Haftanın Peraşası BülteniYisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan'a katkıda bulunması söylenir. Mişkan'daki su havuzu, mesh yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir.

              Bu Hafta İçin Saatler             

15 Adar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:49

6:02

-----

Yeruşalayim

4:55

6:08

Tel Aviv

5:04

6:04

15 Şubat

Tel Aviv

5:10

6:10

İstanbul

5:28

      6:08

2014

İstanbul

5:36

6:16

Kİ TİSA

 

Hatırlatmalar:

 

15 Şubat Şabat günü Purim Katan’dır.

 

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 30:11-34:35)

[www.chabad.org]

Yisrael halkına, her kişinin yarım gümüş şekel ile Mişkan’a katkıda bulunması söylenir. Mişkan’daki su havuzu, mesh yağı ve tütsüsü ile ilgili talimatlar verilmiştir. “Bilge yürekli” zanaatçılar Betzalel ve Aoliav, Mişkanın inşaatı ile görevlendirilirler ve halka Şabat’a uyması tekrar emredilir.

Moşe Sinay Dağı’ndan beklenen zamanda dönmeyince, halk altın bir buzağı yapar ve bazıları ona doğrudan tapar. Tanrı, doğru yoldan sapan ulusu yok etmeyi önerir; ancak Moşe, onlar için araya girer. Moşe dağdan inerken, üzerinde On Emir’in hakkedilmiş olduğu Tanıklık Levhaları taşımaktadır. Halkı putun etrafında dans ederken görünce, levhaları kırar, Altın Buzağı’yı öğütür ve başlıca suçluları ölümle cezalandırır. Sonra Tanrı’ya doğru döner ve şöyle der: Eğer günahlarını bağışlarsan [çok iyi]. Yoksa, lütfen beni yazmış olduğun Kitabın’dan sil! (Şemot 32:32).

Tanrı affeder; ama halkın günahlarının birçok nesil süresince hissedileceğini söyler. Tanrı önce onlarla birlikle meleğini göndermeyi önerir; ama Moşe, Tanrı’nın, Erets-Yisrael’e giderken Halkı’na Bizzat eşlik etmesi için ısrar eder.

Moşe iki yeni levha hazırlar ve bir kez daha dağa tırmanır. Tanrı orada anlaşmayı bu İkinci Levhalar’a tekrar yazar. Dağda iken Moşe’ye İlahi Merhametin On Üç Niteliği hakkında bir vizyon da gösterilir. Geri döndüğünde Moşe’nin yüzü öylesine ışıldamaktadır ki, yüzünü bir maskeyle örtmek zorunda kalır. Bu maskeyi sadece Tanrı ile konuşurken ve halkına Tanrı’nın kanunlarını öğretirken çıkaracaktır.

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav İsak Alaluf

Veşameru Bene Yisrael et Aşabat laasot et aşabat ledorotam berit olam - Yisrael oğulları Şabat’ı korudular. Şabat’ı nesiller boyu bir akit olarak yaptılar …….Uvayom aşevii şavat vayinafaş - Yedinci günde iş bıraktı ve yenilendi.” ( Şemot 31/ 16 – 17).

 

Şabat gününü yapmak. Şabat günü dinlenme ve işten el çekme ile ilgili iken neden bu terim kullanılmıştır? Bu terim Tora’nın başka bir yerinde Vayakel peraşasında da geçmektedir.        “Bunlar Tanrı’nın onları yapmanız için emrettiği şeylerdir. Altı gün boyunca iş yapılacaktır. Fakat yedinci gün sizler için kutsal olacaktır. Tamamen dinleneceğiniz bir gün. ” (Şemot 35/1-2) Tamamen dinlenmek bir şeyler “yapmamak” anlamına gelir. Ancak burada bir şeyleri “yapmak” söz konusudur. Yani yapmamak için bir şeyleri yapmak gereklidir. Bir başka deyişle Şabat günü iş yapmamak esastır ama onu kutsal kılmak için bir şeyler yapmak lazımdır.

 

Talmud, Şabat için cennetten bir tat ifadesini kullanmaktadır. Bu da çok akla yakın değildir. Çünkü iş bırakmak insana cennetten bir tat sunmaz aksine tembellik etmesine yardımcı olur. Şabat bundan çok daha fazlasını ifade etmektedir.

 

Varsayalım ki var olan en mükemmel ses kalitesine  sahip bir müzik   sistemini evinize almak için inanılmaz bir para ödediniz. Bu yıllarca hayalini kurduğunuz bir hedefti. Artık kendinizi en seçkin konser salonunun en seçkin koltuğunda hissediyorsunuz. Toscanini tarafından yönetilen bir senfoni orkestrasının Bethoven’in beşinci senfonisinin kayıt olduğu bir CD’yi sisteme takıyorsunuz. Ama bir bakıyorsunuz ki, basit bir teypten yayılan müzik ile bunun arasında fark yok gibidir. Büyük bir hayal kırıklığı. Hemen müzik sistemini satın aldığınız yeri arıyorsunuz ve kontrol için bir eleman geliyor. Bu eleman duruma bakıyor ve hoparlörlerin uygun yerlere konmadığı, sistemin iyi kurulmadığını tespit ediyor. Sonunda her şey yeniden kuruluyor. Artık en önemli konser salonunda en seçkin sandalyede oturuyorsunuz. Çünkü sistem özelliklerine uygun bir şekilde kurulmuştur.

 

Talmud Berahot’da (57b) Şabat için cennetin altmışta biri deyimi kullanılır. Şabat akşamı mükemmel bir hazandan mükemmel bir arvit dinlemek. Şabat sofrasında Kiduş, hala ve harika pişmiş yemeklerle ailece bir yemek yemek. Sohbet etmek ve Tora konuşmak. Şabat sabahı Tefila, peraşayı hissederek dinlemek. Arkasından Tora veya Talmud dersinin ilginç konularında gezinmek. Öğleden sonra arkadaşlarla yeniden sohbet etmek. Bir kez daha Tora dersine gitmek ve paylaşmak. Söylediklerimiz açık Şabat gerçekten çok güzel bir gün. Ama cennetten bir tat? Biraz fazla gibi durmuyor mu? Gan Eden’de bunun altmış katı var. Tamam bizler Şabat gününe bakıyoruz. Çalışmak, bir şey yaratmak Şabat gününü ihlal edecek hiçbir şey yok. Dua etmek, öğrenmek ve dinlenmek var. Her şey mükemmel ama hala bir eksik var.

 

Evet sistemin bütün parçaları var ama onları doğru monte etmek gerekiyor. Tora yedinci gün için şavat vayinafaş demektedir. Şavat iş bırakmak ve dinlenmek anlamına gelen bir kelimedir. Sforno’ya göre Vayinafaş ise “yedinci günde fazladan bir ruha sahip olmak” anlamına gelir. Şabat gününün bu ekstra ruhu bizlere Tanrı’nın işinin “insanın Tanrı formunda yaratılmasını” da anlatmakatadır. Yani Şabat gününü bu fazladan ruhla hisseden insan ruhanilikte  meleklerden daha da yüksek bir seviyeye yükselmektedir.

 

Şimdi bir kez daha düşünelim. Eğer Şabat bizim için diğer günlerden farklı bir şey, farklı bir ruh ihtiva etmeyecek olursa cennetten bir parça tadı hissetmek nasıl mümkün olabilir? Bizler Şabat gününü özel bir konuma taşırken maddiyatın yerini maneviyatın almasını sağlarken kendimizi en önemli konser salonlarında en seçkin sandalyelere taşımaktayız. Bunun için Şabat’ı gerçekten hissetmek gerekir. Gelin bunu hissetmek için kendi kendimize bir deneme yapalım. Şabat gününü koruyalım. Hissedelim ve yaşayalım. Böylelikle gelen fazladan ruhu en güzel şekliyle tüm benliğimizle hissedelim. Dr. Twerski’nin dediği gibi sadece “dinlenmek” konusunda titiz olmak yeterli değildir. Gelin vayinafaş yani fazladan ruh için çalışalım ve bunu ailemizle birlikte hissedelim.

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR

ŞABAT’IN IŞIĞI

Rabi Pinhas Erlinger, Dereh Ets Ahayim

 

Bu haftaki peraşamızda Tora Şabat emrini vermektedir – “Ve sen; Bene Yisrael’e konuş ve [şöyle] söyle: Yine de Şabatlarım’ı gözetmelisiniz. Zira [Şabat], sizi Benim – Aşem’in – kutsal kıldığımın bilinmesi için bilinmesi için, nesilleriniz boyunca, sizinle aramda işarettir (Şemot 31:13).”

 

Pasukta gereksiz gibi görünen “Ve sen” ifadesi aslında Moşe ile Şabat arasındaki özel bir bağı vurgulamaktadır. Midraş, Mısır’dayken, Moşe’nin Paro’yu halka bir gün dinlenebilmeleri için izin vermeye ikna ettiğini anlatır. Dinlenmiş bir iş gücünün daha verimli olacağını gören Paro, Moşe’nin teklifini kabul etmiş ve halk bu sayede Şabat günleri dinlenmiştir. “Şabat’ın patronu sensin. Köle olduklarında, bu günü onlara sağlayan sendin. Şimdi de Benim için bu günü korumaları gerektiğini söyleyecek kişi de sen olmalısın” (Mizrahi; Kli Yakar).

 

Talmud ise (Şabat 10b) bu pasuktan, insanlar arası ilişkilere dair çok önemli bir davranışı öğretir: “Tanrı Moşe’ye, ‘Moşe hazinemde çok değerli bir hediye var, adı Şabat. İsteğim onu Yisrael halkına vermektir, git ve onlara bunu haber ver.’  Buna göre, arkadaşına hediye vermek isteyenin ona, önceden haber vermesi gerekir.”

 

Talmud bu öğretiyi Tora’nın başka bir pasuğuyla çelişen bir öğretiyle sorgular:

 

Moşe Rabenu Altın Buzağı günahı nedeniyle On Emir levhalarını tekrar aldıktan sonra, Tanrı ona yüzünden hüzmeler yayan çok özel bir hediye vermişti: “Moşe, Sinay Dağı’ndan indiğinde – ki dağdan indiğinde iki Tanıklık Levhası Moşe’nin elindeydi ve Moşe [Tanrı]  kendisiyle konuşurken yüz teninin parlaklık kazandığını bilmiyordu (Şemot 34:29). İlk pasuktan arkadaşına hediye vermek isteyenin haber vermesi gerektiğini öğrenmiştik. Ancak ikinci pasukta Tanrı’nın ta Kendisi’nin Moşe Rabenu’ya, yüzünden ışıklar saçan bir hediye vermesine rağmen, ona bunu önceden haber vermediğini gördük. Bu ikileme göre arkadaşına hediye vermek isteyen kişi ona haber vermesi gerekiyor mu yoksa gerekmiyor mu?

 

Talmud bu sorunun cevabını şöyle bir farkla açıklar – Eğer hediyeyi alan kişi, onun değerini anlayabilecekse, haber vermeye gerek yoktur. Ancak değerini anlayamayacaksa eğer, önceden haber verilmelidir.

 

Talmud bizlere elmas değerinde bir bilgi öğretmektedir – Tanrı biricik çocuklarına hazinesindeki en değerli hediyelerden birini vermekte ve bizden onu en iyi şekilde takdir etmemizi beklemektedir.

 

Şabat bizler için o kadar değerli bir hediyedir ki, Tora’nın diğer tüm 612 emrinden farklı, daha özel bir yere sahiptir.

 

Tora’nın uygulamamızı emrettiği her mitsvanın belirli bir zamanı vardır ve buna, mitsva şeazeman gerama – zamana bağlı olan mitsvalar adı verilir. Örneğin tefilin takmak sadece sabah ve hastalık gibi özel durumlarda güneş batana kadar giyilebilir, matsa sadece Pesah’ta yenilebilir, Suka’da sadece Sukot bayramında oturulabilir, Pidyon Aben sadece otuzuncu günden itibaren yapılabilir, Birkat Alevana sadece ayda bir kez söylenebilir.

 

Öte yandan Şabat ise yedinci gün kutlanan bir gün olmaktan çok daha ötedir. Sinagoga gelen herkesin Şabat’a özel kıyafetlerini giyindiği, Şabat’a özel yiyecekler hazırlandığı, annenin Şabat’ın onuruna mumlar yaktığı, Şabat masasını hazırlayıp akşam tefiladan sonra babanın şarap ile Kiduş söylediği ve böylece Tanrı’nın dünyayı yaratıp yedinci gün dinlediğinin ilan edildiği özel bir gündür. Hatta Şabat’ın daha yoğun hissedildiği ülkelerde sokaklarda arabaların bile geçmediği, caddede özgürce yürünebildiği, sinagoglara tallet ile gidildiği bambaşka bir boyuttur. Şabat Gelecek Dünya’nın bir fragmanı gibidir. Hatta Ben İş Hay, kitabında yazdığı gibi, Şabat günü bir saat Tora öğrenmek hafta içi 1000 saat Tora öğrenmekle eş değerdir.

 

KÜÇÜK YİSRAEL’İN ŞABAT DÜNYASI

 

Küçük Yisrael Talmud Tora’da öğrenmektedir. Rav sınıfa girer ve ortaya çok enteresan bir soru atar. Çocuklar da soru karşısında şaşkınlık içinde kalırlar. Soru şöyledir:

Talmud’da, uzun bir süre çölde giden ve zaman mevhumunu kaybeden bir kişinin Şabat’ı nasıl koruyabileceği tartışılır. Bu kişi artık hangi günde olduğunu bilmemekle birlikte, hangi gün tefilin takıp, hangi gün Şabat’ı koruyacağını da hesaplayamamaktadır. Talmud uzun bir tartışmadan sonra sonucu şu şekilde bağlar: Çöldeki bu kişi bulunduğu günden itibaren yedi gün sayar ve yedinci günü Şabat ilan eder.

 

Bütün öğrenciler derin bir düşünce fırtınasıyla cevabın ne olduğunu bulmaya çalışırken, küçük Yisrael elini kaldırır ve “öğretmenim! Nasıl olur  da bu kişi Şabat’ın ne zaman olduğunu bilemez? Sadece gözlerini göğe kaldırıp bakması yeterli olacaktır! Şabat günü gökyüzü bile aynı gökyüzü değil ki?”

 

Şabat’ın anlamı ne bir sır, ne de bir gizemden ibarettir. Tora, Şabat’ın anlamını açıkça yazmaktadır – [Çünkü] O, Bene Yisrael ile aramda, Tanrı’nın gökleri ve yeryüzünü altı günde yaptığına, yedinci günde ise işi bırakıp dinlendiğine dair ebedi bir işarettir (Şemot 31:17).” Tora’nın yazdığı anlama göre Tanrı yedinci gün işi bırakıp dinlediği için, bizler de aynı şekilde işlerimizi bırakıp dinlenmemiz gerekir.

 

Or Ahayim Akadoş (Rabi Hayim ben Atar 1696 - 1743) ise Tora’nın yazdığı anlamı daha  geniş bir şekilde açıklar.

 

“Pasukta şöyle yazmaktadır, ‘Beni Uben Bene Yisrael Ot İ Leolam, Ki Şeşet Yamim Asa AD... Et Aşamayim Veet Aarets Uvayom Aşevii Şavat Vayinafaş’. Şimdi ise pasuğu ikiye bölerek okuyalım – Şabat’ın anlamı Bene Yisrael için - “Beni Uben Bene Yisrael - [Çünkü] O, Bene Yisrael ile aramda[dır]”, diğer milletler için ise ‘Ot İ Leolam, Ki Şeşet Yamim Asa AD... Et Aşamayim Veet Aarets Uvayom Aşevii Şavat Vayinafaş’ – Tanrı gökleri ve yer yüzünü altı günde yaptığına, yedinci günde ise işi bırakıp dinlendiğine dair ebedi bir işarettir.”

 

Şabat Tanrı ile Bene Yisrael arasındaki en değerli bağlardan birisidir. Şabat’ı koruyan, kurallarına gerektiği gibi uyan kişi Tanrı’nın dünyayı altı günde yaratıp yedinci gün dinlendiğine, evrenin tek Tanrısı olduğuna şahitlik eder.

Mezriçli Magid insanın Şabat günü içinde bulunduğu durumu anlatan enfes bir benzetme verir.

 

Şabat kelimesi Aşava – geri dönmek kelimesiyle aynı kökten gelir. Şabat günü de insan Tanrı’ya geri dönüşünü sembolize eder. Çocuk sabahtan beri büyük hevesle gittiği sahilde kumlarla oynamakta, kumlarla inşaatlar yapmakta ve kazıp yeni çukurlar açmaktadır. Günün sonuna doğru çocuk oyunun yorgunluğundan bitkin düşmüştür. Ama birden bire uzaktan gelen babasını görür. Böyle bir durumda her çocuk ne yapar? Yerinden fırladığı gibi babasına, “Baba! Baba!” diyerek ellerini, kollarını sallayarak babasına koşar.

 

Bizler de aynı küçük bir çocuk gibiyiz. Bir hafta boyunca bu dünyanın bizlere sunduğu oyunlarla oynamakta; işimize koşmakta, okul derslerimizi çalışmakta ve evimizi geçindirmek için çabalamaktayız.

 

Ancak Şabat günü yaklaştığında göklerdeki Babamız bizlere yaklaşır ve biz de uzaklardan O’nu görmeye başlarız. Tanrı bizlere koruyucu kollarını açar ve Kendisine koşmamızı bekler.

 

Mezriçli Magid sözlerini şu şekilde bitirir, “İşte o kutsal Şabat gelip Tanrı koruyucu kollarını açtığında, biz nasıl yerimizden fırlayıp ‘Baba Baba’ diyerek O’na koşmayalım! 

 

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

(El Gid Para El Pratikante ve Understanding Judaism’den derlenmiştir)

 

Geçen hafta Rişonim – İlkler Dönemi’ne ışık tutan hahamlarımızın hayatlarını anlatmaya Raşi olarak bilinen Rabi Şelomo Yitshaki ile başlamıştık. Bu hafta ise serimize Rambam ile devam ediyoruz.

 

RABİ  MOŞE BEN MAYMON - RaMBaM:

Hahamlarımız, Raşi’nin torunu Rabenu Tam’ın ışığı sönmeden Yahudiliğin göklerinin tekrar aydınlandığını belirtirler. Rabenu Tam’ın ölümünden 35 yıl önce 4895 [1135] yılında İspanya’nın Kordova şehrinde, Dayan (Hakim) Rabi Maymon’un, adını Moşe verdiği bir oğlu doğar. İşte, bu kişi Rabenu Moşe ben Maymon veya kısaca Rambam’dır.

Küçüklüğünden beri Moşe, Yisrael’in ışığı olacağını göstermişti. Kendisi ender bulunan bir hafızaya sahipti ve çok kabiliyetliydi. Bu yetenekleri sayesinde kısa sürede büyük bir bilgiye sahip olabilmiştir. Rambam, Tora, felsefe ve tıp öğrenimi aldı. Tora’yı Rabi Yosef Migaş’tan öğrenmişti. Öğrencisinin zekası karşısında hayretler içinde kalan hocası, onun hakkında şöyle derdi: “Bu çocuk büyük bir şahsiyet olmak için dünyaya geldi. Onun ışığından, doğudan batıya kadar bütün Yisrael aydınlanacaktır”.

Moşe 13 yaşındayken, İspanya’daki Yahudiler’e büyük sıkıntılar ve işkenceler yaşatılmaya başlandı. Bu yüzden Moşe’nin ailesi ve diğer birçokları İspanya’da şehirden şehire kaçmaya başladılar. Fakat hiçbir zaman rahat bulamadılar ve canları tehlikeye girmeye başlayınca Afrika’nın Fes şehrine kaçmak zorunda kaldılar. Rambam, o zaman 23 yaşındaydı. Sürgün yıllarında bile Rabi Moşe, öğrenimi bırakmamış, böylece büyük bir Talmud uzmanı olmuştur. Çok geçmeden Fes şehrinde de Yahudiler’e karşı işkenceler başladı. Yahudiler’den dinlerini değiştirmeleri isteniyordu. Böylece 4925 [1165] yılının İyar ayında Maymon ailesi Erets-Yisrael’e gitmek zorunda kaldılar. Rambam Ako’da 6 ay kadar yaşamış, oradan Mısır’a gitmiştir. Önce İskenderiye’ye yerleşmiş ve başlangıçta birkaç yıl rahat etmiştir; Çünkü değerli taşlar satan kardeşi David, Rabi Moşe’yi onuruyla geçindirirdi. Böylece kardeşinin Tora’da ve bilimde ilerlemesi için ona yardımcı olurdu. Ancak kısa süre sonra kardeşi ölünce, Rabi Moşe çok üzülüp yas tutmuş ve kolay kolay teselli olmamıştır. Kardeşinin ölümünden sonra Rambam tıbbı meslek olarak almış ve onunla hem kendi evini hem de kardeşininkini geçindirmiştir. Kahire’nin sakinleri Rambam’ı kendilerine Hahambaşı seçtiler. Rambam Yad Ahazaka adlı büyük kitabını bu dönemde yazmaya başlamıştır. Bu büyük eser Talmud’da ve Geonim’in yazılarında dağınık halde bulunan tüm kanunları belirli bir düzene göre bir araya getirmiştir. Bu kitabında Rambam mükemmel bir plan hazırlamış ve kitabını şahane bir ev inşa eden bir mimar gibi düzenlemiştir. Bu aynı zamanda Mişne Tora  diye anılan kitaptır. Rambam tüm Alahalar’ı burada toplamıştır. Her şeyi İbranice, hiçbir tartışmaya meydan bırakmayacak bir şekilde açık ve öz bir dille yazmıştır. Bu eseri yayınlamanın amacı Sözlü Tora’nın herkesçe tanınmasını sağlamaktı. Bu

çalışmaya tüm otoriteler hayran kalmışlardır.

 

                                                           RAV’A SOR

EL GİD para EL PRATİKANTE

Evimizde kaşer şarabın bittiğini Şabat akşamı fark ettik ve yenisi almaya fırsatımız olmadı. Hala kiduş yapabilir miyiz?

Eğer evde şarap yoksa kiduş ekmekle yapılır ve şekli şöyledir:

Eller Netila yaparak yıkanır ve şu beraha söylenir: “Baruh Ata AD... Eloenu Meleh Aolam, Aşer Kideşanu Bemitsvotav, Vetsivanu Al Netilat Yadayim – Bizleri emirleriyle kutsayan ve bizlere ellerimiziyıkamamızı emreden evrenin Kralı, Sen, Tanrımız; Mübareksin”.Konuşmadan; iki ekmek Kiduş bardağı gibi elde tutulur ve arkasından Yom Aşişi; Laasot’a kadar söylenir.Ekmeğin üstünden örtüsü çıkarılır ve “Baruh Ata AD... E-loenu Meleh Aolam, Amotsi Lehem Min Aarets”1 berahası söylenir. Ekmek yenmeden Kiduş, Mekadeş AŞabat’la bitirilir ve ondan sonra kesilen ekmek parçası yenir.

Haftanın Sözü

 

Benim kutsal günümde kendi işlerini görmez ve Şabat’ı bir zevk olarak adlandırırsan ve Tanrı’nın kutsal gününü onurlu bir gün olarak görürsen, Tanrı’nın iyiliğinden faydalanacaksın.

                                  

(Şabat Sabahı Kiduşu’ndan)