Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

13 Tişri

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5773

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:35

5:45

-----

Yeruşalayim

4:27

5:38

Tel Aviv

4:50

5:47

  29 Eylül

Tel Aviv

4:47

5:39

İstanbul

6:15

6:55

2012

İstanbul

6:04

6:44

B E R E Ş İ T

 Hatırlatmalar:

ü  16-17 Ekim Salı-Çarşamba: Roş Hodeş MarHeşvan

ü  22 Ekim Pazartesi gecesi Erets-Yisrael’de Arvit duası içinde Bareh Alenu okunmaya başlanacaktır.

 

Bu HP …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Besimana Tava

Peraşa Özeti (Bereşit 1:1-68)

[www.chabad.org]

 

Tanrı evreni altı günde yaratır. İlk gün karanlık ve ışığı var eder. İkinci gün “üst sular” ile “alt suları” ayırarak gökleri oluşturur. Üçüncü gün karalar ve denizlerin sınırlarını belirler; yeryüzünden ağaçlar ve yeşilliklerin çıkmasını emreder. Dördüncü gün güneş, ay ve yıldızları yaratıp hareketlerini belirler ve onları dünya için birer zaman belirleyicisi ve aydınlatıcı olarak atar. Balıklar, kuşlar ve sürüngenler beşinci günde, hayvanlar ve en sonda insan, altıncı günde yaratılır. Tanrı yedinci günde yaratmayı durdurur ve bu günü bir dinlenme günü olarak kutsal ilan eder.

Tanrı insan bedenini yeryüzünün toprağından yoğurur ve burun deliklerinden içeriye bir yaşam ruhu üfler. Başta İnsan tek kişi olarak yaratılır. Fakat sonra “insanın tek başına olmasının iyi olmadığını” söyleyen Tanrı, insanın bir “tarafını” alır ve erkek ile kadın yaratılmış olur. Tanrı bu ikisini evlendirir.

Adam ve Hava, Eden bahçesine yerleştirilir ve “İyi-Ve-Kötüyü-Bilme Ağacı”nın meyvesinden yemeleri yasaklanır. Yılan, Hava’yı bu emri ihlal etmeye teşvik eder; Hava bu meyveden yer ve kocasına da yedirir. Günahları sebebiyle, insanoğlunun ölümlü olmasına karar verilir; kaynağı olan toprağa geri dönecektir. Ayrıca bir şeyi elde etmek için çok çaba göstermek durumunda kalacaktır. İnsan, Eden bahçesinden kovulur.

Hava iki oğul doğurur: Kayin ve Evel. Kayin, Evel ile tartışmaya girer ve sonunda onu öldürür. Tanrı onu sürekli göçebe yaşamaya mahkûm eder. Adam’ın üçüncü bir oğlu olur: Şet. Şet’in soyundan gelen, Adam’a göre onuncu nesildeki kişi Noah’tır. Kendi dönemindeki yozlaşmışlığa katılmayan Noah, Tanrı’nın gözünde beğeni kazanır.

GEÇMİŞ YILLARDAN

[Haftanın Peraşası 5759 – Bereşit]

Midraş, Tora’nın hemen başıyla ilgili şu ilginç soruyu sormaktadır : “Tora neden ‘Alef’ değil de ‘Bet’ harfiyle başlamıştır?” Açıklama amaçlı her soruda olduğu gibi, cevap yine soru sahibinden gelmektedir: “Çünkü ‘Bet’, ‘Beraha’ (=Bereket) kelimesinin, ‘Alef’ ise ‘Arur’ (=Lanetli) kelimesinin ilk harfidir.”

Midraş’ın böylesine ilginç bir soruyu bu şekilde cevapladığını duyan bir kişi büyük bir ihtimalle, bu cevabın zayıf ve geçiştirme amaçlı bir cevap olduğu fikrine kapılacaktır. Zira “Bet” harfiyle başlayıp kötü anlamlar taşıyan birçok kelime olduğu gibi, “Alef” ile başlayan ve hoş anlamlı birçok sözcük vardır. Ancak hiç kimse geçiştirme amaçlı bir cevap vereceği bir soruyu sormaz. Öyleyse, Midraş burada bize başka mesajlar da vermek istiyor olmalıdır.

Şelah Leha peraşasında Rav Bergman Midraş’ın bu ifadesi ile ilgili olarak oldukça hoş bir açıklama yapmaktadır. Talmud’da (Nedarim 40a) şöyle bir ifade vardır: ‘Eğer aranızda bulunan yaşlı kişiler yıkmanızı ve gençler inşa etmenizi söylüyorlarsa, yaşlıları dinleyin ve yıkın; ama gençleri dinlemeyin. Çünkü gençlerin “inşaatı” yıkımdır, yaşlıların “yıkışı” ise inşaattır.’

Raşi, Talmud’daki bu kuralın söz konusu inşaatın Bet-Amikdaş olması durumunda bile geçerli olduğunu belirtir. Bunun daha ötesinde Tosefta’da, “Eğer gençler size ‘Bet-Amikdaş’ı inşa edin’ derlerse onları göz ardı edin; fakat eğer yaşlılar size ‘Bet-Amikdaş’ı yıkın’ derlerse onları dinleyin...” şeklinde bir ifade vardır.

Rav Bergman yukarıdaki alıntılardan yola çıkarak, yaşlıların tecrübelerinin daima ön planda tutulması gerektiği sonucuna varır. Yaşlıların önceliği, Bet-Amikdaş’ın yıkılmasını bile aşmaktadır. Bu sebeple yaşlı bir kişi bize bir şey söylediğinde, bu sözlerinin zamanla yoğrulmuş değer ve prensipler doğrultusunda edildiğinden emin olabiliriz. “30 yaşını geçmiş kimseye güvenmeyin” diyen ve her şeyi sil baştan yapmayı savunan ‘yeni nesil’, bu tavsiyesiyle geçmişin temel ve prensiplerini “yeni inşaat” için “yıkmakta” olduğu için dinlenmemelidir.

Hatta bu durum Bet-Amikdaş’ın inşası için bile aynıdır. Bet-Amikdaş boşluk değil gelenek üzerine inşa edilmelidir. Şelomo Ameleh tarafından inşa edilmiş olan Bet-Amikdaş’ın yeri, geçmişte Adam Arişon, Kayin ve Evel, Noah ve Avraam tarafından korban yapmak amacıyla kullanılmıştır. Bu açıdan, Bet-Amikdaş ancak bizden önceki nesillerin verdikleri gelenek ve yer üzerine kurulabilir.

‘Alef’ ve ‘Bet’e geri dönersek; Midraş, bir Yahudi’nin Tora’ya ‘Bet’ ile başlaması gerektiğini ve bu şekilde “Beraha”ya kavuşacağını söylerken, belirtmek istediği sebep, bu kelimenin ‘Bet’ harfiyle başlaması değil, ondan önce bir ‘Alef’in var olduğunun kabullenilmesidir. Bir Yahudi, her işte olduğu gibi Tora öğrenimine başladığı zaman, bunu ilk yapanın kendisi olmadığını anlamalıdır. Nesiller boyu süregelmiş bir Tora geleneği vardır. Bunu kabullenip, belirtilen geleneği takip eden bir kişi ‘Bet’ten önceki ‘Alef’i tanımış ve “Beraha”yı hak etmiş olur.

Ancak kendinden öncekileri inkâr edip, “ben kendi ‘Alef’imden başlamak istiyorum; artık bunlar eskide kaldı; bazı şeyleri yenilemek gerek” diyen bir yeni nesil için Midraş, “onun başlayacağı ‘Alef’ olsa olsa ‘Arur’un ilk harfi olacaktır” demektedir.

AFTARA ve ÖTESİ

[Rabi Reuven İbrahimof – www.haftorahman.com]

Bu hafta aftara: Ko Amar (Yeşayau 42:5-21)

 

Aftara-Peraşa Bağlantısı: Bereşit peraşası Tanrı’nın gökleri ve yeryüzünü yaratışını anlatır. Aftara da “Gökleri yaratan ve [her yöne] yayan, yeryüzünü ve ondan çıkan her şeyi seren, üzerindeki halka can ve üzerinde yürüyenlere ruh veren Tanrı şöyle dedi” sözleriyle başlamaktadır. Peraşa evrenin yaratılışına odaklanırken aftara ise Maşiah’ın gelişinden sonraki Yeni Dünya’nın yaratılışına yoğunlaşmaktadır.

Aftaranın Konusu: Peygamber Yeşayau, Tanrı’nın gelecekte tüm insan ırkına gerçeği göstereceğine dair bir kehanette bulunmaktadır. Maşiah tüm uluslar üzerinde bir ışık teşkil edecektir. Tanrı, Maşiah’ı sürgüne bir son vermesi ve tüm dünyaya gerçek Efendi’nin Tanrı olduğunu göstermek üzere hazırlayıp görevlendirmektedir. Kurtuluş sonrasında tüm insanlık Tanrı’ya övgü dolu şarkılar söyleyecektir. Bene-Yisrael tarih boyunca sürgünde büyük aşağılanma ve baskılara maruz kalmıştır ve Tanrı onlara bunu yapanları cezalandıracaktır. Tanrı Bene-Yisrael’in dünyanın tüm kesimlerinden toplanacağına ve kurtulacağına dair söz vermektedir. Aftara, Tanrı’nın Sözü’nün mutlak gerçek olduğuna ve gerçekleşeceğine dair bir güvenceyle sona ermektedir.

Yeşayau Hakkında Bilgiler:

  • İsminin anlamı “Tanrı’nın Kurtarışı” şeklindedir.
  • MÖ 765 yılında, kendisi de bir peygamber olan babası Amots’a doğmuştur. Doğduğunda sünnetlidir. Bet Amikdaş’a erişim yetkisine sahip asil bir aileye mensuptur.
  • İlk peygambersel vizyonunu 25 yaşındayken tecrübe etmiştir ve Moşe’den sonraki tüm peygamberlerin en büyüğü olarak kabul edilmekteydi. Tanrı’nın Tahtı’nı gördüğünü söylemiştir. Yisrael’in düşüşü hakkında kehanette bulunmuştur. Yeşayau kendi adını alan ve 66 paragraftan oluşan uzun kitabını yazmıştır.
  • Dört farklı kralın hüküm sürdüğü dönemde yaşamıştır: Uziyau, Yotam, Ahaz ve Hizkiyau. Yeşayau ile aynı dönemde üç büyük peygamber yaşamıştır: Oşea, Amos ve Miha.
  • Tek eşinden iki çocuk sahibi olmuş ve 120 yıl yaşamıştır.

·         Yeşayau, Yeuda kralı Menaşe tarafından öldürülmüştür. Menaşe’den saklanmak için bir ağaç kovuğuna gizlenmiştir, ama Menaşe o ağacın yanından geçerken Yeşayau’nun tsitsitinin ağacın kenarından sarktığını fark etmiş ve ağacı keserek onu da öldürmüştür. Yeşayau Bene-Yisrael hakkında olumsuz (Laşon Ara) konuştuğu için bu kesik ağzına denk gelmiştir.

Yeşayau’nun Ünlü Sözleri: Yeşayau 1:26’da şöyle yazılıdır: “Aşiva Şofetenu Kevarişona Veyoatsenu Kevatehila – Yargıçlarımızı eskiden olduğu gibi ve danışmanlarımızı başta olduğu gibi geri getir” Bu sözler hafta içi Amida dualarında yer almaktadır.

Dönem ve Yer: Peygamber Yeşayau bundan yaklaşık 2700 yıl önce, I. Bet Amikdaş’ın yıkılışından hemen önceki dönemde yaşamıştır. Yeşayau’nun peygamberlik tecrübeleri Yeruşalayim’de gerçekleşmiştir.

Aftara ve Peraşadan Ders: Hepimiz yolumuza Gan Eden’den başladık. Hepimiz kusursuz ruhlar olarak doğduk. Ancak bazı zamanlarda günaha yol açan fiziksel arzuları olan fiziksel bir bedenin içine yerleştirildik. Tora uygulamasına yeni geri dönmüş bir kadınla ilgili şöyle bir olay anlatılır: Bir Cuma gecesi, işten bazı arkadaşları bu kadını güzel vakit geçirmek üzere davet ederler. Tora’ya riayet etmeye başlamadan önce kadının sıkça yaptığı bir şeydir bu. Kadın bu eğlencenin Şabat kandillerini yakma saatine denk geldiğini görür. Ama eski zamanları anımsamaktan kendini alamaz; şu anda riayet ettiği bazı kısıtlamaların olmadığı o döneme yönelik zaafı hâlâ devam etmektedir. Kabul eder. Arkadaşlarıyla gider, ama o keyifli vakit boyunca vicdanında rahatsızlık hisseder; çünkü o arkadaşlarıyla vakit geçirdiği sırada Şabat’ı gözetememektedir. Eve geri döndüğünde, bir daha böyle bir durumda kaldığı takdirde evde kalıp Şabat’ı koruma konusunda kesin bir karar alır. Eskiden olduğu kişiyle şimdi olduğu kişi arasındaki farkın farkına varmıştır. Onun gerçek “keyifli vakti”, Şabat kandillerini yaktığı, Şalom Alehem şarkısını söylediği, Kiduş yaptığı, hallâ ekmeğine beraha söyleyip ailesiyle birlikte güzel bir Şabat yemeği yediği zamandır. Daha önce yanlış tercihi yapmış olsa da bundan böyle doğrusunu yapacaktır.

Yanlış bir karar verip Tora’ya karşı geldiğinizi hissettiğiniz zaman, maneviyattaki bu düşüşü daha fazla mitsva yapmak için bir sıçrama tahtası olarak kullanın. Bir insan asla ümitsiz bir vaka değildir – görünüşte en dibe vurduğu zamanda bile. Her zaman manevi seçim gücüne sahibizdir ve tekrar yükselebiliriz. Asla vazgeçmeyin ve daima denemeye devam edin.

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss – www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna’da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat’ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav’a başvurulmalıdır.

 

Şabat günü lekeleri çıkarma ve ıslak giysileri asmaya dair kurallar

 

Melaha 14: MENAPETS – Tarama

Av Melaha: Ham yünü tarayarak içindeki karışıklık ve düğümlenmeleri gidermek.

Teme Prensip: İç içe geçmiş, karışmış, düğümlenmiş lifleri kullanılabilir hale getirmek.

Toladalar: Düğümlenmiş veya karışmış ipleri ayrıştırmak veya keten liflerini dövmek.

Bu yasak yalnızca ip veya iplikler birbirine iyice karışmışsa geçerlidir. Örneğin, Tsitsit ipleri birbirine karışmışsa Şabat günü onları ayırmak veya tamamen çapraşıp iç içe geçmiş bir kolyeyi düzeltmek yasaktır.

(Canlı saçları taramak bu melahaya dâhil değildir, zira bunun sonucunda kullanılabilir lifler elde ediliyor değildir. Yine de daha önce Gozez (kırkma) başlıklı melahada değinildiği üzere, saç tellerinin kopma olasılığı varsa Şabat günü taranmak yasaktır.)

BİR SORU – BİR CEVAP

[www.shlomokluger.com]

Soru: Yaratılışın anlatımında insanın erkek ve dişi olarak yaratıldığı belirtilmekte (1:27), ama hayvanlar için bu açıkça söylenmemektedir. Pasuklarda hayvanların da erkek ve dişi olarak yaratılmış olduklarına dair nasıl bir ima bulunabilir?

Cevap: “Tanrı türlerine göre yabani hayvanları, türlerine göre çiftlik hayvanlarını ve türlerine göre (Lemineu) toprakta hareket eden hayvanları yaptı” (Bereşit 1:25)

Şir Aşirim kitabında “Beni ağzının (Piu) öpücükleriyle öpsün” (1:2) sözlerini hahamlarımız “bir gelin ve damadın öpücükleri gibi” şeklinde açıklarlar. Bunu söylemelerinin sebebi “ağzı” anlamındaki sözcüğün normal şartlarda [eğer ağız bir erkeğe aitse] Piv (Pe-Yod-Vav) veya [eğer ağız bir kadına aitse] Pia (Pe-Yod-E) olmasıdır. Burada kullanılan Piu sözcüğü ise Pe-Yod-E-Vav şeklinde yazılıdır – yani hem erkekteki Vav hem de kadındaki E harfi vardır; yani karşılıklı bir öpüşmeyi belirtmektedir – tıpkı bir gelin ve damat gibi.

Bizim pasuğumuzda da Lemineu sözcüğü [normal şartlarda (erkek için – sonunda Vav harfiyle) Lemino veya (dişi için – sonunda E harfiye) Lemina şeklinde yazılması gerekirken, sonunda her iki harf de kullanılarak yazılmıştır – E-Vav. Bu da, hayvanların da her iki cinsten yaratıldıklarını ima etmektedir (Vilna’lı Gaon).

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef – Rabi Yitshak Yosef]

Maşiv Aruah

1. Şemini Hag Aatseret bayramının ilk Musaf duasından itibaren Amida duası içinde Maşiv Aruah Umorid Ageşem (“rüzgârı estiren ve yağmuru yağdıran”) sözleri söylenir. Bu durum Pesah’ın ilk gününe kadar devam eder ve o gün Musaf duasında Morid Atal (“çiyi yağdıran”) denmeye başlanır.

2. Maşiv Aruah Umorid Ageşem demesi gerekirken Morid Atal diyen bir kişi, eğer berahanın ortasına [yani Baruh Ata Ad… demeden önce] bunu fark ettiyse, Maşiv Aruah’a geri dönmesi [ve oradan devam etmesi] yerinde olacaktır.

3. Ancak eğer Baruh Ata Ad… dediyse, geri dönmemeli, Maşiv Aruah… demek için de geri dönmemelidir. Tanrı’nın İsmi’ni kullandığı için artık geri dönemez.

 

Tefila Alahaları

 

1. Her gün dua etmek Tora’nın “yap” şeklindeki bir emridir. Pasukta söylendiği gibi: “Tanrınıza ibadet etmelisiniz.” Öğretmenden öğrenciye aktarıla gelmiş olan bilgiye göre burada “ibadet” ile kastedilen “dua”dır. Şöyle ki, pasukta “O’na tüm kalbinizle ibadet ederek…” denmektedir. Hahamlarımız sorarlar: “Kalpteki ibadet nedir?”; ve cevaplarlar: “Dua”.

2. Ezra Asofer ve başında bulunduğu Bet Din, “TefilaDua” olarak on sekiz berahadan oluşan Amida duasını ana hatlarıyla kompoze etmişlerdir [bu nedenle Amida, Şemone Esre (on sekiz) olarak da anılır]. On sekiz berahanın ilk üçü Tanrı’ya yönelik övgü sözleri içerir. Son üç beraha şükran ifadesi niteliğindedir. Ortadaki on iki beraha ise, bir Yahudi’nin bireysel ve toplumsal düzeydeki temel isteklerini sıralayan berahalardır.

3. Tora her gün dua etmek gerektiğini açıkça söylemiş değildir, ancak Tanrı bunun için insana akıl vermiştir ve insan mantıken ihtiyaçları için her gün dua etmesi gerektiğini anlayacaktır. Hahamlarımız normal bir günde üç kez dua edilmesi gerektiğine hükmetmişlerdir.

4. Hahamlarımız “Çarpıtılmış şey düzeltilemez” (Koelet 1:15) pasuğunu, kasten edilmemiş bir duayı kasteder şekilde açıklamışlardır. Bir kişi bir duayı tembellikten veya ihmalden dolayı atladıysa, bu onun adına geri alınamaz bir kayıp olacaktır. [Elde olmayan nedenlerle atlanmış bir dua ise, bir sonraki dua zamanında iki kez Amida söyleme suretiyle telafi edilebilir.]

5. Dua, “isteğimi ve ihtiyacımı Tanrı’ya iletiyorum ve o da bana karşılığında bunu sağlasın” şeklinde teknik bir al-ver olayı değil, kişinin – “kalpteki ibadet” ifadesinden anlaşıldığı üzere – Tanrı ile arasında yakın ve özel bir bağ kurma aracıdır. İstek ve ihtiyaçlar, Tanrı ile konuşmak, O’na içini dökmek ve O’na yaklaşmak için birer vesiledir, ama isteklerin karşılanması, dua için bir ön şart olarak görülmemelidir. Kişinin dua sırasındaki tavrı, “İsteklerim ve ihtiyaçlarım var ve bunları – eğer uygun görürsen – bahşetme kudretine sahip tek Varlık Sen’sin, Tanrım” şeklinde olmalıdır. Başka bir deyişle istek ve ihtiyaçların dile getirilmesi bir amaç değil, araçtır (Not: bu madde başka bir kaynaktan alınmıştır).

 

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

                                                                                                                       

Merak korkuyu, cesaretin yendiğinden bile daha etkili bir şekilde yener.

-- James Stephens

 

Haftanın Peraşası’nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.