Bu Hafta İçin Saatler |
4 Tevet |
Gelecek Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5774 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
3:55 |
5:05 |
----- |
Yeruşalayim |
3:56 |
5:06 |
Tel Aviv |
4:14 |
5:16 |
7 Aralık |
Tel Aviv |
4:15 |
5:17 |
İstanbul |
4:25 |
5:05 |
2013 |
İstanbul |
4:25 |
5:05 |
VAYİGAŞ |
||||||
|
Peraşa Özeti
(Bereşit 44:18-47:27)
[www.chabad.org]
Yeuda Yosef’e yaklaşarak Binyamin’in serbest bırakılması için onu ikna etmeye çalışır. Bu yolda Binyamin’in yerine köle olarak kendisini teklif eder. Kardeşlerinin birbirlerine sadakatinin artık tam olduğunu gören Yosef, gerçek kimliğini onlara açıklar: “Yosef’im ben!” der. “Babam hala hayatta mı?” (Bereşit 45:3).
Kardeşler utanç ve pişmanlık duygularıyla geri çekilirler; fakat Yosef onları sakinleştirir: “Beni buraya sattığınız için üzülmeyin; kendinizi suçlamayın. Çünkü [anlaşılan] Tanrı beni, hayat kurtarmak amacıyla, sizden önce göndermiş!” (Bereşit 45:5).
Kardeşler haberi hızla Kenaan’a ulaştırırlar. Yaakov, en sevdiği oğlundan 22 yıl ayrı kaldıktan sonra, oğulları ve aileleriyle birlikte, toplam 70 kişilik bir topluluk halinde Mısır’a gelir. Yolda Tanrı’da bir söz alır: “Mısır’a inmekten korkma. Çünkü seni orada büyük bir ulus haline getireceğim. Mısır’a seninle birlikte inecek, ayrıca seni oradan kesinlikle çıkaracağım” (Bereşit 46:3-4).
Yosef kıtlık yılları boyunca yiyecek ve tohum satarak Mısır’ın tüm servetini toplar. Paro Yaakov’un ailesine, yerleşmeleri için tüm Goşen bölgesini verir ve Yisrael ailesi, Mısır sürgünü içinde çoğalıp zenginleşir.
devar tora
YAAKOV’UN YAŞLI GÖRÜNÜMÜ
[ Rabi Yeuda Appel - www.aish.com]
Holokost’u anlatan “Holokost’un
Hasidik Hikayeleri” adlı kitap, bir anne ile Livia adlı kızının mucizelerle
dolu kurtuluş maceralarını anlatan olayına yer verir.
Holokost’un ardından sempatik (!) Alman bir bayan, Almanya sokaklarında
gezmekte olan Livia’ya, “Sizin yaşınızdaki
bir kadın için tüm bu eziyetleri ve ıstırapları çekmiş olmak çok zor olsa gerek”
diyerek hiçbir zaman anlayamayacağı duygularına ortak olmaya çalışır. Livia da
bunun üzerine, “sizce kaç yaşındayım?” diye
sorar. Kadın da, “altmış, altmış iki gibi
olmalısınız” deyince Livia, Alman bayanın yaşayacağı şaşkınlıktan kaçacak
yer aramasına neden olacak cevabı verir,
“ben on dört yaşındayım.”
Hayat zorluklarının, yaşanan kederlerin insanın dış görüntüsüne yaptığı
etki bu haftaki peraşamızın öne çıkan konularından birisidir. Mısır’a gelen
Yaakov Paro’nun huzuruna getirildiğinde onu mübarek kılar. Paro ardından
Yaakov’a ilk soru olarak yaşını sorar.
Yaakov da, “Hayattaki yolculuğum 130 yıl sürdü. Yaşantımın günleri oldukça az
ve zor oldu. Babalarımın hayat içindeki yolculuklarında yaşadıkları kadar uzun
yaşamadım” diye cevap verir.
Hahamlarımız peygamber Yaakov Avinu’nun hayatının dertlerden
kurtulmadığına dikkati çekerler. Yaakov onlarca yıl boyunca kardeşi Esav
tarafından öldürülme tehlikesi ile yaşamış, yanında çalıştığı Lavan tarafından
birçok kez kandırılmış, ardından kızı Dina’ya tecavüz edilmişti. Tüm bunlar
yetmez iken, en çok sevdiği eşi Rahel’den sahip olduğu oğlu Yosef’in yıllar
boyunca öldüğüne inanmıştı.
Geleneksel kaynaklarımız Yaakov’u geçirdiği hayata rağmen (belki de
bunun sayesinde) Tsadik kalabilmekten öte, yıllar boyunca karakter
özelliklerini mükemmelleştirmek için çalışan yeryüzünde yaşamış en tsadik kişi olarak adlandırırlar.
Yaakov böylesi yüksek seviyelere ulaşan birisi için, Paro’nun karşısında
“zorlu hayatından” bahsetmesi doğru
bir davranış değildir. Orta halli bir insan hayatın zorluklarından şikayet
edebilirken, Yaakov gibi birisi şikayet edemez.
Midraş Tanrı’nın, Yaakov’un Paro’ya verdiği cevaba son derece kızdığını
anlatır. Tanrı ona, “Seni Esav’ın ve
Lavan’ın elinden kurtardım, Dina ve Yosef’i geri getirdim, hala şikayet mi
ediyorsun?” diye çıkıştığını anlatır.
Midraş Yaakov Avinu’nun sadece Tanrı’nın kızgınlığına maruz kalmadığını,
hatta Paro’nun kendisine sorduğu soru ve ona verdiği cevapta kullandığı otuz üç
kelime yüzünden hayatının otuz üç yıl kısaltıldığını anlatır.
Diğer otoritelere göre ise Paro, gelen bir ziyaretçiyle ilgili olarak
sorulacak birçok şey varken özellikle
yaşını sormasının dikkat çektiğine değinirler. Yaakov Avinu Paro’nun şimdiye
kadar gördüğü en yaşlı kişidir ve bu nedenle onu görür görmez böyle bir soru
sorma ihtiyacı duymuştur. Yaakov da dış görünüşü nedeniyle bir açıklama yapmaya
mecbur kalmış ve Paro’ya kederli hayatından bir demet sunmuştur.
Verdiğimiz bu iki açıklamaya göre Yaakov’un sözleri durumundan şikayetçi
olmak değil, sadece dış görünüşünün açıklamasından ibaretti. Buna rağmen Paro
gibi bir şahsiyetin huzurunda kederlerinden bahsetmemesi gerekirdi. Onun yerine
binlerce yıl sonra Almanya sokaklarında o sempatik bayanı verdiği cevapla
kaçırtan Livia gibi yaşadığı trajedilerin dış görüntüsünü nasıl değiştirdiğini
anlatması gerekirdi.
ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR
HAYATIMIZDAKİ
ÇELİŞKİLER
Rabi Pinhas
Erlinger, Dereh Ets Ahayim
Bir önceki peraşanın bitiminde Binyamin, başvezirin
kadehini çaldığı "suçüstüyle" sabit bir hırsız olarak suçlanmaktadır.
O ve kardeşleri, düşmanca bir tavır içindeki, hiddetli ve son derece güçlü
Mısırlı'nın önünde başları eğik bir halde beklemektedirler. Mısır'lı,
Binyamin'in Mısır'da köle olarak kalacağını, diğer kardeşlerin ise babalarının
yanına dönebilecekleri kararını vermiştir. İşte böyle bir anda tüm kardeşler
şaşkınlık ve çaresizlikten uyuşmuş bir haldeyken, sadece Yeuda öne çıkarak,
Binyamin için hayatını riske etmektedir (Tora kitabından alınmıştır Sayfa 365).
Yosef olanlara karşı daha fazla kayıtsız kalamaz ve tüm
hizmetkârları orada oldukları için, “Herkesi
dışarı çıkarın!” diye bağırır. Ardından
öylesine yüksek sesle ağlamaya başlar ki, Mısırlılar ve saray personeli de bunu
duyar.
Sonunda Yosef
sırrını daha fazla gizleyemez ve kimliğini açıklar, “Yosef'im ben, babam hala hayatta mı?”
Tora kardeşlerin
yaşadıkları şaşkınlığın karşısında Yosef'e cevap bile verememelerini şu
sözlerle açıklar, “kardeşleri onun önünde
allak bullak olmuşlardı.”
Otoriteler
Yosef'in davranışını çok sert bir şekilde sorgularlar. Giriş yazımızda da
belirttiğimiz gibi Yosef ile Yeuda arasındaki tartışma Binyamin'in durumudur.
Binyamin bir taraftan kendisine yapılan suçlamadan dolayı hapiste kalması söz
konusu iken, öte yandan Mısır'da hapiste kalması halinde yaşlı babalarının
kalbinin buna dayanamayacağı korkusudur. Yeuda Yosef'e durumu şu sözlerle
açıklar, “Çünkü genç yanımda yokken
babama nasıl çıkarım? Babamın çekeceği sıkıntıyı görmeye dayanamam.”
Aralarındaki tüm tartışma noktası Binyamin iken, Yosef'in birden bire
konuyu babasına çevirmesinin anlamı nedir? Ayrıca Yeuda konuşması
sırasında birkaç defa babasının hayatta olduğunu belirtmişti. O zaman Yosef
neden hala babasının hayatta olup olmadığını sorgulamaktadır? Yosef'in
kardeşlerinden şüphelendiğini ve yaşı babalarından sadece onu yumuşatmak,
onlara acıyarak Kenaan Toprakları'na geri dönmelerini sağlamak olduğunu söylesek
bile, Tora neden kardeşlerin Yosef'e verdikleri cevabı bizlere
açıklamamaktadır? O anda allak bullak olsalar bile, kendilerine geldiklerinde
de hiç mi konuşmadılar?
Bet Alevi,
Midraş'tan getirdiği bir öğretiyi sorgulayarak sorularımızı cevaplar.
Midraş, “Yosef'im ben, babam hala hayatta mı?” pasuğunu şöyle açıklar, “Aba Koen Bardela şöyle der, "Yosef ki
kardeşler arasında en genciydi ve onun karşısında allak bullak oldular, Tanrı
Yargı Günü geleceği zaman herkesi kendi davranışlarıyla, içlerindeki
çelişkilerle yargılayacağı zaman nasıl allak bullak olacağız, Teilim'de yazdığı
gibi, "seni azarlayacağım ve herşeyi gözünün önüne sereceğim.”
Midraş Yargı
Günü geleceği zaman herkesi kendi davranışlarıyla, mazeret bulabilmesine olanak
bırakamayacak kadar sert bir şekilde azarlayacağını ve aynı Yosef’in
kardeşlerinin allak bullak oldukları gibi bizim de hiçbir cevap
veremeyeceğimizi söylemektedir.
Tora’ya
baktığımız zaman Yosef’in sadece kimliğini açıkladığını, ardından kendisinin
Mısır’a inmesine neden olanın kendilerinin değil, Tanrı’nın olduğunu ve
herşeyin Tanrı’nın planı olduğunu anlatarak onları teselli ettiğini görüyoruz.
Ancak azarlama, Yosef hiçbir noktada kardeşlerini azarlamamıştı ki?! O zaman
Midraş neden bizlere Yosef’in kardeşlerini azarladığını söylemektedir?
Bet Alevi’nin
cevabı tüm sorularımızı birden cevaplamaktadır.
Yosef, Yeuda
konuşmasındaki babalarının hala hayatta olduğunu tekrarlamasına rağmen, “Babam hala hayatta mı?” diye sorduğu
zaman ki düşüncesi şuydu: “Siz ki şu an
karşıma geçmiş yaşlı babamızın, Binyamin’in geriye dönmemesi durumunda ortaya
çıkabilecek sağlık problemlerinden şüphe ediyorsunuz, peki yirmi iki yıl önce
neredeydiniz? O zaman neden babamın sağlığı ne olur, diye düşünmediniz?”
Yosef
kardeşlerine kendi kimliğini açıklayarak aslında içlerindeki büyük çelişkiyi
gözler özüne serdi. Onlar yirmi iki yıl boyunca kendilerini şuçsuz ve günahsız
zannederken ve küçük kardeşlerinin karşısında bile cevap veremezken, bizler
yüzyirmi yıllık yaşamımızın sonunda Tanrı’nın huzurunda yaptıklarımızın
hesabını ve çelişkili davranışlarımızın cevabını nasıl vereceğiz?
İnsan yaşadığı hayatta birçok zaman kendisini çelişkiye düşürecek davranışlarda bulunmaktadır. Canı ne çekiyorsa onu yaparken veya aklından ne geçiyorsa onu söylerken davranışlarını çelişkiye sürüklediğinin farkında bile değildir.
Şimdi ki hikayemiz bize bunu daha anlamlı bir şekilde gözler önüne serecek.
Tilki ormanın içinde
sakin sakin yürürken karşısına aç olduğunu kükremesiyle bildiren bir aslan
çıkar. Aslan karnını doyurmak için yaklaştığı aslana şöyle der, “Ormanların
kralı aslan, benim gibi cılız bir hayvanı neden yemek istiyorsun? Arkana
bakarsan eğer, benden çok daha leziz bir yiyeceğin olduğunu göreceksin?” Aslan
arkasına bakar ve ağacın altında dua eden şişman bir adam durmaktadır. Aslan
tilkiye şöyle der, “Gerçekten de haklısın
ama şu an dua ediyor, Tanrı ona yardım eder ve ben de tuzağa düşmekten korkuyorum”
diye cevap verir. Tilki aslanı ikna edecek cevabı verir, “endişelenmene gerek yok, Tanrı ne seni ne de
çocuğunu cezalandırır, en fazla torununu.” Aslan dua etmekte olan adama doğru
yaklaşır ve onu yemek için tam üzerine atlayacakken, adamın hazırladığı tuzak
çukuruna düşer ve ağlamaya başlar. Tilki çukurun başına gider ve aslanın acı
içinde kükrediğini görür ve tilkiye “Seni gidi yalancı! Bak gördün mü? Cezayı
ne torunum, ne de oğlum aldı, ben aldım!” diyerek bağırır. Tilki de ona, “Kim
sana dedelerinin dua eden bir insanı yedikleri için sen de şimdi bunun cezasını
çektiğini söyledi ki?” Aslan da ona, “Ama bu adaletsizlik! Ben neden
dedelerimin hatalarının cezalarını çekeyim ki?” diye cevap verir. Tilki de ona,
“Peki yemek istediğin adamın duasının senin torunlarına zarar verebileceğini
söylediğimde neden hatanı anlamadın? Eğer torunların dedelerinin hatalarının
cezalarını çekmeleri gerçekten adaletsiz olduğunu anlasaydın, sen de şu an
orada olmazdın.”
Hayat dersleriyle dolu bu hikaye üzerinde biraz düşünürsek
eğer, tilki aslanı ikna edebilmek için neden oğlu yerine cezayı torununun
çekeceğini söylemiştir?
Çünkü en baştan burada aslanın günahı değil, dedesinin
günahı söz konusudur. Bu yüzden aslana, oğlu yerine, torununun cezayı
çekeceğini söylemek ve kabullenmesini sağlamak daha kolaydır. Ama tilki çukurun
başında durup aslana yukardan baktığı zaman ona, bu kurala göre sıradakinin
kendisinin de olabileceğini hatırlatmıştır. İşte aslan bunu kabullenememiştir
ve o anda kükremiştir, “Dedelerimin hatasını
ben mi çekeceğim?! Adaletsizlik bu.”
İnsan da aynı şekilde yaşar. İnsan, kendi arzularını ve
isteklerini elde edebilmek için gerekli tüm çabayı gösterebilir. Ancak ilk
bakışta hayatını zora sokacak, değişiklikler yapmasına neden olacak bir durum söz
konusu olduğu zaman, bir anda elini
kaldıracak gücü bile bulamaz.
Yosef kardeşlerine, “Yosef’im
ben, babam hala hayatta mı?” dediği zaman onu öldürmek isteyip sonra da kuyuya atmalarının aslında ne bir
mitsva, ne de yapılması gereken doğru bir davranış olduğunu ve rüyaların
gözlerinin önünde gerçekleştiğini gördükleri zaman allak bullak oldular ve
cevap bile veremediler.
YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR
ASARA BETEVET ORUCU
(Şalom Laam Peraşa Kağıdı’ndan alınmıştır.)
Asara BeTevet her Yahudi’nin tutması gereken
taanit tsibur – cemaat oruçlarından biridir.
Peygamberlerimiz Yeruşalayim’e başlayan kuşatma nedeniyle oruç ilan etmişler ve
dualarımızda Selihot söyleme adetimiz
vardır.
Cemaat Orucu
– Taanit Tsibur
Cemaat oruçlarının amacı sadece yemekten uzaklaşmak değil, Rambam’ın yazdığı
gibi, dualarımızı daha kalpten yapmak, Tanrı’yla ve insanlara karşı nerede
hatalar yaptığımızı düşünerek teşuva yapmak yani hatalarımızdan geri
dönmektedir.
Yeruşalayim’in
Kuşatılması
Ne Zaman
Olmuştur?
İbrani takvimine göre 3336 yılında.
Ne Olmuştur?
Babil kralı Nevuhadnetsar ve
askerleri Yeruşalayim şehrini kuşatmaya başlamışlar ve kuşatma surların düşmesi
ve Tişa Beav günü Bet Amikdaş’ın yıkılmasına kadar iki buçuk yıl sürmüştür.
Asara
Betevet’in özelliği
Asara Betevet, Yom Kipur’un
haricinde, Cuma gününe bile geldiği takdirde ileri bir tarihe itilmez, oruç o
gün tutulur.
Birlik
Beraberlik
İsrail halkının bu acılı gününde
her bireyin oruç tutması, cemaatten ayrılmaması gerekir. Orucun başlama saat
06:31’dir.
Umudumuz Var
Peygamber’in söylediği gibi
gelecekte tüm bu oruç günleri birer sevinç mutluluk gününe dönüşecektir.
RAV’A SOR
Rabi Yitshak Yosef – Yalkut Yosef
Oğlum Asara Betevet
orucunu tutmak istiyor. Kaç yaşından itibaren tutmaya başlayabilir?
Asara Betevet orucunu Bar Mitsva yapmış erkeklerin ve bat mitsva yapmış kızların tutmaları gerekir. Daha erken yaşlarda Bet Amikdaş’ın yıkılışının ne anlama geldiğini anlayabiliyorsa bile, yarım gün veya birkaç saat oruç tutturmaya gerek yoktur.
Oruçtan kimler
muaftır?
Hamile olan, düşük yapan, hayati tehlikesi bulunmayan hastalar, evliliğinin ilk haftasında bulunan damat ve gelin, brit mila gerçekleştiyse bebeğin babası, sandak ve moel oruçtan muaftırlar. Emziren kadın emzirme sürecini bitirdiyse bile, yirmi dört ay boyunca emziren kadın sınıfındadır ve oruç tutmasına gerek yoktur.
Oruç günü olduğunu
unutup yiyeceğe beraha söyledim ve yemeden önce oruç olduğunu hatırladım, ne
yapmam gerekir?
Beraha boş yere söylenmiş olmaması için az bir parça yenir ve devamı bırakılır.
Amida duasına eklenen
Anenu paragrafını unuttum. Ne yapmam gerekir?
Oruç günü Şahrit ve Minha’da söylenen Amida dualarına Şema Kolenu berahasına Anenu paragrafı eklenir. Kişi eğer hatasını “Baruh Ata AD...” dediği anda hatırladıysa berahayı Teilim’deki bir pasuk olan Baruh Ata AD... Lamedeni Hukeha şeklinde bitiremez, Şomea Tefila şekliyle bitirmesi gerekir. Anenu paragrafını ise ikinci Yiu Leratson’dan sonra ekler.
Orucun bitiş saati
nedir?
17:53, TSOM KAL.
Haftanın Sözü
[www.aish.com]
Dilin neredeyse hiçbir ağırlığı yoktur; yine de onu tutmayı ne kadar da
az insan başarabiliyor!