Bu Hafta İçin Saatler 

12 Tevet

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:08

17:28

Yeruşalayim

16:14

17:34

Tel Aviv

16:28

17:30

3 Ocak

Tel Aviv

16:33

17:35

İstanbul

16:32

17:15

2015

İstanbul

16:39

17:22

İzmir

16:40

17:31

 

İzmir

16:46

17:37

VAYHİ

PERAŞA ÖZETİ(Bereşit 47:28-50:26)

[www.chabad.org]

Yaakov hayatının son 17 yılını Mısır’da geçirir. Ölümünden önce Yosef’e, kendisini Kutsal Topraklar’da gömeceğine dair yemin ettirir. Yosef’in iki oğlu Menaşe ve Efrayim’i mübarek kılar ve onları, Yisrael ulusunu oluşturan on iki kabileden ikisinin başı olarak ilan eder.

Yaakov çocuklarına tarihin sonundan bahsetmek ister fakat Tanrı buna olanak tanımaz. Yaakov oğullarının her birine kendi kabilesinin karakteri doğrultusunda birer beraha verir: Yeuda’dan, liderler kanun koyucular ve krallar çıkaracaktır. Yüksek dini görevliler Levi’den, Tora bilginleri Yisahar’dan, denizciler Zevulun’dan, öğretmenler Şimon’dan, askerler Gad’dan yargıçlar Dan’dan, zeytin üreticileri Aşer’den vs. çıkacaktır. Reuven, babasının özel aile yaşantısına karıştığı için azarlanır. Şimon ve Levi Şehem’de gerçekleştirdikleri katliamdan ve Yosef’e yönelik komplolarından dolayı paylanır. Naftali’ye bir ceylan sürati, Binyamin’e bir kurt sertliği Yosef’e de güzellik ve üretkenlik bahşedilir.

Yaakov’un ailesi, Paro’nun bakanları, Mısır’ın önde gelen asillerive Mısırlı süvarilerden oluşan büyük bir cenaze korteji, Hevron’daki Mahpela Mağarası’nda gömülmek üzere Erets-Yisrael’e götürülen Yaakov’a eşlik eder.

Yosef de 110 yaşındayken Mısır’da ölür. Ölümünden önce o da, kemiklerinin ileride Mısır’dan çıkıldığında götürülmesini ve Erets-Yisrael’e gömülmesini vasiyet eder ve yaklaşmakta olan kölelik ve zulüm yıllarında Bene Yisrael’i ümitle ayakta tutacak olan şu sözleri söyler: “Ben ölmek üzereyim. Tanrı sizi mutlaka hatırda tutacak ve sizi bu ülkeden, Avraam, Yitshak ve Yaakov’a [vereceğine dair] yemin etmiş olduğu ülkeye çıkaracak” (Bereşit 50:24).

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA

Rav Yehuda Adoni

Yaakov Avinu Mısır diyarında 17 yıl yaşadı ve 147 yaşında ebediyete kavuştu.

Şelomo Ameleh Mişle kitabında sadaka verme alışkanlığına sahip olan kişinin ömrü uzar der. Tanrı tarafından kişinin ömrünün uzun ömürlü olması da başka bir şanstır.   kişi uzun ömürlü olur. Fakat sadaka her şeyin üstünde gelir, hatta şansında üstündedir. Sadaka insanın şansını da değiştirir. Bu nedenle bilgelerimiz sadaka Tanrı katına erişen bir sevaptır. Sadaka tüm şansların üstündedir.

Yaakov Avinu Mısır topraklarına vardığı zaman ölebilirdi. Zira kendi ağzı ile oğlu Yosef’e hitaben: Şu anda senin yüzünü gördükten sonra ölebilirim demişti.

 Yaakov Avinu Yosef’i 17 yıl besledi, zira Yosef babasından ayrıldığı zaman 17 yaşında idi. Tanrı bu 17 yılı Yaakov Avinu’nun ömrüne kattı.

Tanrı hiçbir zaman yapılan bir sevabı ödülsüz bırakmaz. Vayhi peraşasının öğretisi, Yaakov Avinu’nun ölümü ile çocuklarına ve de topluma bir çöküntü yarattığıdır. Yaakov Avinu toplumunun geleceğini açıklamak istedi Tanrı izin vermedi. Yaakov Avinu’nun 12 oğlu vardı.Tüm oğullarını ismen mübarek kıldı ve hayır dualarını verdi. Oğullarının isimlerini zikrettiği zaman, bu isimler arasında HET ve TET bu iki harf birleşince “HET” sözcüğü yani günah kelimesi oluşur. Çocuklarının masum, günahsız ve iyi evlatlar olduklarının kanaatine vardı ve huzur içinde ebediyete intikal etti.

Peraşamızda  şöyle bir pasuk okumaktayız. Yaakov son günlerine gelmişti güçsüzlüğünü, yaşama fonksyonlarının zayıfladığını hissediyordu. Oğlu Yosef’i görmek istedi. Ona ,Avraam ve Yitshak’ın yani dedesi ve babasının yanına gömmesi için yemin ettirdi. Bu vasiyetini şu sözlerle ifade etti. Bana gerçek bir iyilik yapmanı istiyorum. Bu dünyayı terk eden kişiye yapılan iyilik en gerçek iyiliktir, çünkü menfaat karşılığı yapılan istek, iyilik değildir. Oğlu Yosef’in babasına cevabı vasiyetini aynen yerine getireceğim müsterih ol,demiştir. Yaakov Avinu rahatsızlığına rağmen yatağından kalktı ve Tanrı huzurunda eğildi. Yaakov’u oğulları ,torunları ve yoğun bir insan topluluğu , büyük bir saygı ve huşu içinde onu defnettiler.

Yosef ve kardeşleri başbaşa kaldığında, Yosef’in ağabeylileri tereddüt içinde idiler, Yosef’ten af dilediler. Yosef ise onları güzel sözler ile teselli etti ve siz bana hiçbir şey yapmadınız dedi. Bütün olay Tanrı’nın bize bu güzel günleri bahşetmek için çizdiği bir yoldu dedi.

Yosef 110 yaşında ölür. Oğlu Menaşe’nin çocuklarını büyütür ve onlara rehber olur. Onun da vasiyeti Kenaan topraklarında defnedilmesi idi. Fakat bu arzusu çok geç gerçekleşti. Ancak Bene Yisrael Mısır’dan çıktıkları zaman Moşe Rabenu Yosef’in,vasiyetini yerine getirdi onun kemiklerini toplayıp beraberinde Sinay çölüne getirdi.

Aftarada: David Ameleh ölümü şöyle ifade eder :oğlu Şelomo’ya ben herkesin gideceği yola gidiyorum işte o zaman günler, kalan ömür değer kazanır. O günler değerlendirilir ise güçlü olursun, hislerine hakim olursun. İşte istenen, aranan, insan olursun.

KADINLAR NASIL LAYIK OLACAKLAR?

Rav Berti Derofe

“Zevulun deniz kıyılarında barınacak…”(39:13)

Yalkut Şimoni’de şöyle yazar: “Zevulun deniz kıyılarında ticaretinde, Yisahar da Tora’sındadır. Onlar hem bu dünyada hem de gelecek dünyada ortaktırlar.”

Rabi Eliyau Lupyan zt”l “Lev Eliyau” kitabında Devarim Kitabındaki (33:18) “Neşelen Zevulun [sefere] çıktığında; ve Yisahar – çadırlarında.” pasuğunun üzerine Raşi’nin “Neşelen Zevulun —Bu dünyadan— çıktığında.  Neden? Çünkü Yisahar çadırlarında.” açıklamasını getirir ve şöyle devam eder: “Yani pasukta yazdığı gibi Zevulun bu dünyadan ayrılırken gelecek dünyadaki payı için endişelenmeyecek, tam tersine sevinecektir. Çünkü Gan Eden’deki yeri konusunda emindir.” “Çünkü Yisahar çadırlarında.” Yani Yisahar çadırda oturup Tora öğrenebiliyorsa bu Zevulun’un ona Tora öğrenebilmesi için yardım edip, destek olması sayesindedir. Bu yüzden Zevulun bu dünyadan ayrılırken sevinecektir.

Masehet Berahot 17A’da Hahamlar soruyorlar: “Kadınlar nasıl (gelecek dünyadaki ödüle) nail olacaklar?” Ve cevaplıyorlar: “Çocuklarını sinagoga Tora öğrenmeye, kocalarını Bet Midraş’a Tora öğrenmeye yollayıp geri dönmelerini bekleyerek.”

Praglı Rabi Yeonatan bunun üzerine sorar: “Kadınlar Tora’daki bütün yapma mitsvalarından ve zamana bağlı olmayan yap mitsvalarından sorumludurlar. O zaman Gemara’da sorulan “kadınlar nasıl gelecek dünyadaki ödüle nail olacaklar” sorusunun anlamı nedir? Cevabın “işte bu mitsvaları yerine getirerek” olması gerekir.” Rabi Yeonatan şöyle cevaplar: “Kadınların saydığımız bütün bu mitsvalardan sorumlu olduğu bir gerçektir fakat Tora öğrenimi mitsvasından kadınlar muaftırlar. Bu durumda Tora’nın zehutu onlarda eksiktir. Bu yüzden Hahamlarımız gemarada kadınlar nasıl nail olacaklar diye sorar ve ardından kadınların da Tora öğrenimiyle ilgili bir payı olduğu cevabını verirler. Bu pay sayesinde onlarda da Tora’nın zehutu olacaktır.

Zoar Akadoş Peraşat Teruma’da Rabi Hiya ve Rabi Aba’nın bir evde misafir edilirken başından geçen bir olayı anlatır. Gece yarısı bütün ev ahalisi uykuya daldığında Rabi Hiya ve Rabi Aba Tora öğrenmek amacıyla kalkarlar. Ev sahibinin kızı da onları duyunca kalkar ve onlar için bir lamba yakar. Lambayı yaktıktan sonra Tora sözlerini dinlemek için onların arkalarında bekler.

Rabi Yose (konuyu) açtı ve şöyle söyledi: “Mitsva kandildir ve Tora ışık.” Mitsva kandildir —Yani insanın bu dünyada yaptığı her mitsvaya karşılık, gelecek dünyada onu aydınlatmak amacıyla bir kandil dikerler. Tora ışık — Tora öğrenen herkes Yüce Işığa nail olur ve kandillerini bu Yüce Işık’la yakarlar. Işıksız bir kandilin hiç bir değeri olmadığı gibi, yakacak bir kandil olmadığında ışığın da bir özelliği yoktur. Yani ikisi de birbirine muhtaçtır. Bu yüzden kandilleri dikmek için mitsva yapmak gerekir ve bu kandilleri yakmak için de Tora öğrenimi. Ne mutlu hem kandil hem de ışığa sahip olan kişiye!..

Bir an arkasına bakar ve ev sahibinin kızının orada olduğunu görüp ekler: Mitsva kandildir — Nedir bu kandil? Bu, kadınların sahip olduğu mitsva kandilidir. Yani Şabat kandili. Kadınlar Tora öğrenme mitsvasından sorumlu olmadıklarından kandillerini yakacak ışığa nail olamamaları gerekirdi. Fakat kocalarının öğrendikleri Tora’nın ışığı onların kandillerini yakacaktır.

Ev sahibinin kızı bu sözleri duyunca ağlamaya başlar. Babası da uyanır, kızından bu sözleri duyar ve o da ağlamaya başlar. Rabi Yose onların ağladığını görüce ev sahibine sorar: “Acaba kızınızın kocası, damadınız Tora öğrenmeye nail olamamış biri mi?” Baba cevap verir: “Evet, malesef öyle. Zaten bu yüzden haftalardır ağlıyoruz. Kızımı evlendirmek için büyük bir Tora alimi arıyordum. Bir gün sinagogun çatısında oturan bir genç gördüm. Sinagogun içinde kadiş söylemeye başladıklarında bu genç de kadişi duymak istedi ve yetişebilmesi için de tek yol çatıdan atlamaktı. Gerçekten de bu genç öyle yaptı ve kadişe yetişti. Bu hareketi yaptığını gördüğüm anda kendi kendime, “Bu gencin büyük bir Tora alimi olduğu belli” dedim ve cemaat sinagogdan çıktığı anda gittim, çok genç olmasına ve onu hiç tanımamama rağmen, kızımı ona verdim. Sonradan farkına vardık ki aslında Birkat Amazon söylemeyi bile bilmiyormuş.”

Bu sırada damat da uyanır, gelir ve onlarla beraber oturmaya başlar. Rabi Yose ona bakar ve “Ben ya bu gençte ya da onun gelecekte doğacak çocuğunda bütün dünyaya yayılan bir Tora Işığı görüyorum.” der. Damat bu sözleri duyunca güler ve onlara, “Öğretmenlerim, size bir şey söyleyeceğim” der. Onlara Tora sözleri söylemeden önce yaşının küçüklüğü sebebiyle üzerine iki ay boyunca konuşmama orucu aldığını ve bu orucun bugün bittiğini anlatır. “Şimdi madem ki evimize misafir oldunuz ben de size Tora sözleri söyleyeyim” der ve divre Tora yapmaya başlar.

Zoar’ın bu sözleri bizlere, kadınların Tora öğrenimindeki paylarının, kocalarının Tora öğrenimine bağlı olduğunu ve onların öğrenimi sayesinde kendilerinin de Tora’nın Işığı’na nail olduklarını öğretir.

 

 

 

 ASE LEHA RAV:KENDİNE RAV SEÇ

 

RAV ELİYAU KOEN: MAHAZİKE-TORA

İLHOT TEFİLA

(Tanrı’ya ibadet)

İ- Tefilat a-Amida (Amida duası)

Ayaklarımızı birleştirerek, tek ayakmış gibi ayakta durarak ve sessizce yaptığımız yegâne dua, Amida duasıdır. Ayaklarımızı hiç kımıldatmadan birleştirmemizin sebebi hakkında değişik açıklamalar vardır. Bir açıklamaya göre, Meleklere benzemek istememizdendir. Navi Yehezkel, meleklerden bahsederken “Veragleem regel yeşara” (1-7) “Ayakları düzgün ayaktır” demiştir. Yani meleklerin ayakları, birleşik tek ayakmış gibi görünür.

Başka bir açıklamaya göre, dünyevi şeylerle uğraşırken ayaklarımızın durumu her zaman açıktır. Örneğin, yürürken, koşarken, tırmanırken hatta istirahat ederken, yani otururken bile ayaklarımız yapışık değil, açıktır. Amida söylediğimiz vakit ise, ruhanilikle meşgul olduğumuzdan, ayaklarımızı yapıştırır ve sembolik bir şekilde, maddi şeylerden uzak olduğumuzu belirtmeye çalışırız.

Şulhan Aruh, amida hakkında şöyle yazar: “Amida söyleyen kişi, başını öne eğmeli, gözlerini yere indirmelidir. Kalbini ise göklere çıkarmalı, kendini Bet-Amikdaş’ta hissetmeli ve Ulu Tanrı’nın önünde olduğunu aklından çıkarmamalıdır.” (Orah Hayim 95/2).

Ellerinin durumuna gelince, Şulhan Aruh şöyle devam eder: “Amida’yı ezbere biliyorsa, onları sağ elini sol elinin üstüne gelecek şekilde, kalbinin üstünde kavuşturmalıdır. Tıpkı önemli bir kişinin önünde durulduğu gibi.” Zamanımızın Posek’leri günümüzde, önemli kişilerin önünde dururken, eski devirlerde olduğu gibi el-pençe durulmadığını hatırlatarak, bu hususun bağlayıcı olmadığını yazmaktadır. Bu bakımdan ellerimizi dilediğimiz şekilde, bir şartla ki kibar bir şekilde serbest bırakabiliriz. Fakat katiyetle ellerimiz ceplerimizde olmamalıdır.

Amida söylerken bazı kişilerin devamlı sallandıklarına şahit oluruz. Bazı Posek’ler, buna dua eden kişinin büyük coşku ve heyecan duygusu içinde olmasındandır der. David Ameleh Teilim kitabında bunu şöyle ifade eder: “Kol, atsmotay tomarna Ad…mi kamoha” (35/10) “Bütün uzuvlarım : Tanrım! Senin gibi var mıdır? desin.”

Buna karşın diğer Pose’`ler, Amida söylerken hiç sallanmamak gerektiği, tersine başı öne eğik, vücudu ise hareketsiz olmasını savunurlar. Onlar da Teilim kitabından şu ifadeyi hatırlatırlar: “Ranenu Tsadikim b-Ad… layşarim nava teila” (33/1) “Tanrı’ya terennüm ederken Tsadik’ler doğru (olduklarında) şeref kazanırlar.”

Sonuç: Amida söyleyen kişi, Tanrı’nın önünde durduğunu bir an bile aklından çıkarmamalıdır. İçinden sallanmak arzusu geliyorsa, başkalarını rahatsız etmemek  ve kibar bir şekilde olması şartı ile müsaadelidir.

 

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

El Gid Para El Pratikante

RABİ HİYA: Babil’in Kapri şehrinde doğmuştur. Henüz gençken Erets- Yisrael’e gelmiş ve Rabi Yeuda Anasi’nin Tsipori şehrindeki yeivasında öğrenim görmüştür. Rabi Hiya, zamanla Rabi Yeuda’nın arkadaşı oldu. Rabi Hiya büyük bir bilgin olup, aynı zamanda ticaretle de uğraşırdı. David Ameleh’in kardeşi Şimi’nin ailesine mensuptu.

Rabi Hiya, herkes tarafından saygı gören bir kişiydi. Rabi Yeuda Anasi bile onun için “Rabi Hiya’nın çalışmaları çok büyüktür” demiştir. Rabi Hiya, Rabenu Akadoş’un Mina’yı oluştururken dışarıda bıraktığı birçok sözlü kanunu toparlayarak Tosefta’yı derlemiştir.

Rabi Hiya bütün hayatını çocukların eğitimine adamıştır. Talmud şu olayı aktarır: Rabi Hiya Tora’nın unutulmaması için elinden gelen her şeyi yapardı. Keten eker, bundan ağ yapar, bu ağlarla geyik avlardı. Hizmetkarları onları keserler, etini yetimlere verir, derisinden de parşömen yapardı. Şehirden şehire öğretmen olmayan yerlere giderdi. Tora’nın beş kitabını yazıp, bunların her birini bir çocuğa ezberletirdi. Bu çocuklar kendi öğrendikleri kitabı, daha sonra diğer dört çocuğa öğretirdi; böylece o şehrin bütün çocukları Tora’yı öğrenirdi. Tora bu sayede Yisrael içinde unutulmamıştır.

Rabi Hiya, Rabi Yeuda Anasi’den sonra ölmüş ve Galil’de gömülmüştür. Tüm millet, Rabi Hiya’nın kutsal bir kişi olduğunu biliyordu. Yeuda ülkesinin her yanından mezarını ziyarete gelirlerdi.

RABİ OŞAYA: 3830 [70] yılında Yeruşalayim’de doğmuştur. Amoraim’in ilklerindendir. Rabi Oşaya, Raba Bar-Bişna’nın oğluydu. Rabi Yeuda Anasi’nin yeivalarında öğrenim görmüş ve zamanla çok ünlü bir Rav olmuştur.

Rabi Hiya’nın yardımıyla, Rabi Yeuda Anasi’nin Mina’ya katmamış olduğu Alahalar’ı toplamış ve bunları ayrı bir bölümde toplamıştır. Bunlara Baraytot (Baraytalar) denir. Baraytalar’la ilgili bu derleme, neredeyse Rabi Yeuda Anasi’nin Mina’sı ile aynı statüde kabul edilir. Bu kanunlar tüm Talmud bilginleri tarafından tanınmış ve kabul edilmişlerdir.

Rabi Oşaya, yeivasını Tsipori şehrinde kurmuştur. Kendisi büyük bir konuşmacıydı. Deraaları MidraRaba’da toplanmıştır.

Rabi Oşaya ileri yaşlarında yeivasını Kisrin’e nakletmiştir. Bu büyük bilginden Tora öğrenmek için memleketin her tarafından öğrenciler gelirdi. Rabi Oşaya’ya hahamlar tarafından “Mina’nın Babası” adı verilmiştir.

CUMA AKŞAMI SEDERİ ALAHALARI

Rav Berti Derofe

53. Kişi Kiduş’u söyledikten sonra ara vermeden Seuda’ya geçmelidir.

54. Öncelikle eller ritüele uygun şekilde yıkanır ve “Al Netilat Yadayim” berahası söylenir.

55. Fakat Kiduş’u dinleyerek Hova’dan çıkacak kişiler eğer bir zorluk olacaksa (Seuda’da çok fazla kişi varsa) Netila’Kiduş’tan önce de yapabilirler.

56. Eğer Kiduş’u söyleyecek kişi Kiduş yapmadan önce Netila yaparsa hem Netila ile Amotsi arasında ara vermemek gerektiğinden hem de bu hareketiyle ekmek yemeği daha fazla istediğini gösterdiğinden, Kiduş’u şarapla değil, ekmekle yapar.

57. Netila yapıldıktan sonra ara vermeden sofraya geçilir.

58. Şabat günü yapılan üç Seuda’da da “Lehem Mişne” (İki Ekmek) mitsvası vardır. Bu yüzden her seudada en azından iki bütün ekmekle Amotsi yapmak gerekir.

59. Eğer bir ekmek kesilmiş ama koparılmamışsa, kesilen parçadan tutulup kaldırıldığında parça ekmekten kopmuyorsa bu ekmek “Lehem Mişne” mitsvasını yerine getirmek amaçlı kullanılabilir.

HAFTANIN SÖZÜ

Kendine bir rav seç ve şüpheden kurtu

Raban Gamliel