Yazdır

              Bu Hafta İçin Saatler           

4 Elul

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:32

7:43

-----

Yeruşalayim

6:23

7:34

Tel Aviv

6:47

7:45

30 Ağustos

Tel Aviv

6:38

7:36

İstanbul

7:28

8:08

2014

İstanbul

7:17

7:57

ŞOFETİM

 

Hatırlatmalar:

 

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 16:18-21:9)

[www.chabad.org]

 

Moşe, Bene-Yisrael’e her şehirde, yargıçlar ve yasayı uygulayıcı polis memurları görevlendirmelerini söyler; “Adalet! Adaleti takip edeceksiniz” diye emreder onlara ve “bunu yozlaşmadan ve kimseyi kayırmadan yerine getireceksiniz” der. Suçlar, çok dikkatlice soruşturulacak ve kanıtlar iyice incelenecektir. Mahkûmiyet ve ceza için, en az iki geçerli tanığın ifadesi gereklidir.

Moşe, her nesilde, Tora yasalarını açıklama ve uygulama görevinin emanet edileceği kişiler olacağını söyler. “Sana öğretecekleri Tora sözlerine ve onların vereceği hükümlere göre hareket edeceksin. Sana söyleyeceklerinden ne sağa ne de sola sapacaksın” (Devarim 17:11).

Şofetim peraşasında putperestlik ve büyücülükle ilgili yasaklara, kralın göreve gelmesi ile ilgili ve davranışlarını düzenleyen kanunlara ve kasıtsız cinayet işleyenler için “sığınma şehirleri” kurmanın ana noktalarına da yer verilmiştir. Bunun yanında savaş kurallarının çoğu, yeni evlenen, yeni bir ev inşa eden, bir bağ diken ya da “korkan ya da yumuşak-yürekli” olan birinin savaşa gitmekten muaf olması, bir şehre saldırmadan önce barış şartlarının sunulması zorunluluğu, kuşatma sırasında meyve ağaçlarının kesilmesini yasaklayan kural ile örneklendirilmiş değerli bir şeyin acımasızca yok edilmesi yasağı da bu bölümde yer alır. Tora bu noktada ünlü “Çünkü insan kırdaki ağaçtır” ifadesini kullanır.

Peraşa, “Egla Arufa Boynu Vurulan Düve” kanunu ile sona erer. Bu, bir insanın faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi ve cesedinin bulunması durumunda uygulanan, toplumun ve liderlerinin, sadece yapmaları gereken değil, bu olayı nasıl önleyebileceklerine dair sorumluluklarını da vurgulayan özel bir prosedürdür.

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav Yeuda Adoni

 

Şelomo Ameleh, Mişle kitabında Tora’nın gösterdiği tüm yollar güzeldir diye yazmıştır.

Tora, dünyaya barış getirir.

Dünyayı, Tanrı barış temelleri üzerine kurmuştur. Gökyüzü Tanrı tarafından, ateş ve sudan  yaratılmıştır. İki zıt madde ateş ve su, gökyüzünü oluşturmuştur. Zira her şey Tanrı’nın emri doğrultusunda oluşur. Tanrı barışı gökyüzünden bizlere gönderir. Tanrı’nın adı da barıştır. ŞALOM.

Kişi Tora öğrendiği zaman Tanrı ona sağlık verir. Teilim kitabında okuduğumuz gibi; Tanrı’nın bize verdiği Tora, canımıza can katar. Bu nedenle Şofetim Peraşası şöyle başlar: Tanrınızın size vereceği kentlerde, kabilelerinize yargıçlar, yöneticiler atayacaksınız. Onlar halkı gerçek adalet ile yargılayacaklar. Adalet dünyanın varoluşunu sağlar. Adalet olmaz ise yeryüzünde hırsızlık, cinayet, haksızlık çoğalır.

Adil olmak Tanrı’nın buyruğudur. Tanrı tüm insanlara karşı merhametlidir. Tanrı’nın merhametine nail olmak için biz insanların adil olması gerekir. Tanrı şöyle buyuruyor: Doğruluğun ,yalnız doğruluğun ardından gidin.

Şelomo Ameleh’in oturduğu tahta şöyle yazılı idi: Yargıda haksızlık yapma, kimseyi kayırma, ancak böyle davranırsan, dünyadan kötülüğü yok edebilirsin.

Kötülüğü, Pesah’ta hametsi yaktığımız gibi içimizden yakmalıyız. Nasıl Erev Pesah ta evlerimizde hametsi arayıp yakıyorsak, içimizde olan kötülükleri de arayıp yok etmemiz gerekir.

Peraşamızda yönetim hakkında şöyle bir bilgi vermektedir: Eğer kentlerinizde, dava, saldırı konusunda sizi aşan sorunlarla karşılaşırsanız Tanrı’nın seçtiği yere gidin. Sorunlarınızı Levilere, Kohenlere ve o dönemde görevli yargıca götürüp soruşturun.

 Bu durumlar karşısında şahitler  de doğruyu söylemek durumundadırlar.

 Peraşamız da ,halkın günün birinde başlarına onları yönetmek üzere bir kralın atanmasını isterler ise, Tanrı’nın uygun göreceği bir kralı atayabilirsin. Bu cümle bize Tanrı’nın her şeye kadir olduğunu, bütün gücün O’nda olduğunu anlatır.

Tanrınıza karşı günah işlemeyeceksiniz. Tanrı buyruklarından dışarı çıkmayacaksınız. O zaman Tanrı her yerde bizim yardımcımız olacaktır.

Daima düşündüğün gibi konuş, konuştuğun gibi düşün…

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR

ELUL AYI – HAREKET ZAMANI

Rav Ceki Baruh

 

İşte Elul ayı geldi. Roş Aşana günü dünya üzerindeki her bireyin yeni yıl ile ilgili kararı belirlenecek ve Yom Kipur’da da mühürlenecek. Tanrı, bizlere olan sonsuz iyiliğinden dolayı, hatalarımızdan dönebilmemiz ve kendimizi Roş Aşana gününe kusursuz bir şekilde hazırlayabilmemiz için Elul ayını verdi.

 

Bizler, bu hazırlıklar çerçevesinde Selihot duaları söyleriz, mitsvalarımızı daha detaylarına dikkat ederek yerine getiririz ve düzeltilmesi gereken yönlerimizi düzeltmeye gayret ederiz. Ancak bir yıl boyunca yaptığımız tüm olumsuz davranışları bir ay içinde düzeltmeye kalkışmamız biraz zor bir iş gibi gözükmektedir. Selihot dualarında da şöyle deriz, “Kedalim, Uhraşim Dafaknu Delateha – Bir fakir, zavallı bir kişi gibi Kapını çalıyoruz”. Bizler de, Tora’yı gerektirdiği gibi yerine getiremediğimizin farkındayız ve durumumuz hikayede anlatacağımız hizmetçiye benzemektedir:

 

“Ev sahibi önemli bir davet verir. Davet sırasında şarabın azaltmakta olduğunu görünce, hemen hizmetçisini mahzene gönderir. Kendisinden hangi şarabı istediğini en ince ayrıntısına kadar anlatır; hangi yıla ait olduğunu, hangi sırada, hangi şarabın yanında durduğunu söyler. Hizmetçinin şarabı bulamaması imkansızdır. Ancak on beş dakika geçer ve hizmetçi ortalıklarda yoktur. Yarım saat geçer, bir saat geçer ve ev sahibi artık dayanamamaktadır. Misafirlerine karşı mahcup olmaktadır. Sonunda yapacak tek çözüm kalmıştır – mahzene inmek ve durumu kontrol etmek. Ev sahibi daha merdivenleri inerken, burnuna ağır bir şarap kokusu gelir. Mahzene yaklaşır ve hizmetçisini en üstteki şarap fıçısının üzerinde şarapları içmiş ve sızmış olarak bulur.”

 

Tanrı bizlere yıl boyunca uygulamamız için emirler vermiştir. Her sabah tallet tefilin giymemizi, Şarit Minha Arvit dualarını söylememizi, Şabat’a bakmamızı, kaşerut’a bakmamızı vb. emretti. Bizler ise tüm bunları yerine getirmek yerine şarap fıçısının üzerinde içip sızmayı tercih ettik.

 

Tanrı da, bizleri çok iyi tanıdığı ve böylesi büyük bir yükün altından kalkamayacağımızı düşüneceğimizi bildiği için, bizlere Elul ayını verdi. Elul ayı manevi anlamda Tanrı’ya dönebilmemiz için en uygun aydır. O kadar ki; tarlalarda ekme zamanı, biçme zamanı ve ürün toplama için belirli ayların olduğu gibi, teşuva yapmak için de en uygun ay bu aydır. Hasidik ravlar Elul ayında Tanrı için, “Kral bahçeye çıktı” derler. Tanrı, yıl boyunca Kendisi’ni gizli odalarına kapatır. Sadece üst rütbeli ve en önemli kişiler olan neslin önde gelen hahamları, kendilerini Tora’ya adamış kişiler girebilir. Ancak bu günlerde Tanrı, bahçesine çıkar ve O’na yaklaşan herkesi dinler.

 

Hepimizin bildiği gibi, Şir Aşirim duasında şöyle bir pasuk okuruz; Ani Ledodi, Vedodi Li – Ben Sevdiğime, Sevdiğim de bana.” Bu cümlenin anlamı şudur: Öncelikle pasukta yazan kelimelerin baş harflerinden Alef + Lamed + Vav + Lamed = Elul ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Tanrı bizlere sevdiğim diye hitap etmektedir. Elul ayında Tanrı’nın bize olan sevgisi son derece artmakta, Kollarını ardına kadar açıp bizleri kucaklamayı beklemektedir.

 

Bizler kendi üzerimize düşen görevi yapacağımız zaman, Tanrı da teşuva prosedürümüze gerekeni yapacaktır. Pasukta şöyle yazmaktadır – Umal Aşem Elokeha Et Levaveha Veet Levav Zareha, Leaava Et Aşem Elokeha Behol Levaveha Ubehol Nafşeha –“Tanrı’nı tüm kalbinle ve tüm canınla sevebilmen için, Tanrın,  kalbini ve soyunun kalbini engellerden arındıracak” (Devarim 30:6). Bu pasukta da gördüğümüz gibi, (Alef)Et+(Lamed)Levaveha+(Vav)Veet+(Lamed)Levav kelimeleri bize Elul kelimesini vermektedir.

 

İnsan kalbini örten tüm engellerden, kendisini Tanrı’ya yaklaşmasını engelleyen tüm etmenlerden kurtulmasının, onları kesip atabilmesinin en uygun zamanı bu aydır. Bu ayda insanın yılın diğer ayları gibi, köşeye çekilip “Tanrı büyüktür, bizi affeder” şeklinde davranmak onun konudan ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.

 

Teşuva konusunun en önemli eserlerinden biri Şaare Teşuva’dır. Şaare Teşuva eseri şöyle bir hikaye anlatır:

 

Bir grup esir hapishanede yatmakta ve uzun bir süredir kaçmak için tünel kazmaktadırlar. Büyük gün gelir; tünel bitmiştir ve herkes kaçmaya hazırdır. Herkes sırayla tünele doğru girer ve birer birer firar başlar. Son anda içlerinden biri kaçmayı reddeder. Onu ne kadar ikna etmeye çalışırlarsa çalışsınlar, başarılı olamazlar. Sonunda gardiyan gelir ve onu sopayla döver.

 

Bu hikayeye hukuksal anlamda baktığımız zaman esir tabii ki en doğrusunu yapmıştır. Ancak Şaare Teşuva eserinin bizlere öğretmek istediği, Elul ayı gibi bir ay elimize gelmişken, teşuva yapabilmek ve kalbimizin engellerini kesip atabileceğimiz bir fırsat gelmişken, biz nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranabiliriz?

 

Elul ayı mitsvalarımızı daha iyi yapmamız gereken, insanlarla olan ilişkilerimizi güçlendirmemiz gereken bir aydır. Yapılacak çok iş vardır, doğrudur ancak Talmud, “Abaa Letaer Mesayein Lo – Temizlenmeye gelene yardım edilir”  der ve biz elimizden geldiğini yaptığımız zaman, Tanrı da bizlere her adımımızda yardımcı olacaktır.

 

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

SELİHOT DUALARI

Hazon Ovadya – Maran Haham Ovadya Yosef

 

  1. Selihot dualarının amacı, kişi tarafından anlaşılması ve kalbinin teşuva hisleriyle dolmasını sağlamaktır. Selihot duaları hızlıca değil, hissedilerek söylenmesi ve özellikle 13 Midot dualarının anlaşılarak söylenmesi gerekir.
  2. Kendilerini sinagoga gelip yüksek sesini duyurmak üzere selihot duaları söylemeye getiren kişilerin zararları yaptıkları mitsvadan daha büyüktür.
  3. Kişi elini kalbinin üzerine koymalı ve 13 Midot duaları söylenirken, bir manav listesi okur gibi değil, kalbinin derinliklerinden gelerek, pişmanlık hisleriyle söylemelidir.
  4. Elul ayından Yom Kipur’a kadar Amida’daki Aşivenu duasında teşuva yapması gereken kişilerin isimleri eklenebilir ve onlar için dua edilebilir.
  5. Tanrı korkusuna sahip kişiler her yıl tefilinlerini kontrol ettirirler.

 

Haftanın Sözü

  

Ben Sevdiğime, Sevdiğim de bana

(Şir Aşirim)