Yazdır

Kardeşine, teknesini karşyya geçmesi için yardımcı olursan, seninkisi de onunla beraber geçmiş olur.

Hindu deyişi

Soğuk bir Ocak sabahı, Harry, gönüllü yönetici olarak çalıştığım hastanedeki ofisime girdi.

Yidiş aksanlı İngilizcesi ile, dışarıdaki görevliye, ayakta tedavi gören hastaların olduğu bölüme gitmek istediğini söylemişti. Ancak görevli, onu, aksanı nedeniyle yanlış anlayarak, benim ofisime yönlendirmişti.

Cana yakın tavrımla, hemen hoş geldin dedim ve ona gönüllü olarak çalışabileceği çeşitli çalışma seçeneklerini anlatmaya koyuldum. Harry yaşlı bir kişiydi. Kolay bir görev isteyeceğini düşünmüştüm.

"Hayır!" diye açıkladı Harry hevesli bir sele. "Ben basit ve kolay bir iş istemiyorum. Ben, gerçek bir iş istiyorum!" daha önceden bir mutfakta çalışmıştı ve şimdi haftanın birkaç günü aynı işi yapmak istiyordu.

Mutfakta çalışan ekibe, yeni bir gönüllünün geleceğini bildirdim. Onlara, gelen kişinin kırılgan bir kişi olduğunu ve "nazik " davranılması gerektişini açıkladım. Harry, mutfak ekibi tarafından mutlulukla karşılandı.

Her dakika, Harry'nin ofisime geri döneceğini ya da birinin beni arayıp, yeni gelenin hiçbir işi yapamadığını söylemesini bekliyordum. Ertesi sabah, Harry erkenden ofisime gelmişti. Biraz sohbet etmek için oturmasını istedim. Yeni işinden şikayet etmesini bekliyordum. Harry, konuşacak hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Kendisini bekleyen bir yığın iş vardı. Mutfakta onu bekliyorlardı. Saatler sonra ofisime geri döndü. İşte o anda, şikayet edip, yağına uygun daha kolay bir iş isteyeceğini düşündüm. Ama yine yanılmıştım! Harry, gönüllülere verilen bedava yemek fişini gösterip, o eşsiz İngilizcesi ile bana, "Beni gönüllü olarak çalıştırdığın için Tanrı'ya çok şükür!"dedi. Her gün, Harry ofisime gelip bana hayır duaları ediyordu. Harry'nin ilk başta iki gün diye konuştuğumuz görevi, sonradan haftada beş, altı, hatta bazen yedi güne bile çıkıyordu.

Harry'nin performansını öğrenmek için mutfak ekibini aradım. Yağlı bir adamın duygularını incitmemek için onu yerinde tuttuklarını söylemelerini bekliyordum. Ama yine yanılmıştım! Harry mutfak ekibine gerçekten büyük katkıda bulunuyor ve takım çalışmasına tam olarak ayak uyduruyordu. Oturup dinlenmek yerine, yardım edebileceği işler bulmuştu: yzgara yapıor, yemek veriyor, tepsi ve çatal bıçakları yerlerine yerleştiriyordu. Evet, Harry, bölümdeki en iyi çalışanlardan biriydi !

Haftalar sonra, onun hakkında peşpeşe üç telefon geldi. Biri psikiatristten, ikisi de sosyal çalışanlardandı. Psikiatrist, Harry'nin hastalarından biri olduğunu bildirdi. Birden mideme bir kramp girdi. Hastane kuralları, hastaların gönüllü olarak çalışmalarına izin vermiyordu. Doktordan bir uyarı alacağımı düşünmüştüm. Ama bunun yerine, doktor, en güzel ses tonuyla bana, " Harry'ye ne yaptığınızı bilmiyorum, ama o yepıeni bir insan haline geldi, tamamen iyileşti" dedi. Sosyal işçilerden gelen diğer iki telefonda da benzer yorumlar geldi. Bu konuşmalar Harry ile ilk karşılaştığım anı anımsamamı sağladı.

O aksanlı İngilizcesi ile ayakta tedavi edilen hastaların bölümüne gitmek istemiş, ancak, yanlışlıkla benim ofisime yönlendirilmişti. İşe bir hasta olmak yerine, hastanede gönüllü olarak çalışacağı bu yeni deneyiminin bağlangycı o andı. Günler haftalara, haftalar aylara dönüştü. Harry, her gün mutfaktaydı. Her sabah erkenden ofisime gelip hayır dualarını ediyordu. Her geçen günle, daha gençleşiyor, daha canlanıyordu.

Yaz geldi. Günün birinde, mutfak ekibinden bir telefon geldi. Harry'nin nerede olduğunu soruyorlardı. İki gündür mutfağa gelmiyordu. Bu durum dikkatimizi çok çekmemişti. Ne de olsa yaz zamanıydı, Harry de bir tatile çıkmak istemiş olabilirdi. Harry'nin evini aradım. Kimse cevap vermedi. Birkaç gün boyunca, aramaya devam ettim. Ama hala cevap alamıordum. Harry ortada yoktu. Harry'nin oğlunu aradım. Oğlunun sekreteri, patronunun bir hafta boyunca ofiste olamayacağını belirtti. Ona durumu açıkladım. Sekreter içini çekti. Bana, patronunun babasının birkaç gün önce vefat ettiğini söyledi. Patronu, yani Harry'nn oğlu, yas tutmak için bir haftadır evdeydi. Olanları paylaşmak için mutfağa koştum. Hepimiz sarıldık ve ağladık. Ne kadar büyük bir kayıptı hissettiğimiz! Harry'nin parlak hevesi ve yardımsever davranı?ları, şimdi sadece bir anıdan ibaretti.

Harry'nin oğluna bir mektup yazdım. Cevap gelmesini beklemiyordum. Bir hafta sonra, ondan dokunaklı bir mektup aldım. " Babama bu kadar nazik davrandığınız için, size ve ekibinize çok teşekkür etmek istiyorum. Babam, sık sık beraber gönüllü olarak çalıştığı kişilerden bahsederdi. Mutfakta çalışmak,kendisini değerli hissetmesini sağlamıştı. Gönüllü görevi, hayatının önemli bir bölümü haline gelmişti. Annemin ölümünden sonra hissettiği yalnızlık, depresyon ve sıkıntının büyük ölçüde dağılmasını sağlamıştı. Hayatının son gününe kadar, verimli, üretken olarak kalmayı ba?ardı. Mutfaktaki sevgi dolu herkese özellikle teşekkür ederim. Tanrı, hepinizi korusun..."

Bir hafta sonra, Yidiş aksanıla İngilizce konuşan yaşlı bir adam ofisime geldi, "Harry'nin yerine mutfakta çalışmak için geldim buraya..." Acaba Harry'nin benim için ettiği dualarından biri mi gerçekle?mişti? Bu beyefendiyi hoşça karşıladım ve hemen mutfağa gönderdim. Bir soru hala kafamda dönüp dolağır. Bu deneyimden kim daha karlı çıkmıştı acaba: Harry mi, hastane mi?

Carole Goldstein

**

Carole Goldstein, eşi Rabi Nason Goldstein ile beraber, Florida'da yaşamaktadır. Kendisi, yetişkin
üç çocuğu Deena, Arnon, Hana 'yi eşiyle beraber ulaştığı, hayattaki en büyük başarısı olarak görmektedir.