Haftanın Peraşası BülteniTanrı, Sinay Dağı'nda Moşe'ye Şemita (toprağın çalıştırıldığı altı yılı takipeden yedinci "Şabat" yılı)kanunlarını verir...

              Bu Hafta İçin Saatler             

10 İyar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:50

8:05

-----

Yeruşalayim

6:55

8:11

Tel Aviv

7:05

8:07

10 Mayıs

Tel Aviv

7:10

8:13

İstanbul

7:59

8:39

2014

İstanbul

8:06

8:46

BEAR

 

Hatırlatmalar:

14 Mayıs günü Pesah Şeni kutlanacaktır. Matsa yenir ve Tahannunim söylenmez.

18 Mayıs günü Lag Baomer bayramı kutlanacaktır.

 

 

Peraşa Özeti (Vayikra 25:1- 26:2)

[www.chabad.org]

Tanrı, Sinay Dağı’nda Moşe’ye Şemita (toprağın çalıştırıldığı altı yılı takip eden yedinci Şabat yılı) kanunlarını verir. Tüm toprak işleri yedi yılda bir durdurulmalı ve herkes, insan ve hayvan, toprağın ürününü serbestçe alabilmelidir. Yedi Şemita döngüsü tamamlandıktan sonra, Yovel adı verilen ellinci yıl gelir. Ellinci yılda toprak işleri durur, tüm köleler serbest bırakılır ve Erets-Yisrael’de satılmış olan mülkler, esas sahiplerine geri verilir. Bear peraşası, arazi satışı ile ilgili ilave kanunları ve sahtekârlık ve tefecilikle ilgili yasakları da içerir.

 

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav Yeuda Adoni

 

Peraşamızın konusu, toprağın dinlendirmeye bırakılmasıdır. Tora’mızda şöyle anlatmaktadır. “Altı yıl tarlanı sürüp, bağından ürününü topladıktan sonra yedinci yıl toprağı dinlendireceksin” –  ve bu dinlendirme Şemita olarak adlandırılmaktadır. Bunun nedenlerine gelince; Hepimiz inanmalıyız ki bu dünyayı Tanrı yarattı ve bizlere O bahşetti. Toprak uzun yıllar bizim beslenmemizi temin etmektedir. İnsan unutmamalıdır ki, bu bereketi bize Tanrı’mız vermektedir. Yanılgıya düşüp, “bütün bu varlığa ben kendi gücümle, bilgim ve yeteneğimle sahip oldum” dememeli ve gururlanmamalıdır. Aksine Tanrı’yı unutmayarak, tüm bereketimizin Tanrı tarafından bahşedilmiş olduğunu kalplerimize işlememiz gerekir.

 İnsan şu şekilde düşünebilir, “ben bir yıl tarlamı sürmez bağımda çalışmazsam yedinci ve hatta sekizinci sene nasıl geçineceğim ve ne yiyeceğim?” Peraşamızda açık ve seçik olarak şöyle demektedir, “altıncı yıl yani Şemita arifesinde Tanrı öyle bir bereket verecek ki yedinci ve sekizinci yıl bu bereketten yararlanacaksın.”

    Toprak durmaksızın ürün verir, Şabat günü yani haftanın yedinci günü toprak sahibi, hiçbir faaliyet göstermemesine rağmen toprak ürün vermeye devam eder. Yılda 365 gün vardır, yılda 52 hafta başka bir deyişle 52 Şabat mevcuttur. Bu hesaba göre, yedi yılda 52 şabat yedi yılda 364 gün eder. Yani toprağın tarlanın ve bağların şabat günü gösterdikleri faaliyete karşı dinlenme günlerini ifade eder.

    Yedi Şemita yılı geçtikten sonra 49. yılı ardından gelen  50. yıl Yovel yani jübile yılıdır. Bu ellinci yılın özellikleri elli yıl dahilinde evini tarlasını bağını satmış kişi kendi malına tekrar sahip olmasıdır. Yani satın alan kişi Yovele yakın veya uzak yılları hesap edip o kadar yıllık ücret ödeyerek satın alır ve kimse hiçbir zaman malından yoksun kalmaz.

      Peraşamız aynı zamanda yardımlaşmayı konu etmektedir. Kimsenin fakirleşmesine  göz yummamamız  önerilmektedir. Yaşam düzeni bozulmuş, kötüleşmiş kişiyi gördüğün zaman onu güçlendireceksin ibaresi ona yardımcı olacaksın. Onu insanlara muhtaç, ailesinin  perişan olmasına  müsaade  etmeyeceksin elinden geldiğince yardımcı olacaksın.

    Toramız’da, alışverişlerde de  birbirimizi aldatmamamız, gerçekçi olmamız, karşımızdaki kişinin bilgisizliğinden yararlanarak kendi menfaatimizi öne sürmememiz, gerçek ne ise  o şekilde davranmamız Tanrı’nın emri olarak önerilmektedir.

     Özetle, peraşamız bize dürüst insanlar olmamızı her şeyin sahibi Tanrı’mızın olduğunu ve bereketi O’nun bize ihsan ettiğini hiçbir zaman unutmamamızı tavsiye etmektedir. Bu tavsiyelerde şu ibareyi görmekteyiz.

       Tanrı’dan kork , ben sizin Tanrı’nızım.

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR
ALIŞKANLIĞIN ZARARLARI
RABİ PİNHAS ERLİNGER

 

Bu haftaki peraşamız Bear, Tanrı’ya inancın temellerinden birini simgeleyen şemita mitsvası ile başlar.

Tora, Yisrael topraklarında tarımsal işlemlerin sadece altı yıl boyunca yapılmasını ve yedinci yıl ise topraklardan Şemitaferagat edilmesini emreder.Çünkü bu yıl içinde toprak sahipleri kendi arazileri üzerindeki ürünlerden feragat etmeli ve herkesin kullanımına açmalıdır. 

 

Talmud, şemita mitsvasını ihlal etmenin, insanın hayatında bir daha düzeltilebilmesi sanılandan çok daha zor ve yıkıcı etkileri olacağını söyler.

 

Rabi Yosi şöyle der, ‘Şemita’nın en hafif yasakları bile çok ağır cezalandırılır. İnsan Şemita yılında elde ettiği meyvelerden kazanç elde ederse, sonunda evindeki eşyaları satmak zorunda kalır. Eşyalarını satmasına rağmen, hala bunun Şemita mitsvasını ihlal ettiği için başına geldiğini hissetmez ise, tarlalarını satmak zorunda kalacaktır. Sonunda eşyalarını ve tarlasını satmak zorunda kalmasına rağmen tüm başına gelenlerin Şemita mitsvasını ihlal ettiğinden dolayı olduğunu anlamaz ise, evini de satacaktır.’ Talmud Rabi Yosi’nin sözlerindeki ifade değişikliğini sorgular, nitekim tarlalarını satarken hissetmez, evini satarken ise anlamaz demiştir. Talmud bunu, Rav Huna’nın sözlerini kaynak getirerek cevaplandırır, ‘İnsan günahını tekrarladığı zaman, artık onu işlemesine izin verilir.’ Talmud bu ifadeyi anlayamaz ve hemen karşı soruyu sorar, ‘günah işlemesine izin mi verilir?’ Talmud şöyle cevap verir, ‘kişi her hangi bir günahı tekrarladıktan sonra artık gözünde izin verilir hale gelir.’

Şimdi ise önceki sorumuzu cevaplandırabiliriz. Sorumuzda neden tarlalarını satmak zorunda kalırken hissetmez, evini satarken ise anlamaz ifadesini kullandığını sormuştuk. Cevabı ise, kişi şemita mitsvasını ilk kez ihlal ettiği zaman günah işlediğinin farkındadır ve yaptığının yanlış olduğunu anlayacak durumdadır. Sadece günah işlemeye karşı koruma hislerini yok etmiştir. Ancak günah tekrarlandığında, artık yaptığının günah olduğunu bile anlayamayacak duruma gelir (Kiduşin 20a).”

 

Kral Şelomo Koelet adlı kitabında, “Tanrı insanı doğrulukla yarattı (7:29)” demektedir. İnsan doğasında kendi fiziksel anlamda olduğu gibi, manevi anlamda da bir nevi koruma mekanizması ile yaratılmıştır. Davranışları sırasında da içinden gelen sesi duyduğu sürece doğru yolda demektir.

 

Ancak problem kişi içinden gelen seslere kulak asmadığında başlar. Günah işlendiğinde, kişi içinde kötü bir his, utanç, suçluluk duygusu hissetmelidir. Ancak kişi bu duygulara kulak asmıyor veya hiç hissetmiyor ise bu iyi yolda olunmadığının önemli bir işaretidir.

 

Bu bilgi ile Pirke Avot’taki Ben Azay’ın sözü daha da anlamlı hale gelmektedir, “Basit mitsvaya daha ciddi bir mitsvaya koştuğun gibi ve koş günahtan da (aynı şekilde) kaç, çünkü mitsva mitsvayı, günah da günahı getirir (Avot 4:2).

 

Ben Azay’ın bu sözü her hangi bir manevi güvence veya günümüzde çok ağızlarda dolaşan ve herkesin arkasından koştuğu “segulalardan” değildir. İnsan doğası itibariyle; mitsvaları uyguladıkça içindeki ses daha güçlenir ve günaha karşı koruması canlı kalır; ancak günahkar kişi ise, günahları ile içindeki sesi yok eder ve böylece günah da günahı beraberinde getirir.

İçimizdeki ses bizleri olası günahlardan koruduğu gibi, ayrıca günah işlemenin sonucunda ortaya çıkan utancı, çekingenliği de taze tutar.

 

Moşe Rabenu, Tora’nın Verilişi’nden sonra halka şöyle der, “Korkmayın, zira Tanrı sizi yüceltmek için geldi. Böylece O’na yönelik çekinme duygusu sürekli yüzünüzde olacak ve hataya düşmeyeceksiniz (Şemot 20:17).”

Moşe Rabenu, pasuğun başında “korkmayın” dedikten sonra, neden korkmamalarına gerek olmadığını açıklamaktadır. Pasuğun devamında ise tüm amacın Tanrı’dan korkmaları olduğunu söylemektedir! Moşe “korkmayın” dediği zaman, halkın o anda ölmekten korkmalarına gerek olmadığını söylemek istemiştir. Tanrı’nın bu kadar Heybetli bir şekilde açığa çıkmasının temelinde, halkta başka türde bir korku yaratma isteği vardır: Bu, saygıdeğerlik, güç ve asalete yönelik bir korku, bir çekinme duygusudur. Zira insanı günahtan alıkoyacak, Tanrı’nın mevcudiyetini sürekli karşısında hissetmesini sağlayacak olan, bu saygı-korku karışımı çekinme duygusudur.

 

İnsanı günahtan alıkoyacak  duygunun çekinme duygusu olduğunu gördükten sonra Talmud’daki (Berahot 12b) ifadeyi daha iyi anlayabiliriz: “Raba bar Hinena Saba, Rav’ın ismiyle şöyle der, ‘Her insan yaptığı günahtan utanırsa, bütün günahları affedilir.”

 

İnsan günah işlemesine rağmen, sadece o günahtan utandığı için önceki günahlarıyla beraber bütün günahlarının affedilmesi nasıl anlaşılabilir?

 

Yukarda öğrendiğimiz temel ile Talmud’un şaşırtıcı görünen ifadesi anlaşılır bir hal almaktadır: Çekinme duygusu, insanı Tanrı’nın mevcudiyetini sürekli karşısında hissetmesini sağlar. Bu nedenle, insan, hepimizden uzak olsun, günah bile işlediyse, ancak kalbinin derinliklerinde Göklerdeki Babası’na karşı geldiğini biliyor ve bundan utanç duyabiliyorsa Tanrı da onun tüm günahlarını affeder.

   

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

SEFİRAT AOMER

(El Gid Para El Pratikante ve

Daily Halacha – Rabi Eli Mansour)

 

Pasukta yazılı olduğu gibi “Kendiniz için sayacaksınız” (Vayikra 23:15) emri uyarınca, her Yisraeloğlu Pesah’ın ikinci gecesinden itibaren yedi hafta boyunca Omer saymakla yükümlüdür. Ayrıca bu kısa dönemde tarihimizde Sözlü Tora’yı Yisrael halkına öğretmesiyle tanınan Rabi Akiva’nın 24000 öğrencisinin salgın hastalık ile ölümünden dolayı yas tutulur.

 

Henüz Sefirat Omer saymamış bir kişi, arkadaşının Omer’i yanlış saydığını duyduğunda onu düzeltirse, daha sonra kendisi Omer sayabilir mi?

Haham Ben Siyon Aba Şaul kişi böyle bir durumda arkadaşını “Ayom...” şeklinde düzeltmediği, sadece yanlış rakamı söylediği taktirde kendisinin saymaya devam edebileceğini söyler.

 

Kişi Omer’i saymadan önce, o gece okunacak olan Omer cep telefonuna mesaj olarak gelir ve mesajı sesli olarak okursa, o akşam Omer’i saymaya devam edebilir mi?

Haham Ovadya Yosef, Hazon Ovadya eserinde şöyle der: Alahaya göre Omer sayılırken “gün – hafta” formatında okunmalıdır – Ayom şiva yamim laomer şeem şavua ehad – Bugün Omer’in yedinci günü ve birinci haftasıdır. Bu nedenle telefona gelen mesaj bu formattaysa ve kişi sesli bir şekilde mesajı okuduysa, bu akşamdan itibaren Omer’i berahasız olarak sayacaktır. Ancak bu formatta değil, sadece kaçıncı günde olduğunu belirten bir mesaj geldiyse, kişi mesajı okumasına rağmen, o akşamdan itibaren Omer’i berahayla okumaya devam edebilir.

 

Rabi Akiva’nın öğrencilerinin öldüğü bu yas döneminin gelenekleri nelerdir?

Şulhan Aruh (Yahudiliğin kanun kitabı) bu acı dönemde saç traşı olunmadığı ve düğünler düzenlenmemesinin adet olduğunu yazar. Şulhan Aruh her ne kadar müzik dinlenmemekten bahsetmiyorsa da, onu açıklayan alimlerden biri Magen Avraam bu günlerde canlı veya kaydedilmiş (cd, mp3...) müzik dinlenmediğini yazar. Haham Ovadya Yosef de Yehave Daat eserinde alahanın bu şekilde olduğunu belirtir. Bu dönemde vokal müzikler dinlenir.

Bir çocuk bu dönemde Bar Mitsva olacak ise saçlarını Bar Mitsva gününden önce kestirmesi tercih edilir. Ancak mümkün değilse Bar Mitsva günü de saçlarını kestirebilir. Ayrıca baba da saçlarını kestirebilir.

Yeni bir eve taşınılabilir ve sahip olunan evde boya badana işleri de yapılabilir.

  

Haftanın Sözü

(aish.com)

  İnsanın hayatta sahip olduğu en iyi şey,

  Kimse tarafından bilinmeden, gösterişi yapılmadan

  Yapılan sevgi dolu iyiliklerdir.