Haftanın Peraşası BülteniMoşe, Kenaan ülkesine on iki casus gönderir...

Bu Hafta İçin Saatler

26 Sivan

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

19:06

20:26

-----

Yeruşalayim

19:09

20:29

Tel Aviv

19:27

    20:29

13Haziran

Tel Aviv

19:29

20:31

İstanbul

20:21

    21:04

2015

İstanbul

20:24

21:07

İzmir

20:24

21:14

İzmir

20:27

21:17

ŞELAH LEHA

 

                                                       17-18 Haziran 2015-Roş Hodeş TAMUZ                                                                           

                                                                                               

                                                              PERAŞA ÖZETİ (Bamidbar 13:1-15:41)

                                                                          [www.chabad.org]

Moşe, Kenaan ülkesine on iki casus gönderir. Casuslar kırk gün sonra ellerinde devasa bir üzüm salkımı, bir nar ve bir incirle dönerek, ülkenin bereketli ve bolluk içinde olduğunu bildirirler. Ancak casusların on tanesi, ülkede yaşayanların “bizden daha güçlü” devler ve savaşçılar olduğu konusunda uyarıda bulunur; sadece Kalev ve Yeoşua, ülkenin, Tanrı’nın söz verdiği şekilde fethedilebileceği konusunda ısrar ederler.

Halk ağlayarak Mısıra geri dönmelerinin daha iyi olacağını söyler. Tanrı, Bene-Yisraelin ülkeye girişinin kırk yıl boyunca ertelenmesine ve bu süre içinde o neslin tümünün çölde ölmesine karar verir. Bir grup pişman Yahudi, ülkenin sınırındaki dağa çıkar ve Amalekler ile Kenaaniler tarafından bozguna uğratılır.

Menahot (un, şarap ve yağ korbanları) kanunları ve ekmek yaparken bir hamurdan bir parçanın Tanrı’ya adanması mitsvası (Hala) verilir. Bir adam çalı çırpı toplayarak Şabat’ı ihlal eder ve idam edilir. Tanrı, mitsvaları (İlahi emirler) yerine getirmeyi hatırlamamız için giysilerimizin dört ucuna tsitsit (belli kurallara sahip püsküller) koymamız talimatını verir.

                                                                                              DİVRE TORA

                                                                                        Rav Naftali Haleva

Yisrael oğulları  Paran çölünde bulunan Kadeş’e ulaşır. Tüm kabileleri temsil eden on iki kişi, Moşe tarafından , yaşam koşullarını, halkının yerleşim yerlerini ve toprağı araştırıp rapor vermek üzere vaad edilen Erets Yisrael’e gönderilir. Ancak bu gözlemcilerin on tanesi Bene Yisrael’in Kenaan topraklarının ele geçirmesinin imkansız olduğunu iddia eder.

 Halk 10 gözlemcinin verdiği raporun etkisinde kalıp inançlarını kaybeder. Halkın bu inançsızlığı Tanrı’yı çok öfkelendirir. Bütün bu gözlemcilerle halk arasında geçen olayların akıbetinde Tora üç Mitsva’dan bahseder.

Tanrı’nın onuruna takdim edilen şarap, Tsitsit ve ekmek yapıldığında Koen’e verilmek üzere halanın ayrılması…

Gözlemciler ile geçen olaylarla bu üç Mitsva arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir?

Bu bağlantıyı daha rahat anlayabilmek için gözlemcilerin yaptıkları hatayı anlamak ve iyi bir şekilde kavramamız gerekir. Bene Yisrael, büyük mucizelere tanık olmuş bir halktı. Mısır’da bir çok mucizeler görmüşler, Kızıl Deniz’in ikiye ayrılışını yaşamışlardı, çöldeki yolculuklarında gökyüzünden yağan Man ile beslenmişler, Miryam’ın hatırına Tanrı’nın verdiği kuyudan her gittikleri yerde yararlanmışlardı. Bu büyük mucizeleri yaşamış olan bir toplum nasıl olur da böyle bir hataya düşebilirdi?

Gerçekte gözlemcilerin böyle konuşmalarının sebebi inançsızlık veya sadakatsizlik değildir. Hasidik bir açıklama şöyle der: ‘’Gözlemciler fiziksel bir yenilgiden korkmuyorlardı. Korktukları, manevi bir yenilgiydi. ‘’ Çölde herkesin ihtiyacı doğrudan Tanrı tarafından gideriliyordu. Yemek için çalışmaya ihtiyaçları yoktu. Gökyüzünden yağan Man’dan ve kuyudaki sudan faydalanıyorlardı. Kenaan Toprakları’na gelindiğinde, bu tip mucizelerin yerini alın teri alacaktı. Bu da yeni bir uğraşı demektir.

Gözlemciler alelade insanlar değillerdi. Her biri kendi kabilesinin başkanıydı ve Moşe tarafından özel olarak seçilmişlerdi. Hepsi Tanrı’ya sonsuz güven duyan kişilerdi. Bu yüzden endişeleri fiziksel değil manevi yöndendi. Asıl korktukları düşman değildi. Bene Yisrael’in Kenaan Toprakları’na geldiklerinde kendi  Tanrı’ya yönelik hizmetlerine daha az zaman ve enerji ayırmaları söz konusu olabilirdi. ‘’ Bu toprak üzerinde yaşayanları yutan bir toprak’’ dediklerinde asıl söylemek istedikleri, toprak üzerinde yapmak  zorunda oldukları fiziksel çalışmanın, onların maneviyatlarını ‘’yutabileceği’’ idi. Onların fikirlerine göre, maneviyata en iyi, mutlak barışın hakim olduğu ve tüm dış etkilerden uzakta olan; hatta yemeğin bile ‘’gökyüzünden’’yağdığı çölde kalmakla ulaşılabilirdi.

Gözlemcilerin mantığını şimdi anlayabiliriz. Şahit oldukları tüm mucizeler ‘’onlar bizden daha güçlü’’ demelerini engellememiştir. Çünkü gözlemciler, maneviyatı sadece tüm varlıklarını Tanrı’ya adayarak sağlayabileceklerini sanıyorlardı. Ancak hata ettikleri nokta da buydu. Tora ile yaşamanın amacı ruhun maddiyattan arındırılarak yüceltilmesi değil, dünyanın maneviyatla beslenerek kutsallaştırılmasıdır.     

Yahudilik, toplum da sosyal faaliyetlerden dışlanmamızı istemediği gibi, maddi dünyada toplumsal aktivitelerde manevi değerlerle denge kurmamızı istemektedir. Bunu dile getirmek amacı ile gözlemcilerin yaptıkları hataların arkasından maddi boyutunu göstermek adına üç mitsvadan bahsedilmektedir.

Ekmek (Hala mitsvası), Şarap , Tsitsit (Elbise)..

   

                                                                        TANRI NE YAPARSA İYİLİK İÇİN YAPAR

                                                                                        Rav Berti Derofe

“Üzerinde ikamet edenleri yiyen topraklar…”(13:32)

“Rava deraşa yaptı: Akadoş Baruh U dedi ki: Ben iyiliklerini düşündüm [ve yaptım] onlar kötüye yordular. Ben iyiliklerini düşündüm, her nereye gittilerse, oradaki halk meşgul olsun ve casusları farkına varmasın diye aralarındaki en önemli kişi öldü. Fakat onlar kötüye yordular, ‘Üzerinde ikamet edenleri yiyen topraklar’ dediler.”(Sota 35)

Rabi Yaakov Yisrael Kanyevski kitabı “Birkat Perets”te casusların Kenaan Toprakları’nı nasıl fethedebileceklerini planlayabilmek için yaptıkları casusluk sırasında Tanrı’nın onların iyiliği için yaptığı şeyleri nasıl kötü yorumladıklarını ele alır ve Hahamların Talmud’daki önemli söylemini dile getirir: “Kişiyi gitmek istediği yönde gitmesi için desteklerler.” Eğer gerçekten niyetleri iyi olsaydı gittikleri her yerde, oranın en önemli kişisinin ölmesinin, aslında toprak sakinlerinin, onların orada olduğunu farkına varmamaları için, Tanrı’nın onlara yaptığı bir iyilik olduğunu anlayabilirlerdi.

Fakat casusların düşünceleri negatif olduğundan, Tanrı’nın iyiliğini kötüye bir işaret olarak yorumladılar ve topraklara girmenin iyi bir fikir olmadığı kanısına vardılar. Aslında toprakların üzerindeki halkı yediği düşüncesine kapılmak gerçekten de hiç mi hiç mantıklı değildi. Çünkü eğer bu topraklar gerçekten devamlı cenaze olan topraklar olmuş olsaydı, insanlar bu cenazeler için o kadar meşgul olmazlardır. Talmud’da da belirtildiği gibi alışkanlık haline gelen her konuda hisler körleşir.

Ayrıca her gün cenaze olan bir ortamda da bütün şehir tek bir cenaze ile ilgilenip espedler yapmazdı. Herkes sadece kendi cenazesi ile ilgilenirdi. En azından kesinlikle yabancıların ülkeye girip aralarında dolaştıklarını farkına varırlardı.

Bütün bu sebeplerden dolayı casusların gördükleri şeyleri aslında iyiye yormaları gerekirdi. Fakat negatif düşünceyle gittikleri ve kötü konuşmak istedikleri için her gördüklerini kötüye yordular ve malesef bu yorumları sonucunda bütün halk yas tuttu. Bunun üzerine Tanrı da bilindiği gibi dedi ki: “Siz boşuna ağlıyorsunuz fakat ben size bu günde ağlayacak gerçek bir sebep vereceğim” ve bunun sonucunda tarihte aynı gün yani Av aynın 9’unda iki Bet Amikdaş da yıkıldı ve bu gün nesiller boyu bir yas ve ağıt günü oldu ta ki Aşem Yitbarah bizi kurtarana kadar bimera veyamenu Amen.

   

ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

        RAV ELİYAU KOEN ZT’’L:MAHAZİKE-TORA

       YAHUDİLİKTE  EVLENME  ve  BOŞANMANIN OLUŞUMU

G- Şivat yeme  amişte ve Şabat Hatan (Yedi ziyafet günü ve Damat Şabat`ı)

 Yeni evlenen  çiftin evlilik sevinci, yalnız düğün gününe bağlı olmayıp, bir hafta müddetle devam eder. Bu hafta zarfında eşini sevindirebilmesi icin, Rabilerimiz Damat`ın işe gitmesini veya iş yapmasını yasaklamışlardır. Bu hafta zarfında Damat ve Gelin, kral ve kraliçe gibi muamele görürler. İşleri başkaları tarafından görülür. Dost ve akrabalar, kendi aralarında anlaşarak, her gece birileri onları evlerine davet eder ve şereflerine uygun ziyafetler tertiplerler.

Evlenen çiftin evlilikleri ikinci evlilikse, yani dul biri, dul kalmış veya boşanmış bir kadınla evleniyorsa, bir hafta yerine, üç gün  Hatan ve Kala muamelesi görürler.

Bu hafta içinde, şereflerine verilen ziyafetlerin sonunda, Birkat-Amazon söylenirken, Şiva  Berahot duaları söylenir. Bir şartla ki, bu ziyafetlerde en azından Bar-Mitzva yapmış on kişinin (Minyan) ve bunların içinde de asgari iki “Panim Hadaşot” olması gereklidir. (Bundan kasit en az iki kişinin, bu ziyafetlere birinci kez katılmalarıdır.) Hafta içindeki Şabat günü seudalarında, Panim Hadaşot`a gerek yoktur. Şabat`ın kendisi, Panim Hadaşot sayılır.

Bu  yedi  ziyafet günlerinde Damat`ın iştirak ettiği Tefila` larda, Tahanunim  söylenmez.

Şabat Hatan: Damat Şabat`ı olarak adlandırılan bu Şabat`ın hangisi olduğu hakkında, cemaatler arasında farklılık vardır. Aşkenaz cemaatlarında düğünden evvelki Şabat, Damat Şabat`ı sayılırken, Sefaradim cemaatlarında, düğünden sonraki yedi ziyafet günleri içindeki Şabat, bu adı taşır. Bu Şabat`ta Damat, Bet-Keneset`te ailesi ile birlikte, onurlu bir yerde oturur. Tefila, onun şerefine, Bayram günleri tefilaları gibi, şarkılı ve neşeli bir hava  içinde söylenir.     

Bazı Sefaradim cemaatlarında bu Şabat günü , her Şabat okunan Sefer-Tora`ya ek bir Sefer-Tora daha çıkarılır ve Damat`a  taşıttırılır. Haftanın Peraşa`sının okunması bittikten sonra,  Damat kendine özel Sefer-Tora`sı ile Tora`ya kaldırılır, ve “Ve Avraam Zaken”  peraşası okunur. 

Tefila`nın bitiminde, Damat`ın ailesi yeni evlilerin şerefine tertiplediği ziyafete, dost ve akrabaları davet ederek, Tanrı`nın onları bu güne kavuşturduğu için, sevinçlerini yakınlarıyla paylaşır.      

                                                                     

                                                                               YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

                                                                                  El Gid Para El Pratikante

          

Yore Dea ve Hoen Mipat bölümleri Rabi abetay AKoenin eseri Sifte Koeni [ŞaH] içerirler.

RABİABETAY AKOEN [ŞaH]: 5382 [1622] yılında Vilna şehrinde doğmuştur. Babası Rabi Meir o zamanlar şehrin Hahambaşısı’ydı. Rabi Şabetay ilk derslerini babasından almıştır. Daha küçük yaşta iken Talmud üzerine çok büyük bir bilgi dağarcığına sahipti. Onun bu ender zekasını gören babası, Tora öğrenmesi için, onu Tiktin şehrine, Magine elomo kitabının yazarı Rabi Yeoşuanın yanına göndermiştir. Rabi Şabetay, hocası ile birlikte Krakowa gitmiş ve orada da büyük Hahamlardan çok Tora öğrenmiştir. Kendisi Toranın her dalında büyük bir bilgin olmuştur.

Rabi Moşe İserliş’in [Rama] torunu Rabi Wolf, kızını ona eş olarak vermiş ve Rabi Şabetay’ın tüm hayatını Tora öğrenimine vakfedebilmesi için, onun tüm ihtiyaçlarını gidermeye gayret etmiştir. Rabi Şabetay daha genç yaşta iken, Polonya ve Litada da Yahudilere yönelik işkenceler başlamıştır. 5400 – 5409 yıllarında Kozaklar birçok Yisrael cemaatini yıkmış, Rabi Şabetay’ın şehri Vilnada da Yahudilere çok ıstırap çektirmişlerdir. 23 Tamuz 5415 tarihindeki Kozak pogromu sırasında, Rabi Şabetay, Lubline yaya olarak kaçmak zorunda kalmıştır; çünkü sadist Hemelnitski ve çetesi şehri kuşatmıştı. Oradan da Praga kaçmak zorunda kalmış, Pragdan Draznitse geçmiş ve şehrin Hahambaşısı olmuştur.

Rabi Şabetay genç yaşta ölmesine rağmen birçok önemli ve kaliteli eser yazmıştır. Kitaplarının bir kısmı kendisi henüz hayatta iken basılmıştır. Rabi Şabetay henüz 24 yaşında iken Şulhan Aruhun Yore Dea bölümü üzerine Sifte Koen [ŞaH] adlı ilk kitabını yazmıştır. Bu eserinde Rabi Yosef Karo ile Rabi Moşe İserliş’in fikirlerini tartışır ve kendi kararını verirken, bu iki otoritenin kararlarını mümkün düzeyde yakınlaştırmaya çalışır. Rabi David Levinin eseri Ture Zaav ile aynı yılda çıkan Sifte Koen, stili ve iyi düzeni ile dikkati çeken değerli bir Alaha kitabı olmuştur. Rabi Şabetay aynı zamanda Ture Zaav üzerine Nekudot Akasef adında bir başka kitap yazmıştır. Daha sonraları Şulhan Aruhun Hoen Mipat ve Even Aezer bölümleri üzerine, yine Sifte Koen adı altında kendi açıklamalarını yazmıştır. Aynı zamanda Turun Yore Dea bölümü üzerine Baruh adını verdiği bir açıklama kitabı vardır. Poel Tsedek adı altında 613 mitsvayı açıklayan başka bir eseri vardır. Son olarak da Megilat Efa adlı bir kitabı vardır. Bu kitabında Polonya ve Lita Yahudilerinin uğramış olduğu zulüm ve pogromları anlatır.

Rabi Şabetay AKoen [ŞaH], 5423 [1663] yılının Adar ayında, henüz 42 yaşında iken ölmüştür.

                                                                                   KAŞERUT ALAHALARI

                                                                                       Rav Berti Derofe

6. Eğer bir kişinin evinde devamlı bir goy varsa ve evde et, tavuk veya şarap gibi değiştirilirse Tora’dan bir yasak geçme tehlikesi olan yiyecek veya içecekler var ise, eğer Yahudi eve girip çıkıyorsa, bu durumda goyun yiyecekleri değiştireceğinden şüphelenilmez.

7. Fakat yukarıda bahsettiğimiz kural ev sahibi (Yahudi) evdeki goya ne zaman eve geleceğini belirtmedi ise ve evin kapısını da goyun yardımı olmadan açabileceği durumda geçerlidir. Ayrıca bu saydğımız koşullar olmasa da eğer goyun bu yiyecekleri değiştirmesinden elde edeceği bir kazanç yok ise goyun yiyecekleri değiştireceğinden şüphelenilmez.

8. Kişi evinde yiyecek varken uyumak için odasına çekildiyse ve evde goy hizmetçi varsa, yiyeceği değiştireceğinden şüphlenilmez çünkü ev sahibi her an uyanabilir ve onu yakalayabilir korkusu vardır. Fakat gece uykusunda buna güvenilemez.

HAFTANIN SÖZÜ

Ölmeden önce teşuva yap.

Rabi Eliezer