Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  17 Ekim

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:22

5:33

-----

Yeruşalayim

4:15

5:27

Tel Aviv

4:36

5:34

29 Tişri

Tel Aviv

4:29

5:28

İstanbul

5:57

6:37

5770

İstanbul

4:48

5:28

B E R E Ş İ T

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Besimana Tava

 

Peraşa Özeti (Bereşit 1:1-68)

[www.chabad.org]

 

Tanrı evreni altı günde yaratır. İlk gün karanlık ve ışığı var eder. İkinci gün "üst sular" ile "alt suları" ayırarak gökleri oluşturur. Üçüncü gün karalar ve denizlerin sınırlarını belirler; yeryüzünden ağaçlar ve yeşilliklerin çıkmasını emreder. Dördüncü gün güneş, ay ve yıldızları yaratıp hareketlerini belirler ve onları dünya için birer zaman belirleyicisi ve aydınlatıcı olarak atar. Balıklar, kuşlar ve sürüngenler beşinci günde, hayvanlar ve en sonda insan, altıncı günde yaratılır. Tanrı yedinci günde yaratmayı durdurur ve bu günü bir dinlenme günü olarak kutsal ilan eder.

Tanrı insan bedenini yeryüzünün toprağından yoğurur ve burun deliklerinden içeriye bir yaşam ruhu üfler. Başta İnsan tek kişi olarak yaratılır. Fakat sonra "insanın tek başına olmasının iyi olmadığını" söyleyen Tanrı, insanın bir "tarafını" alır ve erkek ile kadın yaratılmış olur. Tanrı bu ikisini evlendirir.

Adam ve Hava, Eden bahçesine yerleştirilir ve "İyi-Ve-Kötüyü-Bilme Ağacı"nın meyvesinden yemeleri yasaklanır. Yılan, Hava'yı bu emri ihlal etmeye teşvik eder; Hava bu meyveden yer ve kocasına da yedirir. Günahları sebebiyle, insanoğlunun ölümlü olmasına karar verilir; kaynağı olan toprağa geri dönecektir. Ayrıca bir şeyi elde etmek için çok çaba göstermek durumunda kalacaktır. İnsan, Eden bahçesinden kovulur.

Hava iki oğul doğurur: Kayin ve Evel. Kayin, Evel ile tartışmaya girer ve sonunda onu öldürür. Tanrı onu sürekli göçebe yaşamaya mahkûm eder. Adam'ın üçüncü bir oğlu olur: Şet. Şet'in soyundan gelen, Adam'a göre onuncu nesildeki kişi Noah'tır. Kendi dönemindeki yozlaşmışlığa katılmayan Noah, Tanrı'nın gözünde beğeni kazanır.

 

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Pinhas Avruh - www.torah.org]

 

Neredesin?

 

Ramban (Rabi Moşe Ben Nahman; 1194-1270, Gerona-İspanya) Tora üzerine yaptığı ünlü açıklamalarını, Tora'nın başında anlatılanlar hakkında bir analizle açar. Tora her ne kadar bir tarih kitabı olmayıp bir yaşam rehberi olmasına rağmen [zira "Tora" sözcüğü, "öğreti" veya "talimat" anlamına gelir], yine de Bene-Yisrael'e verilen ilk emir olan yeni ayın ilanı konusundaki mitsvayla değil, evrenin yaratılışının anlatımıyla başlamaktadır. Ramban'ın bunun için verdiği olası sebepler arasında, Tanrı'nın Sözü'ne karşı geldikleri için yaşadıkları yerlerden sürülen kişilerden (Adam, Kayin, Babil Kulesi olayının ardından dünyaya dağılan insanlık - ki bunların hepsi, günümüzde de devam etmekte olan Rom sürgünü ile benzer yanlar taşımaktadır) alınacak dersler de sayılmaktadır.

 

İnsanlık tarihinin en ünlü günahlarından iki tanesi bu haftaki peraşada anlatılmaktadır: Bilgi Ağacı'nın [elma olmayan] meyvesinin Adam ve Hava tarafından yenmesi ile Kayin'in Evel'i öldürmesi, dünya tarihinin gidiş yönünü değiştiren iki önemli olaydı.

 

İlginç olan şudur ki, Adam ve Kayin, işledikleri günahtan çok, sorumluluk almaktan kaçınmaları nedeniyle ceza verilmiştir. Tanrı'nın, Adam'a meyveyi yemesinden sonra "Neredesin?" (Bereşit 3:9) diye seslenmesini Raşi, Adam'ın Tanrı'nın gösterdiği güvene aykırı davranmakla gösterdiği hatalı davranışı kabullenip teşuva yapabilmesi için şefkatli bir yaklaşım ifadesi olarak açıklar. Ama Adam bu yaklaşıma nasıl cevap verir? "Yanıma verdiğin kadın - yediğim şeyi ağaçtan bana o verdi!" (Bereşit 3:12). Adam, nankörce bir tavırla, tüm suçu, Tanrı'nın bir sevgi ifadesi olarak kendisine yoldaş verdiği kadının üstüne yıkmaktadır. Ramban, bu nankörlüğü, Tanrı'nın Adam için öngördüğü cezayı bildirmeye girişte kullandığı sözlere dayanarak açıklar: "Eşini dinlediğin ve sana özellikle emrederek ‘Ondan yeme!' dediğim ağaçtan yediğin için..." (Bereşit 3:17). Tanrı'nın bu sözleri açık bir mesaj vermektedir: "Ben, Tanrı, sana tersini emretmişken, Hava'nın sözünü dinlemen, seni sorumlu kılar; onu değil!" Tanrı, Adam'a teşuva yapma fırsatı vermiştir, ama o bunu harcamıştır.

 

Raşi, Tanrı'nın benzer bir fırsatı Kayin'e de verdiğinin altını çizer. Tanrı ona da benzer bir soruyla yaklaşmıştır: "Kardeşin Evel nerede?" (Bereşit 4:9). Keli Yakar (Prag Hahamı Rabi Şelomo Efrayim Lunshitz, yaklaşık 1550-1619, tarafından yapılmış Tora açıklamaları), Kayin'in bu sorunun derinliğini anladığını, ama başka insanların refahını da koruma yükümlülüğünü yeterince takdir edemediğini belirtir.

 

Buna rağmen, der Keli Yakar, sağduyu Kayin'i, hiçbir kısıtlama olmadan adam öldürmenin olduğu bir ortamda insan ırkının bir geleceği olamayacağını anlamakla yükümlü kılmaktaydı. Ama Kayin de, kendisine sunulan bu teşuva fırsatını çöpe atmıştır. Yine de ceza olarak ömür boyu göçebe yaşamak zorunda bırakılmak Kayin'e çok yüklü gelince Tanrı'dan merhamet ve hafifletme dilemiş, bu isteği de kabul edilmişti. Teşuvayı, yani pişman olup Tanrı yoluna dönmeyi belki biraz geç keşfetmiştir, ama Tanrı'nın, O'nun yoluna dönmeyi seçtiğimiz zaman bizi daima sıcak bir şekilde karşıladığını eninde sonunda fark etmiştir.

 

Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot, Simhat Tora. Son birkaç haftayı bu kutsal günlerden elde edilebilecek ilhamı tartışarak geçirdik. Ancak gerçek şudur ki, bizler gündelik yaşamlarımızı bu bayramların oluşturduğu kozanın içinde sürüyor değiliz. Bayramlar döneminin sona ermesiyle birlikte, artık kendi gündelik dünyamızda, yeni ilhamlarla bezenmiş benliklerimizin gündelik hayatın gerçekleriyle yüzleşeceği, gündelik sınavlarla başa çıkmak durumunda kalacağımız gündelik yaşamımıza doğru bir kez daha yola çıkmaktayız.

 

Bazı başarısızlıklar olacaktır. Geçmemiz gereken tüm sınavlarda başarıya ulaşamayacağız. Roş Aşana mevsimi sona ermiş olabilir, ama Tanrı sadece mevsimlik aktif değildir. Sorumluluk almanız gereken yerde suçu başka noktalara yüklemeyin. Fırsatı buruşturup çöpe atmayın. Tanrı daima kolları bize sıcak bir kucaklama sunmak üzere açık bir halde seslenmekte ve davetini yinelemektedir: "Neredesin?"

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Bir iş arkadaşımı işe giderken arabama alma olanağım var. Sorun şu ki, arabayı sürerken kişiselliği yüksek düzeyde olan çeşitli telefon konuşmaları yapma âdetim var ve eğer arabamda bir yolcu olursa bu olanağım olmayacak ve bu telefonlar için kullandığım değerli vakti kaybetmiş olacağım. Yapılacak en doğru şey nedir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Üçüncü Kitap: ZEMANİM / ZAMANLAR (Devam)

19. Kiduş Ahodeş - Roş Hodeş (ay başlangıcı) İlanı

 

Bir ay, yeni ayın ilk görünmesiyle başlar. Bu, bir önceki ay başlangıcından 29 ya da 30 gün sonradır. Erets-Yisrael'deki yargı mercileri yeni ayın ne zaman ve gökyüzünün neresinde ne şekilde görüneceğini hesaplamak ve insanların bayramları hangi tarihte kutlamak gerektiğini bilebilmeleri için bu konuda ilanda bulunmak yükümlülüğü vardır. Pasuklarda söylendiği gibi: "Bu ay sizin için ayların başı olacak" (Şemot 12:2) [ki bu, aynı zamanda "bu ayı ayların başı olarak ilan etmek sizin göreviniz olacak" iması da içerir. Böylece Bet-Din tüm aylar için ilanda bulunmakla yükümlüdür]; "Kutsal bayramlar olarak kutlayacağınız Tanrı'ya ait [bazı] özel vakitler [vardır]" (Vayikra 23:2) [Tora bu pasuktan sonra bayramların tarihlerini vermektedir; dolayısıyla bu tarihlerde kutlama yapabilmek için ayın tam olarak hangi günde başladığının bilinmesi gerkir]; "Bu yasayı yıldan yıla, belirlenmiş vaktinde gözetmelisin" (Şemot 13:10) [ve "belirlenmiş vakit" ayın doğuş zamanını belirlemeyi gerektirir]. Erets-Yisrael'de bir Sanedrin [Bene-Yisrael'in en yüksek kanuni mercii] var olduğu zamanlarda, Yeni Ay, doğuşu gören şahitlerin ifadesi doğrultusunda ayın 30'unda ilan edilir, uzaktaki cemaatlere de gerektiği zamanlarda ulaklar yoluyla haber ulaştırılırdı. Ulakların zamanında ulaşabildiği yerlerde bayramlar yalnız birer gün olarak kutlanmaktaydı. Diğerleri ise, yeni ayın önceki ay başından 30 gün mü yoksa 31 gün mü sonrasında ilan edildiğini bilemedikleri için, bayramları da her iki ihtimali göz önünde tutarak iki gün olarak kutlarlardı. Günümüzde, Sanedrin'in var olduğu dönemde gerçekleştirilmiş hesaplamalara dayanan sabit bir takvim kullanılmaktadır, ancak Erets-Yisrael dışındaki yerlerde bayramların iki gün kutlanması şeklindeki geleneksel uygulama devam ettirilmektedir.

 

Yahudi takvimi ayın hareketiyle belirlenen aylara ve güneşin hareketine bağlı olan yıllara dayanır. Pasukta söylendiği gibi: "İlkbahar ayını gözet" (Devarim 16:1). Bir güneş yılı, ay yılına göre yaklaşık 11 gün daha uzundur. Bir yılın, bütün aylardan oluşması gerektiğinden [zira pasukta "Yılın ayları açısından bu [ay] sizin için birincidir" (Şemot 12:2) denmektedir], bu farklar yaklaşık 30 günü oluşturacak şekilde biriktiği zaman, yıla 13. bir ay [Veadar veya Adar Şeni] eklenerek denge sağlanır. Bu ekleme, ilkbahar ekinoksunun Nisan ayına göre çok geç bir zamana rastlayacağı veya Pesah için hazırlıkları gereken zamanda yapmanın olanaksız olacağı kanısına vardıkları zaman, Sanedrin'in başkanının izniyle bazı Sanedrin üyelerinden oluşan bir grup tarafından yapılırdı. Bir yılın artık yıl olacağına dair ilanın Roş Aşana ile 29 Adar tarihi arasında yapılması gerekirdi. Günümüzde bu da, hesaplamalarla belirlenmiş Yahudi takvimi doğrultusunda yapılmaktadır ve ilan gerekliliği yoktur.

 

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

"Işık Olsun" (Bereşit 1:3)

 

Günümüzde, güvenlik amaçlı ışıklandırmanın bir kişi geçerken otomatik olarak yandığı durumlara sıkça rastlanmaktadır. Bu şekilde ev sahipleri, evlerini hırsız tehdidine karşı koruyabilmektedir. Fakat ışıkların otomatik olarak yanması bir soruyu beraberinde getirmektedir. Şabat günü için durum nedir? Öylesine de olsa geçen bir kişi bu şekilde Şabat günü ışık yakmış olmakta değil midir?

Rabi Wozner, Bene-Berak'taki Zihron Meir mahallesinin hahamı ve bir soru-cevap çalışması olan Şevet Levi adlı eserin yazarıdır. Kendisi, bu tipteki "güvenlik ışıklarının" olduğu yerden geçmenin Şabat'ı ihlal anlamına gelmeyeceğini söylemiştir. Bunun nedeni, Şabat ihlali için, yasak eylemi yapmanın yanında söz konusu işi yapma konusunda niyetin de olması gerekmesidir. Öylesine yürümekte olup, normal davranışında herhangi bir değişiklik yapmayan ve yürüyerek geçmesiyle ışıkları yakma gibi bir niyeti de olmayan bir kişi, fiiliyatta bu ışıkların yanmasına neden olmasına rağmen Şabat ihlalinde bulunmuş sayılmaz.

Benzer bir sonuca, Kibuts Kfar Etsyon'un hahamı olan Rabi Elyaşiv Kanoel de varmıştır. Ancak Rabi Kanoel, burada hafifletici bir yan daha görür. Söz konusu ışık doğrudan bir eylemle değil, dolaylı bir şekilde yakılmıştır. Buna "Grama - Neden Olma" adı verilir ve bu, Tora'nın değil, Hahamlar'ın bir kısıtlaması şeklinde yasak iken, Hahamlarımız mücbir durumları bu yasağın dışında tutmuşlardır. Burada yürüyerek ışıkları yakan alıcının etki bölgesine giriş yapan bir kişi, ışıkların yanması için gereken şartları oluşturmuştur, ancak ışıkları yakan şahsen kendisi değil, otomatik bir cihazdır. Bu, kişinin şahsen ve doğrudan yaptığı bir şey değil, sadece onun varlığı nedeniyle ortaya çıkmış bir durumdur. Böylece, Rabi Kanoel, Şabat günü, elektronik sensörleri olan bir evin civarında dolaşmaya ve içeri girme amacı olmadığı takdirde elektronik kapıların önünden geçmeye izin verilebileceğini önermektedir. Hatta çok mücbir durumlarda böyle bir elektronik kapıdan içeri girmenin bile Grama sınıfında kabul edilebileceği hissini taşımaktadır.

Buna karşılık, söz konusu görüş tüm otoritelerce kabul görmüş değildir. Alaha ve Teknoloji araştırmaları yapan Tsomet enstitüsünün başı olan Rabi Yisrael Rozen, bir mekanizma bir insanın eylemi sonucunda zincirleme işlemler gerçekleştirdiği takdirde, bu tipteki bir zincirleme işlemi başlatan hareketin Grama sınıfında kabul edilemeyeceğini belirtir. Aksine böyle bir mekanizmada zincirleme kaç işlem olursa olsun, bunların hepsini, zinciri başlatan kişi doğrudan yapmış sayılır. Dolayısıyla, bir elektronik kapının açılmasını sağlayan mekanizma zincirleme işlemler içeriyorsa bile Şabat günü böyle bir kapıya yaklaşmak yasaktır; zira kapının açılması, o kişinin doğrudan eyleminin bir sonucu olarak kabul edilir. Zira aksi olsaydı herhangi bir katil de tek yaptığının tetiği çekmek olduğunu, bundan sonra onun ateşleme pimine çarpıp barutu patlatmasından ve bu patlamayla merminin kovanı terk ederek birini öldürmesinden kendisinin sorumlu tutulamayacağını, suçlunun kendisi değil barut olduğunu iddia edebilirdi. Dolayısıyla Rabi Rozen'e göre, otomatik yanan güvenlik ışıklarının olduğu bir yerden Şabat günü geçebilmenin sebebi Grama prensibi değil, insanın güvenlik ışıklarından rahatsız olmasıdır. Güvenlik ışıkları insanı rahatsız ettiği ve kişi normalde bunların yanmasıyla ilgilenmediği için, eylem olmasına rağmen, bu konuda niyet ve istek yoktur; dolayısıyla ihlal de yoktur. Ancak bu sadece, biri yoldan geçerken hasbelkader yanan güvenlik ışıkları içindir. Ama eğer bir kişi ışıkların yanmasından memnunsa, yani bu ışıklar güvenlik değil kişinin kendi aydınlanması içinse, durum farklılık kazanır. Burada işin içine niyet de girdiğinden, bunun bilinciyle böyle bir yerden Şabat günü geçmek yasaktır (Kaynak: Tehumin, Cilt 23, s. 277-286).

Gaon Rabi Ovadya Yosef de, böyle durumlarda Grama'nın söz konusu olmadığı görüşündedir. Elektronik gözü olan bir kapıya bilinçli olarak yaklaşmak veya aydınlatma amacıyla bir ışığın otomatik yanacağını bildiği bir yerden geçmek ya da birinin girmesiyle ışığın yanacağı veyahut klimanın otomatik çalışmaya başlayacağı bir odaya girmek Şabat günü yasaktır (Sefer Yalkut Yosef).

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Roş Hodeş - Yaale Veyavo ve Alel Kuralları

1. Tüm [ekmek yenmiş] Roş Hodeş yemeklerinin ardından Birkat Amazon'da Yaale Veyavo söylenir. Aynı zamanda Arvit, Şahrit ve Minha'daki Amidalar'da Yaale Veyavo okunur. Sadece Musaf'ta söylenmez.

2. Birkat Amazon'da Yaale Veyavo söylemeyi unutan bir kişi, Birkat Amazon'u tekrarlamaz.

3. Arvit'te, ilk veya ikinci gece Yaale Veyavo söylemeyi unutan bir kişi Amida'yı tekrarlamaz. Şahrit veya Minha'da Yaale Veyavo söylemeyi unuttuğu takdirde ise, eğer Modim'den önce hatırlarsa, hatırladığı yerde söyler. Fakat Modim'den sonra, Yiyu Leratson'dan önce hatırlarsa Retse'ye döner. Amida'yı bitirip geriye üç adım atmışsa, Amida'yı baştan okur.

4. Roş Hodeş'te Şahrit Amidası'ndan sonra Alel okunur; fakat Lo Lanu ve Aavti bölümleri okunmaz. Berahası Likro Et Aalel'dir. Eğer Likro Et Aalel yerine Ligmor Et Aalel berahası söylenirse Hova'dan çıkılır.

5. Alel ayakta söylenmelidir. Duvara veya başka bir yere yaslanılmaz. Ancak yaşlı ve zayıf kişiler yaslanabilirler. Alel söylenirken ara verip konuşmak yasaktır.

6. Roş Hodeş günü cemaat Alel'e başlarken sinagoga giren bir kişi, Tefila söylememiş olmasına rağmen onlarla beraber Alel söyler ve Alel'den sonra Tefila'ya başlar. Bu durum, ancak Şema ve Amida vakitleri geçmemişse geçerlidir.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Her şeyden önce, umarım trafik kuralları gereği direksiyonu iki elinizle tutabilecek şekilde bir konuşma düzeneğine sahip olduğunuzu umarım.

 

Sorduğunuz soruya gelince, hararetli tavsiye, "Ahnasat Orehim - Misafirperverlik" mitsvası doğrultusunda iş arkadaşınızı da arabanıza almanız yönünde olacaktır. Büyük Alaha otoritesi Rabi Moşe Feinstein'in "Yiyecek ihtiyacıyla sokaklarda dolaşan fakirlerin ender olduğu günümüz toplumunda, Ahnasat Orehim mitsvasını yerine getirmenin en kolay yolu, insanları gidecekleri yere götürmek üzere arabanıza almaktır" dediği söylenir. Rabi Feinstein'ın, insanları da gitmek istedikleri yere götürme niyetiyle araba satın alan bir kişinin, değerli bir şey elde etmiş olup bu mutluluğu başkalarıyla paylaşma amacıyla söylenen "atov veametiv" berahasını söylemesi gerektiğini belirttiği de anlatılır.

 

Misafirperverlik mitsvasını kendi evinizde yerine getirmenin de zaman, enerji ve para yatırımını gerektirdiğini gayet iyi biliyorsunuz. Aynı şeyi otomobilinizle yapmak için zamanınızdan kısa bir süreyi telefon konuşması yapmadan geçirmeye değmez mi?

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Amaçsız kişi, dümensiz gemiye benzer.

-- Thomas Carlyle

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.