaktadır. Bunlardan birini  Rabi Elazar ‘ ın  ağzından bizlere şöyle iletmektedir:

 “ Amar Rabi  Elazar : Kol adam şeen lo işa , eno adam. Şeneemar : Zahar unekeva beraam , vayikra  et şemam adam.” ( Masehet yebamot 63)  Karısı olmayan biri, adam sayılmaz. Zira Tora ‘ da şöyle  yazılıdır: Tanrı insanı erkek ve dişi olarak yarattı ve ismine ADAM  dedi. Buna göre  erkek ve kadın  bir aile kurarak beraberken onlara Adam ünvanı verilebilir. Aksi taktirde erkek yarım adam sayılır.

Rabilerimize göre Tanrı ilk başta Adam Arişon’ u yaratığı vakit Hava,  Adam’ın sırtında mevcuttu. Sırt sırta yapışık olarak tek bir  vücuda sahiptiler. Sonradan Tanrı, Adam’ı  uyuttu ve Hava’yı Adam’ın vücudundan ayırarak’ kendine özel bir vücutla, onu Adam’a sundu. Adam uyandığında karşısında Hava annemizi  gördüğünde çok beğendi ve onunla evlenerek ilk aile müessesini kurdular.

Yahudiliğe göre aynı olay, her erkek için aynı şekilde cereyan eder. İnsanoğlunun ruhu (aneşama), dünyaya gelmeden  evvel , ebedi dünyada, gelecekte evleneceği kadının ruhu ile bir aradadır. Tanrı onları ayırır ve değişik  ailelerde bu dünyaya getirir. Seneler sonra , büyüdüklerinde, birbirlerini bulup  evlenerek tekrar bir araya gelirler. Bu buluşma gerçekleşmediği müddetçe, erkek bütünlüğüne  erişmemiş  ve  dolayısıyle  mutluluğa  kavuşmamış  olur.

Bilindiği gibi evlenmek, aile kurmak, büyük bir  mesuliyete girmenin yanında, sağlam bir ekonomiye de ihtiyaç  gösterir. Çoğu gençler bu yüzden evlenmelerini  geciktirmekte, önce karyer yapıp parasal durumlarını garantiye almayı  tercih  etmektedirler. Oysa Tora’mız “ Ben şemona esre lahupa “  18 yaşında  iken evlenmeli…. diyerek, bir an evvel evlenmenin gerektiği’ ni  söylemektedir. Maddi duruma gelince, Tora bir çiftin evlenebilmesi için büyük fadkârlıkların yapılması gerektiğini belirtmektedir. Bunun için, kutsallığı herkesçe kabul edilen bir Sefer-Tora’ nın bile  satışa  çıkarılabileceği Alaha’da yazılıdır.

Netice: Hayat  arkadaşını bulduğuna  emin olan her çift,  sebebi ne olursa olsun, evlenmelerini  geciktirmemeleri gerekir. Parasal problemlerin hemen hemen tümüne, Tanrının  yardımı  ile  ergeç çözüm   bulunabileceğine  inanmalı ve               “ evlilikte  keramet  vardır “   sözü  unutulmamalıdır.

                                                                                                   YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

                                                                                                                    El Gid Para El Pratikante                                                                                                              Son dönemlerde Şulhan Aruhun dört bölümü üzerine büyük Hahamlar, açıklamalı Alaha kitapları yazmışlardır. Bunlar Şulhan Aruh açıklaması değil,onlara dayanarak yazılan kitaplardır. Bu kitapları yazan Hahamlar şunlardır:

Rabi Hayim Yosef David Azulay [HİDA], Birke Yosefadlı kitabın yazarıdır.

RABİ HAYİM YOSEF DAVİD AZULAY [HİDA]: 5484 [1724] yılında Yeruşalayimde doğmuş, aralarında ünlü Or Ahayimin yazarı olan Rabi Hayim ben Atar’ın bulunduğu zamanının en büyük otoritelerinden ders almıştır. Ünlü Kabala ustası Rabi Avraam Azulay’ın torunu olan Rabi Hayim Yosef, kendi neslindeki en büyük ustalardan biri; bir biyografist, tarihçi ve bilimadamı olmuştur. 29 yaşındayken, Yisraelin önde gelen Hahamları arasından, Erets-Yisraelin fakir halkı için yardım toplamak üzere Diasporaya gitmekle görevlendirilmiştir. Avrupada neredeyse tüm ülkeleri ziyaret ettikten sonra geri dönmüş, Hevrona yerleşerek tüm zamanını Tora öğrenimine vermiş ve kısa süre içinde Talmud, Alaha ve Kabala konularındaki üstün uzmanlığı ile tanınmıştır. Hayatı boyunca üç kez daha, yurt dışına benzer gezilerde bulunmuş, bu esnada her ülkedeki Tora otoriteleri ile temas etmiş, el yazmalarını toplamıştır. Sonunda İtalyadaki Livorno kentine yerleşmiştir. Rabi Hayim Yosef, Toranın her alanıyla ilgili olarak, 50den fazla kitap yazmıştır. Ünlü eseri Birke Yosef, Posekler, özellikle de Sefarad olanlar için önemli bir referans kaynağıdır. Bir başka eseri Şem Agedolimde büyük Yahudi Tora ustalarının biyografileri ve kitaplarını toplamıştır. Rabi Hayim Yosef, kendisine teklif edilen birçok onurlu mevkii geri çevirmiştir. Yine de geniş bilgisi sebebiyle, evi birçok Tora büyüğünün toplandığı bir yer olmuş, cemaati ilgilendiren zor sorular, çözümlenmek üzere ona sorulmuştur. Rabi Hayim Yosef 5573 [1806] yılında ölmüştür.

KAŞERUT ALAHALARI

17) Tora’ya göre bir yahudinin, tame olsun veya olmasın, çiftlik hayvanları, vahşi hayvanlar veya uçucu hayvanlardan herhangi birinin kanını yemesi yasaktır. Fakat balıkta bu problem yoktur. Yine de balık kanı yiyecek biri, yemeğe işaret olsun diye, balığın pullarından da koyması Rabinik bir mitsvadır.

18) Bir yumurtanın sarısında kan bulunursa bütün yumurta yasaktır. Fakat yumurtanın beyazında kan bulunursa, kan çıkartılması gerekir ve daha sonra yumurta yenilebilir.

19) Yukarıda yumurta konusunda bahsettiğimiz bütün kurallar sadece kümeslerinde horoz da bulunan tavuklardan çıkan yumurtalarda geçerlidir. Fakat kümesin etrafındaki altmış evde horoz bulunmadığı bir ortamda tavuğun yerden kendini ısıtmasıyla oluşturduğu bir yumurtada kan bulunduysa, bulunduğu yer farketmeksizin, kanlı bölüm çıkartılır ve bu şekilde yumurta yenilebilir.

HAFTANIN SÖZÜ

Her hareketin Leşem Şamayim (Tanrı adına) olsun.