Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

15 Heşvan

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:07

5:20

-----

Yeruşalayim

4:04

5:16

Tel Aviv

4:22

5:21

12 Kasım

Tel Aviv

4:18

5:18

İstanbul

5:33

6:13

2011

İstanbul

4:30

5:10

V A Y E R A

 Hatırlatmalar:

 

ü  17 Kasım Perşembe: 15 Kasım 2003 Saldırılarını Anma Günü

 

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 18:1-22:24)

[www.chabad.org]

 

Tanrı, 99 yaşındaki sünnetini takip eden üçüncü günde, Avraam Avinu'ya görünür; fakat Avraam, çöl sıcağında birden bire ortaya çıkan üç konuğa yiyecek hazırlamak üzere konuşmayı yarıda keser. Gerçekte insan kılığında melekler olan üç konuktan ilki, tam bir yıl sonra, kısır olan Sara'nın bir oğul doğuracağını bildirir. Sara güler.

Avraam, kötülükleriyle ünlü şehrin yok olmaması için Tanrı'ya yalvarır. Üç melekten ikisi, yok edilmeye mahkûm edilen şehre gelir. Avraam'ın burada yaşayan yeğeni Lot, onlara misafirperverliğini gösterir ve Sedom'lu serseri kalabalığın niyetlendiği kötülükten onları korur. İki konuk, bölgeyi tersyüz etmeye, bu arada da Lot ile ailesini kurtarmaya geldiklerini açıklarlar. Kaçtıkları sırada ateş ve kükürt yağmuru ile yok olan şehre bakmamaları söylenmesine karşın, Lot'un eşi bu uyarıya uymaz ve dönüp baktığı anda tuzdan bir sütun haline gelir.

Lot, iki kızıyla bir mağaraya sığınır. Dünyada başka kimsenin kalmadığını düşünen kızları, babalarını sarhoş edip ondan hamile kalırlar. Bu olayın ardından doğan iki oğul, Moav ve Amon uluslarının atalarıdır.

Avraam Gerar'a taşınır. Burada, kral Avimeleh, kendisini Avraam'ın kız kardeşi olarak tanıtan Sara'yı sarayına alır. Bir rüyayla, Tanrı Avimeleh'i uyararak, Sara'yı kocasına geri vermediği takdirde öleceğini söyler. Avraam, açıklama bekleyen Avimeleh'e, Sara'nın güzelliği sebebiyle kendisini öldürmelerinden korktuğunu söyler.

Tanrı, Sara'ya vermiş olduğu sözü tutar ve Avraam'ın bir oğlu olur; adını Yitshak ("gülecek") koyarlar. Yitshak sekiz günlükken sünnet edilir. Bu sırada Avraam 100, Sara ise 90 yaşındadır. Agar ve Yişmael Sara'nın isteği ve Tanrı'nın onayı üzerine Avraam'ın evinden kovulurlar. Çölde dolaşırlarken, Tanrı, ölecek hale gelen çocuğun sesini duyar ve bir kuyu göstererek onları hayatta tutar. Avimeleh, Beer-Şeva'da Avraam'la bir antlaşma yapar ve bunun işareti olarak, Avraam Avimeleh'e yedi kuzu verir.

Tanrı, Yitshak'ı Moriya Dağı'nda (Yeruşalayim) korban olarak getirmesini emrederek, Avraam'ı sınar. Yitshak bağlanıp sunağa yerleştirilir ve Avraam, oğlunu boğazlamak üzere bıçağı kaldırır. Göklerden gelen bir ses onu durdurur; Yitshak'ın yerine, boynuzlarından çalılıklara takılmış bir koç korban edilir. Avraam, yeğeni Betuel'in Rivka isimli bir kızı olduğuna dair haber alır.

TEVAZU, GÜZELLİK VE KUTSİYET

[Rabi Naftali Loewenthal / tannentorah.com]

 

Kutsal olan bir şey aynı zamanda korunur, ve bir dereceye kadar, gizlenir. Bet-Amikdaş'ın en içteki kısmı olan Kodeş Akodaşim, yeryüzünün en kutsal yeridir. Kutsallığını ifade etmenin bir yolu, Kipur gününde içeri giren Koen Gadol haricinde oraya hiç kimsenin girememesidir.

Aynı şekilde ve bize daha aşina olan unsur da, Sefer-Tora'nın kutsallığıdır. Ama Sefer-Tora da Ehal Akodeş adı verilen kendine özel bir dolapta ve perdelerin arkasında muhafaza edilir. Sefer-Tora Ehal Akodeş'ten dışarı çıkarıldığı zaman bunun özel bir durum olduğu hissedilir ve sinagogda herkes ayağa kalkar. O zaman bile bir örtünün içindedir ve ancak tevaya (okuma masası veya kürsü) getirildiği zaman örtüsü çıkarılır. Eğer Sefer-Tora başka bir yere götürülürse, kutsiyetini ifade etmek için fazladan bir örtüye, genellikle bir talite sarılır.

Bu peraşa bize kadınlık hakkında bir bilgi verir. Kadınlık kutsaldır ve büyük bir manevi güce sahiptir. Peraşa bize bir kadının mütevazı ve ilgi çekmeme amaçlı tavır ve giyiminin, insan hayatının derin bir yönü ve bir kadına kocasının gözünde özel bir değer sağlayan unsur olduğunu belirtir.

Peraşamız Avraam'ı ziyaret eden üç melekten söz ederek başlar. Bu melekler yolcu kıyafetine bürünmüşlerdir. Avraam'a sorarlar: "Eşin Sara nerede?" Avraam cevap verir: "İşte çadırda."

Büyük otorite Raşi bu sözcüklerin içinde hemen belirgin olmayan bir anlamı açığa çıkartır. Tora'nın başka bir yerinde öğrendiğimiz üzere, Sara çok güzel bir kadındı. Tüm güzelliğiyle üç ziyaretçinin karşısında durmayıp çadırda olduğunu doğrulayarak, Sara'nın mütevazı bir kadın olduğuna dair bir ima vardır. Neden melekler Sara'nın bu tevazuunu ima etmişlerdir? Raşi'ye göre "onu kocasının gözünde daha da değerli kılmak için."

Mütevazı ve yalın, ilgi çekmekten kaçınan bir tarz, insanın içsel güzelliğini ifade eder ve kadınlığın iç doğasında olan derin maneviyatı ve kutsallığı ima eder. Bir şekilde kadın Şehina'yı, yeryüzünde İlahi Varlığı simgeler. Kadınsallık niteliği, fiziksel olanla ile kutsal olanın birleştiği noktadır.

Melekler Avraam ve Sara'ya, Sara'nın hamile kalacağını söylemeye gelmişlerdir. Belki de kadının tevazuunu belirten ipucu onu kocasına daha çok sevdirecekti ve bu onların görevlerinden bir tanesiydi.

Tseniut, yani gizlilik, ön planda olmaktan ve bakışları üzerine çekmekten kaçınmak, Yahudi yaşamında önemli bir ilkedir. Kişinin sadece nasıl giyindiğini değil, konuşmasını ve davranışlarını da ilgilendirir. Yahudi kanununda tanımlandığı gibi, tseniut hem erkekleri, hem de kadınları bağlayan bir kavramdır. Ancak güzelliğin har vurulup harman savrulduğu, özel ve kutsal hiçbir şeyin bırakılmadığı dünyamızda, bu özellikle kadınlar yönünde vurgulanmaktadır. Çünkü tseniut, kadının içsel güzelliğini ve manevi gücünü vurgulayan noktadır.

Tseniut kavramının ideali, kadının toplumdan tamamen soyutlanması anlamına kesinlikle gelmez. Hahamlarımıza göre, Sara başkalarını eğiten ve döneminin kadınlarına manevi ilham veren bir kadın örneğiydi. Tseniut güzel ve elzem bir erdemdir, ama tıpkı Yahudilikteki her şey gibi, diğer bazı toplumlarda görülen aşırı uçlara taşınmaz.

Peraşanın ilerleyen kısımlarında Tora Sara'nın, Avraam'ın sahip olduğundan daha yüksek bir peygamberlik ve maneviyat gücüne sahip olduğunu ima etmektedir. Tanrı, Avraam'a "Sara sana ne diyorsa onun sesini dinle" demektedir. Raşi'ye göre bunun anlamı şöyledir: "Onun içindeki İlahi Sesi dinle." Bu bize Avraam'ın, peygamberlik gücünde Sara'dan sonra geldiğini öğretir.

Böylece Tora bizim büyük büyük büyükannemiz Sara'nın birçok niteliğini açığa çıkartmaktadır: tevazu, içsel güzellik, başkalarına ilham verme gücü ve kutsiyet. Bunlar onun nesiller boyunca kızlarına miras bıraktığı özelliklerdir.

KISSA - HİSSE

 [Haftanın Peraşası - 5760 Vayera]

 

"(Avraam) Gözlerini kaldırdı ve gördü; işte üç kişi üzerinde hazır durmaktaydı ve gördü; onları karşılamak için çadırın kapısından koştu ve yere doğru eğildi" (Bereşit 18:2)

Bu pasuktan itibaren yedi pasuk boyunca Avraam'ın gösterdiği misafirperverlik tanımlanmaktadır. Tora acaba Avraam'ın misafirperverliğini göstermek için bile olsa yedi pasuğu neden bu amaca adamayı uygun görmüştür?

Rabi Yeruham Levovitz bu konuya bir benzetme ile açıklık getirmeyi denemiştir. Bir kişi bir evi miras aldığı zaman büyük ihtimalle "Benim bir evim var" demekle yetinecektir. Detaylar onun için o kadar önemli değildir; zira ev bir anda kendisinin olmuştur. Diğer yandan kendisine bir ev inşa eden bir kişi tüm detayları baştan sona anlatacaktır. Evin bulunduğu arsayı neden seçtiğini, nasıl satın aldığını, kullandığı materyali vs... Her nokta o kişi için anlam taşımaktadır. Eve ne kadar çaba harcarsa, değineceği detaylar da o kadar fazla olacaktır.

Rav Yeruham, benzer bir şekilde, Tanrı'nın gözünde dürüst olan insanların hareketlerinin de bir bina gibi olduğunu belirtir. Yaptığı her olumlu hareketle bu insan inşaata yeni bir parça katmaktadır. Bu sebeple Tora, Avraam'ın hareketlerini önemsemektedir. Yaptığı her bir hareket, Avraam'ın diktiği binanın önemli bir parçasıdır.

Kendinizi, büyük bir insan inşa eder gibi görürseniz, yaptığınız işin her detayı, anlam ve önem taşımaktadır. Yaptığınız her olumlu hareket, büyük bir insanın yaratılışında rol oynamaktadır. Diğer insanlara yardımcı olduğunuz zaman da bunu aklınızda tutun. Her hareketiniz, tüm inşaat için önem taşımaktadır. Yaptığınızı takdir etmek için sonu beklemeyin. Aksine, yaptığınız en küçük gelişim hamlesinden mutluluk duyun. İnşaatı yapın ve her tuğladaki payınızdan mutluluk duyun.

MAASE

 

Öksüz Bilge

 

1766-1813 yılları arasında yaşamış olan ve Hasidizm dünyasında "Kutsal Yahudi" (Yid Akadoş) olarak tanınan Pşisha'lı Rabi Yaakov Yitshak'ın öğrencilerini eğitirken şöyle bir âdeti vardı: Kendisine çok zor bir soru sorulduğunda derin bir şekilde odaklanır, cevabı bulana kadar yarım saat veya daha uzun süreyle düşüncelere dalardı.

Bir gün bu sorulardan bir tanesi sorulduğunda babasını kaybetmiş genç öğrencilerinden bir tanesi çok acıkmış ve herkes Rabi'nin düşüncelere dalıp trans halinden çıkmasını beklerken eve gidip bir şeyler yemeye karar vermişti.

Hemen eve koşup annesinden yiyecek bir şeyler istedi. Kendisi yemek yerken annesi tavan arasından ihtiyacı olan bir paketi indirmesini rica etti. Delikanlı geç kalmaktan endişe ettiği için, annesine hemen dönmesi gerektiğini söyledi. Ama delikanlı aceleyle çalışma odasına dönerken ne yaptığını fark etti: Ne de olsa, Tora öğreniminin amacı mitsvaları yerine getirmek yönelik değil miydi? Az evvel annesini onurlandırmakla ilgili mitsvayı yerine getirme fırsatını kaçırmıştı!

Öğrenci yüz seksen derece dönüş yapıp annesinin evine koştu. Annesine onu bağışlaması için yalvardı ve paketi tavan arasından getirdi. Daha sonra öğrenim salonuna koştu. Sınıfa girer girmez Pşisha'lı Rabi derin düşüncelerinden çıktı ve delikanlıyı karşılamak için hemen ayağa kalktı.

Hocalarının ayağa kalktığını fark eden diğer bütün öğrenciler de ayağa kalktılar. Delikanlı bütün bunların karşısında çok şaşırmıştı. Daha sonra Rabi kendisine sorulan zor sorunun cevabını verdi ve herkese oturmasını söyledi. Onlarla oturan Rabi delikanlıya dönerek şöyle dedi: "Şimdi; başına gelen her şeyi bize anlat bakalım."

Delikanlı bütün olanları anlattıktan sonra Rabi şöyle cevap verdi: "Neden ayağa kalktığımı mutlaka merak etmişsindir. Talmud bize büyük Haham Abaye'nin hem anneden hem de babadan yetim olduğunu anlatır. Annesi hamile kaldıktan hemen sonra babası vefat etmiş ve annesi de onu doğururken ölmüştü. O halde On Emir'den bir tanesi olan babayı ve anneyi onurlandırma emrini nasıl yerine getirecekti? Bu nedenle, bir kişi bu mitsvayı gerektiği şekilde yerine getirdiği zaman, Abaye de o kişiye eşlik eder.

"Bu mitsvayı yerine getirdiğine göre, Abaye de mutlaka senin yanındaydı. Buraya geldiğin zaman da Abaye seninle geldi ve ben onun şerefine ayağa kalktım. Aslına bakarsan bana sorulan o zor sorunun cevabını veren de o oldu..."

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olarak bir rehber sunmaktır. Burada değinilecek konularda çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

 

C. Belirli eylemleri yapan kişinin kanuni açıdan durumunu belirten terimler:

1. HAYAV: ("yükümlü". Cezaya layık.) Kişinin, cezalandırılması gereken bir Tora yasağını çiğnemesi durumundaki hali.

a. BeMezid: (kasten) Eğer kişi Şabat günü bir melahayı kasten (yani söz konusu ihlalin ciddiyeti konusunda tam bilgiye sahip olmasına rağmen yine de) yaparsa, onu görüp uyaran geçerli tanıklarca sabitlenen bu durumda, eski dönemlerde idam (Sekila) cezasını hak ederdi. Geçerli tanıkların olmadığı, uyarının yapılmadığı veya bu cezanın verilemediği durumlarda bunun cezası Karet'tir.

b. BeŞogeg: (kasıtsız) Eğer kişi bir melahayı kasıtlı olarak yapmamışsa (örneğin bu hareketin yasak olduğunun veya ciddiyetinin farkında değilse), Bet-Amikdaş zamanında bir Hatat-korbanı getirme yükümlülüğü vardı.

2. PATUR AVAL ASUR: [sözlük anlamı: {cezadan} muaf, ama yasak] Genellikle yalnızca "patur" terimi kullanılır. Kişi yaptığı hareket nedeniyle Tora'dan kaynaklanan bir cezadan muaf olmasına rağmen, yine de hahamların, Tora'nın yasağını korumak için Gezera olarak yasaklamış oldukları bir hareketi yaptığında bu durumdadır.

a. BeMezid: Eğer kişi hahamlarca konulan bir yasağı kasten çiğnerse Makat Mardut adı verilen ve isyanı cezalandırma amaçlı bir bedensel cezaya tabi tutulur. Bu yalnızca Bet-Amikdaş döneminde uygulanan bir cezaydı.

b. BeŞogeg: Eğer kişi yasak olduğunu bilmeden hahamlarca konulan bir yasağı çiğnerse ve daha sonra bunun yasak olduğunu öğrenirse, samimi bir teşuva yapması ruhundaki kusuru düzeltecektir.

3.MUTAR: Hiçbir şart gerektirmeden, yapılmasına izin verilen bir eylem.

PERAŞADAN DERSLER

[Rabi Şelomo Ressler - www.weeklydvar.com]

Vayera peraşasının açıkça gösterdiği gibi, Avraam'ın en güzel özelliklerinden bir tanesi başkalarına olan nezaketiydi. Bu demektir ki, üç misafiri geldiği zaman hemen hemen her şey heyecan ve coşkuyla ve üstelik sadece misafirlerin yararına yapılıyordu. Bu konudaki tek istisna şudur: Avraam misafirlere su ikram ettiği zaman onlara "biraz su" getireceğini belirtmiştir. Avraam neden aniden cimrileşmiştir?

Lekah Tov'a göre, bu tavır Avraam'ın başkalarına yönelik duyarlılığını DAHA DA ÇOK gösterir, çünkü su, Avraam'ın şahsen gidip almaya zamanı olmadığı tek şeydi. Bunu yapmalarını hizmetkârlarından isteyecekti. Ama hizmetkârları da birer insandı; dolayısıyla onlara bu görevi verdiği zaman onları da düşünmesi gerekiyordu. Bu nedenle "az su" teklif etti; çünkü hizmetkârlarından, ihtiyaçtan daha fazla su getirmelerini istemek, bu kez hizmetkârlarına karşı haksızlık olacaktı. Avraam diğer ihtiyaçları ise şahsen yerine getireceği için "cimrilik" yapmamıştır.

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveyne Saygı Kuralları

 

1. Tora'da "Babanı ve anneni onurlandır" (Şemot 20:12) diye emredilmiştir. Dolayısıyla babayı ve anneyi onurlandırmak, Tora'nın "yap" şeklindeki bir emridir. Kişinin ebeveynini onurlandırmak ve onlara saygı duyarak kendilerinden çekinmek konusunda son derece özenli olması gerekir, zira Tora onlara verilen şerefi Tanrı'ya verilmiş gibi kabul etmektedir. Hahamlarımız, insanın üzerinde üç ortak vardır diye öğretirler: Tanrı, baba ve anne. Kişi babasıyla annesini onurlandırdığı zaman Tanrı, "Bunu, aralarında ikamet ettim ve Beni onurlandırdılar şeklinde kabul ederim" der. Bu nedenle kişinin bu konuya dair kuralları iyice öğrenmesi ve uzmanlaşması, bu emrin ciddiyeti nedeniyle büyük bir yükümlülüktür.

2. Babayı ve anneyi onurlandırma mitsvasının sınırı yoktur; bu çok kıymetli bir mitsvadır ve kişi ebeveynini ne kadar çok onurlandırırsa o kadar övgüye layıktır. Babayı ve anneyi onurlandırma mitsvasını yerine getiren kişi hem bu dünyada hem de Gelecek Dünya'da uzun ömre ve diğer işlerinde de başarıya nail olur. Bunun yanında kendi çocukları da yaşlılığında dahi ona saygı gösterecek, kendisini onurlandıracaktır. Bu emri Erets-Yisrael'de yerine getirenin ödülü, başka yerlerde yerine getirene göre daha yüksektir.

3. Kutsal Zoar kitabında şöyle denmektedir: "Kişi, ebeveynini kendisi gibi sevmeyi kalbine [bir fidan gibi] dikmelidir." Onlarda mevcut olan iyi niteliklere odaklanmalı ve buna yönelik takdir ve şükran duygularıyla onları onurlandırmalıdır. Ebeveyni onu herhangi bir göreve gönderdiği zaman bunu ivedilikle ve neşeyle yerine getirmelidir. Bunu özellikle ebeveyni onurlandırma mitsvası gereği yaptığını hareketleriyle vurgulaması da yerinde olacaktır. Kendi çocuklarına da, kendisinin ve eşinin ebeveynini neşeyle ve cana yakın ifadelerle onurlandırmaları talimatını vermelidir. Bu mitsvanın ödülü çok büyük olduğu gibi, ihlalinin cezası da çok ağırdır. Hahamlarımız, babasını veya annesini üzen birinden Şehina'nın uzaklaştığı, o kişiyi Göklerden ağır kararların ve büyük sıkıntıların beklediği yönünde uyarıda bulunurlar. Böyle birinin talihi bu dünyada rast gidiyor görünse de, Gelecek Dünya'da ceza görecektir.

 

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

 

Önemli olan, sorgulamayı kesmemektir.

-- Albert Einstein

 

 

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.