Yazdır

olmakSevgili Sara ve Sevgili David,

Annenizle benim, Yahudi olma konusuna neden o kadar önem verdiğimize zaman zaman şaşırabilirsiniz. 

Haklısınız. İşte samimi yanıtım: Yahudilere uzun zaman önce kendilerinden daha büyük bir hakikat tarafından bir şekilde el sürüldü ve değişime uğradılar. Öncelikle Tanrı ile evrenin içinde ancak ötesinde olan bir mevcudiyet olarak karşılaştılar. Bu, her şeyi değiştirdi çünkü eğer Tek bir Tanrı varsa ve her insan Onun görüntüsünde yaratılmışsa, bu demektir ki her insanın tartışılmaz bir onuru vardır. İnsan hayatı kutsal demektir. Eninde sonunda hepimiz eşitiz demektir. Ve eğer evren, özgür bir Tanrı’nın özgür bir yaratılışı ise, Onun görüntüsünde olan biz de özgürüz demektir. Ahlak denen sistem ile kişisel ve toplu sorumluluk bağlamında ima ettiği her şey, işte buradan doğdu.

Yahudiler insani sorumluluk ve özgürlüğün ve eşit derecede onurlu bir toplumun anlamını; hakkın güçten daha önemli olduğunu ve Batı uygarlığında sonunda devrim yaratan birtakım başka iç görüleri kavrayan ilk halk oldu. Yahudilik iki başka dine de esin kaynağı oldu: Hıristiyanlık ve İslam.

Bu iki din birlikte, yeryüzünde yaşayan altı milyar insanın yarısından fazlasını barındırıyor. Ve Yahudiler, Yahudiliğe karşı başkaldırdığı zaman, bunu dünyayı değiştirecek şekilde yaptılar: Siyasi liberalizmin kurucusu Spinoza, devrimci Karl Marx ve ruhun doktoru Sigmund Freud. Sanırım her üçü çok yanıldı ama tümü de derin olmasına, çok derindi.

Yahudilik hep olduğu gibi, bugün de gündemde. Yahudi olmayanlar, aile ve cemaatlerimize, eğitime bağlılığımıza, okullarımızın mükemmelliğine, hesed, tsedaka, iyi edimler ve cömertliğe verdiğimiz öneme hayranlık duyuyor. Tıp, sosyal ve iş etiği konularında Yahudiliğin görüşü aranıyor. İnsanlar bilgeliği ve iç görüleri yüzünden Yahudiliğe saygı duyuyor. Fanatik olmadan doğru olmayı biliyor. Güçlü ilkeleri var ama bunları başkalarına dayatmaya çalışmıyor. Yahudilik, mizah ve insanlığa sahip.

Yahudilik tabii ki talepkâr. O kadar çok kanun ve ayrıntı var ki, insan bazen büyük resmi göremeyebiliyor. İlk Fransız izlenimciler gibi... İnsan başta sadece fırça darbeleri ve karışıklık görüyor. Monet, Renoir, Pissarro ve diğerlerinin, yüzeylerin üzerindeki ışık oyunlarını resmederek yeni bir bakış açısı yarattığını anlamak, zaman alıyor. Yahudilik de aynı şekilde, bir kanunlar ve gelenekler karmaşası gibi görünebilir ama sonunda, tamamıyla yeni bir hayat tarzı olduğunu idrak edersiniz. Yahudi Kanunu Alaha, en yüksek idealleri basit eylemlere dönüştürür. Çelişki şuradadır: Çoğu kişi, Yahudilik daha kolay ve daha az talepkâr olduğu takdirde daha çok insanın Yahudiliğe uyacağını düşünür. Neden tam 613 emir? Yahudi olmayı basitleştirmek daha iyi olmaz mıydı? Pesah, Şavuot ve Sukot’u düşünün. Bu bayramlardan hangisi ortalamada daha çok insan tarafından tutulur? Çoğu insan Sukot’tan çok, Pesah’ı tutar. Çoğu da Şavuot’tan çok, Sukot’u. Yahudi dünyasının neresine giderseniz gidin, bu böyledir.

Şimdi kendi kendimize soralım: Bu bayramların hangisi daha talepkâr? Pesah açık ara en zor olanıdır. Evi temizlemek, mutfağı kaşer hale getirmek, özel mutfak aletleri kullanmak ve daha pek çok şey gerekir. Ardından Sukot gelir. Lulav ve etrog satın almak, suka inşa etmek zorundasınız. Şavuot çok daha kolaydır çünkü özel bir mitsva’sı yoktur; ilk gece tikun için ayakta kalmayı saymazsak tabii.

Demek ki, bir bayrama uymak ne kadar zorsa, daha çok insan o bayramı tutuyor. Şimdi de en zor günü düşünün: Yemek içmek yok, sevinç ve kutlama yok... Bütün günü sinagogda, neyi yanlış yaptığınızı düşünerek geçiriyorsunuz. Hiç kimsenin bu günü tutmaması için bütün koşullar yerli yerinde. Ama  tabii ki bunun tersi geçerli. Yom Kipur yılın tüm başka günlerine göre, en çok Yahudi’nin sinagoga geldiği gündür.

Mantığa aykırı ama doğru: En fazla değer verdiğimiz şeyler, en zor olanlarıdır. Bu, öğrenim için de, iş için de, spor için de, tinsel konular için de geçerlidir. Aza mal olan şeylere az değer veririz. Bizim için en önemli şeyler, uğruna fedakârlık ettiğimiz şeylerdir. Yahudilik kolay olsaydı, çoktan ölmüş olurdu.

Yahudi olmanın bir ayrıcalık olduğundan asla kuşku duymayın. Halkımız dünyayı tüm diğer halklardan daha çok değiştirdi. Yaşamanın daha kolay yolları var ama hiçbiri daha tatminkâr değil. 

Tanrı, halkımızdan büyük işler ister. Halkımızı büyük kılan da budur.