Yazdır

               Bu Hafta İçin Saatler              

20 Kislev

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:02

5:15

-----

Yeruşalayim

4:00

5:14

Tel Aviv

4:16

5:16

23 Kasım

Tel Aviv

4:14

5:15

İstanbul

4:29

      5:09

2013

İstanbul

4:26

5:06

VAYEŞEV

Hatırlatmalar:

27 Kasım Hanuka Bayramı

 

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 37:1-40:23)

[www.chabad.org] 

Yaakov, on iki oğluyla beraber Hevron’a yerleşir. En sevdiği oğlu 17 yaşındaki Yosef’tir. Kardeşleri, babalarının Yosef’e yönelik [örneğin Yaakov’un Yosef’e yaptığı çok renkli pelerin gibi] ayrıcalıklı davranışlarından dolayı, onu kıskanmaktadırlar. Yosef, gördüğü iki rüyayı kardeşlerine anlatır. Bu rüyalar onun gelecekte kardeşleri üzerinde hâkimiyet kuracağını kehanet etmektedir. Bu da kardeşlerinin ona karşı olan kıskançlıklarını ve nefretlerini arttırır.

Şimon ve Levi onu öldürmek için plan yaparlar, ama daha sonra gelip onu kurtarmayı planlayan Reuven onu bir çukura atmalarını önerir. Yosef çukurdayken, Yeuda’nın teklifiyle onu oradan geçmekte olan bir Yişmaeli kervanına satarlar. Kardeşleri, Yosef’in özel pelerinini keçi kanına bularlar ve sevgili oğlunun vahşi bir hayvan tarafından parçalandığına inandırmak için babalarına gösterirler.

Yeuda evlenir ve üç çocuğu olur.  En büyüğü olan Er genç ve çocuk sahibi olmadan ölür. Karısı Tamar, ikinci oğul Onan ile evlendirilir. Fakat Onan da Er’le aynı günahı işlemesi nedeniyle genç yaşta ölür. Yeuda üçüncü oğlu Şela’yı geliniyle evlendirmeye isteksizdir. Yeuda’nın ailesinden bir çocuk doğurmaya kararlı olan Tamar bir fahişe kılığına bürünür ve Yeuda’ baştan çıkartır. Bir süre sonra Yeuda gelininin hamile olduğunu öğrenir ve zina yaptığı için öldürülmesini emreder. Ama Tamar ödeme karşılığında ona vermiş olduğu bazı kişisel eşyaları ortaya çıkartınca, Tamar’ın karnındaki çocuğun babasının kendisi olduğunu kabul eder. Tamar, Perets ve Zerah adı verilen ikiz oğlanlar doğurur. Perets, Kral David’in atasıdır.

Yosef Mısır’a götürülür ve Paro’nun (Firavun) bakanlarından Potifar’a satılır. Tanrı onun yaptığı her şeyi bereketli kılar ve kısa bir süre sonra efendisinin bütün mal varlığını yönetmekle görevlendirilir. Potifar’ın karısı bu yakışıklı ve karizma sahibi genç erkeği arzular; Yosef onun tekliflerini reddedince, kocasına İbrani kölesinin ona saldırmaya çalıştığını söyler ve Yosef’i hapse attırır. Yosef gardiyanlarının güvenini ve hayranlığını kazanır, böylece hapishane yönetiminde söz sahibi olacak bir konuma getirilir.

Yosef hapishanede Paro’ya karşı suç işledikleri için hapsedilen baş saki ve baş fırıncı ile tanışır. Her ikisi de huzursuz edici rüyalar görürler; Yosef bu rüyaları, üç gün içinde sakinin serbest kalacağı ve fırıncının da idam edileceği şeklinde yorumlar. Yosef, sakiden kendisi için Paro ile konuşmasını ister. Yosef’in yorumları gerçekleşir, ama saki Yosef’i tümüyle unutur ve onun için hiç bir şey yapmaz.

devar tora

çocuklarımızı eşit derecede sevmek

[ Rabi Yeuda Appel - www.aish.com]

Anne baba için her çocuğuna eşit derecede ilgi ve alaka göstermek hiç de kolay bir vazife olmamıştır. Ancak Yeruşalayim’de yaşayan yakın bir dostumun başına gelen enteresan bir olay, çocuklarına aynı derecede görmelerini son derece zorlaştırır.

Arkadaşım yeni doğan erkek oğlu için Brit Mila töreninden önceki gece evinde Brit Yitshak töreni düzenledi. Brit Yitshak töreninde bebeğin bulunduğu evde Tora, Mişna ve Zoar’dan brit mila ile ilgili bölümler okunur. Tam bu tören sırasında birden evin içine yaşlı beyaz sakallı birisi girdi. Onun içeriye girmesiyle salon derin bir sessizliğe büründü ve yaşlı adam tüm kalbiyle yeni doğan bebeğin ünlü bir Tora otoritesi olması için dua ederek ve herkesi hayretler içinde bırakarak birden bire evden yok oluverdi. 

Ne ilginçtir ki, bu olaydan bir kaç yıl geçtikten sonra gerçekten oğlumuz normal bir çocuğun olduğundan daha akıllı olduğuna dair sinyaller vermeye başladı. Arkadaşım, beyaz sakallı hahamın sözlerinin gerçekleştiğini ve bu çocuğunun, ya da diğer çocuklarının Tora yolunda yüksek noktalara gelebileceğini merakla bekliyordu.

Bu olaya benzer bir durum peraşamızda yaşanmaktadır.

Midraş Yaakov’un, Yosef’i doğuşundan itibaren özel bir çocuk olarak gördüğünü anlatır. Yosef özel bir çocuk olduğunu doğuşundan itibaren Yaakov’a olan yüz benzerliği ile ortaya koyar. Ayrıca Yosef, Yaakov’un en çok sevdiği eşi Rahel’in yıllarca kısır kaldığı ve sonunda sahip olduğu oğluydu

Yosef hayatının gençlik yıllarında kardeşlerinin kendisinden nefret etmelerine neden olan rüyayı görür; güneş, ay ve on bir yıldız Yosef’e doğru eğilmektedir. Yaakov her ne kadar o anda Yosef’I görüdüğü bu rüya yüzünden azarladıysa da, rüyayı kalbinin derinliklerine gömmüştür. Raşi Yaakov’un rüyayı kalbinin derinliklerine gömmesinin, Yosef’in rüyalarının gerçekleşmesini istediğini, ancak ona sadece diğer kardeşleriyle arasına daha fazla nefret girmemesi için kızdığını yazar.

Yaakov’un elinde tüm bu etmenler var iken, Yosef’e daha fazla ilgi göstermesinin bir süpriz olmadığı açıktır.

Ayrıca Tora Yaakov’un Yosef’e renkli bir kıyafet giydirdiğini ve diğer kardeşlerin Yosef’ten nefret etmelerine neden olacak birçok harekette bulunduğunu anlatmaktadır.

Diğer yandan düşündüğümüzde Yaakov’un en çok sevdiği eşinden geç yaşında sahip olduğunu oğluna daha fazla ilgi göstermesini anlayışla karşılayabiliriz. Ancak Talmud Yaakov’un Yosef’e fazladan ilgi göstermesini ve kardeşleriyle arasında nefret oluşmasını sert bir dille kınar. Talmud’a gore Yaakov’un sebep olduğu kardeş nefretinin, Yosef’in Mısırlılar’a satılmasına ve ardından Yaakov’un ve kardeşlerin Mısır’a inmelerine neden olduğunu anlatır. Böylece eğer Yaakov Avinu çocuklarına eşit derecede davranmış olsaydı, belki İsrailoğulları hiç de Mısır’a inmek zorunda kalmayacak ve iki yüz on acı dolu yılın önüne geçilebilirdi.

Yaakov’un içinde bulunduğu vaziyeti anlayışla karşılayabilirken, Tora çocuklarımıza eşit davranmamızı ister. Tora’nın bu isteği basit bir öğütten öte, dünyadaki her bireyin görevi olduğunu ve bu görevin sadece o birey tarafından yerine getirilebileceğini öğretmektir. Büyüklük Tanrı’nın bizlere kullanmamız için verdiği hediyelerle veya yetenekleriyle, hünerleriyle değil, onlarla ne yaptığımızla ölçülür.

Bu nedenle Tanrı’nın gözünde kısıtlı yeteneklere sahip olmasına ragmen onları sonuna kadar kullanabilen kişi, kıvrak zekaya, nadir yeteneklere sahip ve bunları gerektiği gibi kullanmayan kişiden daha değerlidir. Kişi çocuklarına bu gözlerle baktığı zaman biri ile diğeri arasında ayırım yapmayacak ve eşit değerde ilgi gösterecektir.

Bu her ailenin öğrenmesi gereken bir derstir.

 

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR

 UTANDIRMAMA YASAĞI

Rabi Pinhas Erlinger, Dereh Ets Ahayim

Bu haftaki peraşamızda ben adam lehavero - insanlar arasındaki ilişkilerin ne kadar ciddi noktalara ulaştığını, hepimizin ne kadar dikkatli olması gerektiğini ciddi bir şekilde vurgulayan bir olayı okumaktayız.

Yeuda, Tamar olduğunu bilmeden fahişe zannettiğini bir kadınla beraber olur. Tamar’ın üç ay sonra hamile olduğunu anlaşılmaya başlayınca Yeuda’ya, “Gelinin Tamar zina etti; üstelik işte zinadan dolayı hamile!” haberi verilir.  (Bereşit 38:24). Yeuda’da da bunun üzerine, “Onu çıkarın, yakılsın” der.

Tamar yakılmak üzere çıkarıldığı anda Yeuda’yı utandırmamak için, onunla beraber olmadan önce kendisinden aldığı mührü, kuşağı ve asayı kayınpederine göstererek, “Bunlar kime aitse, ben de ondan hamileyim. Lütfen tanımaya çalış. Bu mühür, kuşak ve asa kime ait?” der.

Tamar toplumun gözü önünde o zamanın hukukunda olmayan böylesi ağır bir cezayı almaya giderken bile, elindeki emanetlerin Yeuda’ya ait olduğunu söylememekte ve sadece kime ait ise ondan hamile olduğunu söylemekle yetinmiştir.  (Bu giriş yazısı Tora kitabından alınmıştır.)

Tamar davranışında o kadar asil bir şekilde davranmaktadır ki, Yeuda olayın gerçekliğini reddettiği durumda cezayı alacak olmasına rağmen, onu utandırmamayı seçmiştir.

Talmud (Sota 10b) Tamar’ın bu asil kişilik özelliğinden şu sonucu çıkartır, “Tuvya'nın oğlu Rav Zutra şöyle der, 'İnsan, arkadaşını (toplum içinde) utandırmaktansa, kendisini yanan kazanın içine atması daha iyidir'.”

Yeuda ile Tamar'ın başlarından geçen bu olaydan sonra benzer bir olayla yine ama bu sefer Moşe Rabenu ile karşılaşıyoruz. 

Moşe Rabenu yanıp sönmeyen çalılığın önünde Tanrı'nın Mevcudiyeti'yle karşılaşıp, kendisinden  İsrailoğullarını Mısır'dan kurtarmasını istediğinde Tanrı’yı geri çevirip, “Konuşma becerisine sahip biri değilim ben. Hem konuşma, hem de uygun dil kullanımı konusunda güçlük çeken biriyim ben” (Şemot 4:10) dedi.

Raşi ise Moşe'nin Tanrı'yı sadece bir defa değil, ta ki Tanrı ona kızıp gitmeye zorlayıncaya kadar, bir hafta boyunca her gün geri çevirdiğini ve İsrailoğullarını kurtarmayı reddettiğini açıklar. 

Peki Moşe Rabenu'yu Tanrı'yı geri çevirmeye iten etmen ne olmuş olabilir? Moşe Rabenu kendisinin böylesi önemli bir göreve seçildiğini ve bundan dolayı büyük ağabeyi Aaron'nun alınabileceğinden çekinmiştir. 

Raşi ise Aaron’un, kendisinden küçük kardeşinin İsrailoğulları’nın lideri oluşundan dolayı alınmadığını, tam tersine bundan mutluluk duyduğunu ve bunun ödülü olarak böylesi değerli bir kalbin üzerinde Koen Gadol’un giysilerinden birisi olan Hoşen’in asılı duracağını kaydeder.

Moşe ve Aaron karakterlerindeki asilliği, alçak gönüllüğü, gerçek mutluluğun tarifini gözleri önüne seren bu davranışlar, her ne kadar önemli gibi gözükse de, bizleri çok önemli bir soru ile ağızlarımızı açık bırakıyor.

Moşe Rabenu Tanrı’nın emrini geri çevirip, sadece ağabeyi kırılmasın diye İsrailoğullarını kurtarmayı nasıl reddettiğini ve ne pahasına olursa olsun Aaron’un gönlünü almadan Mısır’a inmeyeceğini söylemektedir. Ancak öte yandan İsrailoğulları Mısır’da eziyet çekiyor, bel kıran işlerde çalıştırılıyor, hayatları zindan ediliyor, çocukları beton diye duvarlara yapıştırılıyor ve Moşe Rabenu, bir hafta boyunca İsrailoğullarını en hızlı şekilde kurtarmak yerine, Aaron kırılmasın diye Tanrı’nın isteğini geri çeviriyor! Nasıl olabilir?

Bu güçlü sorunun cevabını anlayabilmemiz için Talmud’dan anlaşılması sorumuz gibi bir o kadar güç bir olay daha ekleyelim.

Talmud bizlere Rav Rahumi adında önemli bir Amora’dan bahsetmekte ve Tora’yı saatlerce değil, bir yıl boyunca aralık vermeden öğrenişini överek bahsetmektedir. Rav Rahumi evine yılda bir defa sadece Kipur arifesinde gelir ve Motsae Kipur yani Kipur’un bitişiyle yeşivaya geri dönerdi.

Yine böyle aralıksız bir Tora öğrenimi sonunda Kipur arifesi gelir, ancak öğrenimin hazzıyla Rav Rahumi evine gitmeyi unutur. Öte yandan eşi ise kocasını yılda bir defa kocasını görecek olmanın heyecanıyla camda beklemektedir. Ancak Erev Kipur gelir,  saatler geçer ve Kal Nidre başlamıştır. Eşinin kalbi kocasını yılda bir kez bile görememenin verdiği üzüntüyle, gözünden bir yaş damlası akıverir.

Rav Rahumi’nin eşinin gözünden akan gözyaşı göklerde o kadar büyük yankı yapar ki, melekler Rav Rahumi hakkında suçlayıcı sözler söylemeye başlarlar. Göklerdeki Rav Rahumi hakkındaki olumsuz hava etkisini gösterir ve yeşivanın çatısı Rav Rahumi’nin üzerine yıkılır ve rav orada can verir.

Moşe ile Aaron’un açıklama gerektiren davranışlarından sonra tüylerimizi ürperten bu olaydan Rabi Hayim Shumelevitz ben adam lehavero – insanlar arası ilişkiler kurallarına altın bir temel eklemektedir.

İnsanlar birbirleri arasında her hangi bir hata yaptığında, örneğin birisini toplum içinde kızdırdığında, utandırdığında veya toplum içinde bile olmadan her hangi bir şekilde karşısındakini kırdığı zaman, Tanrı bu kişiye gönderdiği cezayı kırılan kişinin kendisini daha iyi hissetmesini sağlamak için değil, karşısındakini kıran kişinin ateşle oynadığı için göndermektedir. İnsanlar arasındaki ilişkiler küçük bir çocuğun kibritle oynaması veya elini yanan fırının kapısına yapıştırmasından daha çok acıtır, hatta yakar.

Eğer dediğimiz gibi karşısındakini kıran kişiye gelen ceza, kırılan kişiyi rahatlatmak için gelmiş olsaydı, bir yıl boyunca kocasını bekleyen Rav Rahumi’nin eşi, sadece Yom Kipur’da gelmediği için bir damla yaş döktüyse, kocasının vefat ettiğini duyduğunda kaç damla gözyaşı dökeceğini düşünebilir miyiz?

Bu temele göre Moşe Rabenu’nun ve Rav Rahumi’nin olaylarını kolayca açıklayabiliriz. Moşe Rabenu bir Yahudi’yi kırmanın ne demek olduğunu, ne kadar ciddi sonuçlara sebebiyet verebileceğini gayet iyi biliyordu. Bu yüzden belki bütün bir milleti bile kurtarmak pahasına bile olsa, diğerlerini kurtarma adına başka bir Yahudi’yi kıramazdı.

Rav Rahumi ise Tora’ya olan bağlılığının bedelini ağır ödemiştir. İnsanın veaavta lereeha kamoha ­­– arkadaşını kendin gibi sev mitsvasını layıkıyla yerine getirebileceği tek yer, eşiyle ve çocuklarıyla her gün beraber geçirdiği evidir. İnsan dışarda herkese sempatik olabilir ama eve geldiği zaman günbegün gördüğü insanlara aynı ilgi ve alakayı göstermesi bazen zorlaşabilir. Bu nedenle kişi davranışlarında iki kat daha fazla dikkatli olmalı ve gereken özeni göstermelidir. Rav Rahumi de eşinin gözünden yaşa neden olmuş ve kendisini bu ateşin içine atmıştır.

 

 

YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

(Şalom Laam Peraşa Kağıdı’ndan alınmıştır.)

Hanuka Bayramı'nda Neler Olmuştur?

Hanuka Bayramı'nın kutlanmasına neden olan olaylar yaklaşık iki bin yıl önce ikinci Bet Amikdaş zamanında gerçekleşmiştir. Yunanlılar Yeruşalayim'i ele geçirdikten sonra Yahudiler'in özel hayatlarını da kısıtlamaya, dini uygulamalarına da engeller koymaya başladılar. Şabat'a bakmalarını, Brit Mila yapmalarını yasakladılar ve maddi kaynaklarına da kurutmaya başladılar. Son olarak da Bet Amikdaş'ın kutsiyetini ihlal ettiler ve Yahudilerin korunmasına en büyük rolü oynayan korban sunumu da iptal edildi. 

Sayıca az denilebilecek ve kendilerine  Makabi adını verdikleri bir Yahudi grubu inanılmazı yapmaya girişip dönemin süper gücü olan Yunanlılar'a karşı savaşa girişmeye karar verdiler. 

Hayatları boyunca yeşivada Tora öğrenen ve savaşma hakkında son derece bilgisiz olan Yahudiler inanılmazı gerçekleştirerek savaştan muzaffer ayrıldılar. Bu zafer sayesinde kraliyet tekrardan iki yüz yol boyunca Yahudi halkına geri döndü. 

Hanuka Kelimesinin Anlamı Nedir?

Yisrael Toprakları'ndan Yunanlılar'ın egemenliğinin sona ermesi üzerine Haşmonayim ailesi Bet Amikdaş'a geri dönüp onu tekrardan kullanılır hale getirmeye başladılar. Hanuka kelimesinin de anlamı Bet Amikdaş'taki ibadetin "tekrar başlaması' anlamına gelir. Hanuka kelimesi ayrıca bayramın kutlandığı tarihi sembolize eder. Yahudiler düşmanlarından Hanu – dinlendiler, Ka sayısal değeri 25 Kislev’de. 

Neden Mum Yakıyoruz? 

Bet Amikdaş'ta Koenler tarafından her gün uygulanan ibadetlerden biri yedi kollu Menora'nın yakılmasıydı. Menora tümü saf altından meydana gelmekte ve yedi koluna her gün saf zeytinyağı konulmaktaydı. Menora'da kullanılması gereken zeytinyağı üst düzeyde saflık derecesine sahip olması gerekiyordu. Yunanlılar da yağ şişelerin kırarak onları Menora'da kullanılamayacak hale getirdiler. Yahudiler Menora'yı yakabilmek için yağ ararken sadece bir güne yetecek kadar küçük bir yağ şişesi buldular, ancak yeni yağın elde edilebilmesi için sekiz güne yetecek kadar yağ gerekiyordu. Büyük bir mucize oldu ve bir güne yetecek kadar yağ sekiz gün boyunca yandı. Gelecek sene hahamlarımız göklerde aynı manevi gücün oluştuğunu gördükleri için Hanuka Bayramı'nı ilan ettiler ve bizler de tüm bu olayların hatırasına sekiz gün boyunca mum yakarız. 

Mumların Yakılışı 

Hanukiya mumlarını evin içinde herkesin görebileceği yerde yakılması gerekir. Her gün birer mum artırılarak yakılan Hanukiya'ya birinci gün üç Beraha - Leadlik Ner Hanuka, Şeasa Nisim Laavotenu ve Şeeheyanu diğer günler ise ilk iki Beraha söylenir. Ardından Anerot Alalu ve Mizmor Şir Hanukat Abayit şarkıları söylenir. 

Hanuka'ya Özel Tefila Düzeni

Amida ve Birkat Amazon dualarında Tanrı'ya bizlere yaptığı sonsuz iyilikler için teşekkür ettiğimiz bölümlerin; Amida’da “Modim Anahnu Lah – Sana Teşekkür Ediyoruz, Birkat Amazon’da da Node Leha – Sana Teşekkür Ediyoruz paragraflarının hemen ardından Al Anisim paragrafını ekleriz. Eğer söylenmesi unutulduysa geri dönmeye gerek yoktur. 

Alel

Alel Tanrı'ya teşekkür ettiğimiz bayramlara özel bir duadır. Her gün Ligmor Alel berahası söyleyerek başlanır ve tümü baştan sona kadar söylenir. 

Peraşa: Hanuka bayramında mizbeahın açılışının anlatıldığı Naso peraşasından bölümler okunur. 

 RAV’A SOR
www.Hidabroot.org

Her hangi bir hasta için geceleyin Teilim okuyabilir miyim?

Hasta için okunabilir. Ancak hastanın olmadığı her hangi bir gece başka kitaplar okuyabiliyorsa; Tora kitabı, El Gid gibi, Teilim okumaması tercihtir.

Hamile kadının mezarlığa girmemesi gibi bir gelenek duydum. Acaba doğru mu?

Böyle bir gelenek olduğu doğrudur (Minhat Yitshak).

Hanukiya yarım saat yandıktan sonra yerinden oynatıp söndürebilir miyim?

Hanukiya mumlarının yanma mitsvası yarım saattir. Bu süre geçtikten sonra yeri değiştirilebilir, hatta söndürülebilir. Ancak daha iyisi yerinden oynatmamak ve söndürmeden bırakmaktır.


Haftanın Sözü

[www.aish.com] 

Elmas büyük baskı altında yapılmış bir kömürden ibarettir.

Albert Schweitzer