aile perasasiBu haftanın Peraşasında Yosef, Paro'nın rüyasından geleceği görür ve dünyayı kıtlıktan kurtarır.

Hiç birimiz böyle bir şey yapamayız ancak, hepimizin geleceği görme yeteneği vardır. Nasıl mı? 'İleriye bakıp" neyin yaklaşmakta olduğunu görebiliriz. Bunun sihirle ilgisi yoktur, sadece duraklayıp, etrafımıza dikkat etme, hareketlerimizi düşünme ve bunların sonucunda neler olabileceğini tahmin etme becerimizi geliştirmemiz gerekir.

"İleriye bakma" geliştirmemiz gereken çok önemli bir yetenektir ve hayat yolunda ortaya çıkan birçok tümseği düzleştirmemizde bize yardım eder.

HİKAYE

Hikayemizde, bir çocuk arkadaşında nasıl ileriye bakması gerektiğini öğrenir.

BÜTÜN DOĞRU HAMLELER

Jeff, parlayan beyaz satranç taşını tahtanın üzerinde ilerlettiğinde gülümsemeden edemedi. Arkadaşı Beni'yi tam istediği gibi köşeye sıkıştırmıştı. 
"Şah mat!" dedi zafer kazanmanın sevinciyle. 
"Vay! Ne hamleydi!" diye itiraf etti Beni. "Sen esaslı bir rakipsin."

Jeff, rengarenk Hanuka mumlarının yandığı odada mutlulukla reçelli kurabiyelerden birini aldı ve içini derin derin çekti: "Teşekkür ederim. Keşke hayatımın geri kalan kısmında da satrançta olduğum kadar başarılı olabilseydim..." dedi.

Beni arkadaşının yüzüne merakla baktı. 
"Son zamanlarda hayatım iyice karıştı. İngilizce dersinden kalmak üzereyim. Hatta yarına yetiştirmem gereken bir ödeve doğru düzgün başlamadım bile. Annem babam, çok fazla uyuduğum için deli oluyorlar. Ama sabahları çok yorgun olmam ve mide ağrılarıyla uyanmam benim suçum mu?" Jeff sözlerini bitirdikten sonra kurabiyenin kalan kısmını da ağzına attı ve "Haydi, bir el daha oynayalım mı? " diye sordu. 
Beni saatine bakıp kaşlarını çattı. Geç oluyordu. Kendisinin zamanı vardı ama Jeff'in yapması gereken bütün işleri aklına getirdi. "Bir el daha oynamak için zamanın olduğuna emin misin?" diye sordu. 
"Tabii ki, neden olmasın?" diye gülümsedi Jeff. "Annenin yaptığı Hanuka kurabiyelerinden bir tane daha verebilir misin? Gerçekten mükemmeller!"

Jeff altıncı kurabiyesini yerken açılış hamlesini yaptı. Zamanın geç olmasına aldırmıyordu. Oyuna dalmışlardı ki, arkadaşının yapması gereken işleri düşünen Beni, Jeff'e, "Tamam ben anladım" dercesine bir bakış attı. "Biliyor musun Jeff, sanırım senin sorununu çözdüm. Bence hayat oyununu da tıpkı satranç gibi oynamaya başlamalısın."

Jeff sonraki hamlesini yapıp Beni'ye baktı: "Ne demek istiyorsun?"

"Satrançta hamle yapmak üzereyken, kafana estiği şekilde öyle istediğin bir taşı mı oynuyorsun?"
Jeff gözlerini kocaman açtı. "Bu çok anlamsız olurdu! Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki, böyle yapsam tek bir oyunu bile kazanamazdım. Her hamlemi çok dikkatlice planlarım. İlk olarak senin yapabileceğin hamleleri düşünürüm, ardından kendi hamlelerimin ne olması gerektiğine karar veririm. Bazen daha da ilerisini düşünür, büyün oyunu aklımdan oynarım".

Beni, satranç tahtasına baktığında başının şimdiden dertte olduğunu gördü. "Bu da neredeyse her zaman beni nasıl yendiğini açıklıyor. Demek istediğim, satrançta nasıl her hamlemizi önceden düşünüyorsak, hayatta da ileriyi görüp hareketlerimizi planlamamız gerekir. Örneğin, daha demin yarına vermen gereken bir ödevin olduğunu söyledin. Sence geç saatlere kadar burada oturup satranç oynamak bu durumu nasıl etkileyecek?"

Jeff taşını oynayıp gülümsedi. "Çok sorun değil. Sadece geç yatacağım ve ödevi eve gidince bitireceğim."
Beni başını salladı. "Ha, şimdi anladım. Daha demin zamanında kalkamadığı söyleyen sen değil miydin? Gece geç saatlere kadar ayakta kalmak bu sorununu çözecek mi sence?"

Jeff bocaladı. Şimdi arkadaşının ne demek istediği anlamaya başlamıştı. "Sanırım sorunlarımı çözmeme yardımcı olmayacak, öyle değil mi?" Elindeki yarım kurabiyeye baktı ve dalgın bir halde ekledi: "Galiba bir sürü kurabiye yemek de, ağrıyan mideme pekiyi gelmeyecek..."

Beni gülümseyip başını salladı. Jeff kurabiyeyi masaya koyup ellerini kaldırdı. "Şah mat dostum. Bu eli sen kazandın! Sanırım oyuna biraz ara vermeliyiz. Hem ödevimi yapmalı hem de gece uykumu almalıyım. Eve geri dönerken yanıma bir kaç tane kurabiye alabilir miyim acaba? Hayatın satranç oyununda galip olmak için çok enerjiye ihtiyacım olacak da! "

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Jeff, arkadaşında geç saatlere kadar satranç oynamak hakkında ne düşünüyordu?

Cevap: Bunun sorun olmadığını, ödevini zamanında bitirmek ya da erken yatmakla hiç ilgisi olmadığı düşündü.

Soru: Beni'nin fikri, Jeff'in düşüncelerini nasıl değiştirdi?

Cevap: Planlarını önceden yapması gerektiğini, eve erken dönüp ödevini bitirmesi ve erte gün zamanında kalkması gerektiğini hissetti.

6-9 YAŞ

Soru: Sizce Beni'nin planı iyi miydi? Neden?

Cevap: Planı iyiydi, çünkü insana nasıl ileriye bakması gerektiğini ve şimdi yaptığımız seçimlerin gelecekte nasıl etkili olacağını gösteriyordu. Bu aracı doğru bir şekilde kullanmalı ve hayattaki eylemlerimizi, sonunda galip çıkacak şekilde ayarlamalıyız.

Soru: Sizce Jeff neden satrançtaki hamlelerini, hayatındaki hamlelerden daha iyi planlayabiliyordu?

Cevap: Bir oyun oynadığımızda, tarafsız olup dikkatli ve üstünde iyice düşünülmüş kararlar vermek nispeten daha kolaydır. Ama hayatta da bu şekilde düşünmek çok daha zordur, çünkü duygularımız ve isteklerimiz yolumuza çıkıp yargı gücümüzü bulanıklaştırabilirler. Ama çalışarak hayatımıza daha tarafsız yaklaşmayı ve amaçlarımıza ulaşmamızı sağlayacak kararlarımızda daha tutarlı olmayı öğrenebiliriz.

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Etkili bir şekilde ileriye bakıp hayattaki hamlelerimizi planlamak için bir satranç şampiyonunun aklına mı sahip olmamız gerekir?

Cevap: Bunun avantajları olsa da, şart değildir. Yapmamız gereken zaman zaman bir adım geri gidip kendimize, "bu hareketimin sonucu ne olabilir ve bu olmasını istediğim bir şey mi?" diye sormamız gerekir. Eğer gerçekten istediğiniz bir şeyse, hiç durmayın devam edin. Eğer değilse, yeniden düşünün.

Soru: Her zaman doğru hareketleri yaparak geleceğimizi tamamen kontrol etmek mümkün müdür?

Cevap: Olası sonuçlar hakkında derin derin düşünüp, bize en yararlı olacak ve isteklerimize kavuşturacak yolu seçmek mümkün olsa da, bir insanın sürekli doğru tahminde bulunabilmesi için çok fazla değişkeni aynı anda tahmin etmesi gerekir. Tanrı dünyayı her zaman Kendisine güvenmemiz ve yeteneklerimize çok fazla bağlanmamamız için böyle bir belirsizlikle yaratmıştır.