Bu Hafta İçin Saatler           

27 Av

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:40

7:52

-----

Yeruşalayim

6:32

7:43

Tel Aviv

6:55

7:54

23 Ağustos

Tel Aviv

6:47

7:45

İstanbul

7:39

8:19

2014

İstanbul

7:28

8:08

REE

 

Hatırlatmalar:

26 Ağustos Salı ve 27 Ağustos Çarşamba günleri Roş Hodeş Elul kutlanacaktır.

 

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 11:26-16:17)

[www.chabad.org]

 

“Gör!” der Moşe, Bene-Yisrael’e, “bugün önünüze beraha ve lanet [seçeneklerini] sunuyorum” – söz konusu berahaya, Tanrı’nın emirlerine uydukları takdirde kavuşacaklar, aksi takdirde başlarına lanet gelecektir. Bunlar, halk Erets-Yisrael’e girdikten sonra, Gerizim ve Eval dağlarının arasında açıklanacaktır. “Tanrı’nın, İsmi’ni barındırmak üzere seçeceği yerde”, halkın Tanrı’ya korbanlarını getireceği bir Bet-Amikdaş inşa edilecektir. Tanrı’ya başka bir yerde korban sunmak yasak olacaktır. Hayvanlar, korban değil de etinin yenmesi amacıyla, başka bir yerde kesilebilir; ancak kan hiçbir şekilde yenemez.

Sahte bir peygamber ya da insanları putlara tapmaları için ikna eden birinin cezası idamdır; putperest bir şehir yok edilmelidir. Peraşada, Kaşer hayvanlar için belirleyici işaretler ve kaşer olmayan kuşların listesi tekrarlanır.

Bütün ürünlerin onda biri Yeruşalayim’e getirilip orada yenmelidir. Eğer yol uzaksa, bu ürünler satılıp, parasıyla Yeruşalayim’de yiyecek satın alınır ve bunlar orada yenir. Belirli bazı yıllarda, bu onda birlik kısım fakirlere dağıtılır. İlk doğan (behor) sığır ya da davar Bet-Amikdaş’a korban olarak getirilir ve etini Koenler yer.

Yardımseverlik/Tsedaka mitsvası, bir Yahudi’ye, ihtiyaçlı olan kişiye armağan ya da borç verme yükümlülüğü verir. Şabat yılında (yedi yılda bir toprağın dinlendirildiği yıl – Şemita), bütün borçlar bağışlanır ve tüm köleler serbest kalır.

Peraşamız, herkesin Bet-Amikdaş’ta Tanrı’nın Huzuruna “görmeye ve görülmeye” gittiği, üç bayram – Pesah, Şavuot ve Sukot – kanunlarıyla son bulur.

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva

 

Ree  peraşasında  Moşe Bene Yisrael  ile birlikte Tora’yı gözden geçirmeye devam etmektedir. Ellul ayına yaklaştığımız bu günlerde, davranışlarımızı bir kez daha gözden geçirmenin gerekliliği ortaya çıkar. Yıl içinde yaptığımız hatalı davranışları affettirmek için en uygun zaman budur. Tora’ya göre üç davranış günahların affedilmesinde rol oynar.                                                                                                 

            1.Teşuva  (pişmanlık ve doğru yola dönüş ),  2.Tefila (dua),  3. Tsedaka

Tora bu hafta  Tsedaka’yı öğretmektedir. Ve bunu yaparken kime vereceğini belirtmekle kalmamakta, aynı zamanda nasıl vermemiz gerektiğini de açıklamaktadır. Tora, Tsedaka konusunda iki tarafın söz konusu  olduğunu açıklamaktadır. Veren ve alan.  Çoğu zaman veren, alandan oldukça farklı düşüncelere sahiptir.  Bir şeyler vermek istemektedir ama alana karşı pek de büyük bir ilgisi yoktur. Hatta kapısına gelen adama karşı olması muhtemel  olumsuz duygularına karşın, Tsedaka’yı  sırf mitsva olduğu için verenlerin sayısı az da değildir. Belki de Tora bu haftaki peraşasa “ona verdiğin zaman kalbinde kalbinde kötü olmasın “ sözleriyle bize önemli bir ders vermek amacındadır.

Kişi,  Tsedaka’yı  vermekle  kalmamalı, alan kişinin durumunu iyice düşünmelidir.  Alan kişinin gerçek durumu konusunda  bir an durup kafasını çalıştırmalı ve kendini onun yerine koymalıdır. Bu şekilde, verilen Tsedaka’nın  tam olarak ne için verildiğini anlama fırsatı doğacaktır. Tsedaka verirken kalbinizin olumsuz duygular taşımadığından emin olmamız gerekir. Tora, en basit ihtiyaç sahibini, kendisiyle ilgili bölümünü  tekrar  tekrar belirterek   vurgulayacak kadar çok düşünmektedir. ” Ona kesinlikle ver, ona  verdiğin zaman kalbinde kötü hissetme”   Eğer Tora ihtiyaç sahibi birini, “sadece paraya ihtiyacı olan biri’nin ötesinde bir şahsiyetle sonlandırdığına ve ona belirgin bir önem verdiğine göre, o zaman şüphesiz bizim de aynı şekilde davranmamız  gerekiyor.

Talmud, tsedaka ve Gemilut Hasadim yani insanlara karşılıksız iyilik yapmayı, insanı Tanrı katına çıkarabilecek iki melek olduğunu vurgular.

İbranice tsedaka kelimesini diğer lisanlara çevirdiğinizde farklı anlamlar ortaya çıkacaktır. Türkçe sadaka , iyilik yapan, Fransızca charité, İngilizce charity, İspanyolca caridad, Latince caritas  anlamına gelir. Bunların hepsi anlamca sevgi, iyilik, bağış anlamındadır. Kısaca insanın insan olarak yapması gereken bir vazifesi olarak kabul edilir. Buna göre insanın vereceği tsedakanın azı, çoğu yoktur ve insana sevap kazandıracak bir harekettir. Tsedaka alan bir kişi de bu hareketi bir lütuf olarak görür. Fakat Tora’da belirtilen Tsedaka kelimesinin öğretisi diğer lisanlara göre farklı bir içeriğe sahiptir. Tsedakanın İbranice kökü tsadik dürüstlük ve doğruluk anlamındadır. Buna göre, Tsedaka mitsvasını yerine getiren kişi tsadik adil, dürüst olarak kabul edilir. Tsedaka verilmesinin esas nedeni adaleti yerine getiren bir vazife olmasıdır. Yahudilikte tsedakanın mecburi bir hareket olmasının nedeni sahip olduğumuz her şeyin Tanrı’ya ait olduğunun bilincinde olmamızdır. Bugün bizim sahip olduğumuz  maddi gücümüz bizlere Tanrı tarafından ödünç olarak verilmiştir. Bu nedenden dolayı, Tanrı tarafından bize verilen ödünç parayı eşit bir şekilde vermemiz gerekir. Bir bakıma Tanrı’nın bizlere verdiği hediyeleri hakkı olan başkalarıyla paylaşmak gerekir.

Etik Kitabımız olarak bilinen Pirke Avot’ta şöyle der: “Rabi Elazar iş Bartota omer: Ten lo mişelo, bedavid u omer ki mimeha akol umiyedeha natlu lah.”

Rabi Elazar Bartota şöyle der: Sen ve sana ait olan Tanrı’ya aittir. Kral David ek olarak der: Senin başkalarına verdiğin herşey senin değil Tanrı’ya aittir.

Talmud Masehet Taanit 24a’da şöyle bir olaya rastlamaktayız. Rabi Elazar tsedaka toplamakta olan iki kişiyi uzaktan görür görmez koşarak onlara neye ihtiyaçları olduğunu sorar. Yetim olan çift evlilikleri için bir miktar paraya ihtiyaçları olduklarını söylerler. O sırada kendi kızı için alacağı elbiseden vazgeçerek elindeki parayı tsedaka toplayanlara verip şu sözleri söyler: “Allah’ın inşa edeceği evlilik benim kızımın ihtiyaçlarından daha önemlidir.” Burada görüldüğü gibi bize ait olan her şey başkalarıyla paylaşmak içindir.

Her şeyin kuralı olduğu gibi tsedaka vermenin de kendine has kuralı vardır. Rambam tsedaka vermenin sekiz derecesi olduğundan bahseder. İçten olmadan, karşılık bekleyerek verilen tsedakanın en alt derecesi olduğunu belirten Rambam içten verilen, alan ve verenin birbirlerini tanımadan verilen tsedaka şeklinin de en yüksek derecede olduğunu belirtir.

Bu haftaki peraşada Tsedaka ile ilgili şu şekilde belirtmektedir. “Kalbini sertleştirme ve elini, yoksul kardeşinden esirgeme.. ona ver ve ona verdiğin zaman kalbinde kendini kötü hissetme; çünkü bu yaptığın sayesinde   Tanrı’n her yaptığında ve elinden çıkan her şeyde seni mubarek kılacaktır. (Devarim 15: 7-10)

Tora açık şekilde tsedaka veren kişinin, o anda kendini içinde bulunduğu maddi kaybı dert etmemesini, zira Tanrı’nın bu hareketinin karşılığında kendisini mübarek kılacağını belirtmektedir. Ayrıca, kişinin ihtiyaç sahiplerine katkısı, kendilerine yönelik bereketin de kaynağı olacaktır. Bununla birlikte maddi varlığa sahip olan kişi ihtiyacı olanlara vermeleri gerekip de vermedikleri her kuruş, sonuçta kendilerinde gerek maddi gerekse de manevi kayba yol  açacaktır. Bütün mahsulunun ondalığını vereceksin… (Devarim 14:22) İbranice’deki Aser (ondalık) ve Oşer (Zenginlik) sözcüklerinin benzerliğinden yola çıkarak, alimleriniz bu pasuğu şu şekilde söylerler: “Ondanlığı ver ve böylece zengin ol.” Bu pasuğu aynı zamanda şöyle de söyleyebliriz. Ondalık verebilmek için zengin ol . Kısaca Tsedaka vermek sahip olduğun mal varlığının berekete ve vermeme durumunda ise kayba yol açmasına neden olacaktır.

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR

ÇEVRENİN ZARARLARI

Rav Pinhas Erlinger’in Dereh Ets Ahayim kitabından derlenmiştir

 

Bu haftaki peraşamız Ree, bizleri kötü özelliklere sahip bir çevrenin içinde yaşamanın ne kadar zararlı olabileceğine dair uyarmaktadır.

 

“Tanrın, oraya gelip (topraklarını) miras alacağınız ulusları (senin) önünden kesip attığında, onları(n topraklarını) miras edinecek ve ülkelerinde yerleşeceksiniz. Dikkatli ol! Onlar önünden imha olduktan sonra, sakın aralarına takılma ve ilahları hakkında ‘Acaba bu uluslar kendi ilahlarına nasıl ibadet ederlerdi? Ben de aynısını yapayım’ diye arayışa girme” (Devarim 12-29-30).

 

Tora, Yisrael halkını, Yisrael Toprakları’na girmeden önce, ülkede yaşayan yabancı milletlerin davranışlarından etkilenmemeleri, geleneklerine özenmemeleri ve sonunda tanrılarına tapmamaları konusunda uyarmaktadır.

 

Yisrael halkı Yisrael topraklarına, Moşe Rabenu ile birlikte kırk yıl boyunca yaptıkları çöl gezisinden sonra, tsadik ve kutsal bir şekilde Tanrı’nın İsmi’yle girmektedirler. Ancak Yisrael topraklarında Tanrı inancından uzak milletler yaşamakta ve bu milletler putlara tapmakta, Yisrael halkı için de büyük bir tehlike teşkil etmektedir.

 

Rambam Mişne Tora adlı kanun kitabında, insana zararlı olabilecek bir çevrede yaşamanın ne anlama geldiğini şu sözlerle açıklar, “İnsanın doğası yaşadığı bölge gibi hareket etmesine, arkadaşları gibi düşünüp, onlar gibi davranmasına neden olur. Bu yüzden kişi tsadik kişilere bağlanmalı ve hahamların arasında oturarak davranışlarından nasıl davranması gerektiğini öğrenmelidir. Hayatları boyunca karanlıkta giden raşa kişilerin davranışlarından etkilenmemek için onlardan olduğunca uzaklaşmalıdır.”

 

İnsan her ne kadar Tora yolunda hatırı sayılır derecede yol kat ettiyse, karakterini düzeltmek için yıllarca kendisini kontrol altına almaya çalıştıysa bile, böyle bir çevrede yaşaması onu etkileyecektir. Kendisini etkileyemezse bile, kendisi kadar savunma kalkanına sahip olmayan çocuklarını etkileyecektir ki, bunun acısı çok daha büyüktür.

 

Tora, bu kavramı bizlere açık bir şekilde öğretmektedir:

 

Moşe Rabenu Yisrael Toprakları’na casuslar göndermeden hemen önce, Oşea’nın ismini Yeoşua olarak değiştirmişti – “Ancak Moşe, Oşea bin Nun’a ‘Yeoşua’ ismini vermişti (Bamidbar 13:16).” Pasuğu Raşi şu şekilde açıklar: “Oşea’nın isminin başına bir Yod harfi eklenmiştir. Böylece isim – Yeoşua – Tanrı’nın İsmi’ne ait olan Yod ve E ile başlamaktadır. Bu haliyle isim Y-A Yoşiyaha – Tanrı Seni (diğer casusların tasarılarından) Kurtarsın anlamı kazanmıştır. Bu ifade Moşe’nin Yeoşua için ettiği özel duayı yansıtır.”

 

Bir Şabat öğleniydi. Hafets Hayim ve öğrencileri Radin şehrinin biraz dışına çıkıp temiz hava solumaya gittiler. Ağaçların renkli yapraklarından, gökyüzünün serinleten maviliğinden zevk alarak ilerliyorlardı. Ta ki o manzarayla karşılaşana kadar. Kutsal Şabat günü karşılarında bir grup Yahudi herkesin önünde açık bir şekilde Şabat’ı ihlal ediyorlardı. Öğrenciler afallamış bir şekilde karşılaştıkları manzara ile şoka girerken, ravları Hafets Hayim sessizce “Şabat, Şabat” diye mırıldanıyordu.

 

“Ravımız öğret bize!” diye çıkıştı aralarından biri. “Eğer böyle bir durumda karşımızdakini uyarma yükümlülüğümüz var ise, ravımız neden mırıldanıyor? Seslice, bağırarak yapalım. Ve eğer uyarma yükümlülüğümüz yok ise, ravımız neden mırıldanıyor?

 

Hafets Hayim gözlerini öğrencisine doğru çevirdi ve ona, “Burada uyarma yükümlülüğümüz yok ve ben de hatalar içinde yaşayan Yahudi kardeşlerimi uyarmaya çalışmıyorum. Sadece kendime “Şabat Şabat” diye mırıldanıyorum. Böylece Şabat ihlali üzerimde her hangi bir etkisi olmayacak ve hislerim bu konuda duyarlı kalmaya devam edecekler. Ben sadece kendime, Şabat’ın kutsiyetini, kutsiyetinin göklerden geldiğini hatırlatıyorum.

 

Rambam’ın sözlerinde gördüğümüz gibi, çevreden etkilenmemenin en iyi yolu hahamların arasında yaşamaktır. Ancak son yüzyılların gelmiş geçmiş en değerli hahamlarından biri, Hafets Hayim, bu şekilde davranıyorsa ve Şabat ihlali görmenin, duyarlılığını güçsüzleştirebileceğini düşünüyorsa, bizler gibi bundan çok uzak olan insanların nasıl davranması gerekir.

 

Bundan, belki elli yıl önce, boşanma sözünü duyduğumuz zaman bir çoğumuzun tüyleri ürperirdi. Boşanmak söz konusu bile değildi. Her iki taraf da birbirini çekebilecek kadar sabırlıydı. Ama günümüzde her şey hızlılaştı – fast food, hızlı internet, hızlı hizmet anlayışı. Durum böyle olunca en ufak bir problemde sabırsızlaşmaya başladık. Bu davranış biçimimiz zaman içinde kutsal evlerimizin içine de sızdı. Eşimize sabredememeye başladık. Evin dışında alıştığımız hızlı hizmeti evde göremedik. Böylece boşanmalar başladı. Zaman içinde boşanmalar arttı ve moda haline geldi. Toplumda buna alıştı.

 

Hafets Hayim ise öyle davranmadı. Şabat ihlali gördüğü anda kendisine Şabat’ın kutsiyetini hatırlatmaya başladı. Bizler de kendimize Tora’nın kutsiyetini, Yahudi ailesinin kutsiyetini hatırlatmaya başlayalım – Amen.

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

SELİHOT DUALARI

Hazon Ovadya – Maran Haham Ovadya Yosef

 

  1. Elul ayı boyunca her gece yarısı Selihot duaları söylenir. Selihot dualarının söylenmesinin nedeni, Moşe Rabenu On Emir tabletlerini (ikinci kez) Elul ayında almaya gökyüzüne yükseldi ve Yom Kipur günü indi. Bu nedenle Elul ayından Yom Kipur gününe kadar olan kırk gün, Yisrael halkına daha çok merhamet edilen günler olarak bilinir. Tanrı, herkesin duasını daha içten dinler ve her Yahudi’yi kucaklamak için Kollarını açar. Kipur gününde ise halkı, Altın Buzağı günahından dolayı affettiğini bildirir ve bu kutsal gün de tüm gelecek nesillere bir af günü olarak belirlenmiştir.
  2. Selihot’un söylenme vakti gece yarısından itibaren başlar. Daha önce ise “13 Midot” olarak bilinen “El Rahum Vehanun Ereh Apayim…” dualarını söylemek yasaktır.
  3. Kişi Selihot duasına uyuduktan sonra geldiyse, önce Tora berahalarını söylemelidir.
  4. Eğer cemaate sabaha karşı uyanmak zor geliyor ve gün içindeki programlarını etkiliyorsa, Şahrit duasından önce, hatta Minha duasından önce bile Selihot söylenebilir.
  5. Eğer bahsedilen zamandan önce Selihot söylenen bir cemaat var ise ve  kişi tek başına bir kenarda oturuyorsa, o sinagogdan çıkması daha iyidir.
  6. Sabaha karşı Selihot söylemeye uyanan bir kişi Şahrit duasında Şema Yisrael ve Amida dualarını söylerken uyuya kalacak veya Tefilin mitsvasının üzerinde olduğunu unutacak kadar aklı dağılacak ise, Selihot duasını daha uygun bir zamanda söylemeye gayret etmelidir. İnsan Tanrı’ya hizmet ederken, öncelikle yükümlülüklerini yerine getirmeli ve ancak ondan sonra yükümlülük sayılmayan mitsvalar eklemelidir.

 

Haftanın Sözü

    (aish.com)

 

Hayatta en zor şey kendini değiştirmek, en kolay ise kendini kandırmaktır.