Haftanın Peraşası BülteniTora'nın 613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır...
arşiv...

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

14 Elul

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:29

7:40

-----

Yeruşalayim

6:20

7:30

Tel Aviv

6:44

7:42

   1 Eylül

Tel Aviv

6:35

7:32

İstanbul

7:25

8:05

2012

İstanbul

7:14

7:54

K İ   T E T S E

 Hatırlatmalar:

 

 

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 21:10-25:19)

[www.chabad.org]

 

Tora'nın 613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır. Bunların arasında savaşta esir alınmış güzel bir kadın; bir behorun (ilk doğan) miras hakları, asi ve dik başlı bir oğul; ölülerin gömülmesi ve itibarı; kayıp bir malın sahibine geri verilmesi; anne kuşu, yavrusunu almadan önce uzaklaştırma esası; bir evin çatısının etrafına güvenlik çiti kurma görevi ve farklı "Kilayim" (yasak bitki ve hayvan melezlemesi) durumları hakkındaki kurallar yer alır.

Ayrıca, zina, evli olmayan bir kıza tecavüz ya da iğfal, bir erkeğin, eşini sadakatsizlik iftirasıyla suçlaması gibi konularda uygulanan yargı süreci ve ilgili cezalar da bu peraşada yer alır. Yasak ilişki sonucu doğmuş bir çocuk, Moav ya da Amon soyundan gelen ve Yahudilik'i kabul etmiş bir erkek, Yahudilik'i kabul etmiş olan bir Edomlu ya da Mısırlı'nın ilk iki nesil çocukları, Yahudi soyundan biriyle evlenemez.

Perşamızda, askeri ordugâhın saflığı hakkındaki yasalar, kaçmış bir köleyi geri verme yasağı, işçilere ödemelerini zamanında yapma ve sizin için çalışan - insan ya da hayvan - herkesin, "çalışma sırasında yemek yemesine" izin verme yükümlülüğü; borçlulara uygun davranma ve borçları faizlendirmeme kuralı; evlilik kurallarının da öğrenilmesini sağlayan boşanma kuralları; Tora'nın ceza belirtilmemiş bir yasağına uymama durumunda verilen 39 kırbaç cezası; ölen çocuksuz erkek kardeşin eşi ile evlenme yükümlülüğü (Yibum) ya da kayınbiraderin bu yükümlülüğü yerine getirme istememesi durumunda yapılan seremoni (Halitsa) de yer alır.

Ki Tetse peraşası, "Amalek'in Mısır'dan çıkarken sana yolda yaptığını hatırla" mitsvası ile son bulur.

BANA KAÇA PATLAR?

[Rabi Yosef Goldman / tannentorah.com]

 

Neye değer veririz? Neye ihtimam gösteririz? Neye vakit ayırırız?

Bu haftaki peraşada oldukça ilginç bir konu sıralaması vardır. Tora, Amoni ve Moavi erkeklerin Yahudiliği kabul ettikten sonra bile doğuştan Yahudi kızlarla evlenmesini yasaklamaktadır. Bunun nedenleri ne olabilir? Pasuk bunu açıklamaktadır: "[Bu kısıtlama,] (1) Mısır'dan çıkışınızda, yolda sizi yiyecekle ve suyla karşılamamaları ve (2) sana beddua etme amacıyla Aram Naarayim['deki] Petor'dan Bilam ben Beor'u sana karşı kiralaması sebebiyledir" (Devarim 23:5).

Bu kadar iki farklı günahtan oluşan bu seri tek bir pasukta birleşmiştir. Tora bize aynı nefeste hem bizler Mısır'dan çıkıp çölde yorgun argın ve aç haldeyken, iyi bir ev sahibi olmadıkları için hem de bizi yok etme amacıyla büyücü-peygamber Bilam'ı tuttukları için bu ulusları dışlamamızı söylemektedir. Bu iki neden nasıl birbiriyle bağdaştırılabilir? İlki sadece misafirperverlik eksikliği iken, ikincisi bir tür soykırım girişimidir!

Bu sorunun cevabı her iki kabahatin birbiriyle ilişkili olmasında yatar. Biri ötekini gerektirmektedir, diğeri de ilkinin ne kadar günahkârca olduğunu kanıtlamaktadır. Eğer mesele sadece bize hiçbir cömertlik göstermemeleri olsaydı, buna gerekçe olarak bu halkların kendi yoksullukları gösterilebilirdi. Belki de Amon ve Moav ekonomik bir kriz içindeydi. Belki de iflas etmişlerdi ve misafirperverlik gösterecek durumda değildiler. Eğer kendileri için yeteri kadar yiyeceğe sahip değillerse, başkalarını beslemeleri nasıl beklenebilir?

Ama Bilam'ı Bene-Yisrael'e lanet etmesi için [astronomik ücretle!] tuttuklarını gördüğümüz zaman, paranın sorun olmadığı açığa çıkmaktadır. Bilam hiç de ucuza mal olmamıştır. O çok pahalı bir danışmandı. Onun istediği ücret "bir saray dolusu altın ve gümüştü". Dolayısıyla Bilam için para bulduysanız, yorgun ve aç yolculara ekmek ve su vermek için birkaç kuruş da bulabilirsiniz. Bilam'a bu kadar fahiş bir ücret vermeye hazır olmaları, onların günahlarının büyüklüğünü kanıtlar. Amon ve Moav yeryüzünden silinmiş olabilir, ama onların mirası hala yaşamaktadır.

Maalesef bu sorun oldukça günceldir. Birine çok önemli bir amaç uğruna bağışta bulunması için yaklaşırsınız, adam kendisinin yeteri kadar parası olmadığını ileri sürer, ama ertesi günü gidip kumar salonunda bir serveti çarçur eder. Ya da farklı bir konu: Sinagogda bir derse gelmek için yeteri kadar vakit yoktur, ama saatlerimizi karanlık bir sinema salonunda geçirmek için bol vaktimiz vardır.

Bir zamanlar evinin içindeki bütün kapı pervazlarına gerçekten bir mezuza koyması gerekip gerekmediğini soran birini hatırladım. Cevap olarak bunun gerekli olduğunu söyleyince, adam derin bir iç çekerek "Ah Rabi" dedi, "daha yeni on sekiz odalı bir ev inşa ettim. Mezuzaların bana kaça patlayacağını düşünebiliyor musunuz?" diye yakındı.

Kendimize karşı dürüst olalım. Vaktimizi, paramızı, çabamızı tam olarak ne için kullanıyoruz ve asıl kullanmamız gereken yerlerde kullanmamak için kaç dereden su getiriyoruz? Şimdi Elul ayındayız, Yargı Günümüz olan Roş Aşana'dan hemen önce gelen bir iç gözlem dönemindeyiz. Paramızı ve zamanımızı nasıl harcadığımızı düşünelim ve hem Tanrı hem de insan kardeşlerimiz karşısında istikrarlı ve onurlu olmak için elimizden geleni yapalım.

Devar Tora

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

 

Sahipsen Gösterme

 

Peraşamız "Bir öküzle eşeği beraber işe koşma" (Devarim 22:10) der. Bu, "Kilayim - Yasak Karışımlar" konusunun çeşitli biçimlerinden sadece bir tanesidir. Bu yasağın tahıllar ve tohumlarla ilgili bir biçimi de vardır (Kile Zeraim). Giysilerle ilgili olanı da bulunur (Kile Begadim veya Şaatnez). Son olarak, bu pasuk farkı hayvan türlerinin aynı boyunduruğa koşulmasını da yasaklar.

 

Daat Zekenim Mibaale Atosafot, bu yasağın nedeni konusunda ilginç bir açıklama yapar: Eşek, geviş getirmez. Öte yandan, öküz, geviş getirir. Eşek ve öküz aynı boyunduruğa koşulup beraber yürütülürse, eşek öküzün geviş getirdiğini görüp bir şey yediğini zannedebilir. Sonuçta eşek bir eksiklik hissedecektir: "Öğle yemeğini kaçırdım! Ne zaman verildi ki?" Öküzü kıskanabilir, çünkü öküze yemek verildiği halde eşek, kendine verilmediği hissine kapılır.

 

Aslında, tabii ki her ikisine de aynı yemek verilmiştir. Ama öküz geviş getirir ve sanki sürekli yemek yiyormuş gibi görünür ve dolayısıyla eşek, kandırıldığını zanneder. Daat Zekenim'e göre, Tora eşeğin deneyimleyeceği bu psikolojik acının önüne geçmeyi amaçlamıştır.

 

Rav Hayim Şmuelevitz, Tora eşeğin, öküzü kıskanmasından bu kadar endişe ediyorsa, insanların birbirlerini kıskandırmalarının Tora'nın nazarında ne kadar ciddi olduğunu anlayabileceğimize işaret eder. Ancak, bu tamamen kasıtsız biçimde de olabilir. Arkadaşımıza işlerin ne kadar güzel gittiğini, ne kadar güzel bir tatil geçirdiğimizi, eşimizin ne kadar mükemmel olduğunu, çocuklarımızın ne kadar muhteşem olduğunu vs. anlatabiliriz. Karşımızdaki kişi, bizimle aynı durumda olmayabilir. En nihayet o da bir insandır. Kıskançlık duyabilir ya da acı çekebilir. Tora, eşeğin, yanlış bir izlenimle kıskançlığa kapılmaması konusunda bu kadar dikkatli ise, bizlerin de Tanrı'nın bize bahşettiklerini gözler önüne sererken son derece dikkatli ve duyarlı olması gerekir.

 

"Sahipsen, göster" şeklindeki batı kültürü idealinin aksine, Tora'nın ideali, "Sahipsen, gösterme!" şeklindedir.

 

MAASE

 

Çalıntı Bilgelik

 

"Düşmanlarına karşı savaşa çıkacağın zaman, Tanrın onu senin eline verecek ve ondan esir alacaksın" (Devarim 21:10).

 

[Pasuğun yüzeysel anlamının ötesinde,] Kişi manevi düşmanlarını da "esir almalıdır". İnsan veya dünyadaki olumsuz herhangi bir şey bile, eğer kişi ondan Yaratıcı'ya yönelik hizmet uğruna bir ders çıkarabilirse, iyi amaçla kullanılabilir (Rabi Yisrael Baal Şem Tov).

Anipoli'li Rabi Zuşa şöyle demiştir: Bir hırsızdan öğrenilebilecek yedi şey buldum:

1.      Her ne yaparsa bunu yalnızca kendine saklar ve herkese anlatmaz.

2.      Amacına ulaşmak için riske girmeyi göze alır.

3.      "Önemli" ile "önemsiz" şeyleri ayırt etmez. Her ayrıntıya aynı özenle yaklaşır.

4.      Yaptığı şeyde çok çaba harcar.

5.      Hızlıdır.

6.      Her zaman iyimserdir.

7.      Eğer başta başaramazsa, bir kez daha dener.

GEMATRİYA

 

Bilindiği gibi, ailenin ilk doğan çocuğu erkek ise, "Behor" ünvanına sahiptir. Peraşamızdan öğrendiğimiz üzere, behor oğlun, babanın mirasında, diğer kardeşlerine göre iki kat payı vardır. Vilna'lı Gaon, "Behor" kelimesinin harflerinden bu paylaşım kuralına yönelik bir ipucu bulmuştur:

"Behor" kelimesi (Bet - Haf - Reş) şeklinde yazılır. Bu harflerin sayısal değerlerine dikkat edilirse, (Bet = 2; Haf = 20; Reş = 200), her harfin kendi basamağına göre temel sayının (yani, rakam düzeninin ilk sayısı olan 1'in, onlu düzenin ilk sayısı olan 10'un ve yüzlü düzenin ilk sayısı olan 100'ün) iki katı olduğu görülecektir.

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

 

Şabat günü lekeleri çıkarma ve ıslak giysileri asmaya dair kurallar

 

Melaha 13: MELABEN - Ağartma (çamaşır yıkama - devam)

 

Gezeralar:

 

1.    Bir materyali, başkasının daha sonra temizlemeye çalışabileceği şekilde kirletmek. Bu nedenle, çamurlu elleri temiz bir havlu ile silmek yasaktır. Aynı zamanda, bir materyalin kirlenebileceği durumlardan kaçınmak tavsiye edilir. Örneğin: Fazla bir havlu veya alt bezi kullanmadan bir bebeği kucakta tutmak veya insanların paltolarını astığı bir yere, düşebilecek şekilde bir şapka koymaktan kaçınılmalıdır.

2.    Kirli sıvıları emmek için emici materyaller kullanmak yasaktır, çünkü insan bunları kullanırken emilen sıvıyı sıkma durumuna gelebilir ki bu yasaktır (bir temizlik eylemidir). Ancak bu, sadece kişinin normalde ıslanmasını istemediği materyaller için geçerlidir. Buna karşılık, tabakların, ıslansa bile özel bir tabak kurulama bezi ile kurulanmasına izin verilir, çünkü o bez zaten ıslanmak üzere tasarlanmıştır. Ancak, yine de havlunun suyunu sıkmak yasaktır ve havlu çok ıslandıysa kullanılamaz.

Materyalleri sıkma endişesi yüzünden, Şabat gününde duş almamak bir gelenek olmuştur. Eğer bir kişi çok rahatsız durumdaysa, kullandığı havlunun çok ıslanmayacak şekilde büyük olması ve kişinin saçlarının suyunu sıkmamaya özen göstermesi koşuluyla soğuk bir duş alınabilir.

 

DEVAR TORA

[Rabi Aşer Sinclair / www.ohr.org]

 

KiTetse peraşasında "eğer vaatte (neder) bulunmaktan kaçınırsan günah işlemiş olmazsın" diye yazan bir pasuk vardır. Talmud'un Nedarim kısmında, vaatte bulunan bir kişinin, bu vaadini yerine getirse bile kabahatli sayılacağı ima edilmektedir. Neden öyle olsun? Ya birisi iyi bir iş yapmak için vaatte bulunuyorsa? Bunu yapmanın nesi yanlış olabilir?

 

Jonny Gerwitz, haftalık Migdal Ohr'un yayınında buna güzel bir bakış açısı sunmaktadır: Bir kişi bir mitsvayı herhangi bir vaatte bulunmaksızın gerçekleştirebilecekse, bulunacağı vaat olsa olsa muhtemel bir engel olarak etki edecektir, çünkü kişi eğer o eylemi gerçekleştiremezse, vaadini çiğneyerek günah işlemiş olacaktır. Oysa daha derin bir seviyede bakılacak olursa, vaatte bulunmaktan kaçınan kişi günahkâr sayılmaz, çünkü herkes dilin gücünün farkındadır. Kişi konuşulanların bir kere ağızdan çıkınca geri alınamayacağını bilir ve böylece söylediklerine dikkat eder. Bu farkındalık sadece vaatler için değil, aynı zamanda sakınabilecekleri birçok günahı kapsayan laşon ara (dedikodu), incitici sözler, yalancılık gibi şeyler için de geçerlidir.

Elul ayının bitiminde Erev Roş Aşana'da yaptığımız vaatleri iptal etme (Atarat Nedarim) seremonisinde ve daha sonra tekrar Kipur gecesi Kal Nidre duasında, ettiğimiz bütün yeminleri iptal eder, bir daha yemin etmeme niyetimizi beyan ederiz. Dilimizde ve eylemlerimizde var olan gücün bilincinde olduğumuz ve ona göre davrandığımız yeni senenin umudu budur. Vaatlerle ilgili olarak dikkatli davranmamız nihai amaç değildir, sadece bir başlangıçtır.

 

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveynden Çekinme Kuralları

 

1. Bir baba, dünyevi konularda oğlunun kendi fikrine aykırı bir fikir dile getirmesine izin verme yetkisine sahiptir; zira ebeveynler, evlatlarının kendilerine yönelik çekinme yükümlülüklerinden feragat ettikleri takdirde bu feragat geçerlidir. Dolayısıyla baba oğluna ‘filanca konuda senin de fikrini dinlemek istiyorum' derse, oğul fikrini, babasınınkiyle aynı da olsa ona aykırı da olsa çekinmeden söyleyebilir.

2. Bir oğul, babasına ait giysileri giyebilir. Aynı şekilde bir kız annesinin giysilerini giyebilir. Bu anne veya babanın ölümünden sonra da geçerlidir. Ancak bir ölünün öldüğü sırada giymekte olduğu ayakkabılar hiç giyilmemelidir. Ama ölmüş birinin o sırada ayağında olmayan ayakkabıları giymekte sakınca yoktur. Yine de kişi babasının bu ayakkabılarını giymek istemiyorsa, bu ayakkabıları, ölmüş birine ait olduğunu bildirme suretiyle fakirlere verebilir.

3. Bir oğlun, babasının bulunduğu bir hamamda veya mikvede bulunması yasaktır. Eğer kendisi oradayken babası geldiyse bile hemen oradan çıkmalıdır. Bir kişinin küçük çocuklarıyla birlikte yıkanmaması da doğru ve yerindedir. Aynı kural kayınpeder için de geçerlidir.

4. Kişinin, küçük çocuklarını, babasının, annesinin, hocasının ve diğer büyüklerin elini öpmeye alıştırması iyi ve doğrudur. Sefaradlarda gelenek bu şekildedir.

5. Kişi annesinin ve babasının hayır duasını tüm yıl boyunca almaya gayret etmeli ve özellikle Yom Kipur arifesinde buna özen göstermelidir.

6. Anne veya babaya ismiyle hitap etmek yasaktır. Onlara aba (yani baba) ya da ima (yani anne) diye hitap etmelidir. Ebeveyni hayatta olsun ya da olmasın, başkalarının önünde onlardan bahsederken yalnız isimlerini söylemekle yetinmemeli, "babam ve hocam filanca", "saygıdeğer annem filanca" gibi ifadeler kullanmalıdır.

 

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

                                                                                                                       

Birçok insan, hayata karşı davranışını değiştirmesi gerekirken, kendi hayatını değiştirebilmeyi arzu eder.

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.